EKONOMİ - 12 Mayıs 2022 Perşembe 10:48

Ortalama hanehalkı büyüklüğü 3,23 oldu

A
A
A
Ortalama hanehalkı büyüklüğü 3,23 oldu

Türkiye'de 2008 yılında 4 kişi olan ortalama hanehalkı büyüklüğünün, azalma eğilimi göstererek 2021 yılında 3,23 kişiye düştüğü görüldü.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2021 yılı İstatistiklerle Aile verisini açıkladı. Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi (ADNKS) sonuçlarına göre, Türkiye'de 2008 yılında 4 kişi olan ortalama hanehalkı büyüklüğünün, azalma eğilimi göstererek 2021 yılında 3,23 kişiye düştüğü görüldü.

Ortalama hanehalkı büyüklüğünün en yüksek olduğu il Şırnak oldu

Türkiye'de 2021 yılında ortalama hanehalkı büyüklüğünün en yüksek olduğu il, 5,46 kişi ile Şırnak oldu. Şırnak ilini 5,12 kişi ile Şanlıurfa ve 4,94 kişi ile Hakkari izledi. Ortalama hanehalkı büyüklüğünün en düşük olduğu il ise 2,57 kişi ile Çanakkale oldu. Bu ili, 2,60 kişi ile Tunceli ve 2,63 kişi ile Giresun izledi.
Tek kişilik hanehalklarının oranı arttı

ADNKS sonuçlarına göre, 2014 yılında yüzde 13,9 olan yalnız yaşayan fertlerden oluşan tek kişilik hanehalklarının oranının 2021 yılında yüzde 18,9'a yükseldiği görüldü.

Tek çekirdek aile ve geniş aileden oluşan hanehalklarının oranında azalma görüldü

Tek çekirdek aile olarak ifade edilen, yalnızca eşlerden veya eşler ve çocuklarından veya tek ebeveyn ve en az bir çocuktan oluşan hanehalklarının oranında azalma olduğu görüldü. Tek çekirdek aileden oluşan hanehalklarının oranı, 2014 yılında yüzde 67,4 iken 2021 yılında yüzde 64,4'e geriledi. Diğer yandan, geniş aile olarak tanımlanan ve en az bir çekirdek aile ve diğer kişilerden oluşan hanehalklarının oranı 2014 yılında yüzde 16,7 iken 2021 yılında yüzde 13,5'e düştü.

Çekirdek aile bulunmayan birden fazla kişiden oluşan hanehalklarının oranı arttı

Aralarında eş, anne-çocuk veya baba-çocuk ilişkisi olmayan fertleri içeren; diğer bir ifadeyle çekirdek aile bulunmayan birden fazla kişiden oluşan hanehalklarının oranında artış olduğu gözlendi. Söz konusu hanehalklarının oranı 2014 yılında yüzde 2,1 iken 2021 yılında yüzde 3,2'ye yükseldi.
Tek kişilik hanehalklarının oranının en yüksek olduğu il Tunceli oldu

İllere göre hanehalkı tipleri incelendiğinde, 2021 yılında tek kişilik hanehalklarının oranının en yüksek olduğu ilin yüzde 29 ile Tunceli olduğu görüldü. Tunceli ilini yüzde 28,8 ile Gümüşhane ve yüzde 28,2 ile Giresun izledi. Diğer yandan tek kişilik hanehalklarının oranının en düşük olduğu iller ise yüzde 10,8 ile Diyarbakır ve Batman oldu. Bu illeri yüzde 11,2 ile Van ve Adıyaman izledi.

Tek çekirdek aileden oluşan hanehalklarının oranının en yüksek olduğu il Adıyaman oldu

Tek çekirdek aileden oluşan hanehalklarının oranının en yüksek olduğu il, 2021 yılında yüzde 72,1 ile Adıyaman oldu. Adıyaman ilini yüzde 71,9 ile Osmaniye ve yüzde 71,7 ile Gaziantep takip etti. Tek çekirdek aileden oluşan hanehalklarının oranının en düşük olduğu il ise yüzde 53,3 ile Tunceli oldu. Tunceli ilini yüzde 54,9 ile Yalova ve yüzde 55,5 ile Artvin izledi.

