DİĞER SPORLAR - 25 Ocak 2015 Pazar 10:09

Muhammed Ali'yi örnek alıp boksör oldu

A
A
A
Muhammed Ali'yi örnek alıp boksör oldu

Ayakkabı boyacılığı yaparken, televizyonda izlediği Muhammet Ali Clay'i örnek alıp boksör olarak milli formayı da giyen Sezai Demirbaş şimdi bir okulda hademelik yapıyor.

Doğu ve Güneydoğu illerinden ailesi göç ederek Mersin'in Tarsus ilçesine yerleşen bir ailenin çocuğu olan Sezai Demirbaş (54), ilkokula kadar okuyup daha sonra aile geçimine katkıda bulunmak için sokaklarda ayakkabı boyacılığı yapmaya başladı. 

Demirbaş'ın, boyamak için ayakkabı aramaya girdiği bir kahvehanede tüm zamanların en iyi ağır sıklet boksörü Muhammet Ali Clay'in maçı vardı. Demirbaş herkes maça kilitlendiği için o da bir köşeye oturup maçı seyretti. Kahvehaneden çıktıktan sonra kendi kendine "Ben de boksör olmak istiyorum" dedi. Eve gittiğinde hemen çalışmaya başladı. Yastıkları üst üste koyup onlara yumruk atmaya başladı. Ancak böyle olmayacağını anlayarak bir spor salonuna giderek antrenöre "Ben boksör olmak istiyorum" dedi. Antrenör Demirbaş'a bakıp "Senden boksör olursa buradaki herkes dünya şampiyonu olur" dedi. Ancak Demirbaş bu sözle yılmayıp daha da kamçılanarak her gün salona gelip çalışmaya başladı. 1980'li yıllar geldiğinde ise Mersin ve Türkiye genelinde yapılan müsabakalara katılmaya başladı. İlk katıldığı müsabakada finale kalıp Türkiye ikincisi olarak dikkatleri üzerine çekti. Ancak Demirbaş ilk turnuvada finale kaldığı maçta çok darbe aldığı ve gözleri şiştiği için "Ben bir daha boks yapmam şu halime bak insanlıktan çıktım" dedi. 

Ancak bu ikincilik Sezai Demirbaş'a milli takımın kapısı açtı. Demirbaş, art arda girdiği müsabakalarda Türkiye birincisi oldu. Demirbaş sayısız kupa kazandı ve milli takımı en iyi şekilde temsil etti. Ancak daha sonra evlenip 3 çocuk sahibi olunca kalıcı bir işi olması gerekiyordu.

ANTRENÖR DEĞİL HADEME YAPTILAR
Sezai Demirbaş, iş aramaya başladı. Antrenörlük belgesi olmadığı için sahasında görev alamadığını, kendisini bir okula hademe olarak verdiklerini belirten Demirbaş, "Gücenmeyerek okula gidip Adana'da hademe olarak başladım. Burada hem hademelik yaptım hem de antrenörlük kursuna gittim. Aynı zamanda okulda eğitim gören ve meraklı olan çocuklara boks kursu verdim. Hayat böyle devam etti. Antrenörlük kursu bitti sertifikamı aldım ama yine de antrenör olamadım" dedi.

ÇOCUKLARINA DA BOKSU ÖĞRETTİ
Çok sevdiği için bokstan kopamayan Demirbaş öğrencilerin yanı sıra çocuklarına da evin damında boks kursu vermeye başladı. Demirbaş, "İçimdeki boks aşkı bitmiyor. Benim 3 oğlum var 3'ü de boks yapıyor. Onlar da her yerde boks çalışması yapıp, onları müsabakalara sokuyorum. Boksu çok seviyorum. Bu nedenle çocuklarımda genetik olarak boksu seviyor" diye konuştu.

"KİMSEYE GÜCENMİYORUM AMA..."
Sezai Demirbaş, milli sporcu olmasına rağmen bir okulda hademe olarak çalışması konusunda kimseye gücenmediğini ifade ederek, "Ben burada da alnımın teriyle evime ekmek götürüyorum. Kimseye bir şey söylemiyorum ama ben antrenör olsam bu topluma gençlerimize daha faydalı olurum. Onlara boksu sevdirir, Adana'dan şampiyonlar çıkmasında yardımcı olurum. Benim tek derdim gençlerimizi spora yönlendirmek ve onları bu yönde eğitmek. Yoksa okulda hademe olmam benim için zor bir şey değil" dedi. 

