EKONOMİ - 28 Mayıs 2021 Cuma 11:12

Merkez Bankası Finansal İstikrar Raporu’nu açıladı

A
A
A
Merkez Bankası Finansal İstikrar Raporu’nu açıladı

Merkez Bankası, aylık Finansal İstikrar Raporu’na göre, 2020 yılı ilk yarısında küresel salgının olumsuz etkileri sonucunda geriledikten sonra izleyen dönemde kademeli şekilde toparlanarak 2021 yılı ilk çeyreği itibarıyla tarihsel ortalamasının üzerine çıktı. Son iki çeyrek itibarıyla krediler ve bankacılık sistemi bilanço sağlamlık göstergeleri ile firma kesimi ve hanehalkı finansal gelişmeleri daha destekleyici bir konumda oldu.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), 2021 yılı Mayıs ayı Finansal İstikrar Raporu’nu açıkladı. Buna göre, kronavirüs salgınına karşı küresel ölçekteki kapanma önlemlerinin kademeli şekilde gevşetilmesi, salgın boyunca alınan ve çoğunluğu hâlen devam eden ekonomik ve finansal destekleyici tedbirler ve takip eden dönemde aşı konusundaki gelişmelerin katkısıyla, 2020 yılı ikinci yarısından itibaren küresel iktisadi faaliyette toparlanma eğilimi başladı. Bu doğrultuda 2020 yılı Ekim ayından bu yana gelişmekte olan ülke (GOÜ) hisse senedi piyasaları ve zaman zaman dalgalanma göstermekle birlikte tahvil piyasalarına portföy girişi yaşandı.

Gelişmiş ülkeler ile Türkiye ve emsal ülkeler başta olmak üzere GOÜ borsaları karantina önlemlerinin azaltılmaya başladığı Mayıs 2020’den bu yana olumlu performans sergiledi. Diğer yandan, salgının ve salgın döneminde sağlanan mali desteklerin etkisi ile artan reel sektör ve kamu sektörünün yüksek borçluluğu hem gelişmiş ülkelerde hem GOÜ’lerde birer kırılganlık unsuru olarak ön plana çıktı.

Tedbirlerin süresi, tedbirlerden çıkışın zamanlaması ile bu sürecin oluşturacağı ödünleşimlerin yönetilmesi ve aşılama konusunda ülkeler arasındaki farklılıklar küresel büyüme görünümü üzerinde belirleyici olacaktır. Önümüzdeki dönemde ekonomik büyümede ülkeler arasındaki farklılaşma ve gelişmiş ülke para politikalarına dair belirsizlikler GOÜ’lere yönelik sermaye akımlarında oynaklığa neden olabilecek.

Yurt içi iktisadi faaliyet 2020 yılının üçüncü çeyreğinden itibaren iç talepte daha belirgin olmak üzere, güçlü bir toparlanma kaydetti. Kredilerdeki ivmelenme iç talep kanalıyla ithalatı artırmıştır. Öte yandan, 2020 yılı ikinci yarısında ihracatta görülen artış eğilimi, küresel büyüme görünümünün kademeli şekilde iyileşmesi ve önemli ticaret ortaklarımızın bulunduğu Avrupa ülkelerinde salgın kaynaklı kısıtlamaların daha ziyade hizmetler sektörüyle sınırlı kalmasıyla 2021 yılı Ocak-Nisan dönemi itibarıyla devam etti.

Sanayi üretimindeki güçlü seyre karşın, salgının yayılımının devam etmesi başta turizm olmak üzere hizmet sektöründeki toparlanmayı sınırlamaktadır. Güçlü seyreden iç talebin yanı sıra ithalat fiyatlarındaki artış da dış dengeyi olumsuz etkilemekte. Buna karşın, ihracattaki güçlü artış eğilimi, altın ithalatındaki belirgin gerileme ve finansal koşullardaki sıkılaşmanın etkisiyle kredilerde gözlenen yavaşlama cari işlemler hesabında öngörülen iyileşmeyi desteklemekte. İstihdamı korumaya yönelik tedbirler salgının işgücü piyasası üzerindeki olumsuz etkilerini sınırlandırırken, işgücüne katılım oranındaki yükselme eğilimi son aylarda işsizlik oranını artırıcı etki yapmaktadır. Uluslararası emtia fiyatlarındaki artışların yanı sıra talep ve maliyet unsurları, bazı sektörlerdeki arz kısıtları ve enflasyon beklentilerindeki yüksek seviyeler, fiyatlama davranışları ve enflasyon görünümü üzerinde risk oluşturmaya devam ediyor.

