ASAYİŞ - 07 Şubat 2017 Salı 09:15

Polisi memurunu şehit eden tır şoförüne 24 bin lira ceza

A
A
A
Polisi memurunu şehit eden tır şoförüne 24 bin lira ceza

Osmangazi Köprüsü’nde 10 Ağustos 2016’da yaşanan trafik kazası neticesinde polis memuru Muhammet Bozoğlu’nun şehit olmasına neden olan tır şoförüne verilen 3 yıl 4 ay hapis cezası, 24 bin lira para cezasına çevrildi.

Karara tepki gösteren şehit polis memuru Muhammet Bozoğlu’nun kardeşi Muhittin Bozoğlu, “Görevi başında bulunan bir polisin şehit edilmesinin karşılığında katilin elini kolunu sallayarak böyle rahat bir şekilde dolaşabilmesi kabul edilebilir bir şey değil” dedi.

10 Ağustos 2016’da Osmangazi Köprüsü’nün Kocaeli'nin Dilovası ilçesinde bulunan girişinde İlkay Baygın idaresindeki 34 DL 8117 plakalı tır, köprü üzerinde güvenlik görevi yapan 41 A 4580 plakalı polis aracına çarpmış, araç içinde sıkışan polis memuru Muhammet Bozoğlu itfaiye ekiplerince araçtan çıkarılmıştı. Ağır yaralanan polis memuru Muhammet Bozoğlu, kaldırıldığı hastanede şehit olmuştu.
Gebze 7. Asliye Ceza Mahkemesinde kazayla ilgili açılan dava karara bağlandı. Polis memuru Muhammet Bozoğlu’nun ölümüne neden olan İlkay Baygın’ı 3 yıl 4 ay hapse mahkum eden mahkeme, bu cezayı 24 bin lira para cezasına çevirdi.

Şehit polis memuru Muhammet Bozoğlu’nun kardeşi, Çanakkale’de özel sektörde çalışan 36 yaşındaki Muhittin Bozoğlu, “10 Ağustos günü ağabeyim şehit Muhammet Bozoğlu, Osmangazi Köprüsü girişinde görevi başında araç içinde duruyordu. Yanında başka bir polis arkadaşı daha vardı. Kazadan bir 10-15 dakika önce diğer polis arkadaşı araçtan yürümek için iniyor. Daha sonra da ileriden gelen tırı görüyor. Bariyere çarptığını görüyor. Ona emniyet şeridinden çıkması için ikazda bulunuyor. Ancak tır şoförü halen yoluna devam ediyor. Polisi görmüyor muhtemelen. Daha sonra ağabeyimin bulunduğu görev aracı olan trafik polisi aracını altına alıp 230 metre sürüklüyor. 230 metre sonra sol bariyere çarpıp polis aracı kurtuluyor. Olay yerinde de ağabeyim vefat ediyor. Tır da 700-800 metre sonra ancak durabiliyor” dedi.

"Günlük 20 lira 2 paket sigara parası kadar bir parayla ödeyerek, beraatına karar veriyor"
Mahkeme kararına tepki gösteren Muhittin Bozoğlu, “Yaklaşık 1 ay kadar sonra ilk mahkeme oluyor. İlk üç duruşmaya geçici hakim atanıyor. Bir karara varılmıyor. Daha sonra bir hakim atanıyor, hakime hanım. Bizi de rahatsız eden bir şey ilk duruşmaya gelir gelmez suçluya ‘geçmiş olsun’ diyerek başlaması. Dönüp bize başınız sağ olsun bile dememesi. Ondan sonra da ikinci duruşmada mahkemeyi karara bağlıyor. 4 yıl hapsine karar veriyor. 4 yıl hapsinden de yattığı süreyi düşerek, bin 200 güne düşüyor. Bin 200 günüde günlük 20 lira 2 paket sigara parası kadar bir parayla ödeyerek, beraatına karar veriyor akabinde. Bu karar ne kamu vicdanını rahatlatır ne de yurdun dört bir yanında şark hizmeti vermiş ailemi bizi rahatlatır. Ne ağabeyimin eşini, çocuklarını rahatlatır. Hiçbir şekilde hiçbir vicdana sığacağını düşünmüyorum ben bunun. Görevi başında bulunan bir polisin, şehit edilmesinin karşılığında katilin elini kolunu sallayarak böyle rahat bir şekilde dolaşabilmesi kabul edilebilir bir şey değil” diye konuştu.