FATİH KEÇE
ADANA 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kocaeli Kuzenini öldüren sanık: "Ailemi korudum, takdiri ilahi" Kocaeli’nin İzmit ilçesinde kuzenini öldüren sanık mahkemedeki savunmasında, olay günü maktulün elinde kürekle evlerine gelerek camları kırdığını ve bu sebeple ailesini koruduğunu belirterek, "Bir insan öldüğü için üzgünüm, takdiri ilahi" dedi. Doğan Mahallesi 8. Sokak’ta 12 Mart 2023’de meydana gelen olayda Metin A. (57), yeğeni Beyza A. ile annesi Mediha A.’yı darp eden, evinin camını kıran kuzeni Işık Filiz’i (58) tabancayla vurarak öldürmüş ve tutuklanarak cezaevine gönderilmişti. Olaya ilişkin açılan davanın duruşması Kocaeli 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmeye devam etti. Duruşmaya tutuklu sanık Metin A., taraf avukatları, tanıklar ve aileler katıldı. Savunması için söz hakkı verilen sanık Metin A., olay tarihinde Işık’ın elinde kürekle evlerine gelerek camları kırdığını ve ailesini koruduğunu belirterek, "Bir insan öldüğü için üzgünüm, takdiri ilahi. Tahliyemi istiyorum, önceki beyanlarımı tekrar ediyorum" dedi. "Işık’ın psikolojik anlamda rahatsız olduğunu ve ilaç kullandığını duymuştum" Tanık olarak dinlenen komşu Atilla A., "Olaydan 1 yıl önce Işık Filiz’in Beyza’ya bağırıp, küfürler ettiğine şahit oldum. Işık’ın psikolojik anlamda rahatsız olduğunu ve ilaç kullandığını duymuştum. Cinayete ilişkin görgüm yoktur. 44 yıldır bu mahallede yaşıyorum. Metin A.’nın kardeşi Mehmet ile de uzun süredir komşuyum. Kızının ve eşinin ahlaksızlığına rastlamadım ve duymadım" diye konuştu. "Işık, Beyza ve annesine ölüm tehditleri etti" Beyza’nın arkadaşı Batuhan A. ise "Ölüm olayından 1 yıl öncesine kadar Beyza bana, Işık Filiz’in kendisine sinkaflı küfürler ettiğini söylemişti. Beyza şahıstan korktuğu için evin dışına güvenlik kamerası taktırdı. Beyza için koruma talebi bulunduk ancak Işık Filiz’i kadın sandıkları için talebi reddettiler ancak biz erkek olduğunu söyleyerek tekrar talepte bulunduk. Bunun üzerine 6 ay uzaklaştırma kararı verilmişti. Işık Beyza’yı, ’Seni öldüreceğim, seni dağa kaldıracağım’ şeklinde tehdit etmiş. Yine bir seferinde Işık, Beyza ve annesini darp etmiş, ben bunu öğrenince mahalleye gittim. Bunun üzerine Işık bizi görünce, ’Sizi öldüreceğim, sizi Kuruçeşme’de gezdirmeyeceğim, o benim akrabam size ne oluyor?’ dedi. Işık’ın Beyza ve annesine, ’Sizi sabaha çıkarmayacağım, sizi öldüreceğim’ şeklinde tehditler ettiğini duydum" şeklinde konuştu. Sanık avukatı Hüseyin Acurman ise Işık Filiz’in olay günü saat 07.00’da elinde kürekle sanığın bulunduğu eve gittiğini, camlarını kırdığını, olayın kameralara yansımaması için şalterleri indirdiğini, Metin A’nın ailesini korumak amacıyla hareket ettiğini ve olayın meşru müdafaa olduğunu dile getirdi. "Işık bana, ’Karını, kızını satıyorsun’ diye söylemlerde bulundu" Sanığın ikiz kardeşi ve Beyza’nın babası Mehmet A., "25 senedir yurt dışında tır şoförlüğü yapmaktayım. Türkiye’de olmadığım dönemde Işık ve Beyza’nın dedesi arasında bir olay yaşanmış. Yurt dışından döndüğümde Işık evime doğru ve bana hitaben sinkaflı küfürler ediyordu. ’Gel konuşalım, mevzu ne?’ dedim ancak küfürlerine devam etti. Olay sebebiyle karakolluk olduk. Işık