GÜNDEM - 24 Aralık 2020 Perşembe 18:24

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca: 'Çin’den aşı Pazar gecesi yola çıkıyor'

A
A
A
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca: 'Çin’den aşı Pazar gecesi yola çıkıyor'

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Çin'den gelecek aşının pazarı pazartesiye bağlayan gece yola çıkacağını belirterek, "Artık aşının Türk insanında etkili ve güvenilir olduğundan eminiz" dedi.

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Koronavirüs Bilim Kurulu toplantısı basın mensuplarına açıklamalarda bulundu. Korona virüsle ilgili verileri paylaşan Koca, “Tarih bu yılları hastalığa adını veren 2019’dan başlayarak, büyük salgın yılları olarak anacaktır. Bugüne kadar Almanya’da her 1 milyon nüfus başına 325 kişi bu hastalık nedeniyle hayatını kaybetti. Sürü bağışıklığını uygulamaya çalışan İsveç’te 789, en çok vaka ve vefat sayısına ulaşan ABD’de 984, virüste mutasyon görüldüğü iddiasıyla gündeme gelen İngiltere’de 994 kişi öldü.

Türkiye’de ise milyon nüfus başına vefat sayımız 216’ya ulaştı. Günlük vaka sayıları dünyada nisan ayındaki ilk pik döneminde 80 binlerdeydi. Şu an ise neredeyse 9 kat artışla 700 binlere ulaştı. Bununla birlikte nisan ortasındaki ilk pik döneminde 8 bin 500 civarındaki günlük vefat sayılarının şu an yüzde 70 artışla 14 binlere ulaştığını üzüntüyle görüyoruz” diye konuştu.

“İstanbul’da vaka sayılarında önemli düşüş sağlandı”

Türkiye’nin ekim ayının ikinci yarısından itibaren hızlı bir vaka artışı gösterdiği bilgisini veren Bakan Koca, “Birçok ilimizde yüzde 100’leri aşan artışlar oldu. Hastanelerimiz, yoğun bakımlarımız yükü kaldırmada zorlanmaya başladı. İl ziyaretleri ile yerinde değerlendirme, HES kodunun tüm kamu kurumlarında, ulaşımda ve konaklama tesislerinde kullanımının yaygınlaştırılması, toplu etkinliklerin ertelenmesi, düğün, nişan gibi törenlere kısıtlama getirilmesi, kademeli mesai uygulaması çeşitli iş yerlerinin çalışma saatleri ve hizmet sunum şeklinin sınırlandırılması, kalabalık meydan ve sokaklar için getirilen kısıtlama ve kontroller, açıkta sigara içme yasağı, okulların tekrar uzaktan eğitime geçmesi, hafta içi geceleri ve hafta sonu dışarı çıkma yasağı gibi yaygın tedbirler hayata geçirildi.

Sıkı tedbirlerin uygulanması sayesinde günlük vaka sayımızda Gaziantep’te yüzde 66, Tekirdağ, Bursa ve İzmir’de yüzde 60, Ankara ve Samsun’da yüzde 55, Trabzon ve Adana’da yüzde 50, Diyarbakır ve Hatay’da yüzde 48, Kayseri ve Kocaeli’nde yüzde 45, Şanlıurfa’da yüzde 40, Antalya’da yüzde 30 ve Mersin’de yüzde 30’a varan düşüşler sağlandı. İstanbul’da vaka sayılarında önemli düşüş sağlanırken, poliklinik başvurularında yüzde 50, hastane yatışlarına ve yoğun bakım doluluk oranlarına ise yüzde 25 olarak yansıdı” şeklinde konuştu.

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca: 'Çin’den aşı Pazar gecesi yola çıkıyor'

"Türkiye salgının başından beri tedbirleri en erken alan ülkelerin başında gelmektedir"

İngiltere’nin virüsün mutasyonuyla ilgili açıklamada bulunduğunu kaydeden Sağlık Bakanı Koca, şu ifadelere yer verdi:

“Bilinmelidir ki bu mutasyon eylül ayından beridir mevcut. Korona virüs zaten damlacık enfeksiyonu ile bulaşan bir hastalıktır ve yayılma hızı çok yüksektir. Mutasyonun yayılma hızını arttırması çarpan etkisi yapabilir. Ancak mutasyon ve varyasyonlar, düzenli olarak taranmaktadır. Ülkemizde Halk Sağlığı Laboratuvarlarımız bu işi düzenli olarak yapmakta ve gelişmeleri Dünya Sağlık Örgütü’ne bildirmektedir. Anlaşılan o ki İngiltere’deki kontrolsüz vaka artışının nedeni araştırılırken, eylül ayından beri var olan mutasyon ilgililerin dikkatini çekmiştir.

