SPOR - 04 Temmuz 2015 Cumartesi 17:56

Pereira: 'Beşiktaş maçı sonrası, Türkiye'ye gelmeye söz verdim'

A
A
A
Pereira: 'Beşiktaş maçı sonrası, Türkiye'ye gelmeye söz verdim'

Fenerbahçe Teknik Direktörü Vitor Pereira, “Porto ile burada Beşiktaş’a karşı bir maç yapmıştık. O maçtan sonra kendime bu ülkede çalışacağıma dair bir söz vermiştim” dedi.

Düzce Topuk Yaylası Tesisleri’nde yeni sezon hazırlıklarını sürdüren Fenerbahçe’de teknik direktör Vitor Pereira, basın mensuplarıyla tanışma toplantısı gerçekleştirdi. Toplantıda basın mensuplarının sorularını yanıtlayan deneyimli teknik adam, futbolu oynamanın tek yolunun kendisi için agresifliğini göstermek olduğunu dile getirdi. Başka bir yol bilmediğini belirten Pereira, “Eğer bir agresif takım istiyorsam bunu kendimden başlatmam gerekiyor. Kendi agresifliğimi kendi isteğimi oyuncularıma göstermek zorundayım. Tüm antrenmanlarımı bir yarışma şeklinde geçiyor. Ben yarışmacı bir hocayım bunu takıma yansıtmanın tek yolu da kendim agresif olmamdan geçiyor. Ben bu yolu tercih ettim” dedi.

“MÜCADELECİ YAPIM, YAŞADIĞIM BÖLGEDEN DOLAYI OLUŞTU”
Yaşamını ve karakterinin oluşma nedenlerini basın mensuplarıyla paylaşan Pereira, “Hayatımdan bir bölüm paylaşacağım; Ben balıkçıların olduğu bir bölgede doğdum. Benim büyüdüğüm yerde yarışma vardı, her zaman birbirimizle mücadele içindeydik. En küçük şey için de aramızda bir mücadele olurdu. Çocukluğumdan beri bu mücadeleci yapıya alıştım. Ekmeğimizi taştan çıkarırdık. En küçük şeye ulaşmak için birbirimizi alt etme çapası içerisindeydik. Çok fakir bölgeydi. Hiç kimse üniversite okuma şansı bulamazdı. Sürekli mücadele etmek zorundaydık. Sabahtan akşama herkes çalışmak zorundaydı, ailesine bakmak için. Şu andaki karakterim bu şekilde oluştu. Bu mücadeleci yapım bölgede büyüyerek oluştu. 15 yıl üniversitede hocalık yaptım. Adım adım kariyerimi çizmeye başladım. 2. ligde çalıştım, hep adım üzerine koyarak gittim. Şampiyonluklar yaşadım. Bugün arkada baktığımda çizdiğim yolda gurur duyuyorum. Hiç kimsenin torpili olmadan hiç kimseyi araya sokmadan sıfırdan başlayarak kendi mücadelemle bugünlere geldim. Çocukluğumda kazandığım bu mücadeleci yapıyla buraya geldim. Bana inanmayan insanlar vardı ama ben hep inandım, bugün gururla söylüyorum ki geldiğim noktadayım” ifadelerini kullandı.

“KUPALAR KAZANMAYA DEVAM ETMEK İSTİYORUM”
Fenerbahçe’ye inandığını ve güvendiğini belirten başarılı teknik adam, “Ben herkese açık olmaya gayret gösteriyorum, yüz yüzse konuşuyorum. Bana saygı duyuluyorsa ben de karşımdakine saygı duyarım. Kendimden eminim bu saygıyı herkese göstermeye gayret gösteririm. Yarışmacı ruhuma inanıyorum oyuncuma ve şu anda içinde bulunduğum kulübe inanıyorum ve güveniyorum. Kupalar kazanmaya devam etmek istiyorum. Benim için en önemli nokta bu olacak. Kariyerimde kazandığım kupalara devam etmek istiyorum. Duygusal bir insan göreceksiniz duygu yoğunluğu fazla bir insan göreceksiniz. Bana saygı duyulduğu sürece hiçbir kişiye saygısızlık yapmam. Ben de herkese aynı saygıyı gösteririm. En aşağıda en yukarıya aynı bu takımda saygıyı gösteremeye çalışacağız. Saygı gördüğüm herkese saygı gösteririm” ifadelerini kullandı.

