POLİTİKA - 05 Mart 2016 Cumartesi 11:53

Rus Korgeneral: 'Suriye'de iki legal ülke var; biri Rusya diğeri de Türkiye!'

A
A
A
Rus Korgeneral: 'Suriye'de iki legal ülke var; biri Rusya diğeri de Türkiye!'

Rusya Milli Güvenlik Akademisi Dış Ekonomik İlişkiler Başkan Yardımcısı Türk asıllı Korgeneral Talat Enver Çetin, Türkiye ile Rusya arasında ilk olarak "diyalog" daha sonra "ittifak" sağlanması gerektiğini belirterek,'Suriye'de iki legal ülke var; biri Rusya diğeri de Türkiye' dedi

Türk havasını ihlal eden bir Rus savaş uçağının Suriye sınırında düşürüldüğü 24 Kasım 2015 tarihinden bu yana yaşanan gelişmeleri değerlendiren Çetin, Türkiye-Rusya ilişkilerine yönelik önemli açıklamalarda bulundu. Çetin, iki ülke arasında yaşanan krizin çözümü konusunda karşılıklı atılması gereken adımların yanı sıra Rus vatandaşlarının krize ilişkin düşüncelerini aktardı.

Rus uçağının düşürülmesini "talihsiz bir yol kazası" olarak nitelendiren Çetin, olayın ekonomik etkisinin beklenenden fazla olduğunu belirtti. İki ülke arasındaki ticaret hacminin 2023 yılında 100 milyar dolara çıkartılması hedefini hatırlatan Çetin, krizin bu dönemde yaşanmasının üzücü olduğunu dile getirdi.

"OLAN OLDU VE GEÇTİ"

Çetin, Türk-Rus krizinin çözümü konusunda, iki komşu arasında yaşanan tartışmaları ve anlaşmazlıkları örnek göstererek, "Türkiye'nin Rus uçağını düşürmek gibi bir kastı yoktu, Rusya da kesinlikle Türkiye'den böyle bir hareketi beklememişti ve doğal olarak çok şaşkınlıkla, küskünlükle karşıladı. Dolayısıyla olan oldu ve geçti, bunu geri getirmenin mümkünatı yok. Bir an önce hem Rusya hem Türkiye olayın çözümü için elinden geleni yapmalıdır" diye konuştu.

"ERDOĞAN VE PUTİN'İN BİRBİRLERİNİ TELEFONLA ARAMASI BEKLENMEMELİ"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in birbirlerini telefonla aramalarını beklenmemek gerektiğine dikkat çeken Çetin, "Her kurum, her insan, Rusya ve Türkiye ile ilişkisi olan gerek ticari gerek siyasi her kuruluş, kendi çapında bir adım atarak ilişkiyi sıcaklaştırmalı ve bir an önce çözüme doğru gitmelidir. 'İlle de devlet başkanları görüşsün ve bundan sonra ilişki kurulsun' diye beklenirse siyasi olarak bunun gerçekleşmesi gecikebilir. Bu gecikme de hem Rus hem Türk halkına büyük ekonomik kayıp sağlar" ifadelerini kullandı.

Çetin, Türkiye'nin ekonomik olarak Rus turistlere ihtiyacı olduğunu belirterek, "Rus turist sayısında Şubat ayında yaşanan düşmeyi gördüğümüzde Türkiye'nin sezon boyunca ne kadar büyük zararı olabileceğini tahmin edebiliyorsunuz. Bu öngörü açıkken Türkiye'nin bir an önce adım atıp bu yol kazasının ortadan kaldırılması için her hamleyi yapması gerekir" dedi.

"250 EVLİLİKTEN YAKLAŞIK 1 MİLYON ÇOCUK MEYDANA GELDİ"

İki ülkenin karşılıklı atması gereken somut adımlara işaret eden Çetin, şunları kaydetti:

"Devlet başkanlarının ilişkisi telefondan ibaret değildir. Son 25 yıldır şirketler hat safhada birbirleriyle temasa geçmiş, 250 civarında evlilik kurulmuş, yaklaşık 1 milyon ortak çocuk meydana gelmiştir. Bu ilişki bu kadar aşikarken ilişkinin iyileştirilmesini sadece bir telefona ya da bahanelere bağlayarak halkları zarara uğratmanın hiçbir yararı yoktur.

Türkiye olaydan sonra Rus vatandaşlarına karşı herhangi bir vize girişiminde bulunmamıştır. Olaydan üzgün olduğunu, mutlu olmadığını bu hareketlerle belirtmiştir. Türkiye, uçağın gerçekten Rus uçağı olduğunu bilmediğini açıklamıştı, bunun üzerinde durmalıdır. Bunu bizzat Cumhurbaşkanı, 'eğer uçağın Rus uçağı olduğunu bilseydik her şey farklı olurdu' diye açıklamıştır. Bu yoldan hareketle bunun devamını getirmelidir."

