MAGAZİN - 27 Temmuz 2016 Çarşamba 11:09

Sanatçı Uğur Işılak: Bana kalırsa idam yasasının çıkmasına gerek yok

A
A
A
Sanatçı Uğur Işılak: Bana kalırsa idam yasasının çıkmasına gerek yok

Ünü sanatçı Uğur Işılak " “Bana kalırsa idama yasasının çıkmasına gerek yok.Savaş hukukunun olduğu yerde idam serbesttir. Tekrar, tekrar yaşanmasını istemiyoruz. Önceki darbeleri yapanlar idam edilseydi sonrakiler yaşanmaz, son olaylarda ise 246 kişi de şehit olmazdı. Bunları yapanlar 3-5 terörist. Asker demiyorum." dedi.

Sahneye çıkan Uğur Işılak vatan temalı şiir ve şarkılar okudu. Işılak konuşmasında ise ”15 temmuz itibariyle hem hüznü hem zafer sevincini yaşamanın bahtiyarlığını yaşıyoruz. Pankartta, kirada oturuyorum, ama memleket benim “ yazılı pankartı gördüm. Çok önemli. Bize özgürlük, yaşama bilinci, güvence sunan devlet ve memleket bizim. Onun için bu meydanlar dolu. Meydanlar hınca hınç dolu. 15 temmuz bir taraftan hüznümüze acımıza derdimize neden oldu. Bir taraftan sevinç zaferi yaşattı. 246 vatan evladını kahpelerin kurşunlarına feda ettik” dedi.

Işılak’tan Erol Olçak’ın adının yaşatılması isteği
15 Temmuz akşamı köprüde şehit edilen Reklamcı Erol Olçak’ın 15 senedir, arkadaşı ve yoldaşı olduğunu belirten ışılak, Erol Olçak’ın adının Gaziantep’in önemli bir yerine verilmesini istedi. Işılak, “Şehit edilenlerin arasında 15 senedir tanıdığım, bana yoldaşlık eden biri vardı. Allah hepsine rahmet eylesin. Erol Olçak 1994 yılında n itibaren Cumhurbaşkanın da yanındaydı. Partinin ve Cumhurbaşkanımız ile ilgili tüm reklam ve tanıtım filmlerinde onun imzası vardır. Şehitlerimizin adı mutlaka caddelere, meydanlarına veriliyor. Erol Olçak isminin Gaziantep’in de önemli bir yerinde görmek istiyoruz” ifadelerine yer verdi.

“Birinci dalga söylemlerine sert tepki”
Işılak, darbe girişiminin birinci dalga olduğunu söyleyerek, algı operasyonu yapıldığını belirterek, söylemlere sert tepki gösterdi. Işılak, “Darbe girişiminde bu birinci dalgaydı, provaydı diye bizi tehdit ediyorlar. Bunu söyleyenler bilsin ki, bizim direnişimizde provaydı. Türk halkının, milletinin gerçek gücünü görmediniz. Sakın ha ikinci etaba yönelmeyin. İkinci etaba yönelirseniz, ikinci direniş de çok farklı olur” diye konuşmasını sürdürdü.

“Bunlara hepimiz kandık”
Paralel çetenin 40 yıldır tüm milleti dini duyguları sömürerek, kandırdığını belirten Işılak, “Bir sürü badire atlattık. Ne oyunlar oynanmış, bu ülkede. Koca bir milleti, hepimizi paralel çete uyuttu. Din, peygamber diyene milletimiz, kanar milletçe inanırız. Bunlara çok güvendiğimiz için değil.allah’a dine ve peygambere güvendiğimiz için. Onlar bu duyguyu suistimal ettiler. Onlar kadar dini sustimal eden bir grup, örgüt çıkmadı. İlk dergisinin adı sızıntı, çıkışta niyetleri belli. Hepsi A’dan Z’ye projeymiş. Din peygamber, kitap deyince biz kanarız. Sakına kanmadım demeyin. Hepimiz kandık. Bu bizim saf ve temizliğimizi, onların da alçaklığına gösterir” ifadelerini kullandı.
Türkçe olimpiyatlarına katılması nedeniyle eleştirildiğini hatırlatan Işılak,eleştirilere, “Türkçe olimpiyatlarına katılmayan mı kaldı. Onların B planını düşünmedik Bu hainler bizde ne saflık, ne temizlik bıraktılar. Yatıyoruz, kalkıyoruz, gündemimizde bunlar. Entrika, takiye ve yalanı, bunlardan öğrendik. İftira bilmezdik hepsine bunlardan gördük” cevabını verdi.

