GÜNDEM - 23 Kasım 2017 Perşembe 02:44

S-400'lerin teslimat tarihi belli oldu!

A
A
A
S-400'lerin teslimat tarihi belli oldu!

Milli Savunma Bakanı Nurettin Canikli, Rusya Federasyonu'ndan S-400 sistemleri tedariki için sözleşme imzalandığını ve ilk sistemin teslimatının 2019 yılında gerçekleştirilmesinin planlandığını söyledi.

Bakan Canikli ayrıca, "Müttefiklerimiz koalisyon tarafından, özelikle ABD, PKK/PYD/YPG'ye temin edilen silahların ülkemizdeki bazı terör saldırılarında da kullanıldığını tespit ettik. Bu bilgiyi başta ABD olmak üzere ilgili müttefiklerimizle defalarca paylaştık" dedi. 

Milli Savunma Bakanı Nurettin Canikli, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda 2018 Merkezi Yönetim Bütçe ve 2016 Kesin Hesap Kanun Tasarısı ile Sayıştay Raporları görüşmelerine katılarak, bakanlığı ile ilgili sunum yaptı. Türkiye'nin milyonlarca insana yardım ettiğine dikkat çeken Bakan Canikli, Türkiye'nin dünyada kişi başına milli gelirden yapılan yardımlar sıralamasında dünya birincisi olduğunu ifade etti. Canikli, "Suriye'deki iç savaş, zulümden, ölümden kaçan 3 milyon 200 Suriyeliye ev sahipliği yapmaktayız. Irak’tan, Afganistan’dan ve başka ülkelerden gelenlerle birlikte Türkiye’ye sığınanların sayısı 3,5 milyona ulaşmıştır" dedi. Canikli şöyle konuştu:

"Milli savunma sanayiinin geliştirilmesinin bu topraklarda, coğrafyada özgürce yaşamamız için hayati öneme haiz olduğunun altını çizmemiz gerekiyor. Özellikle son yıllarda daha önceki dönemlerde çok rahatlıkla temin edebildiğimiz savunma sistemlerini ve onların yedek parçalarını aynı ittifak içerisinde olduğumuz dost ülkelerden temin etmekte zorlandığımıza ve bunun örtülü ambargo şeklinde ortaya çıktığına dikkat etmemiz gerekiyor. Güçlü bir savunma tesis ederken sadece 80 milyon vatandaşımızın hak ve hukukunu müdafaa etmekle yetinmiyoruz."

Bakan Canikli, Suriye'de icra edilen Fırat Kalkanı Operasyonu'na ilişkin olarak, "Suriye'de icra edilen Fırat Kalkanı Harekâtı'nda desteklenen Özgür Suriye Ordusu ile 243 yerleşim birimini kapsayan toplam 2 bin 15 kilometrekarelik alanda kontrol sağlanmış, 2 bin 647 DEAŞ mensubu etkisiz hale getirilmiş ve böylece ülkemize yönelmiş olan tehdit bertaraf edilmiştir. Fırat Kalkanı bağlamında Türk Silahlı Kuvvetlerinin harekâtta konuşlanma ihtiyaçlarına yönelik üs bölgesi kurulması çalışmaları büyük ölçüde tamamlanmıştır" şeklinde konuştu.

Terör örgütü PKK ve uzantıları olan PYD/YPG’nin amacının Suriye ve Irak'ta DEAŞ'la mücadele kisvesi altında kendilerine alan açarak siyasi güç kazanmak ve yapı oluşturmak olduğunu söyleyen Bakan Canikli, "Bu gerçeği görüyoruz, bu gerçeği biliyoruz. Özellikle altını çiziyorum ki Türkiye bu tür oluşumlara asla müsaade etmeyecektir. Bu nedenle sahada yürütülen faaliyetler, Suriye ihtilafının siyasi çözümü için temel alınan ilkelerle çelişmemelidir. Söz konusu ilkelerin başında Suriye’nin üniter yapısının ve toprak bütünlüğünün korunması gelmektedir. DEAŞ sonrası dönemde Suriye’de PKK/PYD/YPG terör örgütüyle işbirliğinin sürdürülmesi, bölgeyi içinden çıkılamaz şiddet sarmalına sürükleyecek, terör bataklığının genişlemesine ve terör örgütlerinin daha fazla yaşam alanı bulmasına yol açacaktır. Bu nedenle sahada yürütülen faaliyetler, Suriye ihtilafının siyasi çözümü için temel alınan ilkelerle çelişmemelidir. Söz konusu ilkelerin başında Suriye’nin üniter yapısının ve toprak bütünlüğünün korunması gelmektedir. DEAŞ sonrası dönemde Suriye’de PKK/PYD/YPG terör örgütüyle işbirliğinin sürdürülmesi, bölgeyi içinden çıkılamaz şiddet sarmalına sürükleyecek, terör bataklığının genişlemesine ve terör örgütlerinin daha fazla yaşam alanı bulmasına yol açacaktır" diye konuştu.

