MAGAZİN - 31 Ağustos 2014 Pazar 10:38

Murat Göğebakan'ın çilesi daha doğmadan başlamış

A
A
A
Murat Göğebakan'ın çilesi daha doğmadan başlamış

Kansere yenik düşerek hayatını kaybeden ünlü sanatçı Murat Göğebakan'ın annesinin ona hamileyken apandisit ameliyatı olduğu için sağ ayağının aşığı gelişmediğinden engelli dünyaya geldiği ortaya çıktı.

Kansere yenik düşerek hayatını kaybeden ünlü müzisyen Murat Göğebekan'ı Türkiye, "Ben Sana Aşık Oldum Birtanem" isimli duygusal parçasıyla tanıdı. Genç yaşta kansere yenik düşen ünlü sanatçı Göğebakan'ın hayat hikayesi ise yürekleri dağlayıp Türk filmlerine konu olacak cinsten. Göğebakan'ın annesi Hatice Göğebakan 16 yaşında Hasan Göğebakan ile evlendiğini 17 yaşında Murat Göğebakan'ı dünyaya getirdiğini söyledi.

"ÇOK KÜÇÜKTÜM HAMİLE OLDUĞUMU BİLEMEDİM"

Evlendikten hemen sonra apandiist sorunu yaşadığını ve ameliyat olmak zorunda kaldığını belirten Göğebakan, "Ameliyat oldum çıktım. Hemşireler ve doktorlar bana hamile olduğumu söyledi. Ameliyat sırasında verilen narkozun ve çekilen filmlerin bebeği sakat bırakacağını engelli bir çocuk dünyaya getireceğimi söylediler. Eşim ve kayın validem engelli de olsa Murat'ın dünyaya gelmesini isteyerek, 'Ne doğarsa Rabbime sığınıyoruz' dediler. Bunun üzerine Murat'ı aldırmayarak 9 ay sonra dünyaya getirdim. Murat doğduğunda dünya güzeli 4 kilo bir bebekti. 4 aylıkken babası askere gitti. Murat yürüme çağına gelip yürüdüğünde sağ ayağının sakat olduğunu öğrendik. Bunun üzerine Adana'daki bütün doktorları Türkiye'deki bütün doktorları gezdim ama 'ayağı ne uzun ne kısa doğuştan olduğu için bir şey yapamayız' dediler. Oğlumun sadece sağ ayağının aşık kemiği küçüktü bu nedenle yürüyordu ama sekiyordu" dedi.

"OĞLUMU TEDAVİ ETTİRMEK İÇİN ALMANYA'YA GİTTİM"

Türkiye'de derman bulamayınca Murat'ı tedavi ettirmek için 1970 yılında Almanya'ya gittiğini söyleyen Hatice Göğebakan şunları kaydetti:
"Kocam olmadan oğlumla tek başıma Almanya'ya gittim. Burada hem çalışıp hem de oğlumun ayağı için derman aramaya başladım. 4 ay sonra kocamı Almanya'ya istedim. Ancak oğluma bir çare bulamadık. Almanya'daki doktorlar da Türk doktorların söylediğini söyledi. Spor ve yüzme önerdiler Murat onları yaptı. Ancak bu kadar oldu. Ben çalışıyordum çocuklara bakacak kimse yoktu o nedenle 1977 yılında Almanya'da Türkiye'ye kesin dönüş yaptık. Oğlum burada okula başladı, bütün okulları bitirdi müziğe merakı vardı, en son konservatuarı da bitirdi. Çok sevilen bir kişi oldu."

"ABLAMIN KIZIYLA EVLENDİ MEŞHUR OLMADAN BOŞANDI"

Okulu bitirip Çukurova Üniversitesi'nde işe girince ablasının kızıyla Murat'ı evlendirdiklerini anlatan Göğebakan, "Bu evlilikten Bülent ismini verdikleri bir çocukları oldu. Ancak fikren anlaşamadıkları için Murat 1994 yılında eşinden boşandı. Murat meşhur olduktan sonra boşandı dediler ama meşhur olmadan önce boşanmıştı. Daha sonra 1995 yılında İstanbul'a giderek "Ben Sana Aşık Oldum Birtanem" adlı kasetini çıkardı. Bu kaset çok tuttu her yerde oğlumun şarkısı çalıyordu ondan sonra art arda kasetler çıkardı" diye konuştu.

