POLİTİKA - 25 Şubat 2022 Cuma 23:15

Prof. Dr. Oktay: 'Zelenskiy’nin arzu ettiği gibi boğazların kapatılması mümkün değil'

A
A
A
Prof. Dr. Oktay: 'Zelenskiy’nin arzu ettiği gibi boğazların kapatılması mümkün değil'

Kafkasya Stratejik Araştırmalar Merkezi (KAFKASSAM) Başkanı Prof. Dr. Hasan Oktay, “Tabii ki Zelenskiy’nin talebi gündemde olacak, incelenecek ama onun arzu ettiği gibi boğazların kapatılması mümkün değil. Aynı şekilde Rusya’da böyle bir şey talep ettiğinde Montrö Anlaşması’nın maddeleri çok iyi incelenip ona göre hareket edilecek” dedi.

KAFKASSAM Başkanı Hasan Oktay, Rusya’nın Ukrayna’ya askeri müdahalesinin ikinci gününde bölgedeki son durumu İHA muhabirine değerlendirdi. Rusya’nın asıl amacının Ukrayna’yı tamamen işgal etmek olmadığını söyleyen Oktay, Rusya’nın asıl amacının Kiev yönetimini değiştirmek olduğunu belirtti. Ukrayna’nın Montrö Sözleşmesi'ni göstererek Türkiye’den boğazları kapatması talebini değerlendiren Oktay, bu konunun bir devletin istemesi ya da birilerinin istememesiyle olacak bir durum olmadığının altını çizdi. Oktay, bu sözleşmenin maddeleri olduğunu ve maddeler dışına da çıkılmaması gerektiğini söyledi.

“Şu anda topyekün bir savaş yok ama Rusya her alanı kontrol edebilmek adına Ukrayna’nın direnç noktalarını vurdu”

Putin’in kendinden sonraki Rusya’yı hazırladığını söyleyen Prof. Dr. Hasan Oktay, “Rusya, 2014’te Ukrayna’da meydana gelen olaylar sonrasında Soçi Kış Olimpiyatları biter bitemez ayrılıkçılar üzerinden bir harekata kalkışmıştı. Kırım’ın, Donbas ve Duhok’un bir anlamda da ayrılıkçılar üzerinden Rusya tarafından kontrol edilme süreci oldu. Bu Ukrayna için kabul edilecek bir durum değildi. Çünkü Ukrayna, Birleşmiş Milletler tarafından toprak bütünlüğü tanınmış bir devlet. Ukrayna, bu durumu Rusya’ya karşı eski topraklarını geri alabilmek adına sürekli uluslararası sistemde gündeme getirdi. Zelenskiy, cumhurbaşkanı seçildikten sonra da Rusya’nın bu işgalci konumunu gündeme getirerek Rusya’ya karşı NATO’yu harekete geçirmek istiyordu. Tabii bu istek üzerinden meydana gelen gerginlikte Putin önce bir basın toplantısı yaptı. Donbas ve Duhok’un bağımsız devlet olarak tanınmasını sağladı. Ertesi gün de Ukrayna’nın silah depolarını ve mühimmat depolarına karşı bir saldırı gerçekleştirdi. Şu anda topyekün bir savaş yok ama Rusya her alanı kontrol edebilmek adına Ukrayna’nın direnç noktalarını vurdu. Henüz bir kara savaşına dönüşmedi. Dönüşmeden de diplomatik açıklamalarla süreci yönetmeye çalışıyorlar” diye konuştu.

“Zelenskiy’nin arzu ettiği gibi boğazların kapatılması mümkün değil”

Montrö Boğazlar Sözleşmesi’nin önemine değinen Oktay, “Montrö, Türkiye açısından oldukça önemli bir antlaşma. Özellikle Karadeniz ve civarında meydana gelecek çatışmalarda Montrö vazgeçilmez. O nedenle Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Montrö ile ilgili ciddi çalışmalar yaptıklarını ifade ettiler. Tabii ki Zelenskiy’nin talebi gündemde olacak, incelenecek ama onun arzu ettiği gibi boğazların kapatılması mümkün değil. Aynı şekilde Rusya’da böyle bir şey talep ettiğinde Montrö anlaşmasının maddeleri çok iyi incelenip ona göre hareket edilecek. Montrö’yü delmek anlamında boğazları geçelim, Ukrayna’ya yardım edelim veya Rusya’ya karşı savaşalım dediklerinde de yine Montrö’yü biz harfiyen uygulamak zorundayız. Bunu uyguladığımız zaman komşu devletler tarafından daha itibarlı hale geliriz. Montrö’yü istek ve arzular doğrultusunda Türkiye delmeye ve deldirmeye çalışırsa bu uzun vadede Türkiye’nin elini zayıflatır. Onun için Çavuşoğlu bir basın toplantısı gerçekleştirdi ve Montrö’nün uygulanma şartlarını açık bir şekilde ifade etti” ifadelerini kullandı.

