GÜNDEM - 12 Haziran 2018 Salı 12:38

Şimşek: Hazine, ABD’deki altın rezervinin hepsini çekti

A
A
A
Şimşek: Hazine, ABD’deki altın rezervinin hepsini çekti

Ekonomiden Sorumlu Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, Hazine’nin Amerika’daki altın rezervlerinin hepsini çektiğini söyledi.

Ekonomiden Sorumlu Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, Fox TV’de bir programa katıldı. TÜSİAD görüşmesinin güzel geçtiğini kaydeden Şimşek, "Güzel bir istişare toplantısı oldu. Başbakanımız da uzun bir konuşma yapmadılar, daha çok dinlediler. Soruları cevaplandırdılar. Tabi genel olarak Türkiye’nin var olan bir takım sorunlarını orta vadeli bir perspektifle çözümüne ilişkin sorular geldi. Bizim bu dövizle borçlanmaya sınırlayıcı tedbir çerçevemiz var. KOBİ’ler için devreye girdik, büyükler için devreye gireceğiz. Genel çerçeve bu. Tabii ki ülkemizin bir takım ortada başarıları var. Reel ekonomi kısmında hakikaten büyük bir başarı var. Aksayan taraflar var. Gündemde bir çok konu var. İş aleminin ufak tefek sorunları oluyor, onları bir kenara bıraktığımız zaman makro çerçeveye ilişkiliydi. Dengeli bir yaklaşım gördüm" dedi.

"TÜRKİYE’DE KENTSEL DÖNÜŞÜM İHTİYACI HAD SAFHADA"

Türkiye’de güçlü bir büyüme olduğunu vurgulayan Başbakan Yardımcısı Şimşek, "Her şeyden önce büyümenin istihdam oluşturup oluşturmadığı önemli. 1.2 milyon vatandaşımıza iş bulmuşuz. Son 1 yılda çok önemli. 512 milyonlu Avrupa’da komple 2 milyon kişiye iş bulundu. Son 10 yılda 8,8 milyon vatandaşa iş bulundu. 2002 sonunda Ak Parti iktidara geldi. 2003-2017 arasında inşaat sektörüne baktığımızda, bunu bize benzer ülkelerle karşılaştıralım. Üretim içinde yüzde 7 civarında inşaat sektörünün payı var. OECD’nin üzerindeyiz, Avrupa’da yüzde 5,3. Avrupa’nın da üzerindeyiz. İnşaatın payı yüzde 6,9. Geçen sene bu oran daha yüksek, 2017’de bu rakam yüzde 8,6. Bazı ülkelerde Avustralya’da yüzde 8,1, Meksika yüzde 7,8. Avrupa Birliği oldukça oturmuş kuralları, şehirleşme anlamında altyapısı... Türkiye’de kentsel dönüşüm ihtiyacı had safhada. Avrupa’da böyle bir şeye ihtiyaç yok. Hükümetlerimiz öncesinde. Bugün New York’a gidersiniz, köprüler 100-150 yıl önce yapılmış. Ak Parti iktidara geldiğinde yol ağı ciddi sorun yaşıyordu. Aslında uzun bir süredir, Türkiye’de gayri safi yurtiçi hasılaya bakarsak harcamalar itibariyle, tüketimin payı her zaman 3/2 ile 4/3 arasında olmuştur. Türkiye iç talep eksenli büyümüştür. Türkiye’nin büyümesi hep iç talebe dayalı, ağırlıklı olarak tüketime dayalıdır. 100 liralık milli geliriniz var. 76 lirasını tükettiniz, 24 liranız kalıyor. Açık ekonomi olduğunuz için 24 liralık tasarrufla 30 liralık yatırım yapmışsınız, yetmez buna cari açık diyoruz" ifadelerini kullandı.

"TÜRKİYE’DE TABİİ Kİ YÜZDE 7 ÜZERİNDE BİR BÜYÜME OLABİLMESİ İÇİN DAHA KÖKLÜ DÖNÜŞÜM SAĞLAMAMIZ LAZIM"

Esas olanın sürdürülebilir yüksek büyüme olduğunun altını çizen Şimşek, "Gelirin adil dağıtılmasıdır, esas olan. Türkiye’de tabii ki yüzde 7 üzerinde bir büyüme olabilmesi için daha köklü dönüşüm sağlamamız lazım. Büyümenin yılın ikinci yarısından itibaren dengeleneceğini, iç talebin yumuşacağını söylüyorum. Fiyat istikrarını yakalamak, cari açığı makul düzeye düşürmek için zaten tedbir alıyoruz. Para politikasında normalleşme sağlandı. Önemli adım attık, orayı düzelttik. Turizm, dış talep canlı bu bize yardımcı olacak. Orta vadede gördüğümüz yüzde 7,4 büyüme zaten" dedi.