Hanehalklarının yüzde 10,1'ini tek ebeveyn ve çocukları oluşturdu

Türkiye'de 2021 yılında toplam hanehalklarının yüzde 10,1'ini tek ebeveyn ve çocuklardan oluşan hanehalkları oluşturdu. Toplam hanehalklarının yüzde 2,3'ünü baba ve çocuklardan oluşan, yüzde 7,8'ini ise anne ve çocuklardan oluşan hanehalklarının oluşturduğu görüldü.

Tek ebeveyn ve çocuklardan oluşan hanehalklarının oranının en yüksek olduğu il Bingöl oldu

Tek ebeveyn ve çocuklardan oluşan hanehalklarının oranının en yüksek olduğu il, 2021 yılında yüzde 12,5 ile Bingöl oldu. Bu ili, yüzde 12,1 ile Adana ve Elazığ illeri izledi. Bu oranın en düşük olduğu iller ise yüzde 7,6 ile Tokat ve Ardahan, yüzde 7,7 ile Yozgat ve Kars oldu.

Toplam hanehalkları içinde anne ve çocuklardan oluşan hanehalklarının oranının en yüksek olduğu iller, yüzde 9,6 ile Bingöl, yüzde 9,3 ile Adana, 9,1 ile İzmir ve Elazığ olurken, bu oranın en düşük olduğu iller ise yüzde 5,3 ile Ardahan, yüzde 5,7 ile Yozgat ve Kars oldu.

Diğer yandan, baba ve çocuklardan oluşan hanehalklarının oranının en yüksek olduğu iller, yüzde 3,8 ile Kilis, yüzde 3,3 ile Malatya ve yüzde 3,2 ile Batman olurken, bu oranın en düşük olduğu iller ise yüzde 1,7 ile Nevşehir, yüzde 1,8 ile Tokat ve Sinop oldu.

Geniş aileden oluşan hanehalklarının oranının en yüksek olduğu il Hakkari oldu

Geniş aileden oluşan hanehalklarının oranının en yüksek olduğu il, 2021 yılında yüzde 24 ile Hakkari oldu. Hakkari ilini yüzde 22,6 ile Şırnak ve yüzde 21,3 ile Batman izledi. Bu oranının en düşük olduğu il ise yüzde 8,7 ile Eskişehir oldu. Eskişehir ilini yüzde 9,4 ile Çanakkale ve yüzde 9,6 ile Niğde izledi.

Toplam resmi evlilikler içerisinde son evliliğinde akraba evliliği yapanların oranı yüzde 8,3 oldu

ADNKS sonuçlarına göre, 2021 yılında toplam resmi evlilikler içinde, son evliliğinde birinci dereceden kuzenleri ile akraba evliliği yapmış 16 ve üzeri yaştaki bireylerin oranı yüzde 8,3 oldu. Akraba evlilikleri akrabalık türüne göre incelendiğinde, akraba evliliği yapmış bireylerin yüzde 46,6'sının hala/dayı çocukları ile yüzde 27,2'sinin amca çocukları ile ve yüzde 26,2'sinin ise teyze çocukları ile evli olduğu görüldü.

Akrabasıyla evli olan bireylerin en fazla olduğu il Mardin oldu

Toplam resmi evlenmeler içerisindeki akraba evlilikleri illere göre incelendiğinde, 2021 yılında toplam evli bireyler içinde son evliliğinde akraba evliliği yapmış 16 ve üzeri yaştaki bireylerin oranının en fazla olduğu il yüzde 20,5 ile Mardin oldu. Bu ili yüzde 18,4 ile Şanlıurfa, yüzde 17 ile Siirt ve Diyarbakır izledi. Akraba evliliği yapmış bireylerin oranının en az olduğu il ise yüzde 1,1 ile Edirne oldu. Bu ili yüzde 1,5 ile Kırklareli ve yüzde 2 ile Çanakkale izledi.