“Zelenskiy direnir ve Moskova burada savaşı devam ettirirse bu Putin ve Putin sonrası Rusya için karanlık günlerin başlangıcı anlamına gelir”

Rusya’nın Zelenskiy hükümetini devirene kadar devam edeceğini belirten Oktay, “Zelenskiy devrildikten sonra da Moskova yanlısı bir hükümet kurulduğu zaman da Putin onlarla anlaşmalarını yapıp çekilecek. Tabii Zelenskiy ne kadar direnecek, direndikçe de Rusya, Ukrayna’da askeri harekatı ne kadar devam edecek? Bunu gelecek günler gösterecek. Eğer Zelenskiy direnir ve Moskova burada savaşı devam ettirirse bu aslında Putin ve Putin sonrası Rusya için karanlık günlerin başlangıcı anlamına gelir. Bunu da Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov çok iyi gördüğü için bugün biraz daha yumuşak bir üslupla bir basın toplantısı gerçekleştirdi. Karşılıklı anlaşmaya hazır olduklarına dair bir ifade kullandı. Fakat Biden’ın Rusya’ya karşı ortaya koyduğu yaptırımlar ve dünyanın birçok devletinin Biden’ın yanında yer alması, önümüzdeki günlerde Biden-Putin görüşmesinin önünü açacakmış gibi görünüyor. Ki bu görüşmeye acilen ihtiyaç var. Böylece Putin’in kararlılığı ondan sonra daha net bir şekilde tespit edilmiş olacak. Eğer Putin Ukrayna’ya karşı giriştiği bu askeri harekattan vazgeçer ve tekrar topraklarına dönerse, Biden ile Putin arasındaki anlaşmanın yönünü ondan sonra tartışacağız. Bunun yönünün Çin olduğunu şimdiden söyleyebiliriz” diye konuştu.

“Biden-Putin görüşmesi dünyanın yeniden şekillenmesine ciddi anlamda katkı sağlayacak”

Bu savaşın Rusya’nın geleceğini belirleyeceğinin altını çizen Oktay, “Ukrayna’da Rusya’nın başarısı, Putin sonrası Rusya’nın ayakta kalması ile orantılı olacak. Özellikle Amerika’nın yaptırımları, Batı ülkelerinin Rusya’ya karşı sert tutumları ki herkes NATO’nun Ukrayna’nın yanında olacağı ve Rusya’ya cephe savaşına gireceğini ifade etti ama Ukrayna, NATO ülkesi olmadığı için Batı'nın böyle bir fiili cephe oluşturması mümkün değil. Rusya’ya karşı yaptırımlar Rusya’yı caydıracak ve bu anlamda da Rusya amacına ulaştı. Ukrayna üzerinden verebilecekleri mesajları verdi. Şimdi diplomasi üzerinden barış tesis etmek isteyecekler. Önümüzdeki günlerde Biden-Putin görüşmesi dünyanın yeniden şekillenmesine ciddi anlamda katkı sağlayacak” ifadelerine yer verdi.

“Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne dahil olması, Ukrayna krizi çözüldükten sonra çok daha konuşulur olacak”

