GÜNDEM - 04 Ağustos 2015 Salı 15:58

Minik Emir’in gözü, annesinin ise yüreği kan ağlıyor

A
A
A
Minik Emir’in gözü, annesinin ise yüreği kan ağlıyor

İzmir’de ailesiyle yaşayan 5 yaşındaki Emir Akçekaya, gözünde oluşan yumruk büyüklüğündeki tümör nedeniyle kanlı gözyaşı döküyor. Eşi cezaevinde olduğu için iki oğluna tek başına bakmaya çalışan anne Fatma Akçekaya “Benim de içim kan ağlıyor. Hastalığımızla yapayalnızız” diyerek yetkililerden oğlunun tedavisi için yardım istedi.

İzmir’in Konak ilçesine bağlı 1. Kadriye Mahallesinde yaşayan 26 yaşındaki Fatma Akçekaya, doğduğu günden bu yana hiç görmediği dünyada yaşam savaşı veren 5 yaşındaki oğlu Emir için yetkililere seslendi. İki gözünde de tümör tespit edilen oğlunun, sağ gözünü tamamen kapatan yumruk büyüklüğündeki tümör nedeniyle kan ağladığını söyleyen gözü yaşlı anne, “Tümör nedeniyle oğlumun gözü kanamaya başladı. O kadar çok kanıyor ki kanı avuçlarımla tutuyorum. Bütün böcekler kana toplanıyor. Oğlum benden oyuncak istemiyor sadece sağlık istiyor. Eşim cezaevinde olduğu için iki oğluma tek başıma bakıyorum. Hastalığımızla yapayalnızız. Allah rızası için yetkililere sesleniyorum” dedi.

SAĞ GÖZÜNDEKİ TÜMÖR BÜYÜMEYE BAŞLADI
30 günlükken gözünde parlama olduğu fark edilen minik Emir, hemen Dokuz Eylül Hastanesine götürüldü. Yapılan tetkikler neticesinde iki gözünde de tümör olduğu tespit edilen Emir, damar yolu ile sekiz kez kemoterapi tedavisi gördü. Kemoterapi sırasında ağır enfeksiyon geçirerek bir ay yoğun bakımda kalan minik Emir, yoğun bakımdan çıktıktan sonra girişimsel radyoloji sürecine girdi, ardından gözüne kemoterapi ilacı enjekte edildi. Ankara, Hacettepe ve Gazi Hastanelerinde defalarca gözü için tedavi olan talihsiz çocuğun sol gözüne ışın tedavisi uygulandı. Babasının geçen Şubat ayında cezaevine girmesinin ardından Emir’in bu kez de sağ gözündeki tümörü büyümeye başladı. Tümörün kısa sürede yumruk büyüklüğüne ulaştığını söyleyen anne Akçekaya, “Sürekli büyüyen tümör beyne baskı uygulayınca doktorlar, bundan sonra tedavinin riskli olduğunu söyleyerek bizi eve gönderdi ” diye konuştu.

“BÖCEKLER KANA TOPLANIYOR”
Sağ gözündeki tümörün geçen Şubat ayından bu yana şişerek morarmaya başladığını söyleyen anne Fatma Akçekaya, şişkinliğin baş edilmeyecek halde büyüdüğünü ve kanamaya başladığını ifade etti. Oğlunun gözünden sürekli kan aktığını belirten anne Akçekaya, “Kanama baş edilmeyecek hale geldi. O kanın hattı hesabı yok. Bütün böcekler kana toplanıyor. Bütün vücudunu sarıyor. Böceklerin yolunu kesmek için, çocuğuma zarar vermesinler diye evin her tarafını ilaçlıyorum. O böceklerin yolunu kesemiyorum çünkü göz sürekli kanama halinde. Hepsi kana toplanıyor ve gözüne kadar her yerini ısırıyorlar. O kadar zor bir dönem ki; ‘Allah’ım yardım et’ diyorum” ifadelerini kullandı.