"TÜRKİYE, OLAYIN SOĞUMASINI SAĞLAYIP BİR AN ÖNCE SICAK İLİŞKİLER KURMALI"

Rusya'nın da benzer adımları attığını dile getiren Çetin, 19-21 Mayıs tarihlerinde Tataristan'ın başkenti Kazan'da yapılacak Ekonomik Forum'a dikkat çekti. Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mariya Zaharova'nın, "Türk tarafının Kazan'daki foruma katılmak gibi bir arzusu var ise biz bunu sadece memnuniyetle karşılarız. Biz Türk iş sektörüne açığız" sözlerini anımsatan Çetin, "Bu, Rusya'nın ekonomik ilişkilerine Türkiye'nin dahil olması, Türkiye ile ilişkin devamını istemesi anlamına gelir. Kazan'da yapılacak bir foruma Türkiye davetli ise Türkiye bir adım daha ileri atıp benzer şeyleri yapmalıdır. Türkiye, olayın soğumasını, unutulmasını sağlayıp bir an önce sıcak ilişkiler kurmalıdır. Rusya, benzer forumlara davet edilebilir, sosyal ilişkiler artırılabilir, bunun gibi turizm bakanlıkları, sosyal ve ekonomik bakanlıklar ayrı ayrı programlarla çalışabilir" ifadelerini kullandı.

"KİMSENİN TÜRKİYE'YE KARŞI BİR DÜŞMANLIĞI YOK"

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in "Sırtımızdan vurulduk" sözünün, "Ben sırtımı sadece dostuma dönerim, dost olduğum birinden bıçak yediğim için sırtımdan vuruldum. Zaten ben düşmanıma sırtımı dönmem ki beni bıçaklasın" anlamına geldiğini vurgulayan Çetin, Putin'in sözlerinin Türkçe'deki gibi "ihanet" olarak anlaşılmaması gerektiğinin altını çizdi.

Rus vatandaşlarının krize ilişkin düşüncelerini paylaşan Çetin, "Sıradan vatandaştan yüksek bürokratlara kadar hiç kimsenin Türkiye'ye karşı düşmanlığı yoktur. Herkes sorunun bir an önce ortadan kaldırılmasını ve tatilini Türkiye'de yapmayı beklemektedir. Ortada aşılamaması gereken ciddi bir sorun da yoktur. Bir an önce yapılacak olan basit hamleler yapılarak sorun ortadan kaldırılmalı ve halklar ekonomik olarak ilerlemeye, siyasi olarak büyümeye devam etmelidir. Çünkü Türkiye ve Rusya, Ortadoğu'nun iki dev ülkesi. Bu iki dev ülke birleşmeden, anlaşmadan, ortak olmadan bölgede istikrarı sağlamak çok zor" dedi.

"HAVALAR ISININCA GEÇ OLABİLİR"

Çetin, yaz aylarında Türkiye'yi tercih eden Rus turistlere dikkat çekerek, "Havalar ısınınca belki geç olabilir, bir an önce Turizm Bakanlığı, Türk tarafından diğer yetkililer adım atmalı ve Rus turistlerin ülkeye çekilmesi sağlanmalıdır. Çünkü Türkiye, Ruslar için yabancı ülke değildi, Türkiye'ye gelirken başka bir ülkeye gittiklerini düşünmüyorlardı, şu anda Türkiye'ye gelememek Rusları üzmektedir. Ekonomik olarak Türkiye'de tatil yapmak son derece keyifli ve ucuzdu, bu durumdan da mahrum kaldılar" diye konuştu.

"TÜRK-RUS KRİZİNİ SURİYE'DE İTTİFAK ÇÖZER"

Suriye'de 5 yıldır süren krizin çözümünde Türk ve Rus ilişkilerinin önemine vurgu yapan Çetin, şöyle devam etti:

"Kesin çözüm, Türkiye ve Rusya'nın anlaşmasında yatıyor. Çünkü bilindiği üzere Suriye toprakları eski Osmanlı toprağıdır, halen Suriye'de Osmanlı tapuları vardır ve yerli halkın bir kısmı Türk dilini bilmektedir, Türk kökenli diller konuşmaktadır. Suriye'nin Sovyetler Birliği ve Rusya açısından önemine gelince de Suriye, Rusya'nın dışarıdaki son kalesidir. Özellikle Tartus Deniz Üssü, Rusya'nın Akdeniz'deki tek üssüdür. Rusya'nın burada hak iddia etmesi kendi geçmişine göre doğaldır, haklıdır ama Türkiye'nin Osmanlı mirası ve halkların akrabalığı olarak hak iddia etmesi doğaldır. Dolayısıyla görüyoruz ki Suriye'de iki legal ülke var; biri Rusya diğeri Türkiye'dir, onun dışında bütün ülkeler illegaldir. Suriye'de İran'ın, diğerlerinin tam olarak ne işi var? Ama Rusya'nın Suriye'de olma sebebi Sovyetler Birliği'nden beri bellidir, Türkiye'nin olma sebebi Osmanlı Devleti'nden beri bellidir."