2020 yılı son çeyreğinden itibaren sıkılaştırılan para politikası ve salgına yönelik tedbirler kapsamında gerçekleştirilen kredi kampanyalarının son bulması ile birlikte kredi büyümesi son Rapor döneminden itibaren düşüş eğilimine girdi. 2020 yılı Eylül ayı ile karşılaştırıldığında 2021 yılı Nisan ayı itibarıyla kur etkisinden arındırılmış yıllık (KEA) toplam kredi büyümesi yüzde 25’ten yüzde 13’e, KEA ticari kredi büyümesi de yüzde 19’dan yüzde 8’e gerilemiştir.

Bireysel kredi büyüme oranı ise 2020 yılı Eylül ayında yüzde 50’yi aşmış ve 2021 yılı Nisan ayında yüzde 34 seviyesinde gerçekleşti. Kredi büyümesine ilişkin yakın dönem eğilimler göz önünde bulundurulduğunda, mevcut sıkı parasal duruşun krediler üzerindeki yavaşlatıcı etkisinin önümüzdeki dönemde belirginleşmesi ve yaz aylarında baz etkilerinin de devreye girmesiyle yıllık kredi büyüme oranlarının gerilemeye devam etmesi bekleniyor.

Mevcut Rapor döneminde reel sektörün yabancı para (YP) açık pozisyonundaki gerileme YP mevduatlardaki artış ve YP borçlarda devam eden düşüş kaynaklı olarak devam etti. Sektörün net YP açık pozisyon tutarı 2021 yılı Şubat ayı itibarıyla bir önceki yılın aynı dönemine göre 15 milyar ABD doları azalarak 155 milyar ABD doları seviyesinde gerçekleşti. Sektörün kısa vadeli döviz pozisyonu fazlası ise 2020 yılı başından bu yana hızlı şekilde artarak 2021 yılı Şubat ayında yaklaşık 26 milyar ABD doları seviyesine ulaşmış, kısa vadeli YP varlıkların kısa vadeli yükümlülükleri karşılama oranı yüzde 127 seviyesine çıktı.

YP pozisyonuna ilişkin söz konusu göstergelerde süregelen iyileşme reel sektör firmalarının mali bünyelerinin kur gelişmelerine karşı dayanıklılığını arttırıyor. Aynı dönemde, salgın kaynaklı olarak artan finansman ihtiyacının bankacılık sektörü tarafından TL cinsi olarak etkin bir şekilde karşılanması ve kur artışının YP borç stoku üzerindeki etkisi ile reel sektör finansal borçlarının GSYİH’ye oranı yüzde 57’den yüzde 63’e yükselmiştir. Buna karşın, Türkiye’de reel sektör borçluluk oranı 2020 yılı üçüncü çeyreği itibarıyla GOÜ, G20 ve dünya ortalamalarının gerisinde seyretmeye devam etti.

Salgın dönemine özgü uygun koşullu kredi kampanyalarının akabinde kredi koşullarının sıkılaşması ve azalan ihtiyati nakit ve nakit benzeri varlık tutma tercihinin belirleyici etkileriyle hanehalkı finansal varlık ve yükümlülüklerinin büyümesi mevcut Rapor döneminde yavaşlamıştır. Söz konusu dönemde yükümlülük büyümesine en büyük katkı görece güçlü bir artış sergileyen ihtiyaç kredisi ve bireysel kredi kartı hareketlerinden gelirken; varlık kalemi üzerinde tasarruf mevduatı, hisse senedi ve kıymetli maden tercihleri belirleyici oldu.