Akraba evliliği oranı 2021 yılında yüzde 4 oldu

Evlenme istatistikleri sonuçlarına göre, 2010 yılında gerçekleşen resmi evlenmelerin yüzde 5,9'unun akraba evliliği olduğu ve bu oranın sonraki yıllarda sürekli düşüş göstererek 2016 yılında yüzde 4,6, 2021 yılında ise yüzde 4 olduğu görüldü.

Akraba evliliği oranının en yüksek olduğu il yüzde 18,4 ile Şanlıurfa oldu

Akraba evliliği oranı illere göre incelendiğinde, 2021 yılında akraba evliliği oranının en yüksek olduğu ilin yüzde 18,4 ile Şanlıurfa olduğu görüldü. Bu ili, yüzde 13,9 ile Muş ve yüzde 13,7 ile Mardin izledi. Akraba evliliği oranının en düşük olduğu il yüzde 0,4 ile Edirne oldu. Bu ili yüzde 0,7 ile Bartın ve Çanakkale izledi.
Bireylerin mutluluk kaynağı aileleri oldu

Yaşam Memnuniyeti Araştırması, 2021 sonuçlarına göre bireylerin mutluluk kaynağı olan kişiler incelendiğinde, kendilerini en çok ailelerinin mutlu ettiğini belirtenlerin oranı yüzde 67,6 olurken, bunu sırasıyla yüzde 16,8 ile çocuklar, yüzde 4,1 ile eş, yüzde 4 ile anne/baba yine yüzde 4 ile kendisi ve yüzde 2,1 ile torunlar takip etti.

Babası vefat etmiş çocukların sayısı 272 bin 361 oldu

ADNKS sonuçlarına göre, 2021 yılında Türkiye'de toplam 22 milyon 738 bin 300 çocuk içerisinde babası vefat etmiş çocuk sayısının 272 bin 361, annesi vefat etmiş çocuk sayısının 82 bin 968, hem annesi hem babası vefat etmiş çocuk sayısının ise 4 bin 451 olduğu görüldü.

Cinsiyete göre incelendiğinde, babası vefat etmiş erkek çocuk sayısının 139 bin 707, kız çocuk sayısının 132 bin 654, annesi vefat etmiş erkek çocuk sayısının 42 bin 228, kız çocuk sayısının 40 bin 740, hem annesi hem babası vefat etmiş erkek çocuk sayısının 2 bin 287, kız çocuk sayısının 2 bin 164 olduğu görüldü.

Boşanma davaları sonucu velayeti anneye verilen çocukların oranı yüzde 76,1 oldu

Boşanma istatistiklerine göre, kesinleşen boşanma davaları sonucunda 2021 yılında 174 bin 85 çift boşanırken 165 bin 937 çocuk velayete verildi. Boşanma davaları sonucu, çocukların velayetinin çoğunlukla anneye verildiği görüldü. Çocukların velayetinin yüzde 76,1'inin anneye, yüzde 23,9'unun ise babaya verildiği görüldü.

Taşınabilir bilgisayar bulunan hanelerin oranı yüzde 49,5 oldu

Hanehalkı bilişim teknolojileri kullanım araştırması sonuçlarına göre, evden İnternete erişim imkânına sahip olan hanelerin oranı 2004 yılında yüzde 7 iken 2021 yılında bu oran yüzde 92 oldu. Diğer yandan hanelerde dizüstü, tablet, netbook gibi taşınabilir bilgisayar bulunma oranı yüzde 0,9'dan yüzde 49,5'e, cep telefonu/akıllı telefon bulunma oranı yüzde 53,7'den yüzde 99,3'e yükseldi.

