EKONOMİ - 07 Aralık 2015 Pazartesi 15:43

Rusya, Türkiye’ye 3 bin ton malı iade etti

A
A
A
Rusya, Türkiye’ye 3 bin ton malı iade etti

Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik, Rusya’nın Türk hava sahasına giren savaş uçağının düşürülmesinin ardından Türkiye’ye yönelik aldığı ekonomik yaptırım kararları kapsamında 3 bin ton civarında ürünün iade edildiğini söyledi.

Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Çelik, TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu ve beraberindeki heyeti makamında kabul etti. Kabulde konuşan Bakan Çelik, diyalog mekanizmalarını çalıştırarak TOBB ile birlikte yapacakları çok önemli hizmetler olduğunu ifade ederek, "Yapacağımız bu görüşmede de gelecekteki birlikteliğimizin alt yapısını oluşturacak önemli değerlendirmeleri yapacağız" dedi.

Kabulde gazetecilerin sorularını da cevaplayan Bakan Çelik, “Rusya’dan geri gelen ürünlerde bir artış var mı?” sorusuna, “Yeni yıla varıncaya kadar bir süre var. Burada bir sorun yaşanmayacağı şeklinde bir algı var ama bu ilk günlerde yaş meyve sebze olduğu için o beklemenin getirmiş olduğu dezavantajlı bir durum var. Kesin bir rakam vermeyelim ama 160 ton değil biraz daha fazla bir iade söz konusu. 3 bin ton civarında bir rakam söz konusu” yanıtını verdi.

“YENİ PAZAR ALANLARI BULMA KONUSUNDA BÜYÜK BİR ÇABA İÇERİSİNDE OLMAMIZ GEREKİYOR”

Bakan Çelik, açıklamalarına şöyle devam etti:

“Dünya geniş bir coğrafya, bu anlamada yeni pazar alanları bulma konusunda büyük bir çaba içerisinde olmamız gerekiyor. Bosna-Hersek Federasyon Başbakanı buradaydı, yaptığımız görüşmede söylediği bir şey çok dikkatimi çekti. Biz hayvansal ürünlerle ilgili değerlendirme yaparken, Türkiye’den Bosna’ya yaş sebze meyve ihracatının çok düşük olduğunu, başka ülkelerden temin ettiklerini ve bu konuda bir çalışma yapabileceklerini ifade ettiler. Biz de hemen gerek hayvansal ürünler, gerekse yaş meyve ve sebze ile ilgili teknik heyeti göndereceğimizi, gerekli çalışmalar yapılacağını ifade ettik. Bunları hükümet nezdinde değerlendiriyoruz, inşallah üreticimizin, ihracatçımızın oluşabilecek krizlere karşı önlemleri hazırlayan noktada olacağız.” 

Bakan Çelik’e hayırlı olsun ziyaretinde bulunduklarını ifade eden Hisarcıklıoğlu ise, “Biz geçen dönemdeki çalışma anlayışından dolayı kendisine teşekkür ediyoruz. TOBB olarak bizim direk olarak çalışma alanımızın içerisinde olan Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı, gerek kamu sektöründe çalışan arkadaşlarımız açısından, gerek ticaret borsalarımız açısından, gerekse gıdaya dayalı sanayiciler açısından baktığınız zaman zaten birçok alanda Sayın Bakan ile ortak çalışma alanlarımız var. Önümüzdeki dönemde özellikle Türkiye tarım ve hayvancılıkta birçok köklü problemlerin çözülmesi noktasında çok başarılı olacağına inanıyoruz. Sayın bakanın bir çalışma stili var, o da ortak akıl. Ortak akıl da zaten bu işin doğruyu bulabilmek için en doğru yol. İhracatta, tarım sektörüne bağlı olarak yapmış olduğumuz üretimdeki ihracatta komşulardaki problemden dolayı yaşadığımız sıkıntılar var. Bunları da akıl yoluyla en uygun pazarları bulup, elimizdeki üretmiş olduğumuz ürünlerin pazarlanmasına katkı sağlayacağına inanıyoruz. Bugünkü Bakanlar Kurulu toplantısında Başbakanımıza brifing verecekler" diye konuştu.

Bir gazetecinin, “Rusya ile ilgili TOBB’da bir kriz masası oluşturdunuz. Bu anlamda tarımı da içeren sorunlar ağırlıklı olarak hangi sektörde toplanıyor?” sorusu üzerine yaş meyve ve sebze ürünlerinde sorun olduğunu kaydeden Hisarcıklıoğlu, “Gerek nakliye, gerekse gümrükte yaşanan problemler, geçişler noktasında sıkıntı var. Sipariş iptalleri gibi konular var, bunları rapor olarak Ekonomi Bakanlığı'na, ekonomiden sorumlu Başbakan Yardımcılığı'na rapor halinde sunuyoruz” cevabını verdi. 

