GÜNDEM - 25 Eylül 2016 Pazar 11:47

'Olmaz' denilen 22 yıl sonra oldu

A
A
A
'Olmaz' denilen 22 yıl sonra oldu

Adana’da, 1994 yılında tarım açık cezaevi yapılması için Adalet Bakanlığı’na devredilen ancak yıllardır vatandaşların tarım ve hayvancılıkta kullandığı hazine arazisi ile ilgili dosya, 20 yıl aradan sonra tozlu raflardan indirildi.

Adana Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından son 2.5 yıl içinde yapılan 300’e yakın işlem ve yazışma sonucunda 2 bin 128 dönümlük tarım arazisinden hiçbir olay çıkmadan yıllarca kullanan vatandaşların tahliyesi yapıldı. Böylelikle yıllarca ‘olmaz’ denilen gerçekleşirken, 691 dönümüne de 500 ‘çiftçi hükümlü’nün bulunacağı Türkiye’nin en büyük sulu tarım açık ceza infaz kurumu yapılacak arazinin, ülke ekonomisine kazandırılmasının yolu açıldı. 

Türkiye’nin tarıma elverişli en verimli topraklarının bulunduğu Seyhan ilçesi Akkapı Mahallesi'nde tek parselde kayıtlı 2 bin 128 dönüm tarım arazisinin 691 dönümü, 1994 yılında Adana Defterdarlığı Milli Emlak Müdürlüğü tarafından, tarım açık cezaevi yapılmak üzere Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkif Evleri Genel Müdürlüğü’ne tahsis edildi. Bu tarihten itibaren, tahsis edilen arazinin tarım açık cezaevi yapılması için kurum ve kuruluşlarla çeşitli yazışmalar yapıldı ancak bir sonuç alamadı. Herhangi bir işlem yapılmayan 2 bin 128 dönümlük arazide, yıllar boyunca hak ve hisse sahibi olmayan vatandaşlar tarafından işgal edilerek tarım üretimi ile küçük ve büyükbaş hayvancılığı yapıldı.

Dava açıldı, sonuç alınamadı
Hazine tarafından 2004 yılında, işgalcilerin söz konusu tarım arazisi üzerinden çıkarılması ile ilgili ‘El atmanın önlenmesi’ için Adana 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’ne dava açıldı. Söz konusu tarihte yapılan keşifte araziyi 69 kişinin kullandığı tespit edildi ancak daha sonraki yıllarda hukuki olmayan el değiştirmeler yapılarak yaklaşık 200 kişi, hazineye ait tarım arazisini işgal ederek üretim yapmayı sürdürdü. Davanın açılmasından bir yıl sonra da mahkeme ‘işgalcilerin tarım arazisinden çıkarılması’ yönünde karar verdi ancak herhangi bir sonuç alınamadı.

Dosya 20 yıl sonra raftan indi
Adana Cumhuriyet Başsavcısı Ali Yeldan, 2014 yılında göreve başladıktan kısa bir süre sonra, adliye ek hizmet birimlerinin durumu ile ilgili bilgi aldığında, Adalet Bakanlığı’na tahsis edilen arazinin mutlak suretle değerlendirmesi gerektiğini bildirdi. Bunun üzerine, tozlu raflardaki dosya indirilip incelemeye alındı. Adana Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yaptığı takiplerle, 2005 yılında işgalcilerin çıkarılması yönünde verilen kararın 10 yıl sonra kesinleşmesi sağlanırken, taşınmazın kullanılmasına engel olan hususlara ilişkin ilgili kurum ve kuruluşlarla yaklaşık 300 işlem ve yazışma yapılarak, araziye tarım açık ceza infaz kurumu yapılmasının önü açıldı. Adana Defterdarlık Muhakemat Müdürlüğü’nce de ‘kesinleşmiş tahliye kararının’ uygulanması için icra takibi başlatıldı.