Türkiye ve Rusya arasında ilk olarak "diyalog" daha sonra "ittifak" sağlanması gerektiğini vurgulayan Çetin, "Savaş yerine Türk-Rus ittifakı lazım. Ortadoğu'da kanayan yarayı ancak Türk-Rus ittifakı çözer" dedi.

"ERDOĞAN VE PUTİN HALEN DOST"

Liderlere barış ve itidal çağrısında bulunan Çetin, "Her iki devlet başkanı dosttular, bence halen dostlar demek istiyorum. Dolayısıyla yaşanmış olan bu yol kazasının bence ilişkilere daha fazla zarar vermesine izin vermemelidir. Tabii ki sadece telefonla aramak, girişimde bulunmak, görüşmek istemek buna yetmemektedir. Onun için görüşmeyi beklemeden hamle yapmak lazım. Önce birkaç icraat yapıp özellikle karşılıklı jestler yapılıp bu yaşanan kötü olay unutturulmalı ve yavaşça ortadan kaldırılmalıdır" değerlendirmelerinde bulundu.

"EN BÜYÜK DOSTLUKLAR KÜÇÜK KAVGALARLA BAŞLAR"

Çetin, krizin aslında iki ülke için bir fırsat olabileceğini anlatarak, "Rus kültüründe de bu vardır: 'En büyük dostluklar küçük kavgalarla meydana gelir.' Ben de bunun inancındayım. Çünkü Türkler ve Ruslar geçmişte rekabetten dolayı defalarca savaşmışlardır ama cephede dahi geceleri birbirlerine erzak atmışlardır. Bunu hiç kimse unutmamalıdır. Yani bu iki millet düşman olduğunda dahi mertçe düşmanlık yapmışlardır, savaşmışlardır. O günlerin de hatırlanması ve buna göre plan yapılması gerekir. Bence bu sorun ortadan kaldırılırsa yeni kurulacak ilişki daha sıkı, daha tedbirli, daha güvenli olacaktır" şeklinde konuştu.

"TÜRKİYE İLE RUSYA'NIN SAVAŞMASI ORTAK DÜŞMANLARIN EKMEĞİNE YAĞ SÜRER"

İki ülke arasındaki krizin diğer ülkelerin de iştahını kabarttığına dikkat çeken Çetin, şunları kaydetti:
"Zaten iki ülkenin arasını açan da dış mihraklardır. Olayın net olarak nasıl gerçekleştiğini bilmiyoruz ama Türkiye ve Rusya arasında ne öyle bir düşmanca tavır vardı ne de öyle bir ilişki. Olayın nasıl olduğu, ne maksatla yapıldığı incelendiğinde dış güçlerin işi olduğu, birilerinin Türk-Rus ilişkisini bozmak istediği ortada. Türkiye ile Rusya'nın savaşması kesinlikle ortak düşmanların ekmeğine yağ sürer. Bu kavgayı isteyenler var. Bu kavga çıksın diye cadı kazanları kaynatıp ortalığı karıştıranlar var.

Kesinlikle savaş ihtimali görmüyorum çünkü milletler binlerce yıldır birlikte yaşamaktadır. Görüldüğü gibi Suriye'de küçük anlaşmazlık dışında ortak çıkarlar vardır. Türkiye'nin zararı Rusya'nın zararıdır, Rusya'nın zararı Türkiye'nin zararıdır. Eğer ekonomik olarak bu kadar birbirine bağlanmış, bir ülkenin ekonomik bunalıma düşmesi diğer ülkeyi de ekonomik buhrana sokuyorsa burada savaşı göremezsiniz. Çünkü kesinlikle savaş için atılan her adım iki ülke ekonomisine bomba olarak düşecektir. Dolayısıyla Türkiye ile Rusya'nın savaşması muhtemel değildir, olmamalıdır. Yaşanmış olan yol kazası bir an önce tüm çabalar seferber edilerek ortadan kaldırılmalı, unutturulmalı, dostluk, ekonomik birlik ve bütünlük süratle büyümelidir." 

