RAMAZAN - 24 Mayıs 2017 Çarşamba 13:17

Orucunuzu çorba ile açmayın

A
A
A
Orucunuzu çorba ile açmayın

Uzmanlar, Ramazan'da iftar yaparken çorbanın sona bırakılması gerektiğini söyleyerek, "Katı bir malzemeyi sıvı dolu bir tencereye koyarsak onu eritmek zor olur. Fakat ezilmiş bir malzemeye yavaş yavaş sıvı ilave edersek daha rahat eritiriz" dedi.

Dr. Fevzi Özgönül “İftarda çorbayı en sona saklayın ve sindirim sisteminizi çorba ile mühürleyin” diyerek şöyle konuştu:

“Oruç tutarken mutlaka sahura kalkılmalı, sahur yemeklerinde seçilen besinler yüksek enerji içeren ve kolay hazmedilecek besinler olmalıdır. İftarda, boş mideye birden yüklenilmemelidir.

İftar menüsü: Uzun süre aç kalan mideye birden bire çok miktarda yiyecek sokmak, sindirimi çok zorlaştırır ve bu davranış hiç ısınmadan maça girmiş bir sporcu gibi midenin de kasılmasına ve rahatsızlanmasına neden olur. Orucumuzu mümkünse bir bardak oda sıcaklığında su ve ardından bir iki zeytin ve peynirle açmalıyız. Böylece mide yiyecek geldiğini anlayacak ve ona göre kendisini hazırlayacaktır. İdeal olan orucumuzu açtıktan sonra gidip namazımızı kılmak ve sindirim sistemimizin hazırlanması için müsaade etmektir.

Ramazan ayı sıcak havalara denk geldiği için, çok susamış olacağız, ama sakın çok su içerek orucumuzu açmayalım, eğer çok su içerek orucumuzu açarsak midemiz su ile dolacağından iftarda yeterince yemek yiyemeyiz ve böylece iftardan sonra da çok acıkırız. İftar menümüzde besleyici gıdalara önem verelim. İftarda önemli olan vücudun tüm gün içinde ihtiyacı olan gıdaları yemektir. Bu nedenle açlığımızı çok kısa sürede kapatacak pide veya ekmeğe saldırmayalım. Yavaş yemeliyiz ve sindirimi kolaylaştırmak için çok çiğnemeliyiz. Ekmek hamur işi gıdaları daha az etli sebzeli yemek gibi besleyici gıdaları daha çok yemeliyiz. Yemek yerken mümkünse bize çok daha uzun süre enerji verecek, fındık, ceviz ve bademi soframızdan eksik etmemeliyiz.

İftarda çorba içeceksek, tavsiyemiz yemeğin en sonuna bırakmaktır. Oruç çorba ile açılırsa, hem çok çabuk doymamızı sağlar hem de sindirimi zorlar. Halbu ki yemeğin üzerine içilen çorba sindirimimizi kolaylaştırır. İftarda meyve yemek istiyorsak, sofradan kalkmadan meyvemizi de yiyip yemek yeme işlemini iftar sofrasında bitirmeliyiz. Böylece sindirim sistemimiz daha rahat ve düzgün çalışır. Eğer iftardan sonra, biraz ara verip sonra bir meyve veya tatlı yemeye kalkarsak, bu sefer aralık verdiğimiz için sindirim bozulur. En güzeli iftar sofrasından kalktıktan sonra sindirimi kolaylaştırmak için hareket etmek ve Teravih namazı için camiye yürümektir. Sindirim sisteminin doğru çalışması için İftar ile sahur arasında çiğnenecek bir şey yememek gerekir.

İdeal iftar sofrasında olması gerekenler; Mutlaka içerisinde az da olsa et, tavuk veya balık olan bir sebze yemeği olmalıdır, kan şekerini dengelemek için yoğurt veya salata bulunmalı, ayrıca zeytinyağlı bir başka yemek çeşidi de olmalıdır.”

