GÜNDEM - 06 Aralık 2016 Salı 10:02

Mont siparişi kılıfıyla uyuşturucu ticareti

A
A
A
Mont siparişi kılıfıyla uyuşturucu ticareti

Manisa Bağımlılıkla Mücadele Derneği Başkanı Halk Sağlığı Uzmanı Uzm. Dr. Ümit Atman, uyuşturucu ticaretinin geldiği noktayı anlattı. Uyuşturucu ticaretinin yüzde 30'unun internet yoluyla yapıldığını söyleyen Uzm. Dr. Atman, kendisinde tedavi olan gençlerin internetten mont siparişi verdiğini ve montun cebinde uyuşturucuyla geldiğini söyledi.

Manisa Bağımlılıkla Mücadele Derneği Başkanı Halk Sağlığı Uzmanı Uzm. Dr. Ümit Atman, dünyadaki uyuşturucu kullanımının ve uyuşturucu ticaretinin geldiği noktayı anlattı. Birleşmiş Milletler tarafından 26 Haziran 2016'da açıklanan raporu değerlendiren Atman, "Bu raporun verilerine baktığımızda hiç azımsanamayacak oranda uyuşturucu kullanan kişi sayısı olduğunu görüyoruz. 243 milyon kişi. Dehşet verici. 243 milyon kişinin önemli bir oranını 15-64 yaş grubu oluşturuyor. 250 milyona yakın bu kişilerin neredeyse yüzde 5'i yılda en az bir kere uyuşturucu madde deniyor. Damar yoluyla uyuşturucu madde alanlar arasında bulaşıcı hastalıklar dediğimiz dünyayı tehdit eden HIV yani AIDS ve Hepatit C çok yaygın. Damar yoluyla uyuşturucu madde kullananların yüzde 14'ünde de HIV ve Hepatit C görünüyor. Kadın erkek oranına baktığımızda kadınların tahmin edebileceğimiz üzere erkeklere göre daha az oranda bu maddelerle tanışıklıkları var. Kadınlara daha cazip gelen maddeler özellikle reçeteyle satılan ilaçlar. Bu ilaçları kadınlarımız daha fazla kullanırken, esrar, kokain ve amfetamin grubu uyuşturucuları da erkekler kullanıyor. Aralarında neredeyse 3'e 1 şeklinde bir oran var. Her 6 bağımlıdan 1'i tedaviye başlıyor. Fakat tedavide başarılı olma şansları oldukça düşük. Tedaviler uzun süreli bir dönem. Bu süreçte sağlıklı bir şekilde takip, kontrol gerekiyor. Belli bir süre ki en az 3 hafta hastanede yatmaları gerekiyor. Dolayısıyla her tedaviye başvuran bunu sonuçlandıramıyor. Bağımlılık yapan bu maddelere hiç başlamamayı çok önemsiyoruz. Başlama yaşına baktığımızda çalışmalar bize gösterdi ki 13 yaşa kadar indi. Bireysel başvurulara baktığımızda maalesef 9 yaşındaki çocuğa sentetik teklif edildiğini görebiliyoruz. Durum içler acısı. Önemli olan bu durumu kabul etmek" dedi.

"Toplum baskısı 'madde bağımlısıyız' dememizi engelliyor"
Türkiye'de sağlıklı bir veri tutulamadığını belirten Uzm. Dr. Atman, "En son yapılan en kapsamlı çalışma Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından yapılan 2014 yılı uyuşturucu kullanım verileri elde edildiği Uyuşturucu Kullanım Raporu olarak açıklanan istatistiki bilgiler var. Bu bilgilere baktığımızda tahminimizin çok altıda uyuşturucu kullanım oranlarının saptandığını görüyoruz. Lise düzeyindeki gençlerimizin yüzde 26,7'sinin sigara ve benzeri tütün ürünleriyle tanıştığını saptamışız. Yüzde 19,4'ünün de alkolle tanıştığını saptamışız. Onun dışında sentetikle veya uyuşturucuyla tanışma hiç görünmüyor. Hatta 0,7'lerde hastalık nedeni dışında ilaç kullanma oranı var" dedi.
Açıklanan oranların gerçeği yansıtmadığını savunan Uzm. Dr. Atman, "Toplumsal kültürümüz göz önünde bulundurulduğunda hala toplum baskısı yüzünden 'evet madde bağımlısıyız' demekten çekindiğimizi ortaya seren oranlar bunlar" diye konuştu.

