SPOR - 26 Nisan 2023 Çarşamba 09:46

Serap Özçelik Arapoğlu: 'Dünya şampiyonasına motive bir şekilde gitmek istiyorum'

A
A
A
Serap Özçelik Arapoğlu: 'Dünya şampiyonasına motive bir şekilde gitmek istiyorum'

İspanya’nın Guadalajara kentinde düzenlenen 58. Avrupa Karate Şampiyonası'nda kadınlar kumite 50 kiloda gümüş madalya kazanan Serap Özçelik Arapoğlu, “Avrupa Oyunları’nda yine altın madalya kazanıp dünya şampiyonasına daha motive bir şekilde gitmek istiyorum” dedi.

İspanya’nın Guadalajara şehrinde 22-26 Mart tarihlerinde gerçekleştirilen 58. Avrupa Karate Şampiyonası'nda kadınlar kumite 50 kiloda gümüş madalya kazanarak Avrupa ikincisi olan milli karateci Serap Özçelik Arapoğlu, İBBSK Cebeci Tesisleri’nde, İhlas Haber Ajansı’na (İHA) açıklamalar yaptı.

Haziran ayında Polonya’da düzenlenecek olan Avrupa Oyunları’na hazırlandığını belirten Serap Özçelik Arapoğlu, “İspanya’da düzenlenen Büyükler Avrupa Şampiyonası’nda gümüş madalya kazandım. Üst üste 3. kez büyüklerde finalimdi. Toplamda 9. finalim oldu. 6 altın madalya, 3 gümüş madalya kazandım. Hayalimde 7. kez altın madalyayı boynuma takmak vardı. Ama çok şükür ki ikinci olarak ülkeme geri döndüm. Şimdi bu müsabaka sonrasında Polonya’da, Avrupa Oyunları var. O turnuvaya katılmaya hak kazandım. İnşallah Avrupa Oyunları’nda Bakü’de düzenlenen Avrupa Oyunları’nda ilk kez altın madalya kazandığım gibi yine altın madalya kazanıp dünya şampiyonasına daha motive bir şekilde gitmek istiyorum” ifadelerini kullandı.

“Kadın sporcular olarak uluslararası birçok başarı elde ediyoruz”

Kadın sporcuların son dönemlerde elde ettikleri başarıların altını çizen Arapoğlu, “Eskiden branşlaşma yönünde ‘Kadın dediğin karate mi yapar?’ ya da ‘Kadın dediğin güreş mi yapar?’ gibi ön yargılar vardı. Şimdi bu ön yargılar kırıldı. Çünkü görüyorsunuz ki kadın sporcular olarak uluslararası birçok başarı elde ediyoruz. Ve aileler gerçekten ülkesi için başarılı olan, ülkesine fayda sağlayan bir nesil yetiştirmek istiyor. O yüzden bütün branşlara çocuklarını rahatlıkla gönderebiliyor. Ben bir kadın sporcu olarak antrenmanlarda erkeklerle eşleşiyorum ve onların gücünü, hızını yakalamaya çalışıyorum. Bu aslında benim gücüme güç katıyor. Kendimi bir tık daha ileriye atabiliyorum. Bence sporun gerçekten cinsiyeti olmamalı ya da kadın erkek diye sınırlandırılmamalı. Ülkemiz için hangisi verimli olacaksa, hangi konuda başarılı olacaksak, cinsiyet ayrımı yapmadan o konuda ilerlememiz gerekiyor” diye konuştu.

“İBBSK bize her zaman destek oluyor”

İBB Spor Kulübü’nden her türlü desteği gördüklerini vurgulayan milli sporcu, “İBB Spor Kulübü, gerçekten spora ve sporcuya destek sağlıyor. Bu destek pandemide işimize yaramıştı. Çünkü kulübümüz kapılarını antrenman yapmamız için bizlere açmıştı. Daha sonrasında da olimpiyatlara giden süreçte bizlere destek oldular, yanımızda oldular. Şu anda da biliyorsunuz karate olimpiyatlardan çıktı. Bir kez yarıştık ve şu an ne yazık ki olimpik bir branş değiliz. Biz bunun biraz üzüntüsünü yaşıyoruz. Olimpik olmayan branşlar genelde ülkemizde çok revaçta değil. Ama kulüpte biz bunun ayrımını görmüyoruz. Olimpik bir branşmış gibi her şeyden faydalanıyoruz ve imkanlar bize sağlanıyor. Bu konuda desteklerinden dolayı kulübe çok teşekkür ediyorum” şeklinde konuştu.

