ÇEVRE - 26 Ekim 2015 Pazartesi 08:53

Longoz en güzel zamanını yaşıyor

A
A
A
Longoz en güzel zamanını yaşıyor

Karacabey Longozu’nda yükselen su seviyesi ve artan kuş nüfusu, her mevsim olduğu gibi sonbaharda da ziyaretçilere farklı güzellikler sunmaya, kuş gözlemciliği ve doğa fotoğrafçılığı yapmak isteyenlerin uğrak mekanı olmaya devam ediyor.

Avrupa’da artık bir örneği olmayan, kışın Amerika'daki Yağmur Ormanları'nı andıran ve Türkiye’deki 4 longoz içinde en büyüğü olan Karacabey Longozu, Kocaçay Deltası’nda 730 hektarlık bir alan içerisinde yer alıyor. Bir yanında Marmara Denizi, bir yanında Arap Çiftliği ve Dalyan Gölleri bulunuyor. Sözlük anlamı ‘su basar ormanı’ olan longoz, deniz seviyesinin altındaki orman yapısını işaret ediyor. Özellikle kış aylarında, yağışlar neticesinde orman zemini suyla dolarak, ormanın büyük bir kısmı sular altında kalır ve longoz oluşuyor.

Karacabey Longozu, özellikle kuş türleri için, eşine az rastlanır bir ortam. Kuğu, pelikan, sakar meke, balaban, ak balıkçıl, yalı çapkını, saz delicesi, kartal, baykuş türleri, ördek türleri ve daha nicesini Karacabey Longozu'nda görmek mümkün.

Orman ve Su İşleri Bakanlığı 2. Bölge Müdürlüğü tarafından, ormanlık alanın içine, ortamın doğallığını bozmayacak şekilde yapılan ahşap kuş gözlem kulesi, longoza gelen ziyaretçilerin gölü, bataklığı, kuşları ve longozun tüm güzelliklerini gözlemleyip, görüntüleyebilmelerine imkan sağlıyor.

Trakuş adlı internet sitesi kullanıcıları, kuş gözlemcileri ve doğa fotoğrafçıları, yılın belli zamanlarında, özellikle de longozun sakinlerine rahatsızlık vermeyecekleri dönemlerde ormanda çadır kampları düzenliyor. Karacabeyli doğa fotoğrafçısı Alper Tüydeş, "Bölgede bu zamana kadar yapılan çalışmalar neticesinde 260 farklı kuş türü tespit edildi. Ayrıca saz kedisi, yaban kedisi ve su samurunun da bölgede yaşadığı çeşitli verilerle ispatlanmış oldu. Kelebek, böcek ve bitki çeşitliliği yönünden de Karacabey Longozu oldukça zengin ve Türkiye’nin önde gelen yerleri arasındadır" ifadelerini kullandı.

Longozun kuş gözlemi için en ideal yerlerden biri olduğunu da ifade eden Tüydeş, "Kuşlar yılın iki döneminde göç eder. İlkbaharda güneyden kuzeye olan hareket sonbaharda kuzeyden güneye doğru olur. Bu göç süresi boyunca da longoz ve benzeri doğal yapılar, kuşların göç yollarında mola verdikleri uğrak yerlerden bir tanesidir. O yüzden Karacabey Longozu da bu geçiş döneminde oldukça hareketli günler yaşıyor. Normalde Türkiye’de eşine az rastlanır, nadir türleri, bu dönemde burada görmek mümkün. Özellikle son günlerde yırtıcı göçü başlamış durumda. Afrika’ya göç ederken göç yolu üzerinde olan Karacabey Longozu’nda da bugünlerde yoğun bir hareketlilik var. Yırtıcılar, su kuşları, kıyı kuşları ve ötücülerin göçlerine bu dönemde sık rastlanıyor. Kurak geçen yaz döneminin ardından, yağışların da başlamasıyla birlikte, longozun tabanındaki su seviyesi de giderek yükseliyor. Bahar aylarında nilüfer çiçekleri, yaz aylarında karabaş otları ve tüm bunları ele aldığımız zaman da Karacabey Longozu ziyaretçilerine yılın her ayı farklı bir manzara, farklı bir güzellik sunuyor" diye konuştu.