SİNAN USLU 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Gaziantep Türkiye Minikler Karate Şampiyonası Gaziantep’te başladı Türkiye Minikler Karate Şampiyonası Şahinbey Belediyesi’nin ev sahipliğinde Gaziantep’te başladı. Türkiye Minikler Karate Şampiyonası, Türkiye genelinde 1500 sporcu, sporcu ailesi, antrenör ve hakem ve federasyon görevlilerinin katılımıyla Gaziantep’te başladı. Karataş Şahinbey Spor Salonu’nda Şahinbey Belediyesi’nin ev sahipliğinde 19 Nisan’da başlayan ve 21 Nisan tarihine kadar devam edecek olan şampiyonada, ilk gün müsabakaları dikkat çekti. Düzenlenen şampiyonaya Şahinbey Belediye Başkanı Mehmet Tahmazoğlu, Karate Federasyonu Başkanı Av. Dr. Aslan Abid Uğuz’un yanı sıra federasyon yöneticileri ve protokol üyeleri de katıldı. “Çocuklarımıza okullarına devam ederken sporda da destek olalım” Çocuklara okullarına devam ederken sporda da destek olunması gerektiğini belirten Karate Federasyonu Başkanı Av. Dr. Aslan Abid Uğuz, Gaziantep’i biz kültür mirası şehri, gastronomi şehri olarak biliyoruz ama burada olduğumuz 2 gün içerisinde çok değişik bir gözlem yapma fırsatı buldunuz. Öncelikle belediyecilik nasıl yapılır, bir insanın hayatına nasıl dokunur, bu hizmetler nasıl yapılır, halka hizmet nasıl yapılır bunları Şahinbey Belediyesinde gördük. Ben sadece bu şampiyonaya destek oldukları için değil, böyle güzel bir ortamı bize verdikleri için ve bu güzel hizmetleri Gaziantep’in dışından gelmiş olmamıza rağmen bizlere hissettirdiği için kendisine teşekkür ediyorum. Çocuklarımız bu şampiyonaya katıldılar. Demek ki yeşil kuşaktalar en zor aşamayı geçtiler. Çünkü sarı kuşaktan sonrası çok önemlidir. Bundan sonra çocuklarımıza siz velilerimizin çok destek olması lazım. Bu çocuklarımız sadece sporumuzun değil geleceğimizin de teminatı. Bu çocuklarımızdan nasıl 4 tane olimpiyat madalyalı karate sporcusu çıkardıysak belki onların yerine gelecekler. Bizim 4 olimpiyat madalyalı sporcumuzun 1 tanesi mühendis, 3 tanesi öğretmen. Yani hem spor hem okul bir arada olabilir. Çocuklarımıza okullarına devam ederken sporda da destek olalım. Minik yavrularımızın heyecanına desteğimizi devam ettirelim. Herkese katılımları için teşekkür ediyorum” dedi. “Gençlerimizi spora teşvik ediyoruz” Yapılan spor salonları ve yapılan projelerle genç ve çocuk yaştaki tüm herkesi spora teşvik ettiklerini söyleyen Şahinbey Belediye Başkanı Mehmet Tahmazoğlu, Yarışmaya katılan tüm gençlere başarılar diledi. Tahmazoğlu, “Türkiye Minikler Karate Şampiyonası’nın Gaziantep’te yapılmasından dolayı başta Karate Federasyonu Başkanımıza, yönetim kurulu üyelerine emeği geçen herkese teşekkür ederim. Aynı zamanda Gaziantep bir Spor kenti ve çok sayıda gencimiz var. Türkiye’deki en genç nüfusa sahip illerden ve ilçelerden biriyiz. Gençlerimizin eğitimlerinin yanı sıra bir kültür sanat alanıyla ilgilenmeleri çocuklarımızın geleceği açısından çok önemli. Hem vücudu zinde tuttuğu gibi hem disiplinli bir çalışma sağlayıp, gençlerimizin eğitim hayatında da, iş hayatında da her alanında başarılı olmayı sağlayan bir unsur. Çocuklarını spora teşvik ettikleri için velilerimize teşekkür ediyorum. İçerisinde bulunduğumuz Şahinbey Spor salonumuz, hemen 2 km ötede Şahinbey Akkent Spor Köyümüzü ve yaklaşık 3- 4 km ötede Türkiye Geleneksel Sporlar Merkezi yaptık. Bu projelerle tüm gençlerimizi spora teşvik ediyoruz. Yarışmaya katılan tüm gençlerimize tüm çocuklarımıza başarılar diliyorum” diye konuştu.
