DÜNYA - 10 Mart 2022 Perşembe 16:15

Lavrov: 'Başkan Putin, Zelenski ile görüşebilir, temastan kaçmaz'

A
A
A
Lavrov: 'Başkan Putin, Zelenski ile görüşebilir, temastan kaçmaz'

Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, "Başkan Putin reddetmiyor, Zelenski ile buluşabilir. Ama bu olmadan önce belirli hazırlıkların yapılması şart. Putin hiçbir temastan kaçmıyor. Sadece bu temasların laf olsun diye gerçekleşmesini istemiyoruz" dedi.

Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ve Ukrayna Dışişleri Bakanı Dmitro Kuleba, Antalya'nın Belek Turizm Merkezi’ndeki bir otelde üçlü toplantıda bir ayara geldi. Lavrov, görüşme sonrası düzenlenen toplantıda açıklamalarda bulundu. Lavrov, açıklamasının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı.

"Savaşın ortaya çıkan maliyetleri hesapladığınız gibi mi" sorusuna Lavrov, “Özel askeri harekatımızın gidişatını değerlendirecek olursak ilgili yorumları en önemlisini Devlet Başkanımız gerekli açıklamaları yapıyor. Bu harekatın planlı şekilde devam ettiğini söyledi” şeklinde cevap verdi.

"Saldırmaya niyetimiz yok"

"Batı'dan Ukrayna ordusuna gelen silahlar için Ukrayna toprakları dışında bir müdahale düşünür müsünüz" şeklindeki soruya Lavrov, “Bu tarz hareketlerin Avrupa Birliği’nin batılı partnerlerimizin attığı adımların ne kadar tehlikeli olduğunu çok iyi anlıyor ve kavrıyoruz. Onlar ölümcül silahları Ukrayna’ya ihraç ediyorlar. Binlerce füze, binlerce silah, teröristler tarafından Rus uçaklarına karşı kullanılıyor. Daha sonra bunlar kimin eline geçecek bu soruyu AB’deki mevkidaşlarımıza hep soruyoruz. Onlar bize seneler boyu Ukrayna’dan, Rusya’ya karşı bir üst yaptılar. Şimdi de bize sıradaki adımlarınız ne olacak bu durumu nasıl çözebiliriz diye soruyorlar. Ama şimdi bu tehlikeli duruma gelmenin sebebi bizler değiliz. Genel anlamda sadece Rusya’ya karşı değil Avrupa göklerine de bir tehlike gelecek Ukrayna’dan başka ülkelere saldıracak mıyız. Ukrayna’ya saldırmadık, saldırmaya da niyetimiz yok kimseye" cevabını verdi.

"Rusya'nın güvenliğiyle ilgili tehdit oluştu"

"Polonya’da konuşlandırılacak patriotları doğrudan tehdit kabul edecek misiniz, askeri misilleme seçeneğiniz söz konusu mu" sorusuna Lavrov şu cevabı verdi:

"Rusya’nın güvenlik konusundaki hassasiyetlerini tehlike altına alan bir durum oluştu Ukrayna’da. Sınırlarımızın güvenliği tehdit ediliyordu. Devlet Başkanımız detaylı bir şekilde bunu defalarca açıkladı ama kimse dinlemedi. Donetsk, Luhansk bölgelerine azad ettiğimiz bölgelerden biz şunu anlıyoruz. Önümüzdeki aylarda Rusya’ya bir saldırı düzenliyorlardı. Amerika Savunma Bakanlığı kendi parasıyla biyolojik laboratuvarlar kurdu. Ukrayna topraklarını çeşitli patojen maddeler üzerine deney yapmak için adeta test yapmak için kullandıktan sonra biyolojik silah üretimini hedefliyordu burada. Onlar sözde Ukrayna’da AB ama tek ağızla ABD’nin öyle bir niyeti yok. Biyolojik silah falan geliştirmiyor dediler. Buna zaten şaşırmadık, açıklayacakları buydu. BM’de yok buna dair bir bilgimiz yok dediler. ABD’liler gizli olarak çevirdi bu işlerini. Başta eski Sovyetler Birliği’nde de aynı laboratuvarları kurdular. Rusya sınırları boyunca kuruldu. Fakat kimyasal silahların, biyolojik silahların yasaklanmasıyla ilgili uluslararası bir sözleşme var."