“KANINI AVUÇLARIMLA TUTUYORUM”
Oğlunun gözündeki tümör nedeniyle günlük işleri yaparken bile zorluk çektiklerini dile getiren Akçekaya, yaşadıklarını şu sözlerle anlattı: “Oğlumun gözü şiş olduğu için kıyafet giydirdiğim zaman bile sıkıntı oluyor. Üstüm başım en ufak bir çarpmada bile kan içinde kalıyor ama elimden bir şey gelmiyor. O kadar çok kanıyor ki kanı avuçlarımla tutuyorum. Kanamayla baş edemiyorum. Onu o halde görmeye dayanamıyorum. Allah kimseyi evladı ile sınamasın.”

“HASTALIĞIMIZLA YAPAYALNIZIZ”
İki gözü de görmeyen oğlunun ilk başlarda gözünden kan geldiğini bilmediğini söyleyen Akçekaya, sözlerini şöyle sürdürdü: “Etrafındakiler ‘çocuğun gözü kanıyor’ demeye başlayınca kan olduğunu artık o da bilmeye başladı. ‘Her yerim kan içinde kalıyor, benim gözüm ne zaman iyileşecek?’ diyor. Ağrı kesici verdiğimde ‘bana bunu verdiğinde gözümün şişkinliği inecek mi?’ diyor. ‘Gözümün kanaması duracak mı?’ diyor. O anda susup kalıyorum. Kocaman adam gibi artık düşünceleri ve konuşmaları. Hastalığımızla yapayalnızız. O kadar zor bir dönem ki. Oğlum hiçbir zaman çocukluğunu yaşayamadı. Gece uykusu zaten yok. Sabaha kadar uyanık kalıyoruz. Yapabileceğim hiçbir şey yok. Sadece Allah’a dua ediyorum. 6 yaşındaki büyük oğlumla gece kalkıp ağlıyoruz. Eşim de cezaevinde olduğu için yanımızda yok. Maddi ve manevi olarak hiçbir desteğimiz yok” diye konuştu.

“OYUNCAK DEĞİL SAĞLIK İSTİYOR”
Tek amacının oğlu için iyi bir tedavi olduğunu dile getiren Akçekaya, yetkililere şöyle seslendi: “Allah rızası için yetkililere sesleniyorum; en azından tümör alınırsa ağrıları geçer. Ben gözünden vazgeçtim. Çocuğum yeter ki yaşasın, nefesini hissedeyim. Oğlum gözümün önünde eriyor ama elimden hiçbir şey gelmiyor. Maddi manevi hiçbir şey yapamıyoruz. Benden oyuncak istemiyor sadece sağlık istiyor. ‘Gözlerim ne zaman iyileşecek, bu karıncalar beni yedi bitirdi’ diyor. Ben ağlayınca ‘tamam ağlama gözlerim ağrımıyor” diyor. O durumda bile beni düşünüyor.”

“BU AİLEDEN ESER KALMADI”
Minik Emir, gözünden akan kanları sık sık peçete ile silmek zorunda kalırken, yüreği kan ağlayan anne Akçekaya, oğlunun gözündeki tümör henüz büyümeden çekildikleri aile fotoğrafını göstererek, "Bu aileden eser kalmadı. Tedaviye rağmen Emir bu hale geldi. Emir ile ilgilenmekten büyük oğlumun da dengesi bozuldu. Babaları da yok. Tek başıma hiçbir şeylerini karşılayamıyorum" dedi.
 

