SAĞLIK - 21 Mart 2022 Pazartesi 10:10

'Multipl Miyelom, hematolojik kanserler içinde en sık görülen ikinci kanserdir'

A
A
A
'Multipl Miyelom, hematolojik kanserler içinde en sık görülen ikinci kanserdir'

Multipl Miyelom’un bir kemik iliği hastalığı olduğunu belirten Doç. Dr. Ömür Gökmen Sevindik, “Multipl Miyelom, hematolojik kanserler içinde en sık görülen ikinci kanserdir. Belirtileri genellikle tutulan organların tutulum şiddeti ve derecesine göre ortaya çıkar. Bu nedenle diğer hastalıklarla sıkça karıştırılır. Yeni gelişen sırt veya bel ağrısı ve ani gelişen böbrek yetmezliği durumunda mutlaka akla Multipl Miyelom gelmelidir” dedi.

Medipol Mega Üniversite Hastanesi Hematoloji Bölümü öğretim üyesi, Doç. Dr. Ömür Gökmen Sevindik, Mart ayı Dünya Multipl Miyelom farkındalığı kapsamında açıklamalarda bulundu. Doç. Dr. Sevindik, hematolojik kanserler içerisinde en sık görülen lenfomalardan sonra miyelomun ikinci sırada yer aldığını belirterek, "Multipl Miyelom’un (MM) bağışıklık sistemi hücrelerimizden olan plazma hücrelerinin özellikle kemik iliğinde ama bazen de diğer dokularda kontrolsüz bölünmesi sonucu ortaya çıkan bir kanser tipidir" ifadelerini kullandı.

Doç. Dr. Sevindik, “Belirtileri genellikle tutulan organların tutulum şiddeti ve derecesine göre ortaya çıkmaktadır. Multipl miyelom bir kemik iliği hastalığıdır. Kemik iliği bizim kan fabrikamızdır. Özellikle kontrolsüz bölünen plazma hücreleriyle kemik iliği işgal altında olduğu zaman normal fonksiyonu gösteremiyor ve bundan en çok etkilenen kan hücrelerimiz oluyor ve genellikle hastalarımızda kansızlık ortaya çıkıyor. Uzun süreli basit demir eksikliği, B12 vitamini eksikliği ve açıklanamayan kansızlık durumunda mutlaka aklımıza multipl miyelomun gelmesi gerekiyor” dedi.

"Bel ağrılarına ve böbrek yetmezliğine dikkat"

Kemikleri çok seven bir hastalık olduğunu ve multipl miyelomun bir diğer özelliğinin de kemiklerde güve yeniği gibi lezyonlar oluşturduğunu belirten Doç. Dr. Sevindik, sözlerine şöyle devam etti: "Bu nedenle şiddetli kemik ağrıları hatta durup dururken travma olmaksızın dahi kemik kırıklıkları görebiliyoruz. Multipl miyelom gençlerde de görülmesine rağmen özellikle ileri yaş hastalığı olduğu için yeni gelişen sırt ve bel ağrılarında akla gelmesi ve hekime başvurulması gerekiyor. Bunun dışında bağışıklık sisteminin bir hastalığı olduğu için hastalarımızda tekrarlayan veya uzun süren enfeksiyonlar görebiliriz. Bu hastalıkta diğer etkilenen organlardan birisi ise böbreklerdir. Hastalarda daha önce hiç yokken ani gelişen böbrek yetmezliği ortaya çıkabiliyor. Böbrek yetmezliği ani ve şiddetli bulantılar, kusmalar, özellikle vücutta kaşıntılar veya bilişsel bozukluklar gibi tablolarla karşımıza gelebiliyor. Böyle durumlarda mutlaka akla multipl miyelomun getirilmesi gerekiyor. Açıkçası multipl miyelom diğer hastalıklarla çok karıştırılıyor. Genellikle bu hastalar hematolojiden önce çok farklı bölümlere başvuruyor. Mesela böbrek yetmezliği nedeniyle nefrolojiye, kemik hastalıkları veya kırıkları nedeniyle ortopediye ya da kansızlıktan ötürü dahiliyeye başvurabiliyorlar. Bu nedenle elimizden geldiğince bütün hekimlerimizin ve toplumumuzun bu noktada farkındalığını artırmaya çalışıyoruz. Çünkü ne kadar geç tanı konursa bütün kanser türlerinde olduğu gibi tedavi şansı da o kadar azalıyor".

