POLİTİKA - 27 Ocak 2023 Cuma 15:13

Mart ayı sonunda Karadeniz gazını hanelere verilmeye başlanacak

A
A
A
Mart ayı sonunda Karadeniz gazını hanelere verilmeye başlanacak

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Değeri 1 trilyon dolara ulaşan bu doğal gazı millî şebekemize bağlamak için gemiler ve personel şu anda harıl harıl çalışıyor. İnşallah milletimize taahhüt ettiğimiz şekilde Mart ayı sonu itibariyle Karadeniz gazını hanelere vermeye başlıyoruz" dedi.

Altı buçuk milyar dolar değerinde altın keşfinin yapıldığı Bilecik’in Söğüt ilçesinde Gübretaş’a ait maden tesisinin açılışını yaparak ilk külçe altını döken Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “3 buçuk milyon ons, kaynağı 1,92 milyon ons rezerve tekabül eden bu altının bir an önce Türk ekonomisine kazandırılması için çalışmaları hızlandırdık. Bu tesis ilk etapta yıllık 2 buçuk tona kadar altın üretme kapasitesi ile çalışacak. Kalan 2 fazın yatırımlarını da 3 yıl içinde neticelendirmeyi planlıyoruz. Böylece yıllık üretim miktarını yaklaşık 6 buçuk tona yükselteceğiz” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, cumhurbaşkanlığı döneminde ilk kez Bilecik’e geldi. Ziyaretlerine Söğüt ilçesinde başlayan Erdoğan, Cuma namazını Ertuğrul Gazi Camii’nde kıldı. Namazın ardından Ertuğrul Gazi Türbesi’ni ziyaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin en büyük altın keşiflerinden biri olan 6.5 milyar dolar değerindeki 109 ton altın rezervinin işleneceği Gübretaş'a ait Söğüt'teki maden tesisinin açılışını yaparak ilk külçe altını döktü. Açılışa Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca ve Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay katıldı.

“Söğüt Altın Madeni’nin önemi daha iyi anlaşılacaktır”

Maden tesisinin açılış töreninde konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, tesisin ilk etapta yıllık 2 buçuk tona kadar altın üretme kapasitesiyle çalışacağını belirterek, “Gübretaş Maden Yatırımları uhdesinde bulunan Söğüt Altın Madeni ile ilgili yatırım sürecini 2021 yılı Ocak itibariyle başlatmıştık. Maden sahasında yapılan çalışmalar neticesinde, 109 ton altın kaynağı ile 60 ton altın rezervi tespit edildi. Bir baka ifadeyle 3 buçuk milyon ons kaynağı 1,92 milyon ons rezerve tekabül eden bu altının bir an önce Türk ekonomisine kazandırılması için çalışmaları hızlandırdık. Maden sahasındaki yatırım faaliyetleri 3 ayrı faz olarak toplam 500 milyon dolara ulaşacak şekilde planlandı. Bugüne kadar yaklaşık 70 milyon dolar yatırım gerçekleştirilerek, projenin ilk kısmı tamamlandı. Daha önce söz verdiğimiz gibi tesis ilk altın dökümünü yapacak şekilde hazır hale getirildi. Bu tesis ilk etapta yıllık 2 buçuk tona kadar altın üretme kapasitesi ile çalışacak. Kalan 2 fazın yatırımlarını da 3 yıl içinde neticelendirmeyi planlıyoruz. Böylece yıllık üretim miktarını yaklaşık 6 buçuk tona yükselteceğiz. Ülkemizin ortalama yıllık altın üretiminin 35 ton civarı olduğu dikkate alındığında, Söğüt Altın Madeni’nin önemi daha iyi anlaşılacaktır. Burası tam kapasite ile faaliyete geçtiğinde ülkemizde en çok altın üretimi yapılan ilk 3 madenden birisi olacaktır. Bugün itibari ile Söğüt altın madeni sahasında yaklaşık bin kardeşimiz istihdam ediliyor. İlerleyen dönemlerde bu sayının bin 300’ü bulmasını bekliyoruz. Söğüt ve Bilecik’le birlikte Türkiye'nin ekonomisine katkı sağlayacak tesisimizin hayırlı olmasını Allah'tan diliyorum. Tesisin bugünlere gelmesinde emeği geçen herkesi tebrik ediyorum” dedi.

