ASAYİŞ - 28 Eylül 2016 Çarşamba 08:48

'Örümcek işçi' bu kadarına da pes dedirtti

A
A
A
'Örümcek işçi' bu kadarına da pes dedirtti

Şişli Teşvikiye’de 6 katlı bir binanın iskelesinden hiçbir güvenlik önlemi almadan adeta akrobasi hareketleriyle tehlikeli bir şekilde aşağıya inen “Örümcek işçi” bu kadarına da "pes" dedirtti.

Görüntülerin ortaya çıkmasının ardından Sosyal Güvenlik Uzmanı Özgür Kaya işveren ve çalışanlara uyarılarda bulunarak, “Ölümlerin en büyüğü mahalle aralarındaki konutlarda meydana geliyor. İşçinin adeta akrobasi hareketleriyle inmesi tehlikeli ve yasak” dedi.

İstanbul’da geçtiğimiz günlerde Beylikdüzü ve Mecidiyeköy’de 10 katlı bir binanın dış cephesine kurulan iskelenin üzerinde hiçbir güvenlik önlemi almadan çalışan işçilerin ardından Şişli Teşvikiye’de de hayrete düşüren bir görüntü ortaya çıktı. 6 katlı bir binanın dış cephesine kurulan iskeleden halat, kask ve koruyucu kıyafet giymeden tehlikeli bir şekilde aşağıya inen “örümcek işçi” bu kadarına da “pes” dedirtti. Akrobasi hareketleriyle aşağıya inerek yürekleri ağza getiren işçinin iskelesinin demirlerine tutunarak indiği o anlar cep telefonu kamerasına yansıdı. 

Görüntünün ortaya çıkmasının ardından işveren ve çalışanlara uzmanlardan uyarılar geldi. Konu hakkında açıklamalarda bulunan Sosyal Güvenlik Uzmanı Özgür Kaya, iş kazalarına önleme konusunda alınan önlemlerin istenilen düzeyde olmadığını belirtti. Kaya, “Bunların en önemli nedenlerinden biri eğitimsizlik diğeri de toplumumuz da yerleşik kanaat olan ‘bana bir şey olmaz’ mantığıdır. Dolayısıyla çalışanlara temel olarak iş güvenliği ve kazalarıyla ilgili eğitim verilmediği sürece bu kazaların önüne geçilmesi mümkün değildir” dedi. 

“İşçinin adeta akrobasi hareketleriyle inmesi tehlikeli ve yasak”
Geçtiğimiz yıla kadar müstakil bir iş kanunu olmadığını ifade eden Kaya, “6331 sayılı kanunla birlikte Türkiye’de çalışma hayatı müstakil olarak bir iş güvenliği kanununa kavuşmuş oldu. Ancak burada alınan önlemler kağıt üzerinde önlemler şeklinde sirayet ediyor. Bunun yerel yönetimler bazında etkin ve aktif bir şekilde uygulanmadığı takdirde iş kazalarını önlememiz mümkün değildir. Görüntü de izlediğimiz işçinin standartlara uygun olmayan bir iskele üzerinde adeta akrobasi hareketleriyle aşağıya doğru indiğini görüyoruz. Bu son derece tehlikeli ve yasak bir yöntemdir. İşverenler almış olduğu önlemlerin ve uygulaması gereken yöntemlerin sadece alınması noktasında değil, uygulanması ve denetlenmesi noktasında da birinci derece sorumludur. İşverenler mutlaka iş güvenliği uzmanı çalıştırmaları ve bulundurmaları gerekiyor. Uzmanların en önemli sorumluluğu ise alınması gereken önlemleri almak ve uygulattırmaktır. Gerekirse de o işyerinin faaliyetlerini durdurmaktır” ifadelerini kullandı. 