Güvenlik önlemi altında tahliye
Bunun üzerine, geçtiğimiz ay Adana 1. İcra Müdürlüğü tarafından keşif işlemleri yapılarak işgal arazisi üzerinde hayvancılıkla da uğraşan vatandaşlara Kurban Bayramı’nda mağdur olmamaları için 1 ay süre verilerek söz konusu taşınmazın tahliye edilmesi için tebliğ yapıldı. Herhangi bir olumsuzluk yaşanma ihtimaline karşı bölgede TOMA, zırhlı araç ve çevik kuvvet polisleriyle yoğun güvenlik önlemi alındığı tahliye günü, Adana Cumhuriyet Başsavcısı Ali Yeldan da, görevli ekiplerle birlikte arazinin bulunduğu bölgeye gitti. 2 bin 128 dönüm tarım arazisini işgal ederek uzun yıllar boyunca tarım ve hayvancılık yapan vatandaşlarla görüşen Başsavcı Yeldan, kimsenin mağdur olmaması için gayret gösterildiğini söyledi. Görüşmelerin ardından, 22 yıldır işgal edilen arazi, vatandaşlar tarafından gönüllü olarak tahliye edildi.

Ürünler vatandaşlara verilecek
Daha sonra ise ekilen hiçbir ürüne ve arazi üzerindeki yapıya zarar verilmeden sınırlar belirlenip, kepçeler yardımıyla 2 bin 128 dönümlük arazinin etrafına hendek açıldı. Arazide ekili bulunan ürünlerin hasat zamanı da belirlenerek, üretici vatandaşlara, ürüne göre toplanma süresi verildi. Bu sayede, vatandaşların mağdur olmaması için arazide bulunan son ürünlerinin kendileri tarafından hasat etmeleri sağlanacak.

En büyük sulu tarım ceza infaz kurumu
Tahliyenin ardından 2 bin 128 dönümlük arazi tekrar hazineye teslim edilirken, Adalet Bakanlığı’na Tarım Açık Ceza İnfaz Kurumu yapılması için tahsis edilen 691 dönümlük alana da, 50 hükümlünün katılımıyla sınırları belirlenip kazık çakma işlemi yapıldı. Çukurova’nın en verimli toprakları üzerinde bulunan tarım arazisine 3 ay içinde kurulması planlanan Türkiye’nin en büyük sulu tarım açık ceza infaz kurumunda, yılda 3 defa ürün verebilecek şekilde yöreye uygun organik tarım, büyük ve küçükbaş hayvancılığı, lisanslı sera üretimi, örtü altı tarım, fidan ve çiçek yetiştiriciliği yapılacak.

