YUSUF MELİKOĞLU
İSTANBUL
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan 2400 sayfalık KCK iddianamesini kabul eden İstanbul 15. Ağır Ceza Mahkemesi, tensip kararında Zarakolu’nun da aralarında bulunduğu 15 kişinin tahliyesine karar verdi.
Geçtiğimiz hafta iddianameyi kabul eden İstanbul 15. Ağır Ceza Mahkemesi tensip kararını açıkladı. Duruşmanın 2 Temmuz’da Silivri Cezaevi Kompleksi’nde yer alan salonda yapılmasına hükmeden mahkeme heyeti, aralarında yayıncı Ragıp Zarakolu’nun da bulunduğu 15 sanığın cezaevinde kaldıkları süre ve suç vasfının değişme ihtimalini göz önünde bulundurarak tahliyesine karar verdi.
147’si tutuklu 193 sanıklı KCK davasında 15 sanık tahliye edilirken, aralarında Prof. Dr. Büşra Ersanlı’nın da bulunduğu 132 sağığın ise tahliye talepleri reddedildi.
PROF. DR. RAGIP ZARAKOLU, KANDIRA F TİPİ CEZAEVİNDEN TAHLİYE EDİLDİ
"KCK" soruşturması kapsamında tahliye edilmesine karar verilen Prof. Dr. Ragıp Zarakolu, Kandıra F Tipi Cezaevi'nden çıktı.
"KCK" iddianamesini kabul eden İstanbul 15. Ağır Ceza Mahkemesi, yayıncı Ragıp Zarakolu’nun da aralarında bulunduğu 15 kişi için tahliye kararı vermişti. 1 Kasım 2011 tarihinden beri Kocaeli Kandıra F Tipi Cezaevi’nde tutuklu olan Zarakolu’nu, cezaevinden çıkışında eşi Katherina Holle, oğlu Sinan Zarakolu, BDP Milletvekili Sabahat Tuncel, avukatı Şennur Baybuğa ve BDP Kocaeli İl Teşkilatı üyeleri karşıladı. Eşi ve oğluna sarılarak hasret gideren Zarakolu, daha sonra BDP Milletvekili Sabahat Tuncel ve BDP’liler eşliğinde Kocaeli’nden İstanbul’a doğru yola çıktı.
RAGIP ZARAKOLU, CEZAEVİ ÇIKIŞINDA AÇIKLAMALARDA BULUNDU
Cezaevinden tahliye edilen Prof. Dr. Ragıp Zarakolu, "Ne yazık ki Türkiye, şu anda Çin’den sonra en fazla siyasi tutuklu bulunan ülke” dedi.
"KCK" soruşturması kapsamında tutuklu bulunduğu Kandıra Cazaevi’nden tahliye edilen Prof. Dr Ragıp Zarakolu, cezaevinden çıkışında BDP Milletvekili Sabahat Tuncel ile açıklamalarda bulundu. Zarakolu, tutuklanmasının da tahliye olması gibi sürpriz olduğunu söyledi.
Zarakolu, “Sayısız gazeteci arkadaşımın hapsedilmesi çok acı verdi. Savunma hakkımız elimizden alındı, temsil eden avukatlar alındı, akademisyenler alındı; bunu kabul etmek mümkün değil. Siyaset akademileri, dünyadaki bütün politik partilerin sahip olduğu kurumlar. Ben yurt dışındaki siyaset akademilerinde de ders verdim, Alman Sosyal Demokrat Partisi’nde de, başka kurumlarda da, çeşitli parlamentolarda da, Birleşmiş Milletler'de de ve ilk defa böyle bir olay nasıl bir ayrımcılık olduğunu gözler önüne seriyor. Demek ki Kürtlerin parti kurma hakkı yok, legal çalışma hakkı yok, parti okulu kurma hakkı yok. Bunun için beni tutuklayan savcılara teşekkür ediyorum.
Durumun bu kadar vahim olduğunu, içinde olduğumuz taktirde algılamakta zorluk çekiyorduk. Çok daha önemlisi, bilinçli bir farkındalık sağladı" diye konuştu.
ABD'de bir galada tanıştığını belirttiği Paul Olster’in bu durumu anlamasının çok zor olduğunu savunan Zarakolu, "Şimdi bir yazarın böyle uyduruk gerekçelerle alınması herhalde çok zor anlaşılır. Biz anlıyoruz yani, Türkiye’de olanları çok iyi anlıyoruz. Çünkü tarihimiz bunlarla dolu. Nazım Hikmet’ten, Orhan Kemal’den bütün ne kadar Kemal varsa, yazar maşallah buralardan geçti. Şurası gördüğünüz gerçek akademidir arkadaşlar, siyaset akademisi bu hapishanelerdir.
Türkiye’nin siyaset tarihinde ve bu gelenekler devam ediyor. Çıkınca ilk olarak bu durumda olan arkadaşlarım için farkındalık sağlamaya çalışacağım. Çünkü ben burada bırakıldım, bir çeşit ayrımcılık yapılmış gibi hissediyorum. Benimle benzer durumda olan yığınla insan, belediye başkanları akademisyenler, eski parlamenterler, üniversite öğrencileri şu anda cezaevinde. Ne yazık ki Türkiye, şu anda Çin’den sonra en fazla siyasi tutuklu bulunan ülke; belki de geçmiştir, bilemiyorum” ifadelerini kullandı.
"GECİKMİŞ ADALET, ADALET DEĞİLDİR"
BDP Milletvekili Sabahat Tuncel ise, “Bu gün Ragıp Zarakolu ile birlikte 15 arkadaşımız tahliye edildi. Bu durum sevindirici ama hukuk açısından bir problemdir. Gözaltına alınıp sorgusuz sualsiz tutuklanması, Türkiye’nin hukuk sistemini gözler önüne seriyor. Yürütülen siyasi soykırım davasına bir an önce son verilmesini istiyoruz. 15 arkadaşımız gibi diğer arkadaşlarımızın da bir an önce serbest bırakılmasını istiyoruz. Bu hem Türkiye demokrasisi açısından hem de Türkiye’deki barış mücadelesi açısından önemli bir konu.
Ragıp hocamızın bizimle olması önemli ama yetmez. Bir an önce barışa vesile olacak hukuki sistemin yerine getirilmesi gerekiyor. Gecikmiş adalet, adalet değildir. Bir çok arkadaşımız gerekçe gösterilmeden cezaevinde tutuklu bulunuyor. Bir çok arkadaşımız hukuksuz bir şekilde cezaevinde tutuluyor. Onların da bir an önce aramıza dönmesini istiyoruz’’ diye konuştu.