Türkiye salgının başından beri tüm gelişmeleri dikkate alarak hastalığı önemseyerek tedbirleri en erken alan ülkelerin başında gelmektedir. Bu sayede virüsün Türkiye’ye girişini 3 ay geciktirdik. Mutasyonlar konusunda da düzenli incelemelerimiz hep devam etti. Virüs daha hızlı bulaşsa da tedbirler yine en etkili silahımız. Ayrıca DSÖ de bu durumun aşı çalışmalarını olumsuz etkilemeyeceğini açıkladı.”

“İnaktif aşının ülkemizdeki Faz-3 klinik çalışması başarıyla sürmektedir”

Türkiye’de adenovirüs temelli iki aşı adayının insan deneyleri safhasına ulaştığının bilgisini veren Koca, “Benzer şekilde virüs benzeri parçacıklar temelli bir aşımız da insan deneyleri safhasındadır. En çok merak edilen konulardan biri de aşının ne zaman geleceği zannediyorum. Başından beri Türkiye’de klinik çalışması olan kendi inşamızda etkisi olduğunu bildiğimiz bir aşıyı kullanmak istediğimizi beyan ettik. Tercih ettiğimiz aşının da klinik deneylerini bekleyip ona göre harekete geçmek için uğraş verdik. İnaktif aşının ülkemizdeki Faz-3 klinik çalışması başarıyla sürmektedir. Vaka sayılarının yüksek olduğu günlerde çalışmada çok hızla ilerlemekteydi. Aşılanan gönüllülerin ister gerçek aşıyla, ister plasebo aşıyla aşılansın hastalığa yakalanıp yakalanmayacağı izlenmektedir. Bu durumda ülkede çok vaka varken çalışma daha hızlı ilerlemektedir” dedi.

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca: 'Çin’den aşı Pazar gecesi yola çıkıyor'

"Aşılarımız bir aksilik olmazsa, pazarı pazartesiye bağlayan gece yola çıkıyor"

Aşının Türkiye’ye Pazar’ı pazartesiye bağlandığı gece yola çıkacağının müjdesini veren Koca, “Bilim Kurulu’nun değerlendirmeleriyle aşının ülkemizde kullanılması konusunda kendi insanımızda gösterdiği etkiden emin olduk. Artık aşının Türk insanında etkili ve güvenilir olduğunda eminiz. Çin makamları da Türkiye’ye gönderilecek aşı dozları için onay işlemlerini tamamladı. Üreticinin depolarında hazır olarak bizden gelecek haberleri bekleyen aşılarımız bir aksilik olmazsa, pazarı pazartesiye bağlayan gece yola çıkıyor” açıklamasında bulundu.

"En sık görülen yan etkiler yorgunluk yüzde 4,7, baş ağrısı yüzde 3,9 ve aşının yapıldığı bölgede ağrı yüzde 1,9"

Aşı hakkında bilgi veren Prof. Dr. Serhat Ünal ise, “Çin Sinovac tarafından üretilen inaktif aşı, çalışmaları 14 Eylül’de ülkemizde başlatıldı. Dün yapılan değerlendirilmeye göre 23 Aralık 2020 itibariyle 24 merkezde 9 bin 150 gönüllü taranmış, bunlardan 7 bin 371’i gönüllü çalışmaya alınmıştır. 4 bin 759 gönüllü aşı kolunda yüzde 64’ünü yapıyor, 2 bin 612’si de plasebo kolunda yüzde 35’ini yapıyor. Bine yakın sayıda sağlık personeli bire bir randomize edilmek üzere çalışıldı. 18 Kasım’dan itibaren de sağlık personelinden başlamamızın nedeni güvenlik datasını iyi takip edebilmekti.

İlk 900’dan fazla çalışmaya alınan kişinin güvenlik datası incelenip güvenliğine karar verildikten sonra ikinci kısımda vatandaşlarımıza yapmaya başladık. O da 18 Kasım tarihidir. Birincisinde bir aşı bir plasebo yapılırken, ikincisinde aşıya ulaşımı arttırmak amacıyla iki aşı bir plasebo şeklinde yapıldı. O nedenle iki kolda yüzde 64, yüzde 35 şeklinde bir fark var.

