DÜNYA - 28 Temmuz 2020 Salı 13:53

Korona salgını gölgesinde Hac ibadeti

A
A
A
Korona salgını gölgesinde Hac ibadeti

Suudi Arabistan, korona virüs salgını gölgesinde yapılacak olan hac ibadeti için yurt dışından hacı adaylarını kabul etmiyor. Ülkede yaşayan Azerbaycanlı Zilkin, hac ibadeti için Mekke’ye geldi.

Dünya genelinde etkili olan korona virüs salgını günlük rutini değiştirdi. Kurban Bayramı’nın yaklaşmasıyla Müslüman ülkelerde yetkililer, sosyal mesafenin korunması çağrısını yineliyor. Yetkililerin, korkulanın olmaması için uyarıları ve önlemleri arttırırken gözler Suudi Arabistan’a çevrildi. Kurban Bayramı, bu yıl korona gölgesinde gerçekleştirilecek. 268 bin 934 korona virüs vakasının görüldüğü, 2 bin 760 kişinin de hayatını kaybettiği Suudi Arabistan, Hac ibadeti için bu yıl yurt dışından hacı adayı kabul edilmeyeceğini açıklamıştı. Ancak Suudi Arabistan’da yaşayan yabancılar hac ibadetini yerine getirebilecek, yurt içinden de bin kişinin kabul edileceği bildirildi.

Suudi Arabistan’da yaşayan Azerbaycanlı Mekke'ye geldi

Suudi Arabistan’da yaşayan yabancı hacı adaylarının hac ibadetini yerine getirmesine izin verileceği açıklanmıştı. Bu açıklamanın ardından aslen Azerbaycanlı olan ancak Suudi Arabistan’da yaşayan Zilkin, hac ibadeti için Mekke'ye geldi. Suudi Arabistan’ın korona gölgesinde gerekli işlemleri gerçekleştirerek hac ibadeti gerçekleştireceğini ifade eden Zilkin, “bu tür koşullarda, her yerde korona önlemleri varken bu kadar sürede işlemlerin halledilmesi çok güze. Bu inanılmaz bir fırsat. Açıklanamayacak kadar güzel bir his” ifadelerini kullandı.

Kabe’ye dokunmak yasak

Bu yıl Hac ibadeti de alınan önlemler altında gerçekleştirilecek. Bin kişinin katılacağı bildirilen hac ibadetinde ilk hacı adayları Mekke’ye geldi. Hacı adaylarının Mekke’deki konaklayacağı otellerde eşyaları dezenfekte ediliyor. Bu yıl Hacı adaylarının 65 yaşının altında olması gerekirken, hacı adaylarının herhangi bir kronik rahatsızlığının da olmaması şartı aranıyor.

İbadet sırasında hacı adaylarının Kabe’ye dokunmasına da izin verilmeyecek. İbadetin ardından hacı adayları 14 günlük karantina kuralına da uymak zorunda. İbadet mekanlarında günde 10 kez sterilizasyon işlemi yapılacak. Sık sık, hacı adaylarının sosyal mesafeyi koruması uyarısı yapılacak. İbadet sırasında hacı adayları maske kullanmak zorunda.