Yunus Emre Öztaş - Yunus Kılıç
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kütahya Lösemiyi yendi mücadelesini ve başarı hikayesini arkadaşlarıyla paylaştı Kütahya Dumlupınar Üniversitesi (DPÜ) Domaniç Hayme Ana Meslek Yüksekokulu’nda (MYO) Sosyal Sorumluluk Projeleri dersi kapsamında lösemi farkındalığı etkinliği gerçekleştirildi. Etkinlikte lösemiyle mücadelesini ve tedavi sürecini anlatan lösemiyi yenen Elif Naz Holoğlu’nun konuşması oldukça duygulandırdı. Kütahya Dumlupınar Üniversitesi (DPÜ) Domaniç Hayme Ana Meslek Yüksekokulu’nda (MYO) Sosyal Sorumluluk Projeleri dersi kapsamında düzenlenen lösemi farkındalığı etkinliğinde, daha önce lösemi hastalığına yakalanan ve tedavi olan MYO öğrencisi Elif Naz Holoğlu, lösemi ile mücadele ve tedavi süreci, ailenin desteği ve başarı hikayesini arkadaşlarıyla paylaştı. Öğr. Gör. Yasemin Durmaz’ın yürüttüğü Sosyal Sorumluluk Projeleri dersi kapsamında gerçekleştirilen etkinlikte lösemi ve onunla mücadele ve tedavi süreci konusunda sosyal güvenlik bölümü öğrencileri Esma İrem Temur, Senanur Kezban Balta, Elif Yıldız ve Ayşe Yakar tarafından öğrencilere bilgiler verildi. Daha önce lösemi hastalığına yakalanan ve tedavi olan MYO öğrencilerinden Elif Naz Holoğlu, Lösemi, tedavi süreçleri, tedavi süreçlerinde yaşadıkları, ailesinin destek ve ilgileri konusunda yaşadıklarını öğrenci arkadaşları ile paylaştı. Öğr.Gör. Yasemin Durmaz “Lösemi hastalığını tanıtmak, farkındalık oluşturarak bu hastalıkla ile mücadele yolları konusunda bilinç kazandırmak, lösemili çocukların ve ailelerinin sıkıntılarını topluma aktarmak ve toplumu bilinçlendirmek amacıyla lösemi konusunda çevremizde duyarlılık oluşturulmasına katkı sunmak istiyoruz” dedi. Lösemiyi yendi, okumayı kendi öğrendi Küçük yaşta lösemi teşhisi konulan Holoğlu, kemoterapi ve ışın tedavisi süreci ile iyileştiğini anlattı. Bu süreçte yaşadığı zorlukları ve doktorların kendisine okuyamayacağına dair söylediklerini paylaşan Holoğlu, "Ben ortaokula başladığımda okuma yazmayı kendim öğrendim. Bu süreçte çok zorlandım. Adalet lisesini kazandım. Çalışarak ve kendi çabamla. Anneannemle yaşıyorum ben, onlar dedi ki üniversiteye gerek yok. Zaten yeterince zorlandın lisede. Ama ben kendi çabamla üniversiteyi kazandım. Sonrasında da işte burada yaptığım bir çok etkinlik, çalışmalar var devam da ediyorum." dedi. Holoğlu, lösemi ile mücadelede pes etmenin ve hayallerinden vazgeçmenin asla bir çözüm olmadığını vurgulayarak, "Bu süreci çocukluğumdan beri yaşadım. Şimdi gördüğünüz gibi sağlıklıyım. Yaşadıklarımdan öğrendiklerimi sizlerle paylaşmak istiyorum. Sizlerde lütfen Lösemi ile ilgili burada öğrendiklerinizi cevrenizle paylaşarak Lösemi farkındalığı oluşturunuz, birlikte bunu oluşturalım" diyerek katılımcılara lösemi ile ilgili farkındalık çağrısı yaptı.