Ankara Ayhan Bora Kaplan davasında ara karar açıklandı Suç örgütü lideri olduğu ileri sürülen Ayhan Bora Kaplan ile suç örgütü şüphelisi 28’i tutuklu 61 sanığın yargılandığı davada ara karar açıklandı. Suç örgütü lideri olduğu iddia edilen Ayhan Bora Kaplan’ın içerisinde bulunduğu 28’i tutuklu 61 sanığın yargılanmasına Ankara 32’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam edildi. Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü’ndeki salonda görülen duruşmaya tutuklu ve tutuksuz sanıklar ile taraf avukatları yer aldı. Mahkeme başkanı duruşmanın sanık savunmalarıyla devam edeceğini ve ardından dosyayı ara karar bağlayacaklarını açıkladı. Hakkında bulunan suçlamaları kabul etmeyen tutuklu sanık Mustafa Koç, operasyonların yapıldığı tarihte kendi rızasıyla teslim olduğunu ifade etti. “Bora Kaplan’ı medyadan tanıyorum” 2018 yılında “Süvari Kahvesi” adlı mekanda bar sorumlusu olarak çalışmaya başladığını anlatan sanık Koç, “Fethi Koyuncu isimli kişi bizim mekanımızda vale eksiği olduğu zaman sadece vale gönderirdi, oradan tanıyorum. Ayrıca Bora Kaplan adlı kişiyi tanımıyorum, sadece medyadan biliyorum. Kaplan’la sadece nezarethane ve duruşma salonunda yan yana geldim. Herhangi bir örgüte üye olmak veya faaliyette bulunmak gibi bir girişimim olmamıştır. Gereğini size bırakıyorum” diye konuştu. “Bora Kaplan’dan suç teşkil edecek emir almadım” Suç örgütüne üye olmadığını iddia eden tutuklu sanık Mümin Ali Beldek, “Suç örgütüne üye değilim. 15 yıldır gece alemin de çalışmaktayım. Bu sebepten dolayı mekana gelen müşterilerle illaki samimi olmuşumdur. Bora Kaplan ile de bu şekilde tanıştım. Filistin Caddesi’nde boş bir dükkan vardı. Bora Kaplan’la konuşup burayı “Makyaj” adında gece kulübü yapalım dedik, kendisi de olumlu yaklaştı. 8 senedir de İzmir Çeşme’de çalışıyorum. Bora Kaplan’dan suç teşkil edecek bir emir almadım” ifadelerine yer verdi. "Dişleri sökülmüş bir şahısla konuşsam muhakkak hatırlarım” Çankaya İlçe Emniyet Müdürü tutuksuz sanık Necdet A.Ç., Organize Şube Ekipleri tarafından gözaltına alındığında konuyla ilgili hiçbir şey hatırlamadığını söyledi. Konunun anlatılması üzerine hatırladığını iddia eden Necdet A.Ç., "Olay günü, komiserlerden birisi gelip bana bir şahsın geldiğini, şahsın dayak yediğini ve hürriyetinden yoksun bırakıldığını ancak çelişkili ifadeler verdiğini söyledi. Bu konuyla ilgili Gasp Büroya ulaşamadıklarını söyledi. Gasp Büro amirini aradım, kendisine durumu söylediğimde, ‘Konuyu ben zaten biliyorum. Siz şahsı gönderin, bende iki güne Esat karakoluna gönderiyorum’ dedi. Şahsı Esat karakoluna gönderdik. Bir gün sonraysa konuyla ilgili ne olduğunu merak ettiğim için komiserlerden bir tanesiyle görüştüm. Komiser bana, ‘Şahıs susma hakkını kullanmak istedi’ dedi. Ben de nasıl böyle bir şey olabilir diye tekrar şahsa ulaşmaya çalışalım dedim. Şahısla konuştuğumu hatırlamıyorum. Çünkü karşımda böyle eziyet görmüş iki gün hürriyetinden yoksun bırakılmış vahşice dişleri sökülmüş bir şahısla konuşsam muhakkak hatırlarım” diyerek savunmasını noktaladı. "Benim arabama bomba atsanız dahi işlemez" Mahkeme başkanının, Bora Kaplan’a ‘Esenboğa Havalimanında yakalandığı beyaz renkli SUV aracın neden zıhlıydı?’ sorusuna sanık Kaplan, “Biz ticaret yapıyoruz, para taşıyoruz. Duyuyoruz haberlerde. Adamı çevirmişler onu gasp etmişler, öldürmüşler. Bizim çalışanlarımızın başına da böyle bir iş gelmesin diye bankadan para çekilirken de bu aracı kullanıyorduk. Zırhlı araç olduğu için dışarıdan saldırı olmaz. Ayrıca benim silaha ihtiyacım yoktur. Neden? Benim arabama bomba atsanız dahi işlemez. Suç işlemek amaçlı değil bu araç. Tamamen kendimi savunma amaçlı” dedi. Sanık beyanlarının ardından ara kararını açıklayan mahkeme başkanı, tutuklu sanıkların mevcut hallerinin devamına, tutuksuz sanıkların adli kontrol tedbirlerimin devamına hükmetti. Duruşma, 22 Nisan Pazartesi gününe ertelendi.
