SAĞLIK - 26 Mayıs 2016 Perşembe 11:50

Obeziteye cerrahi dokunuş

A
A
A
Obeziteye cerrahi dokunuş

Medicana International İstanbul Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Gökhan Çipe, obezite cerrahisi hakkında merak edilen soruları yanıtladı.

Çipe, "Obezite cerrahisi kimler için uygundur" sorusuna şöyle karşılık verdi: "Obezite cerrahisi, vücut kitle indeksi 40 ve üzerinde olan, diyetisyen denetiminde tıbbi beslenme, egzersiz gibi yöntemlerle zayıflayamayan kişilere önerilmektedir. Bunun yanında vücut kitle indeksi 35 üzeri olan, hipertansiyon, diyabet, uyku apnesi gibi hastanın yaşam kalitesini ve süresini etkileyen hastalara önerilmektedir. Hangi ameliyatın uygun olduğu kişiye özgü olarak çeşitli muayene ve tetkikler sonucunda belirlenir."
Çipe, ameliyat hakkında bilgi verirken nasıl bir teknik uygulandığını şöyle anlattı:
"Kapalı (Laparoskopik) obezite cerrahisinde cerrahlar trokarlar (hortum benzeri küçük cerrahi aletler) yoluyla karın boşluğuna ulaşmak için küçük kesiler (5 mm - 10 mm) yapmaktadır. Bir video kameraya bağlı olan laparoskop küçük bir trokar içerisine sokulur. Elde edilen görüntü bir LCD ekranına yansıtılarak cerraha mide ve diğer iç organların büyütülmüş, görüntüsünü sağlar. Ameliyatı yapmak amacıyla özel cerrahi aletlerin kullanılması için 5 adet 10 mm ve 5mm’lik küçük kesi yapılır ve trokar yerleştirilir. Tüm ameliyat karın içi boşluğu karbondioksit gazıyla şişirildikten sonra karın içerisinde yapılır. Ameliyat bittiğinde gaz boşaltılır."

Kapalı (laparoskopik) tüp mide ameliyatında, mide hacminin küçültülmesi (yaklaşık 60-100cc) ve böylece hastanın çok az gıdayla tokluk hissetmesinin hedeflendiğini anlatan Çipe, şunları söyledi: "Bu amaçla, midenin belli bir bölümü cerrahi işlemle çıkarılır ve geriye tüp s¸eklinde bir mide bırakılır. Ayrıca, iştah kontrol edici ghrelin hormonunu da az üretir ve dolayısıyla hastanın yemeğe olan iştahı azalır. Tüp mide ameliyatı vitamin ve minerallerin emilimini etkilemez. Ameliyat yaklaşık iki saat sürer. Gastrik bypass, diğer obezite ameliyatları gibi laparoskopik yöntemle yapılır. Karın bölgesine açılan küçük kesilerden girilerek ameliyat gerçekleştirilir. Mide küçültülerek, ince bağırsağa anastomoz edilir. Böylece mide küçültüldüğü gibi, besinlerin emilimi de azaltılmış¸ olur."

Çipe, ameliyat hakkında ayrıca şu bilgiyi verdi: "Bildirilen olgu serilerinde laparoskopik obezite giriş¸imlerinden sonra ani ölüm oranı oldukça düşüktür (\%1’in altında). Diğer taraftan, yara enfeksiyonları, yaranın açılması, apse, staplerin açılıp sızıntı oluşması, bağırsak yırtılması, bağırsak tıkanıklığı, büyük ülser, pulmoner sorunlar ve bacaklarda kan pıhtısı oluşması gibi komplikasyonlar (\%5-10) da tüp mide ameliyatında biraz daha az görülmektedir. Ameliyat sonrası dönemde ilave cerrahi girişimleri gerektirebilecek diğer sorunlar meydana gelebilir. Bu sorunların içerisinde kesenin genişlemesi, sürekli kusma, mide ağrısı veya kilo verememe yer almaktadır. Gastrik bypass’tan sonra Vitamin B12-folat ve demir gibi besin maddelerinin eksiklikleri görülebilir. Gerekli vitamin ve besin takviyelerinin alınması bunları genellikle engellemektedir.”

Çipe, gastrik bypass’ın diğer bir potansiyel sonucu “damping” sendromu olduğunu belirterek şunları söyledi:
“Damping sendromu; şeker içeriği yüksek gıdaların tüketilmesinden sonra karın ağrısı, kramp, terleme ve ishal ile karakterizedir. Yüksek s¸eker içeriğine sahip gıdalardan kaçınmak bu semptomları önler. Malabsorbsiyon ameliyatlarından sonra gastrik bypass sonrası görülenlerle benzer besin maddesi yetmezlikleri ile protein yetmezliği gözlenir. İshal veya gevşek dışkı da yağ alım miktarına bağlı olarak malabsorbsiyon ameliyatlarından sonra sık gözlenir.”