“Toplam yatırım tutarı 1 milyar 771 milyon lirayı bulan kamu ile, 653 milyon lirayı olan özel sektör projelerinin resmi açılış sevincini vatandaşlarımızla birlikte Bilecik'te yaşayacağız”

Bilecik’te yapılacak toplu açılışlara değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Tabi bugün Bilecik'e sadece altın madenin açılışı için gelmedik. İnşallah buradan şehir merkezimize gidecek, valilik önünde bizleri bekleyen Bilecikli kardeşlerimizle kucaklaşacağız. Bu vesileyle toplam yatırım tutarı 1 milyar 771 milyon lirayı bulan kamu ile, 653 milyon lira olan özel sektör projelerinin resmi açılış sevincini vatandaşlarımızla birlikte Bilecik'te yaşayacağız. Ardından Bilecikli gençlerimizin heyecanına, coşkusuna ortak olacağız. Böylece müjdelerle, açılışlarla, hizmetlerle dolu bir programla yıllar sonra Bilecik'te ve Bilecikli kardeşlerimizle hasret gidereceğiz. Değerli dostlar, Türkiye 2002 yılından itibaren tarihinin en büyük kalkınma ve demokrasi hamlelerini gerçekleştirmiş bir ülkedir. Son 20 yılda gerçekten büyük bir gayretle, samimiyetle çalışarak ülkemizin bölgesini üretim ve ticaret merkezi haline getirdik. Nerede bir eksiğimiz, sıkıntımız veya geliştirilmeye muhtaç bir alan varsa hiçbirini ihmal etmeden hepsini de çözüme kavuşturduk. Göreve geldiğimiz Türkiye ile bugünün Türkiye'si arasındaki o devasa farkı, meselelere ideolojilerinin penceresinden bakmayan herkes görebiliyor. Bilhassa yaşı 35-40’ın üzerinde olan ve ülkemizin eski sorunlarını bilen, hatırlayan vatandaşlarımız, iktidarlarımız döneminde yapılan hizmetlerin büyüklüğünü ne manaya geldiğini gayet iyi biliyor. Kalkınmanın temel altyapısını oluşturan eğitim, sağlık, ulaştırma, haberleşme, enerji gibi alanlarda sadece 20 yılda kat ettiğimiz mesafe gerçekten takdire şayandır. Eğitimde, binadan personele pek çok kronik sorunu çözdük. Hastanelerimiz sağlık hizmetlerinde örnek gösteriliyor. Yollarımızın standardı birçok Avrupa ülkesinin bile üzerinde” ifadelerini kullandı.

“Mart ayı sonunda Karadeniz gazını hanelere vermeye başlıyoruz”

Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasına şu sözlerle devam etti:
“Enerjide yeni boru hatları, arama, sondaj faaliyetleri, yenilenebilir enerji kaynaklarıyla kendi hikâyemizi yazıyoruz. Hükûmete geldiğimizde sadece 5 ildeki 57 yerleşim yerinde kullanılan doğal gazı bugün 81 ilimizdeki 703 yerleşim yerimize yaygınlaştırdık. Böylece nüfusumuzun yüzde 85’ine yakını doğal gaza kavuştu. Birileri güneş ve rüzgâr enerjisini yeni yeni keşfeden dursun, biz yenilenebilir enerjide Avrupa'da 5’inci dünyada 12‘nci sıraya yükseldik. Filomuza kattığımız sondaj ve sismik araştırma gemilerimizle dünyanın en geniş filosunu kurduk. Millî imkânlarla yürüttüğümüz çalışmalar sayesinde Karadeniz'de 710 milyar metreküplük ülkemizin en büyük doğal gaz rezervi keşfini yaptık. Değeri 1 trilyon dolara ulaşan bu doğal gazı millî şebekemize bağlamak için gemiler ve personel şu anda harıl harıl çalışıyor. İnşallah milletimize taahhüt ettiğimiz şekilde Mart ayı sonu itibariyle Karadeniz gazını hanelere vermeye başlıyoruz. Yaptığımız keşiflerle petrol üretimimizi artırdık. Akkuyu Nükleer Santrali’nin inşası da aralıksız devam ediyor. Bu sene içerisinde nükleer güç santralimizin ilk ünitesinde elektrik üretimine başlıyoruz. Rabbimizin bizlere bahşettiği hangi enerji kaynağı varsa bir yolunu bulup ülkemiz ekonomisine kazandırmanın gayretindeyiz.”

