EĞİTİM - 27 Kasım 2017 Pazartesi 10:07

Liseye girişte yeni sistem!

A
A
A
Liseye girişte yeni sistem!

Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, liseye girişte uygulanacak yeni sistemde 8’inci sınıftan soru sorulacağını belirterek, sınavın tek oturumda yapılacağını ve 90 soru için 135 dakika süre verileceğini açıkladı.

Milli Eğitim Bakanı Yılmaz, katıldığı bir televizyon programında liseye girişte uygulanacak yeni sistemle ilgili açıklamalarda bulundu. Yılmaz, yeni sistemde sadece 8’inci sınıftan soru sorulacağını belirterek, “Üniversite için soru sayısı artınca, biz de artırdık. 20 fen, 20 matematik, 20 Türkçe, 10 inkılap tarihi, 10 din kültürü ve ahlak bilgisi, 10 da yabancı dilden soracağız. TEOG'da çıkan sorular da bu dağılıma eşitti. 135 dakika verilecek. Tek oturumda olacak. 90 soru 135 dakikada yanıtlanacak” ifadelerini kullandı.

Etüt merkezlerinin çoğaldığı, okul dışı kaynaklara öğrencilerin yönlendirildiği şikayetleri gelince sınavın baskısını zorunlu olmaktan çıkardıklarını anlatan Yılmaz, “Yüzde 90 öğrencimiz kendi adresine dayalı, bölgesindeki okullara kaydedilecek. İsteyen öğrenci sınava girecek. Ancak öğrenci sayısı yüzde 10’a tekabül eden bir grubu sınavla öğrenci alan okullar statüsüne getireceğiz” açıklamasında bulundu.

Bakan Yılmaz, bu yıl 8’inci sınıfta okuyan 1 milyon 180 bin öğrencinin olduğunu söyledi.

Şu anki ve geçmiş yıllardaki öğrencilerin tercihi dikkate alınırsa yüzde 12 gibi bir oranın imam hatibe gittiğini bildiren Yılmaz, meslek lisesini tercih eden öğrencilerin oranının da yüzde 40 olduğunu, gerisinin de Anadolu lisesi, fen lisesi, sosyal bilimler lisesi, güzel sanatlar lisesi, spor lisesi gibi okullara gittiğini ifade etti. 

“AÇIK UÇLU SORU OLMAYACAK”

Daha önce açık uçlu sorunun daha doğru olacağını ifade ettiklerini hatırlatan Yılmaz, “Açık uçlu soru olmayacak. Ancak toplumda şöyle bir algı var, bunun değerlendirmesini objektif olarak yapabilmek mümkün değil. Dolayısıyla yeni bir tartışmaya yol açmamak için açık uçlu soru sormamayı kararlaştırdık. PISA Direktörü birçok şey söyledi. “Açık uçlu sorular olmalı, öğrenciler sorulara kendi bakış açısıyla cevap verebilsin diye” dedi. Eğitimin ölçme sistemi açık uçluyu gerektirir. Ancak tartışmalara yol açmamak için açık uçlu sormayacağız. Biz aslında MEB olarak açık uçlu sorulara hazırdık, öğretmenlerimiz ve değerlediricilerimizi bu doğrultuda eğitmiştik” açıklamasında bulundu.

Yılmaz, özel okullara giden 300 binden fazla öğrenciye destek verdiklerini belirterek, “Bu hem devletin üzerindeki eğitim yükünü alıyor hem özel okullara destek oluyor hem de özel okulların boş kontenjanını da dolduruyor. Önümüzdeki dönem özel okulların kontenjanları dolduğunda bizim okullarımızda açık kalır diye düşünüyoruz. Sadece geçen yıl bin 777 tane özel okul açıldı” şeklinde konuştu.

Liselere yerleştirmelerde okul başarı notunun dikkate alınmayacağına dikkat çeken Bakan Yılmaz, “Güzel sanatlar, spor liseleri eskiden olduğu gibi öğrencileri kendileri ölçerek alacak. 81 güzel sanatlar lisesi var. Toplam öğrenci sayısı 14 bin 743. 93 tane sosyal bilimler lisesi var. 36 bin 780 öğrenci sosyal bilimler lisesinde okuyor. Bu yıl kaç kişi girecek spor lisesine? 5 bin 490 öğrencimiz spor lisesine gidebilir. 9 bin 60 öğrencimiz sosyal bilimlere gidebilir. 33 bin 810 öğrencimiz de fen lisesine gidebilir” dedi.

“SINAV ÜCRETSİZ OLACAK”

Sahte adres kayıtlarının çok önemli olmayacağını düşündüklerini kaydeden Yılmaz, “Bu sadece sosyal medyada var ama vatandaşın gündeminde yoktur. İkametgah değiştiyse okul da değişecek. Bu sınava girerken hiçbir ücret almayacağız. Sınav ücretsiz olacak” açıklamasında bulundu.