Dr. Fevzi Özgönül, sahur menüsünde ise gece yarısı uyanan midenin durumunu düşündüğümüzde, genelde kahvaltı tarzı yemekler seçilmesi gerektiğini belirterek, “Burada da süt ürünleri peynir, zeytin çeşitleri, biraz meyve ve yeşillik çeşitleri olabilir. Sahurdan sonra tekrar uyuduğumuz için, bunların yanında bizi yatarken çok rahatsız etmeyecek, börek veya omlet gibi yiyecekleri de yiyebiliriz. Bütün gün bize enerji vermesi için kavrulmamış kuru yemişleri de unutmamalıyız. Çok su içerek orucumuzu açmayalım, suyu iftar sofrasında yemek yerken ve yemekten sonra bol bol içebiliriz. Özellikle iftarda çok ekmek tüketmemeliyiz. İftar ile sahur arasında susuzluğumuzu çay kahve yerine su da içerek gidermeliyiz. Tatlıyı mümkünse sütlü tatlı olarak ve en erken iftardan 3 saat sonra az miktarda yemeliyiz. Her gece tatlı tercih etmemeliyiz” diye konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kocaeli 2 kız çocuğunu taciz ettiği iddiasıyla yargılanıyor Kocaeli’de kızının 11 ve 12 yaşlarındaki 2 arkadaşını taciz ettiği iddia edilen 52 yaşındaki sanığın, 2’şer kez 3 yıl 9 aydan 14 yıla kadar hapsi istendi. İddiaya göre; Kocaeli’de yaşayan H.N.Y. (11) ile S.N.B. (12) isimli kız çocukları, 2020’nin yaz aylarında ve 2022’nin ocak ayında arkadaşlarının babası İ.K. (52) tarafından cinsel istismara maruz kaldı. Çocukların bu durumu öğretmenlerine anlatmasıyla konu polise intikal etti. Suç duyurusunun ardından İ.K. gözaltına alındı. İfadesi alınan İ.K. adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Sanık hakkında "Çocuğa karşı cinsel istismar" suçundan dava açıldı. Olayla ilgili açılan davanın duruşması Kocaeli 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmeye devam etti. Duruşmaya tutuksuz sanık, tanıklar ve taraf avukatları katıldı. Olaya ilişkin dinlenen S.N.B’nin ablası Z.B., "Tam zamanını hatırlamamakla birlikte pandemi sonrasında kardeşim bana sanık ve kızı ile motosiklete bindiklerini söyledi. Kardeşim, sanığın motosiklette bacaklarına ve bikini bölgesine dokunduğunu söyledi. Emin olup olmadığını sorduğumda emin olduğunu söyledi. Kardeşimin cep telefonunu denetlemek amacıyla kontrol ettim. Kardeşim arkadaşına yolladığı mesajda kendisine dokunduklarını yazmıştı. Kardeşime mesajların ne olduğunu sorduğumda şaka olduğunu söyledi ve bana tepki gösterdi. Telefonunu kontrol ettiğim başka tarihte ise intihar etmek amacıyla hap içtiğini yazmıştı. Daha sonra olayı anneme anlattım. Ben anlatmadan önce de kardeşim olayı öğretmenine anlatmış. Daha sonra olay polise intikal etti" dedi. "Mağdurlar, iddia ettikleri eylemler tarihinden sonra da sürekli bize gelmeye devam etti" Tanık olarak dinlenen sanığın kızı ise "Mağdur kızlar benim arkadaşlarım olur. Evimize gelip giderlerdi. Kızlar bizim eve geldiğinde sürekli yanlarındaydım. İddia konusu olaylar yaşanmamıştır. Mağdurlar, iddia ettikleri eylemler tarihinden sonra da sürekli bize gelmeye devam etti. S.N.B. çok yalan söyler ve olayları abartarak anlatır. Bu huyu sebebiyle kendisiyle çok kavga ettiğimiz olurdu" şeklinde konuştu. Sanık ise suçlamaları kabul etmediğini belirtti. 2’şer kez 3 yıl 9 aydan 14 yıla kadar hapis talebi Cumhuriyet savcısı mahkeme heyetine sunduğu mütalaasında, sanık İ.K’nın her 2 çocuğa karşı işlemiş olduğu iddia edilen "çocuğa karşı cinsel sarkıntılık" suçundan ayrı ayrı 3 yıl 9 aydan 14 yıla kadar hapisle cezalandırılmasını talep etti. Mahkeme heyeti, sanığın tutuksuz halinin devamına karar vererek, duruşmayı erteledi.
