SAĞLIK - 29 Eylül 2017 Cuma 14:43

Ölümcül insan kuduzlarının nedeni önlem yetersizliği

A
A
A
Ölümcül insan kuduzlarının nedeni önlem yetersizliği

Dr. Suat Günsel Girne Üniversitesi Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Emine Ünal Evren: “Ölümcül insan kuduzlarının \%99’u önlemlerin yetersizliği nedeni ile gelişmekte olan ülkelerde görülmektedir” dedi.

Kuduzun insanlık tarihi kadar eski, memelilerde ölümcül beyin iltihabı ile seyreden dramatik bir viral hastalık olduğunu kaydeden Dr. Suat Günsel Girne Üniversitesi Hastanesi Enfeksiyon Uzmanı Emine Ünal Evren, köpek ısırığından kaynaklanan ilk insan kuduzuna milattan önce 2300 yılında Mezopotamya’da rastlandığı söyledi. Zamanla tilki, çakal, kurt, sansar, gelincik, yarasa gibi vahşi hayvanlar arasında da kuduz salgınlarının görüldüğünü, kuduzun bu hayvanlardan köpeklere geçtiğini, köpeklerin de insanlara yakın hayvanlar olması nedeni ile insanlara bulaştırmada önemli rol oynadığının anlaşıldığını belirten Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Evren, “Günümüzde köpek başta olmak üzere, kedi, sığır, beygir, koyun, keçi gibi diğer evcil hayvanlardan da insanlara kuduz bulaşma vakalarının olduğu tüm dünyada görülmüştür.” dedi.
Kuduzun tedavisine yönelik ilk girişimlerin milattan sonra birinci asırda, ısırık yerinin kızgın demirle dağlanması şeklinde başladığını ve 1885 yılında Parisli mikrobiyolog ve kimyager Pasteur’un hazırladığı kuduz aşısını başarılı bir şekilde kullanmasına kadar devam ettiğini kaydeden Emine Ünal Evren, gelişmiş ülkelerde başıboş hayvanların kuduz yönünden kontrol altına alınmasının, vahşi hayvan kuduzlarına yönelik önlemlerin, yaygın aşılama programlarının insan kuduzu olgularını azalttığını ifade etti. Evren, ölümcül insan kuduzlarının \%99’unun bu önlemlerin yetersizliği nedeni ile gelişmekte olan ülkelerde görülmekte olduğuna dikkat çekti.

Kuduz virüsü nasıl bulaşır?

28 Eylül Dünya Kuduz Günü dolayısıyla bir açıklama yapan Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Emine Ünal Evren, ülkemizde kuduz vakasına rastlanmadığının belirtilmesine rağmen yine de bu hastalığın gözardı edilmemesi gerektiğine vurgu yaptı. Evren, virüsün göçebe hayvanlar, hayvan taşımacılığı gibi yollar ile yayılma riskinin olabileceğine işaret ederek bu nedenle ölümcül olan bu hastalık ile ilgili bilgi sahibi olmanın önemine vurgu yaptı.
“Virüsün bulaşma şekli ve vücuda giriş yolu hemen daima kuduz hayvanların ısırması ile gerçekleşmektedir. Yaralı deri ve mukozalardan tırmalama ve yalama ile solunum yolu, (burun mukozası), organ transplantasyonu ile gelişen kuduz olguları da bildirilmiştir.” diyen Evren, olguların \%75’inde hastalık bulgularının virüs bulaştıktan sonra 90 gün içinde geliştiğini, literatürde hastalığın kuluçka süresinin en erken 4 gün en uzun 19 yıl olarak belirtilmekte olduğunu söyledi. Kuduzda kuluçka süresinin uzun olmasının, sinirlere geçmeden önce yara yerinde çoğalmasının koruyucu önlemlerin başarısının tek güvencesi olduğunu kaydeden Enfeksiyon Hastalıkları UzmanıEmine Ünal Evren, virüsün sinir sistemine geçmesi sonrasında ise tüm tedavilerin başarısız olduğunu söyledi.

Kuduz belirtileri nelerdir?