Yılmaz, özel okulların kendi sınavlarını yapabileceğini ancak bu dönem MEB’in sınav sonuçlarını değerlendirmeyi esas alarak bir yerleştirme yapacaklarını belirttiklerini ifade etti.

“20 BİN ÖĞRETMEN ATAMASI İÇİN ŞUBAT’TA DUYURUYA ÇIKACAĞIZ”

20 bin öğretmen atamak için Şubat’ta duyuruya çıkacaklarını bildiren Yılmaz, “Engelli öğretmenlerle ilgili bizden önceki dönemde bin 500 engelli öğretmen atanabilmişken, bizim dönemimizde bunun 4 katı kadar atandı. En son Başbakanımız Öğretmenler Günü’nde Çankaya Köşkü’ndeki konuşmasında 500’e yakın engelli öğretmenin atamasının yapılacağını duyurdu. Biz de çalışmamızı yapıyoruz” dedi.

Medya okuryazarlığı seçmeli ders olarak olduğunu belirten Yılmaz, 21’inci yüzyılın becerileri arasında medya okuryazarlığının da olduğunu, sorgulayan bir nesil istediklerini, onun medyada da yapılmasını istediklerini kaydetti.

“MÜFREDATIMIZDA KODLAMA EĞİTİMİ VAR”

Aziz Sancar’ın kodlama ile ilgili açıklamasını değerlendiren Yılmaz, şunları kaydetti:

“Aziz Sancar’a sağlıklı, uzun ömürler diliyorum. Bu coğrafyanın yetiştirdiği en milli değerlerdendir. Türkiye’de çok iyi bir eğitim aldım dedi. İlkokulu, ortaokulu, liseyi Savur’da okudum dedi. Bu toprakların insanı üzerine bilgi koyarak, Nobel aldı. Anıtkabir’e hediye etti. Onun söylemiş olduğu kodlama eğitimini biz başlattık. Daha önceden seçmeli ders vardı, şimdi ortaokuldan sonra kodlama eğitimi var. Müfredatımızda kodlama eğitimi var. Bunun için öğrencilerimiz robot yarışmasına giriyor.”

Eğitim fakültelerinden mezun olup da din kültürü ve ahlak bilgisi dersi verecek bir bölümün olmadığını söyleyen Yılmaz, “Danıştay bunu görse bilse... Danıştay kararı diyor ki, ilahiyat fakültelerinden mezun olanlar din kültürü ve ahlak bilgisi öğretmeni olamaz. Niçin? Bizim bir öğretmenimiz atanamadığı dönemde, ilahiyat fakültelerinden gelen öğretmenler atanıyor, diyor. Biz şimdi bunu kaldırmak için bir yasal düzenlemeyle de gereğini yapacağız. Danıştay’ın yaptığı kesinlikle yanlış uygulamaydı. Bunu düzeltebilmenin yolu bir yasa çıkarmak. Şu anda eğitim fakültelerinde din kültürü ve ahlak bilgisi öğretmenliği yok. Olsaydı olabilirdi. Davayı açanlar oradan mezun. Ancak daha sonra o bölüm kapatıldı. Bu öğretmenleri yetiştirme görevi ilahiyat fakültelerine verildi. Bu davayı açan kimse de şu an bizim öğretmenimiz” diye konuştu.

“MÜLAKAT KESİNLİKLE GEREKLİ”

Mülakatla ilgili itirazlara ilişkin Bakan Yılmaz, şöyle konuştu:

“Mülakat kesinlikle gerekli. 50 puan alan ile 100 puan alanı yarıştırmıyoruz ki. O kotaya girenlerin hepsi başarılıdır. Hepsi birbirine yakın. Ancak buna rağmen biz bir önceki dönemde çok büyük bir itiraz çıkmadı. Öğretmeler sınava girmeden önce bir güvenlik soruşturmasına tabi tutuluyor. Bunların kamuda görevlendirilmesinde sakınca var mı diyoruz. Onlar eleniyor. Mülakat kesinlikle olacak. Hiç kimse kendisinde eksikliği görmüyor. Güvenlik soruşturmasını geçtikten sonra yazılı puanını dikkate alarak mülakat yapılıyor.”

Sözleşmeli öğretmenlikle, kadrolu öğretmen arasında hiç fark olmadığını belirten Yılmaz, “Ücretli öğretmenlerin mağdur olduğuna ben de inanıyorum. Şimdi şöyle bir kanuni değişiklik yapacağız. Biz de 5 yıl ücretli öğretmenlik yaparak, öğretmenlik tecrübesini kazanmış kimselere, üç katı kontenjana girme şartı olmadan mülakata alma hakkını vereceğiz. Bir imtiyaz tanıyacağız. Bu da onların kaybını giderecektir” ifadelerini kullandı.

