SPOR - 15 Şubat 2018 Perşembe 06:12

Mustafa Cengiz: 'Borç-alacak farkı 963 milyon TL’den 1 milyar 172 milyon TL’ye çıktı'

A
A
A
Mustafa Cengiz: 'Borç-alacak farkı 963 milyon TL’den 1 milyar 172 milyon TL’ye çıktı'

Galatasaray Başkanı Mustafa Cengiz, Divan Kurulu toplantısında konuştu. Cengiz, kulübün borcunun arttığını, geldikten sonra 60 milyon TL ödeme yaptıklarını belirtirken, eski başkan Dursun Özbek’in kulübe 28 milyon TL borcu olduğunu ifade etti.

Galatasaray Başkanı Mustafa Cengiz, Divan Kurulu Toplantısı’nda konuştu. ‘Ceketimin düğmesini açabilir miyim’ diyerek sözlerine başlayan Cengiz, “Sel gider kumu kalır. Ben başkanlıktan ayrıldığımda ya da tekrar başkan olduğumda bana çok değerli bir kum kalacak. Divan üyesi olarak kalacağım ve bu onur bana yeter. 20 gündür iş başındayız. Konsolide borç-alacak önemli. Bazen yanlış rakamlar çıkıyor ortaya. Övünçle söylüyorum ve hiçbir kulübe taş atmıyorum, Galatasaray Türkiye’nin en şeffaf kulübüdür. Gerek solo, gerek konsolide bazda Türkiye’nin en şeffaf kulübüyüz. İnşallah diğer tüm kulüplerimize de bu hesaplar nasip olur. Net borç-alacak farkımız 963 milyon TL’den 1 milyar 172 milyon TL’ye geldi. Benim özellikle değinmek istediğim konu, bizi seçime götüren en önemli neden mali sorun. Dağ gibi sorunlar var. Sadece geçmiş yönetimin değil, önceki yönetimlerin de birbirine bağlı olduğu sorunlar” dedi.

“60 milyon TL ödeme yaptık”

Birçok sorunla boğuştuklarını söyleyen Cengiz, “Göreve geldiğimizde transfer döneminin son 3, 4 günüydü. Gördüğünüz gibi 60 milyon TL’ye yakın ödeme yaptık. Bu 60 milyon TL ödeme, özellikle futbol şubesi ve vergi-SSK ödemeleri. Enkaz edebiyatı yapmıyoruz. Transfer döneminde önümüzde çok önemli engeller gördük. 19 milyon TL vergi ve SSK borcu vardı. Bunu aynı gün ödeyip, borçsuzluk kağıdı alarak transfer yapmamız gerekiyordu. 2 futbolcumuzdan gelen transfer yasağı vardı. Biz her ikisine 22 milyonu aşkın para ödedik. Göreve geldiğimizde, bunu söylemek istemiyorum ama kasada 5 kuruş para yoktu. Bunun böyle olacağını biliyorduk. Bu kadar ummuyordum ama bunu da söyleyeyim. Biz sızlanmayı sevmeyen insanlarız. Hızla çalışıp bu borçları kapattık. Aynı günde borçsuzluk kağıdını alıp, transfer yaptık. Ndiaye’yi biz göndermedik. Teknik direktörümüz de gitmesini istemedi, biz de istemedik. Ama futbolcu gitmek istedi. Ndiaye’yi satıp parasını alıp harcadınız dediler. Bu paranın yarısını hala alamadık. Bu arada bazı dinamikleri harekete geçirdik. “Store’lara koşun” sözüm kıvılcımdı, bir alev topuna dönüştü. 24 saatte dünya TT listesine 3. Sıradan girdi bu hareket. 2 günde 1 günlük ciromuzun 10 katı satış sağladık. Taraftarın bu aksiyonu ne dünya spor tarihinde görülmemiş bir olay. Bütün taraftarlara teşekkür ediyorum. Bu 5,5 milyon TL’ye yakın satış, yıllık satışlarımızın yüzde 6’sına denk geldiği gibi stoklarımızın da yüzde 30’unu eritti” diye konuştu.