Organik ve sertifikalı üretim yapılacak
Adana Cumhuriyet Başsavcısı Ali Yeldan, 22 yıl önce tahsis edilen arazinin uzun uğraşlar sonunda tarım açık ceza infaz kurumu yapılabilir hale geldiğini, yıllardır üretim yapan vatandaşların tahliyesi sırasında da herhangi bir sorunun yaşanmadığını söyledi. Araziye Adana Tarım Açık Ceza İnfaz Kurumu’nun yapılması için çalışmaların başladığını kaydeden Yeldan, “Bölgenin ve Türkiye’nin en modern tarım açık ceza infaz kurumunu yapacağız. Toplumsal yaşama uyum ve rehabilite olmaları amacıyla verilecek profesyonel eğitimle ‘çiftçi hükümlü’ olacak olan 500 hükümlü, tarım açık ceza infaz kurumunda organik ve sertifikalı üretim yaparak hem ekonomiye katkı sağlayacaklar hem de cezalarını çekmiş olacaklar. Amacımız, yıllarca işgal edilmiş devlete ait araziyi, ülkenin önemli bir tarım işletmesi haline getirmektir” dedi. 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Lokanta ve kafelerde KDV oranında değişiklik Resmi Gazete’de Lokanta ve kafelerde yüzde 8 olan KDV, yüzde 10’a, yüzde 18 olan KDV’nin, yüzde 20’ye çıkarılmasına ilişkin tebliğ Resmi Gazete’de yayımlandı. Katma Deper Vergisi Genel Uygulama Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ Resmi Gazete’de yayımlandı. Tebliğe göre, Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın 26 Nisan 2014 tarihli Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliğinde yer alan ’yüzde 8’ ibarelerinin ’yüzde 10’, ’yüzde 18’ ibarelerinin ’yüzde 20’ olarak değiştirilmesine karar verildi. Buna göre, lokantaların hizmetlerini, et, su, meyve suyu gibi gıda malzemesi satışı göstererek yüzde 10 yerine yüzde 1 KDV ile faturalandırmasının önüne geçilecek. Hizmet sunan lokanta, kafe, pastane gibi işletmeler kendilerinin hazırlayıp sundukları yiyecek ve içecekler ile dışarıdan temin edilerek buralarda sattıkları ürünler için yüzde 10 oranında KDV hesaplayacak. Bu işletmelerin telefonla veya internet üzerinden sipariş suretiyle adrese gönderme, gel-al gibi yöntemlerle yaptıkları tüm satışlar da aynı kapsamda değerlendirilecek. Öte yandan, yiyecek ve içecek hizmetlerine yönelik işyeri ruhsatı bulunmadığı halde müşterilerine masa, oturma yeri, tezgah gibi servis yapılabilen alanlarda yiyecek ve içecek hizmetleri sunanların bu yerlerde yaptıkları satışlar da bu kapsamda olacak. Tebliğin yayımını izleyen ayın başında yürürlüğe gireceği belirtilirken hükümlerinin Hazine ve Maliye Bakanınca yürütüleceği belirlendi.
Bitlis Ahlat’ta ‘Tarihe Damga Vuranlar Haluk Dursun’ anma programı düzenlendi Eski Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun vefatının 5. yılında Bitlis’in Ahlat ilçesinde anıldı. Ahlat ilçesinde Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun anısına “Tarihe Damga Vuranlar Haluk Dursun” anma programı düzenlendi. Kültür ve Turizm Bakanlığı ile İçişleri Bakanlığı’nın katkılarıyla Anadolu Kültür ve Tarih Birliği Derneği tarafından düzenlenen program saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Daha sonra konuşma yapan Bitlis Valisi Erol Karaömeroğlu, “Haluk Dursun’un hatırasına sahip çıkan bu anlamlı program dolayısıyla sizlerle beraber olmaktan duyduğum memnuniyeti özellikle ifade etmek istiyorum. Bugün ülkemizin yetiştirmiş olduğu mümtaz bir ismi anmak üzere buradayız. Prof.Dr.Haluk Dursun’u ebedi aleme uğurlayalı tam 5 yıl oldu. Van Erciş’te kendi aracıyla seyir halindeyken meydana gelen elim bir trafik kazası sonucu maalesef hocamızı 19 Ağustos 2019 tarihinde kaybettik. Kültür birikimi ve hitabetiyle araştırmayı, bildiğini ve gördüğünü meraklısına aktarmayı seven, hayatını görevine adayan bir bilim