“Hak edene idam isteriz”
Işılak, hak edene idam istediğini belirterek, “256 şehit verdik. Bu şehidi, darbeye kaşı durduk da verdik. Karşı durmasaydık. 10 bin kişinin infazına kara vermişler. 20 milyon adamı fişlemişler. 20 milyon inasanın ocağına incir ağacı dikecektiler. Bunlar efsunlanmış, gözleri dönmüş. Bir daha mağdur olunmaması için, darbe girişimi olmaması bu işin müsebbiplerin asılmasını istiyoruz. Biz kan meraklısı değiliz. Tam tersine barış istiyoruz. Daha fazla masum ve mazlumun cana mal olması diye idamı istiyoruz. Ergenkon da yargılananlar vardı. Cezeevinden ölüsü çıkacaktı. HSYK’daki ufak değişimle dışarı çıktılar. Bunların ele geçirdiği hukuk sisteminde yargılanmak hiçbir şey değişmiyor. Müebbetten yargılanan hakim seni yargılayabilir” dedi.

“İdam yasasına gerek yok
Işılak, darbecilerden gerçekten suçlu olanların asılması için idam yasasına gerek olmadığını söyledi.
Işılak, “Bana kalırsa idama yasasının çıkmasına gerek yok. Sanatkar perspektifi ile konuya bakıyorum. Siyasiler oturup tartışırlar. Bunlar, meclisi bombalamadı mı? Bunlar, tankları, savaş uçak ve helikopterleri uçurup, milletimize kurşun sıkmadı mı? Özel harekat ekiplerimize mermi yağdırmadı mı? Bunlar, savaş ilanıdır. Savaşta ceza kanunu olmaz, savaş hukuku geçerlidir. Savaş hukukunun olduğu yerde idam serbesttir. Tekrar, tekrar yaşanmasını istemiyoruz. Önceki darbeleri yapanlar idam edilseydi sonrakiler yaşanmaz, son olaylarda ise 246 kişi de şehit olmazdı. Bunları yapanlar 3-5 terörist. Asker demiyorum. Çünkü asker kıyafeti ile asker olunmadığını, bazen şerefsizlerin de asker kıyafeti giyebildiğini gördük” ifadelerini kullandı.

Darbecilere savunan bazı köşe yazarlarını da eleştiren Işılak, “Bir köşe yazarı 246 şehidimizi koymuş kenara, 3-4 şerefsizin derdine düşmüş. Bunların şimdi ne olacağını soruyor. Sözde barış havarileri. Ben bunlar gibi değilim. Kısasa kısa. Hak ettiği şekilde idam edilmesini istiyorum” şeklinde konuştu.

“İp milletin elinde, isterseniz sallandırırsınız”
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın idam talebi ile ilgili sorulara açıkça cevap verdiğini belirten Işılay, “Adamın kafasında hinlik yok. Pırıl pırıl. Ne düşünüyorsa kafasında o var. Kafasında olanı da açıkça söylüyor. Cumhurbaşkanımız bir röportajında, “Ben kral değilim. Demokrasi ile yönetiliyoruz. Millet talep ederse, oylarsa buda gelmiş olur. İp milletin elinde. İsterseniz sallandırırsınız” dedi.

“Bu iş referandumda çözülecek”
Sanatçı Işılay, idam kararı için referanduma gidileceğini düşündüğünü belirterek, referandumun ardından idam kararının geri geleceğine inandığını ifade etti. Işılay, “Öyle görünüyor ki bu iş referanduma gidecek. Benim tahminime Bu iş referandumda çözülecek. Avrupa’ya ne kadar demokrat olduğumuzu göreceğiz” dedi.

