GÜNDEM - 15 Ekim 2022 Cumartesi 17:06

Mete Yarar’dan Selçuk Bayraktar’a yapılan saldırılara tepki

A
A
A
Mete Yarar’dan Selçuk Bayraktar’a yapılan saldırılara tepki

Güvenlik Politikaları Uzmanı Mete Yarar, Selçuk Bayraktar’a yönelik saldırılara tepki gösterdi.

Çorum Belediyesi tarafından düzenlenen Kültür Günleri ve Kitap Fuarı’na katılan Güvenlik Politikaları uzmanı Mete Yarar, Çorumlularla söyleşide bir araya geldi. Türkiye’nin terörle mücadele çalışmalarına yönelik açıklamalarda bulunan Yarar, Selçuk Bayraktar’a yönelik saldırılara da sert tepki gösterdi. "Tarihi bilmediğimiz için tarih üzerinden kavga edildiğini" belirten Yarar, “Tarihi öğrenirsiniz ders çıkartırsınız. Tarih üzerinden hesaplaşıyoruz. 1940’lı yıllarda Türkiye’deki önemli savunma sanayindeki fabrikaların birçoğu ya havaya uçmuş yada destek alamadıkları için bir çoğu kapanmış. Nasıl olmuş bu diye sorduk mu? Kızdık mı? Hem de Enver Paşa’nın kardeşi Azerbaycan Fatihi Nuri Kıllıgil hem de onun fabrikası kapanıyor. Böyle bir şey olsa ne olur? O zaman toplum neredeydi. Oraya gelen insanları çoğu Kurtuluş Savaşı’nda değil miydi? Silahın önemini bilmiyorlar mıydı. Hepsi biliyordu vatanseverdi.

Herkese soruyorum günde üç tefrisat Selçuk Bayraktar’a saydırıyorlar. Sesimiz çıkıyor mu? Öte yandan Ukrayna’dan geliyorlar adama madalya takıyorlar. Azerbaycan’dan geliyorlar madalya takıyorlar. Başka bir bir ülke bu adam bu dönemin en büyük keşfini yaptı diyorlar. Peki biz, içimizden çıkan en önemli adama küfür edilirken ne yapıyoruz? Hikaye böyle başlıyor. Sustuğunuz müddetçe sizden daha fazla konuşan her zaman haklı olur. Bir kavram var. Kavga etmediğiniz hiçbir şey sizden değildir, emanet verilmez. Yumruklaşmadan bahsetmiyorum mücadeleden bahsetmiyorum. Vatan için mücadele etmiyorsanız, çocuğunuz için, hayatınız için, diliniz için mücadele etmiyorsanız bunların hepsi emanettir. Sizden daha iiyi kavga eden birisi gelir alır bunları” dedi.

“Selçuk Bayraktar’a madalya vermeyi teklif bile edemeyiz”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın damadı olduğu için Selçuk Bayraktar’ın damga yediğini anlatan Yarar, “Azerbaycan ordusu 44 günlük savaşta büyük hizmetlerinden dolayı Selçuk beye devlet madalyası verdiler. 2016’dan beri Türkiye’de 35 bin terörist öldürülmüş. Bunun yüzde 90’ı TB 2 tarafından vuruldu. 4-5 yıldır terörle mücadelede TB 2 kullanılıyor. 44 günlük savaş için madalya verdik. 4-5 yıldır bu ülkedeki her terör olayında TB2 kullanılıyor hadi madalya verin bakayım bu ülkede meclisten. Hadi verin. Çıkartın. Çıkartabiliyor musunuz, çıkartamazsınız. Teklif bile edemezsiniz. Çünkü damgayı yedi. Neydi damga cumhurbaşkanı damadı. Bu adam 2016 yılında her şeyi bitirmişti. 2016 yılına gelindiğinde fabrikası, TB 2’si hepsi üretilmişti. Daha damat değildi. Damat olsa ne olacak. Allah herkese böyle hayırlı damat versin. Neyin kavgasını yapıyoruz. Öbür taraftan bir tanesi Uğur Mumcu bu ülkenin en aydın insanlarından birisiydi. Neymiş sevemeyiz efendim solcu. Necip Hablemitoğlu, söylediklerinin hepsi çıkıyor. Barış Manço Sevmeyiz onu. Niye ülkücü o. Cem Karaca’yı sevmeyiz. Niye solcu. Bizi öyle bir yere getirdiler ki biz tarihle hesaplaşıyoruz” ifadelerini kullandı.