"Ukrayna'nın güvenliğini istiyoruz"

Ukrayna’nın silahlandırılmasını ve Ukrayna’da yeni Nazi hükümeti kurulmasını istemediklerini ifade eden Lavrov, Ukrayna’nın tarafsız bir ülke olmasını istediklerinin altını çizdi. Hem Avrupa ülkelerinin, hem Ukrayna’nın güvenliğini istediklerini de belirten Lavrov, “Ama Rusya’nın da güvenliğini istiyoruz” dedi.

"Putin hiçbir temastan kaçmaz"

Rusya Devlet Başkanı Putin ile Ukrayna Cumhurbaşkanı Zelenski’nin görüşmesine dair soruya Lavrov, “Başkan Putin reddetmiyor, Zelenski ile buluşabilir. Ama bu olmadan önce belirli hazırlıkların yapılması şart. Putin hiçbir temastan kaçmıyor. Sadece bu temasların laf olsun diye gerçekleşmesini istemiyoruz. Kuleba ile bugün görüştük. Önerilerimiz Ukrayna tarafına ulaştı, spesifik yanıt vermeye söz verdiler. Bundan bir katma değer, faydalı netice çıkacaksa tamam bir görüşme yaparız. Fakat Ukrayna’daki darbeden sonra daha çok görüşme için görüşme, imitasyon görüşmeler, kameralara, televizyona çıkmak için görüşme yapıyorlar. Paris’te bütün kararlar alınan Kiev tarafından uygulanmadı. Bir problemin özünde, çözümü için illaki görüşmek gerekmiyor. Alınan kararlar var, yasal çerçeve var. Elbette Zelenski ile görüşecekler Sayın Devlet Başkanımız ama bunun hazırlıklarının yapılması gerekiyor” cevabını verdi.

"Batılı iş ortaklarına ihtiyacımız olmayacak"

"Krizi öyle bir çözeceğiz ki bir daha batılı iş ortaklarına ihtiyacımız olmayacak" diyen Lavrov, "Siyasi saldırganlığın bir parçası haline geldiler. Böyle bir duruma bir daha düşmemek için her şeyi yapacağız. Doğal gaz ve petrol konusunda burada bu mesele Batı meslektaşlarımızın vicdanına bırakılması gereken bir mesele. Biz bunları hiçbir zaman silah olarak kullanmadık. Petrol ve doğal gaz alımını durdururlarsa biz kimseyi zorlamayacağız almaları için. Biz her zaman pazarı açık tutacağız" diye konuştu.

"Kaygılanıyoruz"

Nükleer konusuna da değinen Lavrov, "Nükleer savaşın çıkabileceğini düşünmüyorum. Nükleer konu olayların bağlamında son yıllarda olaylar daha gerginleşti. Nükleer konuyu bu tartışmaların içine batılı temsilciler dahil etti. Biden da kendisine soru sorulduğunda 'Yaptırımların alternatifi var mı' denildiğinde, 'Alternatif sadece üçüncü dünya savaşı' dedi. Biz kaygılanıyoruz. Aynı konuları dönüp dolaşıp duruyorlar" açıklamasını yaptı.

"Bu savaşı bitirmek istiyoruz"

Lavrov, mutabakat sağlanmış konular üzerinde ilerlenmesinin önemli olduğunu belirterek, her türlü fomatta görüşebileceklerini ancak bunun sadece görüşme olması için yapılmaması gerektiğini kaydetti.

"Bu savaşı bitirmek istiyoruz"