Öte yandan, şeytan taşlama görevi için hacı adaylarına içerisinde dezenfekte edilmiş çakıl taşlarının bulunduğu kitler dağıtıldı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Tekirdağ Mıhlama için izdiham: Süleymanpaşa’da 1 tonluk lezzet seli Tekirdağ’ın Süleymanpaşa ilçesinde düzenlenen 2. Hamsi ve Mıhlama Festivali’nin ilk gününde yaklaşık 1 ton mıhlama kısa sürede tükenirken, etkinlik alanında zaman zaman izdiham yaşandı. Tekirdağ’ın Süleymanpaşa ilçesinde Karadenizliler Derneği tarafından organize edilen 2. Hamsi ve Mıhlama Festivali, ilk gününden yoğun ilgi gördü. Festival kapsamında vatandaşlara yaklaşık 1 ton mıhlama ikram edilirken, lezzetten tatmak isteyenler erken saatlerden itibaren etkinlik alanına akın etti. Kazanlarda hazırlanan mıhlama karıştırılırken ortaya çıkan görüntüler adeta görsel şölene dönüştü. Mıhlama dağıtımı öncesinde oluşan uzun kuyruklar dikkat çekerken, dağıtımın başlamasıyla birlikte kalabalık zaman zaman kontrolden çıktı, yoğunluk üst seviyeye ulaştı. Oluşan kalabalık nedeniyle festival yetkilileri, hazırlanan mıhlamanın yetip yetmeyeceği konusunda endişe yaşadı. İzdiham havadan görüntülendi Mıhlama için oluşan metrelerce kuyruk ve kalabalık, dron ile görüntülendi. Havadan çekilen görüntülerde, etkinlik alanındaki yoğunluk net şekilde gözler önüne serildi. Festivalin ilk günü, yoğun katılım ve renkli görüntülerle hafızalara kazındı. "6 bin kişiye mıhlama dağıtacağız" Tekirdağ Karadeniz İlleri Kültür, Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Başkanı Muharrem Akyüz, "Hamsi ve Mıhlama festivalimizin bugün ikinci günündeyiz. Arkamda görüyorsunuz izdiham oluştu. Bu daha ikinci gün mıhlama dağıtımı. Sağ olsun Süleymanpaşalılar bizlere tevazu gösteriyorlar. Bizi çok memnun ettiler ve çok kalabalık oldu. Mıhlama yetecek mi yetmeyecek mi bunun endişesi içerisindeyiz. Katılan herkese çok teşekkür ediyorum. 6 bin kişilik mıhlama hazırladık, 6 bin kişiye ücretsiz mıhlama dağıtacağız. Yarın da 10 bin kişiye ücretsiz hamsi dağıtacağız" dedi.
Ankara Yoğurt, ayran, turşu gibi ürünler 2026’da gıda trendleri arasında Türk mutfak kültüründe önemli bir yere sahip olan yoğurt, ayran ve turşu gibi ürünlerin tüketim trendinin arttığını belirten Beslenme ve Diyet Uzmanı Sena Nur Doğan, "İnsanlar bu gıdaları artık yalnızca sindirim için değil, bağışıklık, ruh hali ve enerji üzerindeki etkileri nedeniyle tercih ediyor; böylece kültürel tarifler modern dokunuşlarla yeniden popülerleşiyor" dedi. Bireylerin artık yalnızca beslenmeye değil sağlıklarını korumaya, yaşam kalitesini artırmaya, zihinsel ve bedensel dengeyi sağlamaya ve çevre bilinciyle hareket etmeye odaklandığını vurgulayan Medicana International Ankara Hastanesi Feel Well Beslenme ve Yaşam Tasarımı bölümü Diyetisyen Sena Nur Doğan, 2026 yılına nostaljik tatlar ve geleneksel pişirme tekniklerinin damga vuracağını söyledi. Proteinin beslenmenin merkezindeki yerini daha da sağlamlaştıracağına belirten Diyetisyen Sena Nur Doğan şu bilgileri paylaştı: "Bu yılın en güçlü sağlık temalarından biri bağırsak sağlığı. Mikrobiyom dostu ürünler, prebiyotik lifler, fermente gıdalar ve doğal probiyotik içeren seçenekler giderek daha fazla tercih ediliyor. Yoğurt, ayran, turşu gibi kültürümüzde var olan gıdalar modern beslenme trendlerinin yıldızı haline geliyor. 2026’da sağlıklı beslenme ‘yasaklar’ üzerinden ilerleyen katı bir sistem olmaktan çıkıyor. Yerini; tat duyusunu tatmin eden, dokularla oynayan, nostaljik lezzetleri modern yorumlarla yeniden sunan bir beslenme kültürü alıyor. Fermente gıdalar, bakliyatlar, ev yapımı soslar, eski pişirme teknikleri ve yerel malzemelerle hazırlanan yemekler güçlü bir geri dönüş yapıyor." Sığır yağı talebi artıyor Sığır yağının raflarda daha sık görüleceğini aktaran Diyetisyen Sena Nur Doğan, "Bir zamanlar geleneksel yemek pişirmenin temel unsurlarından biri olarak yüksek dumanlanma noktası ve zengin aromasıyla değer verilen sığır yağı, alternatif yağ arayışındaki tüketiciler tarafından yeniden keşfediliyor. Ancak sığır yağı doymuş bir yağdır. Yüksek doymuş yağ alımı, kalp ve damar hastalıkları riskiyle ilişkilidir; bu nedenle az miktarda tüketilmesi en sağlıklısıdır" ifadelerini kullandı. Proteinli içecekler daha da popülerleşiyor İçeceklerin artık yalnızca bir tamamlayıcı değil, başlı başına fonksiyonel bir ürün haline geldiğini ifade eden Diyetisyen Sena Nur Doğan sözlerini şöyle sürdürdü: "Elektrolit destekli sular, proteinli içecekler, prebiyotik içeren soğuk çaylar, mantar özleri ve zihinsel dengeyi hedefleyen bitkisel karışımlar her zamankinden daha popüler. Tüketici, içtiği her ürünün kendisine ne sağladığını bilmek istiyor. Bu durum, üreticileri daha sade içeriklere, daha net amaçlara ve daha şeffaf etiketlere yönlendiriyor. Günümüz gıda trendleri, sağlıklı beslenmenin yalnızca makro ve mikro besin dengesiyle sınırlı olmadığını; keyif, sürdürülebilirlik, duygusal iyilik hali, kültürel bağlar ve pratik yaşamla uyumlu bir bütünlük sunması gerektiğini gösteriyor. 2026; bedeni besleyen, zihni destekleyen ve gezegene saygı duyan daha bütüncül bir beslenme yılı olacak."