Geniş ailelerin yüzde 27,2'sinin yoksulluk sınırının altında yaşadığı görüldü

Gelir ve yaşam koşulları araştırması sonuçlarına göre, eşdeğer hanehalkı kullanılabilir fert medyan gelirinin yüzde 60'ı dikkate alınarak belirlenen sınıra göre yoksulluk oranı 2021 yılında yüzde 21,3 olarak gerçekleşti.
Hanehalkı tipine göre yoksulluk oranı incelendiğinde ise tek kişilik hanehalklarının yüzde 10,4'ünün, tek çekirdek aileden oluşan hanehalklarının yüzde 20,9'unun, geniş ailelerden oluşan hanehalklarının yüzde 27,2'sinin, çekirdek aile bulunmayan birden fazla kişiden oluşan hanehalklarının ise yüzde 16,6'sının yoksulluk sınırının altında yaşadığı gözlendi.

Kendilerine ait bir konutta yaşayanların oranı yüzde 57,5 oldu

Gelir ve yaşam koşulları araştırması sonuçlarına göre, 2021 yılında konutun mülkiyet durumları incelendiğinde, fertlerin yüzde 57,5'inin oturduğu konutun kendilerine ait olduğu, yüzde 26,8'inin ise kiracı olduğu görüldü. Lojmanda oturanların oranı yüzde 1,2 olurken kendi konutunda oturmayıp kira ödemeyenlerin oranı ise yüzde 14,6 olarak gerçekleşti.

Konutun izolasyonundan dolayı ısınamama en çok karşılaşılan konut ve çevre problemi oldu