Adıyaman İsias Otel davasının ikinci duruşması başladı Adıyaman’da 6 Şubat depremlerinde yıkılan ve 72 kişinin hayatını kaybettiği İsias Otel’le ilgili davanın ikinci duruşması Adıyaman Adliyesi’nde başladı. 6 Şubat depremlerinde 39’u KKTC’li voleybol sporcusu, öğretmen ve antrenör olmak üzere toplam 72 kişinin hayatını kaybettiği Adıyaman’daki İsias Otel davasının ikinci duruşması Adıyaman Adliyesi 3. Ağır Ceza Mahkemesinde sabah saatlerinde başladı. 3’ü tutuklu toplam 11 sanığın yargılandığı davaya KKTC Başbakanı Ünal Üstel, Başbakan Yardımcısı Fikri Ataoğlu, KKTC İçişleri Bakanı Dursun Oğuz, KKTC Milli Eğitim Bakanı Nazım Çavuşoğlu, KKTC Ana Muhalefet Lideri Tufan Erhürman, otel enkazında hayatını kaybedenlerin aileleri ve çok sayıda kişi katıldı. Sabahın erken saatlerinde ellerinde kaybettikleri yakınlarının pankartlarıyla Adıyaman Adliyesine gelen aileler gözyaşlarına hakim olamadı. Burada aileler adına açıklamalarda bulunan, otel enkazında hayatını kaybeden Nazımcan Hartlap’ın annesi Hilal Düzgünce, “6 Şubat depreminin üzerinden 14 ay geçti. Bugün ortak davamız olan İsias Otel davasının ikinci duruşması yapılacak. Bizler İsias Otel’de 72 canımızı kaybettik. Rehberlerin ve şampiyon meleklerin anneleri, kardeşleri ve en yakınları buradayız. 14 aydır acımızı yaşayamıyor, faillerin yargı önünde hesap vermesi için mücadele ediyoruz. Tüm faillerin hak ettikleri şekilde ceza almaları ve aldıklarını görene kadar mücadelemizi sürdürmeye devam edeceğiz” dedi. Daha sonra konuşan Şampiyon Melekleri Yaşatma Derneği Başkanı Ruşen Yücesoylu Karakaya, "Ne olursa olsun bu dava adaletle sonuçlanana kadar hep birlikte olmaya devam edeceğiz. Katiller hesap verene kadar mücadelemizden vazgeçmeyeceğiz. Bu davada bilimin yol göstericiliğine güveniyoruz. Hukukun üstünlüğü kadar toplum vicdanının gücüne de inanıyoruz. Türkiye Cumhuriyeti adaletinden tek beklentimiz, İsias cinayetinin faillerinin bizden aldıkları her canın bedelini ödemesidir” şeklinde konuştu. Bu davanın peşini hiçbir şekilde bırakmayacaklarını vurgulayan KKTC Başbakanı Ünal Üstel, "Bu depremde bizlerde çocuklarımızı kaybettik. Yavrularımızı kaybettik. Ve o günden bu güne kadar adalet arayışımız devam ediyor. Biz Türkiye Cumhuriyeti adaleti güveniyoruz. Birinci duruşma bundan bir müddet önce başladı ve sonuçlandı. Bugün ikinci duruşma için biz KKTC olarak bütün kesimlerimizle buradayız. Hükumet olarak buradayız, bakan arkadaşlarımızla buradayız, muhalefet başkanıyla, milletvekilleriyle ve yavrularımızın anneleriyle, yakınlarıyla, halkımızla Adıyaman’a geldik. Çünkü bu çocuklar artık KKTC’nin davasıdır. Onların acıları hepimizin acılarıdır. Biz çocuklarımızı unutmadık unutturmayacağız. Ve adalet sonuçlanana kadar biz bu işin devlet olarak takipçisi olacağız. Ülke olarak, devlet olarak Adıyaman’dayız. Ve iananıyorum ki en iyi neticeyi de bugün değilse bile en yakın zamanda adalet tecelli edecek, suçlular ise gerekli cezayı alacak diye düşünüyorum” diye konuştu.