EKONOMİ - 04 Nisan 2018 Çarşamba 10:05

Otomotiv, kendi rekorunu solladı

A
A
A
Otomotiv, kendi rekorunu solladı

Türkiye ihracatının lider sektörü otomotiv, her ay elde ettiği başarılarla rekorları geleneğe dönüştürdü. Mart ayında yüzde 16 artışla 3,1 milyar dolar ihracat yapan otomotiv, böylece şubatta kırdığı aylık bazdaki tüm zamanların rekorunu 30 günde tazeledi. Avrupa ekonomisinin büyümeye başlamasının rekorda etkili olduğu ifade ediliyor.

Otomotivin tek başına gerçekleştirdiği ihracat Türkiye’nin toplam rakamının beşte birini aştı. Otomotiv sektörü bu yılın ilk çeyreğinde yüzde 17,5 artışla 8 milyar 228 milyon dolar ihracat yaparak Türkiye ihracatında ilk sıradaki yerini korudu. Mart ayı ihracatında Otomotiv Yan Sanayinde yüzde 20 ve Eşya Taşımaya Mahsus Motorlu Taşıtlarda yüzde 24 olmak üzere yüksek oranlı artışlar temel belirleyici oldu. 

Türkiye ihracatının 12 yıldır üst üste lider sektörü otomotiv endüstrisi, her ay yeni bir rekora imza atmayı geleneğe dönüştürdü. Otomotiv sektörü, Şubat 2018 döneminde kırdığı aylık bazdaki tüm zamanların ihracat rekorunu Mart 2018’de tazeledi. 

Otomotiv sektörü, geçen mart ayında önceki senenin aynı dönemine göre yüzde 16 artışla 3 milyar 146 milyon dolar ihracat gerçekleştirdi. Şubat 2016’dan itibaren olmak üzere son 26 aydır ihracatta artışı devam ettiren sektör, mart ayında ise tarihinde ilk kez 3 milyar doların üzerinde satış gerçekleştirmiş oldu. Toplam ihracattan aldığı pay yüzde 21’e ulaşan otomotivin, böylece tek başına gerçekleştirdiği ihracat Türkiye’nin toplam rakamının beşte birini de aştı. 

OİB Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Sabuncu, bu yılın ilk çeyreğinde yüzde 17,5 artışla 8 milyar 228 milyon dolar ihracat yapan otomotiv endüstrisinin, Ocak-Mart döneminde Türkiye ihracatında ilk sıradaki yerini koruduğuna dikkat çekti. Orhan Sabuncu, mart ayındaki artışta ürün gruplarından Otomotiv Yan Sanayinde yüzde 20 ve Eşya Taşımaya Mahsus Motorlu Taşıtlarda yüzde 24 olmak üzere yüksek oranlı artışların temel belirleyici olduğunu söyledi. 

En büyük pazar olan Almanya'ya yan sanayide yüzde 16 artış kaydedilirken, yine büyük pazarlardan olan Fransa’ya Eşya Taşımaya Mahsus Motorlu Taşıtlarda yüzde 66 artış başarısı kaydedildi 

Otomotiv yan sanayinde artış yüzde 20 

Ürün grupları bazında bakıldığında, mart ayında Otomotiv Yan Sanayi ihracatı yüzde 20 artışla 1 milyar 46 milyon dolar oldu. Binek Otomobil ihracatı yüzde 9 artarak 1 milyar 275 milyon dolar, Eşya Taşımaya Mahsus Motorlu Taşıtlar ihracatı yüzde 24 artışla 553milyon dolar ve Otobüs-Minibüs-Midibüs ihracatı da yüzde 16 artarak 176 milyon dolar olarak gerçekleşti. 

Otomotiv yan sanayinde en fazla ihracat yapılan ülke olan Almanya’ya ihracat yüzde 16 artarken, yine önemli pazarlardan Fransa’ya yüzde 37, ABD’ye yüzde 42, Polonya’ya yüzde 35, Rusya’ya yüzde 60 ihracat artışı yaşandı. 

Binek otomobillerde en fazla ihracat yapılan ülke olan İtalya’ya ihracat yüzde 26 artarken, önemli pazarlardan Belçika’ya yüzde 23, İsrail’e yüzde 22, Hollanda’ya yüzde 150 arttı, Almanya’ya ise yüzde 23 düşüş oldu.
Eşya Taşımaya Mahsus Motorlu Taşıtlarda en fazla ihracat yapılan ülke olan Birleşik Krallık’a geçen yıl ile hemen hemen aynı değerde ihracat yapılırken, Fransa’ya yüzde 66, Slovenya’ya yüzde 31, Almanya’ya yüzde 28 artış kaydedildi. 

