GÜNDEM - 13 Mayıs 2015 Çarşamba 15:16

Libya açıklarında vurulan gemi görüntülendi

A
A
A
Libya açıklarında vurulan gemi görüntülendi

Libya açıklarında hem karadan hem de havadan yapılan saldırıda 1 kişinin öldüğü ve 3 kişinin hafif yaralandığı Tuna-1 isimli gemi, yakından ilk kez İHA tarafından görüntülendi.

Daha önce Mavi Marmara gemisinde inceleme ve araştırma yapan kriminal inceleme ekibi, Ankara’dan Fethiye’ye gelerek Libya’da vurulan Tuna-1 isimli gemide araştırma yapmaya başladı. 11 kişilik ekipte bomba uzmanları da bulunurken, Fethiye Emniyet Müdürlüğü’nden 4 kişilik olay yeri inceleme ve araştırma ekibi de Ankara’dan gelen ekiple birlikte çalışma yapmaya başladı. Fethiye iskelesine gelen ekipler, Fethiye Cumhuriyet savcısının gözetiminde saat 11.00 sıralarında TCSG-83 Sahil Güvenlik botuyla, Şövalye Adası açıklarına demirleyen Tuna-1 gemisine geçtiler. Gemi yetkililerinin avukat ve diğer sorumluları da özel bir hizmet teknesiyle gemiye geçerken, inceleme ve araştırma saatlerce sürdü.

İNCELEME YAKINDAN GÖRÜNTÜLENDİ
Libya açıklarında vurulan gemide yaklaşık 15 kişilik kriminal ekibin yaptığı inceleme ve araştırma İHA muhabiri tarafından yakından görüntüledi. Bir ekip Sahil Güvenlik botunda geminin arka tarafına saldırıda isabet eden kurşunların izini ve yerini tespit etmeye çalışırken, diğer ekipler de geminin yine arka kısmında inceleme ve araştırmalarını sürdürdü. Saatlerce süren bu inceleme ve araştırmayı yakından görüntüleyen İHA muhabiri, gemi içinden verilen talimatla uzaklaştırıldı. Sahil Güvenlik ekipleri, İHA muhabirinin bulunduğu bota yaklaşıp fotoğraf ve görüntü almasını engelledi.

“GEMİDE HASAR ÇOK”
Tuna-1 teknesinin acente yetkilisi olan kılavuz kaptan Bener Artun, gemiye ilk çıkan isim olarak manevra yaptırdı. İzlenimlerini paylaşan Artun, “Geminin arka bölümünde bombaların vurduğu tarafta bayağı çökmeler var. Gemiye savcı beyin de müsaadesiyle ilk ben çıktım. Gemi Fethiye'ye yaklaşıyordu, daha uzaktaydı zaten. Geminin manevra kabiliyetinin ne olduğunu görebilmek için gemiye çıktığımda zaten gemi geldiğinde personelin hakikaten baya bir yıpranmış, hırpalanmış olduğunu, psikolojilerinin bozuk olduğunu fark ettim. Gemideki yaşam mahallinin içi de savaş alanı gibiydi. Özellikle arkada bombaların vurduğu tarafta baya çökmeler vardı. Elektrik kabloları yanmış, onlar açıktaydı. Sonra kaptanla konuştuğumda ekip yangına müdahale etmiş ve hemen yangını söndürmüşler. Yine hakikaten çok büyük başarı. O şartlar altında o ekibin onları başarabilmesi güzel bir şey” dedi.

Gemide bomba ve kurşun izleri olup olmadığı sorulan Artun, “Ben direk dışarıdan köprü üstüne çıktığım için dışarıdaki detaylara bakmadım. Ayrıca bizim işimiz de değil malumunuz. Geminin sevk ve idaresi ile ilgili köprü üstüne çıktım. Kaptan zaten kumandadaydı. Ve o da manevi olarak çok çökmüş vaziyetteydi. Körfezin içine girmeden evvel dışarıda bir manevra denemesi yaptık. Geminin emniyetli bir şekilde körfezden içeri gireceğine kanaat getirdikten sonra da Fethiye Liman başkanlığı ile tekrar görüşüp gerekli izinleri aldıktan sonra ağır ağır körfezden içeriye girdik. Emniyetli bir şekilde demirledik” diye konuştu.