“ÖRNEK SORULAR ARALIK AYINDA YAYINLANACAK”

“Örnek sorular Aralık ayında yayınlanacak” diyen Yılmaz, “Bakanlığımızın 8’inci sınıf ders kitapları ana çerçeve olmak üzere, 90 soru 135 dakika tek oturumluk sınav yapacağız. Vatandaşlarımızın gönülleri ferah olsun. Bu gelen sistem bundan önceki gelen sistemlerden daha iyi olacaktır" şeklinde konuştu. FATİH Projesiyle ilgili Yılmaz, şunları kaydetti:

"FATİH Projesi kapsamında Milli Eğitim Bakanlığına teslim edilecek bilgisayarlar veya akıllı tahtalar veya bunun parçaları her türlü vergiden istisna getirildi. Biz ihaleye çıkacağız. Yeni bir sistemle 10 yıllık hizmet alacağız. 10 yıllık hizmet alacağımızda internet servis sağlayıcıları bunlara diyoruz ki akıllı tahtaları da siz internet bağlantısını da siz, bunların bakım onarımını da siz yapın. Bir hizmet sözleşmesi alacağız. Arkadaşlarımız teknik görüşmelere başladılar. Önümüzdeki bir yıl içerisinde alacağımız mesafe geçmiş 6 yılda alınan mesafeye denk olacak şekilde evlatlarımıza 4.G sim kartı da olan bilgisayarı da vereceğiz. Ortaokul 1’e gidenlere vereceğiz, lise 1’e gidenlere vereceğiz. O bilgisayar 4 yıl kendinde kalacak."