Doğumhane saldırısıyla ilgili açıklama yapan Lavrov, "Burada bizim cevabımızı duymak istemiyorsunuz anladığım kadarıyla. Burada çocuk hastanesi ile ilgili ilk sorunuzsa bu o zaman hiç dinlemiyorsunuz cevaplarımı demek. Tüm basın bunu manşetlerine taşıdı. 7 Mart'ta açıklama yaptık, BM Güvenlik Konseyi'nde yaptığımız açıklamada uzun süredir orada anne ve çocuk olmadığını, radikal unsurların oraya yerleştirdiğini, orayı askeri üsse çevirdiklerini söyledik. Buraya kendi teçhizatlarını yerleştirdiler. Tekliflerimiz ta 15 Aralık'a kadar gidiyor. O zaman 'Bir güvenlik sistemi kuralım' demiştik. 'Kimse başka bir ülkenin güvenliğini riske atarak kendi güvenliğini sağlama alamaz' dedik. 'Hiçbir örgüt böyle bir hakka sahip değil Avrupa'da' dedik. 'Kimse kimseyi domine edemez NATO'nun şu anda yaptığı gibi' dedik. Bunlar cevapta kalmasaydı da uygulansaydı memnun olurduk. Bunun yerine Stoltenberg'ten, Borrel'den bir mektup geldi, 'Müzakerelere hazırız' dendi ama bu taahhütler bireysel ülkeler tarafından imzalanmıştı. Batılı temsilcileriniz bunu yaptı işte, diplomasiden anlayışları bu. Diplomasi ile her şeyi çözmek istiyoruz ama Ukrayna'nın askeri varlıktan, Nazizimden arındırılması gerektiğini söyledik. Rusya Federasyonu'na yönelik açık bir tehdit var. Bu çok açık bir şekilde ortaya çıktı. Bu yüzden düzgün insanlarla dürüstçe irtibat halinde olsaydık o zaman her şey çözülmüş olurdu. Burada bir ortak göremiyoruz ki dürüstçe bizimle masaya otursun. Biz bu savaşı hiç istemedik, bu savaşı bitirmek istiyoruz" dedi.

