SAĞLIK - 05 Ocak 2022 Çarşamba 09:37

Prof. Dr. Selçuk Kaya: 'Omicron varyantının akciğerler boyutunda tahribat yapıcı bir etkisi şimdilik gözükmüyor'

A
A
A
Prof. Dr. Selçuk Kaya: 'Omicron varyantının akciğerler boyutunda tahribat yapıcı bir etkisi şimdilik gözükmüyor'

Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Selçuk Kaya, Omicron varyantının akciğerler boyutunda tahribat yapıcı bir etkisinin şimdilik gözükmediğini belirterek, “Daha çok semptomlar ve bulgular, lokal üst solunum yolu semptomları şeklinde karşımıza çıkıyor. Baş ağrısı, boğaz ağrısı, seste çatallaşma, boğuklaşma, ateş, bazı olgularda öksürük gibi semptomların eşlik ettiğini söyleyebiliriz” dedi.

Omicron varyantının seyri ile ilgili değerlendirmelerde bulunan Prof. Dr. Selçuk Kaya, Omicron varyantının genel seyrine bakıldığında en temel özelliğinin bulaştırıcılık hızının çok yüksek olması olduğuna dikkat çekti. Kaya, "Klinik olarak delta varyantına göre daha hafif bulgularla seyredebilmekle beraber halen dolaşımda ağırlıkla delta varyantının olduğunu unutmamalıyız. Ki bu nedenle servislerde ve yoğun bakımlardaki yüksek hasta doluluk oranları da devam ediyor. Buradaki en büyük avantajımız şu anda aşılara ulaşabiliyor olmamız ancak aşıları mutlaka yaptırmamız lazım. Aşılar bizi bu mikroba karşı bağışıklık noktasına kadar getirdi. Ancak bu bundan sonraki gelişecek enfeksiyonların tabi ki ağır seyir etmeyeceğini garantilememektedir" şeklinde konuştu.

"Klinik bulgularla ayırt edilmesi mümkün değil"

Semptomların özellikle İnfluenza, parainfluenza gibi diğer virüs enfeksiyonlarıyla her zaman karıştırılabileceğine dikkat çeken Kaya, “Benzer semptom ve bulgularla gittiği için diğer bazı virütik enfeksiyonlarla her zaman karıştırılabilirler. Nitekim şu dönemde Korona virüsler ağırlıkla egemenlik kurmuş olmalarına rağmen influenza ve diğer virüs enfeksiyonlarını da azımsanmayacak oranda görüyoruz. Bunları birbirlerinden her zaman klinik bulgularla ayırt edebilmemiz de mümkün değil; test yapmamız gerekiyor. En kesin ve en doğru tanıya testler sonucunda varabiliriz” diye konuştu.

Pandeminin ne zaman biteceği konusunda kesin bir şey söylemenin mümkün olmayacağını belirten Kaya, “Bununla ilgili kesin bir şey söylemek mümkün değil ancak biraz da iyi tarafından bakmak istiyorum. Virüsün başlangıca göre giderek öldürücü etkilerinin azalmış olması iyiye doğru gidiş gibi değerlendirebilir ancak öte taraftan baktığımızda çok hızlı bir yayılım potansiyeli kazandı. Dolayısıyla bir takım mutasyonlar geçirdiği bir takım değişimlerle seyrettiğini söylememiz mümkün. Bazen bu mutasyonlar virüsün kendi sonunu da getirebiliyor. Tabiri caizse en vahşi haliyle karşımıza çıkıp ondan sonra giderek zaman içerisinde belli bir evcilleşme konumuna doğru bir yol alıp en sonunda da tamamen en masum şekliyle artık rutin hayatta kabul edilebilir hal alabiliyor yada ortadan kalkabiliyor bu tip salgınlar. İki binli yılların başındaki Korona virüs salgınlarında da bu deneyimlenmişti zaten. Diliyorum ki bu sefer de benzer bir senaryo olur ve bu son varyant olur" ifadelerini kullandı.

"Hatırlatma dozu çok önemli"

Hatırlatma dozlarının mutlaka yapılması gerektiğine dikkat çeken Kaya, “Hatırlatma dozlarını kesinlikle ihmal etmememiz gerekiyor. Özellikle de altta yatan kronik hastalıkları olan ileri yaş bireylerin, gebelerin mutlaka hatırlatma dozlarını olmaları lazım. Dünya Sağlık Örgütü'nün de altını çizdiği nokta, 'Arada belli süreler olsun mu; 6 ay 1 yıl sonra mı olalım nasıl bir yol izleyelim?' sorusuna, cevap niteliği taşıyordu. Genellikle sürenin fazla geçmemesini önemsiyorlar zira antikor düzeylerininin hatırlatma dozlarıyla hızlıca yükselmesinin Omicron varyantına karşı iyi bir korunuma sağlayacağı ifade ediliyor. Dolayısıyla tedbirlere mutlaka dikkat etmemiz gerekiyor” dedi.