Bu krizin NATO’ya Türkiye’nin önemini hissettireceğini söyleyen Oktay, “Türkiye; Karadeniz üzerinden hem Ukrayna hem de Rusya ile komşu. İki devletle de karasal bağlantı söz konusu değil. İki devletle de ekonomik ve sosyal münasebetleri en iyi olan devletler. Dolayısıyla Karadeniz üzerinden komşu olan iki devletin savaşması Türkiye tarafından kabul edilir bir durum değil. Zaten Cumhurbaşkanı'nın bu konuda iki tarafa da itidal tavsiye eden açıklamaları söz konusu. Türkiye’nin ilk aşamada yapması gereken bu krizi Çavuşoğlu ve Erdoğan’ın dışında kimse devlet yetkilileri tarafından gündeme getirilmemesi gerekir. Çünkü kullanılacak bir cümle, bir kelime Türkiye açısından oldukça olumsuz bir sürece dönebilir. Türkiye, NATO’nun bölgedeki gücünün en önemli ikinci askeri yapısına sahip. Böyle olunca da Türkiye bu süreçte NATO’nun daha aktif hale gelmesini sağlayabilir. Bu krizin Türkiye yönlendirmesiyle çözüldüğünde bir Türk NATO sekreteri artık gündeme gelecek. İkinci güçsünüz ve NATO’da çok etkilisiniz. Ama şimdiye kadar bir Türk genel sekreter olmadı. Bu önümüzdeki dönem tartışılacak. Bu süreçte Avrupa, özellikle Ukrayna krizinde ikircikli davranışları neticesinde Avrupa’nın bir askeri gücünün olmadığı veya bu askeri gücü yönetecek bir iradenin olmadığı anlaşıldı. Artık Avrupa’nın güvenliğini sağlama noktasında Türkiye’ye ciddi bir pozisyon düşecek. Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne dahil olması, Ukrayna krizi çözüldükten sonra çok daha konuşulur olacak ve buradan Türkiye güçlenerek çıkacak” dedi.