“TECRÜBEMİ BU TAKIMA KATMAYA GAYRET GÖSTERİYORUM”
Sezona hazır olmak zorunda olduklarını açıklayan Pereira, “Takımın çok uzun bir zamana ihtiyaca yok hazır olabilmek için. Antrenmanlarda asla zaman kaybetmiyoruz. Hiçbir şekilde zamanı boşa harcamadan atletizm antrenmanı değil futbol antrenmanı yapıyoruz. Bu şekilde devam ediyoruz. Benim takımdan istediklerim fikirlerim net. Onlarla bunu paylaşıyorum. Aynı gazetecilik gibi teknik direktörlük de hem yetenek gerekir hem tecrübe. Tecrübe de yıllarla edinilir, tecrübemi bu takıma katmaya gayret gösteriyorum. Şu andaki seviyesine baktığımda, takıma çok fazla zamana ihtiyacı yok. 28’inde Şampiyonlar Ligi’nde çok önemli bir maç oynayacağız. Tabii ki isterim 6 haftalık bir süre olmasını isterdim. Biz hazır olmak zorundayız o maça olabilecek en yüksek seviyede hazır olacağız” diye konuştu.
Takımdan ayrılan oyuncular için de Pereira, “Bir kulübe gelince kulüpteki mevcut yapıyı kendi fikirlerinizle bir araya getirerek değerlendirirsiniz. Yıllardır oluşmuş bir oyun fikrim var. 15 yıldır hocalık yapıyorum ve üstüne kata kata bir oyun fikri oluşturdum. Size dürüstçe söyleyeyim; Oyunculara bir analiz yapıyorum. Ve bu analizleri yaptığımda şöyle düşünüyorum. Bu oyuncu bizim oynamak istediğimiz sisteme uygun mu? Sahaya yansıtmak istediğimiz fikre uygun mu? Eğer uygunsa bu oyuncuyla devam ediyorum. Sadece buna bağlı olarak seçim yapıyorum. Bu seçimim her zaman böyle oldu bizim sistemimize uyar mı diye. Benim kıstasım bu” diye konuştu.

“BEŞİKTAŞ MAÇI SONRASI BİR GÜN TÜRKİYE’DE ÇALIŞACAĞIM DEDİM”
Türkiye ve Fenerbahçe’yi seçme nedenlerinden bahseden Pereira, “Porto ile burada Beşiktaş’a karşı bir maç yapmıştık. O zaman Porto’da çalışıyordum. O maç için Türkiye’ye geldiğimizde maçtan sonra kendime bir söz verdim. Ben bir gün gelip burada bu ülkede çalışacağım. Neden açıklayayım çünkü buradaki tutku coşku futbola duyulan aşktan çok fazlasıyla etkilendim. Buradaki taraftardan fazlasıyla etkilendim. Türk taraftarların beni büyülemesiyle İstanbul gibi güzel bir şehri gördükten sonra bir gün Türkiye’ye gelip çalışacağım dedim” ifadelerini kullandı.

“TARAFTARI LAFLA DEĞİL OYNAYACAĞIMIZ OYUNLA İKNA EDECEĞİZ”
İyi oynadıklarında taraftarların da stada geleceğini ve desteklerini alacaklarını belirten Vitor Pereira, “Eğer bir taraftar olsaydım stada gittiğimde takımım beni etkilesin takım oyunu domine eden bir oyun oynasın etkileyici ofansif agresif bir oyun oynamasını isterdim. Ben taraftarın yerine koyduğumda böyle düşünüyorum. Stattan ayrılırken takımımla gurur duyarak ayrılmak isterdim. Mücadele ederek büyüdüm bugünlere geldim. Taraftarı lafla değil oynayacağımız oyunla ikna edeceğiz. İyi oynamak zorundayız ki taraftar gelsinler. Takım iyiyse taraftar gelir takım kötüyse gelmez. İyi sonuçlar alırsak iyi oyun oynarsak taraftarımızın desteği arkamızda olacak” dedi.

“SAHANIN İÇİNDE KOŞMAK LAZIM, AMA SAHANIN ETRAFINDA DEĞİL”
Daha önceki teknik adamların antrenman programları ile kendisinin programı arasındaki farkın sorulması üzerine ise Pereira, “Hiçbiri yanlış değil, futbolda net yanlış diyemeyiz. Benim bir yolum var. Futbolda yolumuzu seçmek zorundasınız. Futbolda kesin doğru kesin yanlış diyemeyiz. Hedefe farklı yollardan ulaşabilirsiniz. Ben bu yolu seçiyorum başka bir arkadaşım farklı yolu seçiyor. Önemli olan hedefe ulaşmak. Ama benim seçtiğim yol benim alabileceğim en iyi hedefleri getirdi. Önemli olan sahadaki organizasyon. Hiç koşmayın koşun ama futbol içinde koşun futbol oynayarak koşun. Saha etrafında koşmak değil benim yapmaya çalıştığım. Ben futbol içinde koşmaktan bahsediyorum. Örneğin bir piyanist saatlerce piyanonun başında çalar ama kalkıp hiçbir zaman piyanonun etrafında koşmaya başlamaz. Futbol da aynı şekildedir. Sahanın içinde koşmak lazım ama sahanın etrafında değil” ifadelerini kullandı. 