10 yıllık ortalaması yüzde 47 seviyesinde bulunan hanehalkı finansal kaldıraç oranının son yıllarda gösterdiği kademeli düşüş eğilimi salgın döneminde sona ermiş, kaldıraç oranı mevcut Rapor döneminde yüzde 36 seviyesinde yatay bir seyir izledi. Diğer taraftan, Türkiye’de yüzde 18 civarında olan hanehalkı borcunun GSYİH’ye oranı, yüzde 51 seviyesindeki GOÜ ortalamasının altında seyretmeye devam ediyor.

Salgının firmaların nakit akışı ve hanehalkının borç ödeme kapasitesi kanalıyla bankacılık sektörü aktif kalitesi görünümü üzerindeki olası etkileri, alınan kapsamlı politika tedbirleriyle sınırlandırıldı. Kredi taksitlerinin ötelenmesi, TGA ve yakın izlemedeki krediler için gecikme sürelerinin belirlenen bir dönem için uzatılması, KGF teminatlı krediler gibi tedbir ve uygulamalar sonucu TGA bakiyesi yataya yakın seyretmiş, kredi bakiyesi kuvvetli bir şekilde artmış ve sektörün TGA oranı 2021 yılı Mart ayı itibarıyla yüzde 3,8 seviyesine geriledi. Diğer taraftan, gerek gecikme süreleriyle ilgili düzenleme gerekse döviz kurundaki yükselişe bağlı olarak yakın izlemedeki kredi bakiyesi 2020 yılı ikinci çeyreğinden itibaren artmaya başlamış, söz konusu kredilerin toplam canlı krediler içindeki payı ılımlı bir artışla 2020 yılı Mart ayındaki yüzde 10,9 seviyesinden 2021 yılı Mart ayı itibarıyla yüzde 11,1’e yükseldi.

Yapılandırılan veya yakın izlemede sınıflandırılan kredilerin takip hesaplarına intikalinin tarihsel ortalamalarıyla uyumlu şekilde hareket edeceği, BDDK’nın kredilerin sınıflandırılmasına esneklik sağlayan uygulamasının sonlanması halinde iktisadi faaliyetin güçlü seyriyle beraber TGA oranındaki yükselmenin sınırlı olacağı bekleniyor. Sektörün ihtiyatlı bir yaklaşımla karşılık ayırmaya devam etmesi sayesinde aktif kalitesindeki olası bozulmanın yönetilebilir seviyelerde kalabileceği öngörüldü.

Bankacılık sektörünün kısa ve uzun vadeli likidite pozisyonları güçlü görünümlerini korumaktadır. Likidite karşılama oranları (LKO) yasal alt limitlerin oldukça üstünde olup, sektörün kredi/mevduat (K/M) oranı 2021 yılı Nisan ayı itibarıyla yüzde 100 seviyesinde dengeli bir seyir izliyor. Sektörün TL ve YP K/M oranları sırasıyla yüzde 150 ve yüzde 55 olup, mevcut YP likidite fazlası ve TL likidite ihtiyacı yurt içi ve yurt dışı takas piyasaları ile etkin bir şekilde yönetiliyor.

Mevcut Rapor döneminde küresel ve yurt içi gelişmelere bağlı olarak artan risk primine karşın bankalar yurt dışı borçlanma piyasasında sendikasyon kredilerini önceki yılın aynı dönemine göre benzer maliyetlerle ve yüzde 100’ün üzerinde yeniliyor.

Firmaların yatırım iştahının seyri ve mudinin YP mevduat tercihi ise bankaların yurt dışından borçlanma ihtiyaçlarını azaltan unsurlar oldu. Bankacılık sektörünün küresel şoklara karşı yeterli tampon bulunduran YP likit aktif portföyleri 2021 yılı Mart ayı itibarıyla kısa vadeli YP cinsi yurt dışı borcun yüzde 81’ini karşılayabiliyor. Bankaların kur takası pozisyonlarıyla birlikte likit aktiflerinin kısa vadeli borcun tamamını karşılayabildiği görüldü.