37 bin TL talep ettiği iddialarına cevap verdi
Işılak, paralelciler ve paralelcilere destek veren bir gazetede 37 bin TL almadan demokrasi nöbetlerine çıkmayacağını söylediğine dair hakkında haberin yayınlandığını belirtti. Işılak, “Ben de bunun üzerine çok net bir şey söyledim. Paralel çete ve işbirliklerine dedim ki, demokrasi nöbetlerinden para alan, talep eden şerefsizdir. Almadan aldı diyen de namussuzdur dedim. Sonra boşuna söylediğimi düşündüm. Olmayan bir şeyi için bu cümleyi sarf ettim. Olmayınca üzerine bile alınmamıştır. Meydanı fırsata dönüştürmek isteyenler de vardı. Tabi kazananlar da olacak. Bu onların tarzı. Bir şey diyemem. 30 yıldır sahnedeyim. Siyasete girdim. Gitmediğim yer kalmadı. Bu isme bir halel getirmedik.Bundan sonra da getirtmem” cevabını verdi.
Darbenin olduğu günü annesi ile yurt dışında bulunduğunu belirten Işılay, o günü yurt dışında olması nedeniyle sürekli hayıflandığın ifade etti. Işılak, annesi ile yaşadığını şöyle anlattı:

“Darbenin olduğu gün, niye yurt dışındayım diye hayıflanıyorum. İlk uçakla memlekette olmak istiyorum. Memlekete dönmeye çalışıyorum. Mesele memlekette olmak değil, ölmek. Annem olanları izlerken ağlıyor, ben de uçak arıyorum. Annem gitme dedi. Anne bize insanlık gibi ne kadar nimet varsa bu ülke nasip etti. Bunun karşında da bir can borcumuz olmasın mı’ dedim.”

“Erol Olçak ile kol kola ölüme gidecekti”
Işılak, 15 Temmuz akşamında yurt dışında değil de İstanbul’da olması halinde ise kendisinin de şehit edileceğine inandığını belirterek, “Erol abi ile sıkı sıkıydık. İstanbul da olsaydım, Erol abi ile kol kola olanlardan biri olacaktım. Tabi şahadet nasip meselesi. Demek ki bizim nasibimiz yoktu. Bu meydanda da bulunmak ta şahadet mertebesinden pay almaktır, inşallah” diye konuştu.

Işılak, dombra şarkısının Recep Tayyip Erdoğan versiyonunu okuyacağı esnada, platforma Fatma Şahin, Mehmet tahmazoğlu ve Rıdvan Fadıloğlu’nu da davet etti. Işılak ve başkanlar, hep birlikte dombra şarkısını okudu.

Suriyelilerden büyük destek
Gaziantep Demokrasi Meydanındaki nöbete, Gazianteplilerin yanı sıra çok sayıda Suriyelinin de katıldığı dikkat çekti. Nöbete katılan Suriyeli Vaat Partisi Genel Sekreteri ve Türkmen Lider Saad Wafaı, alandakilere hitaben yaptığı konuşmasında darbe girişiminde bulunan cuntacılara tepki gösterdi. Wafaı, “Tüm dünyaya ders verdiniz. Zalim Esad tankları insanların üzerine göndermişti. Tayyip Erdoğan ise tankların üzerine sizleri gönderdi. Bizler, Çanakkaleyi, Osmanlıyı, Selçukluyu unutmadık. Gerçek Müslümanları hatırlarsak yine birlik be beraberlik içinde kardeş olacağımıza inanıyoruz’ dedi. Suriyeli Minberi Şam Derneği Başkanı Cemal Mustafa ise “Bu zafer sadece sizlerin değil, sizlere umut gözüyle bakan, özgürlük mücadelesi verenlerin ve mazlumların zaferidir. Örnek oldunuz Işık oldunuz. Allah size Erdoğan gibi canını ortaya koyan, bir lider nasip etmiş. O’da sizin gibi bir halk nasip etmiş. Bizimki ise kendi silahları yetmezmiş gibi, Çin’den Rusya’dan getirilen silahlarla bizi vurmuştur. Allahım,bizlere sahip çıkan bu ülkeye sahip çık ve koru” dedi. Demokrasi nöbetine katılan Ak Parti Gaziantep Milletvekili Mehmet Erdoğan ise, darbe teşebbüsüne karşı darbede bulunan Türk milletinin tüm dünya Müslümanlarına örnek olduğunu kaydetti. Erdoğan, “Bir olduğumuzu tüm dünyaya gösterdik. 7’den 70’e baş komutanımızın arkasında duruyoruz. Türkiye ilk defa birlik gerçekleşti.Bizler ve bizler öncesindeki kuşaklar Menderes için ağladı. Sizler, geç kalmadınız, ağlamak istemediniz. İrade koydunuz. Tankların altına yattınız, helikopterlerden sıkılan mermilere, uçaklardan atılan bombalara karşı durdunuz, helal olsun size. ABD’den gelenleri mi dersiniz, Avrupa’dan gelenlerimi dersini, hepsi bu hainlerle bir olup, Cumhurbaşkanımızı derbent etmek istediler. Tankların altına yatan, mermilerin bombaların önüne atlayan başka bir millet var mı. Tıpkı Osmanlı, Selçuklu gibi bizler yedi düvele adaleti getireceğiz” diye konuştu. Çeşitli kahramanlık şarkıları, şiirlerin okunduğu programda darbe girişimini gerçekleştiği 15 Temmuz’da yaşananların anlatıldığı klip de izletildi. Cumhurbaşkanın okuduğu şiirlerin de dinletildiği program sabaha kadar sürdü. 

