GÜNDEM - 27 Kasım 2014 Perşembe 10:28

Liselerde okutulan sosyoloji kitabında akıllara ziyan 'din' tarifi

A
A
A
Liselerde okutulan sosyoloji kitabında akıllara ziyan 'din' tarifi

Milli Eğitim Bakanlığı tarafından liselerde ders kitabı olarak okutulan sosyoloji kitabındaki akıllara ziyan din tarifine bilim adamları ve entelektüel kesim büyük tepki gösterdi.

Gazeteci Yazar Rahim Er’in, Türkiye Gazetesindeki köşesinde duyurduğu skandal kitapta, Allah, nübüvvet ve vahiy yok sayılarak, dinin, korkularını yenmek için insanlar tarafından tasarladığı iddia ediliyor. 975-11-2523-5 ISBN numaralı kitabın 96. sayfasında din şu şekilde tarif ediliyor: “Genel olarak din, insanların anlayamadıkları, karşısında güçsüz kaldıkları doğa ve toplum olaylarını, tasarladıkları doğaüstü, gizemsel nitelikli güçlerle açıklamaya yönelmedir.”

2006 yılında basılan kitapta, hem dinin hem de tanrının insanın aklıyla tasarlanan varlıklar gibi gösterildiğini belirten sosyolog yazar İsmail Öz, kitaptaki ifadelerin kabul edilemeyeceğini belirterek dinin bilime, bilimin de dine tezat oluşturmadığının ve ortak bir zeminde durduklarının kabul edilmesi gerektiğini ifade etti. Dinin kimsenin dışlayamayacağı kadar büyük bir gerçeklik olduğunun altını çizen Öz, “İnançsız bir gençliğin, suç üreten bir potansiyele sahip olduğunu bütün dünya kabul ediyor. Batı bile aksi yöndeki düşüncelerinden geriye döndü, vazgeçti ve din gibi bir gerçeği kabul eder duruma geldi. Dini dışladığınız zaman ortaya büyük problemlerin çıktığını görüyoruz” dedi.

Kitaptaki ifadelerin, Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) kurulları tarafından gözden kaçırıldığını ve bakanlık düzeyindeki görevlilerin eserleri satır satır okuma şanslarının olmadığını söyleyen Öz, “Bugünkü genel yapı ve zihniyet itibariyle baktığımızda bu durumun komisyonlarda gözden kaçtığını düşünüyorum. Bugün çeşitli alanlarda mücadelesini verdiğimiz yapılanmalar var. Biz MEB’deki Talim ve Terbiye Kurulları’na belli dönemlerde kimlerin hâkim olduğunu da çok iyi biliyoruz. Paralel yapının önceki dönemde test ve ders kitaplarına hâkim olabilmek için her yıl içerikleri nasıl değiştirdiklerini, yayınevlerini batırdıklarını ve depolardaki milyarlarca liralık kitapları nasıl çöpe atıklarını biliyorum. Bu nedenle kitapların ne kadar titizlikle incelendiğinin hesabını iyi yapmamız gerekiyor” diye konuştu.

Bu bilgilerin ders kitaplarına girebilmesi için doktora seviyesinde gündeme gelmesi gerektiğini söyleyen İsmail Öz, “Bunları tüm dünyaya kabul ettirmemiz için bilimsel alanda dünya çapında değer görebilecek kıymette doktora seviyesinde gündeme gelmesi gerekiyor. Kendi aramızda yaptığımız sohbetlerin bilimsel açıdan bir değeri yok. Bilim dünyası şekillenirken bilimsel arenada o dönüşümün içerisindeki çalışmalarımız çok önemli” ifadelerini kullandı.

Söz konusu sosyoloji kitabının bir dostu tarafından kendisine iletildiğini, geldiğini ve inceledikten sonra hayretler içinde kaldığını belirten Türkiye Gazetesi yazarı Rahim Er, kitabın acilen okullardan kaldırılmasını ve bütün sosyal bilim kitaplarının da MEB tarafından yeniden incelenmesi gerektiğini söyledi. Kitapta gerçek din adına meçhul ve belli olmayan bir kavramdan söz edildiğini belirten Rahim Er, “Ülkemin liselerinde okutulan bir ders kitabı hakkında güzel şeyler söylemek, bunu yazan insanları methetmek ve dünyaya örnek göstermek isterdim. Kitabın Türkçesi inanılmaz derecede kötü, anlaşılması mümkün değil. Allah indinde din, İslam’dır ve bu ülkede din denildiğinde İslamiyet anlaşılır. İslamiyet, Allah’ın Peygamber ve kitaplar vasıtasıyla gönderdiği emirler bütünüdür. Bunu bir tarafa bırakarak meçhul, belli olmayan bir kavramdan söz ediliyor ve bu 18 yaşın altındaki gençlere ders kitabı olarak gösteriliyor. İktidar, ülkenin gençlerini kendi asli aidiyetlerine iadeye gayret ederken arka planda bunların olduğu görülüyor” dedi.

Okullardaki diğer sosyal bilim kitapları hakkında da endişelendiklerini söyleyen Rahim Er, “Bu kitabın acilen eğitimden çekilmesi ve bu vesileyle bütün sosyal bilim kitaplarının da MEB tarafından incelenmesi gerekiyor. Bu Sosyoloji kitabı biz de liselerde ve ortaokulda okutulan diğer sosyal ders kitapları hakkında da endişe meydana getirdi. Ayrıca inanılmaz bir batı hayranlığı var. Dünyada nerede âlim yetişmişse bunun hakkı verilmelidir fakat İslam âleminde hiç ilim adamı yetişmemiş gibi istisna olarak yalnızca İbn-i Haldun’u göstermek ve İmam-ı Muhammed Gazali’yi tahkir edercesine yermek ve onu ilmin karşısında gibi göstermek son derece yanlıştır” ifadelerine yer verdi. 