“Terörle mücadele harcanan para 2 trilyon dolar”

Türkiye’nin terörle mücadelede 30 bine yakın insanını kaybettiğini hatırlatan Bir savaştan daha fazla insanımızı terörle mücadele de kaybettik. 1984 yılında başlayan bugüne gelinen süreç içerisinde hala da şehit vermeye devam ediyoruz. Bunun bir tarafı insani kayıplarımız bir tarafı da maddi kayıplarımız. Bir rakam açıklamak istiyorum. Bu rakamı İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ciddi bir çalışma yaparak sonlandırdı. 1984 yılından beri bu ülkenin terör mücadele diğer onun oluşturduğu diğer maddi zararların toplamı 2 trilyon dolar. Rakamı bir daha söylüyorum 2 trilyon dolar. Türkiye’nin dış borcunun 450 milyar dolar olduğunu düşünürseniz geriye kalan 1.5 trilyon dolarla neler yapılabileceğini düşünün. Bu paranın tamamını Türkiye’nin farklı kanallarına aktarabilmiş olsaydık Türkiye şu anda neredeydi. Bu olaya sadece terör diye bakarak bu işi anlayamayız. Bu işin içerisinde Türkiye’nin kaynaklarını tüketecek, Türkiye’nin başka yöne kafasını çevirmeye müsaade etmeyecek oyun kurdular ve tezgahladılar. Bu sadece bizim için değil. Büyüme potansiyeli olan bütün ülkeler için geçerli. Bu Libya için geçerliydi. Bu zamanında Irak için geçerliydi. Bu Venezuela için de geçerli. Kim kafasını kaldırmak istiyorsa kendisine bela edilen terörle uğraşmak zorunda kaldı" dedi.

“Bu yıl itibariyle ilk defa terör örgütü PKK, Kuzey Irak’ta bitirilme noktasına geldi”

Bu yıl itibariyle ilk defa terör örgütü PKK’nın Kuzey Irak’ta bitirilme noktasına geldiğine dikkat çeken Yarar, şunları kaydetti:

“Terörle mücadeleyi bazen basitleştiriyoruz. Diyoruz ki Türkiye baş ediyor. Evet Türkiye terörle mücadele de baş ediyor. Türkiye’nin terörle mücadele de başarısız olduğunu söylemek mümkün değil. En yokluk olan dönemde bile Türkiye mücadele etti. Ancak mücadelenin süresi uzadıkça elinizdeki kaynakları da tüketmeye başlıyorsunuz. Bu yıl itibariyle ilk defa terör örgütü PKK, Kuzey Irak’ta bitirilme noktasına geldi. Geçmişte terör örgütünün elemanları bitirilirdi. Daha önce sınır ötesi operasyonlarda terör örgütünün depoları temizlenirdi. Teröristler temizlendi. Ama 3 ay sonra, 6 ay sonra geri döndü. Ama teröristler eski yerlerine geri döndü. Ama ilk defa bu sefer kalıcı olarak üzerine gidilerek PKK terör örgütünün tarihten silinebileceği bir noktaya geldi. Bugün Türkiye içerisinde terör örgütü üyelerinin toplamı 200 rakamının hatta 170 rakamının altına indi. Bu rakam örgütün 1984 yılında kurulduğu rakamlarla aynı rakam. Terörle mücadele konusunu Türkiye hallederse bugün ki kaynakları da doğru kullanarak daha güzel şeyler yapabilir.”