“15 günde 18 loca sattık”

Göreve geldiklerinde 71 locanın boşta olduğunu söyleyen Cengiz, “15 iş gününde 18 adet loca sattık. Galatasaray’a küsülmez ama Galatasaray’dan bir nebze de olsa elini ayağını çekmiş olan taraftarımız, kulübe sahip çıktı. 8 milyon 600 bin TL’lik satışı 15 günde gerçekleştirdiler. 22 ocak-12 şubat satış rakamlarımız, geçen yıla oranla 4 milyon 200 bin TL’den 8 milyon 500 bin TL’ye çıktı. Lütfen kombine, loca alarak Galatasaray’a sahip çıkın. Kombine satışımız 33 binlerde. Kombine satışı ve gelirde Türkiye’nin en iyi noktasındayız. Stat gelirinde TL bazında artımız, Dolar bazında eksimiz var. Emlak Konut’la ilgili, ben gelir gelmez bir görüşme yaptım. Birçok sponsor bizi tam anlamamış. Florya’da ve Riva’da yapmamız gereken, karı maksimuma çıkarmamız gerekir. 508 milyon TL asgari gelirimiz var. Ama bunun artması gerekiyor. Biz bu Riva ve Florya’da Emlak Konut tarafından yapılacak olan konutları en yüksek fiyatlardan, en değerli Galatasaraylıları burada bulundurarak satmak durumundayız. Karın artması demek, Galatasaray’ın kazanması demek. Florya’da Emlak Konut, imar düzenlemesi yapıyor. Görüşmelerimiz sürüyor. İnşaat alanını artırma konusunda çabalarımız var. Umarım buradan da geliri maksimum hale getiririz” açıklamasında bulundu.

“Tek kuruş banka kredisi kullanmadık”

Gelir gelmez ödedikleri 60 milyon TL’de banka kredisi kullanmadıklarını söyleyen Cengiz, “Bu 60 milyon TL’yi öderken, tek kuruş banka kredisi kullanmadık. 1 milyona yakın da faktoring borcu ödedik, ödeyeceğiz de. Aşılması gereken önemli mali sorunlar var. Yabancı kulüplerle transferden doğan sorunlar var. Bunları aşacağız. Bir şeye değinmek istiyorum, buna da üzülüyorum. 508 milyon TL’miz kırıldı. Buradan 340 milyon TL gelir elde ettik ve bu da gitti. 6 Şubat 2017’de 508 milyon TL’nin hesaplarımıza girmeden öncesinde borcumuz 800 milyon TL. Dolar olarak baktığımızda 213 milyon Dolar olan borcumuz 7 Şubat’ta 126 milyon Dolar’a iniyor. Ancak bu para girdikten sonra, 94 milyon Dolar’ı çıkardıktan sonra, banka borcumuz 183 milyon Dolar. 213 milyon Dolar’dan düştüğümüz zaman, banka ve kredi borçlarımıza yatırılsaydı, 113 milyon Dolar’a inmemiz gerekiyordu. Ancak şu anda borcumuz 183 milyon Dolar. Biz sadece 30 milyon Dolarlık borç ödemişiz” dedi.