SERHAT DEMİR

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Balıkesir Kapıdağ Turizm Geliştirme Komisyonu’ndan ilk ziyaret Bandırma Ticaret Odası ve Erdek Ticaret Odası arasında imzalanan iş birliği protokolü ile oluşturulan “Kapıdağ Turizm Geliştirme Komisyonu” ilk ziyaretini Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi Denizcilik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Sarı’ya gerçekleştirdi. Yeni oluşan komisyonunun ilk hedefinin sezon öncesinde Erdek ile ilgili farkındalığı en üst seviyeye getirerek, turizmde verimli bir sezon geçirmek olduğunu belirten Erdek Ticaret Odası Başkanı Hüseyin Uz, bundan sonraki süreçlerde akademi ve turizm sektörünün aktörleri ile iş birliği içerisinde bölgenin tanıtımına yönelik gerekli adımların atılması gerektiğini belirtti. Komisyonun yol haritası ile ilgili Prof. Dr. Mustafa Sarı’ya bilgi veren Bandırma Ticaret Odası Başkanı Adem Yılmaz ise bölgenin turizm payının artması için her türlü iş birliğine hazır olduklarını dile getirdi. “Erdek Körfezi Marmara Denizi’nin En Temiz Körfezi” Komisyon üyelerine Marmara Denizi ile ilgili son bilgileri veren Prof. Dr. Mustafa Sarı; Marmara Denizi’nde bulunan körfezler içerisinde en temiz körfezin Erdek Körfezi olduğunu, dünyada yaşayan tek pinaların bu bölgede bulunduğunu ve pinaların dünya koruma listesinde olan çok özel bir canlı türü olduğunu belirtti. Denizi temizlemede doğaya muhteşem katkıları olan pinaların korunarak bu alanda çoğalmasının sağlanması gerekliliğine işaret eden Prof. Dr. Mustafa Sarı, işletmelerin bu konuda azami dikkat göstermesi gerektiğini dile getirdi. Yapılan bu iş birliğinden duyduğu memnuniyeti de ifade eden Prof. Dr. Mustafa Sarı, protokol kapsamında yapılacak etkinliklere destek vereceğini belirtirken, bundan sonra gerçekleştirilecek etkinlikler ile ilgili fikir alışverişinde bulunuldu.
Balıkesir Vali Ustaoğlu Karesili Muhtarlarla Buluştu Balıkesir Valisi İsmail Ustaoğlu, Balıkesir’in Karesi İlçesi’ne bağlı mahalle muhtarları ile bir araya geldi. Sırrı Yırcalı Anadolu Lisesi Toplantı Salonunda gerçekleştirilen toplantıya Vali İsmail Ustaoğlu’nun yanı sıra İl Jandarma Komutanı Tümg. Nurettin Alkan, Karesi Kaymakamı Metin Arslanbaş, İl Emniyet Müdürü Hasan Yiğit, Karesi Belediye Başkanı Mesut Akbıyık, kurumların bölge ve il müdürleri, muhtarlar ve ilgililer katıldı. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başlayan toplantının açılış konuşmasını yapan Karesi Karesi Kaymakamı Metin Arslanbaş yapılan ve planlanan çalışmalar ile ilgili bilgi verdi. Toplantıda konuşan Karesi Belediye Başkanı Mesut Akbıyık da önemli paydaşları olan muhtarlarla belediye olarak işbirliği içinde çalışmalara devam edeceklerine değindi. Toplantının devamında J.Yrb. Samet Ali Kılıçoğlu İl Jandarma Komutanlığınca yürütülen çalışmalar, polis memuru Ayşegül Bayındır ise İl Emniyet Müdürlüğünce yürütülen çalışmalar ilgili sunum yaptılar. Ustaoğlu, “Muhtarlar Devletin Gören Gözüdür” Toplantının sonunda değerlendirmede bulunan