“Türkiye’nin kendi bütçesine katabileceği en önemli yatırım enerji”

Enerjinin öneminin altını çizen Yarar, “Türkiye her yıl yurt dışında 80 milyar dolarlık doğalgaz ve petrol alıyor. Eğer Türkiye doğalgaz ve petrol arama çalışmalarına daha fazla yatırım yaparsa hangi ülkeye benzer biliyor musunuz? Norveç. Norveç’in yıllık kişi başı 90 bin dolar geliri var. Biz bu rakama ulaşabilir miyiz? Yalnızca 3 senelik bir çalışa ile Türkiye 580 milyar metreküplük bir doğalgaz buldu. Eğer aynı şekilde giderse Türkiye kendi ihtiyacını karşıladığı gibi başka ülkelerin ihtiyacını da karşılayacak potansiyele ulaşacak. Terörün bittiğini düşünün, Türkiye’nin doğalgaz ve petrol için 80 milyar dolar ödemediğini düşünün bu ülke 5 yıl içerisinde Avrupa’da ki standartlara doğru gelmeye başlayacak. Bu kaynaklar ülkenin bütçesine girmeye başlayacak. Türkiye’nin kendi bütçesine katabileceği en önemli yatırım enerji. 10 yıldır bunun meyvelerinin eke eke buraya geldi Karadeniz doğalgazı bunun bir sonucu. 10 yıldır bu alanda çalışma yapıldı. Bugün Türkiye’nin kavgası yanlış anlamayın AK Parti, İyi Parti veya Cumhur ittifakı, Millet ittifakı değil. Olaya böyle bakmıyorum. Bu ülkenin geleceği ile ilgili. Çocuklarımız hangi şartlarda okuyacak, çocukların milli geliri 9 bin dolar mı olacak 40 bin dolar seviyelerine mi gelecek. Bunun mücadelesi veriliyor. O zaman bunun yorumu da doğru yapmamız gerekiyor. Bu ülke terörü bitirmeden asli sorunlarına dönemez. Bunun içinde tüm kurumlarıyla ne yapması gerekiyorsa yapıyor. Bir strateji var ve adım adım ilerliyoruz. Terör bittiğinde neler yapılacağını göreceğiz” şeklinde konuştu.

“170’e yakın bombalı eylem engellendi”

170’e yakın bombalı eylemin engellendiğini açıklayan Yarar, “Geçtiğimiz aylarda İçişleri Bakanımızla görüştük. Dedi ki 170’e yakın bombalı eylemi engelledik. Türkiye’nin şuanda yaptığı şey daha önce bizim için oyun kuranların oyunlarını bozmayı öğrendik. Şimdi kendimiz oyun kurmayı öğreniyoruz. Türkiye ne zaman 10 bin dolar, 11 bin dolar seviyesine geliyor muhakkak başımıza bir bela geliyor. 7 bin dolar aşağı iniyoruz. 12 bin bandını geçersek Türkiye’nin ilk gideceği yer 20 bin bandı. Bunun için terörle mücadele, dış politikada istikrarlı bir politika oluşturmak zorundayız. İnanılmaz bir yerdeyiz. Türkiye bu dönemi iyi atlatırsa gidebileceği yer çok iyi bir yer” ifadelerini kullandı. Yarar, konuşmasının ardından kitaplarını imzaladı.