"GEMİDE PEK ÇOK ŞEY ÇALIŞMIYOR"
Bener Artun, gemide pek çok şeyin çalışmadığını kaydederek, şöyle konuştu:
“Savcı Bey içeride inceleme yaptı. 3. kaptanın vefat ettiği yeri inceledi. Geminin kuzinesi çalışmıyordu, yemek yiyememişler, buzlukları çalışmıyor, ışıklandırma sistemi tamamen gitmiş, geminin içinde aydınlatma yok. Bir tek köprü üstündeki cihazlar çalışıyor, zaten kendilerini de o şekilde kurtarmışlar. Yani geminin makinesinin ve köprü üstü navigasyonlarının çalışması sayesinde o bölgeden uzaklaşabilmişler. Yoksa saldıranlar gemiyi batırmak için saldırmışlar. Orada bir atıl kalsalar, manevra güçleri kaybolmuş olsa ortadan belki de şimdi maalesef hiçbiri hayatta olmayacaktı. Gemide batmış olacaktı."

“GEMİDE 3 BİN TON ALÇIPAN YÜK VAR”
Gemide 3 bin ton alçıpanın bulunduğunu açıklayan Artun, sözlerini şöyle tamamladı:
“Büyük bir kısmı ambarlarda, küçük bir kısmı da güvertede. Herhangi bir konteyner gemisi değil. Paletler halinde alçıpan taşıyor. Geminin güvertesinde bir konteyner var ama o konteyner tamamen kendi işlerinde kullandıkları bir konteyner. Bulundukları bölgeden Malta'dan yardım istemişler. Fransızlardan yardım istemişler. Nitekim onları araştırma kurtarma bölümleri o bölgeye gemi göndermişler, yola çıkartmışlar gibi. Ondan sonra Yunanistan'dan geçerken, onlar da kendilerine yardım etmek istemiş ama artık Girit'i geçtikten sonra Deniz Kuvvetleri olaya müdahale edip, Deniz Kuvvetleri eşliğinde buraya getirildi.”