Bankacılık sektörü kârlılığında mevcut Rapor döneminde görülen gerilemede, net ücret ve komisyon gelirleri ile artan fonlama maliyetleri üzerinden net faiz gelirlerindeki düşüş etkili oldu. Aktif-pasif vade farkı ve 2020 yılında kullandırılan düşük faizli krediler kaynaklı olarak net faiz gelirlerinde görülen düşüş, güçlü kredi büyümesi kaynaklı hacim etkisiyle bir miktar dengeledi.

2021 yılı ilk çeyreğinde net ücret ve komisyon gelirleri kârlılığı desteklerken, önümüzdeki dönemde kredilerdeki yeniden fiyatlama sürecinin devamıyla birlikte net faiz marjı kanalından gelen kârlılığı sınırlayıcı etkinin hafifleyeceği öngörüldü. Karşılık gelişmeleri, düşük seyreden operasyonel giderler büyümesi ve sermaye piyasası işlemleri dönem kârlılığına olumlu katkıda bulunmuştur. Geçtiğimiz Rapor döneminde ihtiyatlı bir yaklaşımla ayrılan karşılıklar sektörün risk yönetim kapasitesini desteklerken, mevcut Rapor döneminde kredi karşılık giderlerindeki azalış da kârlılığa olumlu yansıdı.

Bankacılık sektörü sermaye yapısı güçlü görünümünü koruyor. Sermaye yeterlilik rasyosu (SYR) mevcut Rapor döneminde 143 baz puan gerileyerek yüzde 18 düzeyinde gerçekleşti. SYR hesaplanmasına ilişkin kullanılabilecek salgın dönemi imkânlarının BDDK tarafından 30 Haziran 2021 tarihine kadar uzatılması genel olarak SYR’yi desteklerken, kredi riskine esas tutarın hesaplanmasına ilişkin imkânda kullanılabilecek döviz kurunda yapılan güncelleme SYR’yi düşürücü yönde etkiledi. Kârlılık mevcut Rapor döneminde azalsa da özkaynaklara olumlu katkı sağlamaya devam etti.

Finansal İstikrar Raporunun alt bölümlerinde yer alan temel göstergeler kullanılarak hesaplanan Makrofinansal Görünüm Endeksi, 2020 yılı ilk yarısında küresel salgının olumsuz etkileri sonucunda geriledikten sonra izleyen dönemde kademeli şekilde toparlanarak 2021 yılı ilk çeyreği itibarıyla tarihsel ortalamasının üzerine çıktı. Son iki çeyrek itibarıyla krediler ve bankacılık sistemi bilanço sağlamlık göstergeleri ile firma kesimi ve hanehalkı finansal gelişmeleri daha destekleyici bir konumda oldu.