Hastalığın kuluçka süresinden sonra; ateş, baş ağrısı, boğaz ağrısı ve halsizlik gibi viral enfeksiyon bulguları ile başladığını belirten ve bu dönemde dikkat edilecek tek bulgunun ısırık yerinde kaşıntı,karıncalanma ve duyu bozuklukları olduğunu ifade eden Doktor Evren, “Başlangıç bulgularından sonra kuduza özgü belirtiler ortaya çıkar. Bu süre ortalama 2-14 gündür. Hastaların görüntüsü saldırgan kuduz veya sakin içe kapanık sessiz kuduz formunda olabilir. Sakin kuduz olgularında melankolik görünen bir ruh yapısı vardır. İleri evrede evhamlı, herkesten şüphelenen bir durum gösterir. Daha çok saldırgan tipte olmak üzere bir takım hayaller kendini rahatsız eder. Huzursuzluk, hiperaktivite, illüzyonlar ve halüsinasyonlar eşlik edebilir. Hastalarda ileri derecede duyarlılık ve saldırganlık hali vardır. Ses, ışık, su, gürültü, hafif bir hava akımı ve rüzgar hastada şiddetli kasılmalara sebep olur. Bu da hastada tıkanma, boğulma hissi veren, çok acı verici bir durum oluşturur. Hastalığın tanımında en tipik bulgular bunlardır. Bu bulgular sudan korkma olarak bilinen hidrofobi, havadan korkma olarak bilinen aerofobi ve ışıktan korkma olarak bilinen fotofobi olarak özetlenebilir.” dedi.
Tükürük salgısının artması ve yutma güçlüğü nedeni ile ağzın ileri derecede köpürdüğünün gözlendiğini söyleyen Evren, son dönemde hastalarda 40-42 dereceye ulaşan ateş, solunum güçlüğü ve bacaklarda gevşek felçler gözlendiğine dikkat çekti. Evren, bunun sonrasında ise 2-3 gün içerisinde bilinci kapanan hastanın kaybedildiğini belirtti.

Isırıklarda yarayı bol sabunlu su ile yıkayın

“İnsan kuduzunun tanısı daha çok öykü ve klinik belirtilere göre konmaktadır. Klinik belirtiler gösteren hastaların prognozu kesin olarak ölümle sonuçlanmaktadır. Henüz kuduz için özgül bir ilaç bulunmadığından hastalar yoğun bakım koşulları olan özel odalarda destekleyici tedavilerle takip edilir.” şeklinde konuşan Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Emine Ünal Evren, kuduzda diğer enfeksiyon hastalıklarından farklı olarak virüs vücuda alındıktan sonra koruyucu önlemlerin alındığını ve aşı uygulamasının hastalık oluşmadan önce kişide bir bağışıklık sağlamayı amaçladığını ifade etti.
Dr. Suat Günsel Girne Üniversitesi Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Emine Ünal Evren şüpheli durumlarda yapılması gerekenlerin ise şunlar olduğunu belirtti:
“Kuduz ve kuduz şüpheli hayvan ısırıklarında, yara bol sabunlu suyla yıkanmalı ve hayvanın durumuna göre proflaksi uygulamalarına başlanmalıdır. Mümkünse hayvan öldürülmemeli, gözlem altına alınmalıdır. Dünya Sağlık Örgütünün hayvan için önerdiği gözlem süresi 10 gündür. Bunun nedeni ise salyasında virüs bulunan hayvanların ortalama 3-5 gün içerisinde hastalık belirtilerini göstermeye başlamasıdır. Bu sürede hayvanda görülecek değişikliklere göre tedavi yönlendirilir.”

Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Emine Ünal Evren, hayvan kuduzunun kontrol altına alınmasının insan kuduzunun da önlenmesinde önemli rol oynadığına dikkat çekerek, bu nedenle sahipsiz hayvanların uygun çiftlikler kurularak buralarda barındırılmaları ve mümkünse sahiplendirilmelerinin doğru ve insancıl bir yaklaşım olduğunu kaydetti.
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Konya Örnek davranışıyla beğeni toplayan liseli gence Başkan Altay’dan bisiklet Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay, kavşaktaki ters dönen güzergah tabelasını uzun uğraşlar sonucu düzelten 17 yaşındaki liseli Yusuf Dağtaş’a bisiklet hediye etti. Konya Otogar Kavşağı’ndaki önemli yerleri gösteren güzergah tabelasının düşmesine kayıtsız kalmayarak uzun uğraşlar sonucu tabelayı düzelten 17 yaşındaki Aselsan Konya Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi öğrencisi Yusuf Dağtaş’ın, bir vatandaş tarafından kayda alınan görüntüleri sosyal medyada büyük beğeni topladı. Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay, görüntüleri izledikten sonra sosyal medya hesabından, “Güzel insanlar her yerde farkını gösterir. Uzun uğraş sonunda trafik işaretini düzelten genç arkadaşımızı arıyorum. Elden ele yayalım, bulalım, biz de küçük bir sürpriz yapalım. Video için Mehmet Bey’e teşekkürler” paylaşımında bulundu. Sosyal medya aracılığıyla ulaştığı duyarlı gençle bir araya gelerek sergilediği örnek davranıştan dolayı teşekkür eden Başkan Altay, gence bisiklet ve Konyaspor forması hediye etti. Başkan Altay, her zaman şehirleri imar ederken, nesilleri de ihya etme gayretiyle çalıştıklarını ifade ederek, “Allah sayınızı artırsın” dedi. “İyilik yaptım, denize attım” Aselsan Konya Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi öğrencisi Yusuf Dağtaş da Başkan Altay’a ilgisi ve hediyeleri için teşekkür ederek şunları söyledi: “Okuldan eve giderken her zaman kullandığım yoldaki bir tabelanın eğik olduğunu fark ettim. Düzeltebileceğimi düşünerek yanına gittim, çabalarım sonucunda düzelttim. Yoldan geçen bir abimiz de bunu görüp videosunu çekmiş. En son giderken bana teşekkür etti. Ben de ‘vazifemizdir’ diyerek karşılık verdim. Daha sonra bu görüntü sosyal medyada paylaşılmış. Başkanım da bu videoyu görerek bana ulaştı. Bizi davet etti, biz de geldik. Sağ olsun başkanım bizi ağırladı, bir teşekkür hediyesi verdi. Ben bu iyiliği hiçbir karşılık beklemeden tamamen canı gönülden yaptım. Büyüklerimiz bize gördüğümüz her taşı yoldan almamızı söyledi. Biz de gördüğümüz her eksikliği elimizden geldiği kadar düzeltmeye gayret ettik. ‘İyilik yap, denize at’ derler. Dedikleri gibi iyilik yaptım, denize attım." Olaydan sonra eve döndüğünde videoyu gördüğünü, arkadaşlarının kendisine ulaştığını ifade eden Dağtaş, “Herkes bana ‘Yusuf nasıl oldu? Bir anlat’ diyordu. Anlattım. Gelen tepkiler de güzeldi. Başkanımla görüştüğümde de bu davranışlarımı devam ettireceğimi ilettim” dedi "Evladımızla gurur duyuyoruz" Yusuf Dağtaş’ın babası Mehmet Akif Dağtaş, “Normalde herkesin yapması gereken bir hareketi Yusuf da yaptı. İyiliğin yayılmasına vesile olduğu için evladımızla gurur duyuyoruz. Yusuf’un bu örnek davranışını ödüllendirdiği için Büyükşehir Belediye Başkanımız Uğur İbrahim Altay’a teşekkür ediyoruz” dedi. Aselsan Konya Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Müdürü Ahmet Düzyol da, “Öğrencimizi bu davranışından dolayı tebrik ediyoruz. Herkesin yapması gereken bir davranış. Uğur başkanımıza da teşekkür ediyoruz” ifadelerini kullandı.
