SAĞLIK - 13 Ağustos 2021 Cuma 09:29

Prof. Dr. Tevfik Özlü: 'Covid olanların yaş oranı giderek düşüyor'

A
A
A
Prof. Dr. Tevfik Özlü: 'Covid olanların yaş oranı giderek düşüyor'

Korona virüse yakalananların yaş oranının giderek düştüğü ve özellikle 25-35 yaş aralığında hastanelere daha çok hasta yatışı olmaya başladığı belirtildi.

Pandemiyi durduracak tek silahın aşı olduğunu belirten Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu Üyesi ve Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim üyesi Prof. Dr. Tevfik Özlü, hastaneye yatanların hepsinin aşısız yada tek doz aşı yaptıranlar olduğuna dikkat çekti

. Özlü “Şu an hastaneye yatan olgularımızın hepsi aşısız ya da tek doz aşı olanlar. Çift doz aşılı olanlardan aşılı olanlardan hastaneye yatan aşağı yukarı hiç yok. Hastanede ve yoğun bakım ünitelerinde hastaneye yatanlar daha önce yaşlı hastalardı. İlk dönemler sağlık çalışanlarını çok yatırıyorduk. Artık şimdi hiç sağlık çalışanı yok yoğun bakımda ve serviste. Çünkü hepsi aşılandı ve onun için artık hastalığa yakalanmıyorlar. Covid olsalar bile çok hafif atlatıyorlar hastaneye yatışları gerekmiyor. Yaşlı popülasyon da eğer üçüncü doz aşılarını olmuşsa onları da yatırmıyoruz. Onun için aşı gayet etkili ve güvenli. Pandemiyi durduracak tek güç tek silah şu anda aşı. Onun için aşıyı yaptırmamız lazım. Ulusça, milletçe, insanlıkça bu badireden kurtulmak için aşılamayı hızlı bir şekilde yaptırmamız tamamlamamız gerekiyor. Türkiye’de günde 100’ün üzerinde yurttaşımızı kaybediyoruz bu 100 eve ateş düşüyor demektir. Bu acıların artık durması lazım” dedi.

"Hastalarımız genç yaştaki hastalar"

Hastaların genellikle genç hastalar olduğunu kaydeden Özlü, “Hastalarımız, genç yaş hastalar. Önceden yaş ortalaması yüksekti şimdi genelde 25-35 yaş aralığında daha çok hasta yatırıyoruz. Çünkü gençler maalesef aşılanma konusunda biraz daha isteksiz davranıyorlar. Yaşlı popülasyon ve sağlık çalışanları yeterince aşılandığı için artık onlar hastalanmıyor. Ancak gençler hiçbir hastalığı olmayan kronik hastalığı olmayan sapasağlam sağlıklı kişiler maalesef ağır hastalığa yakalanabiliyorlar ve yoğun bakımda takip ettiğimiz kaybettiklerimiz de oluyor. O bakımdan aşılanmak gerekiyor” diye konuştu.

Türkiye’de aşılanma oranlarının yeterli olmadığını ifade eden Özlü, “Maalesef aşılanma oranlarımız henüz yeterli değil. Türkiye’de iki doz aşısını yapıp bağışıklık kazanmış oran yüzde 35 civarında. Bunun yüzde 75’lere çıkması lazım. Onun için yaygın bir şekilde aşıları yaptırmalıyız. Eylül ayı itibariyle okullar da açılacak. Dolayısıyla okulların açılmasıyla birlikte ciddi bir kaynaşma insan hareketliliği bir araya gelme olacak. O bakımdan aşılanma daha da bir önem arz ediyor. Bir evde ya da bir hanede okula gidecek çocuk varsa o hanede bulunan erişkinlerin hepsinin aşılanması lazım. Çünkü çocuk bu hastalığa yakalanıyor ama çok ağır seyretmiyor çocuklarda hafif seyrediyor. Çocuk okuldan hastalığı getirdiğinde o evde bulunan anne, baba, nine özellikle kırsal kesimlerde geniş aile yapısı bizde özellikle fazla. Dolayısıyla çocuğun bulaştıracağı aile fertlerinin ağır hastalığa yakalanma riski çok yüksek. Delta varyantı maalesef çok kolay bulaşıyor, hızlı yayılıyor. O bakımdan önümüzdeki dönemde okula gidecek çocuk varsa o evde yaşayan herkesin o çocukla teması olan aile fertlerinin hepsinin aşılanmasında yarar var. Bunun için artık son günler. Çünkü 1 ay kaldı iki doz aşının yapılması ancak 1 ay içerisinde mümkün olabilir. O bakımdan yurttaşlarımızın aşıya rağbet etmesini tavsiye ediyorum” şeklinde konuştu.