Ömer Faruk Karataş - Bayram Türüdü

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kahramanmaraş Başkan Görgel: “Yangının büyük bölümü kontrol altına alınmış durumda” Kahramanmaraş Büyükşehir Belediye Başkanı Fırat Görgel, ahşap ve mobilya imalatı üzerine faaliyet gösteren fabrikada çıkan yangınla ilgili olarak “Yangının büyük bölümü kontrol altına alınmış durumda. Allah’tan yangın can kaybına yol açmadı, herhangi bir kaza ve sıkıntıya yol açmadan yangını söndüreceğiz” dedi. Kahramanmaraş’ta ahşap ve mobilya imalatı üzerine faaliyet gösteren fabrikadaki alanda incelemede bulunan Başkan Görgel, yetkililerden bilgi alıp fabrika sahiplerine ve yakınlarına geçmiş olsun dileklerini iletti. Yangının büyük bir bölümünün kontrol altına alındığını ifade eden Başkan Görgel, “Burası büyük bir mobilya fabrikası, bize gelen ihbarın ardından kısa sürede gelip yangını söndürmeye çalışıyoruz. Yangının büyük bölümü kontrol altına alınmış durumda. Kimyasal maddelerin de olduğu için yangının söndürmek kolay değil. Gerçekten arkadaşlarımız büyük bir özveri ile çalışıyor. Biraz önce kum ocağı atölyemizde kaza meydana geldi, bir kardeşimiz canımız vefat etti. Ne yazık ki zor bir gece geçiriyoruz. Allah’tan yangın can kaybına yol açmadı, herhangi bir kaza ve sıkıntıya yol açmadan yangını söndüreceğiz” dedi. Başkan Görgel, yangın söndürme çalışmalarına itfaiye daire başkanlığının ekiplerinin yanı sıra orman bölge ve emniyet teşkilatının da destek verdiğini ifade etti.
İstanbul Akademisyenin kızını sözlü taciz ettiği ileri sürülen kadına adli işlem başlatıldı Türk-Alman Üniversitesi Akademisyeni ve Akşam Gazetesi yazarı Tacettin Kutay’ın 6 yaşındaki kızını sözlü taciz ettiği ileri sürülen kadın hakkında "Halkı Kin ve Düşmanlığa Tahrik veya Aşağılama-Hakaret" suçlarından adli işlem başlatıldı. Kutay, olaya ilişkin sosyal medya hesabından videolu bir paylaşım yaparak şunları kaydetti: “6 yaşındaki kızım Fulya ile Göztepe’de yürüyorduk. İlahi söylemek istedi ve ’Ey aşıkı dildade’ okumaya başladı. ’Lailahe illallah Muhammedurrasulullah’ derken videodaki kadın yanımızdan geçiyordu. Durdu ve Fulya’ya ’Bunları size nerede öğretiyorlar anaokulunda mı?’ diye sordu. ’Ben öğretiyorum’ dedim. ’El kadar çocukların beynini bu saçmalıklarla yıkıyorsunuz. Ben üniversite hocasıyım, siz ne cahil insanlarsınız’ dedi. Bu gemi azıya almışlık, şuursuzluk sokak ortasında altı yaşında çocukları sözlü taciz etmeye kadar vardı. Varın gerisini siz hesap edin.” Edinilen bilgilere göre, Kutay’ın polisi araması üzerine M.G. (73) isimli şüpheli işlemler için karakola götürülürken her iki taraf da birbirinden şikayetçi oldu. Emekli hemşire olduğu öğrenilen M.G. hakkında "Halkı Kin ve Düşmanlığa Tahrik veya Aşağılama- Hakaret" suçlarından, Kutay hakkında ise "Hakaret" suçundan adli işlem başlatıldı. Dosyaları ikmalen adliyeye gönderilen şahıslar adli makamlarca karakoldan serbest bırakıldı.
Bursa “Mahzen-32” operasyonunda yakalanan 27 şüphelinin tamamı tutuklandı Bursa İl Emniyet Müdürlüğü KOM Şube Müdürlüğü ile Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı’nca yapılan çalışmalar sonucu Bursa merkezli 7 ilde eş zamanlı düzenlenen “Mahzen-32” operasyonunda elebaşının da içerisinde bulunduğu organize suç örgütü üyesi 27 kişi, kıskıvrak yakalandı. Hakim karşısına çıkarılan şüphelilerin tamamı tutuklanarak cezaevine gönderildi. Bursa merkezli İstanbul, Ankara, Trabzon, Sakarya, Yalova ve Diyarbakır’da düzenlenen “Mahzen-32” operasyonları ile elebaşılığını cezaevinde olan Ümit Saral’ın kardeşi Hakkı Saral’ın yaptığı suç örgütü çökertildi. Organize suç örgütü üyesi şüphelilerin, Bursa merkez ve İnegöl’de vadeli araç alım satım faaliyetlerinde bulunarak vatandaşlardan silah zoruyla yüksek miktarlarda para tahsilatı yaptıkları tespit edildi. Bunun yani sıra Bursa’ya il dışından getirdikleri yaşları 17 ile 25 arasında tetikçiler vasıtasıyla para vermeyi kabul etmeyen kişilere ve bu kişilerin iş yerlerine yönelik silahlı saldırı düzenledikleri öğrenildi. Sıkı takibin ardından çete çökertildi Bursa’ya farklı illerden gelerek vadeli araç alımı yapanların adreslerini tespit ettikleri ve bu kişileri hürriyetlerinden yoksun bırakarak darp ettikleri, araç alım satımı nedeniyle kişiler arasında meydana gelen alacak-verecek konularına müdahil oldukları ve sözde mahkemeler kurarak haksız menfaat sağladıkları, silahla ölüm tehdidinde bulundukları kişilerin iş yerlerine ve araçlarına zorla el koydukları ve bu malları örgüt üyelerinin üzerine geçirdikleri, silah ve tehdit zoru ile el konulan araçları hediye adı altında örgütün elebaşına verdikleri ve suç faaliyetleri esnasında, güvenlik güçlerine yönelik silahlı saldırıda bulundukları tespit edildi. Operasyon için düğmeye basan polis, çeteyi çökertti. Operasyonlarda çetenin elebaşını Hakkı Saral’ın da arasında bulunduğu organize suç örgütü üyesi 27 şüpheli yapılan operasyon ile kıskıvrak yakalandı. Operasyonlar sonucu 10 iş yeri ile 34 evde yapılan aramalarda 16 adet tabanca, 56 milyon 434 bin TL değerinde 53 adet çek ve senet, bin 272 adet farklı çaplarda fişek, 430 bin 400 TL nakit para, 123 bin 800 dolar, 20 bin 800 euro ve 2 tane lüks araç ele geçirildi. İnegöl’de çetenin faaliyetlerini başlatan kişinin ise 41 yaşındaki iş kadını D.T. olduğu öğrenildi. Çetenin elebaşının da aralarında bulunduğu 27 kişi adliyeye sevk edildi. Çıkarıldığı mahkemece 27 şüphelinin tamamı tutuklanıp cezaevine gönderildi.