Mont siparişi kılıfıyla uyuşturucu ticareti
Kendisinde tedavi olan gençlerle ilgili tespitlerini aktaran Uzm. Dr. Atman, gençlerden bazılarının uyuşturucu almak için internetten mont siparişi verdiklerini ve montun cebinde uyuşturucuyla geldiğini söyledi. Atman, "Uyuşturucu maddelere ulaşım açısından internet özellikle gençler tarafından çok tercih edilen bir pazar haline geldi. Dünya Uyuşturucu Raporu'nda bu 'darknet' olarak geçiyor. İnternet üzerinden uyuşturucu pazarı diyoruz. İnternet üzerinden uyuşturucuya ulaşma şansı oldukça yüksek. Bana başvuran gençlerimizden biri şöyle anlattı: 'Hocam mont siparişi veriyoruz. Mont siparişi verdiğimizde montun cebinde bize uyuşturucu madde ulaşıyor. Ama teknik olarak fatura edilen mont alıyoruz. Montun cebinde de istediğimiz uyuşturucu madde bize ulaştırılıyor' diyor. Bunları duyunca benim tüylerim diken diken oldu. Ama özellikle dünya üzerindeki rakamlar da bunu destekliyor" şeklinde konuştu.

Uyuşturucu satışının yüzde 30'u internetten
Esrar satışının yüzde 30'unun internet yoluyla yapıldığını belirten Atman, "İnternet üzerinden esrar satışının yüzde 30'unun gerçekleştiği saptanmış. Aynı şekilde ecstasy türü yani bu gençlerin çok yaygın olarak kullandığı haplar var. Onları daha iyi hissettirdiklerini düşündükleri fakat beyni harap eden, bir iki kullanımdan sonra çok ciddi psikolojik sorunlara yol açan haplar var. Bu hapların yüzde 40'ı da internet üzerinden satılıyor. Geleceğimizin en büyük tehlikesi halk arasında bonzai denilen uyuşturucuların yüzde 30'unun internet ortamında satışının gerçekleştirildiği tespit edilmiş" dedi.
Uyuşturucuyla mücadelede çok yönlü çalışmaların yapılması gerektiği vurgusunu yapan Atman, "Uyuşturucu ticaretini kuvvetlendiren, terörizen faaliyetler, kaçakçılık, sahtecilik gibi alanlarda mücadele etmemiz gerekiyor. Bu yüzden multisektörel bir mücadeleye ihtiyacımız var" diye konuştu.

"Anne babaların sahip çıkması gerekiyor"
Ailelerin uyuşturucuyla mücadele kapsamında izlemesi gerektiği yolları anlatan Uzm. Dr. Atman, "Bizlerin çocuklarına, gençlere sahip çıkmamız gerekiyor. Özellikle parçalanmış aile çocukları aşırı ilgi gösterilen, aşırı şımartılan gençler veya tam tersi ilgisiz bırakılan bir köşeye itilen gençlerin daha kolay madde bağımlısı olduğunu görüyoruz. Bu yüzden anne babalara özellikle ergenlik dönemlerinde gençlere sahip çıkmaları gerektiğini ve onların vakitlerini özellikle sosyal alışkanlıklar anlamında neler geçirdiklerini gözlemlememiz gerektiğini ve bu konuda gençleri desteklemeleri gerektiğini öneriyorum" dedi.

