GÜNDEM - 12 Kasım 2016 Cumartesi 08:54

Milli tohum ıslah çalışmalarında kadın emeği

A
A
A
Milli tohum ıslah çalışmalarında kadın emeği

Tekirdağ’da tohum ıslah çalışmaları yürüten bir firmada, tohumların 12 yıl süren ıslah edilme sürecinde en büyük emeği kadın işçiler veriyor.

Kadın işçiler, yıllar alan buğday tohumu ıslah çalışmalarında öncelikle, seçilen en iyi buğday başaklarının tanelerini elle ayıklıyorlar, daha sonra her başağın tanelerini kodlayarak bir sonraki sene küçük sıralar halinde deneme tarlalarına ekiyor. Büyüme ve olgunlaşma sürecinde takip edilen yeni başaklar tekrar kadın işçiler tarafından titizlikle toplanıp sonraki yıllarda daha büyük alanlara ekilerek çiftçilere elit tohum olarak sunuluyor.

Tekirdağ’da tohum ıslah faaliyeti yürüten Trakya Tarım firmasının Yönetim Kurulu Başkanı Yüksek Ziraat Yüksek Mühendisi İlhami Özcan Aygün, İhlas Haber Ajansı’na ıslah çalışmalarının devam ettiği tarlada yaptığı açıklamada, 1995 yılından beri AR-GE faaliyetlerinde bulunduklarını belirterek, AR-GE alanında yapılan yatırımın geleceği bilinmeden yapılan, pozitif geri dönüşünden emin olunmayan bir yatırım olduğunu buna rağmen Trakya Tarım olarak geçmişten beri AR-GE’ye harcadıkları zamanın ve maddi kaynaklarının son iki yılda başarılı şekilde geri dönmeye başladığını belirtti.

"Kadınlarımızın emeği çok büyük"
Yaptıkları yıllar süren ARGE çalışmalarının sonucunda, milli tohumculuğun, Türkiye’de faaliyet gösteren yabancı firmaların önüne geçtiğini anlatan İlhami Özcan Aygün, "Geçtiğimiz hasat döneminden sonra firmamızın ‘Rumeli’ çeşidi yok sattı, onunla beraber diğer çeşitlerimiz de yine AR-GE çalışmalarımız sayesinde ülkemizin her tarafında aranır duruma geldi. Ama şunu da belirtmek lazım ki, AR-GE’de çalışan ziraat mühendisi arkadaşlarımız ile birlikte çalışan kadınlarımızın da emeği çok büyük. Tohum tarlaya, çiftçinin ekim makinesine girene kadar, birçok kişinin emeği var ama en önemli emek mühendislerimizden çok bu kadınlarımızın. Çünkü kadın işçilerimiz, mühendislerimizin ıslah çalışmaları sonucunda elde etmiş oldukları ürünleri, itinalı bir şekilde toprakla buluşturuyorlar ve yine itinalı bir şekilde hasatlarını gerçekleştirip mühendis arkadaşlarımızın analizlerinin önüne sunuyorlar. Tüm kadın işçilerimize teşekkür ediyorum ben, mühendis arkadaşlarımıza da teşekkür ediyorum, yapmış oldukları çalışmalar ile milli tohumculuk sektörüne vermiş oldukları katkı çok büyük" diye konuştu.

"Hanımların el becerileri erkeklere göre daha fazla"
Trakya Tarım firmasının AR-GE Müdürü Yüksek Ziraat Mühendisi Samet Duğan ise, 100 dekar arazi üzerinde ıslah çalışması yürüttüklerini belirterek, bir çeşidin ıslah edilmesinin 10-12 yıllık bir zaman aldığını ve zorlu aşamaları olduğunu söyledi.

Kuraklık ve hastalığa dayanıklı cinslere çiftçilerin daha çok ilgi gösterdiğini anlatan Samet Duğan, "Islah çalışması yaptığımız arazimizde, şu anda anaç tohumlarımızı ekiyoruz, bunların melezlemesini yapıyoruz. Daha sonraki bir 10 yıllık süreçte seleksiyon aşamalarından geçtikten sonra çeşitlerin elit ve anaç tohumluk üretimlerini gerçekleştiriyoruz. Bunlar uzun ve meşakkatli bir süreç alıyor, burada hanım işçilerimiz büyük bir emek sarf ediyor. Hanımların el becerileri erkeklere göre daha fazla olduğu için, dikkatleri daha fazla olduğu için, bu çalışmalarda hanım işçileri tercih ediyoruz. Çünkü işlerini daha itina ile yapıyorlar. Bu tohum ıslah işi de dikkat ve itina işi olduğu için, hanım işçilerimize güveniyoruz ve çalışmalarımızı onlarla yürütüyoruz" ifadelerini kullandı.