Vali İsmail Ustaoğlu, muhtarlık kurumunun devletle vatandaş arasında bir köprü olduğuna vurgu yaptı. Ustaoğlu, “Muhtarlık müessesesi çok önemli bir konumdadır. Vatandaşla devlet arasında adeta bir köprü vazifesi görmektedir. Muhtarlarımızın devletimizin gören gözü, işiten kulağı ve merhametli elidir.” diye konuştu. Toplantıda yapılan sunumlarda bilgi verilen konulara değinen Vali İsmail Ustaoğlu telefon dolandırıcılığına karşı özellikle yaşlı vatandaşların uyarılması konusunda muhtarlardan destek beklediğini söyledi. Vali Ustaoğlu vatandaşların gerekirse tek tek ziyaret edilerek bu dolandırıcılık yönteminin anlatılmasını, gerekli uyarıların yapılmasını dile getirdi. Uyuşturucuyla mücadele noktasında da muhtarlardan destek beklediğini ifade eden Ustaoğlu, kurumlarla işbirliği içerisinde olarak zehir tacirlerine geçit verilmemesi için çalışmaların hassasiyetle yürütülmeye devam edeceğini belirtti. Değerlendirmede havaların ısınmaya başlaması ile birlikte yangın riskinin arttığını dile getiren Vali Ustaoğlu, muhtarların vatandaşlara hatırlatmalarda bulunmasını istedi. En ufak bir yangın durumunda vatandaşların ivedi olarak ilgili birimleri bilgilendirmesine yönelik duyarlılığın büyük yangınların önüne geçilmesine önemli katkı sağladığını sözlerine ekledi. Görevlerine yeni seçilen muhtarlara hayırlı olması temenni eden Vali Ustaoğlu, devam eden muhtarlara da çalışmalarında başarılar diledi.
Hatay 5 milyon euroluk Avrupa Birliği projesi deprem bölgesinde tanıtıldı Deprem bölgesinde ekonomik kalkınmanın öncüsü olan Doğu Akdeniz Kalkınma Ajansı (DOĞAKA), Sosyal Girişimcilik Güçlendirme ve Uyum Projesi çerçevesinde; Hatay, Kahramanmaraş ve Osmaniye’de hızlandırma hibe programını tanıttı. Asrın felaketinde hasara uğrayan deprem bölgesinin yeniden ayağa kalkması için yürütülen çalışmalar devam ediyor. Deprem bölgesinde en büyük hasarı alan illerden olan; Hatay, Osmaniye ve Kahramanmaraş’ın ekonomik anlamda değer kazanmasına öncülük eden Doğu Akdeniz Kalkınma Ajansı (DOĞAKA) bölgedeki faaliyetlerini sürdürüyor. Sosyal Girişimcilik Güçlendirme ve Uyum (SEECO) Projesi; kapsamında DOĞAKA öncülüğünde Kahramanmaraş, Osmaniye ve Hatay’da hızlandırma hibe programı tanıtıldı. SEECO Projesi kapsamında ilan edilen Hızlandırma Hibe Programı’nın açılış ve tanıtım toplantısı potansiyel faydalanıcılar ve kamu kurumlarının temsilcileri ile Hatay, Kahramanmaraş ve Osmaniye illerinde gerçekleştirildi. Toplantıda katılımcılar, SEECO projesi hakkında bilgilendirildi. SEECO projesi; Avrupa Birliği’nin FRIT (Türkiye’deki Mülteciler için AB Mali Yardım Aracı) Programı kapsamında, Dünya Bankası ve Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Kalkınma Ajansları Genel Müdürlüğü koordinasyonunda yürütülmekte olan bir çalışma. SEECO Projesinin amacı, sosyal girişimcilik yoluyla kadınların ve gençlerin sosyal ve ekonomik yönden güçlendirilmesine ve toplumsal uyumunun sağlanmasına katkıda bulunarak, kadınlar ve gençler için yeni istihdam alanları oluşturulması. Toplam bütçesi 5 milyon euro olan hibe programı kapsamında, Hatay, Kahramanmaraş ve Osmaniye illerinde KOBİ’lere yönelik ve en az 1 yıl önce kurulmuş şahıs işletmelerine, şirketlere ve kooperatif işletmelerine, KDV hariç 3 bin ile 25 bin Avro arasında hibe desteği sağlanması amaçlanıyor. SEECO projesi çerçevesinde başlayacak olan ‘Hızlandırma Hibe Programı’ için son başvuru tarihi 17 Mayıs 2024 olarak açıklandı.