insanıydı. Ahmet hocamızı bir kez daha rahmetle, özlemle, şükranla yad ediyorum. Değerli ailesine, dostlarına, mesai arkadaşlarına tekrar başsağlığı diliyorum. Rabbim Haluk hocamızdan razı olsun, mekanı ali olsun. Bu anlamlı buluşmanın düzenlenmesinde emeği geçen herkese teşekkür ediyorum” dedi. Ardından konuşan AK Parti Ankara Milletvekili Zeynep Yıldız, “Gerçekten bir ideal, ülkü ve niyet uğruna yola koyulanlardandı Haluk hoca ve bugün bizi burada bir araya getirdi. Bunu da yaparken bir mekan ve bellek ilişkisi kurmaya yönelik en önemli noktalardan birinde Ahlat’ta bizleri buluşturdu. Gerçekten nereden geldik nereye doğru yürüyeceğiz duygusunu bize pekiştirebilecek bir noktada bir araya gelmiş olduk” ifadelerini kullandı. MHP Genel Başkan Başdanışmanı Prof. Dr. Ruhi Ersoy’da, “Ahlatın maneviyatıyla gençliğin enerjisini bir araya getiren bu tarihi ve bu mukaddes şehirde Kubbet-ül İslam’da sizlerle beraber olmaktan tarihe adanmış, adanmış olduğu bir ülküsünde yol yürürken rahmeti rahmana kavuşmuş değerlerimizi anma vesilesiyle sizlerle olmaktan bende kıvanç duyuyorum. Ahlat’ı anlamak, tanımak ve bu değerler etrafında dertlenen Ahmet Haluk Dursun profili, şahsiyetleri, onun etrafında neşet etmiş yetiştirmiş olduğu gençlerin yeniden filizlenmesine iklim oluşturmaktır. Bizim muradımız ve mefkuremiz budur. Siyasetten de, devlet hayatından da anladığımızda budur, bu olmalıdır. Bu sebepten dolayı bugün bu saatte bu salonu dolduran her bir arkadaşım bu atmosferin bir parçası olmuştur. Bu programın hayat bulmasında dertlenerek Ahmet Haluk Dursun hocanın derdini kendine dert ederek yola çıkıp kamu imkanlarıyla bu iş yürümüyorsa milletle yürüyebiliriz, dernekleşiriz diyerek devletimizin kapısını çalarız diyerek yolculuğa başladı. Bugünün anlamını bir bütün halinde program bitene kadar hissedip yaşayalım” şeklinde konuştu. Bitlis Eren Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof.Dr.Ferit İzci ise, “Bizim medeniyetlerimiz başka medeniyetlere benzemez. Bizim medeniyetlerimiz işte böyle şahsiyetler ve gençler üzerine inşa edilmiş ilelebet varlığını devam ettirecek medeniyetlerdir. Başka medeniyetlerin hayal bile edemeyecekleri zirvelere çıkmış olan ecdadın nesilleriyiz. Hayatını bu şekilde mücadeleyle geçiren başta sayın Ahmet hocamız olmak üzere bu ülkede ve coğrafyada yetişmiş değerlerli şahsiyetlere huzurlarınızda saygıyla ve minnet duyuyorum” dedi. Düzenlenen program hakkında gazetecilere açıklamada bulunan Anadolu Tarih ve Kültür Birliği Derneği Başkanı Doğan Güngör, “Kültür ve Turizm Bakan yardımcısıyken çok sevdiği Ahlat’ı ziyaretinin hemen sonrasında geçirdiği trafik kazasıyla hayatını kaybeden Prof.Dr.Ahmet Haluk Dursun hocayı anmak, Ahlat’ı anlatmak ve gençlerle hemhal olmka için buradayız. Dernek olarak hocamızı anmak üzere yaptığımız ikinci program. İlkini Çanakkale’de yine tarihimizin müstesna mekanlarından birinde, bugünde Ahlat’ta yaptık” dedi. Anma programına katılan Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un kızı Nilay Dursun’da duygularını şöyle ifade etti; “Babamın hayatının son yıllarında özellikle çok önem verdiği Anadolu Tarih ve Kültür Birliği projesinin yaşatılıyor olabildiğini görmek gerçekten çok mutluluk verici. Yıllar önce babamın vefatından sonra tanıştığım bu değerli ekiple 5.yılında da bu tarz etkinliklerle bir araya gelmeyi sürdürüyoruz. Babamı anmayı, onun öğretilerini, gençlere aktarmaya çalıştığı bilgileri bir arada tekrar hatırlayarak belki yeni kitlelere aktarmaya çalışıyoruz. Bu gerçekten çok önemli. Dolayısıyla bu etkinliklerde desteği olan herkese çok teşekkür ediyorum.” İstanbul