CEREN ATMACA - HALİL KARAHAN 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Gümüşhane Sürücüsünün direksiyon hakimiyetini kaybettiği otomobil köprü korkuluklarına çarparak durabildi Gümüşhane’de sürücüsünün yağmur nedeniyle kayganlaşan zeminde kontrolünü kaybettiği otomobil köprüdeki köprülüklere çarparak durabildi. Şoför hastanede tedavi altına alınırken kaza yapan otomobilin tekerleği metrelerce öteye savruldu. Kaza, öğleden sonra Gümüşhane merkez Pirahmet Köyü’nde meydana geldi. Edinilen bilgilere göre Erzincan’dan Gümüşhane istikametine hareket halindeki 42 YD 504 plakalı Fiat Marea markalı otomobilin sürücüsü Ahmet Baş (28) Pirahmet Köyü geçişinde yağmur nedeniyle kayganlaşan yolda direksiyon hâkimiyetini kaybetti. Sürücüsünün direksiyon hakimiyetini kaybettiği otomobil ters istikamete dönerek köprüdeki korkuluklara çarparak durabildi. Kazanın etkisiyle ise otomobilin sol ön tekeri metrelerce uzağa fırladı. İhbar üzerine olay yerine 112 acil sağlık, polis ve jandarma ekipleri sevk edildi. Otomobilin hava yastığının açılması nedeniyle hayata tutunan sürücü sağlık ekiplerinin olay yerindeki ilk müdahalesinin ardından Gümüşhane Devlet Hastanesi’ne kaldırıldı. Olay yerinden başka bir vakaya giden ambulansın kazayı görerek müdahale ettiğini söyleyen görgü tanığı İsmail Çilenk, “Ben evimin kapısının önünde oturuyordum bir ses duydum, köprüden araba gittiğini düşündüm koştum geldim bu araba bu hale gelmiş. Demirlere vurarak durmuş ve ters dönmüş. Şans eseri başka bir hastaya giden ambulans gördü de müdahale etti. Şoförün durumu iyiydi sadece kaburgalarım ağrıyor diyordu” dedi. Kaza nedeniyle Gümüşhane - Erzincan Karayolu’nda trafik kontrollü olarak verilirken, kazayla ilgili soruşturma başlatıldı.
Bursa Bursa’yı "Bidaa Dükkan" tutkusu sardı Bursa’da ’bidaa dükkan’ların ilk konsept mağazası, Nilüfer 23 Nisan Mahallesi’nde hizmete girdi. Tüketicilerden büyük ilgi gören bidaa dükkanlar, ev dışında yemek yeme alışkanlıklarının değiştiği günümüzde, gençler, çalışan ebeveynler, çekirdek aileler, bekarlar, ofis çalışanları ve evde yemek yapmaya vakit harcamak istemeyen herkese; koruyucusuz ve hijyenik ortamda üretilmiş, hızlı, pratik yiyecekler sunmayı hedefliyor. Firmanın Yönetim Kurulu Başkanı Coşkun Dönmez, Yankı Gıda ile birlikte grup firması olan Doybox Gıda’nın, bidaa Markası ile EDT pazarında yeniliklere devam ettiğini, perakende pazarında da bidaa dükkan konseptleri ile yoluna devam edeceğini söyledi. Toplumun tüketim alışkanlıklarının yeni konseptleri ile uyumluluğunu görmek için açtıkları tanıtım standının büyük ilgi gördüğünü belirten Coşkun Dönmez, “Buradan aldığımız cesaretle Nilüfer 23 Nisan Mahallesi’nde ‘bidaa dükkan’ı açtık. Buradaki konseptimizi tüm Türkiye’de uygulayacağız. Ev yemeği lezzetinde hizmet verecek ‘bidaa dükkân’ların Bursa’mızdan başlayarak kısa zamanda tüm Türkiye’ye yayılmasını hedefliyoruz” dedi. Yankı Yemek A.