İzmir İzmir Kitap Fuarı Kültürpark’ta başladı İzkitapfest-İzmir Kitap Fuarının açılışı Kültürpark’ta gerçekleştirilirken, 350’ye yakın yayınevi, 50’ye yakın sahaf ile onlarca kurum geleneksel fuarda yerini aldı. İzmir Kitap Fuarı, 19-28 Nisan tarihlerinde 10.00 ile 21.00 saatleri arasında ücretsiz olarak gezilebilecek. İzkitapfest - İzmir Kitap Fuarı, Kültürpark’ta kapılarını açtı. 350’ye yakın yayınevi, 50’ye yakın sahaf ile onlarca kurumun katıldığı İzkitapfest; Lozan’dan 26 Ağustos’a, Kaskatlı Havuz’dan Basmane’ye ve Atatürk Açıkhava Tiyatrosuna kadar Kültürpark’ın tüm alanlarına yayılarak doğayla iç içe bir edebiyat buluşmasına ev sahipliği yapıyor. İzmir Büyükşehir Belediyesinin ev sahipliğinde, İZFAŞ tarafından düzenlenen kitap fuarı, 19-28 Nisan tarihlerinde 10.00 ile 21.00 saatleri arasında ücretsiz olarak gezilebilecek. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay da, bu yıl Kültürpark’ın dört bir yanındaki açık alanlarda düzenlenen İzkitapfest - İzmir Kitap Fuarının açılışını yaptı. Kültürpark Lozan Kapısının iç bölümünde yapılan açılışta Başkan Tugay, yazar Ahmet Ümit ve CHP Zonguldak ve İzmir eski Milletvekili Kemal Anadol’a plaket takdim etti. Fuara İzmirlileri davet eden Başkan Cemil Tugay, “İzmirliler, Kültürpark’ın tamamında bir fuar yaşamanın keyfini, değerini bilir. Şimdi, ülkemizin ilk fuarı İzmir Enternasyonal Fuarıyla yaşadığımız bu geleneğe İzkitapfest de eklendi. ‘Baharın coşkusuyla Kültürpark’ta’ sloganıyla düzenlediğimiz festival sayesinde Kültürpark’a işte şimdi bahar geldi” dedi. “Kitaplar bizi dünyaya açar” İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay, “Bugün, İzmir’imizin hazinesi Kültürpark’ın kapılarından geçerken geldiğimiz yer, sadece Kültürpark değildi. Zamanları ve mekanları aşan bir yolculuğa adım attık hep birlikte. Öyle ki parkımızın sınırları genişledi; içine tüm zamanları, coğrafyaları, evrenin sonsuzluğunu ve dünyanın tüm hikayelerini aldı. İnsanlığın başlangıcından bu yana üretilen fikirler, yaşanan duygular, durumlar, hikayeler, bilimin ve sanatın bütün yolculuğu burada; Kültürpark kapılarının içinde bugün; çünkü bugün, kitapların şenliğini başlatıyoruz. Kitaplar, bizi dünyaya açar” diye konuştu. İzmir Büyükşehir Belediyesi Yayınları ile yayıncılığa yeni bir soluk geldiğini ifade eden Başkan Cemil Tugay, “Söyleşiler, imza günleri, konserler, dans ve pantomim gösterileri, müzikaller, tiyatrolar, illüzyonist gösterisi gibi onlarca türde binden fazla etkinlikle tam anlamıyla bir kitap festivali bizi bekliyor" diye aktardı. Sanat ve edebiyatın zorunlu tüketim maddesi haline getirilmesi gerektiğini savunan İzkitapfest’in onur konuğu yazar Ahmet Ümit, “İzmir gibi Türkiye’nin çok anlamlı bir şehrinde kitap fuarının onur konuğu olmak muhteşem bir şey. Bana hep şu soru soruluyor; ‘İzmir’le ilgili roman yazmayacak mısın? İzmir’de konu mu yok, bu kadar renkli, canlı, muhteşem tarihe sahip bu şehirde yok mu seni ilgilendiren bir konu?’ İzmir’i yazmadan ölmeyeceğim, merak etmeyin. İzmir ile ilgili şahane bir roman yazacağım, tarihi bir roman olacak ve elbette bu şehrin ilk ozanı dediğimiz büyük Homeros ile ilgili olacak. Başka çaresi var mı? Homeros olmadan İzmir olur mu?” şeklinde konuştu. Başkan Tugay, açılışın ardından Kültürpark’ta açılan stantları gezdi. Birçok yazar ve yayınevi, Başkan Tugay’a kitap hediye etti. Fuarı geliştirerek ve büyüterek yola devam edeceklerini ifade eden Tugay, büyüdüğünde belediye başkanı olmak istediğini söyleyen fuarın minik katılımcısı Poyraz’la da sohbet etti. Tugay, katılımcılara iyi fuarlar dileyerek İzmirlileri Kültürpark’a davet etti. Birbirinden önemli isimler İzkitapfest’te Girişin ücretsiz olacağı İzkitapfest, saat 10.00 ile 21.00 saatleri arasında ziyaret edilebilecek. İzkitapfest, sadece kitap alışverişi için değil; aynı zamanda söyleşiler, dinletiler, yarışmalar, konserler ve imza günleri ile ziyaretçileri için tam bir kültür şölenine dönüşecek. Yazar, şair, çizer, gazeteci, edebiyat dünyasının birbirinden önemli 800’den fazla ismi, düzenlenecek binin üzerinde imza etkinliği ve söyleşi ile deneyimlerini paylaşacak. Sivil toplum kuruluşları ve bu kuruluşlar bünyesinde yer alan yazarlar da özel olarak düzenlenen alanda okuyucuları ve İzmirli kitapseverlerle buluşacak. Sahaf Sokağı ile Türkiye’nin en geniş sahaf katılımına da ev sahipliği yapacak fuarda, özel kitap müzayedesi de gerçekleşecek. Atatürk Açıkhava Tiyatrosu birbirinden değerli isimleri ağırlayacak Kültürpark Açıkhava Tiyatrosunda bilim, düşün ve edebiyat dünyasının birbirinden değerli isimleri düzenlenecek söyleşi ve imza etkinliklerinde kitapseverlerle bir araya gelecek. Tarihçi, akademisyen, yazar Prof. Dr. İlber Ortaylı 22 Nisan’da, akademisyen, jeolog ve bilim insanı Prof. Dr. Celal Şengör 21 Nisan’da, şair yazar Murathan Mungan 27 Nisan’da, tarihçi, akademisyen, yazar Prof. Dr. Emrah Safa Gürkan 27 Nisan’da, animasyon yapımcısı ve karikatürist Varol Yaşaroğlu da 27 Nisan’da Atatürk Açıkhava Tiyatrosu’nda İzmirlilerle buluşacak. Edebiyatın önemli isimleri İzkitapfest’te Fuarda, birbirinden değerli yüzlerce yazar, şair, çizer, imza günleri ve söyleşilerle okurlarıyla bir araya gelecek. Ahmet Ümit, Ahmet Telli, Ayşe Kulin, Buket Uzuner, Canan Tan, Çağan Irmak, Mahir Ünsal Eriş, Mete Kaan Kaynar, Mine Söğüt, Murathan Mungan, Murat Menteş, Saygı Öztürk, Sema Kaygusuz, Serhan Asker, Şükrü Erbaş, Umut Sarıkaya gibi isimler fuarda okurlarıyla buluşacak. İzkitapfest’i, 10 gün boyunca yüz binlerce kitapseverin ziyaret etmesi bekleniyor. Fuarla ilgili katılımcı yayınevleri, etkinlik, söyleşi, imza günü takvimi ve daha fazla bilgi https://www.kitapizmir.com/ adresinde yer alacak.
Kütahya Kütahya’da sözleşmeli erler için yemin töreni Kütahya Hava Er Eğitim Tugay Komutanlığında temel eğitimlerini tamamlayan 289 sözleşmeli er için yemin töreni düzenlendi. Düzenlenen yemin törenine Hava Eğitim Komutanı Hava Korgeneral Erdoğan Gür, Kütahya Hava Er Eğitim Tugay Komutanı Tuğgeneral Mustafa Baş, Belediye Başkanı Eyüp Kahveci ve temel askerlik eğitimini tamamlayan askerlerin yakınları katıldı. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başlayan programda, tugay sancağının tanıtılmasının ardından askerler, ellerini etrafında sıralandıkları masaların üstünde bulunan Türk bayrağı ile silahların üzerine koyarak yemin etti. Kütahya Hava Er eğitim Tugay Komutanı Tuğgeneral Mustafa Baş, yemin eden sözleşmeli erlere başarılar diledi. Türk kültüründe askerliğin kutsal olduğunu belirten Baş, "Hava Er Eğitim Tugay Komutanlığı, insan odaklı yönetim anlayışı ile sadece erbaş ve erlere değil geleceğin komutan, lider ve yöneticilerine