"TÜRKİYE’NİN BAŞINA GELMEDİK FELAKET KALMADI"

Başbakan Yardımcısı Şimşek sözlerine şöyle devam etti: "Türkiye’nin başına gelmedik felaket kalmadı. Orta Doğu’daki kaosun yansımaları, terör örgütleri, FETÖ hain darbesi var, bölgesel küresel gelişme var. Türkiye’nin algısına olumsuz yansıdı tabii. Lirada bunun sonucu değer kaybı var. Ham madde ithalatı üzerinden enflasyon olarak geliyor. Petrol, doğalgaz, hurda demir gibi en son açıklanan enflasyon yüzde 12,2, bu enflasyonun 4 puanı Liradaki değer kaybı, petrol fiyatlarındaki artış. Liranın istikrara kavuşması için para politikasının desteğe ihtiyacı vardı. Yaptık. Geçen sene hazinemiz yüzde 11,4’ten borçlandı, enflasyonumuz 11,9. Türkiye’ye kalıcı yatırım bir miktar azaldı ama, 1980-2002 arasında yıllık 750 milyon dolar geliyordu, son 15 yılda 12 milyar dolar geliyor. Doğrudan yatırımlar zirveye göre azaldı. Ama küresel arka planda çok farklıydı. 12 milyar doların üzerinde doğrudan çekiyoruz. OHAL’i inşallah kaldıracağız. Portföy yatırımları... Borsa ya da hazineye gelen sıcak para... Ona getiri lazım. Aslında ortada reel faiz yok. Merkez Bankası fonlama politika faizini yukarı çekti, liraya destek oldu. 3 temel trend var. Bir tanesi dışarıda faiz yükseliyor. İki Amerikan doları genel olarak değer kazanıyor. Üç Amerikan Merkez Bankası dağıttığı parayı çekiyor. Doların değer kazandığı bir durum. 12.3 milyar dolar çıkışı oldu, sadece bizden değil bizim gibi ülkelerden".

"KISA VADEDE İMAR BARIŞINDAN GELECEK RAKAM 48 MİLYAR LİRA"

Şimşek, "453.2 milyar dolar, dış borç, milli gelire oranı yüzde 53.3 bu oran küresel baktığımızda yüksek sayılmaz. 3/2’sinden fazlası özel sektöre ait. 2002’de 3/2’sinden fazlası kamunundu. Kamu elini düzene koymuş, dış borçta temkinli gitmiş. Özel sektör yurt dışına açılmış, bu bir realite. Vade yapısı daha uzun olsa tabii ki tercih edilirdi. Türkiye’nin dış borcunu bize benzer ülkelerle karşılaştıralım. Şu anda bizim gibi gelişmekte olan ülkelerin toplam borcunun milli gelire oranı yüzde 142. Gelişmiş ülkelerde bu oran yüzde 90. Borç nerede ağırlıkta nerede düşük. Türkiye’nin dış borç oranının yüksek olduğunu söyleyemeyiz. Kısa vadede imar barışından gelecek rakam 48 milyar lira. Tahmini bir rakam bu. Yarısı dahi gelse, bir de yeniden yapılandırma var. Oradan matrah artırımı gibi unsurlar var. Oradan da gelir. 1 yıla denk gelen harcama artışını karşılıyorsunuz. Biz 2 şey yapacağız. Birincisi harcamaları gözden geçirip önceliklendirip, harcama kısılmasına gideceğiz. Kamuda tasarrufa gideceğiz. Kamunun bir miktar büyüdüğü doğrudur. Türkiye’nin altyapı ihtiyaçlarını giderdik. Dünya Ekonomik Formu’na göre altyapı kalitesinde dünyanın gelişmiş ülkeleri içindeyiz. Derslik sayısına Cumhuriyet tarihindekine eklemeye çalışıyoruz. Hastane konusu ihtiyaç, ihtiyaçları giderdik" şeklinde konuştu.