Gelir ve yaşam koşulları araştırması sonuçlarına göre fertlerin yüzde 34,3'ünün 2021 yılında konutunda izolasyondan dolayı ısınma sorunu yaşadığı, yüzde 33,9'unun sızdıran çatı, nemli duvarlar, çürümüş pencere çerçevesi vb. nedenlerle sorun yaşadığı ve yüzde 23,4'ünün trafik veya endüstrinin neden olduğu hava kirliliği, çevre kirliliği veya diğer çevresel sorunlar yaşadığı görüldü.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak: Gençlik ve spor Bakanı Osman Aşkın Bak, "Gençlerimizi tehdit eden bu süreci yakından takip ediyoruz ve özellikle de bu yıl sadece bağımlılıkla mücadeleyle ilgili araştırma yapan üniversitelerdeki akademisyenlere ve sivil toplum kuruluşlarına ve STK’lere 200 milyon TL civarında bir proje desteği vereceğiz yani sahadayız" dedi. Bak, 2024 Kesin Hesap Kanun Teklifi görüşmelerine katıldı ve milletvekillerinin sorularını cevapladı. Bak, gençlerle ilgili projelerden bahsederek, "Burada, özellikle şunu ifade etmek istiyorum: Sanayi ve Teknoloji Bakanlığıyla beraber ortaklaşa yürüttüğümüz proje çerçevesinde geçtiğimiz dönemde 10 bin istihdam sağlayan projeler gerçekleştirdik. Burada yaklaşık 150 tane fabrikanın kurulmasını Sanayi ve Teknoloji Bakanlığıyla beraber sağlamış olduk. Yine, gençlerin, özellikle üniversitedeki gençlerimizin kendilerini ifade edebilmeleri için, hayalini kurdukları projelerini gerçekleştirmeleri için; sosyal, toplumsal değerlerini yükseltmeleri için "ÜNİDES" adını verdiğimiz proje çerçevesinde yani üniversitedeki öğrenci kulüplerini destekleme projesi çerçevesinde geçtiğimiz yıl sadece 360 milyon gibi bir rakamı öğrenci kulüplerine tahsis ettik ve bu gençlerimiz inanılmaz projeler ortaya çıkardı. Kimisi hasat zamanı çiftçilerle beraber oldu, kimisi çevre çalışmalarında oldu, kimisi köylere gidip okulları boyadılar, okulları yaptılar, kimileri teknoloji projesi yaptı. Dolayısıyla, gençlerimizin bu çerçevede aktif bir şekilde katılmasını sağlıyoruz. Yine, bu yıl da Sanayi ve Teknoloji Bakanlığıyla yaklaşık 1,2 milyar TL’lik bir yatırımı yine gençlerin istihdama katılması çerçevesinde gündeme alıyoruz ve Sanayi ve Teknoloji Bakanlığıyla 50 tane fabrikanın kurulumu ve bu çerçevede de iş istihdamının artırılması noktasında çalışma yürütüyoruz" dedi. Bak, bağımlılıkla ilgili olarak bilgi vererek, "Bizim bağımlılıkla ilgili süreç içerisinde 12 bakanlıktan oluşan Bağımlılıkla Mücadele Kurulu üyesi olarak Gençlik ve Spor Bakanlığı görev yapıyor. Bizim bütçemizde teknik olarak 59 milyon gözüküyor ama bizim Bakanlığımızın -biraz evvel de ifade ettiğim gibi- yaptığı çalışmaların büyük bir kısmı hem gençlik merkezlerinde verdiğimiz eğitimler hem yurtlarda verdiğimiz eğitimler, gençlerimize psikososyal destek olarak verdiğimiz eğitimler, bağımlılıkla mücadele için verdiğimiz eğitimler, formatör eğitimleri, Yeşilayla, sivil toplum kuruluşlarıyla beraber yaptığımız eğitimlerin her birinde bağımlılıkla mücadele ana eksenimiz. Dolayısıyla biz de farkındayız, gençlerimizi tehdit eden bu süreci yakından takip ediyoruz ve özellikle de bu yıl sadece bağımlılıkla mücadeleyle ilgili araştırma yapan üniversitelerdeki akademisyenlere ve sivil toplum kuruluşlarına ve STK’lere 200 milyon TL civarında bir proje desteği vereceğiz yani sahadayız. Yine örnek vereyim: Bağcılar’da, İstanbul’da, Edirne’de, işte, diğer ilçe ve illerde yapılan mücadelelerde muhtarlarımızla, amatör spor kulüplerimizle, kaymakamlıklarımız ve sivil toplum kuruluşlarımızla beraber çok ciddi şekilde mücadele ediyoruz. Tabii, sporun birleştirici gücüne inanıyoruz, sporun iyileştirici gücüne inanıyoruz çünkü biz de büyüdüğümüz yerde, spora gittiğimiz zaman çocuk enerjisini atıyor, enerjisini gideriyor. Düşünün, bir evde uyuşturucu kullanan bir çocuk var, bir de spor yapan çocuk var. Dolayısıyla, biz spora teşvik etmek yönünde çaba harcıyoruz" dedi.