temel askerlik eğitimi veren ve kendisine çok özel sorumluluklar yüklenen Hava Kuvvet Komutanlığının tek eğitim tugay komutanlığıdır. Bu bilinç ile icra edilen ant içme törenleri millî birlik ve beraberliğimizin güçlendiği, vatana ve millete bağlılığın şeref sözü ile perçinlendiği, ülkemiz için canımızı seve seve vereceğimizin haykırıldığı çok özel anlardır." dedi. "Evlatlarınızla ne kadar övünseniz azdır." "Türk milletinin bağrından çıkan Türk Silahlı Kuvvetleri onun ayrılmaz bir parçası ve daima Türk milletinin hizmetindedir; yeri, Türk milletinin kalbidir" diyen Tuğgeneral Baş, "Sizlerin varlığı ile bu törenlerin anlamı ve coşkusu daha da büyümekte, heyecanı bir kat daha artmaktadır. Karşınızda büyük bir heyecan ve onurla duran 2024/S1 dönemi sözleşmeli erlerimiz vatanımızın dört bir yanından gelerek kutsal asker ocağında silah arkadaşı olmanın bilincine ve hazzına vardılar. Biraz önce ettikleri yemin ile de birer sözleşmeli er olarak Hava Kuvvetleri Komutanlığı saflarına katıldılar. Sizler, bu evlatlarımızın andına şahitlik edip bu gururu onlarla paylaştınız ve sevinçlerine ortak oldunuz. Ettikleri bu yemin, askerin mesleğine yürekten bağlanışıdır. Teminatı, şeref bedeli gerektiğinde vatan uğrunda gazi veya şehit olmaktır. Ordu-millet kavramının oluştuğu Türk kültüründe askerlik kutsaldır. Kutsaldır, çünkü vatana hizmettir. Şehitlerimizin ve gazilerimizin miras bıraktığı vatanı canı pahasına korumaktır. Bu çerçevede; Türk milletinin bağrından çıkan Türk Silahlı Kuvvetleri onun ayrılmaz bir parçası ve daima Türk milletinin hizmetindedir; yeri, Türk milletinin kalbidir. Değerli anneler, babalar, Mehmetçiklerimizin eşleri ve yakınları, biliyorum ki; bugün burada hayatınızın en unutulmaz anlarından birini yaşıyorsunuz. Karşınızda dimdik duran evlatlarınıza bakarken büyük bir gurur ve mutluluk duyuyorsunuz. Gururu sizlere yaşatan evlatlarınızla ne kadar övünseniz azdır. Bu gururunuzu paylaşmanın mutluluğu içerisinde sizleri kutluyor, bu vatan evlatlarını yetiştirdiğiniz için sizlere saygı ve şükranlarımı sunuyorum. Bu kutsal ocaktaki eğitiminizi başarı ile bitirdiniz ve artık göreve hazırsınız. Eğitim süresi içerisinde sadece verilen eğitimi değil, aynı zamanda bayrak, vatan, asker ve silah arkadaşlığının oluşturduğu paylaşma, yardımlaşma, bir ve beraber olma duygusunu da yaşadınız. İnanıyorum ki bu ortamın sağladığı arkadaşlıklarınız meslek hayatınızda da kalıcı olacaktır. Bu kapsamda öncelikli hedefiniz; şanlı ecdadımızın, canları pahasına kurdukları cumhuriyetimizi sonsuza kadar yaşatmak olmalıdır. Sizleri, Hava Kuvvetleri Komutanlığı saflarına yeni görev yerlerinize uğurlamanın mutluluğu ile kutsal andınızın hayırlı ve uğurlu olmasını diliyorum. Kısa bir eğitim dönemi içerisinde milletimizin bize en değerli emaneti olan Mehmetçiklere saygı ve sevgiyi esas alarak askerî disiplin ve eğitim verdiniz, onları göreve hazırladınız. Sizleri bu üstün gayretiniz ve disiplin anlayışınız nedeniyle kutluyorum. Konuşmamı sonlandırırken kahraman Türk Silahlı Kuvvetlerinin bir personeli olarak bu gurur anını yaşamamıza vesile olan cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e, silah arkadaşlarına ve değerli gazilerimize sonsuz minnet ve saygılarımı sunuyor, bu aziz vatanın birliği ve dirliği için canlarını esirgemeden feda eden tüm şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyorum." ifadelerini kullandı. Korgeneral Gür ve Tuğgeneral Baş başarılı askerlere katılım belgesi, ailelerine ise hediye takdim etti.