ABD’deki altınlar

Şimşek, Hazine’nin Amerika’daki altın rezervlerimizin hepsini çektiğini belirterek, orada hiçbir şey bırakmadıklarını kaydetti. 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Tekirdağ Teleferikte ailesiyle mahsur kalan makine teknisyeni: "Kazadan 10 dakika önce arayıp uyarmıştım" Antalya’da yaşanan teleferik kazasında ailesiyle birlikte mahsur kalan ve Çorlu ilçesinde yaşayan Makine Teknisyeni Cezmi Türkyılmaz, “Henüz olay yaşanmamıştı, ben arayıp uyardım ama maalesef 10 dakika sonra kaza meydana geldi. Çok üzücü bir olay fakat önüne geçilebilirdi” dedi. 12 Nisan tarihinde Antalya’nın Konyaaltı ilçesindeki Sarısu-Tünektepe teleferik hattında bulunan bir teleferik direği devrilip seyir halindeki bir kabine çarptı. Kabinin parçalanması sonucu Avukat Memiş Gümüş hayatını kaybederken, 17 kişi de yaralanmıştı. Kaza sonrası tamamen duran teleferik kabinlerinde mahsur kalan 174 kişi, yaklaşık 1 gün süren çalışmalardan sonra tahliye edildi. Çorlu ilçesinde yaşayan Cezmi Türkyılmaz, üniversitede okuyan kızını ziyaret için gittiği Antalya’da yolculuk için bindiği teleferikte, kabinlerde mahsur kalan 174 kişi arasında yer aldı. Türkyılmaz ve ailesiyle yaklaşık 7 saat sonra helikopter vasıtasıyla mahsur kaldığı kabinden kurtarıldı. Olayla ilgili konuşan Makine Teknisyeni Cezmi Türkyılmaz, “Gezi amaçlı teleferiğe bindik ve geziyi tamamladıktan sonra dönüş için teleferiğe bindik. Bu sırada direklerden bizim kabinin üzerine kıvılcım sıçradı. Bunu kızım fark etti ve bana da söyledi. Ben de bu konulara karşı bilgisi olan bir makine teknisyeniyim. Kafamı kaldırıp baktığımda direğin üzerinde makaralar kilitlenmiş dönmüyordu. Hemen kabinde yazan irtibat numarasını arayarak, görevlilere ulaştım ve kazaya sebebiyet verilmesin diye teleferiği durdurmalarını ifade ettim. Arayıp, ‘direğin üzerindeki makaralar dönmüyor. Bu yüzden çelik halat kıvılcım çıkarıyor, teleferiği hemen durdurun’ dedim. Telefonu kapattılar 5 dakika sürdü, herhangi bir durdurma olmadı. 5 dakika sonra tekrar aradım ve ‘sakın yolcu almayın, teleferiği hemen durdurun, kıvılcım ve duman çıkıyor’ dedim. 3-4 dakika sonra teleferik tekrar start alınca bir baktım arkaya etrafı toz bulutu kapladı. Telefon kayıtlarına bakılabilir muhtemelen ilk ben arayıp uyardım. Benim aradığımda stop edilip bırakılsaydı bu olay yaşanmazdı” diye konuştu.
Antalya Deniz kaplumbağaları ilk yuvayı yaptı Antalya’nın Manavgat ilçesi Sorgun-Side sahilinde ilk yetişkin deniz kaplumbağası yuvası tespit edildi. Manavgat’ta nesli tükenme tehlikesi altındaki deniz kaplumbağalarının yuvalama alanlarından Sorgun- Side sahilinde, yeni sezonun ilk kaplumbağa yuvası tespit edildi. Tarım ve Orman Bakanlığı’ndan aldığı araştırma izinleriyle izleme faaliyetlerini yürüten DEKAFOK Kıyı Koruma Derneği tarafından belirlenen kaplumbağa yuvası, korumaya alındı. Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmeler ve genelgelerle nesli koruma altına alınan deniz kaplumbağalarının yuvalama alanları, her yıl olduğu gibi bu yıl da çeşitli uyarı ve tedbirlerle korunacak. Bunların başında yuvalama alanlarından motorlu araçların geçmesi, sahilde ateş yakılması, yavruların deniz yönüne gitmesini engelleyebilecek yapay ışıklar, havai fişekler ve çöpler gibi faktörlerin yasaklanması geliyor. İlk yuva, geçtiğimiz yıldan 18 gün önce tespit edildi DEKAFOK Kurucu Başkanı Seher Akyol, bu yıl beşinci koruma ve izleme sezonuna