Tohum ıslah çalışmalarına emekleriyle destek veren kadın işçilerden Tuğba Öztürk, "Burada denemelik buğday ekimi yapıyoruz, hem araştırma geliştirme çalışmalarına yardımcı oluyoruz hem de aile ekonomisine destek olmuş oluyoruz. Çalışmalarımız şu anda güzel gidiyor, ekim yapıyoruz sonra kapatıyorlar, adım adım ilerliyoruz. Şu an 15 kişiyiz, bir grup tohum dağıtıyor, arkadan ekenler var, onun arkasından ekileni kapatanlar var. Tırmık çekenler var, ip çekiyoruz, herkes sırayla işini yapıyor, gruplara dağılıyoruz" diye konuştu.
Kadın işçilerden Şükriye Yeşildağ ise, "Şiddetli rüzgar olmasına rağmen çok titizce çalışıyoruz, dikkat ederek ekim yapıyoruz. Devamlı bu işlerde çalıştığımız için elimiz yatkın" ifadelerini kullandı.

Halil Dağ - Yakup Güler 

 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Lokanta ve kafelerde KDV oranında değişiklik Resmi Gazete’de Lokanta ve kafelerde yüzde 8 olan KDV, yüzde 10’a, yüzde 18 olan KDV’nin, yüzde 20’ye çıkarılmasına ilişkin tebliğ Resmi Gazete’de yayımlandı. Katma Deper Vergisi Genel Uygulama Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ Resmi Gazete’de yayımlandı. Tebliğe göre, Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın 26 Nisan 2014 tarihli Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliğinde yer alan ’yüzde 8’ ibarelerinin ’yüzde 10’, ’yüzde 18’ ibarelerinin ’yüzde 20’ olarak değiştirilmesine karar verildi. Buna göre, lokantaların hizmetlerini, et, su, meyve suyu gibi gıda malzemesi satışı göstererek yüzde 10 yerine yüzde 1 KDV ile faturalandırmasının önüne geçilecek. Hizmet sunan lokanta, kafe, pastane gibi işletmeler kendilerinin hazırlayıp sundukları yiyecek ve içecekler ile dışarıdan temin edilerek buralarda sattıkları ürünler için yüzde 10 oranında KDV hesaplayacak. Bu işletmelerin telefonla veya internet üzerinden sipariş suretiyle adrese gönderme, gel-al gibi yöntemlerle yaptıkları tüm satışlar da aynı kapsamda değerlendirilecek. Öte yandan, yiyecek ve içecek hizmetlerine yönelik işyeri ruhsatı bulunmadığı halde müşterilerine masa, oturma yeri, tezgah gibi servis yapılabilen alanlarda yiyecek ve içecek hizmetleri sunanların bu yerlerde yaptıkları satışlar da bu kapsamda olacak. Tebliğin yayımını izleyen ayın başında yürürlüğe gireceği belirtilirken hükümlerinin Hazine ve Maliye Bakanınca yürütüleceği belirlendi.
Bitlis Ahlat’ta ‘Tarihe Damga Vuranlar Haluk Dursun’ anma programı düzenlendi Eski Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun vefatının 5. yılında Bitlis’in Ahlat ilçesinde anıldı. Ahlat ilçesinde Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun anısına “Tarihe Damga Vuranlar Haluk Dursun” anma programı düzenlendi. Kültür ve Turizm Bakanlığı ile İçişleri Bakanlığı’nın katkılarıyla Anadolu Kültür ve Tarih Birliği Derneği tarafından düzenlenen program saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Daha sonra konuşma yapan Bitlis Valisi Erol Karaömeroğlu, “Haluk Dursun’un hatırasına sahip çıkan bu anlamlı program dolayısıyla sizlerle beraber olmaktan duyduğum memnuniyeti özellikle ifade etmek istiyorum. Bugün ülkemizin yetiştirmiş olduğu mümtaz bir ismi anmak üzere buradayız. Prof.Dr.Haluk Dursun’u ebedi aleme uğurlayalı tam 5 yıl oldu. Van Erciş’te kendi aracıyla seyir halindeyken meydana gelen elim bir trafik kazası sonucu maalesef hocamızı 19 Ağustos 2019 tarihinde kaybettik. Kültür birikimi ve hitabetiyle araştırmayı, bildiğini ve gördüğünü meraklısına aktarmayı seven, hayatını görevine adayan bir bilim insanıydı. Ahmet hocamızı bir kez daha rahmetle, özlemle, şükranla yad