Otobüs-Minibüs-Midibüs ürün grubunda ise en fazla ihracat yapılan ülke olan Almanya’ya yüzde 49 artış görülürken, Fransa’ya yüzde 18, İtalya’ya yüzde 63 artış yaşandı. 

Almanya’ya ihracat yüzde 10 arttı 

Ülke bazında bakıldığında da en büyük pazar olan Almanya’ya ihracat mart ayında yüzde 10 artışla 452 milyon dolar oldu. Almanya’ya olan artışta Otomotiv Yan Sanayi ihracatının yüzde 16, Eşya Taşımaya Mahsus Motorlu Taşıtlar ihracatının ise yüzde 28 artması etkili oldu. 

Martta ihracat en büyük ikinci pazar olan İtalya yüzde 21 artışla 405 milyon dolar, üçüncü büyük pazar Fransa’ya ise 26 artışla 330 milyon dolar olarak kaydedildi. İtalya’ya yönelik artışta Binek Otomobiller ihracatının yüzde 26, Yan Sanayi ihracatının yüzde 12 artması, Fransa’ya yönelik artışta ise Yan Sanayi ihracatının yüzde 37, Eşya Taşımaya Mahsus Motorlu Taşıtlar ihracatının da yüzde 66 artması etkili oldu.  

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Sivas Suyun 50 kilometrelik yolculuğu başladı, yüzde 50 kayıp kaçak moral bozdu Sivas Belediyesi ve Devlet Su İşleri (DSİ) 19. Bölge Müdürlüğü iş birliğiyle yürütülen proje kapsamında, 50 kilometre uzaklıkta ki Pusat Özen barajdan kentin içme suyunu karşılayan 4 Eylül barajına yapılan ishale hattı tamamlandı. Geçtiğimiz yıllarda etkili olan kuraklık nedeniyle kentin içme suyu ihtiyacının bir kısmını karşılayan 4 Eylül barajında su seviyesi dip noktaya gelmişti. Kentte alınan geçici önlemler kapsamında ara ara su kesintileri yapılmıştı. Bu soruna çözüm arayan Sivas Belediyesi, Devlet Su İşleri (DSİ) 19. Bölge Müdürlüğü iş birliğiyle kolları sıvamış ve yaklaşık 50 kilometre uzaklıkta bulunan Pusat Özen Barajından 4 Eylül Barajına su takviyesi yapılabilmesi için ishale hattı tamamlandı. Proje tamamlanarak baraja su verilmeye başlandı. Sivas Belediye Başkanı Adem Uzun ise projenin tamamlanmasının su sıkıntısının yaşanmayacağı anlamına gelmediğini ifade etti. “Şehirdeki kayıp ve kaçak oranı yüzde 50 civarında” Başkan Uzun, hatlarda çok ciddi anlamda kayıp ve kaçakların olduğunu belirterek; “Hatlarda ki kaçaklar için bir mücadele sürecini başlatacağız. Ben bunlarla ilgili özellikle Türkiye’nin bazı önde gelen kişileriyle, firmalarıyla şu an görüşmeler yapıyorum. Şehrin özellikle su yönetimini sağlıklı bir şekilde kurabileceğimiz bir sistem oluşturacağız. Bunun için de SKADA ismini vermiş olduğumuz bir sistem kuracağız. Bu sistemle birlikte suyun yönetimini inşallah gerçekleştireceğiz. Sivas’ın önümüzdeki yüz yıllık dönemde herhangi bir su kesintisi yaşamadan sağlıklı bir su yönetim sistemi oluşturmak istiyoruz. Şu an itibariyle herhangi bir sıkıntı görmüyoruz. Ama 2029-30 yılları arasında dünyada çok şiddetli kuraklıklar bekleniyor. Yani dünyada bir küresel ısıma var ve bunu getirmiş olduğu bir küresel iklim kriziyle kesinlikle karşılaşacağız. Sivas’taki doğal afetlerin başında da kuraklık geliyor. Hatlardan başlayarak kayıp ve kaçaklarla mücadele etmek istiyoruz. Şu an şehirdeki kayıp ve kaçak oranı yüzde elli civarında. Tabii bu hemen bizim 22 günde çözeceğimiz bir sorun değil. Bununla ilgili çok ciddi anlamda çalışmalar gerekiyor. Ama önümüzdeki günlerde şu an araştırmalarımızı yapıyoruz. Uzmanlarla bir araya geleceğiz. Ve şehrin su yönetimini sağlıklı bir hale getireceğiz” dedi. “Şehir gelecekte özellikle ciddi anlamda sorunlar yaşayabilir” Kentin gelecek yıllarda ciddi anlamda su sorunu yaşayabileceğini ifade eden Uzun, “ Şu an itibariyle barajın kendisini toparladığını görüyoruz. 