“Son 8 yılda binde8 olan madenciliğin millî gelir içindeki payı geçen yıl itibariyle yüzde 1,4’e yükseldi”

Türkiye’nin madencilik alanındaki gelişmelerinden bahseden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Petrol, doğal gaz ve madencilik gibi alanlarda karşılaştığımız onca engele ve sabotaja rağmen elde ettiğimiz başarıları ayrıca değerlendiriyoruz. Nitekim temel göstergelere bakmak bile Türkiye'nin bu başlıklarda nereden nereye geldiğini. Görmek için kâfidir. Son 10 yılda ortalama yıllık 742 milyon ton maden üretimi yapılıyor. Toplam madencilik üretimimiz 2021’de bir önceki yıla göre yüzde 14 artışla 814 milyon tona ulaştı. Geçtiğimiz yıl maden ihracatımız bir önceki yıla göre yüzde 9,1 artışla 6 buçuk milyar dolara ulaştı ve bu alanda cumhuriyet tarihinin rekoru kırılıyor. Bor üretiminde ve ihracatında da cumhuriyet tarihinin en yüksek seviyesini yakaladık. Eti Maden yüzde 95 kapasiteyle çalışarak 2 milyon 650 bin ton rafine bor satışı yaptı. Böylece yaklaşık 1 milyar 300 milyon dolar gelir elde ettik. Tüm bu hamleler sayesinde madencilik sektörümüzün gayri safi yurt içi hasılaya katkısının son 14 yılda 11 milyar liradan, burası çok önemli, 93 milyar liraya çıkardık. Aynı şekilde son 8 yılda binde 8 olan madenciliğin millî gelir içindeki payı her yıl kademeli olarak artarak, geçen yıl itibariyle yüzde 1,4’e yükseldi. Altın, petrolle birlikte en fazla ithal ettiğimiz ürünleri başında. Bu alanda talebimizin en az yarısını karşılayabilecek bir rezerve sahibiz” şeklinde konuştu.

“Çevrecilik bahanesiyle ülkemize çekilen yabancı destekli operasyonların sayısı bir hayli fazladır”

Türkiye’nin aleyhine yürütülen lobi çalışmaları nedeniyle kıymetli maden sektöründeki potansiyelini harekete geçiremediğini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye çok uzun yıllar boyunca kıymetli maden sektöründe kendi potansiyelini harekete geçirememiştir. Bunda teknolojik imkânların yetersizliği ve kapasite eksikliğinin yanı sıra ülkemiz aleyhine yürütülen lobi çalışmalarının etkisi de vardır. Çevrecilik bahanesiyle ülkemize çekilen yabancı destekli operasyonların sayısı bir hayli fazladır. Sivil toplum kuruluşu görünümlü yapılan en iyi kamuoyunun hassasiyetinin istismar edilmesi başta olmak üzere pek çok araç bu doğrultuda kullanılmıştır. Kıymetli maden sektörümüzün gelişmemesi için her yol denenmiştir. Tüm dünyada kabul gören maden çıkarma yöntemlerine ses etmeyenlerin ülkemiz söz konusu olunca ortalığı nasıl ayağa kaldırdığını, milletimizi nasıl galeyana getirdiğini hepimiz hatırlıyoruz. Türkiye'nin yeraltı kaynaklarını gün yüzüne çıkarmak ve ekonomimize kazandırma mücadelemizde biz de pek çok saldırıyla karşılaştık. Gezi olaylarındaki sokak terörünün de, kara propaganda faaliyetlerinin de bizi yolumuzdan alıkoymasına müsaade etmedik” dedi.

“Altın üretimimizi 2020 yılında 42 tonla cumhuriyet tarihinin rekorunu kırdı”

Cumhurbaşkanı Erdoğan sözlerini şöyle sonlandırdı:
“Elimizdeki tüm imkânları seferber ederek kıymetli maden sektörümüzün önündeki engelleri tek tek kaldırmaya çalıştık. Böylece 2000 yılında neredeyse 0 olan altın üretimimizi 2020 yılında 42 tonla cumhuriyet tarihinin rekorunu kırdı. Son 5 yıllık verilere göre ortalama üretimimiz yıllık 35 ton civarındadır. Göreve geldiğimizden bu yana toplam 455 ton altının üretilmesini sağladık. Günümüzde 16 farklı madende üretim gerçekleştiriliyor. Yapacağımız yeni keşiflerle yerli altın üretimini artırmayı hedefliyoruz. Dış ticaretimizin dengeye kavuşabilmesi için ülkemizin potansiyelini her alanda olduğu gibi altında da en üst seviyede kullanmamız gerekiyor. Bugün açılışını yapacağımız Söğüt Altın Madeni’ni bu hedef doğrultusunda atılmış önemli bir adım olarak görüyorum. Söğüt Altın Madeninin burada çalışan kardeşlerimizle birlikte tüm ülkemiz için hayırlı olmasını diliyorum.”