Muhammed Muttalip Yalçın

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Sultanbeyli Belediyesi “Bahar Temizliği” başlattı Sultanbeyli Belediye Başkanı Ali Tombaş, ilçe genelinde “Bahar Temizliği” projesiyle kapsamlı temizlik faaliyeti başlattı. Kent temizliğine ve estetik görünüme önem verdiklerini belirten Tombaş, “Kaldırımları işgal eden eski ev eşyaları ve hafriyat atıklarının kaldırılması, ot biçimi, ilaçlama, yıkama işlemleri başta olmak üzere kapsamlı bir temizlik projesi başlattık. Akşemsettin Mahallesi’nden başladık, sırasıyla tüm cadde ve sokaklara gireceğiz. Hedefimiz; tertemiz Sultanbeyli” dedi. Sultanbeyli Belediye Başkanı Ali Tombaş çalışmalarına hız kesmeden devam ediyor. Yeni proje ve hizmetleri tek tek hayata geçiren Başkan Tombaş, şimdi de “Bahar Temizliği” projesi kapsamında kapsamlı bir temizlik faaliyeti başlattı. Tombaş: “Vatandaşlarımızın sağlığı ve konforlu yaşamı temel önceliğimiz” Bahar Temizliği projesiyle cadde ve sokaklarda kaba atıklar başta olmak üzere detaylı bir temizlik uygulaması başlattıklarını vurgulayan Tombaş, “Önceliğimiz vatandaşlarımızın sağlığı ve konforu. Bunun için her gün düzenli olarak yürütülen temizlik hizmetinin yanı sıra özellikle çirkin görüntüye sebep olan, tehlike arz eden kaba malzemelerin temizlenmesi için yeni bir proje başlattık. Bahar Temizliği projesi kapsamında; kaldırımları işgal eden eski ev eşyaları ve hafriyat atıklarını kaldırıyor, ot biçimi, ilaçlama, yıkama işlemleri başta olmak üzere kapsamlı temizlik faaliyeti yürütüyoruz” ifadelerini kullandı. “15 mahallede girmedik cadde, sokak bırakmayacağız” Çalışmaların sokak sokak titizlikle yürütüleceğini ifade eden Tombaş, “Bahar Temizliği projesi kapsamında; Temizlik İşleri, Fen İşleri, Park Bahçeler, Kentsel Dönüşüm ve Zabıta Müdürlükleri olmak üzere 5 farklı birimden toplam 30 personelden oluşan bir ekip oluşturuldu. Mekanik süpürge aracı, damperli kamyon, JSB, bordür boyama gibi iş makineleri tahsis edildi. İlk olarak Akşemsettin Mahallesi’nden başladık. 15 mahallemizde girmedik cadde, sokak bırakmadan çalışmaya devam edeceğiz. Hedefimiz; tertemiz Sultanbeyli” açıklamasında bulundu.
Samsun Müze Eczane açıldı: 1800’lü yıllarda kullanılan ilaçlar bu müzede Samsun Eczacılar Odası tarafından içerisinde 1800’lü ve 1900’lü yıllarda kullanılan ilaçların bulunduğu ’Müze Eczane’ açıldı. 14 Mayıs Eczacılık Haftası ve bilimsel eczacılığın 185. yılı nedeniyle Samsun Eczacılar Odası’nda Müze Eczane açılışı ile "İlaç ve Eczacılığın Dünü, Bugünü ve Geleceği" konulu panel düzenlendi. Samsun’daki eczanelerin bağışladığı içerisinde 1800’lü, 1900’lü yıllarından kalma ilaçların bulunduğu müze, Samsun Valisi Orhan Tavlı’nın katılımıyla açıldı. "Yeni gelen nesiller de geçmişte eczacılığın nasıl yapıldığını görsünler istedik" Müze hakkında bilgi veren Samsun Eczacılar Odası Başkanı Ferhat Karacan, "14 Mayıs Eczacılık Haftası sebebiyle yaptığımız organizasyonlardan bir tanesidir. Eczacılığın dünü, bugünü ve yarını dediğimiz zaman bu müze devreye gidiyor. Çünkü eczacılık olsun, diğer meslekler olsun çok hızlı şekilde değişiyor. Bizim mesleğimizde zamanla değişmeye başladı. Dolayısıyla geçmişte neler oldu, neler bitti gelecek nesillere aktarmak adına meslektaşlarımızın odamıza bağışladığı materyalleri birleştirerek bir müze eczane oluşturduk. Bundan sonra yıllar boyu yeni gelen nesiller de geçmişte eczacılığın nasıl yapıldığını görsünler istedik. Bilimsel eczacılığın 185. yılındayız. 