'Örümcek işçi' bu kadarına da pes dedirtti

“Ölümlerin en büyüğü mahalle aralarındaki konutlarda meydana geliyor”
Geçtiğimiz yıllara nazaran iş kazalarında düşüş olduğunu söyleyen Özgür Kaya, “Ancak yerel yönetimler bağlamında toplu konut idareleri ve ya mahalle aralarında yapılan inşaatlarda ki bunlar istatistiklere maalesef yansımıyor. Her gün biz çalışanlarımızı kaybediyoruz. İstatistiklere bakıldığında özellikle inşaat sektöründeki ölümlerin en büyüğü mahalle aralarında bireysel olarak yapılan konutlarda meydana geliyor. Şimdi bu konutların ve işverenlerin denetlenmesi nasıl olacak. Gelişmiş ülkelere bakıldığında iş kazalarını önleme noktasında en önemli faktörün yerel yönetimler eliyle denetlendiğinde görüyoruz. Yasal mevzuatlara bu denetlemelerin yerel yönetimlerin sorumluluğunda olmasının dahil edilmesi gerekiyor. Biz bunu sahada her gün görüyoruz ve şahit oluyoruz” şeklinde konuştu. 

“İşveren işçiyi uyaracak, uymazsa iş akdini fesih edecek”
Özgür Kaya, “Görüntüde gördüğümüz manzaraların yaşanmaması için bu ve buna benzer iskele türleri ya da çalışma sistemleri başınızı kaldırdığınız etrafınızda görmeniz mümkündür. Bu iskelelerin artık Türkiye standartlarında kullanılmaması ya da bunların kullanılıp çalışanların güvenliğinin temin edilmesi gerekiyor. Çalışan açısından olaya bakarsak örneğin görüntüdeki işçiyi işveren çağıracak gerekli uyarıyı yapacak. Eğer işçi işverenin talimatlarına uymazsa o işçinin tazminatsız iş akdi feshini de gerektiriyor. Dolayısıyla çalışan ve işverenlerle birlikte bu önlemlerin alınması gerekiyor aksi takdirde biz her gün bir ocağın sönmesi, kadınların dul kalması ve çocukların yetim kalmasına sebebiyet verebiliriz” diye konuştu.  