“Uluslararası hukuktan doğan müdahale hakkımızı kullanacağımızdan kimsenin şüphesi olmasın”

Canikli şöyle konuştu:

"Müttefiklerimiz koalisyon tarafından, özelikle ABD, PKK/PYD/YPG'ye temin edilen silahların ülkemizdeki bazı terör saldırılarında da kullanıldığını tespit ettik. Bu bilgiyi başta ABD olmak üzere ilgili müttefiklerimizle defalarca paylaştık. Milli güvenliğimizi tehdit eden PKK/PYD/YPG’nin silahlandırılmasına ilişkin tepkilerimiz ABD’li muhataplarımıza en üst düzeyde iletilmiştir. Şu ana kadar çok ciddi sayıda ve orada DAEŞ ile mücadele konseptinin çok ötesinde olacak şekilde bu yapıya silah sağlanmıştır ve sağlanmaya devam etmektedir. Unutulmamalıdır ki PKK/PYD/YPG’nin olduğu her yer Türkiye için bir tehdittir ve bu kapsamda uluslararası hukuktan doğan müdahale hakkımızı kullanacağımızdan kimsenin şüphesi olmasın."
NATO'nun 8-17 Kasım tarihlerindeki tatbikatlarında olumsuz gelişmeler yaşandığını hatırlatan Canikli, "Bu tatbikat esnasında hangi amaca ve örgüte hizmet ettiği henüz belli olmayan iki şahıs tarihimize, Cumhuriyetimizin kurucu lideri Gazi Mustafa Kemal Atatürk'e ve Cumhurbaşkanımızın şahsına yönelik olarak son derece çirkin, provoke edici ve aslında Batı'nın savunduğu temel değerlerle asla bağdaşmayan vahim ve kabul edilemez nitelikte provokasyona imza atmışlardır. Özellikle vurgulamak istiyorum. Tarihimize, mirasımıza, liderlerimize karşı yapılan bu saygısızlık ve bu rezillik kesinlikle cevapsız bırakılmayacaktır. Nitekim ilk tepkimiz olarak askeri ve sivil makamlarımızca derhal gerekli adımlar atılmış, tatbikata katılan personel geri çekilmiştir" ifadelerini kullandı.

“İlk S-400 sisteminin teslimatının 2019 yılında gerçekleştirilmesi planlanmaktadır”

S-400 füzelerine ilişkin olarak ise Canikli, "Ülkemizin hava savunması için uzun menzilli bir hava savunma sisteminin milli imkan ve kabiliyetleri göz önünde bulundurarak tasarlanıp, üretilmesine yönelik çalışmalarımız son hızla devam etmektedir. Orta ve uzun vadeli olarak ortak tasarım ve üretim boyutlarını içeren ayrı bir proje başlatmakta olduğumuzu belirtmek isterim. Ancak aciliyet arz eden hava savunma sistemi ihtiyacımızın bir an evvel karşılanması maksadıyla Rusya Federasyonu'ndan S-400 sistemleri tedariki için sözleşme imzalanmış ve avans ödemesi yapılmıştır. Bir adedi opsiyon olmak üzere 2 adet S-400 sistemi sözleşme kapsamında tedarik edilecektir. İlk sistemin teslimatının 2019 yılında gerçekleştirilmesi planlanmaktadır. Bu sistemler teslim alındığında ülkemiz önemli bir hava ve füze savunma yeteneği kazanmış olacaktır" dedi. 

Hain darbe girişiminin üzerinden bir yıl geçtiğini hatırlatan Bakan Canikli, "FETÖ terör örgütü ile organik bağı tespit edilen 150 general, 4 bin 630 subay, 2 bin 168 astsubay, bin 211 uzman erbaş/sözleşmeli er, 411 devlet memuru/işçi olmak üzere toplam 8 bin 570 personel ihraç edilmiştir. İhraçlar dolayısıyla karşılaşılan personel açığını kapatmak için personel temin faaliyetleri kapsamında 20 Ekim 2017 tarihi itibarıyla bin 537 subay, 4 bin 36 astsubay, 3 bin 26 uzman/erbaş, 5 bin 790 sözleşmeli er olmak üzere toplam 14 bin 389 personel temin edilmiştir" şeklinde konuştu.  