Tamamı değerlendirildiğinde bu çalışma kapsamında 7 bin 371 gönüllüye 10 bin 828 doz şu anda uygulanmış durumda. 752 aşı yapılmış kişide sadece 3 hastalık oluşurken, 570 plasebo yapılmış kolda 26 hastalık meydana geldi. Bunun özel istatistiki yöntemlerle hesaplanması var. DSÖ güven aralığı diye gördüğünüz, yüzde 95 güven aralığı bu tür çalışmalarda kullanılan standart bir yöntemdir. Alt sınırı yüzde 71 üst sınırı yüzde 97 olmak üzere, yani bu çalışmayı yüzlerce binlerce kez tekrar etseniz, en kötü ihtimalle yüzde 71 etkinlik ki DSÖ bunun yüzde 50 olmasını yeterli görüyor. Üst sınırda da en iyi ihtimalle yüzde 97 oranla başarılı bulacağını gösteriyor. Bu güvenlik aralığı içinde toplam aşı etkinliği yüzde 91,25 olarak hesaplanmıştır. Önümüzdeki günlerde daha da artacaktır.

İkinci değerlendirdiğimiz aşı güvenilirliği analizleri 2 bin 964 kişi verisiyle yapıldı. En sık görülen yan etkiler yorgunluk yüzde 4,7, baş ağrısı yüzde 3,9 ve aşının yapıldığı bölgede ağrı yüzde 1,9. İkinci aşıda bunlar biraz daha şiddetlenebilir. İkinci aşıda aynı etkiler yorgunluk yüzde 2,5, baş ağrısı 2,3 çok daha düşük ki iki bulgu da plasebo kolunda da gözlenen, deneklerin hissettiği duygular ve lokal aşı bölgesinde ağrı da yüzde 0,5 olarak tespit edilmiştir. Aşıla ilgili bir tana ciddi diyebileceğimiz yan etki, bir arkadaşımızda hafif alerjik reaksiyon meydana geldi. O da anında tedavi edildi. Güvenlik datası açısından güvenli görünüyor aşımız ve etkinlik açısından da yüzde 91,2.”

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca: 'Çin’den aşı Pazar gecesi yola çıkıyor'

“Aşının koruyuculuğu yüzde 91.25”

Aşının koruyuculuğu yüzde 91.25 olduğunu belirten Koca şu ifadelere yer verdi:

“Bu sonuçlar bu aşıyla ilgili dünya açıklanan ilk veriler. Dolayısıyla dünya hatta Çin muhtemelen devlet olarak bu datalarımızı kullanacak. Aşının koruyuculuğu yüzde 91,25 oranında. Bu erken dönem ve bu giderek artacak. Çünkü biz normalde 40 enfekte olan kişi olduğunda açıklamayı düşündüğümüz bir durumdu. Şu an 29 kişi söz konusu, o nedenle 40 kişi enfekte olduğu döneme kadar bu çalışma devam ediyor olacak. Ve giderek bu oranın daha da yukarı doğru çıkacağını söyleyebiliriz. Aşı yapılan bütün gönüllüler, kimisine plaseba, kimisine aşı yapılmış oldu.

Yapılan kişilerde 29 kişide enfeksiyon görülmüş oldu. 29 kişinin 26’sı aşı yapılmayandı. 3 kişi aşı yapılandı. Bu 3 kişi de sağlık çalışanıydı. Yani riskli gruptu. Dünyada riskli gurubu bu çalışmaların içine alan diğer aşıların da olmadığını bilelim. Bu riskli olmasına rağmen 3 kişinin PCR’si pozitif, ateş ve solunum problemi, akciğer tutumumu olmayan çok hafif geçiren bir tablo olduğunu biliyoruz. Özetle o 3 kişinin çok hafif geçirdiğini rahatlıkla söyleyebiliriz.”

“Aşılamada ilk aşamada 9 milyon kişinin olduğunu söyleyebilirim”

Aşılama programının nasıl gerçekleştirileceğinin sorulması üzerine Bakan Koca, “Pazartesi günü itibariyle aşıların Türkiye’de olacağını söyledim. Özellikle Bilim Kurulu bu konu ile ilgili geniş bir çalışma yaptı ve bir strateji hazırladı. 4 Aşamalı bir stratejiydi ve bu strateji de özellikle ilk planda sağlık çalışanları olmak üzere yapılmıştı. Öncelikle de sağlık çalışanlarımızdan başlamış olacağız. Özellikle birinci aşamada 9 milyona yakın kişinin olduğunu söyleyebilirim. Bizim Şubat sonuna kadar elimizde olmasını sözleşme gereği düşündüğümüz 50 milyon doz aşı olduğunu daha önce de söylemiştim.

