GÜNDEM - 12 Şubat 2014 Çarşamba 14:50

Şiddetsiz bir toplum için kamu spotu hazırlandı

A
A
A
Şiddetsiz bir toplum için kamu spotu hazırlandı

Adıyaman’da hazırlanan ‘Şiddetsiz Bir topluma Doğru’ adlı kamu spotu izleyenlerin büyük beğenisi kazandı.

Adıyaman Valiliği, Adıyaman Eğitim ve Araştırma Hastanesi ve Geleceğe Umutla Bakanlar Derneğinin ortaklaşa hazırladığı ‘Şiddetsiz Bir Topluma Doğru’ adlı proje İçişleri Bakanlığı Dernekler Daire Başkanlığı tarafından kabul edildi. Kabul edilen proje kapsamında uzman ekip tarafından aile içi şiddeti anlatan kamu spotu çekildi. Çekilen kamu spotu yerel ve ulusal televizyon kanallarında yayınlanması sağlanacak. Hazırlanan kamu spotunun gösterimi ve projenin tanıtımı yapıldı. Çekilen kamu spotu programa katılanlar tarafından tam not alırken, duygusal anlar yaşandı. Kamu spotunun çekilmesinde ve projenin yürütülmesinde görev alan ve katkısı olan kişilere teşekkür plaketi takdim edildi.

Programa; Vali Mahmut Demirtaş, Vali Yardımcısı Yunus Emre Altıner, Kamu Hastaneleri Genel Sekreteri Hüseyin Şen, Sağlık Müdürü Mehmet Emin Taş, Halk Sağlığı Müdürü Mustafa Kutlu, Kamu Hastaneleri Daire Başkanları Süleyman Kılınç, Osman Aydın, Nadir Bilgin Akgül, Adıyaman Eğitim ve Araştırma Hastane Yöneticisi Talat Küçük, Hastane Başhekimi Servet Kölgelier, Adıyaman Valiliği İl Proje Müdürü Mahmut Öztürk, Geleceğe Umutla Bakanlar Derneği Başkanı Ahmet Arslantaş, Adıyaman Faal Gazetecileri Cemiyeti Başkanı İbrahim Aslan, Proje Koordinatörü Emel Koyuncu Kütük, basın mensupları ve toplum ruh sağlığı çalışanları katıldı.

Proje Koordinatörü Emel Koyuncu Kütük, proje hakkında bilgiler vererek, “Kamu spotunda göz ardı edilen bir tarafa vurgu yapmayı planladık. Şiddete tanıklık eden çocuğun, şiddetten nasıl etkilendiğini göstermek istedik. Çünkü aile içi şiddet olduğunda, şiddete tanıklık eden çocuklar, ileride çok ciddi anlamda ruhsal sorunlar yaşayabiliyorlar. Madde bağımlılığı gibi bilinç bozuklukları gibi, depresyon gibi aile içi şiddete maruz kalan ya da aile içi şiddete tanıklık eden çocuklar ileride şiddetin uygulayıcısı konumunda olabiliyorlar. Bu nedenle çok önemli şiddet sapması var. Tarihimizde hiç olmadığı kadar son zamanlarda şiddet olayları artmış durumda. Maalesef medya yoluyla da şiddete tanıklık etmiş oluyoruz. Şiddete içeren davranışlar sürekli tekrarlayıcı şekilde bizlere sunuluyor. İnsanlar artık duyarsızlaşmaya başlıyor. Artık duyarsızlaşmaya hassasiyetlerimiz azalmaya başlıyor. Bir süre sonra sadece şiddet davranışına tanıklık etmeye ve seyirci olmaya başladık. Bizlerde mevcut ortamda kamu spotu ve bir süre sonra sizlere sunacağımız kısa belgeseller ve sempozyumlar amacıyla şiddeti dışlayan bir anlayış getirmeyi amaçlıyoruz” dedi.

Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreteri Hüseyin Şen ise konuşmasında, “Sağlık bedensel ve ruhsal olarak tam bir iyilik halidir. Bu tıbbende tanımlanmış bir terimdir. Burada bizim sağlık çalışanları olarak görevimiz hem bedensel olarak insanların tedavisini sağlamak artı ruhsal bozukluklarda da, gerekeni yerine getirmektir. Ama tüm sağlık çalışanlarının asli görevlerinden bir tanesi de, tedavi ile birlikte sağlığın korunmasıdır. Ruhsal sağlıkta bu sağlığın genel terimi içerisinde olduğundan dolayı özellikle bu proje ile birlikte özellikle çocuklarda oluşacak olan ruhsal travmaların önceden önlenmesine yönelik bir çalışmadır. Burada asıl çalışmanın sebebi, bir algıyı oluştura bilmek. Tüm dünyada olduğu gibi toplumumuzda da, şuanda aile içi şiddet çok ciddi anlamda artış gösteriyor.
Buradaki asıl amacımız bu çocukların çocukluk döneminde yaşayacağı ruhsal travmalardan korumak ve buna bağlı olarak ta gelecekte toplumumuzda şiddete yönelen insan sayısını azaltma gayesidir” ifadelerini kullandı.

Sağlık Müdür Mehmet Emin Taş da şunları söyledi:
“Belki günlük yaşamımız içerisinde göz ardı edilen ve toplumun bütün kesimlerini etkileyen şiddetin gün be gün artığını görmekteyiz. Sağlık Bakanlığımızın her alanda olduğu gibi koruyucu ruh sağlığı kapsamında da, ülke genelinde kurguladığı toplum ruh sağlığı merkezlerimizin faksiyonlarından biride toplumun bu bilinci yerleştirmek. Aile içerisinde yaşanan şiddeti çocuklarınızın zihin dünyasında kalıcı olumsuz etkiler bıraktığını göz ardı etmememiz gerekiyor. Çocukların öncelikli olarak rol modelleri olan ebeveynlerin aile içerisindeki tavır ve davranışları hakikaten o çocuğun gelişimine olumlu ya da olumsuz yönde etki etmektedir.”

Vali Mahmut Demirtaş, aile içi şiddetin en önemli mağdurlarının çocuklar olduğunu vurgulayarak, “Çocuklarımızın ruh sağlığını gerçekten ciddi anlamda etkileniyor. Çocuk ailede eğer şiddet görürse, yetişkin bir hale geldiğinde maalesef oda yakınlarına, ailesine ve çocuklarına şiddet uyguluyor. Demek ki, şiddeti bizim hemen çözmemiz lazım. En önemli problemlerden bir tanesi aile içi şiddete kesinlikle son vermemiz lazım. Burada, Valiliğe, güvenlik birimlerimize, doktorlarımıza, vatandaşlarımıza çok şeyler düşüyor. Bizim şiddete karşı durmamız lazım; onlara ‘dur’ dememiz lazım. Lütfen aile içi şiddete son verelim. Sadece aile içi şiddete değil, sokaklarda, caddelerdeki şiddete de karşı durmalıyız. Bu projenin Adıyaman’a çok şeyler katacağını düşünüyorum” şeklinde konuştu.