KAAN ÜLKER

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Eskişehir Alerjik reaksiyonlar gün geçtikçe artıyor Özel Ümit Batıkent Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Murat Yüzüak, göğüs hastalıkları ve alerjik reaksiyonların nedenleri ve tedavi yöntemleri hakkında bilgi verdi. Alerjik reaksiyonlar ile göğüs hastalıklarının sağlık alanında oldukça önemli ve birbiriyle sık sık ilişkilendirilen konular olduğunu belirten Dr. Yüzüak, “Günümüzde alerjik reaksiyonlar, insanların yaşamlarını derinden etkileyen yaygın sağlık sorunlarından biridir. Alerjiler, bazen yaşamı tehdit eden ciddi durumlara yol açabilirken, bazen de günlük yaşamı rahatsız eden belirtilerle kendini gösterebilir” diye konuştu. "Bu reaksiyonlar dünya genelinde oldukça yaygındır ve giderek artmaktadır" Alerjiyi bağışıklık sisteminin, zararsız maddelere karşı normalde tepki vermemesi gereken bir şekilde tepki vermesi durumu olarak tanımlayan Dr. Murat Yüzüak, “Bu tepki, alerjik reaksiyon olarak adlandırılır ve vücutta çeşitli semptomlara yol açabilir. Alerjik reaksiyonlar dünya genelinde oldukça yaygındır ve giderek artmaktadır. Özellikle besin alerjileri ve alerjik astım gibi durumlar sık görülmektedir. Bunun arkasında yatan nedenler arasında genetik yatkınlık, çevresel faktörlerin etkisi ve modern yaşam tarzı yer almaktadır” dedi. Göğüs hastalıkları ve alerjik reaksiyon ilişkisi Dr. Yüzüak, göğüs hastalıkları ile alerjik reaksiyonlar arasında sıklıkla bir ilişki olduğunu belirterek şöyle devam etti: “Alerjik astım, solunum yollarını etkileyen ve astım semptomlarına neden olan bir durumdur. Alerjenlere maruz kalmak, astım ataklarına yol açabilir. Ayrıca, alerjik rinit (saman nezlesi) ve bronşit gibi durumlar da göğüs hastalıklarıyla ilişkilendirilmiştir. Alerjik reaksiyonlarla en sık ilişkilendirilen göğüs hastalıkları arasında alerjik astım, alerjik rinit, kronik bronşit ve KOAH gibi solunum yolu hastalıkları yer alır. Bu hastalıkların çoğu alerjenlere maruz kalmanın tetiklediği semptomlara sahiptir. Alerjik reaksiyonlar, göğüs hastalıklarının semptomlarını şiddetlendirebilir ve kontrol altına alınmasını zorlaştırabilir. Örneğin, alerjik astımı olan bir kişi, alerjenlere maruz kaldığında solunum problemleri yaşayabilir ve astım atağı riski artabilir. Alerjik rinit ise burun tıkanıklığı, hapşırma ve burun akıntısı gibi semptomlara neden olarak yaşam kalitesini olumsuz etkileyebilir." Nasıl mücadele edilir? Alerjik reaksiyonlarla mücadele etmek için hangi tedavi seçeneklerinin kullanıldığına ilişkin konuşan Yüzüak, konuşmasının devamında, "Alerjilerle başa çıkmak için ilk adım, alerjenlerden kaçınmaktır. Alerjik reaksiyonların tedavisinde birkaç farklı yöntem kullanılabilir. İlaçlar, semptomları hafifletmek ve kontrol altına almak için kullanılır. Ayrıca, immünoterapi (alerji aşıları) alerjik reaksiyonların altında yatan immünolojik mekanizmaları hedefleyerek uzun vadeli tedavi seçeneği sunar" ifadeleri kullanıldı. Yanlış bilinen doğrular Alerjilerle ilgili yanlış bilinen birçok şeyin olduğuna dikkat çeken Dr. Yüzüak, sözlerini şöyle sürdürdü: "En yaygın yanlışlardan biri, bir alerji testinin mutlaka gerekliliği üzerinedir. Ancak alerji testleri, semptomlara neden olan belirli alerjenleri belirlemekte yardımcı olabilir, ancak her zaman kesin bir tanı koymak için tek başına yeterli değildir. Bu nedenle, bir uzmana danışmadan önce kapsamlı bir değerlendirme yapılması önemlidir. Alerjiler, günümüzde yaygın ve ciddi sağlık sorunlarından biridir. Ancak doğru bilgi ve uygun tedavilerle, alerjik reaksiyonlarla başa çıkmak mümkündür.”