Van Türkiye’de barışın toplumsal, siyasal ve ekonomik boyutları masaya yatırıldı Van Ticaret ve Sanayi Odası (Van TSO) tarafından düzenlenen "Türkiye’de Barış Nasıl Tesis Edilir?" konulu söyleşi programı gerçekleştirildi. Van TSO ev sahipliğinde düzenlenen programda, çözüm sürecinin hukuk, demokrasi ve iş dünyasına yansımaları ele alındı. Programın moderatörlüğünü Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Suvat Parin yaptı. Söyleşide, Türkiye’de barışın toplumsal, siyasal ve ekonomik boyutları farklı perspektiflerden değerlendirildi. Söyleyişide bir konuşma yapan Van TSO Başkanı Necdet Takva, amacının süreci ekonomik bir perspektiften ele almak olduğunu belirtti. Başkan Takva, "Özellikle ‘Milli Birlik ve Dayanışma’, ‘Terörsüz Türkiye’ ya da ‘Barış süreci’ gibi farklı adlarla ifade edilen; bölgemizi yakından hatta doğrudan ilgilendiren bu meseleye, Cumhuriyetin kuruluşundan bugüne kadar yaşananlar ve bundan sonra nasıl bir yol izlenmesi gerektiği üzerinden ekonomik değerlendirmeler yapmaktır. Burada bulunma sebebim de budur. Bölgemiz, neredeyse tüm reel verilerde sürekli olarak son sıralarda yer almıştır. Ekonomi, sağlık ve eğitim başta olmak üzere birçok alanda bölgelerimiz, Türkiye’nin en geri kalmış bölgeleri olarak öne çıkmakta; mevcut parametreler ise gerçekten son derece olumsuz bir tablo ortaya koymaktadır. 2022 yılında Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından yapılan araştırma çerçevesinde, Türkiye genelinde geri kalmış olarak tanımlanan 121 ilçenin 90’ının bölgemizde yer aldığı tespit edilmiştir. Van ilinde ise Edremit, Tuşba ve İpekyolu ilçeleri hariç olmak üzere 8 ilçe bu 90 ilçe arasında bulunmaktadır. Yani Türkiye genelindeki 121 geri kalmış ilçenin 90’ı bölgemizde yer almakta, Van’daki 8 ilçe ise bu listenin en alt sıralarında bulunmaktadır. 2024 yılında yapılan bir başka araştırmada ise Türkiye’nin en gelişmemiş 50 ilçesinin 49’unun bölge illerinde olduğu ortaya konmuştur" dedi. Bölgede işsizlik oranlarının Türkiye ortalamasının oldukça üzerinde seyrettiğini vurgulayan Takva, "1963 yılından bugüne kadar 18 defa teşvik uygulaması gündeme gelmiş ve bu konuda çeşitli düzenlemeler yapılmıştır. Ancak ne istihdamda ne de eğitimde yer alan gençlerin oranına bakıldığında, hem kadınlarda hem de erkeklerde Türkiye ortalamasının iki katının üzerine çıkıldığı görülmektedir. TÜİK verilerine göre işsizlik oranı Van’da yüzde 16,7; Ağrı’da yüzde 13,1; Hakkari’de yüzde 18,3; Muş’ta ise yüzde 13,1 seviyesindedir. Odamız tarafından yapılan bir araştırmada ise Van’da genç işsizlik oranının yaklaşık yüzde 36 seviyesinde olduğu tespit edilmiştir" diye konuştu. Bölgemizde yapılan güvenlik harcamalarının Batı illerine yapılan güvenlik harcamalarının üç katından fazla olduğunun altını çizen Takva, "Uzmanlar tarafından TRT’de yapılan bir hesaplamaya göre, bu süreçte harcanan yaklaşık 2 trilyon dolarlık kaynakla 196 adet İstanbul Yeni Havalimanı ya da bin 176 adet Marmaray projesi yapılabilecek imkân bulunmaktadır" şeklinde konuştu. Van’ın yüzölçümünün yaklaşık yüzde 64,7’sinin mera alanı olmasına rağmen yayla yasakları nedeniyle hayvancılığın ciddi sorunlar yaşadığını söyleyen Takva, sözlerini şöyle sürdürdü: "Tarım