BANU EZBER

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Çorum Selçuklu mirası bin 100 yıllık tarihi kale turizme kazandırılıyor Tarihi eserlerin ihyası ve restorasyonu konusunda önemli çalışmalar yürüten Çorum Belediyesi, tarihi kalenin restorasyon çalışmalarına devam ediyor. Çalışma kapsamında kalenin bedenlerinin restorasyonu, aydınlatma çalışması ve kale etrafının drenaj hattı yapılacak. Belediye Başkanı Dr. Halil İbrahim Aşgın’ın Kültür ve Turizm Bakanlığı ile yaptığı görüşmeler neticesinde hazırlanan protokol, geçtiğimiz temmuz ayında Çorum Valiliği ve Çorum Belediyesi arasında imzalanmıştı. Protokole göre restorasyon maliyetinin yarısı bakanlık, yarısı da Çorum Belediyesi tarafından karşılanacak. Şehrin en önemli tarihi yapıları arasında yer alan Çorum Kalesi’nin restorasyon ihalesini kazanan yüklenici firma çalışmalarına devam ediyor. Belediye Başkanı Dr. Halil İbrahim Aşgın, şehrimizin kültürel varlıklarının korunması adına çok önemli bir adımı attıklarını belirterek, Selçuklu mirası olan 1100 yıllık Çorum Kalesi’nin şehrimizin en önemli tarihi eserlerinden birisi oldu olduğuna vurgu yaptı. Tarihi kalenin Çorum’un kimliği ve geleceği açısından son derece önemli bir yapı olduğunu ifade eden Başkan Aşgın, “Şu anda beden yüzeylerinde derz temizliği yapılıyor, özgün derz içeriği ve görseline ulaşmak için numuneler hazırlandı. Danışman hoca ile 1 numune üzerinde mutabık kalındı, derzi temizlenen yerlerde taşlarda eksiklik yok ise derz imalatı yapılacak. Eksiklik olan yerlerde taş onarımı yapılacak.” dedi. Başkan Aşgın, restorasyonunun yüzde 50’sinin Çorum Belediyesi, yüzde 50’sinin ise Kültür ve Turizm Bakanlığı hibesiyle karşılanacağını sözlerine ekledi.
Manisa Özgür Özel’e 9 yaşındaki adaşından sürpriz Manisa’nın Alaşehir ilçesinde vatandaşlarla bir araya gelen CHP Genel Başkanı Özgür Özel’e kalabalığın içinde ulaşan 9 yaşındaki adaşı Özgür Sarı hayatının en mutlu gününü yaşadı. Doğum öncesi kan uyuşmazlığı tespit edilen ve Özgür Özel’in girişimleriyle kan değişimi sağlanan minik bebeği 9 yıl sonra karşısında adaşı olarak gören Özel, çocukla yakından ilgilendi. Manisa’nın Alaşehir ilçesi Şahyar Mahallesi’nde oturan 9 yaşındaki adaşı Özgür Sarı, kalabalığa rağmen, Özgür Özel’e ulaşıp ’hoş geldin’ demeyi başardı. Özgür Özel’in milletvekili olduğu dönem olan 31 Aralık 2015 yılında doğan Özgür Sarı, Manisa Celal Bayar Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde dünyaya geldi. Kan uyuşmazlığı nedeniyle, doğar doğmaz kanının değişmesi gereken ve 31 Aralık Yılbaşı tatili nedeniyle doktorların tatilde olabileceğini düşünen anne Raziye ve baba Serkan Sarı’nın, Özgür Özel’e ulaşıp yardım istemesiyle sağlıklı bir şekilde dünyaya gelen ve Özgür adını verdikleri evlatları 9 yıl sonra kendisinin hayata bağlanmasına vesile olan adaşıyla buluşmanın mutluluğunu yaşadı. CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in Alaşehir’e geleceğini duyan anne Raziye ve dede Osman Sarı, tüm kalabalığı delerek, Özgür Özel’e ulaşmayı başardı. Özgür Özel de adaşıyla yakından ilgilenerek sevdi. Anne Raziye Sarı, "Oğlum karnımdayken kan uyuşmazlığı tespit edildi. Çocuk doğar doğmaz kanının değişmesi gerekiyordu. Doğum 31 Aralı gününe denk geldi. 31 Aralık yılbaşı olduğu için doktor bulamayacağız diye korktuğumuz için eşim Serkan ve dedemiz Osman Sarı, Özgür Özel’e telefon ederek yardım istedi. Özgür Özel bize hemen hastaneye gitmemizi ve danışmanının yardımcı olacağını söylemiş. Bizde hemen yola çıktık. Doktorlar bizi kapıda karşıladı. Hemen hastaneye yatırdılar ve öğlen üzeri doğum oldu. Çocuğumun kanı değişti. Eğer kanı değişmeseydi, bu gün belki hayatta olmayacaktı. Biz telefonla konuştuktan sonra yolda giderken, çocuğumuzun adını ’eli bol, ikram’ anlamına gelen Kerem adını verecektik. Özgür Özel’in ilgisi ve yardımlarından dolayı, çocuğumun sağlıklı bir şekilde doğması üzerine adını Özgür koymaya karar verdik. Çocuğumuz sağlıklı doğdu, kanı değişti, hayata tutundu, bizde adını Özgür koyduk. Bu günde Özgür Özel’le buluşturduk." dedi. Özgür Sarı da adını aldığı CHP Genel Başkanı Özgür Özel’e kavuştuğu ve konuştuğu için çok mutlu olduğunu söyledi.