185 yıldır bu topraklarda eczacılık yapılıyor. Bazen arka planda kalıyor gibi görünse de aslında sağlığın temel dinamiklerinden bir tanesidir. Yaklaşık 7 aylık süreçte ilaçlar toplandı ama diğer materyallerle ilgili 4-5 sene süren bir süreç var. Bir meslektaşımız eczanesi kapatıyorsa ya da devrediyorsa veya elinde bulunan malzemeler varsa onları biz odaya istedik, talep ettik. Böyle bir açılış yapma imkanı bulduk" dedi. "Eczacılar hala deprem bölgesinde yaraları sarıyor" Açılışa katılan Samsun Valisi Orhan Tavlı, "Türk eczacılarla onur ve gurur duyduğumu ifade etmek istiyorum. Ben Çanakkale’de görevdeyken eczacılarımız pandemide ilk başta yanımızda olan teşkilattı, sağlık ordusuydu. Sonrasında Muğla’da yangınları yaşadık. Orada da ilk arayanlar, sahada vatandaşımızın yanında olanlar eczacılarımızdı. ’Asrın felaketi’ dediğimiz, 11 ilin etkilendiği deprem bölgesinde de yine ilk defa belki dünyaya örnek olacak konteyner eczaneyi ilk günlerde faaliyete geçiren ve halen deprem bölgesinde vatandaşlarımızın yarasını saran Türk Eczacılar Birliği’nin nezdinde Türkiye’deki tüm eczacılara teşekkür ediyorum" diye konuştu. "Konteynerlerde eczacılık hizmeti veren 300’e yakın meslektaşımız var" Türk Eczacılar Birliği Başkanı Ecz. Arman Üney ise, "Samsun Eczacılar Odamız aktif bir şekilde 14 Mayıs etkinliklerine devam ediyor. Eskiden 14 Mayıslar bayram olarak kutlanırdı. Sonra güne döndü. Bizim sıkıntılarımızın açıkladığımız basın açıklamaları yaptığımız günler haline geldi. Yine meslektaşlarımız coşkulu bir şekilde kutlamaya devam ediyor. Deprem bölgesindeydim. Orada hala konteynerlerde eczacılık hizmeti veren 300’e yakın meslektaşımız var. O 21 metrekarede bu işi yaparken, içeride hareket edecek alan yokken dahi kendilerini eczacılık günününüz kutlu olsun dediğimizde yüzlerinde gülümsemeyi görmek bizim için önemlidir" şeklinde konuştu. Program "İlaç ve Eczacılığın Dünü, Bugünü ve Geleceği” panel ile son buldu.
İstanbul Önce dövüp sonra gasp ettiler, ifadelerinde ’şantajın intikamı için yaptık’ dediler Üsküdar’da 3 kişi tarafından sokak ortasında kaçırılarak dövülen, para ve kredi kartları gasp edilen şahıs, polis tarafından yaklaşık 4 saat içinde yapılan operasyonla kurtarıldı. Darp edilen ve kötü durumda olan M.A. hastaneye kaldırılırken, 3 şüpheli de yakalanarak gözaltına alındı. Şüpheliler, kaçırdıkları şahsın Ankara’da bir kız arkadaşlarına şantaj yaptığını, bunun hesabını sormak için olayı gerçekleştirdiklerini ifadelerinde iddia etti. Şahsın darp edilme ve kaçırılma anları ile şüphelilerin polis tarafından yakalanma anları cep telefonu kamerasına yansıdı. Üsküdar Küplüce Mahallesi’nde 15 Mayıs tarihinde saat 19.25 sıralarında vatandaşlar polise ihbarda bulunarak bir kişinin kaçırılarak zorla otomobile bindirildiğini belirtti. Gasp Büro Amirliği tarafından olayla ilgili çalışma başlatıldı. Görüntü kayıtlarından, olayda kullanılan otomobilin plakası tespit