Ufuk Kıvık-Doğan Can Cesur

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Bakan Ersoy, Yunan mevkidaşı ile "Romeo ve Juliet" oyununu izledi Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy ile Yunanistan Kültür Bakanı Lina Mendoni, William Shakespeare’in unutulmaz eseri "Romeo ve Juliet" oyununun Atatürk Kültür Merkezi’ndeki (AKM) gösteriminde bir araya geldi. Oyun, Türkiye’den Devlet Tiyatroları ve Yunanistan’dan Atina Konser Salonu Megaron ve Yorgos Lykiardopoulos kültürel organizasyonu Lykofos ortak projesiyle Ege’nin her iki yakasında tiyatro severlerle buluşuyor. Yunanistan ve Türkiye’den sanat kurumları ile sanatçıları bir araya getiren proje, iki ulus arasında köprü kurmayı hedefliyor. Dün İstanbul’da ilk gösterimi yapılan ve 28 Nisan’a kadar sahnelenmeye devam edecek esere ilişkin AKM’de gerçekleştirilen basın toplantısında Bakan Mehmet Ersoy, Bakan Lina Mendoni ile verimli bir görüşme gerçekleştirdiklerini ve değerlendirmelerde bulunduklarını söyledi. Basın toplantısında konuşan Bakan Ersoy, "Bugün değerli mevkidaşım, Yunanistan Kültür Bakanı Sayın Lina Mendoni ve beraberindeki heyeti misafir ettik. Verimli bir görüşme gerçekleştirdik; değerlendirmelerde bulunduk. Şimdi ise çok güzel bir sanat birlikteliği vesilesiyle buradayız. Devlet Tiyatrolarımız ile Pire Belediye Tiyatrosunun ortak bir proje çerçevesinde sahneye koyduğu Romeo ve Juliet oyununun İstanbul galasını izleyeceğiz” dedi. "Sanatın evrenselliği insanlık için daima ortak bir çatı olmuş; en güzel, en anlamlı birlikteliklere ev sahipliği yapmıştır" diyen Ersoy, sözlerine şöyle devam etti: “Bizler de buna sahip çıkmanın, katkı ve değer sunmanın gayretindeyiz. İnanıyorum ki bu proje sadece bir başlangıç olacak, önümüzdeki dönemlerde sanatın diğer alanlarına da yayılacaktır. Romeo ve Juliet, Shakespeare’in eşsiz kaleminden çıkmış ölümsüz bir klasik. Bizler ise bu eseri, sanatçılarımızın kendi kültürel ve tarihsel geçmişlerinden ilham alarak yeniden yorumladıkları bir temsille sahneye taşıyoruz. Oyundaki aileler kendi aralarında anadillerinde konuşurken bir araya geldiklerinde, bildikleri tek ortak dil olan İngilizce ile iletişim kuracaklar. Bu yaklaşım, farklı dillerin ve kültürlerin etkileşimiyle insan doğasının derinliklerine inerek evrensel duyguları keşfetmeyi amaçlamaktadır. Esere günümüz dünyasından açılan bu çağdaş bakış açısı ve yeni yorum vesilesiyle Türkiye ve Yunanistan’ın köklü kültürel mirasını da bir araya getirmiş ve iki ülke arasında derinleşen kültürel diyaloğu sembolize etmiş olacağız. Provalar 18 Şubat’ta, Yunanistan’da başlamıştı. Yönetmen Lefteris Giovanidis’in rejisiyle sahneye taşınan eser, Türkiye’de sanatseverlerle buluşmasının ardından Mayıs ayında, Atina’da perdelerini açacak ve iki ülkede toplamda 13 temsil gerçekleştirilecek. Ayrıca 17-27 Mayıs 2024 tarihleri arasında, Antalya’da düzenlenecek olan 14’üncü ‘Devlet Tiyatroları Antalya Uluslararası Tiyatro Festivali’nde yer almasını da planlıyoruz. Yine yaz aylarında ve önümüzdeki tiyatro sezonunda Türkiye’nin ve Yunanistan’ın farklı şehirlerinde sahnelenmesi, Avrupa’daki prestijli tiyatro festivallerine katılımı söz konusu olacak. Türkiye ve Yunanistan arasındaki kültürel ilişkilerin geliştirilerek daha ileri boyuta taşınması adına bundan sonra da Yunanistan’ın ilgili kurum ve kuruluşlarıyla eşgüdüm ve iş birliği içerisinde çalışmaktan memnuniyet duyacağımızı ifade etmek isterim. Sayın Bakan’a, Pire Belediye Tiyatrosunun ve Devlet Tiyatrolarımızın çok değerli sanatçılarına ve Sayın Lefteris Giovanidisi’in şahsında, sahne arkasında bu esere emek veren bütün ekibe teşekkür ediyorum. Sanatseverleri bu özgün ve özel temsili izlemeye davet ediyor, hepinize saygılar sunuyorum” dedi. Yunanistan Kültür Bakanı Lina Mendoni ise eserin sahneye konulma sürecinden bahsederek, Türk- Yunan ilişkileri bakımından oyunun İstanbul’da izleyicilerle buluşmasından dolayı mutluluk duyduklarını ifade etti. Romeo ve Juliet’in en güzel aşk hikayesi, aynı zamanda da bir drama olduğunu belirten Mendoni, "Bu oyun bir başlangıç olabilir. İki toplumun kültürel bağlarımızı daha da yüksek hale getirebiliriz. Sadece devlet düzeyinde değil, özel kuruluşlar arasında da ortak projelerin ve ikili işbirliklerinin olduğunu öğrenmekten mutluluk duyuyoruz. Yakın zamanda sizleri Atina’ya 16 Mayıs’ta sahnelenecek oyuna da bekliyorum. Eminim oyun, Atina’da da çok iyi karşılanacak" diye konuştu. Bakan Ersoy ve Mendoni, ortak basın toplantısının ardından AKM Tiyatro Salonu’nda sahne alan "Romeo ve Juliet" oyununu birlikte takip etti.