Ocak, Şubat, Mart gibi yaygın olarak ilk 2 hatta 3’üncü aşamada olan kişileri aşılamak istiyoruz. Çünkü kitlesel bağışıklamada ne kadar dar bir zaman diliminde yoğun bir aşılama yaparsak o kadar başarılı olacağımızı biliyoruz. Buna özellikle odaklanmaya gayret ediyoruz. Bu aşılamayı yaparken de, yine daha önce ifade ettiğim şekliyle, özellikle birinci basamak sağlık hizmetlerimizin çok güçlü olduğunu biliyoruz. Aile Sağlığı Merkezleri ve hastaneler, kamu, üniversite hatta özel hastanelerimiz bu aşılama için kullanılmış olacak. Günde yaklaşık 1 buçuk hatta 2 milyona kadar aşıyı yapma imkanımızın olduğunu söyleyebilirim” şeklinde konuştu.

“Ön incelemelere göre Türkiye’de İngiltere’dekine benzer bir mutasyon görülmüyor”

İngiltere kaynaklı mutasyon sonrası ek tedbirler gelip gelmemesi ve bu mutasyona uğramış virüse Türkiye’de rastlanılıp rastlanılmadığının sorulması üzerine Bakan Koca, “İngiltere’de olan, birden fazla mutasyonun bir arada görüldüğü ve bulaştırıcılığın özellikle daha fazla olduğu şeklinde. Bizim şuana kadar yaptığımız analiz ve ön incelemelerde buna benzer bir mutasyona rastlamadığımızı, ama gelecek hafta özellikle daha çok, tam bir genom analizi yaparak bununla ilgili daha net bir şeyi söylemek mümkün. Ama ön incelemelerimizde benzer bir mutasyon olmadığını, genel olarak dünyada mutasyonun bulaştırıcılığını artırması yönünde olduğunu biliyoruz. Bildiğiniz gibi İngiltere, Danimarka ve Güney Afrika için bir kısıtlama söz konusu oldu. Şuan yeni bir kısıtlamayı düşünmüyoruz” diye konuştu.

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca: 'Çin’den aşı Pazar gecesi yola çıkıyor'

“Yerli aşı çalışmalarında 5 ilave aşı insan çalışması safhasına geldi”

Yerli aşı çalışmalarının sorulması üzerine Bakan Koca, “Yerli aşı ile ilgili özellikle yoğun bir gayret içerisindeyiz. Yerli aşıda 5 tane ilave aşının, Faz safhasına, insanla çalışma safhasına geldiğini, bunlardan 3 tanesinin inaktif aşı olduğunu söylemiştim. Adenovirüs çalışması da ayrıca söz konusu. Zannediyorum gelecek ay, Ocak ayı içerisinde bunlardan 1 veya 2 tanesi daha Faz çalışmalarına geçmiş olur. Bunun dışında inaktif olan ve Faz-1 çalışmasını tamamlamış olan aşımız ile ilgili, Faz-2 de 200 kişi ile yapılmış olacak. Faz-1 biliyorsunuz 44 kişi ile yapılmıştı. Bununla ilgili gönüllülerin sağlık taramalarına başlandı” ifadelerini kullandı.

“Uğur hoca ile 5-6 kez görüştüm ve bu sorunu kısmen aştığımızı söyleyebilirim”

Pfizer/BioNTech ortaklığında üretilen Covid-19 aşısında ne durumda olunduğunun sorulması üzerine cevap veren Bakan Koca şu ifadeleri kullandı:

“Biz tabi ki inaktif aşıyı önemsemiştik. Ama başından itibaren bu aşıyı geliştiren 2 Türk bilim insanımızın olması nedeniyle, bilim insanlarımız ile yakın işbirliği içerisinde bu aşının Türkiye’de uygulanmasını istedik başından beri. Bununla ilgili bize başından beri söylenen 25 milyon gibi bir aşının söz konusu olabileceğini, 2020 yılı için yılsonuna kadar belki 1 milyon kadar bir aşının olabileceği söylenmişti. Fiyat boyutuyla herhangi bir sorunumuz olmadı.