MURAT YALÇIN

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Manisa Özgür Özel’den milliyetçilik vurgusu Manisa’nın Kula ilçesinde halka seslenen CHP Genel Başkanı Özgür Özel, "Ben yakamdaki parti rozetindeki 6 okun altısına da aşığım. Bu altı oktan milliyetçilik okunu hiç kimseye bırakamayız. Onun için birileri kendini milli kendinden olmayanları gayri milli, kendisini makbul geri kalanları hain ilan etmeye kalkıyordu. Bu oyuna gelmeyiz. Ne milliyetçiliği ne milli olmayı ne de vatan severliği asla ve asla size bırakmayız. Bunun üzerinden algı operasyonlarına teslim olmayız" dedi. CHP Genel Başkanı Özgür Özel, memleketi Manisa’daki ziyaretlerinin üçüncü ve son durağı olan Kula ilçesinde vatandaşların sevgi gösterileriyle karşılandı. Özel, partisinin Kula ilçe başkanlığını ve Kula Belediye Başkanı Hikmet Dönmez’i ziyaret ettikten sonra Kula Yunus Emre ve Şehit Ömer Halisdemir Kent Meydanında otobüs üzerinden halka hitap etti. "Atatürk’ün iki emanetine gözümüz gibi bakacağız" Kula Yunus Emre ve Şehit Ömer Halisdemir Kent Meydanında halka seslenen Özel, “Cumhuriyet tarihinde ilk kez Manisa’da hem büyükşehiri hem merkez ilçeleri hem 15 ilçeyi kazanıp bugün sizin karşınıza büyükşehir belediye başkanlarımızla, ilçe belediye başkanlarımızla büyük bir onur ve gururla çıktık. Hepinize yürekten teşekkür ediyorum. Hiç şüphe yok bu başarı sadece CHP’ye ait değildir. Öyle yaparsak büyük bir haksızlık yapmış oluruz. Bu başarı Kula ittifakının başarısıdır. Herkesin katkısının farkındayız. Bundan sonra iş bu büyük birlikteliği bir arada tutmak. Hikmet Başkanımız belediyenin kapılarını ardına kadar açtı. Onun hedefi Kula’ya en iyi hizmeti yapmak. Biz de Kula’ya destek için ne gerekiyorsa Mansur Yavaş’sa Mansur Yavaş’tan, Ekrem İmamoğlu ise Ekrem İmamoğlu’ndan her türlü destek. Biz bu seçimlerde bir zafer kazanmadık. Biz bu seçimlerde bir görev aldık. CHP olarak bu büyük ittifakı büyütmenin, korumanın, önümüzdeki seçimlere taşımanın ve dolayısıyla cumhuriyetin ikinci yüzyılının ilk genel seçimlerinde partimizi birinci parti yapmanın, Atatürk’ün partisini iktidar yapma görevi aldık. BU görev partizanca bir görev değildi. CHP herhangi bir parti değildir. BU parti Cumhuriyeti kim kurduysa, bu memleketi kimler kurtardıysa onların kurduğu bir partidir. BU parti baba ocağıdır. Hepimiz baba ocağına doğarız, orada büyürüz. Kimi ırakta oturur, kimi yakında oturur ama herkes bilir ki baba ocağı oradadır, bacası tütmekte, çorbası kaynamaktadır. O bacayı tüttürenler CHP’lilerdir. BU baba ocağı sadece CHP’lilerin değildir. Burası hepimizin. Burası dedemizin, babamızın partisidir. Biliriz ki başımız sıkınca gideceğimiz yer baba evidir. Zorda kalırsak, başımız sıkışırsak gideceğimiz yer baba evidir. Kimse size şimdiye kadar neredeydiniz demez. Kim Atatürk’ü seviyor, kim bayrağını, ülkesini seviyorsa biz de onu seviyoruz. Kim ki İstiklal Marşı çalarken ağlayan filenin sultanlarıyla ağlıyor, kim ki milli takım gol attığında havalara sıçtırıyorsa onlarla birlikteyiz. Biz kibre, güç zehirlenmesine kapılmayacağız. Aksine sorumluluğumuzun farındayız. Bu ülkede yoksulluk, işsizlik var. Çifti, esnaf perişan, emekliler açlığa terk edildi. 10 bin lira ile. Kira versin aç kalırsın, karnını doyursan sokakta kalırsın. Böyle bir ülke oluşturdular. Onun için mücadele verip halkın iktidarı kurmak, tekrar Atatürk’ün cumhuriyet, kimsesizlerin kimsesidir sözünü hatırlamak, uygulamak, işsizliği, yoksulluğu bitirmek, emeklinin yüzünü güldürmek, çiftçiyi milletin efendisi yapmak için hep birlikte çalışacağız. Birileri kavga etmemizi istiyor. Asla ve asla suni gündemlerin peşine takılmayacağız, kimlik siyaseti oyunlarına gelmeyeceğiz. Biz bu ülkenin gerçek sorunlarını konuşup onu dile getirip çözmek için mücadele