Ahmet Umur Öztürk - İbrahim Berat Yılmaz

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Lokanta ve kafelerde KDV oranında değişiklik Resmi Gazete’de Lokanta ve kafelerde yüzde 8 olan KDV, yüzde 10’a, yüzde 18 olan KDV’nin, yüzde 20’ye çıkarılmasına ilişkin tebliğ Resmi Gazete’de yayımlandı. Katma Deper Vergisi Genel Uygulama Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ Resmi Gazete’de yayımlandı. Tebliğe göre, Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın 26 Nisan 2014 tarihli Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliğinde yer alan ’yüzde 8’ ibarelerinin ’yüzde 10’, ’yüzde 18’ ibarelerinin ’yüzde 20’ olarak değiştirilmesine karar verildi. Buna göre, lokantaların hizmetlerini, et, su, meyve suyu gibi gıda malzemesi satışı göstererek yüzde 10 yerine yüzde 1 KDV ile faturalandırmasının önüne geçilecek. Hizmet sunan lokanta, kafe, pastane gibi işletmeler kendilerinin hazırlayıp sundukları yiyecek ve içecekler ile dışarıdan temin edilerek buralarda sattıkları ürünler için yüzde 10 oranında KDV hesaplayacak. Bu işletmelerin telefonla veya internet üzerinden sipariş suretiyle adrese gönderme, gel-al gibi yöntemlerle yaptıkları tüm satışlar da aynı kapsamda değerlendirilecek. Öte yandan, yiyecek ve içecek hizmetlerine yönelik işyeri ruhsatı bulunmadığı halde müşterilerine masa, oturma yeri, tezgah gibi servis yapılabilen alanlarda yiyecek ve içecek hizmetleri sunanların bu yerlerde yaptıkları satışlar da bu kapsamda olacak. Tebliğin yayımını izleyen ayın başında yürürlüğe gireceği belirtilirken hükümlerinin Hazine ve Maliye Bakanınca yürütüleceği belirlendi.
Bitlis Ahlat’ta ‘Tarihe Damga Vuranlar Haluk Dursun’ anma programı düzenlendi Eski Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun vefatının 5. yılında Bitlis’in Ahlat ilçesinde anıldı. Ahlat ilçesinde Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun anısına “Tarihe Damga Vuranlar Haluk Dursun” anma programı düzenlendi. Kültür ve Turizm Bakanlığı ile İçişleri Bakanlığı’nın katkılarıyla Anadolu Kültür ve Tarih Birliği Derneği tarafından düzenlenen program saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Daha sonra konuşma yapan Bitlis Valisi Erol Karaömeroğlu, “Haluk Dursun’un hatırasına sahip çıkan bu anlamlı program dolayısıyla sizlerle beraber olmaktan duyduğum memnuniyeti özellikle ifade etmek istiyorum. Bugün ülkemizin yetiştirmiş olduğu mümtaz bir ismi anmak üzere buradayız. Prof.Dr.Haluk Dursun’u ebedi aleme uğurlayalı tam 5 yıl oldu. Van Erciş’te kendi aracıyla seyir halindeyken meydana gelen elim bir trafik kazası sonucu maalesef hocamızı 19 Ağustos 2019 tarihinde kaybettik. Kültür birikimi ve hitabetiyle araştırmayı, bildiğini ve gördüğünü meraklısına aktarmayı seven, hayatını görevine adayan bir bilim insanıydı. Ahmet hocamızı bir kez daha rahmetle, özlemle, şükranla yad ediyorum. Değerli ailesine, dostlarına, mesai arkadaşlarına tekrar başsağlığı diliyorum. Rabbim Haluk hocamızdan razı olsun, mekanı ali olsun. Bu anlamlı buluşmanın düzenlenmesinde emeği geçen herkese teşekkür ediyorum” dedi. Ardından konuşan AK Parti Ankara Milletvekili Zeynep Yıldız, “Gerçekten bir ideal, ülkü ve niyet uğruna yola koyulanlardandı Haluk hoca ve bugün bizi burada bir araya getirdi. Bunu da yaparken bir mekan ve bellek ilişkisi kurmaya yönelik en önemli