"Kabul edilebilir bir şey değil"
"Buna benzeyen bir mahkeme, ünlü birinin oğlu başka bir polisi şehit etmişti" diyen Bozoğlu, “İlk önce salındı ama daha sonra kamu vicdanını rahatsız eder diye tekrar içeri alındı. Taksiri aşan bir şekilde cezalandırılmasına karar verilmişti. Bizimkinde de ikinci polisin ikazına rağmen tır şoförünün onu görmemesi ve görevi başında emniyet şeridinde gama üzerinde olan polisin aracını alması altına alıp, polisi de şehit etmesi taksiri aşan bir noktada bizce de. Bu yüzden böyle bir durumda sanığın günlük 20 lira para cezasıyla salıverilmesi, beraat etmesi noktasına geliyor bu. Kabul edilebilir bir şey değil bizim için. Bize de gerekçeli karar bir hafta ulaştı ancak. Biz de bir üst mahkemeye itirazda bulunduk. İnşallah hakkımızı orada aramaya devam edeceğiz” şeklinde konuştu.

"Çok daha kötü bir durum çıkıyor ortaya"
Karar neticesinde ağabeyinin eşinin ve çocuklarının da içlerinin parçalandığını söyleyen Bozoğlu, “Biz insanlar ölsün istemiyoruz ama böyle bir durumda da yaptığının bedelini ödemeli o şahıs. Günde 20 lira ödeyerek dışarıda kalması onları da rahatsız ediyor. Çocuklarının ikisi de öğrenci zaten. Onların hayatlarını da alt üst ediyor. En azından cezaevinde cezasını çekiyor olsa bir nebze sinemizi rahatlatır ama böyle çok daha kötü bir durum çıkıyor ortaya” dedi.

"Daha üst sınırda bir ceza yatarak cezaevinde geçirerek cezalandırılmasını bekliyoruz"
Bozoğlu, “Bizim talebimiz bu durumun taksiri aşan bir şekilde, görevi başında olan diğer polis memurunun ikazına rağmen olması. Sanığın da polise ve sulh mahkemesine verdiği ifadeyi değiştirmesi çok tutarsız bir şekilde davrandığını görmeleri ve onun akabinde de daha üst sınırda bir ceza yatarak cezaevinde geçirerek cezalandırılmasını bekliyoruz, talep ediyoruz” dedi.

