GÜNDEM - 12 Haziran 2015 Cuma 13:54

Özgecan Arslan’ın katil zanlısından kan donduran ifadeler

A
A
A
Özgecan Arslan’ın katil zanlısından kan donduran ifadeler

Mersin’in Tarsus ilçesinde geçtiğimiz Şubat ayında hunharca katledilen üniversite öğrencisi 20 yaşındaki Özgecan Aslan cinayetinin ilk duruşması bugün Tarsus Adliyesi’nde başladı.

Duruşmada ifade veren tutuklu sanık Suphi Altındöken sık sık ağlarken, Mahkeme Başkanı Kumhak, ‘Biz ağlamaları geçelim’ diyerek azarladı. İfadesindeki rahat tavırları da dikkat çeken Suphi’yi bir kez daha azarlayan Kumhak, “Bu ne rahatlık” diye kızdı. İddianamede, Özgecan’ın vücudundaki 11 yaradan 8’inin her birinin ayrı ayrı öldürücü nitelikte olduğu da belirtildi.

Özgecan Aslan davasının ilk duruşması Tarsus 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam ediyor. Mahkeme başkanlığını Hakim Ercan Kulhak yapıyor, Mahkemede ayrıca iki üye Hakim olarak Fatma Serpil Aydınç ile Nesime Çınar yer alıyor. Davayı yürüten Savcı ise Erol Kaplan. Duruşmaya öğle arası verilirken, ilk bölümde tutuklu sanık minibüs şoförü Suphi Altındöken’in ifadesi alındı. Salona 9,18’te ilk olarak Suphi Altındöken getirilirken, 2 dakika sonra da diğer sanıklar Suphi Altındöken’in babası Necmittin Altındöken ve arkadaşı Fatih Gökçe getirildi. 100’ün üzerinde avukatın yer aldığı duruşmaya müşteki olarak Özgecan’ın amcası Yaşasın Aslan katıldı. Sanıkların kimlik tespitinin ardından, Savcılık iddianamesi kayıttan okundu.
Her 3 sanığın da ‘canavarca hisle ve eziyet çektirerek’ Özgecan’ı öldürdükleri gerekçesiyle ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasıyla cezalandırılmalarının istendiği iddianamenin ardından ilk ifadeyi Suphi Altındöken verdi.

Suphi Altındöken’in ilk cümleleri ‘Telefon ya da fotoğraf yasak mı? Sadece öğrenmek istiyorum’ diye sormak oldu. Mahkeme Başkanının ‘bunun yargılanmanla ilgisi yok. Daha sonra avukatından öğrenirsin’ demesi üzerine olayı anlatmaya başlayan katil zanlısının soğukkanlı ve sakin tavırları dikkat çekti. Özgecan’ın minibüse binme anından Çamalan mevkiinde cesedini yaktıkları ana kadar geçen sürede yaşananları tüm ayrıntılarıyla anlatan Suphi Altındöken, “Bayan ile 100 TL karşılığında götürmem üzerine anlaştık. O saatte yolcu almam yasak olduğu için E 5’e çıktım. Kimse görmesin diye de otobana girdim.Ancak bayan ‘niye yolunu değiştirdin’ diye kızdı. Aynadan baktığımda çantasından bir şey çıkarttığını gördüm. Arkama geldi, yüzüme sıkmadı. Yüzüme sıkılsa o şekilde arabayı kimse kullanamaz” dedi.

Özgecan’ın araçtan inmesi için arka kapıyı açtığını ancak inmediğini öne süren katil zanlısı, indirmek için arkaya gittiğini, o sırada Özgecan’ın yüzünü tırmaladığını, sinirlenerek Özgecan’a yumruk attığını anlattı. “Zaten işimden dolayı sinirli bir adamım diyen Suphi Altındöken, “Sinirlendim, yumruk attım, tekmeledim. Düşerken başını çarptı. Bilerek yapmadım. Kalkmayınca panikledim” diye konuştu.

Özgecan’ı hastaneye götürmek için arkadaşı Fatih Gökçe’yi aradığını aktaran katil zanlısı, Fatih ile buluştuktan sonra benzinliğe uğradıklarını, daha sonra da evine giderek babası Necmittin Altındöken’i arayıp yardım istediğini kaydetti. Katil zanlısı, eşinin yüzünü görünce sorması üzerine kavga ettiğini söylediğini dile getirdi. Daha sonra evde ‘bacanak’ diye hitap ettiği Fatih Gökçe’nin de eve geldiğini ifade eden Suphi Altındöken, “Bacanak, başlıkları toplayalım arabadan dedi. Kan bulaştığı için. Ben de bütün başlıkları topladım ve babama verdim. Arabaya döndüğümde Fatih kemerini düzelterek arabadan indiğini gördüm, aşağıya inerken fermuarını kapatıyordu” diyerek, mahkeme başkanına ‘anladım değil mi?’ diye sordu.