Pelin Üzek Kılıç

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara SGDD-ASAM’dan 5. Geleneksel 23 Nisan Çocuk Şenliği Ankara’da Sosyal Gelişim ve Dayanışma Derneği (SGDD-ASAM), UNICEF ve Çankaya Belediyesi iş birliğiyle 3 bin 500 çocuğun katılımıyla 23 Nisan Çocuk Şenliği düzenlendi. Sosyal Gelişim ve Dayanışma Derneği, UNICEF VE Çankaya Belediyesi iş birliğiyle bugün Ahlatlıbel Atatürk Parkı’nda 23 Nisan Çocuk Şenliği gerçekleştirildi. Etkinliğe Altındağ, Keçiören ve Mamak ilçelerindeki 13 okuldan çeşitli uyruklara mensup 3 bin 500 çocuk ve öğretmenleri katıldı. Etkinliğin açılış konuşmasını yapan SGDD-ASAM Genel Müdürü İbrahim Vurgun Kavlak, “Cumhuriyetimizin 100. yılı içerisinde dünyada çocuklara adanan bayramı kutlamanın yegane mutluluğunu yaşıyoruz. 23 Nisan, Türkiye’nin ilk milli bayramıdır. Bugün burada bu alanda Ankara’nın çeşitli bölgelerinden gelen 3 bin 500’ü aşkın çocuk var. Bu vesile ile Ankara Valimize, İl ve İlçe Milli Eğitim Müdürlerine, okul müdürlerimize ve fedakar öğretmenlerimize, değerli SGDD-ASAM çalışanlarına ve bugünü anlamlandıran geleceğin yetişkinlerine yani çocuklara çok teşekkür ediyoruz. Bugün bizim yanımızda olanlara sonsuz teşekkürlerimizi sunuyoruz” dedi. 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı SGDD-ASAM olarak kutladıklarını ifade eden SGDD-ASAM Genel Müdür Yardımcısı Buket Bahar Dıvrak da, "Bizim için gelenekselleşmiş bir etkinlik. Ankara’da Altındağ ve Mamak’ta bulunan 13 okulumuzdan öğrencileri buraya davet ettik. Yaklaşık 3 bin 500 çocuğumuz bizimle beraber. Bayramın coşkusunu bütün çocuklar burada beraber yaşıyorlar. Çok coşkulu ve güzel bir gün bizim için. Çocukların gönüllerince eğlendiği, çocuk olmanın zevkini ve tadını çıkardığı bu ulusal bayramı kutlamalarına vesile oluyoruz” ifadelerini kullandı. Burada olmanın kendilerine çok mutluluk verdiğini ifade eden çocuklar, çeşitli etkinliklerle gün boyu güzel bir gün geçirdiklerini söyledi. Açılış konuşmalarının ardından SGDD-ASAM Al Farah Çocuk Korosu sahne aldı. Konserin ardından alanda gün boyu canlı müzik etkinlikleri düzenlendi.
Antalya Antalya’da "sineksiz yaz" için ekipler hem sahada hem eğitimde Antalya Büyükşehir Belediyesi, yıl boyu bin 600 personelle haşere ve sinekle mücadele çalışmalarını aralıksız yürütürken, uygulamaların daha verimli olması için 19 ilçede vektörel mücadele eden personele yönelik eğitimler veriyor. Eğitimde konuşan Prof. Dr. Hüseyin Çetin, iklim değişikliğinin etkisiyle daha önce Türkiye’de bulunmayan yeni ve istilacı sinek türlerinin görülmeye başlandığını söyledi. Antalya Büyükşehir Belediyesi halkın sineksiz bir yaz geçirmesi, vektörel mücadele çalışmalarını yaz-kış demeden aralıksız sürdürüyor. Bin 600 personel, 195 araç ve yüzlerce ekipmanla yılın 12 ayı aralıksız hizmet veriliyor. Çevre Koruma ve Kontrol Dairesi Başkanlığı Çevre Sağlığı Şube Müdürlüğü tarafından halk sağlığını ve çevre sağlığını korumak adına gerçekleştirilen ilaçlama çalışmalarında görev alan uygulayıcı personele yönelik düzenli olarak vektörle mücadele eğitimleri düzenleniyor. Bu kapsamda Akdeniz Üniversitesi (AÜ) Fen Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hüseyin Çetin tarafından Manavgat, Serik, Akseki ve İbradı’da görev yapan 400 personele vektörlerin larva ve erginleri ile mücadele yöntemleri, güncel teknolojik yenilikler ve oluşan uygulama yöntemleri ile biyosidal ürünler hakkında bilgi aktarıldı. En büyük ekip Antalya’da Büyükşehir Belediyesi Çevre Sağlığı Şube Müdürü Mesut Çınar, vatandaşların rahat bir yaz geçirmesi için bin 600 kişilik mücadele ordusu ile karada ve suda gece-gündüz çalışma yaptıklarını belirterek şunları söyledi: “Bin 600 personel, 195 araç ve yüzlerce ekipmanla yılın 12 ayı aralıksız mücadele ediyoruz. Belediyeler arasında nüfusumuza göre en büyük ekibe sahibiz. Ekiplerimizin uygulamalarını daha verimli ve bilinçli yapabilmeleri için bilimsel ve akademik eğitimlerimize düzenli olarak devam ediyoruz. Eğitimde ekiplere kullandıkları ilaçları, nerelere uygulama yapmaları gerektiğini, mücadele yöntemleri ve güncellenen uygulamaları anlatıyoruz. Vatandaşlarımızım içi rahat olsun. Huzurlu ve sağlıklı bir yaz için aralıksız çalışmalarımız sürüyor.” "İstilacı sinek türleri ülkemizde" Manavgat Atatürk Kültür Merkezi’nde gerçekleşen eğitimde son yıllarda Türkiye’de iklim değişikliğinin etkisini bariz bir şekilde görüldüğünü ifade eden Prof. Dr. Hüseyin Çetin, yağış rejiminde aşırı bir bozukluk olduğunu kaydetti. Çetin, “Son 90 yılın en sıcak Mart ve Nisan ayını yaşıyoruz. Bunun sonucu haşereler için üreme sebebi oluyor. Vektör kaynaklı hastalıklar ve farklı böcek türleri çıkmaya başladı. Ülkemizde de istilacı sivrisinek türlerini görüyoruz. Bu sineklerin de bölgemizde görülmemesi ve yayılmaması için yoğun bir çalışma yürütüyoruz” dedi. Yağış ve sıcaklık Türkiye’de 65 farklı sinek, Antalya’da da yaklaşık 20 farklı sinek türünün olduğunu kaydeden Çetin, “Değişen yağış rejimi ve sıcakların artmasıyla Türkiye’de görülmeyen türler ülkemize sıçradı. İzmir, Trakya ve Marmara gibi bölgelerde görülmeye başlayıp Muğla’ya kadar ulaştı. Buna tedbir olarak Büyükşehir Belediyesi ve Akdeniz Üniversite tarafından düzenli taramalar yapılıyor ve kullanılan ilaçların düzenli testleri yapılıyor” ifadelerini kullandı. "Çevrede su birikintisi bırakılmamalı" Sivrisinek, karasinek gibi haşerelerle mücadelede özellikle konut ve bahçelerin etrafında su birikebilecek kapların düzenli olarak boşaltılması gerektiğini söyleyen Prof. Dr. Çetin, ‘Vatandaşlarımızın koymuş oldukları boş kaplara dolan yağmur suyuyla beraber sivrisinek ve haşereler buralara yumurtluyor. Sonrasında kontrolsüz uçkun meydana geliyor. Ayrıca sahipsiz hayvanlara aşırı yem dökülmemeli, çünkü çevredeki fare ve sıçan gibi kemirgenler bunlardan besleniyor” ifadelerine yer verdi.