Murat Yüksel
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Lokanta ve kafelerde KDV oranında değişiklik Resmi Gazete’de Lokanta ve kafelerde yüzde 8 olan KDV, yüzde 10’a, yüzde 18 olan KDV’nin, yüzde 20’ye çıkarılmasına ilişkin tebliğ Resmi Gazete’de yayımlandı. Katma Deper Vergisi Genel Uygulama Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ Resmi Gazete’de yayımlandı. Tebliğe göre, Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın 26 Nisan 2014 tarihli Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliğinde yer alan ’yüzde 8’ ibarelerinin ’yüzde 10’, ’yüzde 18’ ibarelerinin ’yüzde 20’ olarak değiştirilmesine karar verildi. Buna göre, lokantaların hizmetlerini, et, su, meyve suyu gibi gıda malzemesi satışı göstererek yüzde 10 yerine yüzde 1 KDV ile faturalandırmasının önüne geçilecek. Hizmet sunan lokanta, kafe, pastane gibi işletmeler kendilerinin hazırlayıp sundukları yiyecek ve içecekler ile dışarıdan temin edilerek buralarda sattıkları ürünler için yüzde 10 oranında KDV hesaplayacak. Bu işletmelerin telefonla veya internet üzerinden sipariş suretiyle adrese gönderme, gel-al gibi yöntemlerle yaptıkları tüm satışlar da aynı kapsamda değerlendirilecek. Öte yandan, yiyecek ve içecek hizmetlerine yönelik işyeri ruhsatı bulunmadığı halde müşterilerine masa, oturma yeri, tezgah gibi servis yapılabilen alanlarda yiyecek ve içecek hizmetleri sunanların bu yerlerde yaptıkları satışlar da bu kapsamda olacak. Tebliğin yayımını izleyen ayın başında yürürlüğe gireceği belirtilirken hükümlerinin Hazine ve Maliye Bakanınca yürütüleceği belirlendi.
Bitlis Ahlat’ta ‘Tarihe Damga Vuranlar Haluk Dursun’ anma programı düzenlendi Eski Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun vefatının 5. yılında Bitlis’in Ahlat ilçesinde anıldı. Ahlat ilçesinde Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun anısına “Tarihe Damga Vuranlar Haluk Dursun” anma programı düzenlendi. Kültür ve Turizm Bakanlığı ile İçişleri Bakanlığı’nın katkılarıyla Anadolu Kültür ve Tarih Birliği Derneği tarafından düzenlenen program saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Daha sonra konuşma yapan Bitlis Valisi Erol Karaömeroğlu, “Haluk Dursun’un hatırasına sahip çıkan bu anlamlı program dolayısıyla sizlerle beraber olmaktan duyduğum memnuniyeti özellikle ifade etmek istiyorum. Bugün ülkemizin yetiştirmiş olduğu mümtaz bir ismi anmak üzere buradayız. Prof.Dr.Haluk Dursun’u ebedi aleme uğurlayalı tam 5 yıl oldu. Van Erciş’te kendi aracıyla seyir halindeyken meydana gelen elim bir trafik kazası sonucu maalesef hocamızı 19 Ağustos 2019 tarihinde kaybettik. Kültür birikimi ve hitabetiyle araştırmayı, bildiğini ve gördüğünü meraklısına aktarmayı seven, hayatını görevine adayan bir bilim insanıydı. Ahmet hocamızı bir kez daha rahmetle, özlemle, şükranla yad ediyorum. Değerli ailesine, dostlarına, mesai arkadaşlarına tekrar başsağlığı diliyorum. Rabbim Haluk hocamızdan razı olsun, mekanı ali olsun. Bu anlamlı buluşmanın düzenlenmesinde emeği geçen herkese teşekkür ediyorum” dedi. Ardından konuşan AK Parti Ankara Milletvekili Zeynep Yıldız, “Gerçekten bir ideal, ülkü ve niyet uğruna yola koyulanlardandı Haluk hoca ve bugün bizi burada bir araya getirdi. Bunu da yaparken bir mekan ve bellek ilişkisi kurmaya yönelik en önemli noktalardan birinde