Abdullah Güçlü - Ali Furkan Çetiner - Hüseyin Samet Öksüz

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bursa Bursa, suyunu konuştu Bursa Kent Konseyi’nin ‘Bursa Suyunu Konuşuyor’ temasıyla düzenlenen 92. Olağan Genel Kurulu’nda, kentin geleceğini doğrudan etkileyen su kaynakları ve iklim değişikliği konuları tüm yönleriyle ele alındı. Bursa’da katılımcı demokrasinin yaygınlaşması adına önemli görevler üstlenen Bursa Kent Konseyi’nin 92. Olağan Genel Kurulu, ‘Bursa Suyunu Konuşuyor’ başlığıyla Atatürk Kültür Merkezi Merinos Yerleşkesi’nde gerçekleştirildi. Programa, Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey’in yanı sıra CHP Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal, Bursa Kent Konseyi Başkanı Prof. Dr. Ertuğrul Aksoy, Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Doç. Dr. Ergül Halisçelik, Bursa Kent Konseyi Genel Sekreteri Elvan Atay Özkan, BUSKİ Genel Müdürü Mehmet Ercihan Subaşıoğlu, Bursa Kent Konseyi Yürütme Kurulu Üyeleri, meclislerin ve çalışma gruplarının temsilcileri ile çok sayıda gönüllü katıldı. Kent konseylerinin önemine vurgu Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, kent konseylerinin vatandaşlar ile resmi kurumlar arasında köprü vazifesi gördüğünü söyledi. Kent konseylerinin halkın sorunlarına duyarlılık gösterdiğini, takibini yaptığını ve sonuçlarını paylaştığını anlatan Başkan Mustafa Bozbey, halkın çıkarları doğrultusunda çalışmaların sürdürüldüğünü ifade etti. "Su kaynakları azaldı" Dünyanın ciddi bir iklim kriziyle karşı karşıya kaldığını belirten Başkan Mustafa Bozbey, tüm bunlara rağmen Bursa’da gerekli önlemlerin alınmadığını vurguladı. Suyun bir yaşam kaynağı olduğunu hatırlatan Başkan Mustafa Bozbey, "Geldiğimiz noktada çevremizi ve suyumuzu kirlettik. İklim krizinden dolayı da su kaynakları azaldı. Bu süreçte Bursa Ovası’nda suyu fazla tüketen işletmelere de izin verildi. Bu, geleceği iyi okumamanın sonuçlarıdır" dedi. "Bursa ovasında su seviyesi 250 metrenin altına indi" Su kesintileri yapmak zorunda kaldıkları dönemde bazı tepkiler aldıklarını belirten Başkan Mustafa Bozbey, "Ama bu sayede farkındalığı başardık. Şu anda Bursalılar suyu tasarruflu kullanıyor. Kesinti yapmadan önce 510 bin metreküp civarında kullanım vardı, kesintilerin ardından 430 binlere düştü. Kesintileri kaldırdık ve hala bu seviyelerde izliyor. Bizim halkı doğru bilgilerle bilgilendirme sorumluluğumuz var. Bursa artık su şehri değil. Bursa Ovası’nda su seviyesi 250 metrenin altına indi. Bilim insanları, Bursa Ovası’nın her sene 6 santim çöktüğünü açıkladı. Bunun sebepleri araştırılmalıdır. Aralık ayının 20’si oldu ve Uludağ’da hala doğru düzgün kar yok. Gerekli tedbirleri almaya devam etmeliyiz" diye konuştu. "Günlük 500 bin metreküp suya ihtiyacımız var" Çınarcık Barajı’ndaki arıtma tesisi için çalışmaların yoğun biçimde devam ettiğini dile getiren Başkan Mustafa Bozbey, "Göreve gelir gelmez çalışmaları başlattık. Bu yaz bu sıkıntının çekileceğini biliyorduk. Baypass hattı yaparak 100 bin metreküp suyu aktardık. Bunu yapmasaydık daha önceden su kesintileri yapmak zorunda kalabilirdik. Ama bizim günlük 500 bin metreküp suya ihtiyacımız var. Yaz aylarında daha da artacaktır. Artık bahçelerin işlenmiş suyla sulanmaması lazım. Tarımda yeni çözümler üretmeliyiz. Daha