ARZU TÜRKUÇAR

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Gaziantep Dayıdan yeğenlerine bakırcılık mirası Gaziantep’te Bakırcılar Çarşısı’nda 22 yıldır Turistlik El Sanatları Bakır ustalığı yapan Gökhan Bilici, 4 küçük yeğenine el sanatlarının püf noktalarını öğretiyor. Geleneksel bakırcılık sanatını gelecek nesillere taşıma misyonuyla hareket eden Bilici, bu zanaatın sadece bir meslek değil, aynı zamanda bir kültür mirası olduğuna inanıyor. Çocukların her biri, dayılarının yanında hem eğleniyor hem de bakırı şekillendirmenin inceliklerini öğreniyor. Gaziantep’in tarihi çarşısında, bu 4 genç çırak, bakırcılık sanatının inceliklerini öğrenirken, aynı zamanda bu mesleğin geleceğini de şekillendiriyorlar. “Hiçbir zaman bizi aç susuz bırakmayacak bir iş yapıyoruz” Bakırcılık sanatının hiçbir zaman ekonomik sıkıntı yaşatmayacağını söyleyen Bilici, “Turistlik El Sanatları Bakır ustasıyım. 22 yıldır bu işi yapıyorum. İşimi severek yapıyorum. Yeğenlerimde benimle birlikte çalışıyorlar. Bana yardımcı oluyorlar. Yeğenlerim yaklaşık 5 - 6 yıldır benimle çalışıyor. Mesleğimiz iyi bir meslek. Hiçbir zaman bizi aç susuz bırakmayacak bir meslek yapıyoruz. Fakat temelden eleman yetişmiyor. Mecbur biz yeğenlerimizi, çocuklarımızı yetiştirmeye çalışıyoruz. Yeğenlerimde severek yapıyor işini. Zaten bir işi severek yapmazsan ondan bir verim alamazsın. Biz burada çaydanlık, sürahi, cezve ve ayran bardağı gibi birçok şey yapıyoruz” dedi. “Meslekler bir altın bileziktir” Meslek öğrenmenin gelecekte avantaj oluşturacağına değinen Bilici, “Bu mesleğin ölmemesi için herkesin kendi çocuğunu tüm meslek dallarında bir işe başlatmalı. İlerleyen zamanlarda esnaf olarak mesleğimiz ölmek durumunda. Biz son aşamasındayız. Belki bundan 5 yıl sonra hiç eleman yetişmeyecek. Okuyan kişinin mesleği oluyor. Eğer okumazlarsa ellerinde bir meslek olması onlar için gelecekte avantaj olur. Meslekler bir altın bileziktir” şeklinde konuştu. “12 yıldır bu mesleği ve severek yapıyorum” Henüz 18 yaşında olmasına rağmen 12 yıldır çıraklık yaptığını söyleyen yeğen Ahmet Kaya, “6 yaşında başladım. 12 yıldır bu mesleği ve severek yapıyorum. Ben çok sevdiğim için kardeşlerimde ilgi duymaya başladı mesleğe. Kardeşlerimde artık severek yapıyor işini. Ben bu mesleği ustaların eline bakarak öğrendim. Benim bir küçüğüm Ömer, 8 yıldır yapıyor bu işi. Onun küçüğü Mehmet, 4 yıldır yapıyor. En küçüğümüz Emre, 9 yaşında 3 yıldır da o yapıyor” diye konuştu.
Malatya Uzmanlardan ’kene’ uyarısı Malatya’nın Yeşilyurt ilçesinde görev yapan Aile Hekimi Dr. Fuat Zengin, havaların ısınması ile birlikte kenelerden bulaşan KKKA virüsü tehdidine dikkat çekerek, Kırım Kongo Kanamalı Ateşi vakalarına karşı vatandaşları uyardı. Halk arasında bilinen adıyla kene ısırması olan Kırım Kongo Kanamalı Ateş (KKKA) hastalığı, Türkiye’de özellikle kırsal kesimlerde kentlere oranla daha fazla görülüyor. Vakalarda yanlış müdahale sebebiyle KKKA ateş, halsizlik, iştahsızlık, kas ağrısı, baş ağrısı, bulantı, kusma, ishal ve ağır vakalarda kanama gibi izler ile kendisini gösterebiliyor. “Doğru bir yöntemle bulunduğu yerden alınmalı” Kene ısırığına maruz kalan birine panik yapmadan doğru müdahalede bulunulmasının önemine dikkat çeken Aile Hekimi Dr. Fuat Zengin, "Halk sağlığını ilgilendiren önemli konulardan bir tanesi de kenedir. Kene bir parazittir. Bu parazit daha çok Nisan ve Eylül aylarında toprak