“Senet, rehin ve temlik”

Dursun Özbek’in görevden ayrılmadan önce 3 senet aldığını söyleyen Mustafa Cengiz, “Dursun Başkan ayrılırken, 22-23 Ocak’ta devir teslimden önce bir düzenleme yapılıp, 3 tane senet almış. 5 milyon 70 bin TL, 12 milyon küsur Euro, 7 milyon Dolar. Devir teslimde de konuştum. Kendisinin esas alacağını almakta hiçbir beyis yoktur. Bunda hemfikirim. Bunu bir tarihte mutlaka ödememiz gerekiyor. Bu senetlerin dışında, bizim B grubu hisselerimizde serbest olan 4 milyon hissenin bir bölümünü, bir yatırım bankamız aracılığıyla rehin etmiş. Buradaki işlemin 9 bin TL’lik harcını kulüp ödemiş. Bunun olmaması gerekiyor. Rehin eden kişinin bizzat kendisinin ödemesi gerekiyor. 3. bir garanti yapmış kendisine. Emlak Konut’tan ileride doğması muhtemel alacaklara 19 milyon Euro’luk temlik koymuş. Senet, rehin ve temlik. Biz yarın Emlak Konut’tan gelir elde ettiğimizde, bu senet ve rehini ödemediğimiz takdirde Dursun Başkan kendisini garantiye alıyor. Teknik olarak lütfen kendi muhasebe müdürü, avukatı, yetkili kim ise görüşsün, bizim hesaplarımıza göre borcumuz 86 milyon TL. Bağışlar var, detaylara girmek istemiyoruz. Bu rakamdan aşağı yukarı yüzde 5-10 yanılabiliriz. Bugünkü kur itibariyle başkan bize 28 milyon TL borçlu görünüyor. Bu da sporcu cezalarından kaynaklı bir borç. Biz anonim şirketiz, kulübüz, kulüp olarak 30 milyon kişiye, Sportif A.Ş olarak da borsaya bağlıyız. Genel Kurul, bu 28 milyon TL’yi başkana bağışlıyoruz derse ben bir şey diyemem, ama ben bu 28 milyon TL’yi, başkanın alacağı 86 milyon TL’den düşmek zorundayım. Sosyal medyada konuşulan şeyler beni mutlu etmiyor” ifadelerini kullandı.

“Emlak Konut’ta bizim aleyhimize bir durum yok”

Kulübün Çinliler’e satılıp satılmayacağı sorularının sorulduğunu söyleyen Mustafa Cengiz, “Milan kulübü başkanı geliyor, medyaya bakıyorum, 'Çinliler’e kulübü satıyor' diyorlar. Başkan olduktan sonra sadece bir kanala çıktım. Ben devletten geldim, benim için devlet ve millet her şeyden önce gelir. Bana, 'Galatasaray’ı yabancılara satar mısınız' diye sordular. Ben de 'Galatasaray satılırsa, ben Galatasaray’ı bırakırım' dedim. Galatasaray’daki maddi güç herkesi ezer geçer. Kulübü Çin’e satmak gibi bir durum yok. Bu satılan 18 locanın içinde bizzat oğlumun ve yeğenimin satışı var. Ben hala kendi şirketime gidemedim. Hanımı 3, 4 gün görmediğim oldu, hanım çok mutlu. Yeğenim ve oğlum beni fiziki olarak taşıdı. Bu arada loca da sattılar. Ama bu haberlere, 'Oğlunu ve yeğenini yönetim kurulu toplantılarına alıyor' diye çıktı" dedi. 

Emlak Konut’la görüştüğünü de sözlerine ekleyen Cengiz, “Emlak Konut’a gittiğimde şunu sordum, dosyayı aldım okudum, bir daha okudum, bir daha okudum bir şey göremedim. Emlak Konut başkanına gidip sordum, 'Burada gizli mürekkeple bir şey mi var' diye sordum. Burada sizlerden saklanacak hiçbir şey yok. Ama devletin haklı olarak bir takım kodları var. Devlet diyor ki, 'ben 10 binlerce iş yapıyorum, bunun içinde bazı şeylerin görülmesini istemiyorum' diyor. Lütfen bunu unutmayın. Sözleşmede bizim aleyhimize bir husus yok. Bizim görevimiz, inşaat başladığında maksimum destek vermekti. Biz yapsaydık elde edeceğimiz gelir belli. Biz burada devlete yüzde 20’sini veriyoruz. Biz ne kadar kazanırsak, devlet de kazanır. Ali Sami Yen’in yerine yapılan işlerle devletimize de kazandırdık, bundan da mutsuz değiliz” diyerek sözlerini tamamladı. 