edildi. Otomobilin sahibinin yanındakilerle birlikte Fatih’te bir otelde kaldığı belirlendi. Otel odasına baskın yapan polis ekipleri şüphelilere ulaşamadı. Çalışmaların devamında, şüphelilerin içinde bulunduğu aracın Üsküdar’da bir ara sokakta park halinde olduğu tespit edildi. Şüphelilerin ve kaçırdıkları kişinin hala otomobilde olduğunun belirlenmesi üzerine operasyon başlatıldı. Polis, iki ucunu kapattığı sokakta otomobile baskın düzenledi. Kaçırılan ve polis tarafından baskında kurtarılan M.A.’nın feci şekilde dövüldüğü ve işkenceye maruz kaldığı görüldü. Kaçırıldıktan yaklaşık 4 saat sonra kurtarılan M.A. durumunun iyi olmaması nedeniyle olay yerine çağırılan ambulansla hastaneye kaldırıldı. Otomobilde bulunan 3 şüpheli ise polis ekipleri tarafından gözaltına alındı. Şüpheliler Altay Y. (24), Kerim B. (29) ve Sezar S.’nin (22) sorguları Asayiş Şube Müdürlüğünde yapıldı. Şüpheliler, kaçırdıkları kişinin Ankara’da bulunan T. adlı kız arkadaşlarına uygunsuz görüntüleriyle şantaj yaptığını, bu yüzden şahsı kaçırarak hesap sormak için İstanbul’a geldiklerini ve şantaj olayının intikamını almak için mağduru dövdüklerini iddia ettiler. Gasp Büro Amirliği tarafından yapılan çalışmalarda, şüphelilerin, darp ettikleri M.A.’nın banka kartlarını alarak hesaplarından para çektikleri ve yanında bulunan bin dolar parayı da gasp ettikleri öğrenildi. Şüphelilerin ayrıca cep telefonu uygulamalarını kullanarak mağdurun kredi kullanmasını sağlayarak parayı kendi hesaplarına aktardıkları da tespit edildi. Ayrıca gasp edilen paranın tam miktarının ortaya çıkması için bankalara polis tarafından yazı yazıldığı öğrenildi. Emniyette işlemleri tamamlanan şüpheliler adliyeye sevk edildi. 3 şüpheli tutuklanarak cezaevine gönderildi. Şüphelilerin sokak ortasında şahsı darp ettikleri ve kaçırdıkları anlar cep telefonu kamerasına yansıdı. Görüntülerde, şüphelilerin kullandıkları otomobille mağdurun aracının önünü kestiği ve şahsı döverek zorla kendi araçlarına bindirdikleri görülüyor.
Zonguldak Emekli maden işçisi, Maden Müzesi’nde madencileri anlatan resimlerini sergiledi Zonguldak’ta emekli maden işçisi Halit Kaya, Maden Müzesi’nde madencileri ve maden ocaklarını konu alan eserlerini sergiledi. Devrek ilçesinde yaşayan 69 yaşındaki emekli maden işçisi Halit Kaya, "Müzeler Günü" dolayısıyla "Avrupa Endüstri Mirası Rotası" üyesi olan Türkiye’nin ilk ve tek Maden Müzesi’nde; kömür ocakları, kömür üretimi ve madencileri konu alan bir sergi açtı. Sergide 11 eser yer aldı. Sergide yer alan eserler, madencilik mesleğinin zorluklarını ve madencilerin yaşamını gözler önüne sererken ziyaretçiler eserleri ilgiyle inceledi. 1994 yılında maden ocağından emekli olduktan sonra maden ve madenci resimleri yaptığını anlatan Kaya, “1994 yılında emekli olduktan sonra zaten maden resimleri yapıyordum. Dedem maden şehidi. Babam madenci olduğu için bizim evimizde anlatılan hikayeler hep maden hikayeleridir. Bu da bana sirayet etti. Bunu bir görev olarak addettim. Madenci resimlerine başladım. Madenci resimlerinin konusu zaten resimlerden de belli. Madencilik meşakkatli bir meslek. Kazaları, göçükleri, grizuları olan bir şey. Resimlere yansıtmaya çalıştım. Hala daha da