Prof. Dr. Tevfik Özlü: 'Covid olanların yaş oranı giderek düşüyor'

"TFF'nin maçlara aşısızların alınmaması kararı yerinde bir karar"

Türkiye Futbol Federasyonu'nun (TFF) maçlara aşısızların alınmaması yönünde kararını doğru bir karar olarak gördüğünü belirten Özlü, “TFF maçlara aşısızların alınmaması yönünde bir karar aldı. Bu bence doğru bir karar. Çünkü maç ortamı kalabalık bir ortam heyecanlı bir ortam. Taraftarlar bir arada mesafeyi korumaları mümkün değil. Tezahürat yapıyorlar dolayısıyla Delta Varyantı'nın bulaşması için çok uygun. O bakımdan aşısız olan kişilerin bulaştırma riski yüksek olduğu için bu tedbirin doğru olduğuna inanıyorum. Tribünleri tekrar boşaltmamak için tekrar seyircisiz maçlara geri dönmemek için bu tedbirin alınması gerekiyor. Önümüzdeki süreçte bu tedbir daha da yaygınlaşabilir. Konserler, sinemalar, tiyatrolar gibi kalabalıkların bulunduğu alanlara girişlerde aşı ya da en azından test negatifliği aranabilir. Bu aslında zorlamak için değil, toplumu korumak için alınan bir tedbir. Devlet vatandaşının sağlığını korumak zorunda. Aşılanmayan bir kişi sadece kendini riske atmış olsa bunu hoş karşılarız deriz ki; kendi kararı aşılanmıyor, kendini riske atıyor saygı duyarız ama böyle bir kalabalık ortama girdiğinde etrafında bulanan pek çok kişinin sağlığını tehdit etmiş oluyor. O bakımdan böyle kararlar Avrupa’da da alınmaya başlandı. Amerika’da alınıyor. Fransa’da, İtalya’da, Almanya’da bazı kısıtlılıklar geliyor. Aslında bunlara gerek kalmadan gönüllülük esasıyla yurttaşlarımızın aşılanmasını tavsiye ediyorum” ifadelerini kullandı.

"Tek silah aşı"

Salgınla başa çıkmanın tek silahının aşı olduğunu kaydeden Özlü, “Elimizde aşıdan başka silah yok. Geçen yıl salgınla başa çıkmak için elimizde bir silah yoktu. Sadece yasaklar, kısıtlamalar getiriyorduk. Ama şimdi elimizde bir silah var. Tekrar o yasaklara ve kısıtlamalara artık geri dönmek istemiyoruz. İnsanlar işlerini kaybettiler, dükkânlarını açamadılar, çocuklar okullara gidemedi tekrar bunları yaşamak istemiyoruz. O bakımdan şu an en uygun yöntem aşılanma. Bunun önünü ancak aşılamayla alabiliriz. Dünyada aşılama oranları maalesef iyi değil. Özellikle gelişmemiş ülkeler, ekonomik olarak zayıf ülkelerde aşılanma oranları hala çok düşük. O bakımdan bu sürecin şu anda kontrol altına alındığını söyleyemeyiz. Hala baktığımızda maalesef pandemi tüm hızıyla devam ediyor. Günlük vaka sayıları 700 binler civarında. Günlük ölüm sayıları dünyada on binler civarında. Dolayısıyla bu sürecin yakın bir zamanda birden bire durmasını umut etmek için bir sebep yok. O bakımdan dikkatli olmamız lazım çok çaba sarf etmemiz gerekiyor aşılanmak için” dedi.