2022 tarihinde artık o en alt çamur tabakası dediğimiz en alt tabakadan su çekilirken şimdi artık barajın biraz toparladığını görüyoruz. Tabii bu ishale hattıyla birlikte Pusat Özlem Barajı’ndan da düzenli bir su aktarımı var ama bu da tabii şehrin su sorununu bitirmedi. Bunu özellikle ifade etmek istiyorum şöyle bir algı oluşmasın. İshale hattı tamamlandı ama şehrin sorunu bitmedi. Şehir gelecekte özellikle ciddi anlamda sorunlar yaşayabilir. Hatta Pusat Özen Barajı’na da çok yüklenmemek gerekiyor. Sonuçta burası tarımsal sulama amaçlı kurulan bir baraj. Buradaki üretimin de özellikle çevresinde aksamaması gerekiyor. Bunun için yapılması gereken en önemli husus tabii ki kayıp ve kaçakla mücadele. Kayıp ve kaçakla bizim hedefimiz. Şu an yüzde 50 olan, kayıp kaçak oranını eğer yüzde otuzlar gibi bir seviyeye çekebilirsek çok büyük bir başarı elde etmiş olacağız” şeklinde konuştu.
Trabzon Prof. Dr. Tevfik Özlü: “Astım ve KOAH hastaları çöl tozuna dikkat etmeli” Son günlerde Afrika ve Arabistan çöllerinden rüzgar ile taşınan tozun ülke üzerindeki hava kalitesini etkilediğine dikkat çeken Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Tevfik Özlü, “Astım ve KOAH başta olmak üzere akciğer hastalarımız bu konuda dikkatli olmalılar. Çünkü havada izin verilen miktarların üzerinde bulunan toz ve gazların solunması akciğer hastalarımızın dengesini bozabilir, astım ve KOAH alevlenmelerine neden olabilir” dedi. Medical Park Karadeniz Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Tevfik Özlü, Afrika çöl tozları hakkında uyarılarda bulundu. Son günlerde Afrika ve Arabistan çöllerinden kalkan tozun ülke üzerindeki hava kalitesini etkilediğine değinen Prof. Dr. Özlü, “Astım ve KOAH başta olmak üzere akciğer hastalarımız bu konuda dikkatli olmalılar. Çünkü havada izin verilen miktarların üzerinde bulunan toz ve gazların solunması akciğer hastalarımızın dengesini bozabilir, astım ve KOAH alevlenmelerine neden olabilir. Bu hastaların hava kirliliğinin arttığı dönemlerde acile başvuru ve ölüm oranlarının arttığına dair daha önce yaşanmış büyük hava kirliliği epizotlardan bildirilen veriler vardır” diye konuştu. “Astım ve KOAH hastalarında şikâyetler ortaya çıkabilir” Bu dönemde astım ve KOAH hastalarının şikâyetlerinin artabileceğini dile getiren Prof. Dr. Özlü, “Hastalarımızın şikâyetleri ortaya çıkabilir, var olan yakınmaları artabilir, mevcut tedavileri yetersiz kalabilir. Nefes darlığı, öksürük, balgam, hırıltılı solunum gibi yakınmalarınız ortaya çıkmışsa veya bu yakınmalarının şiddet ve sıklığında artma varsa, genel durumunuzda bir bozulma hissediyorsanız, uykudan uyandıran şikâyetleriniz oluyorsa hemen hekiminize başvurulmalıdır” şeklinde konuştu. “Tozun yoğun olduğu saatlerde dışarı çıkılmamalı” Tozun yoğun olduğu saatlerde dikkat edilmesi gerektiğini belirten Prof. Dr. Özlü, “Özellikle tozun yoğun olarak hissedildiği saatlerde dışarıya çıkmayınız, pencerelerinizi kapalı tutunuz. Dışarıya çıkmanız mutlaka gerekli ise maske kullanınız” dedi. “Çöl tozu gözlerde kurumaya neden olabilir” Çöl tozlarının bireyi olumsuz etkileyebileceğini vurgulayan Prof. Dr. Özlü, “Çöl tozları gözlerde ve ciltte kurumaya, tahrişe, kaşıntı ve kızarıklık gibi yakınmalara neden olabilir. Eşya ve yüzeylerde çizilmelere, tahriplere, boyalarda deformasyona da yol açabilir. Çöl tozları ile taşınan mantarlar solunabilir ve duyarlı konakçılarda akciğer enfeksiyonlarına neden olabilir” ifadelerini kullandı.