edeceğiz. Diyorlar ki ‘Gel benimle kavga et’ ben kavga edeceksem, çiftçinin, emeklinin, yoksulun kavgasını edeceğiz. Millet bizden kavga istemiyor. Millet, oturun, çalışın ve derdime çare olun diyor. Yeniden seçimler olup iktidar olana kadar ana muhalefet partisiyiz. Bu ülkenin çıkarları için sonun kadar mücadele edeceğiz. Atatürk’ün iki emaneti olan hem Türkiye Cumhuriyeti’ne hem de partimize gözümüz gibi bakacağız" dedi. "Milliyetçilik oyununa gelmeyiz" "Ben yakamdaki parti rozetindeki 6 okun altısına da aşığım" şeklinde konuşmasına devam eden Özel, "Bu altı oktan milliyetçilik okunu hiç kimseye bırakamayız. Onun için birileri kendini milli kendinden olmayanları gayri milli, kendisini makbul geri kalanları hain ilan etmeye kalkıyordu. Bu oyuna gelmeyiz. Ne milliyetçiliği ne milli olmayı ne de vatan severliği asla ve asla size bırakmayız. Bunun üzerinden algı operasyonlarına teslim olmayız. Yaşasın cumhuriyet. Yaşasın Cumhuriyet Halk Partisi. Bu ülkeyi Atatürk’ün emanet ettiği gibi çiftçisine de, işsizine de sahip çıkana kadar, emekliler hakkını alana kadar önce muhalefet mücadele edeceğiz sonra iktidarda hepsinin yüzünü güldüreceğiz. Bize oy verenleri pişman etmeyeceğiz, oy vermeyenlerin de gönlünü kazanacağız. ‘Keşke ben de verseydim’ dedirteceğiz. İlk seçim gelsin oy atacağım dedirteceğiz. Bu partiyi nasıl yüzde onların altında Kula’da yüzde 50’nin üzerine getirdiysek, neredeyse Türkiye şampiyonu yaptıysak hep birlikte bu partiyi çok çalışarak iktidar yapacağız. Bunun için başta şunu ifade edeyim. Hikmet Başkan kazandı Kula kazandı, Ferdi Başkan kazandı Manisa Kazandı. Türkiye İttifakı kazandı, Türkiye kazandı. Ben partimizin genel başkanı olarak Hikmet Başkana şunu söylüyorum, sen çalış biz arkandayım. Örgütümüz bana emanet, örgütümüze Hikmet Başkanı emanet ediyorum, Hikmet Başkana Kula’yı emanet ediyorum sizleri de Allah’a emanet ediyorum" diyerek konuşmasını tamamladı.
Hakkari Engelli çift, inşaatını bitiremedikleri evleri için destek bekliyor Hakkari’nin Yüksekova ilçesinde yaşayan Çiğdem ve Orhan Dağdeviren çifti, temelini geçen sene attıkları evlerini tamamlamak için yetkililerden ve duyarlı vatandaşlardan destek bekliyor. Yüksekova’ya bağlı Çevreli Küme Evleri’nde yaşayan Çiğdem ve Orhan Dağdeviren çifti, 2022 yılında dünya evine girdi. Bedensel engelli olan ve tekerlekli sandalyeye mahkum bir hayat süren çift, kendilerine bir ev inşa etmek istedi. Geçen sene arsalarının üzerine temel atan çift, maddi imkansızlıklar yüzünden evlerini tamamlayamadı. En büyük hayallerinin evlerine yerleşmek olduğunu kaydeden Dağdeviren çifti, yetkililerden ve duyarlı vatandaşlardan destek bekliyor. Evlendikten sonra Yüksekova’da kaldıklarını kaydeden Çiğdem Dağdeviren, “Kaldığımız dairede hem kiramız arttı hem de giriş çıkışları bizim için sıkıntılıydı. Köye geldik, kaynımın evinde kalıyoruz. Onların evinin giriş çıkışı da bizim için rahatsız edici. Biz geldik bir temel attık. Malzemelerin bir kısmını borçla aldık, bir kısmı için de hayırseverler yardımcı oldu. Temeli attık ama geçen seneden beri bu temel böyle. İkimizin de engelli maaşı çok düşük. Valimiz olsun, vatandaşlar olsun, destek bekliyoruz kendilerinden. Biz de evimize girmek istiyoruz. Rahat etmek istiyoruz” şeklinde konuştu. Attıkları temelin ikinci yıla gireceğini ve temelde kullandığı inşaat malzemelerinin büyük kısmını borçla aldığını söyleyen Orhan Dağdeviren ise, “Zor durumdayız, sıkıntıdayız. İmkanlarımız yok. Tek gelirimiz engelli maaşımız. Onunla da bir şey yapılmıyor. Geçen seneden beri abimin evindeyiz. İçeri girmek, dışarı çıkmak bizim için çok sıkıntılı. Gelip gidemiyoruz. Kendimize göre ev yapmak için temel attık ama tamamlayamadık. Milletimiz bize destek olursa çok seviniriz” şeklinde konuştu.