"Hastalık özellikle ileri yaşlı bireylerde daha sık görülüyor"

Doç. Dr. Sevindik, multipl miyelomun nedenine ilişkin net bir veri olmadığını belirterek, "Multipl miyelomun bir yaşlılık hastalığı olduğunu söyleyebiliriz. Belirtmek isterim ki gençlerde de multipl miyelom görülebiliyor hatta ülkemizde gençlerde diğer ülkeler ile kıyasla daha sık görüldüğünü söylemek mümkün. Multipl miyelomda aile öyküsünün pek geçerli olduğunu da söyleyemeyiz. Multipl miyelomun yüzde 90’ı ailesel herhangi bir birikim göstermiyor, tamamen durup dururken ortaya çıkıyor. Ancak yüzde 10’luk çok az bir grubunda aile öyküsü görebiliyoruz. O yüzden ailesel yatkınlık multipl miyelom için bir sıkıntı ama çok önemli bir problem değil. Multipl miyelomda yaşlanma dışında diğer risk faktörleri arasında siyahi ırkı sayabiliriz. Özellikle Amerika’dan gelen veriler doğrultusunda biliyoruz ki koyu tenli insanlarda görülme oranı beyaz tenli insanlara göre 1,5 kat daha fazla. Bunun dışında diğer risk faktörleri olarak sigara veya tütün tüketimini, radyasyon, pestisit veya kanserojen kimyasallara maruziyeti sayabiliriz. Ama net olarak multipl miyelom şundan kaynaklanıyor demek mümkün değil" diye konuştu.

"Organ hasarı olmadan ne yazık ki tanı konulamıyor"

Multipl miyelom tanısında özellikle kemik iliğinden alınan örneğin büyük önem taşıdığına değinen Doç. Dr. Sevindik, “Kemik iliği dışında eğer başka bir dokuyu tuttuysa oradan alınacak örneğin patologlar tarafından incelenmesi oldukça önemlidir. Özellikle bizim bir kriterimiz var. Plazma hücresi dediğimiz bu hastalıkta kemik iliğinde artan hücre oranının yüzde 10’u geçmesi gerekiyor veya başka bir dokuda yine yüzde 10’u geçen bu hücre tipini bulmamız gerekiyor. Ancak bu tek başına yeterli değil. Çünkü multipl miyelom aynı kolon poliplerinin izlem esnasında kolon kanserine dönüşmesi gibi kanser öncülü durumlardan evriliyor. O yüzden mutlaka bir organ hasarının da bulunmasını istiyoruz. Bunlar kansızlık, böbrek yetmezliği, kalsiyum yüksekliği veya kemik hastalığı olabilir. Bunlardan herhangi biri varsa ve kemik iliğinde hücre oranımız yüzde 10’un üzerindeyse o zaman multipl miyelom tanısı koyabiliyoruz” ifadelerini kullandı.