Gökhan Çipe, ameliyat sonrası hastayı nasıl bir dönem beklediği konusunda şöyle dedi: "Hastalarımız 2 gün ağızdan hiçbir katı veya sıvı almaz. 2. gün yapılan testler sonrası sıvı gıda başlanır ve 4. günde taburcu edilir. 15. günde pürelere başlanır ve 1. ayın sonunda normal gıdaya geçilir."
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Antalya Rektör Prof. Dr. Özkan: "Öğrencilerimizi sadece üniversitenin bir parçası olarak değil, bu kurumun nefesi, enerjisi ve geleceği olarak görüyorum" Akdeniz Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Özlenen Özkan, Sağlık, Kültür ve Spor Dairesi Başkanlığı bünyesinde faaliyet gösteren kültür ve spor topluluklarının başkanlarıyla buluştu. Prof. Dr. Özkan, "Öğrencilerimizi sadece üniversitenin bir parçası olarak değil, bu kurumun nefesi, enerjisi ve geleceği olarak görüyorum" dedi. Akdeniz Üniversitesi Sosyal Tesisleri’nde Sağlık, Kültür ve Spor Dairesi Başkanlığı bünyesinde faaliyet gösteren kültür ve spor topluluklarının başkanları bir araya geldi. Etkinliğe Akdeniz Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Özlenen Özkan, Prof. Dr. Tuncer Karpuzoğlu Organ Nakli ve İleri Sağlık Araştırmaları Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Ömer Özkan, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Şükrü Özen, Sağlık, Kültür ve Spor Dairesi Başkanı Öğr. Gör. Ramazan Uyar, kültür ve spor toplulukları başkanları katıldı. Rektör Özkan öğrencilerle sohbet ederek, sorunlarıyla ilgili çözümler üretilmesi talimatını verdi. "Sizi hayata güçlü bir şekilde hazırlamak sorumluluğumuz" Topluluk başkanlarıyla bir araya geldiği için mutlu olduğunu söyleyen Rektör Prof. Dr. Özkan, "Ben öğrencilerimizi sadece üniversitenin bir parçası olarak değil, bu kurumun nefesi, enerjisi ve geleceği olarak görüyorum. Hepinizin ayrı bir hikâyesi, ayrı bir mücadelesi, ayrı bir hayali var. Ve bilin ki biz bu üniversitede sizi yalnızca akademik donanımla mezun etmeyi değil, hayata güçlü bir şekilde hazırlamayı sorumluluk biliyoruz" şeklinde konuştu. "143 öğrenci topluluğumuz bulunuyor" Rektör Özkan, "Dünya çok hızlı değişiyor. Artık sadece derslerde başarılı olmak, yüksek notlarla mezun olmak bir gencin geleceğini tek başına belirlemeye yetmiyor. Yeni dünya düzeninde mezunları ayıran şey, sahip oldukları diploma kadar ürettikleri projeler, topluma katkıları, takım içinde iş yapabilme becerileri ve kendilerini geliştirme çabalarıdır. Bu yüzden öğrenci topluluklarını çok önemsiyoruz. Bugün üniversitemizde 112’si kültür, 31’i spor olmak üzere toplam 143 öğrenci topluluğumuz bulunuyor. Bu sayı sadece bir istatistik değildir, Akdeniz Üniversitesi’nin gençlerine ne kadar geniş bir alan açtığının güçlü bir göstergesidir" dedi. Toplulukların öğrencilerin kendini keşfettiği yerler olduğunu ifade eden Rektör Özkan, "Topluluklar, bir fikri hayata geçirme cesaretini kazandığınız yerlerdir. Sorumluluk aldığınız, ekip olmayı öğrendiğiniz, bir arada üretmenin değerini gördüğünüz yerlerdir. Kendi liderliğinizi, yeteneklerinizi ve iletişim gücünüzü fark ettiğiniz alanlardır. Bazen bir topluluk çalışması, size hem hayatta hem meslekte ömür boyu lazım olacak bir beceriyi kazandırır: güven vermeyi, güven duymayı, birlikte hedefe yürümeyi. Bugün burada bir araya gelişimizin amacı da bu potansiyeli daha da güçlendirmek. Sizlerin deneyimleri, önerileri, ihtiyaçları ve hayata geçirmeyi planladığınız yeni fikirler bizim için çok kıymetli. ’Öğrenci odaklı üniversite’ anlayışımız gereği sizlerin sesine kulak vermeyi, sorunları birlikte tanımlayıp birlikte çözmeyi ve her türlü gelişim alanında yanınızda olmayı temel bir görev olarak görüyoruz. Sizler bu üniversitenin, bu ülkenin gururusunuz. Akdeniz Üniversitesi olarak her zaman, her adımda yanınızdayız. İyi ki varsınız. İyi ki Akdeniz Üniversitesi’nin gençlerisiniz" ifadelerini kullandı. Etkinlik toplu fotoğraf çekimiyle son buldu.