Özgecan’ı öldürmek istemediğini, hastaneye götürmek istediğini iddia eden sanık, ağlayarak, “Ama Fatih, ‘Lan oğlum manyak mısın sen? 5-6 sene hapis yatarsın. Öldürmemiz lazım’ dedi” diyerek, bunun üzerine bıçakla Özgecan’ın boğazına birkaç kez bıçak batırdığını söyledi. Fatih Gökçe’nin, ‘sen şimdi bütün kimliğini bıraktın, ellerini keselim’ dediğini de iddia eden Suphi Altındöken, daha sonra babasını da alarak arabayla yola çıktıklarını kaydetti.

Çamalan mevkiinde Özgecan’ı araçtan indirerek 10-15 metre ormanlık alan içerisine taşıdığını anlatan katil zanlısı, yakılmasını da kendisinin istemediğini söyleyerek arkadaşı Fatih’i suçladı. Özgecan’ın eşyalarının ve diğer delillerin evde yakılmasına ilişkin de katil zanlısı, evde mangal dumanı gördüğünü ancak ne yakıldığını bilmediğini söyledi.

Fatih Gökçe’nin kendisini çocuklarıyla tehdit ettiğini de öne süren Suphi Altındöken’in konuşması sırasında sık sık ağlaması ve duraklamasına kızan Mahkeme Başkanı Kumhak, “Biz ağlamaları geçelim ya, devam edelim” diyerek sanığı azarladı.

Daha sonra Suphi Altındöken’in jandarmada verdiği ilk ifade okundu. Duruşma sırasında bir ara bilgisayar sisteminde yaşanan sorun nedeniyle duruşmaya 10 dakika ara verildi. Sistemin düzenlenmesinin ardından devam eden duruşmada, mahkeme başkanı sanığa önceki beyanlarıyla ilgili söyleyeceği bir şey olup olmadığını sordu. Bazı ayrıntıları tekrarlayan katil zanlısı, üye hakimler, savcı ve müdahil avukatların sorularını da yanıtladı. Suphi Altındöken’in rahat tavırlarına sinirlenen mahkeme başkanı ‘bu ne rahatlık ya’ diyerek bir kez daha sanığa kızdı. Bir avukatın sorusu üzerine “Allah kimseye vermesin o pozisyonu. Böyle olmasını ben de istemezdim” dedi.
Mahkeme başkanı daha sonra duruşmaya 1,5 saat öğle arası verdi. 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kayseri Kayseri’de komşuluk örneği: Ulaşamadığı komşusundan soğuk havada haber bekledi Kayseri’nin Kocasinan ilçesinde şeker hastası olan komşusuna ulaşamayan aile ekiplere haber verdi. Adeta komşuluk örneği gösteren aile komşularının evden sağ salim çıkması için dua ederken, soğuk havada umutla bekledi. Komşusundan iyi haberi alan yaşlı kadın derin nefes aldı. Edinilen bilgiye göre, ilçeye bağlı Barbaros Mahallesi Akgün Sokak’ta 3 katlı binada meydana gelen olayda, şeker hastası komşusu C.A.’yı art arda arayan komşusu Şemsi Erzurum, C..A.’nın telefonuna bakmaması üzerine telaşlanarak, 112 Acil Çağrı Merkezi’ni aradı. İhbar üzerine bölgeye polis, sağlık ve itfaiye ekipleri sevk edildi. Polis ekipleri çevrede güvenlik önlemi alırken, itfaiye ekipleri de C.A.’nın son kattaki evine platformlu merdivenle ulaştı. Pencereden eve giren ekipler C.A.’nın hareketsiz şekilde yattığını gördü. C.A. sağlık ekiplerinin olay yerindeki ilk müdahalesinin ardından tedbir amaçlı ambulansla hastaneye kaldırıldı. Ekiplerden iyi haberi alan Şemsi Erzurum ise komşusu C.A.’ya ambulansa kadar eşlik ederken, derin nefes aldı. "Vicdanen rahatsız oldum" Ekiplerin çalışması sırasında komşusundan iyi bir haber bekleyen Şemsi Erzurum, "Komşumuz şeker hastası ve kimsesi yok. Bende kendisini akşam saatlerinde hastaneye gitmesi için aramıştım. Çok kez aradım ve geceye kadar ulaşamadığım için vicdanen rahatsız oldum. Polisi ve itfaiyeyi aradım. İnşallah sağ çıkar inşallah bir şey olmaz. İyi bir komşumuz. İnşallah sağlığı, sıhhati yerinde olur. Komşum inşallah iyi olur. Bende mutlu olurum. Soğukta olsa ben vicdanen rahatsız oldum" dedi. "Çok şükür bulundu" Komşusundan gelen iyi haberi gülücüklerle karşılayan Erzurum, "Çok şükür bulundu. Sağ salim bulunduğuna çok sevindim. Bayılmış içeride ve şimdi de hastaneye götürüyorlar. İnşallah iyi olur. Geçmiş olsun" ifadelerini kullandı.