İsa Akar - Ahmet Serdar Eser
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bartın Dijitalleşmenin medya, pazarlama, eğitimce ekonomiye etkileri anlatıldı Bartın Üniversitesinde (BARÜ) düzenlenen sempozyumda dijitalleşmenin medya, pazarlama, eğitim ve ekonomi üzerindeki çok boyutlu etkileri disiplinlerarası bakışla anlatıldı. Bartın Üniversitesi (BARÜ) Bartın Meslek Yüksekokulu tarafından "Yeni Medya, Yeni Pazarlama: Dijital Çağın Dinamikleri" başlığıyla çevrim içi bir sempozyum düzenlendi. Etkinliğin açılış konuşmasını BARÜ Rektörü Prof. Dr. Ahmet Akkaya yaptı. Dijital çağda üniversitelerin rolünü Rektör Prof. Dr. Ahmet Akkaya, "Günümüz çağında yeni medya etkileşimin ve hızın merkezde olduğu yeni bir iletişim kültürüdür. Bu kültür düşünme biçimlerimizi, üretim anlayışımızı ve ekonomik ilişkilerimizi etkilemektedir. Bu noktada üniversitelerin temel sorumluluklarından biri de geçmişin birikimini dijital çağın gereklilikleriyle harmanlayabilen, değişen dünya şartlarına uyum sağlayabilen dijital yetkinliklere sahip bireyler yetiştirmektir. Bu sempozyum öğrencilerimizin dijital dönüşümü akademik ve uygulamalı boyutlarıyla değerlendirmesine, güncel gelişmeleri alanın uzmanlarından takip etmesine ve üniversite-sektör-toplum etkileşiminin güçlenmesine önemli katkılar sunacaktır" dedi. Dijitalleşmenin medya, eğitim ve ekonomiye etkileri Sempozyumun oturum başkanlığını Mersin Üniversitesi İletişim Fakültesinden Prof. Dr. Barış Bulunmaz yaptı. Prof. Dr. Bulunmaz, "Dijital Medya ve Kültürel Dönüşüm" başlıklı değerlendirmesinde yeni medyayı ve gelişim sürecini anlatarak dijital platformların toplumsal değerler ve kültür üzerindeki dönüştürücü rolünü ele aldı. Akdeniz Üniversitesi Sosyal Bilimler Meslek Yüksekokulundan Doç. Dr. Yasemin Bilişli, "Yapay Zekâ Çağında Influencer Ekonomisi: Dijital Güvenin Anatomisi" başlıklı sunumunda influencer ekonomisinin evriminin yapay zekâ destekli içerik üretimiyle yaşadığı dönüşümü aktardı. Bağımsız araştırmacı Dr. Hakan Öngören, "Yeni Eğitim ve Dijital Vatandaşlık" başlığı altında dijitalleşen dünyada eğitim modellerinin değişimini, dijital vatandaşlık bilincini, 21. yüzyıl becerileri ve öğretmenin rolünü anlattı. "Yapay Zekâ Pazarlaması" konusunda Iğdır Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesinden Dr. Öğr. Üyesi Barış Armutcu, kişiselleştirilmiş pazarlama stratejileri ve otomasyon uygulamalarının günümüz pazarlama anlayışını nasıl dönüştürdüğünü örneklerle açıkladı. Son olarak Kastamonu Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesinden Dr. Öğr. Üyesi Nazlıcan Dindarik ise "Dijital Dönüşüm Çağında Akıllı Lojistik ve Tedarik Zinciri: Yeni Medyanın Etkileri" başlıklı konuşmasında yeni medya ve dijital teknolojilerin lojistik ve tedarik zinciri yönetiminde getirdiği yeniliklerin akıllı sistemlerde sunduğu katkılara dikkat çekti. Dijital çağın dinamiklerine ilişkin disiplinler arası bir bakış sunan sempozyum, soru-cevap bölümünün ardından sona erdi.
İstanbul Sedef Güler cinayeti davasında tutuklu sanık: "O anda akıl sağlığımı kaybetmiş olmalıyım" Büyükçekmece’de denizde elleri ve ayakları bağlı, halıya sarılı halde cansız bedeni bulunan Sedef Güler’in öldürülmesine ilişkin 3 sanığın yargılandığı davanın görülmesine devam edildi. Tutuklu sanık Yavuz Güngör, "Ben hiçbir şey yapmadım o anda akıl sağlığımı kaybetmiş olmalıyım, uyandığımda o kadın ölmüştü" dedi. Büyükçekmece Mimar Sinan Sahili’nde 7 Haziran 2024 tarihinde denizde elleri ve ayakları bağlı, halıya sarılmış ve ağırlık bağlanmış şekilde bir kadın cesedi bulunmuştu. Hayatını kaybeden kadının 24 yaşındaki Sedef Güler olduğu tespit edilerek 3 sanık hakkında iddianame düzenlenmişti. Bakırköy 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde sanıkların yargılanmasına devam edildi. Duruşmada, tutuklu sanıklar Fırat Baykara ve Yavuz Güngör ile Sedef Güler’in müşteki annesi Gülizar Sezer, müşteki abla Sevda Güler ve tarafların avukatları hazır bulundu. "Sanıkların hepsinden şikayetçiyim" Duruşmada beyanda bulunan müşteki anne Gülüzar Sezer, "Bana atılan iftiraların