BERK DEMİRPOLAT 
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Nevşehir Tarihte Nevşehirli 25 alim olduğu ortaya çıktı Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi öncülüğünde yapılan bir araştırmada Nevşehirli 25 alimin olduğu ortaya çıktı. Yapılan araştırmada Nevşehirli âlimlerin edebiyat, İslam felsefesi, felsefe, din, filoloji, hadis, ahlak, siyaset, itikat, mantık, tefsir, tıp ve hukuk alanından oldukları belirtildi. Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi İlahiyat Fakültesi, Nevşehir Valiliği, Nevşehir Belediyesi, Nevşehir İl Milli Eğitim Müdürlüğü, Nevşehir İl Müftülüğü, Nevşehir İli Hayırlı Hizmetler Kültür ve Dayanışma Vakfı ve İlim Yayma Cemiyeti iş birliğiyle ‘Nevşehirli Âlimler Sempozyumu’ düzenlendi. NEVÜ Vali Şinasi Kuş Kültür ve Kongre Merkezi’nde düzenlenen sempozyumun açılışına; Nevşehir Vali Yardımcısı Hüseyin Çam, NEVÜ Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Şahlan Öztürk ve Prof. Dr. Özlem Fındık, Nevşehir’in Kozaklı İlçe Kaymakamı Yasin Gürkan, Türkiye Yazma Eserler Kurumu Başkanı Prof. Dr. Ferruh Özpilavcı, Nevşehir Ticaret Borsası Başkanı İbrahim Salaş, Rektör Danışmanı Prof. Dr. Adem Çatak, İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Zülfikar Durmuş, Fen Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ensar Çetin, Diş Hekimliği Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Bayram Deviren, Spor Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Selçuk Akpınar, Nevşehir İli Hayırlı Hizmetler Kültür ve Dayanışma Vakfı Başkanı Ahmet Avlanmaz, İlim Yayma Cemiyeti Nevşehir Şube Başkanı Mustafa Özdemir, protokol üyeleri, Türkiye’nin farklı üniversitelerinden akademisyenler, araştırmacılar, davetliler, NEVÜ akademik ve idari personeli ile öğrenciler katıldı. Prof. Dr. Zülfikar Durmuş tarihte değişik medeniyetlere ev sahipliği yapmış, aynı zamanda pek çok ilim adamını yetiştiren kadim bir Anadolu şehri olan Nevşehir’de üniversitenin öğretim elemanları tarafından yapılan araştırmalarda vefat etmiş ve eserleri bulunan 25 aliminin olduğunu tespit ettiklerini söyledi. Durmuş konuşmasında; “Nevşehir ili birçok medeniyete ev sahipliği yapmış Allah’ın bir lütfu olarak doğa harikası bir yerleşim yeri. Bu şehir aynı zamanda ilim ve irfanın da merkezlerinden biri. Üniversitemizin de ismini aldığı Hûnkar Hacıbektaş Veli’nin burada oluşu da bulun en önemli göstergelerinden biridir. Nevşehir 14. yüzyıldan itibaren medreselere ev sahipliği yapmış ve pek çok ilim adamının yetiştiği bir Anadolu şehri. Ürgüp’te bulunan Taşkınpaşa Medresesi’yle beraber Karamanoğulları döneminde burada medrese eğitimi başlamış. Süreç içinde inşa edilen medreselerle beraber ve özellikle Damat İbrahim Paşa’nın 18. yüzyılın başlarında şehri birçok yeni medreseyle donatmasıyla beraber Lale Devri’nden sonraki Süreçte Osmanlı Devleti’nin Orta Anadolu’daki önemli ilim merkezlerinden biri haline gelmiştir. Kronolojik olarak baktığımızda Lale Devri’nin ardından alimlerin ve kaleme alınan eserlerin sayısında ciddi bir artış olduğu gözlemledik. Bu durum ilgili alimlerin ve eserlerin ortaya çıkarılması, ayrıca akademi ve ilim dünyasına tanıtılmasını gerekli kılmıştır. Üniversitemizin İlahiyat Fakültesi öğretim elemanları tarafından da ilgili alimleri ve eserlerini ilim dünyasına tanıtmak gayesiyle araştırmalar yapıldı. Vefat etmiş ve aynı zamanda eserleri olan alimleri esas aldığımız araştırmalar neticesinde Nevşehir’de 25 alimin ismine ulaştık. Bunlar üniversitemize ismini de veren Hûnkar Hacıbektaş Veli başta olmak üzere; Hoca Gülşehir, Çelebizade Hazim Ahmed Efendi, Çelebizade İsmail Asım Efendi, Ca’fer bin Muhammed bin Ca’fer Avanos, Çelebizade Mehmed Efendi, Süleyman b. Hasan, Mehmed Hadim Nevşehri, Ömer b. Osman en-Nevşehri, Reşid Ahmed Efendi, Ürgüplü Hacı Hafız Hüseyin b. Osman, Damat İbrahim Paşa, Şeyhülislâm Ürgüplü Mustafa Hayri Efendi, Mehmed Hilmi Efendi, Mustafa Kazım Efedi, Seyyid Muhammed Çelebi, Mehmed Tahir Efendi, Süleyman Hayri Bey, Abdülkadir Saynaç, Sıyamzade Hasan Hamdi, Ürgüplü Ahmed Refik Altınay, Osman Yılmaz (Vaiz Osman), Zeki Soyak, Mustafa Şekip Tunç ve Mehmed Şerafettin Yaltkaya’dır” dedi. Nevşehir’in tarih boyunca pek çok alimin, hikmetin ve irfanın yetiştiği bir şehir olduğuna vurgu yapan NEVÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Özlem Fındık, "Anadolu irfanın büyük erenlerinden, hoşgörünün, iyiliğin ve kardeşliğin yol göstericisi Hûnkar Hacıbektaş Veli’nin ismini de alan üniversite olarak öncelikle böylesi bir etkinliği düzenlemekten ve ev sahipliği yapmaktan duyduğumuz memnuniyeti belirtmek istiyorum. Nevşehir tarih boyunca pek çok alimin, hikmetin ve irfanın yetiştiği bir şehir olmuştur. Bu topraklar, bilginin ve hikmetin bahçesidir. Bu sempozyum da bu mirası yaşatmak ve gelecek nesillere aktarmak için önemli bir fırsat oluşturmaktadır. Alimlerimizin öncülüğünde, gençlerimize ilham olmak ve onları aydınlatmak için buradayız. Bilgi bir ışıktır ve bu ışığı yakan, taşıyan ve paylaşan her biriniz, bu sempozyumun gerçek anlamını oluşturuyorsunuz" diye konuştu. Nevşehir Vali Yardımcısı Hüseyin Çam ise ; “Yunus Emre’nin deyimiyle ’İlim ilim bilmektir, ilim kendin bilmektir. Sen kendini bilmezsin, ya nice okumaktır’. Özellikle ismiyle müsemma olan Hacı Bektaş Veli Üniversitemizde böyle bir etkinliğin yapılıyor olmazı ayrıca onur ve gurur vericidir. Bu anlamda bu sempozyumumuzun hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum” diye konuştu.