Küresel finansal koşullar bu dönemde olumsuz yönde gelişirken, yurt içi makroekonomik ortam iktisadi faaliyette kaydedilen güçlü seyir ile bir miktar iyileşirken enflasyon ve cari dengeye yönelik riskler önemini korudu. Yılın geri kalanında sıkı parasal duruşun etkilerinin belirginleşmesiyle cari dengede ve enflasyon görünümünde beklenen iyileşme makrofinansal istikrarı destekleyecek. Fiyatlar genel düzeyinde sağlanacak istikrar, ülke risk primlerinde düşüş, ters para ikamesinin başlaması, döviz rezervlerinin artış eğilimine girmesi ve finansman maliyetlerinin kalıcı olarak gerilemesi yoluyla önümüzdeki dönemde makroekonomik ve finansal istikrarı olumlu etkileyecek.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Artvin Artvin’de üzerlerine kaya yağan minibüs şoför yaşadıkları korku dolu anları anlattı Artvin’de dün sabah saatlerinde meydana gelen olayda seyir halindeki bir yolcu minibüsü yamaçtan kopan kaya parçalarının isabet etmesi sonucu kullanılamaz hale geldi. Olayda minibüs sürücüsü ile araçta bulunan 4 yolcu, büyük bir tehlike atlatmalarına rağmen yara almadan kurtuldu. Edinilen bilgilere göre, seyir halindeki minibüsün üzerine aniden yamaçtan kopan kaya parçaları düştü. Minibüs hurdaya dönerken, araçta bulunan yolcular büyük panik yaşadı. Kazanın ardından kendi imkânlarıyla araçtan çıkan sürücü ve yolcuların sağlık durumlarının iyi olduğu öğrenildi. Yaşadıkları korku dolu anları anlatan minibüs sürücüsü Ramazan Akyürek, "O gün bizim için ikinci doğum günümüz oldu. Sanki dinamit atılmış gibi her yerden aracın içine taş yağıyordu" dedi. Yaklaşık 20 yıldır bu yollarda yolcu taşıdığını belirten Akyürek, şunları söyledi: "Aracımda 4 yolcu vardı. İkisi yan koltukta, ikisi arka koltukta oturuyordu. Şans eseri kurtulduk. İki kaya aracın tavanından içeri girdi. Biri önden vurup sekti, biri cama çarptı, bir diğeri ise otomatik kapıya isabet etti. Kayalar durduktan sonra araç içinde kaldık. Kendi imkânlarımızla indik. İndikten sonra birbirimizi kontrol ettik, kimseye bir şey olmadığını görünce şükrettik. Burnumuz bile kanamadı. Vücudumuzu bir titreme aldı. Sanki dağın içinde dinamit patlamış gibiydi. Yukarıdan kayaların geldiğini sonradan fark ettik. Daha önce kazalar yaşadım ama böyle bir olayı ilk kez gördüm. Ne kadar dikkatli giderseniz gidin, yukarıdan gelen kayaya karşı önlem almak mümkün olmuyor." Minibüse yaklaşık 5 kaya parçasının isabet ettiğini belirten Akyürek, özellikle yağışlı havalarda sürücüleri uyararak, "Bu bölgeden geçen tüm sürücülerden ricam, yağmurlu havalarda çok daha dikkatli olmalarıdır" diye konuştu.
Düzce Kuyumcu mağdurlarının eyleminde yaşlı kadın fenalaştı Düzce’de iflas gerekçesiyle kapanan kuyumcuda paralarının ve altınlarının kaldığını, mağdur edildiklerini öne süren bir grup vatandaş, iş yeri sahibinin evinin önünde eylem yaptı. Polis ekipleri bölgede geniş güvenlik önlemleri alırken, eylem sırasında yaşlı kadın fenalaştı. Kent merkezinde faaliyet gösteren kuyumcunun bir süre önce iflas gerekçesiyle kapanmasının ardından mağdur olduklarını öne süren vatandaşlar, işletme sahibinin Kültür Mahallesi’ndeki evinin önünde bir araya geldi. İhbar üzerine bölgeye sevk edilen polis ekipleri, evin çevresinde geniş güvenlik önlemi aldı. Kalabalık grup, paralarını geri istediklerini belirterek duruma tepki gösterdi. Eylem sırasında sinir krizi geçirerek fenalaşan Bilgen Kurt isimli yaşlı kadına, olay yerine çağrılan sağlık ekipleri tarafından ambulansta müdahale edildi. Mağdurlardan Fatma Eser yaptığı açıklamada, "Mağdurların arasında tekstilde, fabrikada çalışanlar var. Dişinden, tırnağından artırarak bir şeyler yapmaya çalışan