Bozhan Memiş - Bora Akyol

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kocaeli 2 kız çocuğunu taciz ettiği iddiasıyla yargılanıyor Kocaeli’de kızının 11 ve 12 yaşlarındaki 2 arkadaşını taciz ettiği iddia edilen 52 yaşındaki sanığın, 2’şer kez 3 yıl 9 aydan 14 yıla kadar hapsi istendi. İddiaya göre; Kocaeli’de yaşayan H.N.Y. (11) ile S.N.B. (12) isimli kız çocukları, 2020’nin yaz aylarında ve 2022’nin ocak ayında arkadaşlarının babası İ.K. (52) tarafından cinsel istismara maruz kaldı. Çocukların bu durumu öğretmenlerine anlatmasıyla konu polise intikal etti. Suç duyurusunun ardından İ.K. gözaltına alındı. İfadesi alınan İ.K. adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Sanık hakkında "Çocuğa karşı cinsel istismar" suçundan dava açıldı. Olayla ilgili açılan davanın duruşması Kocaeli 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmeye devam etti. Duruşmaya tutuksuz sanık, tanıklar ve taraf avukatları katıldı. Olaya ilişkin dinlenen S.N.B’nin ablası Z.B., "Tam zamanını hatırlamamakla birlikte pandemi sonrasında kardeşim bana sanık ve kızı ile motosiklete bindiklerini söyledi. Kardeşim, sanığın motosiklette bacaklarına ve bikini bölgesine dokunduğunu söyledi. Emin olup olmadığını sorduğumda emin olduğunu söyledi. Kardeşimin cep telefonunu denetlemek amacıyla kontrol ettim. Kardeşim arkadaşına yolladığı mesajda kendisine dokunduklarını yazmıştı. Kardeşime mesajların ne olduğunu sorduğumda şaka olduğunu söyledi ve bana tepki gösterdi. Telefonunu kontrol ettiğim başka tarihte ise intihar etmek amacıyla hap içtiğini yazmıştı. Daha sonra olayı anneme anlattım. Ben anlatmadan önce de kardeşim olayı öğretmenine anlatmış. Daha sonra olay polise intikal etti" dedi. "Mağdurlar, iddia ettikleri eylemler tarihinden sonra da sürekli bize gelmeye devam etti" Tanık olarak dinlenen sanığın kızı ise "Mağdur kızlar benim arkadaşlarım olur. Evimize gelip giderlerdi. Kızlar bizim eve geldiğinde sürekli yanlarındaydım. İddia konusu olaylar yaşanmamıştır. Mağdurlar, iddia ettikleri eylemler tarihinden sonra da sürekli bize gelmeye devam etti. S.N.B. çok yalan söyler ve olayları abartarak anlatır. Bu huyu sebebiyle kendisiyle çok kavga ettiğimiz olurdu" şeklinde konuştu. Sanık ise suçlamaları kabul etmediğini belirtti. 2’şer kez 3 yıl 9 aydan 14 yıla kadar hapis talebi Cumhuriyet savcısı mahkeme heyetine sunduğu mütalaasında, sanık İ.K’nın her 2 çocuğa karşı işlemiş olduğu iddia edilen "çocuğa karşı cinsel sarkıntılık" suçundan ayrı ayrı 3 yıl 9 aydan 14 yıla kadar hapisle cezalandırılmasını talep etti. Mahkeme heyeti, sanığın tutuksuz halinin devamına karar vererek, duruşmayı erteledi.