O konuda dünya ölçeğinden daha uygun bir rakam olduğunu söyleyebilirim. Ama bizim bu dönemde yaşamış olduğumuz sorun şu oldu; bu dönemde aşının üretimi ile ilgili sorumluluk taşınmaması durumunun sözleşmeye yazılması istendi. Acil kullanım izni olduğu için, bu üretim ile ilgili bir sorun olma durumunda, sorumluluk taşımama ibaresi sözleşmeye konmak istendi. Bununla ilgili biz burada doğrusu bundan yana olmak istemedik. Son birkaç gündür Uğur hoca ile 5-6 kez görüştüm ve bu sorunu kısmen aştığımızı söyleyebilirim. Gelinen bu noktada ben toplantı öncesi tekrar görüştüm.

Sözleşmenin miktarı ile üretimle ilgili bir sorun olduğunda sorumluluk taşıyabileceklerini belirten bir maddeyi koymaya karşılıklı razı olduk. Mart ayı sonuna kadar 4 buçuk milyon ve opsiyonel olarak 30 milyona kadar aşının sözleşmesinin detayları netleşmiş oldu. Bu gece veya en geç yarın imzalanmış olur. ”

Mehmet Kalay - Utku Şimşek

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Samsun İlkadım’dan geleceğe temiz miras: 204 bin kilo atık toplandı Samsun’un İlkadım Belediyesi, gelecek nesillere daha yaşanabilir, daha sağlıklı ve sürdürülebilir bir çevre bırakmak amacıyla yürüttüğü sıfır atık çalışmaları kapsamında, ilçe genelinde toplam 204 bin kilogram atık topladı. Atık oluşumunu en baştan azaltmayı, oluşan atıkları kaynağında ayrıştırmayı, mümkün olanların geri kazanımını hedefleyen ve çöpe giden atığı en aza indirmeyi amaçlayan İlkadım Belediyesi, sıfır atık çalışmalarına kararlılıkla devam ediyor. Atık toplama faaliyetlerine kararlılıkla devam eden İlkadım Belediyesi İklim Değişikliği ve Sıfır Atık Müdürlüğünce, ilçe genelinde toplam 204 bin kilogram atık malzeme toplandı. İlkadım Belediye Başkanı İhsan Kurnaz, "Gelecek nesillerimize daha yaşanabilir, daha sağlıklı ve sürdürülebilir bir çevre bırakabilmek için çalışmalarımıza devam ediyoruz" dedi. Toplanan atıkların uygun şartlarda saklanarak geri dönüşümünün ya da imhasının sağlandığını söyleyen Başkan İhsan Kurnaz, "Doğal kaynakların korunması, enerji ve ham madde tasarrufu sağlamak, çevre kirliliğinin azaltılması, iklim değişikliğiyle etkin mücadele ve geri dönüşümün ekonomiye katkısını da göz önünde bulundurarak sıfır atık çalışmalarımıza devam ediyoruz. İlçe genelinde yürüttüğümüz sıfır atık çalışmaları kapsamında 4 bin 620 kilogram ambalaj, bin 600 kilogram atık pil, 2 bin 121 kilogram atık yağ, 2 bin 259 kilogram atık ilaç ve 194 bin kilogram atık tekstil ürünü topladık. Topladığımız ürünlerden geri dönüşüme kazandırılacak olan atıkları geri dönüşüme kazandırıyor, imha edilmesi gereken atıkları ise bu konuda yetkili firmalara göndererek imha edilmesini sağlıyoruz. İlkadım’da sıfır atık ve temiz çevre konularında daha da önemli adımlar atacağız" diye konuştu. Sıfır atık ve geri dönüşüm konularında vatandaşların daha duyarlı olmaları, atıklarını bilinçli bir şekilde ayrıştırarak ilgili atık toplama kutularına bırakmaları gerektiğini hatırlatan Başkan İhsan Kurnaz, "Sıfır atık bilincinin yaygınlaştırılması ve sürdürülebilir çevre hedeflerimiz doğrultusunda İlkadım Belediyesi olarak, içerisinde ’Sıfır Atık Yönetim Sistemi’ projesinin de yer aldığı ’Kalkancı Sıfır Atık Mahallesi’ projemiz devam ediyor. Projemiz için aldığımız hibelerle 4 adet sıfır atık toplama aracını belediyemiz envanterine aldık. Çevre dostu projelerle hem doğal kaynaklarımızın korunmasına katkı sağlamak, gelecek nesillere daha temiz ve yaşanabilir bir çevre bırakmak, belediyemizin atık toplama kapasitesini artırmak ve geri dönüşüm faaliyetlerimizi daha sistemli ve hızlı yürütebilmek için de hibe başvurularımız var. Daha temiz bir gelecek için vatandaşlarımızın da desteğiyle daha sürdürülebilir bir çevreye kavuşacağız" şeklinde konuştu.