hiçbirini kabul etmiyorum. Sanıkların hepsinden şikayetçiyim" dedi. Müşteki abla Sevda Güler ise, "Ben ve kardeşim uyuşturucu kullanmadık" diye konuştu. "Yavuz aradığı zaman bana birisinin öldüğünü söyleseydi asla o eve girmezdim" Duruşmada savunma yapan tutuklu sanık Yavuz Güngör, "Ben hiçbir şey yapmadım o anda akıl sağlığımı kaybetmiş olmalıyım, uyandığımda o kadın ölmüştü. Tekrar cezaevine girmemek için böyle bir şey yaptım. O an için ne yapacağımı bilemedim ama maktule zarar vermek istemedim" ifadelerini kullandı. Tutuklu sanık Fırat Baykara ise savunmasında, "Olayın en başından beri benim suçsuz olduğum belli. Sevda başından beri bir şeyleri gizliyor. Bu olayda en zayıf halka benim. Benim üstüme oynanmaya çalışılıyor. Ben Yavuz dahil olmak üzere dosyada adı geçen kimseyle telefon bağlantısı kurmadım. Yavuz aradığı zaman bana birisinin öldüğünü söyleseydi asla o eve girmezdim" diye konuştu. Müşteki anneden sanığa: Kızıma iftira atamazsın Sanık Fırat Baykara’nın savunması üzerine söz olan müşteki anne Sezer, "Çocuklarıma iftira atamazsın’ diyerek sanıklara tepki gösterdi. Bunun üzerine anne ve sanık Baykara arasında tartışma çıktı. Yaşanan gerginlik sonrası mahkeme duruşmaya ara verdi. Duruşma ertelendi Ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, sanıkların tutukluluk hallerinin devamına hükmederek, eksik hususların giderilmesi için duruşmayı erteledi. İddianameden Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, Fırat Baykara, Yavuz Güngör ve Yiğit Hüseyin Ayvalık şüpheli sıfatıyla yer aldı. İddianamede denizde cansız bedeni bulunan Sedef Güler’in halıya sarıldığı, ellerinin koli bandı, ayaklarının ise zincir ve dambıl ile bağlandığının tespit edildiği belirtildi. Sedef Güler’in cansız bedeninin sarılı olduğu halı üzerinde halı yıkama fabrikası etiketi bulunduğu da iddianamede aktarıldı. Polis ekiplerince etiketteki firmaya gidildiğinde halının Zafer E. isimli kişi tarafından verildiği ifade edildi. Emniyet güçleri tarafından ifadesi alınan Zafer E. emlak işi yaptığını söyleyerek halının bulunduğu evi Fırat Baykara’ya kiraladığını anlattı. Halının bulunduğu evin Baykara tarafından kiralandığı ve Yavuz Güngör isimli sanık ile beraber kullanıldığı da soruşturma aşamasında tespit edildi. Yapılan incelemelerde 4 Haziran günü bir şahsın araç ile Sedef Güler’i Yavuz Güngör’ün kızı ile birlikte yaşadığı ikamete bıraktığı iddianamede belirtildi. Burada Sedef Güler ile Yavuz Güngör’ün kızı Y.H.G. arasında tartışma çıktığı ve Yavuz Güngör’ün Sedef Güler ile beraber Fırat Baykara adına kiralanan eve gittiği kaydedildi. Fırat Baykara’nın sonradan eve geldiği iddianamede açıklandı. Yavuz Güngör ve Fırat Baykara’nın Sedef Güler’i tespit edilemeyen bir nedenden dolayı burada öldürdükleri, cesedi yok etmek için plan yaptıkları ve bir gün sonra buluşmak üzere evden ayrıldıkları iddianamede aktarıldı. Sanıkların 6 Haziran’da tekrar buluştukları ve maktulün cesedini koyacakları valizi, zinciri ve ağırlığı aldıkları da iddianamede ifade edildi. Yavuz Güngör ve Fırat Baykara’nın Sedef Güler’in ellerini koli bandı ile bağladığı, halıya sardığı, ayaklarını zincir ve dambıl ile bağlayıp Mimar Sinan Köprüsü’nden aşağıya attıkları da iddianamede kaydedildi. Baykara’nın daha sonra polise giderek "Yavuz beni Gürpınar’da bulunan ikametine çağırdı. Eve gittiğimde hareketsiz yatan bir kadın gördüm, kontrol ettim, yaşam belirtisi yoktu. Polise haber vermek istediğimde Yavuz Güngör bana silah çekti. Nalburdan zincir ve ağırlık aldıktan sonra kadını halıya sardık. 7 Temmuz günü ise Büyükçekmece sahil tarafına gittik. Cesedi köprü üzerinden suya attık" dediği iddianamede ifade edildi. İddianamede, Yavuz Güngör’ün Yiğit Hüseyin Ayvalık aracılığıyla Yunanistan’a gönderildiği ancak daha sonra bir şekilde ülkeye iadesi sağlandığı ve Güngör’ün Edirne’de yakalandığı belirtildi. Sedef Güler’in Adli Tıp Kurumu tarafından yapılan otopsi işleminin sonucunda ölüm nedeninin belirlenemediği belirtildi. Öte yandan Adli Tıp Kurumu 1 İhtisas Dairesi’nin incelemesinde maktulün kanında uyuşturucu madde bulunduğu, ölümünün uyuşturucu, uyarıcı madde sonucu meydana gelmiş olabileceği ancak baş, boyun bölgesinde ileri derecede çürüme nedeniyle yumuşak dokularında ayrıntılı analiz yapılamadığı yönünde değerlendirme yapıldı. İddianamede Fırat Baykara ve Yavuz Güngör’ün ‘nitelikli kasten öldürme’ suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılması talep edildi. Yiğit Hüseyin Ayvalık’ın ise Yavuz Güngör’ün yurt dışına kaçmasına yardım etmesi gerekçesiyle ‘suçluyu kayırma’ suçundan 6 aydan 5 yıla kadar hapsi istendi.