noktalardan birinde Ahlat’ta bizleri buluşturdu. Gerçekten nereden geldik nereye doğru yürüyeceğiz duygusunu bize pekiştirebilecek bir noktada bir araya gelmiş olduk” ifadelerini kullandı. MHP Genel Başkan Başdanışmanı Prof. Dr. Ruhi Ersoy’da, “Ahlatın maneviyatıyla gençliğin enerjisini bir araya getiren bu tarihi ve bu mukaddes şehirde Kubbet-ül İslam’da sizlerle beraber olmaktan tarihe adanmış, adanmış olduğu bir ülküsünde yol yürürken rahmeti rahmana kavuşmuş değerlerimizi anma vesilesiyle sizlerle olmaktan bende kıvanç duyuyorum. Ahlat’ı anlamak, tanımak ve bu değerler etrafında dertlenen Ahmet Haluk Dursun profili, şahsiyetleri, onun etrafında neşet etmiş yetiştirmiş olduğu gençlerin yeniden filizlenmesine iklim oluşturmaktır. Bizim muradımız ve mefkuremiz budur. Siyasetten de, devlet hayatından da anladığımızda budur, bu olmalıdır. Bu sebepten dolayı bugün bu saatte bu salonu dolduran her bir arkadaşım bu atmosferin bir parçası olmuştur. Bu programın hayat bulmasında dertlenerek Ahmet Haluk Dursun hocanın derdini kendine dert ederek yola çıkıp kamu imkanlarıyla bu iş yürümüyorsa milletle yürüyebiliriz, dernekleşiriz diyerek devletimizin kapısını çalarız diyerek yolculuğa başladı. Bugünün anlamını bir bütün halinde program bitene kadar hissedip yaşayalım” şeklinde konuştu. Bitlis Eren Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof.Dr.Ferit İzci ise, “Bizim medeniyetlerimiz başka medeniyetlere benzemez. Bizim medeniyetlerimiz işte böyle şahsiyetler ve gençler üzerine inşa edilmiş ilelebet varlığını devam ettirecek medeniyetlerdir. Başka medeniyetlerin hayal bile edemeyecekleri zirvelere çıkmış olan ecdadın nesilleriyiz. Hayatını bu şekilde mücadeleyle geçiren başta sayın Ahmet hocamız olmak üzere bu ülkede ve coğrafyada yetişmiş değerlerli şahsiyetlere huzurlarınızda saygıyla ve minnet duyuyorum” dedi. Düzenlenen program hakkında gazetecilere açıklamada bulunan Anadolu Tarih ve Kültür Birliği Derneği Başkanı Doğan Güngör, “Kültür ve Turizm Bakan yardımcısıyken çok sevdiği Ahlat’ı ziyaretinin hemen sonrasında geçirdiği trafik kazasıyla hayatını kaybeden Prof.Dr.Ahmet Haluk Dursun hocayı anmak, Ahlat’ı anlatmak ve gençlerle hemhal olmka için buradayız. Dernek olarak hocamızı anmak üzere yaptığımız ikinci program. İlkini Çanakkale’de yine tarihimizin müstesna mekanlarından birinde, bugünde Ahlat’ta yaptık” dedi. Anma programına katılan Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un kızı Nilay Dursun’da duygularını şöyle ifade etti; “Babamın hayatının son yıllarında özellikle çok önem verdiği Anadolu Tarih ve Kültür Birliği projesinin yaşatılıyor olabildiğini görmek gerçekten çok mutluluk verici. Yıllar önce babamın vefatından sonra tanıştığım bu değerli ekiple 5.yılında da bu tarz etkinliklerle bir araya gelmeyi sürdürüyoruz. Babamı anmayı, onun öğretilerini, gençlere aktarmaya çalıştığı bilgileri bir arada tekrar hatırlayarak belki yeni kitlelere aktarmaya çalışıyoruz. Bu gerçekten çok önemli. Dolayısıyla bu etkinliklerde desteği olan herkese çok teşekkür ediyorum.” İstanbul Üniversitesi Tarih Bölümü son sınıf öğrencisi Kenan Toprak Çatkın’da, “Ahlat’a ikinci gelişim. Bundan önce de bir program aracılığıyla gelmiştim. Haluk hoca bizde çok önemli ve derin etkiler bıraktı. Zaten bu etkileri panelimizde de anlatacağız” dedi. Yapılan