Ahlat’ta bizleri buluşturdu. Gerçekten nereden geldik nereye doğru yürüyeceğiz duygusunu bize pekiştirebilecek bir noktada bir araya gelmiş olduk” ifadelerini kullandı. MHP Genel Başkan Başdanışmanı Prof. Dr. Ruhi Ersoy’da, “Ahlatın maneviyatıyla gençliğin enerjisini bir araya getiren bu tarihi ve bu mukaddes şehirde Kubbet-ül İslam’da sizlerle beraber olmaktan tarihe adanmış, adanmış olduğu bir ülküsünde yol yürürken rahmeti rahmana kavuşmuş değerlerimizi anma vesilesiyle sizlerle olmaktan bende kıvanç duyuyorum. Ahlat’ı anlamak, tanımak ve bu değerler etrafında dertlenen Ahmet Haluk Dursun profili, şahsiyetleri, onun etrafında neşet etmiş yetiştirmiş olduğu gençlerin yeniden filizlenmesine iklim oluşturmaktır. Bizim muradımız ve mefkuremiz budur. Siyasetten de, devlet hayatından da anladığımızda budur, bu olmalıdır. Bu sebepten dolayı bugün bu saatte bu salonu dolduran her bir arkadaşım bu atmosferin bir parçası olmuştur. Bu programın hayat bulmasında dertlenerek Ahmet Haluk Dursun hocanın derdini kendine dert ederek yola çıkıp kamu imkanlarıyla bu iş yürümüyorsa milletle yürüyebiliriz, dernekleşiriz diyerek devletimizin kapısını çalarız diyerek yolculuğa başladı. Bugünün anlamını bir bütün halinde program bitene kadar hissedip yaşayalım” şeklinde konuştu. Bitlis Eren Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof.Dr.Ferit İzci ise, “Bizim medeniyetlerimiz başka medeniyetlere benzemez. Bizim medeniyetlerimiz işte böyle şahsiyetler ve gençler üzerine inşa edilmiş ilelebet varlığını devam ettirecek medeniyetlerdir. Başka medeniyetlerin hayal bile edemeyecekleri zirvelere çıkmış olan ecdadın nesilleriyiz. Hayatını bu şekilde mücadeleyle geçiren başta sayın Ahmet hocamız olmak üzere bu ülkede ve coğrafyada yetişmiş değerlerli şahsiyetlere huzurlarınızda saygıyla ve minnet duyuyorum” dedi. Düzenlenen program hakkında gazetecilere açıklamada bulunan Anadolu Tarih ve Kültür Birliği Derneği Başkanı Doğan Güngör, “Kültür ve Turizm Bakan yardımcısıyken çok sevdiği Ahlat’ı ziyaretinin hemen sonrasında geçirdiği trafik kazasıyla hayatını kaybeden Prof.Dr.Ahmet Haluk Dursun hocayı anmak, Ahlat’ı anlatmak ve gençlerle hemhal olmka için buradayız. Dernek olarak hocamızı anmak üzere yaptığımız ikinci program. İlkini Çanakkale’de yine tarihimizin müstesna mekanlarından birinde, bugünde Ahlat’ta yaptık” dedi. Anma programına katılan Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un kızı Nilay Dursun’da duygularını şöyle ifade etti; “Babamın hayatının son yıllarında özellikle çok önem verdiği Anadolu Tarih ve Kültür Birliği projesinin yaşatılıyor olabildiğini görmek gerçekten çok mutluluk verici. Yıllar önce babamın vefatından sonra tanıştığım bu değerli ekiple 5.yılında da bu tarz etkinliklerle bir araya gelmeyi sürdürüyoruz. Babamı anmayı, onun öğretilerini, gençlere aktarmaya çalıştığı bilgileri bir arada tekrar hatırlayarak belki yeni kitlelere aktarmaya çalışıyoruz. Bu gerçekten çok önemli. Dolayısıyla bu etkinliklerde desteği olan herkese çok teşekkür ediyorum.” İstanbul Üniversitesi Tarih Bölümü son sınıf öğrencisi Kenan Toprak Çatkın’da, “Ahlat’a ikinci gelişim. Bundan önce de bir program aracılığıyla gelmiştim. Haluk hoca bizde çok önemli ve derin etkiler bıraktı. Zaten bu etkileri panelimizde de anlatacağız” dedi. Yapılan konuşmaların