Bolu Bu kareler film setinden değil, ilkokuldan Bolu Köroğlu İlkokulu’nda okul binasının iç kısmında bulunan atıl alanda "Yaşayan Müze" projesi hayata geçirildi. 2. sınıf öğrencileri, yeni oluşturulan bu alanda Bolu’nun geçmişini, kültürünü ve mutfağını canlandırarak ziyaretçileri tarihi bir yolculuğa çıkardı. Çıkınlar Mahallesi’nde bulunan Köroğlu İlkokulu’nda, Yerli Malı Haftası ve Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli etkinlikleri kapsamında dikkat çeken bir projeye imza atıldı. 2/B sınıfı öğretmeni Esengül Acar ve velilerin iş birliğiyle, okul binasının iç kısmında bulunan ve bugüne kadar atıl durumda olan üstü kapalı boş alan, etkinlik alanına dönüştürüldü. Okula kazandırılan bu yeni sosyal alanda, 2. sınıf öğrencileri ve Sınıf Öğretmeni Esengül Acar koordinesinde "Yaşayan Müze" etkinliği düzenlendi. Miniklerden geçmişe vefa Okulun mimarisine kazandırılan yeni alanda kurulan müzede, 1970 ve 1980’li yılların Bolu yöresel kıyafetlerini giyen minik öğrenciler, adeta zamanı geriye sardı. Öğrenciler, hazırlanan özel dekorlar eşliğinde buğday öğütme, yün eğirme, halı dokuma ve yöresel çeyiz hazırlama gibi unutulmaya yüz tutmuş geleneksel el sanatlarını uygulamalı olarak canlandırdı. Miniklerin performansı, veliler ve öğrenciler tarafından ilgiyle izlendi. Yöresel lezzetler tanıtıldı Etkinlikte kültürel canlandırmaların yanı sıra gastronomi şöleni de yaşandı. Öğrenci ve velilerin imece usulüyle hazırladığı Bolu mutfağının demirbaşları; keşli cevizli erişte, kızılcık tarhanası, kabaklı gözleme, kanlıca mantarı, kaşık sapı, acem pilavı, lahana sarması ve Kıbrıscık kürülü sergilendi. Okulun yeni atmosferinde sunulan ikramlar, ziyaretçilere eski günleri hatırlattı. Etkinliğe katılan Bolu İl Milli Eğitim Müdürü Fatih Öncü, okula kazandırılan alanda kurulan stantları tek tek gezdi. Öncü, yöresel kıyafetler içindeki öğrencilerle sohbet ederek, sergiledikleri performanslardan dolayı tebrik etti. "Bolu’muza ait yöresel ne varsa hepsini canlandıracağız" Etkinliğin yürütücüsü Köroğlu İlköğretim Okulu 2/B sınıfı öğretmeni Esengül Acar, etkinlik öncesinde yaptığı açıklamada, "2025 yılının Aile Yılı olduğunu vurgulamak için velilerimizle birlikte Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli kapsamında, Yerli Malı Haftası etkinlikleri çerçevesinde Bolu’muzun tarihi ve kültürel yönlerini tanıtmak amacıyla Yaşayan Müze sergimizi hazırlamış olduk. Hazırlamış olduğumuz bu sergide Bolu’muzun tarihi, yöresel yemekleri ve kıyafetleri tüm okulumuzun öğrencilerine tanıtılmıştır. Şimdi burada öğrencilerimiz, serginin bütün bölümlerini sizlere canlandıracaklar. Bir kısmı yöresel türkülerimizi söyleyecek, yöresel yemeklerimizin tanıtımı yapılacak. Eskiden değirmenlerde buğday öğütülürdü, bunu canlandıracaklar. Yün eğirecekler, halı dokuyacaklar. Eskiden yöresel çeyiz sermelerimiz olurdu, onları canlandıracağız. Aklımıza gelebilecek Bolu’muza ait yöresel ne varsa hepsini canlandıracağız. Bu etkinliği okulumuzda ilk kez yapıyoruz. Okulumuzun tüm öğrencilerinin yararlanması, Bolu’muzun tarihi kıyafetlerini ve yöresel yemeklerini görmeleri ve öğrenmeleri amacıyla, okulumuz genelini kapsayacak şekilde bu etkinliği düzenledik. Bu konuda destek olan bütün velilerime teşekkür ederim" ifadelerini kullandı.