"SEMA'YI ÇOK SEVDİ 2009'DA KANSERE YAKALANDI"

Murat'ın Sema isimli bir kız ile tanıştığını ve onu çok sevdiğinin altını çizen Göğebakan şöyle devam etti:
"Evlilikleri çok iyi gidiyordu çok düzenli bir hayatı vardı. Ancak 2009 yılında grip oldu. Bu grip bir türlü geçmedi. Bunun üzerine hastaneye gittiğinde doktor kan kanseri olduğunu ve hastalığın çok ilerlediğini tedavi edilmezse çok az bir ömrü kaldığını söylemiş. Bunun için oğlum hemen hastaneye yattı. Tedavi olmaya başladı. Yapılan tedavilere Murat cevap vererek 2010 yılında oğlum kanseri yendi. Yeniden hayata başladı"

"KANSERİ YENDİ İHANETİ YENEMEDİ"

Göğebakan oğlunun çok sevdiği eşinin onu hasta yatağında aldattığını öne sürerek, "Oğulum kanseri yendi ancak çok sevdiği eşinin yaptığına çok üzülmüştü bir de çok borcu vardı. Bankalara her yere borcu vardı. Yaklaşık 350 bin lira olan borucunu ödemek için çok mücadele etti. Kardeşlerinden para aldı, kendi çalıştı ve borcunu ödedi. Ancak bu süre içinde çok yıprandı çok üzüldü. Bu nedenle hastalık geçtiğimiz yıl tekrarladı. Bu kez oğlum hastalığı yenemeyerek hayat mücadelesini kaybetti" dedi. 