ediyorum. Değerli ailesine, dostlarına, mesai arkadaşlarına tekrar başsağlığı diliyorum. Rabbim Haluk hocamızdan razı olsun, mekanı ali olsun. Bu anlamlı buluşmanın düzenlenmesinde emeği geçen herkese teşekkür ediyorum” dedi. Ardından konuşan AK Parti Ankara Milletvekili Zeynep Yıldız, “Gerçekten bir ideal, ülkü ve niyet uğruna yola koyulanlardandı Haluk hoca ve bugün bizi burada bir araya getirdi. Bunu da yaparken bir mekan ve bellek ilişkisi kurmaya yönelik en önemli noktalardan birinde Ahlat’ta bizleri buluşturdu. Gerçekten nereden geldik nereye doğru yürüyeceğiz duygusunu bize pekiştirebilecek bir noktada bir araya gelmiş olduk” ifadelerini kullandı. MHP Genel Başkan Başdanışmanı Prof. Dr. Ruhi Ersoy’da, “Ahlatın maneviyatıyla gençliğin enerjisini bir araya getiren bu tarihi ve bu mukaddes şehirde Kubbet-ül İslam’da sizlerle beraber olmaktan tarihe adanmış, adanmış olduğu bir ülküsünde yol yürürken rahmeti rahmana kavuşmuş değerlerimizi anma vesilesiyle sizlerle olmaktan bende kıvanç duyuyorum. Ahlat’ı anlamak, tanımak ve bu değerler etrafında dertlenen Ahmet Haluk Dursun profili, şahsiyetleri, onun etrafında neşet etmiş yetiştirmiş olduğu gençlerin yeniden filizlenmesine iklim oluşturmaktır. Bizim muradımız ve mefkuremiz budur. Siyasetten de, devlet hayatından da anladığımızda budur, bu olmalıdır. Bu sebepten dolayı bugün bu saatte bu salonu dolduran her bir arkadaşım bu atmosferin bir parçası olmuştur. Bu programın hayat bulmasında dertlenerek Ahmet Haluk Dursun hocanın derdini kendine dert ederek yola çıkıp kamu imkanlarıyla bu iş yürümüyorsa milletle yürüyebiliriz, dernekleşiriz diyerek devletimizin kapısını çalarız diyerek yolculuğa başladı. Bugünün anlamını bir bütün halinde program bitene kadar hissedip yaşayalım” şeklinde konuştu. Bitlis Eren Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof.Dr.Ferit İzci ise, “Bizim medeniyetlerimiz başka medeniyetlere benzemez. Bizim medeniyetlerimiz işte böyle şahsiyetler ve gençler üzerine inşa edilmiş ilelebet varlığını devam ettirecek medeniyetlerdir. Başka medeniyetlerin hayal bile edemeyecekleri zirvelere çıkmış olan ecdadın nesilleriyiz. Hayatını bu şekilde mücadeleyle geçiren başta sayın Ahmet hocamız olmak üzere bu ülkede ve coğrafyada yetişmiş değerlerli şahsiyetlere huzurlarınızda saygıyla ve minnet duyuyorum” dedi. Düzenlenen program hakkında gazetecilere açıklamada bulunan Anadolu Tarih ve Kültür Birliği Derneği Başkanı Doğan Güngör, “Kültür ve Turizm Bakan yardımcısıyken çok sevdiği Ahlat’ı ziyaretinin hemen sonrasında geçirdiği trafik kazasıyla hayatını kaybeden Prof.Dr.Ahmet Haluk Dursun hocayı anmak, Ahlat’ı anlatmak ve gençlerle hemhal olmka için buradayız. Dernek olarak hocamızı anmak üzere yaptığımız ikinci program. İlkini Çanakkale’de yine tarihimizin müstesna mekanlarından birinde, bugünde Ahlat’ta yaptık” dedi. Anma programına katılan Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un kızı Nilay Dursun’da duygularını şöyle ifade etti; “Babamın hayatının son yıllarında özellikle çok önem verdiği Anadolu Tarih ve Kültür Birliği projesinin yaşatılıyor olabildiğini görmek gerçekten çok mutluluk verici. Yıllar önce babamın vefatından sonra tanıştığım bu değerli ekiple 5.yılında da bu tarz etkinliklerle bir araya gelmeyi sürdürüyoruz. Babamı anmayı, onun öğretilerini, gençlere aktarmaya çalıştığı bilgileri bir arada tekrar hatırlayarak belki yeni kitlelere aktarmaya çalışıyoruz. Bu gerçekten çok önemli. Dolayısıyla bu etkinliklerde desteği olan herkese çok teşekkür ediyorum.” İstanbul Üniversitesi Tarih Bölümü