az suya ihtiyaç duyan ürünlere yönelmeleri lazım. Yanlış politikalar, Bursa’nın daha vahim su sıkıntısı yaşamasına sebep olabilir" dedi. Başkan Mustafa Bozbey’e teşekkür Bursa Kent Konseyi Başkanı Prof. Dr. Ertuğrul Aksoy, suyun sadece çevresel başlık olmadığını, sosyal, ekonomik ve hayati bir mesele olduğunu ifade etti. İklim krizinin etkilerinin yerel ölçekte daha görünür hale geldiğini belirten Aksoy, su politikalarının katılımcı ve bilimsel temelde yeniden ele alması gerektiğini vurguladı. Genel kurulda su kriziyle ilgili çözüm önerilerinin geliştirilmesini amaçladıklarını anlatan Aksoy, yerel yönetimlerin, üniversitelerin, sivil toplum kuruluşlarının ve vatandaşların birlikte hareket etmesinin önemine değindi. Tüm paydaşlarla birlikte kent için önemli çalışmalar yürüttüklerini belirten Aksoy, her alanda kendilerine destek veren Başkan Mustafa Bozbey’e teşekkür etti. Açılış konuşmalarının ardından oturum bölümüne geçildi. Bursa Uludağ Üniversitesi’nden Prof. Dr. Hayrettin Kuşçu ‘Tarımsal kuraklık, su verimliliği ve etkin sulama yöntemi’, Bursa Uludağ Üniversitesi’nden Doç. Dr. Aslıhan Katip ‘İklim değişikliği ve sürdürülebilirlik çerçevesinde su kaynakları’, BUSKİ Genel Müdür Yardımcısı Ali Alper Makam ‘İklim değişikliğinin Bursa ve su kaynakları üzerindeki etkisi’, Bursa Kent Konseyi Yürütme Kurulu üyesi Murat Demir ‘İklim krizi ve su hakkı’ konularında sunumlar yaparak önemli bilgiler paylaştı.
İstanbul Arnavutköy Belediyesi Yeni Medya Akademisi ilk mezunlarını verdi Arnavutköy Belediyesi tarafından gençleri dijital çağın iletişim ve içerik üretim alanlarında yetkin bireyler olarak yetiştirmek amacıyla kurulan Yeni Medya Akademi ilk mezunlarını verdi. Arnavutköy Belediyesi’ne ait Nuri Pakdil Kültür Merkezi’nde düzenlenen törende öğrenciler sertifikalarını aldı. Arnavutköy’de bulunan Yeni Medya Akademi’nin ilk mezunları bugün düzenlenen törenle sertifikalarını aldı. Programa Arnavutköy Belediye Başkanı Mustafa Candaroğlu, Arnavutköy Kaymakamı Mahmut Hersanlıoğlu ve çok sayıda eğitmen ile öğrenci katıldı. Törende konuşan Arnavutköy Belediye Başkanı Mustafa Candaroğlu, medyanın bilinçli ve etik şekilde kullanılmasının önemine vurgu yaptı. "Değişimin tetiklenmesinde büyük bir güç" Başkan Candaroğlu konuşmasında, "Bu tören bizler için çok anlamlı. Günümüzde bilgi, insanlık tarihinde hiç olmadığı kadar hızlı yayılıyor. Bir yazıyla, bir fotoğrafla, bir paylaşım ile milyonlara ulaşabiliyoruz. Bu da medyanın ne denli güçlü olduğunu bir kez daha gösteriyor. Medya artık sadece bilgi alma aracı değil; toplumların şekillenmesinde, algıların yönetilmesinde ve değişimin tetiklenmesinde büyük bir güç. Etik ve doğru kullanıldığında birleştirici, yanlış ellerde ise toplumları karanlığa sürükleyebilecek bir silah haline geliyor. Bu nedenle özellikle gençlerimizin medya bilincine sahip olmaları çok önemli" dedi. Belediye Başkanı Candaroğlu, dijital çağda doğru bilgiye ulaşmanın ve bu bilgiyi faydalı bir biçimde topluma sunmanın her zamankinden daha önemli hale geldiğini belirterek, akademinin bu amaçla gençlere güçlü bir altyapı sunduğunu ifade etti. Sertifika töreninde öğrenciler, eğitim sürecinde öğrendiklerini paylaştı. Mezun olan gençler, medya ve dijital içerik üretimi alanında çalışmalarına devam edeceklerini belirtti.