FATİH KEÇE

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bitlis Ahlat’ta ‘Tarihe Damga Vuranlar Haluk Dursun’ anma programı düzenlendi Eski Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun vefatının 5. yılında Bitlis’in Ahlat ilçesinde anıldı. Ahlat ilçesinde Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun anısına “Tarihe Damga Vuranlar Haluk Dursun” anma programı düzenlendi. Kültür ve Turizm Bakanlığı ile İçişleri Bakanlığı’nın katkılarıyla Anadolu Kültür ve Tarih Birliği Derneği tarafından düzenlenen program saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Daha sonra konuşma yapan Bitlis Valisi Erol Karaömeroğlu, “Haluk Dursun’un hatırasına sahip çıkan bu anlamlı program dolayısıyla sizlerle beraber olmaktan duyduğum memnuniyeti özellikle ifade etmek istiyorum. Bugün ülkemizin yetiştirmiş olduğu mümtaz bir ismi anmak üzere buradayız. Prof.Dr.Haluk Dursun’u ebedi aleme uğurlayalı tam 5 yıl oldu. Van Erciş’te kendi aracıyla seyir halindeyken meydana gelen elim bir trafik kazası sonucu maalesef hocamızı 19 Ağustos 2019 tarihinde kaybettik. Kültür birikimi ve hitabetiyle araştırmayı, bildiğini ve gördüğünü meraklısına aktarmayı seven, hayatını görevine adayan bir bilim insanıydı. Ahmet hocamızı bir kez daha rahmetle, özlemle, şükranla yad ediyorum. Değerli ailesine, dostlarına, mesai arkadaşlarına tekrar başsağlığı diliyorum. Rabbim Haluk hocamızdan razı olsun, mekanı ali olsun. Bu anlamlı buluşmanın düzenlenmesinde emeği geçen herkese teşekkür ediyorum” dedi. Ardından konuşan AK Parti Ankara Milletvekili Zeynep Yıldız, “Gerçekten bir ideal, ülkü ve niyet uğruna yola koyulanlardandı Haluk hoca ve bugün bizi burada bir araya getirdi. Bunu da yaparken bir mekan ve bellek ilişkisi kurmaya yönelik en önemli noktalardan birinde Ahlat’ta bizleri buluşturdu. Gerçekten nereden geldik nereye doğru yürüyeceğiz duygusunu bize pekiştirebilecek bir noktada bir araya gelmiş olduk” ifadelerini kullandı. MHP Genel Başkan Başdanışmanı Prof. Dr. Ruhi Ersoy’da, “Ahlatın maneviyatıyla gençliğin enerjisini bir araya getiren bu tarihi ve bu mukaddes şehirde Kubbet-ül İslam’da sizlerle beraber olmaktan tarihe adanmış, adanmış olduğu bir ülküsünde yol yürürken rahmeti rahmana kavuşmuş değerlerimizi anma vesilesiyle sizlerle olmaktan bende kıvanç duyuyorum. Ahlat’ı anlamak, tanımak ve bu değerler etrafında dertlenen Ahmet Haluk Dursun profili, şahsiyetleri, onun etrafında neşet etmiş yetiştirmiş olduğu gençlerin yeniden filizlenmesine iklim oluşturmaktır. Bizim muradımız ve mefkuremiz budur. Siyasetten de, devlet hayatından da anladığımızda budur, bu olmalıdır. Bu sebepten dolayı bugün bu saatte bu salonu dolduran her bir arkadaşım bu atmosferin bir parçası olmuştur. Bu programın hayat bulmasında dertlenerek Ahmet Haluk Dursun hocanın derdini kendine dert ederek yola çıkıp kamu imkanlarıyla bu iş yürümüyorsa milletle yürüyebiliriz, dernekleşiriz diyerek devletimizin kapısını çalarız diyerek yolculuğa başladı. Bugünün anlamını bir bütün halinde program bitene kadar hissedip yaşayalım” şeklinde konuştu. Bitlis Eren Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof.Dr.Ferit İzci ise, “Bizim medeniyetlerimiz başka medeniyetlere benzemez. Bizim medeniyetlerimiz işte böyle şahsiyetler ve gençler üzerine inşa edilmiş ilelebet varlığını devam ettirecek medeniyetlerdir. Başka medeniyetlerin hayal bile edemeyecekleri zirvelere çıkmış olan ecdadın nesilleriyiz. Hayatını bu şekilde mücadeleyle geçiren başta sayın Ahmet hocamız olmak üzere bu ülkede ve coğrafyada yetişmiş değerlerli şahsiyetlere huzurlarınızda saygıyla ve minnet duyuyorum” dedi. Düzenlenen program hakkında gazetecilere açıklamada bulunan Anadolu Tarih ve Kültür Birliği Derneği Başkanı Doğan Güngör, “Kültür ve Turizm Bakan yardımcısıyken çok sevdiği Ahlat’ı ziyaretinin hemen sonrasında geçirdiği trafik kazasıyla hayatını kaybeden Prof.Dr.Ahmet Haluk Dursun hocayı anmak, Ahlat’ı anlatmak ve gençlerle hemhal olmka için buradayız. Dernek olarak hocamızı anmak üzere yaptığımız ikinci program. İlkini Çanakkale’de yine tarihimizin müstesna mekanlarından birinde, bugünde Ahlat’ta yaptık” dedi. Anma programına katılan Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un