insanlar var. Örneğin aramızdaki bir kadının 4 çocuğu var. Borcu olan, bir sürü sıkıntı çeken insanlar var" dedi. "Herkes ona güvenirdi" Kuyumcu S.A.’nın geçmişte "Düzce’nin kasası" olarak bilindiğini ifade eden Eser, "Herkes ona güvenirdi. Emanet parasını ona bırakırdı. Oğlu, babasının yıllardır yaptığı güveni kendisi yıktı. Mahkemeye başvuruldu. Mahkemeden ceza olarak sonuç alındı ama bizim mağduriyetimiz giderilmedi" diye konuştu. "S.A., yılların esnafı olduğu için oğluna da güvendik" Bir başka mağdur Bilgen Kurt ise dolandırıldıkları söyleyerek, şöyle konuştu: "S.A.’nın oğlu Ş.E.A. tarafından dolandırıldık. 2024’nın eylül ayında ona gittik. S.A., yılların esnafı olduğu için oğluna da güvendik. Haram lokma yemeyelim diye bankalara yatırmadık. Birikimimizi oğlu Ş.E.A.’ya verdik. Bize ’Bir ay içinde mağduriyetiniz giderilecek, altınlarınızı geri vereceğiz’ dedi. 15 gün sonra, 1 ay sonra sürekli gittik ama sonuç alamadık. Her gidişimizde bizi es geçtiler. Doğru dürüst söz vermediler. Bizim kimsenin parasında, malında, mülkünde gözümüz yok." "Darbe yiyeceğimiz aklıma gelmedi" Kanser tedavisi gördüğünü belirten yaşlı kadın, "Biz hakkımız olanı istiyoruz. Ben kanser hastasıyım, tedavi görüyorum. Dişimden, tırnağımdan artırdığım parayı biriktirdim, kuyumcuya getirdim. Babası yılların esnafı olduğu için darbe yiyeceğimiz aklıma gelmedi" diye konuştu.
Ordu Ordu’da arıcılara malzeme desteği Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından yürütülen proje kapsamında Ordu’da arıcılara yönelik malzeme desteği sağlandı. Tarım ve Orman Bakanlığı Hayvancılık Genel Müdürlüğünce 2025 yılında yüzde 70’i hibe olarak desteklenen ’Ordu Arısı Islah Projesi’ kapsamında, ıslah işletmesinde kullanılmak üzere 300 adet langstroth tipi kovan, 6 bin adet çerçeve, 10 bin adet ana arı taşıma kafesi, şeker, 6 ton arı keki, 500 kilogram temel petek ile maske ve körük alımı gerçekleştirildi. Temin edilen malzemeler Ordu Arı Yetiştiricileri Birliği’ne teslim edildi. İl Tarım ve Orman Müdürlüğü toplantı salonunda düzenlenen törende, Ordu Arıcılar Birliği tarafından alınan Birinci Derece Tarımsal Örgüt Belgesi takdim edilirken, Islah Projesi kapsamında sağlanan malzeme desteğinin de teslimi yapıldı. Törende konuşan İl Tarım ve Orman Müdürü Bayram Ay, Ordu’da arıcılık alanında uzun süredir ıslah çalışmaları yürütüldüğünü belirterek, "İl Müdürlüğümüz kontrolünde Ordu İli Arı Yetiştiricileri Birliği tarafından 2017 yılından bu yana ıslah çalışmaları sürdürülmektedir. 2018-2021 yılları arasında TAGEM destekli olarak yürütülen proje, daha sonra uzatılarak 2023 yılına kadar devam etmiştir. Bu süreçte önemli mesafeler kat edilmiştir" dedi. İl Müdürü Bayram Ay ayrıca, proje kapsamında toplam bedeli 2 milyon 210 bin 820 TL olan harcamaların yüzde 70’inin Hayvancılık Genel Müdürlüğü tarafından karşılandığını, 1 milyon 547 bin 574 TL ödenek kullanıldığını ifade etti. Ordu Arıcılar Birliği Başkanı Akın Çiftçi ise konuşmasında iki önemli gururu bir arada yaşadıklarını belirterek, "Yüzlerce ana arı dağıtımı yaptık. Bu desteklemeyle arıcılıkta güçlü bir altyapı oluşturuldu. Hedefimiz, arıcılarımızın gelirini artırmak ve sürdürülebilir üretimi sağlamak" diye konuştu. Ordu Arıcılık Araştırma Enstitüsü Müdürü Şeref Cınbırtoğlu da arıcılığın tarımda katma değeri yüksek bir sektör olduğunu vurgulayarak, arıcılara yönelik desteklerin önemine dikkat çekti. Konuşmaların ardından İl Tarım ve Orman Müdürü Bayram Ay ile Ordu Arıcılar Birliği Başkanı Akın Çiftçi arasında proje imza töreni gerçekleştirildi. Program, 2025 yılı malzeme desteğinin Vali Muammer Erol tarafından arıcılara verilmesiyle sona erdi.