İstanbul Büyükçekmece’de akran zorbalığı, arkadaşının kolunu 2 yerden kırdı İstanbul’un Büyükçekmece ilçesinde, 9 yaşındaki bir çocuk 8 yaşındaki arkadaşının kolunu 2 yerinden kırdı. Çocuk ameliyata alınarak koluna platinler takıldı. Savcılık "Çocukların yaşları 12’den küçük olduğu için kovuşturmaya yer yoktur" kararı verdi. Haftalardır çocukları okula gidemeyen aile karara itiraz etti. Suça sürüklenen çocuğa sorulduğunda ise, "beni öğretmene şikayet ettiği için intikamını aldım" dediği ileri sürüldü. Olay, geçtiğimiz ay Büyükçekmece Tepecik’te bulunan bir ilkokulda meydana geldi. İddiaya göre 8 yaşındaki Y.K.Ş. okulda bir süredir kendisini rahatsız eden 9 yaşındaki çocuk tarafından darp edilerek kolu ikiye katlandı. Y.K.Ş.’nin 2’ye katlanan kolu 2 ayrı yerinden kırıldı. Öğretmenler Y.K.Ş.’nin ailesini arayarak, ‘oğlunuz arkadaşıyla kavga etti duvara çarptı’ denildi. Oğlunu okuldan alıp hastaneye götüren anne Songül Gökdemir, oğlunun kolunun 2 ayrı yerinden kırıldığını öğrenip ameliyata alınacağını duyduğunda büyük şok yaşadı. Konuyla ilgili anne Gökdemir savcılığa giderek şikayetçi oldu. Savcılıktan ise ’söz konusu Suça Sürüklenen Çocuğun yaşının 12’den küçük olduğu gerekçesi ile kovuşturmaya yer yoktur’ kararı çıktı. Anne Gökdemir karara itiraz ederken mağdur Y.K.Ş. ise haftalardır okula gidemiyor. Eğitimi aksayan çocuğun 2 hafta sonra ise platinlerinin çıkarılması için yeniden ameliyata gireceği öğrenildi. "Okula gittiğimde oğlum derste oturuyordu. Ambulans çağırılmamıştı" Yaşanan olayı anlatan Songül Gökdemir, " Arkadaşlarından darbe aldığını biliyordum. Ayrıca Eylül ayından bu yana bir arkadaşının onun kolunu kırmaya çalıştığını söyledi. Ben de ’arkadaşını öğretmene söyle’ dedim. Bundan kaçıyordu. O gün de rehber öğretmenine bu arkadaşını şikayet ettiler. Ben işe gittim 1 saat sonra öğretmeni aradı. Oğlunuz arkadaşıyla birbirini itekledi kolunu duvara çarptı gelir misiniz ?’ dedi. Kendi imkanımla hastaneye götürdüm. Okula gittiğimde de oğlum derste oturuyordu. Öğretmen ders işliyordu ambulans çağırılmamış. Hastanede kolunda 2 tane kırık olduğunu acilen de ameliyata girmesi gerektiğini öğrendim. 3 gün sonra ameliyata alındı. Kolundaki platinlerden dolayı her gün pansumanı var. 2 hafta sonra tekrar ameliyatı var" dedi. "Öğretmene şikayet ettiği için kırdım" Okulun ve karşı tarafın ailesinin şikayetten sonra eve geldiğini ifade eden anne Songül Gökdemir," Dedikleri tek şey ‘biz çalışıyoruz ilgilenemiyoruz’ oldu. Oğluma bunu yapan 4.sınıflar 3’üncü sınıfların katına inip çete şeklinde kapüşonlarını çekip itiyorlar. Başka çocuklara karşı da merdivenlerden itme var darp etme var. O gün öğrenci geçmiş olsun diye geldiklerinde sordum. Sabah öğretmene şikayet ettiği için intikam almış. Bana böyle söyledi. Kolunu çeviriyor arkaya doğru. Zaten çığlık çığlığa bağırıyor. Oğlumun arkadaşları geliyor. Kamera kayıtları yok çünkü kameranın görmediği yerde olmuş denildi" diye konuştu.