kızı Nilay Dursun’da duygularını şöyle ifade etti; “Babamın hayatının son yıllarında özellikle çok önem verdiği Anadolu Tarih ve Kültür Birliği projesinin yaşatılıyor olabildiğini görmek gerçekten çok mutluluk verici. Yıllar önce babamın vefatından sonra tanıştığım bu değerli ekiple 5.yılında da bu tarz etkinliklerle bir araya gelmeyi sürdürüyoruz. Babamı anmayı, onun öğretilerini, gençlere aktarmaya çalıştığı bilgileri bir arada tekrar hatırlayarak belki yeni kitlelere aktarmaya çalışıyoruz. Bu gerçekten çok önemli. Dolayısıyla bu etkinliklerde desteği olan herkese çok teşekkür ediyorum.” İstanbul Üniversitesi Tarih Bölümü son sınıf öğrencisi Kenan Toprak Çatkın’da, “Ahlat’a ikinci gelişim. Bundan önce de bir program aracılığıyla gelmiştim. Haluk hoca bizde çok önemli ve derin etkiler bıraktı. Zaten bu etkileri panelimizde de anlatacağız” dedi. Yapılan konuşmaların ardından program Anadolu Kültür ve Tarih Birliği Derneği Musiki Grubunun Haluk Dursun’un sevdiği müzikleri seslendirmesiyle devam etti. Arından Ahmet Haluk Dursun hocayla anısı olan çeşitli üniversite öğrencilerin paneli ve BEÜ öğretim üyesi Doç.Dr.Hasan Buğrul’un Ahlat’taki tarihi mezar taşları üzerindeki övgü içerikli yazılar adlı sunumuyla program sona erdi. Anma programı sonunda toplu hatıra fotoğrafı çektirildi. Ahlat Halk Eğitimi Merkezi konferans salonunda düzenlenen anma programına Ahlat Kaymakamı Batuhan Bingöl, Ahlat Belediye Başkanı Yavuz Gülmez, Bitlis İl Emniyet Müdürü Ortaç Şekeroğlu, Bitlis İl jandarma komutanı Tuğgeneral Eyüp Subaşı, bazı kurum amirleri, çok sayıda akademisyen, yazar, eğitimci ve öğrenci katıldı. Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un kaza sonucu vefatı 2019 yılında Malazgirt Zaferi’nin 948. yıl dönümü etkinlikleri öncesi Ahlat’ta gezi ve incelemelerde buluna merhum Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun, buradaki incelemeleri sonrası kara yoluyla Van’a hareket etmişti. Dursun’un içinde bulunduğu araç, Erciş’in Bayramlı Mahallesi yakınlarında kaza yapmış, kazada Ahmet Haluk Dursun hayatını kaybetmişti.
Antalya Otomobil su kanalına uçtu: Öldüğü düşünülen sürücünün yüzerek kaçtığı ortaya çıktı Antalya’da kontrolden çıkıp su kanalına uçan otomobildeki sürücü, kanaldan yüzerek çıkıp olay yerinden kaçtı. Aracın yaklaşık 1 buçuk ay önce satışını yapıp devrinin henüz alınmadığını belirten ruhsat sahibi kadın ise olay yerine geldiğindeki ilk sözü, “Allah’tan içinde kimse yok” oldu. Kazanın görgü şahidi bir genç ise, “Sürücü çok paniklemişti, yüzerek kanaldan çıktı, ardından kaçtı” dedi. Kaza, saat 22.00 sıralarında Kepez ilçesine bağlı Göksu Mahallesi’ndeki Nene Hatun Caddesi ile İbn-i Sinan Sokak kesişiminde meydana geldi. Henüz sürücüsünün ismi öğrenilemeyen 16 LUB 73 plakalı otomobilin önce kaldırıma çarpıp ardından su kanalına uçtuğunu görenler durumu 112 Acil Çağrı Merkezine bildirdi. İhbarın ardından olay yerine itfaiye, polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Belirtilen adrese gelen itfaiye ekipleri, araçta yaptıkları kontrolde herhangi bir kişinin olmadığını tespit etti. Bunun üzerine görgü şahitlerinin ifadesine başvuran polis, sürücünün araçtan çıktıktan sonra yüzerek kanaldan çıktığını ve ardından panikleyerek kaçtığını belirledi. Trafik polisinin araç plakasından yaptığı sorgulamada, aracın Gülfer Hanedar adına kayıtlı olduğu belirlendi. “Arabayı sattım, parasını aldım ama devrini almadı” Ekiplerin haber vermesiyle kaza yerine gelen Hanedar, aracı Halil isminde bir galerice yaklaşık 1 buçuk ay önce sattığını, parasını almasına rağmen karşı tarafın devrini henüz üzerine almadığını söyledi. Gazetecilere de açıklamada bulunan Hanedar, “Arabayı satmıştım, parasını aldım ancak devrini henüz üzerine almadı. Kaza olunca beni aradılar. Allah’tan içinde kimse yok, ona sevindik. Galericiye satmıştım. Onun sürüp sürmediği de belli değil, ulaşamıyorum da” diye konuştu. Kazayı görenlerden Musa Kont isimli genç ise “Araba aniden fren yaptı ve kanala uçtuktan sonra sürücü yüzerek çıktı. Adam çok panik yapıyordu, sakinleştirmeye çalıştık ama kaçtı gitti” dedi. Polis ekipleri sürücüyü bulmak için çalışma başlatırken, araç çekiciyle su kanalından çıkartılarak otoparka götürüldü.