resimlere devam ediyorum. İnşallah maden resimlerini, maden kazalarının olduğu şehirlerde en büyük hayalim bu resimleri oralarda sergilemek olacaktır” dedi. Müzeyi ziyaret eden madencilerin resimlerde kendilerini bulduğunu ifade eden Kaya, “Buna vesile olan arkadaşlara burada teşekkür ederim. Maden resimlerim bir de olması gereken yerdeydi. İnşallah daha sonra da bu resimleri buraya hediye ederiz. Madencilerle birlikte burada bütünleşmiş olurlar. Onlar resimlere bakınca kendilerini buluyorlar diyebilirim. Çünkü dediğim gibi madencilik meşakkatli meslek. Ben de bu zorlukları tuvale yansıtmaya çalıştım. Onlar da orada görünce bunları kendi yaşamlarını orada gürmüş oluyorlar. Herhalde ondan mutlu oluyorlardır” ifadelerine yer verdi.
Bursa Nilüfer’in kardeş kentleri yemekte buluştu Nilüfer 22. Uluslararası Spor Şenliklerine katılan Nilüfer’in yurt içi ve yurt dışındaki kardeş kentlerinden temsilciler, düzenlenen gala gecesinde bir araya geldi. Gençleri, sporun çatısı altında buluşturmaktan mutluluk duyduklarını söyleyen Nilüfer Belediye Başkanı Şadi Özdemir, “Sporu, toplumsal barış ve kardeşliği geliştiren bir etkinlik olarak görüyoruz” dedi. Bu yıl 22’ncisi düzenlenen Nilüfer Uluslararası Spor Şenlikleri’ne, Nilüfer Belediyesi’nin yurt içi ve yurt dışındaki kardeş kentleri de katıldı. Şenliklerin basketbol branşında takımlarıyla mücadele eden kardeş kentlerin temsilcileri, Defne Davet’te düzenlenen gala yemeğinde bir araya geldi. Geceye, Nilüfer Belediye Başkanı Şadi Özdemir, Nilüfer Belediye Meclisi Üyeleri ile Başkan Yardımcıları, Nilüfer İlçe Milli Eğitim Müdür Vekili Mehmet Altınok, CHP Nilüfer İlçe Sekreteri Elif Alp, Nilüfer Belediyespor Kulübü Başkanı Muharrem Or ile Nilüfer Belediyesi’nin yurt içi ve yurt dışındaki kardeş kentleri olan Dinar, Ardino, Balatonfüred, Braila, Hanau, Lublin ve Peja’dan gelen heyetler katıldı. Programın açılışında konuşan Nilüfer Belediye Başkanı Şadi Özdemir, kardeş kentlerle birlikte dayanışmayı, kültür paylaşımını ve sporu bir arada sürdürmek açısından her yıl bu etkinliklerin düzenlendiğini söyledi. Spor şenliklerinde basketbol müsabakalarının, kardeş kentlerin katılımıyla gerçekleştirildiğini dile getiren Özdemir, “7 ülkeden 70 basketbolcunun katıldığı bu dönemdeki etkinlikler, bizlere de büyük keyif verdi. Bu dönem 22’ncisini düzenlediğimiz etkinliklere, 24 branşta 20 bin öğrenci katılıyor. Sporu, toplumsal barış ve kardeşliği geliştiren bir etkinlik olarak görüyoruz” diye konuştu. Yurt içinden Afyonkarahisar; yurt dışından ise Bulgaristan, Romanya, Polonya, Almanya, Macaristan ve Kosova’dan gelen misafirlere teşekkür eden Başkan Şadi Özdemir, bu etkinliklerin devam edeceğini belirterek, “Nilüfer Belediyesi olarak gençlerimizin burada buluşmalarını her zaman destekleyeceğiz” dedi. Konuşmaların ardından günün anısına, karşılıklı hediye takdiminde bulunuldu. Başkan Şadi Özdemir, Nilüfer Belediyesi ile kardeşlik bağları 10 yılı geçen Almanya’nın Hanau ve Polonya’nın Lublin kentinden gelen temsilcilere de, Nilüfer’in temsili anahtarını verdi. Nilüfer Halk Dansları Topluluğu’nun sahneye çıkması ile gece renklendi. Dans gösterileri sunan topluluk, farklı yörelerden oyunlar sergiledi.