konuşmaların ardından program Anadolu Kültür ve Tarih Birliği Derneği Musiki Grubunun Haluk Dursun’un sevdiği müzikleri seslendirmesiyle devam etti. Arından Ahmet Haluk Dursun hocayla anısı olan çeşitli üniversite öğrencilerin paneli ve BEÜ öğretim üyesi Doç.Dr.Hasan Buğrul’un Ahlat’taki tarihi mezar taşları üzerindeki övgü içerikli yazılar adlı sunumuyla program sona erdi. Anma programı sonunda toplu hatıra fotoğrafı çektirildi. Ahlat Halk Eğitimi Merkezi konferans salonunda düzenlenen anma programına Ahlat Kaymakamı Batuhan Bingöl, Ahlat Belediye Başkanı Yavuz Gülmez, Bitlis İl Emniyet Müdürü Ortaç Şekeroğlu, Bitlis İl jandarma komutanı Tuğgeneral Eyüp Subaşı, bazı kurum amirleri, çok sayıda akademisyen, yazar, eğitimci ve öğrenci katıldı. Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un kaza sonucu vefatı 2019 yılında Malazgirt Zaferi’nin 948. yıl dönümü etkinlikleri öncesi Ahlat’ta gezi ve incelemelerde buluna merhum Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun, buradaki incelemeleri sonrası kara yoluyla Van’a hareket etmişti. Dursun’un içinde bulunduğu araç, Erciş’in Bayramlı Mahallesi yakınlarında kaza yapmış, kazada Ahmet Haluk Dursun hayatını kaybetmişti.
Antalya Otomobil su kanalına uçtu: Öldüğü düşünülen sürücünün yüzerek kaçtığı ortaya çıktı Antalya’da kontrolden çıkıp su kanalına uçan otomobildeki sürücü, kanaldan yüzerek çıkıp olay yerinden kaçtı. Aracın yaklaşık 1 buçuk ay önce satışını yapıp devrinin henüz alınmadığını belirten ruhsat sahibi kadın ise olay yerine geldiğindeki ilk sözü, “Allah’tan içinde kimse yok” oldu. Kazanın görgü şahidi bir genç ise, “Sürücü çok paniklemişti, yüzerek kanaldan çıktı, ardından kaçtı” dedi. Kaza, saat 22.00 sıralarında Kepez ilçesine bağlı Göksu Mahallesi’ndeki Nene Hatun Caddesi ile İbn-i Sinan Sokak kesişiminde meydana geldi. Henüz sürücüsünün ismi öğrenilemeyen 16 LUB 73 plakalı otomobilin önce kaldırıma çarpıp ardından su kanalına uçtuğunu görenler durumu 112 Acil Çağrı Merkezine bildirdi. İhbarın ardından olay yerine itfaiye, polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Belirtilen adrese gelen itfaiye ekipleri, araçta yaptıkları kontrolde herhangi bir kişinin olmadığını tespit etti. Bunun üzerine görgü şahitlerinin ifadesine başvuran polis, sürücünün araçtan çıktıktan sonra yüzerek kanaldan çıktığını ve ardından panikleyerek kaçtığını belirledi. Trafik polisinin araç plakasından yaptığı sorgulamada, aracın Gülfer Hanedar adına kayıtlı olduğu belirlendi. “Arabayı sattım, parasını aldım ama devrini almadı” Ekiplerin haber vermesiyle kaza yerine gelen Hanedar, aracı Halil isminde bir galerice yaklaşık 1 buçuk ay önce sattığını, parasını almasına rağmen karşı tarafın devrini henüz üzerine almadığını söyledi. Gazetecilere de açıklamada bulunan Hanedar, “Arabayı satmıştım, parasını aldım ancak devrini henüz üzerine almadı. Kaza olunca beni aradılar. Allah’tan içinde kimse yok, ona sevindik. Galericiye satmıştım. Onun sürüp sürmediği de belli değil, ulaşamıyorum da” diye konuştu. Kazayı görenlerden Musa Kont isimli genç ise “Araba aniden fren yaptı ve kanala uçtuktan sonra sürücü yüzerek çıktı. Adam çok panik yapıyordu, sakinleştirmeye çalıştık ama kaçtı gitti” dedi. Polis ekipleri sürücüyü bulmak için çalışma başlatırken, araç çekiciyle su kanalından çıkartılarak otoparka götürüldü.