ASAYİŞ - 23 Kasım 2014 Pazar 09:29

Ölümden döndü, cep telefonunu aradı

A
A
A
Ölümden döndü, cep telefonunu aradı

Başkent’te direksiyon hakimiyetini kaybeden sürücü, otomobiliyle takla attı.

Ölümden dönen sürücü, ters dönen otomobilden çıkarıldıktan sonra cep telefonunun derdine düştü. Kaza, sabah saat 05.30 sularında Kızılay’da meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, Atatürk Bulvarı üzerinden Sıhhiye istikametine doğru gitmekte olan Ahmet Sedat A. isimli sürücü, Kızılay Kavşağı’na 100 metre kala direksiyon hakimiyetini kaybedince 06 FG 8126 plakalı otomobiliyle takla attı. Takla attıktan sonra yolcu indiren bir taksiye çarparak durabilen Ahmet Sedat A., çevredeki vatandaşların yardımıyla ters dönen otomobilinden çıkarıldı.

CEP TELEFONUNU BULMAYA ÇALIŞTI
Kazayı gören vatandaşlar, polis, itfaiye ve sağlık ekiplerine haber verdi. Takla atan otomobilden çıkarılan sürücü, olay yerine gelen sağlık ekiplerinin tedavi taleplerini geri çevirdi. Ahmet Sedat A., tedavi olmak yerine otomobilinin içinde olduğunu iddia ettiği cep telefonunu aramaya koyuldu. Şahıs, ısrarla bulmak istediği cep telefonu için takla attığı otomobile tekrar girdi. Cep telefonunu bulabilmek için olay yerindeki haber kameramanlarından, otomobilin içine ışık tutmaları konusunda yardım isteyen Ahmet Sedat A., daha sonra basın mensuplarına küfretti. Kazayı hafif sıyrıklarla atlatan Ahmet Sedat A., cep telefonunu da bulamadı.

2.68 PROMİL ALKOL TESPİT EDİLDİ
Ahmet Sedat A.'nın eşi ve çocuğu kazayı haber alıp olay yerine geldi. Şahıs, eşiyle yaşadığı bir diyalogda, tedavi olmak istemediğini tek arzusunun cep telefonunu bulmak olduğunu ifade etti. Ahmet Sedat A.’nın polis ekipleri tarafından yapılan ölçümde, 2.68 promil alkollü olduğu tespit edildi.
Kaza anında olay yerinde olan Bektaş Baştürk, kaza anını, “Göbekten karşıya geçerken bir gürültü duydum. Taksici kenarda yolcu indiriyordu. Arkasında da bir esnaf vardı. Allah'tan ona çarpmadı. Sürücü, kazadan sonra arabada telefonunu arıyordu ama Allah’tan canına bir şey olmadı” ifadeleriyle anlattı.

KAZADAN KISA BİR SÜRE ÖNCE DE KAZA GEÇİRMİŞ
Ahmet Sedat A.'yı kazadan kısa bir süre önce özel bir hastanede tedavi olurken gördüğünü iddia eden, eğlence mekanı çalışanı Can Değirmenci ise, “Kaza yapan arkadaşı ben hastanede de gördüm. Baya alkollüydü. Bir kaza geçirmiş, yere düşmüş. Zaten hastanede de ‘alkollü araç kullanmayın’ diye uyardılar. İşyerimden çıkıp buraya geldiğimde aracın takla atmış olduğunu gördüm” dedi.  