Manisa Özgür Özel’den milliyetçilik vurgusu Manisa’nın Kula ilçesinde halka seslenen CHP Genel Başkanı Özgür Özel, "Ben yakamdaki parti rozetindeki 6 okun altısına da aşığım. Bu altı oktan milliyetçilik okunu hiç kimseye bırakamayız. Onun için birileri kendini milli kendinden olmayanları gayri milli, kendisini makbul geri kalanları hain ilan etmeye kalkıyordu. Bu oyuna gelmeyiz. Ne milliyetçiliği ne milli olmayı ne de vatan severliği asla ve asla size bırakmayız. Bunun üzerinden algı operasyonlarına teslim olmayız" dedi. CHP Genel Başkanı Özgür Özel, memleketi Manisa’daki ziyaretlerinin üçüncü ve son durağı olan Kula ilçesinde vatandaşların sevgi gösterileriyle karşılandı. Özel, partisinin Kula ilçe başkanlığını ve Kula Belediye Başkanı Hikmet Dönmez’i ziyaret ettikten sonra Kula Yunus Emre ve Şehit Ömer Halisdemir Kent Meydanında otobüs üzerinden halka hitap etti. "Atatürk’ün iki emanetine gözümüz gibi bakacağız" Kula Yunus Emre ve Şehit Ömer Halisdemir Kent Meydanında halka seslenen Özel, “Cumhuriyet tarihinde ilk kez Manisa’da hem büyükşehiri hem merkez ilçeleri hem 15 ilçeyi kazanıp bugün sizin karşınıza büyükşehir belediye başkanlarımızla, ilçe belediye başkanlarımızla büyük bir onur ve gururla çıktık. Hepinize yürekten teşekkür ediyorum. Hiç şüphe yok bu başarı sadece CHP’ye ait değildir. Öyle yaparsak büyük bir haksızlık yapmış oluruz. Bu başarı Kula ittifakının başarısıdır. Herkesin katkısının farkındayız. Bundan sonra iş bu büyük birlikteliği bir arada tutmak. Hikmet Başkanımız belediyenin kapılarını ardına kadar açtı. Onun hedefi Kula’ya en iyi hizmeti yapmak. Biz de Kula’ya destek için ne gerekiyorsa Mansur Yavaş’sa Mansur Yavaş’tan, Ekrem İmamoğlu ise Ekrem İmamoğlu’ndan her türlü destek. Biz bu seçimlerde bir zafer kazanmadık. Biz bu seçimlerde bir görev aldık. CHP olarak bu büyük ittifakı büyütmenin, korumanın, önümüzdeki seçimlere taşımanın ve dolayısıyla cumhuriyetin ikinci yüzyılının ilk genel seçimlerinde partimizi birinci parti yapmanın, Atatürk’ün partisini iktidar yapma görevi aldık. BU görev partizanca bir görev değildi. CHP herhangi bir parti değildir. BU parti Cumhuriyeti kim kurduysa, bu memleketi kimler kurtardıysa onların kurduğu bir partidir. BU parti baba ocağıdır. Hepimiz baba ocağına doğarız, orada büyürüz. Kimi ırakta oturur, kimi yakında oturur ama herkes bilir ki baba ocağı oradadır, bacası tütmekte, çorbası kaynamaktadır. O bacayı tüttürenler CHP’lilerdir. BU baba ocağı sadece CHP’lilerin değildir. Burası hepimizin. Burası dedemizin, babamızın partisidir. Biliriz ki başımız sıkınca gideceğimiz yer baba