ardından program Anadolu Kültür ve Tarih Birliği Derneği Musiki Grubunun Haluk Dursun’un sevdiği müzikleri seslendirmesiyle devam etti. Arından Ahmet Haluk Dursun hocayla anısı olan çeşitli üniversite öğrencilerin paneli ve BEÜ öğretim üyesi Doç.Dr.Hasan Buğrul’un Ahlat’taki tarihi mezar taşları üzerindeki övgü içerikli yazılar adlı sunumuyla program sona erdi. Anma programı sonunda toplu hatıra fotoğrafı çektirildi. Ahlat Halk Eğitimi Merkezi konferans salonunda düzenlenen anma programına Ahlat Kaymakamı Batuhan Bingöl, Ahlat Belediye Başkanı Yavuz Gülmez, Bitlis İl Emniyet Müdürü Ortaç Şekeroğlu, Bitlis İl jandarma komutanı Tuğgeneral Eyüp Subaşı, bazı kurum amirleri, çok sayıda akademisyen, yazar, eğitimci ve öğrenci katıldı. Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un kaza sonucu vefatı 2019 yılında Malazgirt Zaferi’nin 948. yıl dönümü etkinlikleri öncesi Ahlat’ta gezi ve incelemelerde buluna merhum Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun, buradaki incelemeleri sonrası kara yoluyla Van’a hareket etmişti. Dursun’un içinde bulunduğu araç, Erciş’in Bayramlı Mahallesi yakınlarında kaza yapmış, kazada Ahmet Haluk Dursun hayatını kaybetmişti.
Antalya Otomobil su kanalına uçtu: Öldüğü düşünülen sürücünün yüzerek kaçtığı ortaya çıktı Antalya’da kontrolden çıkıp su kanalına uçan otomobildeki sürücü, kanaldan yüzerek çıkıp olay yerinden kaçtı. Aracın yaklaşık 1 buçuk ay önce satışını yapıp devrinin henüz alınmadığını belirten ruhsat sahibi kadın ise olay yerine geldiğindeki ilk sözü, “Allah’tan içinde kimse yok” oldu. Kazanın görgü şahidi bir genç ise, “Sürücü çok paniklemişti, yüzerek kanaldan çıktı, ardından kaçtı” dedi. Kaza, saat 22.00 sıralarında Kepez ilçesine bağlı Göksu Mahallesi’ndeki Nene Hatun Caddesi ile İbn-i Sinan Sokak kesişiminde meydana geldi. Henüz sürücüsünün ismi öğrenilemeyen 16 LUB 73 plakalı otomobilin önce kaldırıma çarpıp ardından su kanalına uçtuğunu görenler durumu 112 Acil Çağrı Merkezine bildirdi. İhbarın ardından olay yerine itfaiye, polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Belirtilen adrese gelen itfaiye ekipleri, araçta yaptıkları kontrolde herhangi bir kişinin olmadığını tespit etti. Bunun üzerine görgü şahitlerinin ifadesine başvuran polis, sürücünün araçtan çıktıktan sonra yüzerek kanaldan çıktığını ve ardından panikleyerek kaçtığını belirledi. Trafik polisinin araç plakasından yaptığı sorgulamada, aracın Gülfer Hanedar adına kayıtlı olduğu belirlendi. “Arabayı sattım, parasını aldım ama devrini almadı” Ekiplerin haber vermesiyle kaza yerine gelen Hanedar, aracı Halil isminde bir galerice yaklaşık 1 buçuk ay önce sattığını, parasını almasına rağmen karşı tarafın devrini henüz üzerine almadığını söyledi. Gazetecilere de açıklamada bulunan Hanedar, “Arabayı satmıştım, parasını aldım ancak devrini henüz üzerine almadı. Kaza olunca beni aradılar. Allah’tan içinde kimse yok, ona sevindik. Galericiye satmıştım. Onun sürüp sürmediği de belli değil, ulaşamıyorum da” diye konuştu. Kazayı görenlerden Musa Kont isimli genç ise “Araba aniden fren yaptı ve kanala uçtuktan sonra sürücü yüzerek çıktı. Adam çok panik yapıyordu, sakinleştirmeye çalıştık ama kaçtı gitti” dedi. Polis ekipleri sürücüyü bulmak için çalışma başlatırken, araç çekiciyle su kanalından çıkartılarak otoparka götürüldü.