Adıyaman İsias Otel duruşmasına ara verildi Adıyaman Adliyesinde görülen İsias Otel davasının ikinci duruşmasına ara verildi. Adıyaman 3. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen, 72 kişinin hayatını kaybettiği İsias Otel davasında 3’ü tutuklu 11 sanığın yargılaması sürüyor. Birleşik dosya kapsamında sanıklar, müştekiler, sanık ve müşteki avukatlarına söz veren mahkeme heyeti daha sonra müşteki avukatlarının özel olarak hazırlattığı ve mahkemeye sunulan uzman raporlarıyla ilgili raporu hazırlayan uzmanları dinledi. Doğu Akdeniz Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yonca Hürol, “40 yıldır mimarlık öğrencilerine taşıyıcı sistemlerin nasıl tasarlanması gerektiğini öğretiyorum. İsias Otel binasının ilk projesi, mimarı projede öncelikle yönetmeliklere uyulmadığını düşünüyorum. 1975 yönetmenliğine göre daha fazla perde duvar kullanılmalıydı. İnşaat mühendisinin otel sahibini uyarması gerekiyordu. İlk projede mal sahibi, belediye görevlileri, mühendislerin sorumluluğu var. İkinci projede ise 5 yılı bittiği için tekrar inşaat projesi yapılması gerekirdi. Karkas yapı 1998 yönetmeliğine uymamıştır. Projede çok duvar yükü bindirilmiştir. Zaten zayıf olan kirişleri ve döşemelere çok fazla yük bindirilmiş. Özellikle inşaat projesine uyulmadığını düşünüyorum. Sonuç olarak bütün ekibin hatalı kusurlu olduğu kanısındayım” dedi. Doğu Akdeniz Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Serhan Şensoy, “Ortada 1993 yılında yapılmış ve bununla ilgili statik hesapların olduğunu, ancak 2001 yılında yapılan projede sadece mimari proje olduğunu gördük. Biz projede tartışma konusu olabilecek hiçbir kusuru dikkate almadık. Kolon etriyelerinde sıklaştırma yapılmadığı, tadilat mimari projesinde mevcut asansörün arkasına iki asansör eklendiğini gördük. O bölgede kiriş olduğunu, ancak bununla ilgili sabit mi değil mi bilmiyoruz. Otele çevrilirken ek duvarlar yapıldığı, binanın kendi ağırlığında bir artış var. 2016 yılındaki ek bir kat yüklendiği biliyoruz. Buraya kat ekliyorsanız, ek yüklerde koymak zorundasınız" ifadelerini kullandı. İnşaat Mühendisi Prof. Dr. Haluk Suçuoğlu rapora ilişkin, “Deprem yönetmenliğinin hazırlanmasında görev yaptım. 1993 yılında yapılan İsias Otel 1975 deprem yönetmenliğine göre yapılmış. Binanın uygulaması projeye uygun olmamış. 2003 yılında otele dönüştürüldüğünde deprem yönetmenliği değişmesine rağmen binada değişiklik yapılmamış. Bu binanın sıkılaştırmasında ana ve tali unsurlar var. Ana unsur, ilk yapılan projeye göre inşa edilmemiştir. 1998 yönetmenliğinde daha ilave hükümler gelmesine rağmen binada değişiklik yapılmamış” ifadelerini kullandı. Cumhuriyet Savcısı, tutuklu bulunan sanıkların tutukluluk halinin devamı, adli kontrol olanların adli kontrolünün devamı şeklinde mütalaa verdi. Ardından müşteki yakınlarına söz verildi. Müşteki avukatlarından biri, tutuksuz sanık Efe Bozkurt’un, mahkemeye mazeretsiz gelmemesinden dolayı tutuklanması için yakalanmasını talep etti. Sanık avukatlarının mütalaasına geçilmeden mahkeme heyeti duruşmaya 45 dakika ara verdi.