son sınıf öğrencisi Kenan Toprak Çatkın’da, “Ahlat’a ikinci gelişim. Bundan önce de bir program aracılığıyla gelmiştim. Haluk hoca bizde çok önemli ve derin etkiler bıraktı. Zaten bu etkileri panelimizde de anlatacağız” dedi. Yapılan konuşmaların ardından program Anadolu Kültür ve Tarih Birliği Derneği Musiki Grubunun Haluk Dursun’un sevdiği müzikleri seslendirmesiyle devam etti. Arından Ahmet Haluk Dursun hocayla anısı olan çeşitli üniversite öğrencilerin paneli ve BEÜ öğretim üyesi Doç.Dr.Hasan Buğrul’un Ahlat’taki tarihi mezar taşları üzerindeki övgü içerikli yazılar adlı sunumuyla program sona erdi. Anma programı sonunda toplu hatıra fotoğrafı çektirildi. Ahlat Halk Eğitimi Merkezi konferans salonunda düzenlenen anma programına Ahlat Kaymakamı Batuhan Bingöl, Ahlat Belediye Başkanı Yavuz Gülmez, Bitlis İl Emniyet Müdürü Ortaç Şekeroğlu, Bitlis İl jandarma komutanı Tuğgeneral Eyüp Subaşı, bazı kurum amirleri, çok sayıda akademisyen, yazar, eğitimci ve öğrenci katıldı. Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un kaza sonucu vefatı 2019 yılında Malazgirt Zaferi’nin 948. yıl dönümü etkinlikleri öncesi Ahlat’ta gezi ve incelemelerde buluna merhum Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun, buradaki incelemeleri sonrası kara yoluyla Van’a hareket etmişti. Dursun’un içinde bulunduğu araç, Erciş’in Bayramlı Mahallesi yakınlarında kaza yapmış, kazada Ahmet Haluk Dursun hayatını kaybetmişti.
Antalya Otomobil su kanalına uçtu: Öldüğü düşünülen sürücünün yüzerek kaçtığı ortaya çıktı Antalya’da kontrolden çıkıp su kanalına uçan otomobildeki sürücü, kanaldan yüzerek çıkıp olay yerinden kaçtı. Aracın yaklaşık 1 buçuk ay önce satışını yapıp devrinin henüz alınmadığını belirten ruhsat sahibi kadın ise olay yerine geldiğindeki ilk sözü, “Allah’tan içinde kimse yok” oldu. Kazanın görgü şahidi bir genç ise, “Sürücü çok paniklemişti, yüzerek kanaldan çıktı, ardından kaçtı” dedi. Kaza, saat 22.00 sıralarında Kepez ilçesine bağlı Göksu Mahallesi’ndeki Nene Hatun Caddesi ile İbn-i Sinan Sokak kesişiminde meydana geldi. Henüz sürücüsünün ismi öğrenilemeyen 16 LUB 73 plakalı otomobilin önce kaldırıma çarpıp ardından su kanalına uçtuğunu görenler durumu 112 Acil Çağrı Merkezine bildirdi. İhbarın ardından olay yerine itfaiye, polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Belirtilen adrese gelen itfaiye ekipleri, araçta yaptıkları kontrolde herhangi bir kişinin olmadığını tespit etti. Bunun üzerine görgü şahitlerinin ifadesine başvuran polis, sürücünün araçtan çıktıktan sonra yüzerek kanaldan çıktığını ve ardından panikleyerek kaçtığını belirledi. Trafik polisinin araç plakasından yaptığı sorgulamada, aracın Gülfer Hanedar adına kayıtlı olduğu belirlendi. “Arabayı sattım, parasını aldım ama devrini almadı” Ekiplerin haber vermesiyle kaza yerine gelen Hanedar, aracı Halil isminde bir galerice yaklaşık 1 buçuk ay önce sattığını, parasını almasına rağmen karşı tarafın devrini henüz üzerine almadığını söyledi. Gazetecilere de açıklamada bulunan Hanedar, “Arabayı satmıştım, parasını aldım ancak devrini henüz üzerine almadı. Kaza olunca beni aradılar. Allah’tan içinde kimse yok, ona sevindik. Galericiye satmıştım. Onun sürüp sürmediği de belli değil, ulaşamıyorum da” diye konuştu. Kazayı görenlerden Musa Kont isimli genç ise “Araba aniden fren yaptı ve kanala uçtuktan sonra sürücü yüzerek çıktı. Adam çok panik yapıyordu, sakinleştirmeye çalıştık ama kaçtı gitti” dedi. Polis ekipleri sürücüyü bulmak için çalışma başlatırken, araç çekiciyle su kanalından çıkartılarak otoparka götürüldü.