Ş olarak, sektörde 35 yıllık bir deneyime sahip olduklarını ve gurup şirketleri olan Doybox’un bidaa markası ile geleneksel ev yemeği lezzetinde, tüketicilere tamamen doğal ve hızlı hazırlanabilen ekonomik fiyatlı yiyecekler sunmayı hedeflediğini belirten Coşkun Dönmez, "Belirlediğimiz, ‘Geleneğin Pratik Tadı’ sloganımız, bu vizyonun bir yansıması olarak öne çıkıyor” şeklinde konuştu. Coşkun Dönmez, 2 yılı aşkın süredir restoranlar ve fast food işletmeleri için çözüm ortağı olduklarını belirterek, bunun yanı sıra, tam otomatik çorba makineleri olan ‘Doymatikleri’ geliştirerek tüketicilere sunmanın gururunu yaşadıklarını da vurguladı. Dönmez, "Bidaa dükkânların yanı sıra bir yandan da ‘Doymatik’lerimizi halkımızın kolay ulaşacağı noktalarda hizmete sunacağız” dedi. Coşkun Dönmez, dünya genelinde sağlıklı, koruyucusuz güvenli hızlı tüketim ürünlerinin, hızla yükselen bir eğilim haline geldiğini, özellikle 35 yaş altındaki gençlerin, yoğun iş temposu ve hızlı yaşam tarzları nedeniyle ev dışında yemek yeme alışkanlığını benimsediklerini söyledi. Dönmez, “Pratik, hızlı, sağlıklı ve güvenli yemek seçeneklerine olan talep her geçen gün artıyor. Biz de hızla büyüyen bu talebi karşılamak ve geleneksel lezzetleri modern ve hızlı bir şekilde sunmak için yeni yollar arıyoruz. Hızlı tüketim pazarındaki büyümeye hızla adapte olmak ve genişlemek istiyoruz. Bursalıları oldukça ekonomik ve tamamen doğal lezzete sahip olan menülerimizi tatmaya bekliyoruz” diye konuştu.
Sakarya Bir gün önce şampiyonada başarı elde etmişti, ağaca acılı halde bulundu 23-25 Nisan tarihleri arasında Türkiye Üniversite Sporları Federasyonu tarafından Eskişehir’de düzenlenen bilek güreşi turnuvasında kendi kategorisinde birinci olan 25 yaşındaki milli sporcu, Sakarya’nın Erenler ilçesinde Sakarya Nehri kenarında ağaca asılı halde bulundu. Hastaneye kaldırılan genç, yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı. 23-25 Nisan tarihleri arasında Eskişehir’de Türkiye Üniversite Sporları Federasyonu faaliyet takviminde yer alan Türkiye Bilek Güreşi Şampiyonası’na SUBÜ sporcusu olarak katılan ve 80 kilogram sağ kol kategorisinde 1’inci, 80 kilogram sol kol kategorisinde ise 3’üncü olan 25 yaşındaki Ferhat Satar, Sakarya Nehri kenarındaki bir ağaçta asılı halde bulundu. Durumun haber verilmesi üzerine bölgeye sağlık ve polis ekipleri sevk edildi. Olay yerine gelen sağlık ekipleri, yaptıkları ilk müdahale sonrasında Satar’ı hastaneye sevk etti. Burada tedavi altına alınan genç, yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamayarak hayatını kaybetti. Polis ekipleri konuya ilişkin inceleme başlattı. Öte yandan, Sakarya Uygulamalı Bilimler Üniversitesi (SUBÜ) tarafından da Ferhat Satar’ın ölümüne ilişkni başsağlığı mesajı yayınlandı. Üniversitenin sosyal medya hesabı üzerinden yapılan paylaşımda, “Öğrencimiz ve bilek güreşi branşında birçok şampiyonluğu bulunan milli sporcumuz Ferhat Satar’ı kaybettik. Mekanı cennet olsun” ifadeleri yer aldı.