"Tedavide kök hücre ve akıllı ilaçlar büyük önem taşıyor"

Doç. Dr. Sevindik, günümüzde geliştirilen yeni yöntemlerle başarı tedavi uygulayabildiklerine işaret ederek, sözlerini şöyle tamamladı: "Multipl miyelomda eskiden rutin kemoterapi ilaçlarını ve kortizonu kullanırdık. Ancak o dönemlerde tedavi başarımız çok yüksek değildi. Fakat özellikle Amerika’da bir grup bilim insanı kök hücre nakli ve kemik iliği naklindeki gelişmeler doğrultusunda bu hastaların kendinden uygulanan kök hücre nakliyle oldukça iyi yanıtlar verebildiğini gösterdi. Buradaki amaç kök hücrenin tümör hücresiyle savaşması değil. Yüksek doz kemoterapi verebilmek için, ki bu da kemik iliğini uzun süre baskılayacağımız anlamına gelir, hastayı enfeksiyonlardan ya da kanamadan korumak için sağlıklı kök hücrelerini topluyoruz ve yüksek doz kemoterapi ile o hücreleri geri veriyoruz. Bu sayede yüksek doz kemoterapi sayesinde arta kalan çok nadir tümör hücrelerini ortamdan temizliyor ve verdiğimiz kök hücrelerle yeni bir kemik iliğinin gelişmesini sağlıyoruz. Bu yöntemle hastalarımıza çok ideal bir tedavi vermiş oluyoruz. Öte yandan multipl miyelomda kök hücre nakli tedavisi dışında kemoterapiyi neredeyse hiç kullanmıyoruz. Çünkü elimizde direkt hedefe yönelik akıllı ilaçlarımız var. Biz tedaviye onlarla başlıyoruz. Eğer hastamız kök hücre nakline uygunsa 4 ila 6 kür tedavi verip, hastalık yükünü azaltıp kök hücre nakliyle hastalık üzerine son darbemizi vurup, sonrasında sadece ağızdan bir hapla takibine başlıyoruz. Günümüzde başarı oranlarımız yükselse bile, elimizde bu kadar etkin tedaviler olsa bile ne yazık ki halen tam şifaya kavuşturabildiğimiz hastalıklardan bir tanesi değil. Günün birinde nüksetme ihtimali bulunuyor. Ancak bu durum dünyanın sonu değil çünkü tekrar ettiğinde hastalığı çok iyi baskılayacak tedaviler var elimizde".