bana, ’Karını, kızını satıyorsun’ diye söylemlerde bulundu. Ben bu yaşıma kimseye ’lan’ dememiş insanım ancak Işık Filiz beni gördüğü yerde hakaretler ediyordu. Işık Filiz’in ailesi ile konuştuğumda ’Abimiz hasta’ dediler. Ben de tedavi etmeleri konusunda uyardım zira mahalledekilerle sürekli kavga ederdi. Olay yaşanmadan önce ben Almanya’dayken kardeşim Metin beni aradı. Yanında Işık Filiz vardı. Metin bizi barıştırdı. Işık benden özür diledi, küfürleri geri aldığını söyledi ancak 6 ay sonra durduk yere bu olay oldu" ifadelerini kullandı. "Sanık silahı bana doğrultarak, ’Yaklaşma seni de vururum’ dedi" Olaya ilişkin dinlenen K. Filiz ise "Işık Filiz öz amcam olur. Olay tarihinde kuzenim amcamın evde olmadığını söyleyerek beni uykumdan uyandırdı. Merdivenlerden inerken 2-3 el ateş sesi duydum. Bizim bina ile yan bina arasındaki boşlukta amcamı kanlar içinde yerde yatarken gördüm. Metin A. elinde silahla amcamın başında bekliyordu. Silahı bana doğrultarak, ’Yaklaşma seni de vururum’ dedi. Bu sırada akrabaları da geldi ve ’Bir pislik temizlendi’ şeklinde sözler söyledi. Ben eve çıkarak 112’ye haber verdim. Onlar gelene kadar aşağıya inemedim. Olay yerinde balta ya da cam kırığı fark etmedim. Amcam balkonda bulunduğu süre zarfında amcamı sürekli tahrik ediyorlardı. Karşı taraf adam tutmuşlar ve ’Seni Kuruçeşme’de yaşatmayacağız’ şeklinde tehdit etmişler. Amcamın psikolojik sorunları yoktu. Olaydan birkaç gün önce Beyza arabasını amcamın üstüne sürmüş. Amcam bunun üzerine Mediha A.’nın evine gidip kızını uyarmasını söylemiş ancak Mediha balkondan amcama tabak atmış" dedi. Mahkeme heyeti, sanığın tutukluluk halinin devamına karar vererek, duruşmayı erteledi.
Gaziantep Depremde hayatını kaybeden Ahmet Eyüp Türkaslan anısına turnuva düzenlendi Gaziantep’te 6 Şubat depreminde Malatya’da enkaz altında kalarak hayatını kaybeden Yeni Malatyaspor kalecisi Ahmet Eyüp Türkaslan anısına futbol turnuvası düzenlendi. Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat depreminde Yeni Malatyaspor kalecisi Ahmet Eyüp Türaslan (28) enkaz altında kalarak hayatını kaybetti. Depremde hayatını kaybeden Türkaslan anısına memleketi Gaziantep’te futbol turnuvası düzenlendi. Tarihi Gaziantep Lisesi’nde düzenlenen turnuvaya 30 sınıf takımı katıldı. Turnuva oynanan final maçı ile sona erdi. Final maçını Gaziantep Valisi Kemal Çeber, İl Milli Eğitim Müdürü Yasip Tepe, merhum Ahmet Eyüp Türkaslan’ın annesi Emine Türkaslan ve ağabeyi Muhammet Salih Türkaslan, Gaziantepspor’dan antrenörü Kadir Aslan, Abdülhamit Türkaslan ile çok sayıda öğrenci ve veli izledi. Ahmet Eyüp Türkaslan Sınıflararası Futbol Turnuvası’nda birinci olan takımın ödülünü Gaziantep Valisi Kemal Çeber verirken, ikinci olan takımın madalya ve ödüllerini ise Milli Eğitim Müdürü Yasin Tepe takdim etti. Gaziantep Lisesi Müdürü Mehmet Kürşat Hamurlu ve tüm öğretmenler, Gaziantep Lisesi mezunu olan Ahmet Eyüp Türkaslan’a büyük bir vefa gösterdi. Törende konuşan Vali Çeber, "En önemli değerlerimizden biri de şüphesiz vefa. Gaziantep Lisesi’ni tebrik ediyorum. Ahmet Eyüp kardeşimize Allah’tan rahmet diliyorum" dedi. Turnuva sonrasında Ahmet Eyüp Türkaslan’ın annesi ve ağabeyine plaket takdim edildi.