Kastamonu Kastamonu Üniversitesi’nde önemli ’afet’ projesi Kastamonu Üniversitesi’nde hayata geçirilen proje çerçevesinde farklı üniversitelerden gelen 20 kursiyere ’afetlerde tedarik zinciri’ konusunda eğitim verildi. Kastamonu Üniversitesi’nde TÜBİTAK 2237-A Bilimsel Eğitim Etkinlikleri Desteği Programı çerçevesinde desteklenen “Tedarik Zincirinin Hayati Boyutu: İnsani Yardım Lojistiği” projesi tamamlandı. Proje yürütücülüğünü Kastamonu Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi öğretim üyesi Doç. Dr. Erol Tekin’in yaptığı ve BİDEB 2237-A Bilimsel Eğitim Etkinlikleri Destekleme Programı tarafından desteklenen “Tedarik Zincirinin Hayati Boyutu: İnsani Yardım Lojistiği” projesi çerçevesinde eğitimler düzenlendi. 15-18 Nisan tarihleri arasında Kastamonu Üniversitesi’nde düzenlenen eğitimlerde Kastamonu Üniversitesi, Bartın Üniversitesi, Başkent Üniversitesi ve Maltepe Üniversitesi’nin yanı sıra AFAD ve Sosyal Yardımlaşma Vakfından katılım gösteren 12 uzman tarafından dersler verildi. Eğitimlere farklı üniversitelerden katılan 20 kursiyer, 3 gün boyunca insani yardım kuruluşları, insani yardımın önemi, tedarik zinciri yönetimi, coğrafi bilgi sistemleri, insani yardım konusunda dijitalleşme ve insani yardımlarda lojistiğin önemi ve lojistiğin rolü ile ilgili konularda teorik dersler aldı. Proje çerçevesinde çerçevesinde bilimsel araştırma fikri geliştirme ve etkili sunum derslerine de yer verildi. 1 gün boyunca insani yardımlarda tedarik zinciri ve lojistik faaliyetler üzerine yaklaşımlar geliştirmeye yönelik araştırma konusu belirlenmesi için uygulamalar gerçekleştirildi. Gruplar halinde çalışan kursiyerler oluşturdukları araştırma fikirlerini jüri üyelerine sundu. Etkinlik sayesinde farklı üniversitelerden katılım gösteren katılımcıların başta afetler olmak üzere insani yardımlarda tedarik zinciri yönetimi ve lojistik konularında farkındalıklarının artırılması sağlandı. Türkiye’nin doğa kaynaklı afetlerde insani yardımların ulaştırılmasında lojistiğin önemi üzerinde durulurken, Maltepe Üniversitesi öğretim üyesi ve LODER Lojistik Derneği Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Tanyaş tarafından lojistiğin geleceğine ve lojistik sektöründe kariyer imkanlarına yönelik lisans öğrencilerine de bilgilendirme sunumu yapıldı. Eğitimler, kursiyer sunumları ve katılım belgelerinin kursiyerlere takdimi ile sona erdi. Etkinliğe katılan tüm kursiyerler ise Kastamonu Üniversitesi’ne misafirperverlikleri için teşekkür etti.
Bitlis Bitlis’te bir yılda 522 kilo atık pil toplandı BİTLİS (İHA) – Bitlis il merkezi ve ilçelerinde düzenlenen "Geleneksel Okullar Arası Atık Pil Toplama Yarışması"nda 522 kilogram atık pil toplandı. 14 yıldır Bitlis Katı Atık Birliği (Bİ-KA) ve Taşınabilir Pil Üreticileri ve İthalatçıları Derneği (TAP) tarafından düzenlenen "Geleneksel Okullar Arası Atık Pil Toplama Yarışması" ödülleri sahiplerini buldu. Pillerin neden olduğu çevre kirliliğini en aza indirmek ve doğaya gelişigüzel atılan pillerin neden olduğu ciddi tehlikeleri önlemek amacıyla yürütülen kampanya ile hem çevreye katkı sağlanıyor hem de çocuklara çevre bilinci aşılanıyor. Bu yarışma ile düzenli olarak il merkezi ve ilçedeki okullara dağıtılan atık pil toplama kutularına öğrenci ve öğretmenler topladıkları pilleri atarak çevreye büyük katkı sağlıyor. 14 yıldır her sene düzenli olarak yapılan yarışmada dereceye giren okul ve öğrenciler ise Bitlis Katı Atık Birliği (Bİ-KA) ve Taşınabilir Pil Üreticileri ve İthalatçıları Derneği (TAP) tarafından ödüllendiriliyor. Öğrencilerin bir yılda 522 kilo atık pil topladıklarını söyleyen Bİ-KA Teknik Personeli Yunus Gözeten, "Bitlis Katı Atık Birliği (Bİ-KA) olarak yaklaşık 14 yıldır atık pil yarışması düzenliyoruz. İl merkezi ve ilçe bazında 220 okulda yarışmayı yaptık. Yarışma sonucunda kazanan okullarımıza çeşitli hediyeler veriyoruz. Toplanılan atık pilleri de okullardan alıp Kocaeli’nde bulunan geri dönüşüm fabrikasına gönderiyoruz. Atık pillerin etrafındaki kalan metallerden geri dönüşüm, içerisindeki malzemelerle de petrol üretimine katkıda bulunuyoruz. Bitlis Katı Atık Birliği (Bİ-KA) olarak Taşınabilir Pil Üreticileri ve İthalatçıları Derneğinin (TAP) gönderdiği ödüllerin yanında kendimiz de ödüller ekliyoruz. Okullarımıza özveriyle çalışmalarından dolayı plaket ve hediyelerini veriyoruz" dedi.