ONUR EMRE DURAK

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Gaziantep Dayıdan yeğenlerine bakırcılık mirası Gaziantep’te Bakırcılar Çarşısı’nda 22 yıldır Turistlik El Sanatları Bakır ustalığı yapan Gökhan Bilici, 4 küçük yeğenine el sanatlarının püf noktalarını öğretiyor. Geleneksel bakırcılık sanatını gelecek nesillere taşıma misyonuyla hareket eden Bilici, bu zanaatın sadece bir meslek değil, aynı zamanda bir kültür mirası olduğuna inanıyor. Çocukların her biri, dayılarının yanında hem eğleniyor hem de bakırı şekillendirmenin inceliklerini öğreniyor. Gaziantep’in tarihi çarşısında, bu 4 genç çırak, bakırcılık sanatının inceliklerini öğrenirken, aynı zamanda bu mesleğin geleceğini de şekillendiriyorlar. “Hiçbir zaman bizi aç susuz bırakmayacak bir iş yapıyoruz” Bakırcılık sanatının hiçbir zaman ekonomik sıkıntı yaşatmayacağını söyleyen Bilici, “Turistlik El Sanatları Bakır ustasıyım. 22 yıldır bu işi yapıyorum. İşimi severek yapıyorum. Yeğenlerimde benimle birlikte çalışıyorlar. Bana yardımcı oluyorlar. Yeğenlerim yaklaşık 5 - 6 yıldır benimle çalışıyor. Mesleğimiz iyi bir meslek. Hiçbir zaman bizi aç susuz bırakmayacak bir meslek yapıyoruz. Fakat temelden eleman yetişmiyor. Mecbur biz yeğenlerimizi, çocuklarımızı yetiştirmeye çalışıyoruz. Yeğenlerimde severek yapıyor işini. Zaten bir işi severek yapmazsan ondan bir verim alamazsın. Biz burada çaydanlık, sürahi, cezve ve ayran bardağı gibi birçok şey yapıyoruz” dedi. “Meslekler bir altın bileziktir” Meslek öğrenmenin gelecekte avantaj oluşturacağına değinen Bilici, “Bu mesleğin ölmemesi için herkesin kendi çocuğunu tüm meslek dallarında bir işe başlatmalı. İlerleyen zamanlarda esnaf olarak mesleğimiz ölmek durumunda. Biz son aşamasındayız. Belki bundan 5 yıl sonra hiç eleman yetişmeyecek. Okuyan kişinin mesleği oluyor. Eğer okumazlarsa ellerinde bir meslek olması onlar için gelecekte avantaj olur. Meslekler bir altın bileziktir” şeklinde konuştu. “12 yıldır bu mesleği ve severek yapıyorum” Henüz 18 yaşında olmasına rağmen 12 yıldır çıraklık yaptığını söyleyen yeğen Ahmet Kaya, “6 yaşında başladım. 12 yıldır bu mesleği ve severek yapıyorum. Ben çok sevdiğim için kardeşlerimde ilgi duymaya başladı mesleğe. Kardeşlerimde artık severek yapıyor işini. Ben bu mesleği ustaların eline bakarak öğrendim. Benim bir küçüğüm Ömer, 8 yıldır yapıyor bu işi. Onun küçüğü Mehmet, 4 yıldır yapıyor. En küçüğümüz Emre, 9 yaşında 3 yıldır da o yapıyor” diye konuştu.
Malatya Uzmanlardan ’kene’ uyarısı Malatya’nın Yeşilyurt ilçesinde görev yapan Aile Hekimi Dr. Fuat Zengin, havaların ısınması ile birlikte kenelerden bulaşan KKKA virüsü tehdidine dikkat çekerek, Kırım Kongo Kanamalı Ateşi vakalarına karşı vatandaşları uyardı. Halk arasında bilinen adıyla kene ısırması olan Kırım Kongo Kanamalı Ateş (KKKA) hastalığı, Türkiye’de özellikle kırsal kesimlerde kentlere oranla daha fazla görülüyor. Vakalarda yanlış müdahale sebebiyle KKKA ateş, halsizlik, iştahsızlık, kas ağrısı, baş ağrısı, bulantı, kusma, ishal ve ağır vakalarda kanama gibi izler ile kendisini gösterebiliyor. “Doğru bir yöntemle bulunduğu yerden alınmalı” Kene ısırığına maruz kalan birine panik yapmadan doğru müdahalede bulunulmasının önemine dikkat çeken Aile Hekimi Dr. Fuat Zengin, "Halk sağlığını ilgilendiren önemli konulardan bir tanesi de kenedir. Kene bir parazittir. Bu parazit daha çok Nisan ve Eylül aylarında toprak ve hayvancılıkla uğraşanlarda daha çok görebildiğimiz bir parazit türüdür. Kene, daha çok hayvanlarda emdiği virüsü insana taşıyor, taşınan virüs belirli bir zamanda sonra bir takım ciddi rahatsızlıklara neden olabiliyor. Kene bir insanı ısırdıktan sonra 12 ila 24 saat gibi bir süre geçmiş olması gerekiyor ki virüs bulaşmış olsun. Isırığa maruz kalan bir kişi öncelikle endişelenmeli ve kene doğru bir yöntemle bulunduğu yerden alınmalı. Sigara ile yakmak, üzerine alkol dökmek, keneyi yakmak bunlar kesinlikle yanlış olan yöntemlerdir. Kırsal bölgede yaşayan ve kenenin ısırdığı bir kişi ne yapacağını bilmiyorsa ya pense ya da bir ipi daire şeklinde keneye geçirerek yavaşça keneyi endişelenmeden çıkaracağız. Kene çıkarma esnasında endişelendirilir ve de sıkıştırılırsa patlama durumunda sıçrayan virüs ciddi sorunlara neden olabilir” dedi. "Elbise tercihine dikkat edilmeli” Tarım ve hayvancılıkla uğraşan vatandaşların elbise tercihlerine dikkat etmesi gerektiğini belirten Zengin, "Tarım ve hayvancılıkla uğraşan vatandaşlarımızın vücutlarında açık yer olmamalı. Çalışırken, çorap ve çizme giymelerinin yanı sıra eldiven kullanımı önemlidir. Kene, Kırım Kongo Kanamalı Ateşi hastalığına sebep olabiliyor, Kırım Kongo Kanamalı Ateşi riskinden dolayı kene ısırması önem arz etmektedir. Isırma sonrası hızlıca çıkarılmalı ve kontrollerin yapılması önerilmektedir" diye konuştu.