Aykut Yeniçağ
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bitlis Ahlat’ta ‘Tarihe Damga Vuranlar Haluk Dursun’ anma programı düzenlendi Eski Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun vefatının 5. yılında Bitlis’in Ahlat ilçesinde anıldı. Ahlat ilçesinde Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun anısına “Tarihe Damga Vuranlar Haluk Dursun” anma programı düzenlendi. Kültür ve Turizm Bakanlığı ile İçişleri Bakanlığı’nın katkılarıyla Anadolu Kültür ve Tarih Birliği Derneği tarafından düzenlenen program saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Daha sonra konuşma yapan Bitlis Valisi Erol Karaömeroğlu, “Haluk Dursun’un hatırasına sahip çıkan bu anlamlı program dolayısıyla sizlerle beraber olmaktan duyduğum memnuniyeti özellikle ifade etmek istiyorum. Bugün ülkemizin yetiştirmiş olduğu mümtaz bir ismi anmak üzere buradayız. Prof.Dr.Haluk Dursun’u ebedi aleme uğurlayalı tam 5 yıl oldu. Van Erciş’te kendi aracıyla seyir halindeyken meydana gelen elim bir trafik kazası sonucu maalesef hocamızı 19 Ağustos 2019 tarihinde kaybettik. Kültür birikimi ve hitabetiyle araştırmayı, bildiğini ve gördüğünü meraklısına aktarmayı seven, hayatını görevine adayan bir bilim insanıydı. Ahmet hocamızı bir kez daha rahmetle, özlemle, şükranla yad ediyorum. Değerli ailesine, dostlarına, mesai arkadaşlarına tekrar başsağlığı diliyorum. Rabbim Haluk hocamızdan razı olsun, mekanı ali olsun. Bu anlamlı buluşmanın düzenlenmesinde emeği geçen herkese teşekkür ediyorum” dedi. Ardından konuşan AK Parti Ankara Milletvekili Zeynep Yıldız, “Gerçekten bir ideal, ülkü ve niyet uğruna yola koyulanlardandı Haluk hoca ve bugün bizi burada bir araya getirdi. Bunu da yaparken bir mekan ve bellek ilişkisi kurmaya yönelik en önemli noktalardan birinde Ahlat’ta bizleri buluşturdu. Gerçekten nereden geldik nereye doğru yürüyeceğiz duygusunu bize pekiştirebilecek bir noktada bir araya gelmiş olduk” ifadelerini kullandı. MHP Genel Başkan Başdanışmanı Prof. Dr. Ruhi Ersoy’da, “Ahlatın maneviyatıyla gençliğin enerjisini bir araya getiren bu tarihi ve bu mukaddes şehirde Kubbet-ül İslam’da sizlerle beraber olmaktan tarihe adanmış, adanmış olduğu bir ülküsünde yol yürürken rahmeti rahmana kavuşmuş değerlerimizi anma vesilesiyle sizlerle olmaktan bende kıvanç duyuyorum. Ahlat’ı anlamak, tanımak ve bu değerler etrafında dertlenen Ahmet Haluk Dursun profili, şahsiyetleri, onun etrafında neşet etmiş yetiştirmiş olduğu gençlerin yeniden filizlenmesine iklim oluşturmaktır. Bizim muradımız ve mefkuremiz budur. Siyasetten de, devlet hayatından da anladığımızda budur, bu olmalıdır. Bu sebepten dolayı bugün bu saatte bu salonu dolduran her bir arkadaşım bu atmosferin bir parçası olmuştur. Bu programın hayat bulmasında dertlenerek Ahmet Haluk Dursun hocanın derdini kendine dert ederek yola çıkıp kamu imkanlarıyla bu iş yürümüyorsa milletle yürüyebiliriz, dernekleşiriz diyerek devletimizin kapısını çalarız diyerek yolculuğa başladı. Bugünün anlamını bir bütün halinde program bitene kadar hissedip yaşayalım” şeklinde konuştu. Bitlis Eren Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof.Dr.Ferit İzci ise, “Bizim medeniyetlerimiz başka medeniyetlere benzemez. Bizim medeniyetlerimiz işte böyle şahsiyetler ve gençler üzerine inşa edilmiş ilelebet varlığını devam ettirecek medeniyetlerdir. Başka medeniyetlerin hayal bile edemeyecekleri zirvelere çıkmış olan ecdadın nesilleriyiz. Hayatını bu şekilde mücadeleyle geçiren başta sayın Ahmet hocamız olmak üzere bu ülkede ve coğrafyada yetişmiş değerlerli şahsiyetlere huzurlarınızda saygıyla ve minnet duyuyorum” dedi. Düzenlenen program hakkında gazetecilere açıklamada bulunan Anadolu Tarih ve Kültür Birliği Derneği Başkanı Doğan Güngör, “Kültür ve Turizm Bakan yardımcısıyken çok sevdiği Ahlat’ı ziyaretinin hemen sonrasında geçirdiği trafik kazasıyla hayatını kaybeden Prof.Dr.Ahmet Haluk Dursun hocayı anmak, Ahlat’ı anlatmak ve gençlerle hemhal olmka için buradayız. Dernek olarak hocamızı anmak üzere yaptığımız ikinci program. İlkini Çanakkale’de yine tarihimizin müstesna mekanlarından birinde, bugünde Ahlat’ta yaptık” dedi. Anma programına katılan Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un