Eskişehir bestHONEY Erasmus+ Projesi’nin 4. Uluslararası Etkinliği gerçekleştirildi Eskişehir Tarım ve Orman İl Müdürlüğü tarafından açılış toplantısıyla başlayan bestHONEY Erasmus+ Projesi’nin (En İyi Bal İçin Hijyen, Ambalaj ve Üretim Standartlarını AB Seviyesine Getirme) uluslararası toplantısı, İspanya’nın Barselona şehrinde yapıldı. Geçtiğimiz nisan ayında başlayan proje; Fransa (Compigne), İtalya (Agrigento), İtalya (Bari), İspanya’nın (Barselona) mesleki eğitim kurumları ve sektörel katılımcıların arasındaki işbirliğini güçlendirdi. Projenin, Avrupa Birliği genelinde bal üretimi, hijyen ve ambalaj standartlarının uyumlaştırılmasına katkıda bulunmayı amaçladığı belirtildi. Projenin İspanya ayağında saha ziyaretleri ve pratik öğrenme faaliyetleri Toplantının ilk günü, İspanya ev sahibi kuruluş tarafından koordine edilen saha tabanlı öğrenme faaliyetlerine ayrıldı. Katılımcılar, Sant Antoni de Vilamajor bölgesinde, Montseny Doğal Parkı olarak bilinen dağlık bir alanda bulunan yaklaşık 300 arı kovanına sahip bir arılığı ziyaret etti. Bu ziyaret, arıcılıkta kalite kontrol ve kraliçe arı üretiminde iyi uygulamaları gözlemleme ve profesyonel arıcı ile tüm proje ortakları arasında sürdürülebilir üretim yöntemleri hakkında bilgi alışverişinde bulunma fırsatı sağladı. Proje katılımcıları öğleden sonra, Tarragona ilindeki El Perell’da bir arıcılık kooperatifini ziyaret ederek bal paketleme tesisinin teknik incelemesini gerçekleştirdi. Katalonya’da ki en büyük balmumu üretim tesisi de ziyaret edildi. Ayrıca, İspanya’da arıcılığın tarihi gelişimine ve sosyo-ekonomik önemine dair bilgiler sunan Arı Ürünleri Müzesi’ne de gidildi. Bu faaliyetler, ortak ülkeler arasında akran öğrenimini ve iyi uygulamaların aktarımını destekledi. Uluslararası toplantılar ve bilgi alışverişi İkinci ve üçüncü günlerde, Barselona’daki Generalitat de Catalunya’da proje toplantıları ve eğitim oturumları düzenlendi. Tüm ortaklar önceden hazırlanmış bir gündeme dayalı olarak, arı sağlığı, hastalık önleme, üretim standartları ve arıcılıkta ekonomik sürdürülebilirlik konularına odaklanan sunumlar gerçekleştirdi. Bu oturumlar katılımcıların ulusal uygulamaları karşılaştırmalarına, ortak zorlukları belirlemelerine ve Avrupa düzeyinde yenilikçi ve aktarılabilir çözümleri tartışmalarına imkan sağladı. Toplantı sırasında, ev sahibi kurumu temsilen Rosa Altisent Rosell, Erasmus+ projelerinin kurumsal işbirliğini, karşılıklı öğrenmeyi ve uzun vadeli ortaklıkları teşvik etmedeki önemini vurguladı. Ayrıca gelecekte benzer girişimlere devam etme konusundaki ilgisini dile getirdi. Eskişehir İl Tarım ve Ormancılık Müdürü ve Proje Yetkilisi Yüksel Çil, Erasmus+ işbirliğinin katma değerini ve projenin hem AB Üye Devletleri hem de ortak ülkeler için somut çıktılarının önemini vurguladı. Projenin arıcılık sektöründe kapasite geliştirme, inovasyon ve kalite iyileştirmeyi desteklemedeki rolüne dikkat çekildi. Sonuçlar ve yaygınlaştırma Uluslararası toplantı, proje ortakları arasındaki işbirliğini başarıyla güçlendirdi, mesleki yetkinlikleri artırdı ve bal üretimi ve kalite standartlarına yönelik ortak yaklaşımların geliştirilmesini destekledi. Faaliyetler sırasında elde edilen bilgiler, proje sonuçlarının yerel, ulusal ve Avrupa düzeylerinde yaygınlaştırılmasına katkıda bulunacağı belirtildi. Programın sonunda, ev sahibi kurum tüm katılımcılara katılım sertifikaları verdi. Toplantı, bestHONEY projesi sonuçlarının gelecekteki işbirliğine ve yaygınlaştırılmasına yönelik iyi dilek ve temennilerle sona erdi.