ve hayvancılık açısından bakıldığında, Van ilinin yüzölçümünün yaklaşık yüzde 64,7’si mera alanıdır. Türkiye’deki toplam mera varlığının yaklaşık yüzde 10’u bu il sınırları içerisindedir. Yaklaşık 21 bin kilometrekare yüzölçümüne sahip olan bir kentte yaşıyoruz ve bu alanın neredeyse yüzde 65’i mera niteliği taşımaktadır. Ancak yayla yasakları ve çeşitli kısıtlamalar nedeniyle hayvancılık bu anlamda ciddi sorunlar yaşamaktadır. Mesele, tüm bu süreçleri sebep-sonuç ilişkisi içerisinde ele alan, samimi ve gerçekçi bir bakış açısıyla değerlendirmek ve buna uygun çözümler üretmektir." Katılımcıların yoğun ilgi gösterdiği program, konuşmaların ardından yapılan değerlendirmelerle sona erdi.
Bursa Bursaspor sahasında Aliağa FK ile golsüz berabere kaldı TFF 2. Lig Kırmızı Grup 17. hafta maçında Bursaspor, Atatürk Spor Kompleksi Matlı Stadyumu’nda konuk ettiği Aliağa FK ile 0-0 berabere kaldı. TFF 2. Lig Kırmızı Grup’un 17. haftasında Bursaspor, Atatürk Spor Kompleksi Matlı Stadyumu’nda Aliağa FK’yı konuk etti. İlk yarının kapanış niteliği taşıyan karşılaşmada iki ekip te yakaladığı fırsatları değerlendiremezken, mücadele golsüz eşitlikle sona erdi. Karşılaşmaya kontrollü başlayan iki takım, ilk yarıda zaman zaman etkili ataklar geliştirdi. Bursaspor, özellikle kanatlardan bulduğu pozisyonlarla gole yaklaşsa da kaleci Ahmet Pekgöz ve Aliağa savunması kritik anlarda gole izin vermedi. İlk 45 dakika 0-0 eşitlikle tamamlandı. İkinci yarıda tempo yükseldi İkinci yarıya oyuncu değişikliğiyle başlayan Bursaspor, oyunun kontrolünü ele almaya çalıştı. Yeşil-beyazlı ekip, İlhan Depe, Hamza Gür ve Musa Çağıran ile net gol pozisyonları yakaladı ancak bu fırsatları değerlendiremedi. Konuk ekip Aliağa FK da özellikle son bölümde etkili oldu. Ahmet İlhan Özek’in ortasında Harun Kavaklıdere’nin vuruşunda savunmaya çarpan top kornere giderken, mücadeledeki en net pozisyonlardan biri kaçtı. Karşılaşmanın sonuna eklenen 7 dakikalık uzatma bölümünde de skor değişmezken, mücadele 0-0 eşitlikle tamamlandı. Kadrolar Bursaspor: Anıl Atağ, Ertuğrul Ersoy, Hamza Gür, Muhammet Demir, Hakkı Türker, Alperen Babacan, Murat Akyüz, Barış Gök, Ertuğrul İdris Furat, Ali Kerim Yıldız, Ahmet Hakan Atış, Muhammet Zeki Dursun Aliağa FK: Ahmet Pekgöz, Oktay Kancı, Hasan Kılıç, Mertcan Akıkgöz, Ahmet İlhan Özek, Harun Kavaklıdere, Oğuzhan Yıldırım, Göktuğ Yılmaz, Necati Özdemir, Erhan Kartal, Yusuf Erdem Gümüş
Bursa Bursa, suyunu konuştu Bursa Kent Konseyi’nin ‘Bursa Suyunu Konuşuyor’ temasıyla düzenlenen 92. Olağan Genel Kurulu’nda, kentin geleceğini doğrudan etkileyen su kaynakları ve iklim değişikliği konuları tüm yönleriyle ele alındı. Bursa’da katılımcı demokrasinin yaygınlaşması adına önemli görevler üstlenen Bursa Kent Konseyi’nin 92. Olağan Genel Kurulu, ‘Bursa Suyunu Konuşuyor’ başlığıyla Atatürk Kültür Merkezi Merinos Yerleşkesi’nde gerçekleştirildi. Programa, Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey’in yanı sıra CHP Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal, Bursa Kent Konseyi Başkanı Prof. Dr. Ertuğrul Aksoy, Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Doç. Dr. Ergül Halisçelik, Bursa Kent Konseyi Genel Sekreteri Elvan Atay Özkan, BUSKİ Genel Müdürü Mehmet Ercihan Subaşıoğlu, Bursa Kent Konseyi Yürütme Kurulu Üyeleri, meclislerin ve çalışma gruplarının temsilcileri ile çok sayıda gönüllü katıldı. Kent konseylerinin önemine vurgu Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, kent konseylerinin vatandaşlar ile resmi kurumlar