AHMET ARSLANTAŞ
ADIYAMAN

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara AK Parti Grup Başkanvekili Gül: "Terörün sona ermesi için Suriye’de 10 Mart mutabakatına uyulması çok önemlidir" AK Parti Grup Başkanvekili Abdulhamit Gül, "Terörün sona ermesi için Suriye’de 10 Mart mutabakatına uyulması çok önemlidir" dedi. TBMM Genel Kurulu, 2026 yılı bütçe görüşmelerinin son gününde Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş başkanlığında toplandı. Kurtulmuş, birleşimi açtıktan sonra bütçenin tümü üzerindeki görüşmelere geçildi. Bütçe üzerine konuşan AK Parti Grup Başkanvekili Abdulhamit Gül, "Bu bütçe milletimizin AK Parti’ye vermiş olduğu 24’üncü bütçe. Her zaman çıkıp ‘Bu millet sizi gönderecek. İşte bu son bütçeniz, bir daha burada oturamayacaksınız’ diyenleri gördük. Ama milletimiz her şeyi çok iyi görüyor, her şey milletimizin hakemliğinde gidiyor ve milletimiz hamdolsun 24’üncü bütçeyi de AK Parti’ye verdi, Cumhur İttifakı’na verdi. İnanıyorum ki daha nice bütçeyi, 2026’ları, 27’leri, 28’leri ve daha nice bütçeleri Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde bu milletimiz güçlü desteğiyle inşallah verecek çünkü milletimiz bize güveniyor. Dünya demokrasi tarihinde benzeri az görülmüş bir siyasi süreklilik, siyasi istikrar ve büyük bir toplumsal güven ve mutabakat var. İşte biz de milletimize layık olmak için bütün yürütme olarak, gece gündüz çalışıyoruz ve hedefimiz Türkiye Yüzyılını kurmak" diye konuştu. Konuşmasının devamında milletin çizdiği istikametten yollarına devam edeceklerini dile getiren Gül, "Birçok şey yaptık değerli arkadaşlar; yollar, köprüler, birçok yapılar yaptık. Değerli arkadaşlar, bugün elde ettiğimiz bütün başarıların arkasında devlet ve millet arasındaki bir kaynaşması var. Gazi Meclisimiz, kurucu Meclis olması hasebiyle de dünya parlamentolarında çok önemli bir yere sahip ve Cumhuriyetimizi kurdu. Bu Cumhuriyetimiz ne zaman kök salsa kökü budanmaya çalışıldı, ne zaman demokrasi güçlense hep kesmeye; darbelerle, vesayetlerle, muhtıralarla bu milletin önü kesilmeye çalışıldı, darağacına gönderilen başbakanlar oldu ve bu ülke ne zaman kenetlense hep düşmanlar karşımıza çıkarıldı. Bu düşmanlar, bu ötekileştirilen kesimler kimi zaman dindarlar oldu, kimi zaman Aleviler oldu, kimi zaman Kürtler oldu ve bu kesimler dışlandı, hedef gösterildi. Rövanşist vesayetçi anlayışı, tepeden bakan bir anlayışı, milletin tepesinde boza pişiren zihniyetleri, dönemleri yaşadık" ifadelerini kullandı. "Terörün sona ermesi için Suriye’de 10 Mart mutabakatına uyulması çok önemlidir" Terörsüz Türkiye ve bölgede yaşanan gelişmeler hakkında değerlendirmede bulunan Gül, "İç cephemizi ne kadar güçlendirirsek dışarıdaki meydan okumalara karşı daha güçlü olacağız, daha güçlü bir meydan okumalara karşı ülkemizin gücünü daha da güçlendirmiş olacağız. Dolayısıyla terörün sona ermesi, varlığını sona erdirmesi ve Suriye’de 10 Mart mutabakatına uyulması bu anlamda çok önemlidir ve Suriye’nin Türkmen’iyle, Kürt’üyle, Arap’ıyla, Nusayri’siyle, hep birlikte, beraber kardeşçe yaşamasını, demokratik katılım ve istikrarını son derece önemli görüyoruz. Suriye’de, Irak’ta, İran’da yaşayan Kürt kardeşlerimizi kendimizden ayrı görmüyoruz. Cumhurbaşkanımız, Esad zamanında da oradaki Kürtlerin kimlik problemlerini bire bir sorun eden, onların tanınmasına yönelik her türlü politikalarda Kürt kardeşlerimizin yanında olmuştur. Şimdi de varlıkları ve güçlü temsilleri için her zaman bölgedeki tüm Kürtlerin yanında güçlü bir şekilde olacağız, o kardeşlerimiz her zaman bizleri yanlarında görecekler ve böylece hem ülkemizde hem bölgede huzurlu, kalıcı bir barışı temin ediyoruz" dedi.