Bekir Koca
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Muş Bakan Yardımcısı Eminoğlu, Muş’ta sporun geleceğini gençlerle konuştu Gençlik ve Spor Bakan Yardımcısı Enes Eminoğlu, Muş Spor Lisesi’ndeki öğrencilerle bir araya geldi. Muş Spor Lisesi Öğrencileriyle Söyleşi programı kapsamında buluşan Eminoğlu, Sultan Alparslan’ın şehrinde olmaktan büyük mutluluk duyduklarını ifade etti. Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak’ın birkaç ay öncesinde Muş’ta milli sporcularla bir araya geldiğini söyleyen Eminoğlu, "Özellikle spor lisemizde genç arkadaşlarımızla buluşmak istedik. Dereceye giren arkadaşlarımıza yürekten tebrik ediyorum. Biz bu buluşmalarda sizleri dinlemek istiyoruz. Sizlerden gelen geri dönüşleri, sizlerin önerileri, katma değerleri, eleştirileri varsa onları dinlemek istiyoruz. Gerçekten spor anlamında Türkiye son 20 yılda, çok büyük şansımız var, Sayın Cumhurbaşkanımız sporu seviyor, futbolu seviyor, bütün branşları seviyor. Medyadan takip ederseniz her ay başarılı olan dünya şampiyonlarımızı külliyede misafir ediyor. Dünyada sporu böyle yakından takip eden ve seven belki nadir cumhurbaşkanlarından biri. Muş’ta, Bitlis’te, Van’da, 81’in tamamında sporda sessiz bir devrim yaşandı. Bugün baktığımızda spor tesisleri, yüzme havuzları, gençlik merkezlerimiz var" dedi. "Son 20 yılda, 200 yıllık iş yapıldı" Eminoğlu, "2002’de yurt kapasite sayısı 100 bindi, şimdi 1 milyonu geçti. Gençlik Merkezi sayısı 9’du, 600’e yaklaştı. Son 20 yılda, 200 yıllık iş yapıldı. Burada Sayın Cumhurbaşkanımızın gençlere verdiği değerin en büyük karşılığıdır. Balkanlar, Avrupa, dünya ve olimpiyatlara katılacak arkadaşlarımız bu sıralardan çıkacak. Ülkemizi en güzel şekilde temsil edecekler ve bayrağımızı göndere çekeceksiniz. İstiklal Marşı’mızı bütün dünyaya okuyacaksınız. O yüzden yaptığınız iş çok önemli arkadaşlar. Diğer genç arkadaşlarımıza rol model oluyorsunuz. Bu büyük bir emek, büyük bir özveri. O yüzden her birinizi hayranlıkla tebrik ediyorum. İnşallah daha güzel başarılar da imza atacaksınız. Bu ülkede sporda sessiz bir devrim yaşandı. Hala da devam ediyor. Yatırımlar, tesisler her alana gittiğinizde Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın özellikle yatırımları görünüyor. Havuzlar, sentetik sahalar, basketbol salonları, atletizm pistleri, statlar vesaire baktığımızda doğusu, güneyi, batısı, kuzeyi tamamen tesislerle çevrilmiş vaziyette. Bu oranları da artırmamız lazım. Spor ile meşgul olan gençler, dijital, madde ve diğer bağımlılıkta önleyici faktör olarak bir rol oynuyorsunuz. Ben her birinizi tebrik ediyorum" ifadelerini kullandı. "Spor lisesinde geçtiğimiz dönemde ilimizin gururu oldular" Muş Valisi Avni Çakır da, Muş’un genç ve dinamik nüfus yapısının sporu doğal olarak ön plana çıkardığını belirterek, ilde sporun hem eğitimle hem de sosyal hayatla bütünleştiğini ifade etti. Vali Çakır, "Hem ilimizdeki gençlerimizin beklentileri, hayalleri, hem Muş’un spordaki konumu, durumu, hem ihtiyaçları çok güzel bir söyleşi olmuştu. Muş bir öğrenci şehri. Türkiye’nin en genç nüfuslarından birine sahip bir ilimiz. Nüfusumuz yaklaşık 400 bin. Bunun 200 bini 22 yaş altı diye söyleyebiliriz. Genç yoğun nüfusuna sahip olunca da bu da spor demek. Hem eğitimde hem de sporda çok güzel adımlar atıldı. Spor lisesinde geçtiğimiz dönemde ilimizin gururu oldular. Diğer branşlarda sporcu kardeşlerimiz var. Çok tercih edilen okulumuz. Sporla bütünleşmiş bir şehir. Spor yatırımları anlamında da çok iyi bir imkanlara sahibiz. Özellikle spor alanının güzel yatırılar yaptığı için teşekkür ediyoruz. Amacımız gençleri yarınlara çok daha güçlü bir şekilde hazırlamak" şeklinde konuştu. Konuşmaların ardından sporcuların talep ve önerileri dinlendi. Söyleşiye, Muş Gençlik ve Spor Müdürü Yusuf Kılıç, İl Milli Eğitim Müdürü Abdulkadir Altay ve sporcular katıldı.