Bekir Koca
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzincan Tarımsal girdi fiyatları yıllık yüzde 33,66 arttı Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), ekim ayına ilişkin Tarımsal Girdi Fiyat Endeksi (Tarım-GFE) verilerini açıkladı. Buna göre Tarım-GFE, ekim ayında bir önceki aya göre yüzde 2,04, geçen yılın aralık ayına göre yüzde 29,06, geçen yılın aynı ayına göre yüzde 33,66 ve 12 aylık ortalamalara göre yüzde 32,3 artış gösterdi. Ana gruplar incelendiğinde, bir önceki aya göre tarımda kullanılan mal ve hizmetler endeksi yüzde 2,12, tarımsal yatırıma katkı sağlayan mal ve hizmetler endeksi ise yüzde 1,57 yükseldi. Geçen yılın aynı ayına göre ise tarımda kullanılan mal ve hizmetler endeksinde yüzde 34,79, tarımsal yatırıma katkı sağlayan mal ve hizmetler endeksinde yüzde 27,19 artış kaydedildi. Alt gruplar bazında yıllık Tarım-GFE verilerine göre 6 alt grupta artış oranı ortalamanın altında, 5 alt grupta ise üzerinde gerçekleşti. Yıllık artışın en düşük olduğu alt gruplar yüzde 18,91 ile tarımsal ilaçlar ve yüzde 20,98 ile bina bakım masrafları olurken, en yüksek artış yüzde 64,33 ile veteriner harcamaları ve yüzde 47,39 ile gübre ve toprak geliştiricilerde görüldü. Aylık Tarım-GFE’ye göre ise 6 alt grup daha düşük, 5 alt grup daha yüksek değişim gösterdi. Ekim ayında aylık bazda artışın en düşük olduğu alt gruplar yüzde 0,09 ile enerji ve yağlayıcılar, yüzde 0,27 ile gübre ve toprak geliştiriciler olarak belirlendi. Buna karşılık, aylık artışın en yüksek olduğu alt gruplar yüzde 5,61 ile veteriner harcamaları ve yüzde 4,71 ile tohum ve dikim materyali oldu.
Ankara 7 ilde 7 ayrı organize suç örgütüne yönelik operasyon: 67 şüpheli yakalandı, 42’si tutuklandı İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya 7 ilde dolandırıcı, tefeci ve göçmen kaçakçısı 7 ayrı organize suç örgütüne yönelik düzenlenen operasyonlarda 67 şüphelinin yakalandığını ve 42’sinin tutuklandığını açıkladı. İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’nın paylaştığı bilgilere göre, Cumhuriyet Başsavcılıkları ile Jandarma KOM Daire Başkanlığı koordinesinde; İl Jandarma Komutanlıklarınca 7 ilde 7 ayrı organize suç örgütüne yönelik operasyonlar düzenlendi. Şüphelilerin; Denizli’de 30 ayrı iş yerinden organize şekilde hırsızlık yaptıkları, Yalova’da nitelikli dolandırıcılık suçunu organize şekilde yönettikleri, İzmir’de trafo ve enerji nakil kablosu hırsızlığı yaptıkları, Iğdır’da göçmen kaçakçılığı suçunu işledikleri ve Muğla’da tefecilik yaptıkları, Tekirdağ ve Şanlıurfa’da terör örgütüyle bağlantıları olduklarını söyleyip para talep ederek vatandaşları dolandırdıkları tespit edildi. Düzenlenen operasyonlar ile hesaplarında son 5 yıl içerisinde 251 Milyon Türk lirası hesap hareketi bulunan 67 şüpheliyi yakalandı. 42’si tutuklandı. 23’ü hakkında adli kontrol hükümleri uygulandı. Diğer 2 şüphelinin işlemleri devam ediyor. Ayrıca operasyonlar sonucu çok sayıda dijital materyal ile muhtelif miktarda nakit para ve ziynet eşyası ele geçirildi.
Erzincan Erzincan’da soğuk hava nedeniyle sürüler yayladan indirildi Erzincan’da yüksek kesimlerde görülen kar yağışı ve soğuk havayla birlikte yaylalarda bulunan küçükbaş hayvan sürüleri donma tehlikesi nedeniyle merkeze ve köylere taşındı. İlkbahar aylarından itibaren yaylalarda kalan küçükbaş hayvanlar, hava sıcaklıklarının düşmesi ve kar yağışının başlamasıyla birlikte daha güvenli alanlara çekildi. Üreticiler, kış şartlarının ağırlaşması nedeniyle sürülerini Erzincan merkez ve çevre köylere indirerek ahırlara aldı. Kış boyunca hayvanların yem, saman ve arpa ile besleneceği öğrenildi. Üreticilerden İlhan Koyun, nisan ayı sonunda koyunlarını yaylaya çıkardıklarını belirterek, "Aylarca yaylada kaldık, süt ve peynir üretimi yaptık. Aralık ayının sonlarına doğru havalar sertleşince geri dönmek zorunda kaldık. Kış aylarında yem ve saman temini bizim için en büyük sıkıntı" dedi. Tulum peyniri üreticisi Özkan Beydili ise bahar aylarında çıktıkları yaylalarda aralık ayına kadar kaldıklarını ifade ederek, soğuk havanın etkisini artırmasıyla köylerine dönmek zorunda kaldıklarını söyledi. Beydili, hayvancılığın büyük emek ve fedakârlık gerektirdiğini vurguladı. Üretici Ferdi Kaya da ilkbaharda yaylaya çıkarılan koyunların yaz boyunca otlatıldığını ve peynir üretimi yapıldığını belirterek, "Hava şartları sertleşince dönüş hazırlıklarına başladık. Hayvanlar ilkbahara kadar yem ve arpa ile beslenecek" diye konuştu. Erzincan’da her yıl kış mevsimiyle birlikte yaşanan bu dönüş, bölgedeki küçükbaş hayvancılığın doğayla iç içe süren zorlu üretim sürecini bir kez daha gözler önüne serdi.