ve hayvancılıkla uğraşanlarda daha çok görebildiğimiz bir parazit türüdür. Kene, daha çok hayvanlarda emdiği virüsü insana taşıyor, taşınan virüs belirli bir zamanda sonra bir takım ciddi rahatsızlıklara neden olabiliyor. Kene bir insanı ısırdıktan sonra 12 ila 24 saat gibi bir süre geçmiş olması gerekiyor ki virüs bulaşmış olsun. Isırığa maruz kalan bir kişi öncelikle endişelenmeli ve kene doğru bir yöntemle bulunduğu yerden alınmalı. Sigara ile yakmak, üzerine alkol dökmek, keneyi yakmak bunlar kesinlikle yanlış olan yöntemlerdir. Kırsal bölgede yaşayan ve kenenin ısırdığı bir kişi ne yapacağını bilmiyorsa ya pense ya da bir ipi daire şeklinde keneye geçirerek yavaşça keneyi endişelenmeden çıkaracağız. Kene çıkarma esnasında endişelendirilir ve de sıkıştırılırsa patlama durumunda sıçrayan virüs ciddi sorunlara neden olabilir” dedi. "Elbise tercihine dikkat edilmeli” Tarım ve hayvancılıkla uğraşan vatandaşların elbise tercihlerine dikkat etmesi gerektiğini belirten Zengin, "Tarım ve hayvancılıkla uğraşan vatandaşlarımızın vücutlarında açık yer olmamalı. Çalışırken, çorap ve çizme giymelerinin yanı sıra eldiven kullanımı önemlidir. Kene, Kırım Kongo Kanamalı Ateşi hastalığına sebep olabiliyor, Kırım Kongo Kanamalı Ateşi riskinden dolayı kene ısırması önem arz etmektedir. Isırma sonrası hızlıca çıkarılmalı ve kontrollerin yapılması önerilmektedir" diye konuştu.
Hatay Köpek saldırısından kaçarken ayağını kıran çocuk, yaşadıklarını anlatı Hatay’ın Samandağ ilçesinde köpek saldırısına uğrayan 14 yaşındaki kız çocuğunun, saldırıdan kaçarken ayağı kırıldı. Olay anı güvenlik kamerasına yansırken, çocuk yaşadığı korku dolu anları anlattı. Olay, Samandağ ilçesi Değirmenbaşı Mahallesi’nde meydana geldi. 23 Nisan akşamı kuzenleriyle dışarıya çıkan 14 yaşındaki Zeynep Açar, yolun karşısında duran köpeğin saldırısına uğradı. Köpeğin üzerlerine doğru koştuğunu gören Açar, köpekten kaçarken yere düştü ve ayağını kırdı. Köpeğin kızlara saldırma ve Açar’ın kaçarken ayağını kırılma anları güvenlik kamerasınca kaydedildi. Kızı köpek saldırısına uğradıktan sonra konuşan Mithat Açar, yetkililerden sokak köpeklerinin toplanmasını istiyor. “O korkuyla ve can havliyle koşarken ayağımı çarptım ve kırıldı” Köpekten kaçtığı esnada ayağına kütüğe çarptığını belirten 14 yaşındaki Zeynep Açar, “Kuzenlerimle akşam yürüyüş yapmak istedik. Yolun karşısında bir köpek vardı. Köpeğe herhangi bir kışkırtma yapmamamıza rağmen üstümüze doğru koşmaya başladı. Biz de o korkuyla ve can havliyle kendimizi koşarken bulduk. Ben de o sırada ayağımı kütüğe çarptım. O esnada ayağım kırıldı. Şu an ayağımda hala ağrılarım var. Yürüme sürecim 2 ay sürebilir. Sokak köpekleri hakkında gerekenlerin yapılmasını istiyorum” dedi. “Kızım bu acıları çekti ama başka çocuklar çekmesin” Kızının yolda giderken köpek saldırısında uğradığını ifade eden Mithat Açar, “Geçen Çarşamba günü kızım ve kuzenleri yolda giderken akşam saatlerinde bir köpeğin saldırısına uğradı. Kızım köpekten kaçmaya çalışırken yolda duran kütüğe ayağa takılarak yere düşünce ayağı kırılıyor. Kızım bir köpek saldırısına uğradığını söyledi. Çevrede çok köpek var ama kızıma bir köpek saldırdı. Bir köpeğin saldırısı da yeterli oluyor. Yetkililerden sokak köpeklerinin toplanmasını istiyorum. Kızım bu acıları çekti ama başka çocuklar çekmesin. Yetkililerden bir çözüm bulmalarını istiyorum” ifadelerini kullandı.