Üniversitesi Tarih Bölümü son sınıf öğrencisi Kenan Toprak Çatkın’da, “Ahlat’a ikinci gelişim. Bundan önce de bir program aracılığıyla gelmiştim. Haluk hoca bizde çok önemli ve derin etkiler bıraktı. Zaten bu etkileri panelimizde de anlatacağız” dedi. Yapılan konuşmaların ardından program Anadolu Kültür ve Tarih Birliği Derneği Musiki Grubunun Haluk Dursun’un sevdiği müzikleri seslendirmesiyle devam etti. Arından Ahmet Haluk Dursun hocayla anısı olan çeşitli üniversite öğrencilerin paneli ve BEÜ öğretim üyesi Doç.Dr.Hasan Buğrul’un Ahlat’taki tarihi mezar taşları üzerindeki övgü içerikli yazılar adlı sunumuyla program sona erdi. Anma programı sonunda toplu hatıra fotoğrafı çektirildi. Ahlat Halk Eğitimi Merkezi konferans salonunda düzenlenen anma programına Ahlat Kaymakamı Batuhan Bingöl, Ahlat Belediye Başkanı Yavuz Gülmez, Bitlis İl Emniyet Müdürü Ortaç Şekeroğlu, Bitlis İl jandarma komutanı Tuğgeneral Eyüp Subaşı, bazı kurum amirleri, çok sayıda akademisyen, yazar, eğitimci ve öğrenci katıldı. Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un kaza sonucu vefatı 2019 yılında Malazgirt Zaferi’nin 948. yıl dönümü etkinlikleri öncesi Ahlat’ta gezi ve incelemelerde buluna merhum Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun, buradaki incelemeleri sonrası kara yoluyla Van’a hareket etmişti. Dursun’un içinde bulunduğu araç, Erciş’in Bayramlı Mahallesi yakınlarında kaza yapmış, kazada Ahmet Haluk Dursun hayatını kaybetmişti.
Antalya Otomobil su kanalına uçtu: Öldüğü düşünülen sürücünün yüzerek kaçtığı ortaya çıktı Antalya’da kontrolden çıkıp su kanalına uçan otomobildeki sürücü, kanaldan yüzerek çıkıp olay yerinden kaçtı. Aracın yaklaşık 1 buçuk ay önce satışını yapıp devrinin henüz alınmadığını belirten ruhsat sahibi kadın ise olay yerine geldiğindeki ilk sözü, “Allah’tan içinde kimse yok” oldu. Kazanın görgü şahidi bir genç ise, “Sürücü çok paniklemişti, yüzerek kanaldan çıktı, ardından kaçtı” dedi. Kaza, saat 22.00 sıralarında Kepez ilçesine bağlı Göksu Mahallesi’ndeki Nene Hatun Caddesi ile İbn-i Sinan Sokak kesişiminde meydana geldi. Henüz sürücüsünün ismi öğrenilemeyen 16 LUB 73 plakalı otomobilin önce kaldırıma çarpıp ardından su kanalına uçtuğunu görenler durumu 112 Acil Çağrı Merkezine bildirdi. İhbarın ardından olay yerine itfaiye, polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Belirtilen adrese gelen itfaiye ekipleri, araçta yaptıkları kontrolde herhangi bir kişinin olmadığını tespit etti. Bunun üzerine görgü şahitlerinin ifadesine başvuran polis, sürücünün araçtan çıktıktan sonra yüzerek kanaldan çıktığını ve ardından panikleyerek kaçtığını belirledi. Trafik polisinin araç plakasından yaptığı sorgulamada, aracın Gülfer Hanedar adına kayıtlı olduğu belirlendi. “Arabayı sattım, parasını aldım ama devrini almadı” Ekiplerin haber vermesiyle kaza yerine gelen Hanedar, aracı Halil isminde bir galerice yaklaşık 1 buçuk ay önce sattığını, parasını almasına rağmen karşı tarafın devrini henüz üzerine almadığını söyledi. Gazetecilere de açıklamada bulunan Hanedar, “Arabayı satmıştım, parasını aldım ancak devrini henüz üzerine almadı. Kaza olunca beni aradılar. Allah’tan içinde kimse yok, ona sevindik. Galericiye satmıştım. Onun sürüp sürmediği de belli değil, ulaşamıyorum da” diye konuştu. Kazayı görenlerden Musa Kont isimli genç ise “Araba aniden fren yaptı ve kanala uçtuktan sonra sürücü yüzerek çıktı. Adam çok panik yapıyordu, sakinleştirmeye çalıştık ama kaçtı gitti” dedi. Polis ekipleri sürücüyü bulmak için çalışma başlatırken, araç çekiciyle su kanalından çıkartılarak otoparka götürüldü.