hazırlandıklarını belirterek, "2020 yılında bu işe başladığımızda bize ’Burada caretta mı olur?’ demişlerdi. İlk yıl burada carettaların olduğunu, ikinci yıl ise deniz analarının en büyük avcısı carettaların aslında buradaki en büyük çalışma alanı olan turizm için ne kadar önemli olduğunu gösterdik. Üçüncü yıldan itibaren ise çevreye duyarlı halkımızın muhteşem çabalarıyla daha da güçlendik. Bu yıl beşinci sezonumuza hazırlanırken çok daha müsterihiz çünkü vicdani duyguları son derece gelişmiş olan halkımız artık ne yapması ve yapmaması gerektiğini çok iyi biliyor. Geçmiş dönemlere bakarak duyarlılığıyla beni çok etkileyen off-road sürücülerimiz ekim ayının ortalarına kadar sahillerimizde araçla geçmemesi gerektiğini, kampçılarımız ateşin deniz kaplumbağalarına ne gibi zararlar verdiğini çok iyi biliyor. Bölgedeki otellerimiz bu konuda tam destekçimiz ve bu dönemde onlarla ve duyarlı personelleriyle muhteşem bir uyum yakalıyoruz" dedi. DEKAFOK tarafından yapılan açıklamada; ilk yuvanın geçtiğimiz yıldan 18 gün önce tespit edildiği belirtilirken, yetişkin deniz kaplumbağalarının ağustos ortalarına kadar yuvalamaya devam etmesinin beklendiği, yavruların ise ilk yuvadan yaklaşık 50 gün sonra çıkmaya başlayacağı ve geçen yıl olduğu gibi ekim ayının ortalarına kadar çıkışlarını sürdüreceği kaydedildi.
Hatay Küçük Barış Manço takma saçı, bıyığı ve sahne performansıyla beğeni topladı Depremin vurduğu Hatay’da açılan Barış Manço temalı kütüphane hizmete açıldı. Kütüphanenin açılışında Barış Manço’ya benzemek için takma saç ve bıyık takan küçük çocuk, sahne performansıyla beğeni topladı. Asrın felaketinin ilk saatlerinden itibaren bölgeye yardıma koşan Antalya İl Sağlık Müdürlüğü’nde görevli 38 yaşındaki Acil Tıp Teknisyeni Havva Aydanur Ertuğrul, afetzede vatandaşlara umut olmaya devam ediyor. Hatay’da bir çok projeye imza atan Ertuğrul, kurucusu olduğu Ülkem Okuyor Derneği öncülüğünde 21. Kütüphanesinin açılışını gerçekleştirdi. Antakya ilçesinde bulunan Katar - 4 konteyner kentte açılan Barış Manço temalı kütüphane vatandaşlara hizmet etmeye başladı. Barış Manço severler ve Ülkem Okuyor Derneği işbirliğinde açılan kütüphanenin açılışı renkli görüntülere sahne oldu. Barış Manço’ya benzemek için peruk ve bıyık takan ilkokul 2. sınıf öğrencisi Ayaz Nalçak, açılışa katılanlardan büyük beğeni topladı. Lale Manço, kütüphanenin eşinin ismini taşıyacak olmasından dolayı mutlu olduğunu belirterek, “Havva hanım önderliğinde bu gün Ülkem Okuyor Derneği’nin 21 kütüphanesini açıyoruz. Bu kütüphane Barış Manço’ya ithaf edildi. Tabii bizim buraya katkımız da var. İzmanço ve Barış severler katkıda bulundu. Burası Havva hanımın emekleriyle bizim eserimiz oldu. Kütüphanemiz Barış Manço adıyla anılacak ve gerçekten mutlu oldum. Depremzede çocukların Barış Manço’yu tanıyabilecekleri bir ortam oluşturmaya çalıştıklarını belirten Ertuğrul, “Depremin ilk gününden beri sahadayım. Ancak sağlıkçı olarak değil deprem bölgesine kitap yığan kadın olarak biliniyorum. Ülkem Okuyor Derneği olarak 21. Kütüphanemizi açtık. Derneğimiz açtığı kütüphanelerde artık iş birlikleri yapıyor. Lale hanım ve Barış severler olarak 21. Kütüphanemizi birlikte açmak istediklerini söylediler. Hatay’ın Antakya ilçesinde bulunan konteyner kente Barış Manço temalı bir kütüphane kazandırdık. Çocukların girdiklerinde Barış Manço’yu hatırlayabilecekleri bir ortam oluşturmaya çalıştı” şeklinde konuştu.