kızı Nilay Dursun’da duygularını şöyle ifade etti; “Babamın hayatının son yıllarında özellikle çok önem verdiği Anadolu Tarih ve Kültür Birliği projesinin yaşatılıyor olabildiğini görmek gerçekten çok mutluluk verici. Yıllar önce babamın vefatından sonra tanıştığım bu değerli ekiple 5.yılında da bu tarz etkinliklerle bir araya gelmeyi sürdürüyoruz. Babamı anmayı, onun öğretilerini, gençlere aktarmaya çalıştığı bilgileri bir arada tekrar hatırlayarak belki yeni kitlelere aktarmaya çalışıyoruz. Bu gerçekten çok önemli. Dolayısıyla bu etkinliklerde desteği olan herkese çok teşekkür ediyorum.” İstanbul Üniversitesi Tarih Bölümü son sınıf öğrencisi Kenan Toprak Çatkın’da, “Ahlat’a ikinci gelişim. Bundan önce de bir program aracılığıyla gelmiştim. Haluk hoca bizde çok önemli ve derin etkiler bıraktı. Zaten bu etkileri panelimizde de anlatacağız” dedi. Yapılan konuşmaların ardından program Anadolu Kültür ve Tarih Birliği Derneği Musiki Grubunun Haluk Dursun’un sevdiği müzikleri seslendirmesiyle devam etti. Arından Ahmet Haluk Dursun hocayla anısı olan çeşitli üniversite öğrencilerin paneli ve BEÜ öğretim üyesi Doç.Dr.Hasan Buğrul’un Ahlat’taki tarihi mezar taşları üzerindeki övgü içerikli yazılar adlı sunumuyla program sona erdi. Anma programı sonunda toplu hatıra fotoğrafı çektirildi. Ahlat Halk Eğitimi Merkezi konferans salonunda düzenlenen anma programına Ahlat Kaymakamı Batuhan Bingöl, Ahlat Belediye Başkanı Yavuz Gülmez, Bitlis İl Emniyet Müdürü Ortaç Şekeroğlu, Bitlis İl jandarma komutanı Tuğgeneral Eyüp Subaşı, bazı kurum amirleri, çok sayıda akademisyen, yazar, eğitimci ve öğrenci katıldı. Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un kaza sonucu vefatı 2019 yılında Malazgirt Zaferi’nin 948. yıl dönümü etkinlikleri öncesi Ahlat’ta gezi ve incelemelerde buluna merhum Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun, buradaki incelemeleri sonrası kara yoluyla Van’a hareket etmişti. Dursun’un içinde bulunduğu araç, Erciş’in Bayramlı Mahallesi yakınlarında kaza yapmış, kazada Ahmet Haluk Dursun hayatını kaybetmişti.
Antalya Otomobil su kanalına uçtu: Öldüğü düşünülen sürücünün yüzerek kaçtığı ortaya çıktı Antalya’da kontrolden çıkıp su kanalına uçan otomobildeki sürücü, kanaldan yüzerek çıkıp olay yerinden kaçtı. Aracın yaklaşık 1 buçuk ay önce satışını yapıp devrinin henüz alınmadığını belirten ruhsat sahibi kadın ise olay yerine geldiğindeki ilk sözü, “Allah’tan içinde kimse yok” oldu. Kazanın görgü şahidi bir genç ise, “Sürücü çok paniklemişti, yüzerek kanaldan çıktı, ardından kaçtı” dedi. Kaza, saat 22.00 sıralarında Kepez ilçesine bağlı Göksu Mahallesi’ndeki Nene Hatun Caddesi ile İbn-i Sinan Sokak kesişiminde meydana geldi. Henüz sürücüsünün ismi öğrenilemeyen 16 LUB 73 plakalı otomobilin önce kaldırıma çarpıp ardından su kanalına uçtuğunu görenler durumu 112 Acil Çağrı Merkezine bildirdi. İhbarın ardından olay yerine itfaiye, polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Belirtilen adrese gelen itfaiye ekipleri, araçta yaptıkları kontrolde herhangi bir kişinin olmadığını tespit etti. Bunun üzerine görgü şahitlerinin ifadesine başvuran polis, sürücünün araçtan çıktıktan sonra yüzerek kanaldan çıktığını ve ardından panikleyerek kaçtığını belirledi. Trafik polisinin araç plakasından yaptığı sorgulamada, aracın Gülfer Hanedar adına kayıtlı olduğu belirlendi. “Arabayı sattım, parasını aldım ama devrini almadı” Ekiplerin haber vermesiyle kaza yerine gelen Hanedar, aracı Halil isminde bir galerice yaklaşık 1 buçuk ay önce sattığını, parasını almasına rağmen karşı tarafın devrini henüz üzerine almadığını söyledi. Gazetecilere de açıklamada bulunan Hanedar, “Arabayı satmıştım, parasını aldım ancak devrini henüz üzerine almadı. Kaza olunca beni aradılar. Allah’tan içinde kimse yok, ona sevindik. Galericiye satmıştım. Onun sürüp sürmediği de belli değil, ulaşamıyorum da” diye konuştu. Kazayı görenlerden Musa Kont isimli genç ise “Araba aniden fren yaptı ve kanala uçtuktan sonra sürücü yüzerek çıktı. Adam çok panik yapıyordu, sakinleştirmeye çalıştık ama kaçtı gitti” dedi. Polis ekipleri sürücüyü bulmak için çalışma başlatırken, araç çekiciyle su kanalından çıkartılarak otoparka götürüldü.