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Aydın Yükselen altın fiyatları işportacılara yaradı Altın fiyatlarındaki yükselişin ardından Aydın’da işportacılar düğün, bayram ve Gencerlerde sahte altın satmaya başladı. Oldukça ilgi gören altın görünümlü metal bileziklerin adedi 50 TL’den satılırken altın düşkünü pek çok kadının özel günlerde gerçek altın yerine sahte altınla süslendiği belirtildi. Son günlerde hızlı bir yükseliş ile gram fiyatı 2500 TL’ye yaklaşan 22 ayar bilezikler adeta servet değerine ulaşınca Aydın’daki altın geleneği de değişmeye başladı. Eskiden en az 5 beşibirlik ve nerdeyse dirseğe kadar dolu bilezikle gelin giden Aydın’ın kızları damatları fazla yormamak için düğünlerde istenilen altın miktarını düşürdü. Pek çok gelin adayı sadece bir setle evliliğe razı olurken, kadınların bir kısmı altın hevesini altın görünümlü sahte bileziklerle gidermeye başladı. Altın bilezik almanın artık ekonomik durumu iyi olmayanlar için hayal, durumu iyi olanlar için de hırsızlık tehlikesinden dolayı tehlikeli hale geldiğini belirten Aydın’da işportacılardan Zeki Lehtemur, işporta tezgahında son günlerde en çok satılan ürünün altın bilezik görünümlü sahte bilezikler olduğunu söyledi. Gerçeğini alamayanların sahte altınlara rağbet gösterdiğini kaydeden Lehtemur, sahte altınların bulaşık yıkarken ve temizlik işleri yaparken kullanılmamak kaydı ile aylarca kararmadan altın görünümünü koruduğunu söyledi. İşlemesine göre 50 TL ile 100 TL arasında değişen fiyatlarla satılan sahte altınları hırsızlık korkusu yaşadığı için gerçek altın kullanamayan kadınların da tercih ettiği belirtildi.
Erzurum Genç hukukçulara bilişim hukukunu anlattılar Dijital yüzyılda teknoloji ve hukukun kesişim için buluşan geleceğin hukukçuları, “Bilişim Hukuk” adına güncel konuları uzmanlarından dinlediler. Günümüzün dijital çağında, teknolojiyle birlikte ortaya çıkan hukuki meselelerin anlaşılması ve çözümü giderek önem kazanıyor. Bu çerçevede, Atatürk Üniversitesi İdeal Hukuk Kulübü ve Tekno Hukuk Akademisi iş birliğinde “Bilişim Hukuku” konulu konferansta, alanında uzman kişilerin bilgi ve deneyimlerini geleceğin hukukçularına anlattı. Atatürk Üniversitesi Nene Hatun Kültür Merkezi’nde gerçekleşen konferansa ilgi oldukça fazla oldu. Hukuk fakültesi ve mühendislik fakültesinden gelen öğrencilerin yanı sıra avukat, araştırma görevlileri, bilgisayar mühendislerinin de katıldığı konferansta katılımcılar, dijital dünyanın karmaşık hukuki yönleri hakkında bilgi edinmek için bir araya geldiler. Konferansın ilk oturumunda, Yapay Zeka Uzmanı Dr. Muhammed Burak Görentaş, TÜBİTAK ve BİLGEM Blokzincir Uzmanı Dr. Mustafa Takaoğlu ve Fordefence CEO’su Adli Bilişim Uzmanı Mustafa Sansar, teknik boyutlarıyla yapay zeka, blokzincir ve adlı bilişim konularını ele aldı. Öğleden sonraki oturumda ise; Arş. Gör. Salih Karadeniz, Müh. Yzl. Uzm. Gülpembe Gez ve Av. Özge Evci Eralp, 21.yüzyılda teknoloji ve hukuk konularını ele alarak katılımcılara bilgilerini aktardı. Konferansın sonunda, katılımcılar sertifikalarını alarak etkinliği tamamladılar. Organizatörler, bu tür etkinliklerin gelecekte de düzenleneceğini belirterek öğrencileri benzer etkinliklere katılmaya teşvik ettiler. Bilişim Hukuku Konferansı, hukuk ve mühendislik öğrencilerinin dijital dünyanın hukuki zorluklarını anlamaları ve çözümlemeleri için bir platform sağladı. Geleceğin profesyonelleri, bu tür etkinlikler aracılığıyla bilgi ve deneyim kazanarak, dijital dünyanın karmaşıklıklarıyla başa çıkmaya hazırlanıyorlar.