Adıyaman İsias Otel davasının ikinci duruşması başladı Adıyaman’da 6 Şubat depremlerinde yıkılan ve 72 kişinin hayatını kaybettiği İsias Otel’le ilgili davanın ikinci duruşması Adıyaman Adliyesi’nde başladı. 6 Şubat depremlerinde 39’u KKTC’li voleybol sporcusu, öğretmen ve antrenör olmak üzere toplam 72 kişinin hayatını kaybettiği Adıyaman’daki İsias Otel davasının ikinci duruşması Adıyaman Adliyesi 3. Ağır Ceza Mahkemesinde sabah saatlerinde başladı. 3’ü tutuklu toplam 11 sanığın yargılandığı davaya KKTC Başbakanı Ünal Üstel, Başbakan Yardımcısı Fikri Ataoğlu, KKTC İçişleri Bakanı Dursun Oğuz, KKTC Milli Eğitim Bakanı Nazım Çavuşoğlu, KKTC Ana Muhalefet Lideri Tufan Erhürman, otel enkazında hayatını kaybedenlerin aileleri ve çok sayıda kişi katıldı. Sabahın erken saatlerinde ellerinde kaybettikleri yakınlarının pankartlarıyla Adıyaman Adliyesine gelen aileler gözyaşlarına hakim olamadı. Burada aileler adına açıklamalarda bulunan, otel enkazında hayatını kaybeden Nazımcan Hartlap’ın annesi Hilal Düzgünce, “6 Şubat depreminin üzerinden 14 ay geçti. Bugün ortak davamız olan İsias Otel davasının ikinci duruşması yapılacak. Bizler İsias Otel’de 72 canımızı kaybettik. Rehberlerin ve şampiyon meleklerin anneleri, kardeşleri ve en yakınları buradayız. 14 aydır acımızı yaşayamıyor, faillerin yargı önünde hesap vermesi için mücadele ediyoruz. Tüm faillerin hak ettikleri şekilde ceza almaları ve aldıklarını görene kadar mücadelemizi sürdürmeye devam edeceğiz” dedi. Daha sonra konuşan Şampiyon Melekleri Yaşatma Derneği Başkanı Ruşen Yücesoylu Karakaya, "Ne olursa olsun bu dava adaletle sonuçlanana kadar hep birlikte olmaya devam edeceğiz. Katiller hesap verene kadar mücadelemizden vazgeçmeyeceğiz. Bu davada bilimin yol göstericiliğine güveniyoruz. Hukukun üstünlüğü kadar toplum vicdanının gücüne de inanıyoruz. Türkiye Cumhuriyeti adaletinden tek beklentimiz, İsias cinayetinin faillerinin bizden aldıkları her canın bedelini ödemesidir” şeklinde konuştu. Bu davanın peşini hiçbir şekilde bırakmayacaklarını vurgulayan KKTC Başbakanı Ünal Üstel, "Bu depremde bizlerde çocuklarımızı kaybettik. Yavrularımızı kaybettik. Ve o günden bu güne kadar adalet arayışımız devam ediyor. Biz Türkiye Cumhuriyeti adaleti güveniyoruz. Birinci duruşma bundan bir müddet önce başladı ve sonuçlandı. Bugün ikinci duruşma için biz KKTC olarak bütün kesimlerimizle buradayız. Hükumet olarak buradayız, bakan arkadaşlarımızla buradayız, muhalefet başkanıyla, milletvekilleriyle ve yavrularımızın anneleriyle, yakınlarıyla, halkımızla Adıyaman’a geldik. Çünkü bu çocuklar artık KKTC’nin davasıdır. Onların acıları hepimizin acılarıdır. Biz çocuklarımızı unutmadık unutturmayacağız. Ve adalet sonuçlanana kadar biz bu işin devlet olarak takipçisi olacağız. Ülke olarak, devlet olarak Adıyaman’dayız. Ve iananıyorum ki en iyi neticeyi de bugün değilse bile en yakın zamanda adalet tecelli edecek, suçlular ise gerekli cezayı alacak diye düşünüyorum” diye konuştu.