Ankara Bakan Bayraktar: “Türkiye, yaklaşık 5.8 milyar metreküp gazını depoluyor” Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, “Bugün gelinen noktada Türkiye yaklaşık 5.8 milyar metreküp gazını depoluyor” dedi. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, Tuz Gölü Yer Altı Doğal Gaz Depolama Tesisi’nde incelemelerde bulundu. Bayraktar, depolama tesisini gezdikten sonra yetkililerden bilgi aldı. Ardından tesiste çalışan işçilerin 1 Mayıs İşçi ve Emekçiler Bayramı’nı kutlayan ve onlarla sohbet eden Bayraktar, basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Doğal gaz boru hatlarıyla, Türkiye’nin Rusya, Azerbaycan ve İran’dan uzun yıllar doğal gaz tedariki yaptığını hatırlatan Bayraktar, 2016 yılından sonra “Milli Enerji ve Maden Politikası” kapsamında doğal gazı sıvılaştırılmış şekilde alabilmek için altyapıyı şekillendirmeye başladıklarını ifade etti. Bu hedefleri doğrultusunda Türkiye’nin yaklaşık 30 milyon metreküp günlük sıvılaştırılmış LNG alabildiğini söyleyen Bayraktar, açıklamasını şöyle sürdürdü: “Bugün itibarıyla 160 milyon metreküp doğal gazı sıvı halde alabilecek hale geldik. Bu bir anlamda Türkiye’deki hane halkının kışın en soğuk zamanında ihtiyacı olan gazı, sıvı olarak gemilerle tedarik edebilecek altyapıya sahip olduğumuz anlamına geliyor. Hem boru hatları hem de LNG alabilecek altyapılarımızı gerçekleştirdik.” Tuz Gölü Yer Altı Doğal Gaz Depolama Projesi’nin çok önemli olduğunun altını çizen Bayraktar, “Burada da hem kapasite artışı, ikinci faz, üçüncü fazda da Türkiye’nin doğal gaz depolama kapasitesini artırmayı ve doğal gazdaki arz güvenliğimizi daha güçlü hale getirmeyi hedefliyoruz. Doğal gazda bir başka önemli hamlemiz, yeni boru hatları, depolama tesislerimiz” dedi. “1 milyon 800 bin hanenin doğal gazını kendi doğal gazımızdan karşılar hale geldik” Sıvı olarak doğal gazı almanın ötesinde Türkiye’nin şimdi de kendi doğal gazını üretir hale geldiğini vurgulayan Bayraktar, “Bugün itibarıyla üretimimiz yaklaşık 4,6 milyon metreküp günü buldu. 1 milyon 800 bin hanenin doğal gazını kendi doğal gazımızdan karşılar hale geldik. Bunu da artırmayı hedefliyoruz. İlk etapta, önümüzdeki yılın ilk çeyreğinde 10 milyon metreküpe ulaşmış olacağız” diye konuştu. Son 8 yılda yaklaşık 4,3 milyar dolar altyapı yatırımlarına kaynak ayırdıklarını ve yatırım yaptıklarını belirten Bayraktar, depolamada ve tesislerin kapasitesinin artırılmasında yatırımların yaklaşık 4.3 milyar doları bulduğunu ifade etti. “Türkiye yaklaşık 5.8 milyar metreküp gazını depoluyor” Özellikle Tuz Gölü’nde çok büyük bir depolama potansiyelinin var olduğunu aktaran Bayraktar, “Türkiye yaklaşık 5.8 milyar metreküp gazını depoluyor. Önümüzdeki 5 yıl içinde yani 2028 yılına geldiğimizde Türkiye kullandığı yıllık doğal gazın yüzde 20’sini depolar hale gelecek. Türkiye’nin tüm ihtiyacının yüzde 50’sini depolayabilecek altyapıya sahip olabiliriz. Bu yatırımları hedefliyoruz. Hem bu bölgede hem de diğer bölgelerde hızlı bir şekilde bu yatırımlarla Türkiye’nin arz güvenliğini tamamen sağlamış olacağız. Onun ötesinde bütün bunlar kendi üretimimiz, farklı kaynaklardan doğal gazı almamızla beraber Türkiye’yi bir doğal gaz merkezi haline getirmiş olacağız. Bu proje bizim için çok önem arz ediyor. Onun için ara ara buraya geliyoruz” şeklinde konuştu. Bakan Bayraktar basın açıklamasının ardından yetkililerle ve işçiler ile yemek yedi.