Erzurum Başkan Özakalın’dan, bölge oda ve borsalara ziyaret Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Yönetim Kurulu Üyesi ve Erzurum Ticaret ve Sanayi Odası (ETSO) Yönetim Kurulu Başkanı Saim Özakalın, bölge illerinde iş dünyasının sorunlarını dinlemek ve istişarelerde bulunmak amacıyla başlattığı çalışmalara devam ediyor. Bu kapsamda, Özakalın’ın başkanlığındaki bir heyet, bölge Oda ve Borsaları kapsayan iki günlük bir ziyaret programı gerçekleştirdi. Ziyaretler, Pasinler Ticaret ve Sanayi Odası (PTSO) ile başladı. Pasinler TSO Yönetim Kurulu Başkanı Aydın Taşbaşı’nı ziyaret eden Özakalın başkanlığındaki ETSO heyeti daha sonra sırasıyla Oltu Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Baki Karaca, Ardahan Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) Yönetim Kurulu Başkanı Çetin Demirci, Kars Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Musa Metin Durmuş ile Kars Ticaret ve Sanayi Odası (KATSO) Yönetim Kurulu Başkanı Kadir Bozan’ı ziyaret etti. Oda ve Borsa başkanlarına TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu’nun selamını ileten Başkan Özakalın, ziyaretin anısına üzerinde nazar boncuğu bulunan bir şilt ve Erzurum’un coğrafi tescilli ürünlerinden Oltu taşı tespih hediye etti. Ardahan ziyaretinde ATSO Yönetim Kurulu Başkanı Çetin Demirci Başkan Özakalın’a, Ardahan’ın sorunları ve çözüm önerilerini kaleme aldığı bir kitap ve şilt takdim etti. Kars TSO Yönetim Kurulu Başkanı Kadir Bozan da Başkan Özakalın’a porselen bir tabak hediye etti. ETSO heyeti ilk günkü ziyaret programının son durağı olan KATSO’da düzenlenen geniş katılımlı bir toplantıda, Yönetim Kurulu ve Meclis üyeleriyle bir araya geldi. Toplantının açış konuşmasını, KATSO Yönetim Kurulu Başkanı Kadir Bozan yaptı. Ziyaretten duyduğu memnuniyeti dile getiren Başkan Bozan, bölge illerinin sorunlarının iş dünyasının çatı kuruluşu olan TOBB’un gündemine taşınmasının önemine dikkati çekerek, Başkan Özakalın’a özverili çabalarından dolayı teşekkür etti. Başkan Özakalın; “Birlikte hareket edip, daha güçlü olacağız” Toplantıda, bölge Oda ve Borsalara yaptığı ziyaretler hakkında bilgi veren Başkan Özakalın, bölgede iş dünyasının başta finansmana erişim ve teşvik uygulamaları olmak üzere benzer sorunlar yaşadığını belirterek, meselelerin çözümü için ortak akıl ve istişareye önem verdiklerinin altını çizdi. Bölge illerinin sorunlarını TOBB Yönetim Kurulu’nda gündeme getirmek üzere bölge gezisi düzenlediklerini ifade eden Özakalın, ancak bu şekilde bölge illerinin ekonomik ve sosyal anlamda yaşadıkları sorunlara çözüm bulunabileceğine belirtti. Özakalın şunları söyledi; “TOBB yönetimini temsilen bölge oda ve borsalara ziyaretlerimizi daha da sıklaştırıp, irtibatımızı daha etkin bir hale getirerek, sorunlarımızın ve taleplerimizin takipçisi olacağız. Yaptığımız görüşmeler ve toplantılar sonucunda elde ettiğimiz verilerle hazırlanacak ve bölge illerimizin sorunları ve çözüm önerilerini içeren bir raporu, TOBB Başkanımız Sayın Rifat Hisarcıklıoğlu ile paylaşacağız. Bizler, bölgesel kalkınmanın önündeki engellerin kaldırılması ve diğer bölgelerle aramızdaki gelişmişlik seviyesinin minimuma düşürülmesi adına; bölgedeki Oda ve Borsalarımızla birlikte şehirlerimize ekonomik ve sosyal alanlarda katma değer sağlayacak, yaşadığımız kentleri bir adım daha ileriye taşıyacak her türlü çalışmanın içerisinde olmaya çaba gösteriyoruz. Görüştüğümüz Oda ve Borsaların değerli Yönetim Kurulu Başkanları da bölgesel güç birliği için aynı heyecanı taşıyor. Artık kaybedecek zamanımız yok. Şehirlerimizin ve bölge iş dünyamızın geleceği adına motivasyonumuzu ve gücümüzü aynı hedefe yönlendirmek zorundayız. Birlikte hareket edip, daha güçlü olacağız.” Toplantıda KATSO Yönetim Kurulu ve Meclis üyeleri de iş dünyası olarak yaşanan sorunlarla ilgili düşüncelerini TOBB Yönetim Kurulu Üyesi Özakalın’la paylaştı. KATSO Yönetimi toplantının ardından Başkan Özakalın ve ETSO heyetini akşam yemeğinde ağırladı.