Çanakkale SOLOTÜRK öğrencilerle bir araya geldi Türk Hava Kuvvetleri’ne bağlı SOLOTÜRK ekibi, öğrencilerle bir araya gelerek, tecrübelerini paylaştı. Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Havacılık Kulübü tarafından düzenlenen söyleşide SOLOTÜRK Pilotları Binbaşı Murat Bakıcı ve Binbaşı Yasin Dikkule öğrencilerle bir araya gelerek, havacılık sektörü hakkında bilgilerini paylaştı. İÇDAŞ Kongre Merkezi’nde gerçekleşen söyleşiye ÇOMÜ Rektörü Prof. Dr. Cüneyt Erenoğlu ve çok sayıda öğrenci katılım sağladı. Program saygı duruşunda bulunulup, İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Ardından söyleşi öncesinde ÇOMÜ Rektörü Prof. Dr. Cüneyt Erenoğlu, SOLOTÜRK ekibine plaket takdim etti. Program öncesinde basın mensuplarına açıklama yapan Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Rektörü Prof. Dr. Cüneyt Erenoğlu, "SOLOTÜRK ekibini büyük bir beğeniyle izledik. Bugün de onlarla söyleşide bir araya geldik. Havacılık kulübümüzün bu etkinlikleri öğrencilerimiz için bir rol model olma imkanı sağlıyor. Özellikle önlisans ve lisans seviyesindeki öğrencilerimiz ile bu ekibi bir araya getirmek önemli bir faaliyet oldu. Pilotların başarı hikayelerini onların kendi ağızlarından dinlemek bizim için çok kıymetli. ÇOMÜ’de havacılık, savunma sanayi, elektrikli araçlar anlamında önemli çalışmalar yapmaktayız. Devam eden Ar-Ge faaliyetlerimiz var. Özel sektörle yoğun çalışıyoruz. Bu anlamda böyle etkinlikler birçok öğrencimizin hayatının bundan sonraki aşamasına şekil vermesi açısından çok kıymetli. Ben güzel yeteneklerin burada motive edileceğini ve kendi kariyerlerinin şekilleneceğini düşünüyorum" şeklinde konuştu. "KAAN uçağıyla yapmak da bizleri gururlandıracaktır" Maneviyatıyla insanları etkileyen Çanakkale’de olmaktan mutlu ve gururlu olduklarını ifade eden Binbaşı Murat Bakıcı, "Bizler sizleri temsil ediyoruz. Dünyanın her yerine gidiyoruz. Air Show’lara, fuarlara vesaire hepsine katılıyoruz. Şanlı bayrağımızı, sizleri her yerde temsil ediyoruz. Türk milletinin gücünü ve kudretini her yerde gösteriyoruz arkadaşlar öncelikle bunu bilin istiyoruz. Bu havacılık bir tutku, aşk. Şükürler olsun ki tutkumuz olan, aşkla bağlandığımız, tutkumuz bizim mesleğimiz oldu. Allah’ın izniyle KAAN uçağımız ilk aşamasını kaydetti, gökyüzünde yerini aldı. En kısa süre içerisinde de aktif olarak yerini alacaktır. Bu SOLOTÜRK gösterilerinde milli muharip uçağımız KAAN uçağıyla yapmak da bizleri gururlandıracaktır" dedi. "Dünyaya Türk’ün gücünü gösterdi" SOLOTURK 2’nci Gösteri Pilotu Hava Pilot Binbaşı Yasin Dikkule ise, "Silah ve Taktikler Filosunu da şöyle özetleyebiliriz. Bir arabayı kullanmayı öğreniyorsunuz. B sınıfı ehliyeti alıyorsunuz ama ileri sürüş teknikleri var. Onları tamamlamak gerekiyor. Savaş pilotluğunda da bu böyle. Öğretmen oluyorsunuz, öğretmen seviyesine geliyorsunuz ama ileri seviyesi de var. İleri seviyesi de ne oluyor? Silah ve Taktikler Filosu. Buraya atandınız, silah ve taktikler öğretmenliğini de tertip ediyorsunuz. Artı onun üzerine görev komutanlığı. Daha büyük grupları yönetme. Harekatlarda belki karşılaşmışsınızdır, Türkiye olaylardan sonra 72 uçakla Suriye’ye girmiştik. Afrin Harekatı düzenlemiştik. O aslında dünyaya Türk’ün gücünü gösterdi. 72 uçakla biz buradayız. Biz dimdik ayaktayız. Bizi kimse yıkamaz. Bunu tüm dünyaya gösterdik. İşte bu kursu bizim filo veriyor. Silahlı Taktikler öğretmeni nezdinde veriyor. Yaklaşık 6 ay sürüyor. 6 ay tamamen kendinizi kapatıyorsunuz" diye konuştu.