evidir. Zorda kalırsak, başımız sıkışırsak gideceğimiz yer baba evidir. Kimse size şimdiye kadar neredeydiniz demez. Kim Atatürk’ü seviyor, kim bayrağını, ülkesini seviyorsa biz de onu seviyoruz. Kim ki İstiklal Marşı çalarken ağlayan filenin sultanlarıyla ağlıyor, kim ki milli takım gol attığında havalara sıçtırıyorsa onlarla birlikteyiz. Biz kibre, güç zehirlenmesine kapılmayacağız. Aksine sorumluluğumuzun farındayız. Bu ülkede yoksulluk, işsizlik var. Çifti, esnaf perişan, emekliler açlığa terk edildi. 10 bin lira ile. Kira versin aç kalırsın, karnını doyursan sokakta kalırsın. Böyle bir ülke oluşturdular. Onun için mücadele verip halkın iktidarı kurmak, tekrar Atatürk’ün cumhuriyet, kimsesizlerin kimsesidir sözünü hatırlamak, uygulamak, işsizliği, yoksulluğu bitirmek, emeklinin yüzünü güldürmek, çiftçiyi milletin efendisi yapmak için hep birlikte çalışacağız. Birileri kavga etmemizi istiyor. Asla ve asla suni gündemlerin peşine takılmayacağız, kimlik siyaseti oyunlarına gelmeyeceğiz. Biz bu ülkenin gerçek sorunlarını konuşup onu dile getirip çözmek için mücadele edeceğiz. Diyorlar ki ‘Gel benimle kavga et’ ben kavga edeceksem, çiftçinin, emeklinin, yoksulun kavgasını edeceğiz. Millet bizden kavga istemiyor. Millet, oturun, çalışın ve derdime çare olun diyor. Yeniden seçimler olup iktidar olana kadar ana muhalefet partisiyiz. Bu ülkenin çıkarları için sonun kadar mücadele edeceğiz. Atatürk’ün iki emaneti olan hem Türkiye Cumhuriyeti’ne hem de partimize gözümüz gibi bakacağız" dedi. "Milliyetçilik oyununa gelmeyiz" "Ben yakamdaki parti rozetindeki 6 okun altısına da aşığım" şeklinde konuşmasına devam eden Özel, "Bu altı oktan milliyetçilik okunu hiç kimseye bırakamayız. Onun için birileri kendini milli kendinden olmayanları gayri milli, kendisini makbul geri kalanları hain ilan etmeye kalkıyordu. Bu oyuna gelmeyiz. Ne milliyetçiliği ne milli olmayı ne de vatan severliği asla ve asla size bırakmayız. Bunun üzerinden algı operasyonlarına teslim olmayız. Yaşasın cumhuriyet. Yaşasın Cumhuriyet Halk Partisi. Bu ülkeyi Atatürk’ün emanet ettiği gibi çiftçisine de, işsizine de sahip çıkana kadar, emekliler hakkını alana kadar önce muhalefet mücadele edeceğiz sonra iktidarda hepsinin yüzünü güldüreceğiz. Bize oy verenleri pişman etmeyeceğiz, oy vermeyenlerin de gönlünü kazanacağız. ‘Keşke ben de verseydim’ dedirteceğiz. İlk seçim gelsin oy atacağım dedirteceğiz. Bu partiyi nasıl yüzde onların altında Kula’da yüzde 50’nin üzerine getirdiysek, neredeyse Türkiye şampiyonu yaptıysak hep birlikte bu partiyi çok çalışarak iktidar yapacağız. Bunun için başta şunu ifade edeyim. Hikmet Başkan kazandı Kula kazandı, Ferdi Başkan kazandı Manisa Kazandı. Türkiye İttifakı kazandı, Türkiye kazandı. Ben partimizin genel başkanı olarak Hikmet Başkana şunu söylüyorum, sen çalış biz arkandayım. Örgütümüz bana emanet, örgütümüze Hikmet Başkanı emanet ediyorum, Hikmet Başkana Kula’yı emanet ediyorum sizleri de Allah’a emanet ediyorum" diyerek konuşmasını tamamladı.