arasında köprü vazifesi gördüğünü söyledi. Kent konseylerinin halkın sorunlarına duyarlılık gösterdiğini, takibini yaptığını ve sonuçlarını paylaştığını anlatan Başkan Mustafa Bozbey, halkın çıkarları doğrultusunda çalışmaların sürdürüldüğünü ifade etti. "Su kaynakları azaldı" Dünyanın ciddi bir iklim kriziyle karşı karşıya kaldığını belirten Başkan Mustafa Bozbey, tüm bunlara rağmen Bursa’da gerekli önlemlerin alınmadığını vurguladı. Suyun bir yaşam kaynağı olduğunu hatırlatan Başkan Mustafa Bozbey, "Geldiğimiz noktada çevremizi ve suyumuzu kirlettik. İklim krizinden dolayı da su kaynakları azaldı. Bu süreçte Bursa Ovası’nda suyu fazla tüketen işletmelere de izin verildi. Bu, geleceği iyi okumamanın sonuçlarıdır" dedi. "Bursa ovasında su seviyesi 250 metrenin altına indi" Su kesintileri yapmak zorunda kaldıkları dönemde bazı tepkiler aldıklarını belirten Başkan Mustafa Bozbey, "Ama bu sayede farkındalığı başardık. Şu anda Bursalılar suyu tasarruflu kullanıyor. Kesinti yapmadan önce 510 bin metreküp civarında kullanım vardı, kesintilerin ardından 430 binlere düştü. Kesintileri kaldırdık ve hala bu seviyelerde izliyor. Bizim halkı doğru bilgilerle bilgilendirme sorumluluğumuz var. Bursa artık su şehri değil. Bursa Ovası’nda su seviyesi 250 metrenin altına indi. Bilim insanları, Bursa Ovası’nın her sene 6 santim çöktüğünü açıkladı. Bunun sebepleri araştırılmalıdır. Aralık ayının 20’si oldu ve Uludağ’da hala doğru düzgün kar yok. Gerekli tedbirleri almaya devam etmeliyiz" diye konuştu. "Günlük 500 bin metreküp suya ihtiyacımız var" Çınarcık Barajı’ndaki arıtma tesisi için çalışmaların yoğun biçimde devam ettiğini dile getiren Başkan Mustafa Bozbey, "Göreve gelir gelmez çalışmaları başlattık. Bu yaz bu sıkıntının çekileceğini biliyorduk. Baypass hattı yaparak 100 bin metreküp suyu aktardık. Bunu yapmasaydık daha önceden su kesintileri yapmak zorunda kalabilirdik. Ama bizim günlük 500 bin metreküp suya ihtiyacımız var. Yaz aylarında daha da artacaktır. Artık bahçelerin işlenmiş suyla sulanmaması lazım. Tarımda yeni çözümler üretmeliyiz. Daha az suya ihtiyaç duyan ürünlere yönelmeleri lazım. Yanlış politikalar, Bursa’nın daha vahim su sıkıntısı yaşamasına sebep olabilir" dedi. Başkan Mustafa Bozbey’e teşekkür Bursa Kent Konseyi Başkanı Prof. Dr. Ertuğrul Aksoy, suyun sadece çevresel başlık olmadığını, sosyal, ekonomik ve hayati bir mesele olduğunu ifade etti. İklim krizinin etkilerinin yerel ölçekte daha görünür hale geldiğini belirten Aksoy, su politikalarının katılımcı ve bilimsel temelde yeniden ele alması gerektiğini vurguladı. Genel kurulda su kriziyle ilgili çözüm önerilerinin geliştirilmesini amaçladıklarını anlatan Aksoy, yerel yönetimlerin, üniversitelerin, sivil toplum kuruluşlarının ve vatandaşların birlikte hareket etmesinin önemine değindi. Tüm paydaşlarla birlikte kent için önemli çalışmalar yürüttüklerini belirten Aksoy, her alanda kendilerine destek veren Başkan Mustafa Bozbey’e teşekkür etti. Açılış konuşmalarının ardından oturum bölümüne geçildi. Bursa Uludağ Üniversitesi’nden Prof. Dr. Hayrettin Kuşçu ‘Tarımsal kuraklık, su verimliliği ve etkin sulama yöntemi’, Bursa Uludağ Üniversitesi’nden Doç. Dr. Aslıhan Katip ‘İklim değişikliği ve sürdürülebilirlik çerçevesinde su kaynakları’, BUSKİ Genel Müdür Yardımcısı Ali Alper Makam ‘İklim değişikliğinin Bursa ve su kaynakları üzerindeki etkisi’, Bursa Kent Konseyi Yürütme Kurulu üyesi Murat Demir ‘İklim krizi ve su hakkı’ konularında sunumlar yaparak önemli bilgiler paylaştı.