SAĞLIK - 15 Şubat 2016 Pazartesi 10:37

Sınav çocukları depresyona sokuyor

A
A
A
Sınav çocukları depresyona sokuyor

Çocuk ve Genç Psikiyatri Uzmanı Dr. Özlem Özcan, ailesi tarafından sınav odaklı yetiştirilip, hobi edinmeye, oyun oynamaya vakit bulamayan çocuklar arasında psikolojik rahatsızlık ve depresyona rastladıklarını söyledi.

Çocuk ve Genç Psikiyatri Uzmanı Dr. Özlem Özcan, çocuklardaki psikolojik rahatsızlık ve deprasyonla ilgili önemli bir ayrıntıya vurgu yaptı. Ailelerin ve çevrenin şartlandırmasıyla çocukların sınava şartlandırarak yetiştirildiğini ifade eden Dr. Özlem Özcan, "Sınav baskısıyla yetiştirilen bir öğrenci örneğin TEOG'da bir yer edinirse öyle onaylanacağını, ona göre bir saygınlık kazanacağını, önemseneceğini ve diğer çocuklardan ayrışacağını düşünüyor. Böyle bir psikoloji içindeler. Ne spora, ne kitap okumaya zaman kalmıyor. Başka hobi edinmeye, sosyalleşmeye ve arkadaşlarıyla vakit geçirmeye zamanları olmuyor. Çoğu zaman çocuklara, 'Keman çalıyordum, yüzmeye gidiyordun, niye bıraktın' diye sorduğumuzda 'TEOG'a hazırlanacağım, onun için keman çalamıyorum, yüzemiyorum' yanıtını veriyor. Üniversite sınavına hazırlanan öğrencilerin bir çoğu için de bu geçerli" diye konuştu.
Türkiye'de spor başarısından çok daha fazla akademik başarının önemli olduğunu kaydeden Dr. Özcan, şunları söyledi: "Akademik başarı daha çok notla örtüşen bir şeydir. Çocuğun becerisiyle ilgili değildir. Sanat ise, çok sonra geliyor. Çocuk, başarılı oldukça aile de daha çok önemsendiğini, prestij kazandığını düşünüyor. Anne ve babalar belki zamanında başarılı olamadığı için çocuğun başarısıyla onaylanmak onlara çok hoş geliyor" dedi.

ÇOCUKLAR ERGENLİĞİNİ YAŞAYAMIYOR

Sınava hazırlanan çocukların ergenlik döneminde spor, hobiyle uğraşmaları gerekirken, sürekli ders çalıştığının altını çizen Dr. Özcan, "Bir ergen daha fazla başka şeylerle meşgul olmak durumundayken, sürekli ders çalışmak zorunda kalıyor. Mesela; ergen sporla çok meşgul olmak durumundadır. Çok kitap okuması lazım. Ancak sınav kaygısı ve temposu nedeniyle o dönemi yaşayamamış oluyor. Çocuğun da ergenin de kendine özgü fikirleri olur. Kendine göre istekleri olur. Bu dönemde çocuklar biraz özgür bırakılmalı. Ancak tek odaklı yaşam onların düşünebilmesine hiç fırsat vermiyor. Özgürce düşüncesini ifade etmesi, hakkını daha çok araması, canının yapmak istemediği şeyi daha rahat söyleyebilmesi lazım" dedi.

SINAVI KAZANMAZSAN SENİ BAŞKA OKULA VERİRİZ

Bazı ailelerin çocukların sınavda başarılı olmaları için 'tehdit' yolunu seçtiğini kaydeden Dr. Özcan, ailelerin 'Sınavı kazanamazsan seni şu okula veririm' diyerek çocuklarını başarılı olmaya zorladıklarını söyledi. Sınavda sürekli başarılı olmaya zorlanan çocukların hayatı bir rekabet gibi gördüğünü, "Ben arkadaşımın önüne geçmeliyim, ondan daha başarılı olmalıyım" şeklinde düşünmeye başladığını vurgulayan Dr. Özcan, sözlerine şöyle devam etti:

"Sınav gözde büyütülünce kaygı yüksek oluyor. Ve bu da çocuğa hata yaptırabiliyor. Sınavın birincisi çok iyi geçmediyse okul ve aileler daha çok çocukların üstüne gidiyor. Burada onlara destek oluyoruz. Çocuğa, 'Yapabilirsin, başka şeyleri de becerebilirsin, yapabileceklerinin farkına var' diyoruz. Bir grupta ergenlikle beraber bu durumu kaldıramayıp ilaç tedavisine başladığımız çocuklar bile var."
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Edirne Trakya’da son yağışlar çiftçinin endişelerini ortadan kaldırdı Tekirdağ, Edirne ve Kırklareli’de son dönemde yaşanan kuraklığın ardından Nisan yağmurları buğday başta olmak üzere hububat ekili tarlalara can suyu, çiftçilere umut oldu. Türkiye’nin önemli tahıl ambarlarından olan ve nüfusun büyük çoğunluğunun geçimini çiftçilikle sağladığı Trakya topraklarında yaşanan kuraklığın ardından Nisan yağmurları ekili alanlara can suyu oldu. Buğday başta olmak üzere arpa, kanola ve ayçiçeği gibi mahsullere can suyu olan Nisan yağmurlarında çiftçi rahat bir nefes aldı. Trakya Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Genetik ve Biyomühendislik Bölüm Başkanı ve Bitki Islahı Merkezi Müdürü Prof. Dr. Yalçın Kaya son dönemde yaşanan kuraklığın ardından Nisan yağmurlarının ekili alanlara altın gibi geldiğini belirtti. Son 60-70 yılın en sıcak Aralık ve Ocak ayının yaşandığını anlatan Prof. Dr. Kaya, "Kar da olmadığı için kışın soğuk geçmemesi nedeniyle buharlaşma kayıpları fazla oldu. Bazı yerlerde buğdayda çökmeler ve stresler başlamıştı. Bitkilerde verim son derece önemli. Tam başaklanma dönemi öncesi gelen yağış çok iyi geldi. Şu an verim için en kritik olan dönem. Bu yağışlar tam zamanında ve altın gibi geldi. Bölgede 30-35 hatta bazı yerlerde 40 kiloya kadar yağış düştü" dedi. Bölgede uzun süre etkili olmayan yağışla stres problemi olan buğdaydaki bu sıkıntıyı giderdiğini ve yeterli olduğunu ifade eden Kaya, zamanında gelen yağışların başaklanma dönemindeki buğdayın bu süreci stressiz olarak geçirmesini sağlayacağına dikkat çekti. Prof. Dr. Kaya’dan çiftçilere uyarı Ekili alanlarda sıcak ve nemli havaya bağlı oluşan mantari hastalıklara dikkat etmeli konusundan çiftçileri uyaran Kaya, "Hem fiyatlar hem verim anlamında zor bir yıl oldu. Son 15-20 yılın en düşük verimlerini aldılar. Bu yılın beklentileri çok fazlaydı. Kış yağışlarından umutluyduk. Nisan yağmurları da tam ihtiyaç duyulan dönemde fazlaca yağması bizim verim açısından umutlarımızı devam ettirmemizi sağladı. Bundan sonra çiftçilerin sıcak ve nemli havaya bağlı oluşan mantari hastalıklara dikkat etmeliyiz. Bu dönemde yaygın olarak görülen pas hastalığı çok önemli. Buna karşı mutlaka ilaçlama yapılmalı. Bayrak yaprağını süt olum devresine kadar yeşil olarak koruyalım. Çünkü onlar fotosentez yapacak bu da daha fazla verim ve bitkileri daha fazla beslemesi demek" diye konuştu. Pas hastalığının önemine değinen Kaya, gübre atmayanlar varsa onların da bir an önce azotlu gübreleme yapmasını tavsiye etti. "Buğday strese girdiği zaman başaklanma evresine geçiyor" Buğdayların başağa kalkmaya başladığını söyleyen Prof. Dr. Yalçın Kaya, "İçinde bulunduğumuz tarla çok erken şekilde başağa kalkmış. Çünkü bu tarla kuraklıktan dolayı strese girmiş. Neredeyse diz boyuna gelmiş. Bitki strese girdiği zaman başaklanma evresine geçiyor. Bu açıdan da yağış açısından kritik bir periyottu. Bu topraktan gelen serin ortam ve yağışlar başakları kurtardı. Bu durum başakların tanelerinin dolu olmasına yansıyacak. Bu da verim açısından oluşacak sıkıntıyı ortadan kaldırmış olacak" şeklinde konuştu. Çiftçilerde yağışların onları mutlu ettiğini dile getirerek önce korktuklarını daha sonra nisan yağmurları ile rahat bir nefes aldıklarını söyledi.
Eskişehir 6 yabancı öğrenci, Türk aşçı adayları ile yemek yaptı Eskişehir’e farklı ülkelerinden gelip Anadolu Üniversitesi Türkçe Öğretimi Uygulama ve Araştırma Merkezi’nde (TÖMER) eğitim gören 6 yabancı öğrenci, Eskişehir Meslek Yüksek Okul Aşçılık Bölümü’nde Türk öğrencilerle yemek yaptı. Dünyanın farklı ülkelerinde Eskişehir’e eğitim görmek için gelen ve Türkçe Öğretimi Uygulama ve Araştırma Merkezi’nde (TÖMER) eğitim gören yabancı öğrenciler Anadolu Üniversitesi Eskişehir Meslek Yüksek Okul Aşçılık Bölümü’nde işlenen yaratıcı mutfak etkinliğine katıldı. Anadolu Üniversitesi Eskişehir Meslek Yüksek Okul Aşçılık Bölümü’nde öğretim görevlileri Dilek Ünlü ve Mutlu Doğan gözetiminde gerçekleşen derse, bölüm öğrencilerinin yanı sıra, TÖMER’de eğitim gören 6 öğrenci katıldı. Türk öğrencilerle kaynaşıp yemek yapan yabancı öğrenciler, oldukça verimli vakit geçirdi. Etkinlik ile öğrencilerin, kültürleri arasında etkileşim kurma fırsatı yakalamaları ve iletişim kurma becerilerini de artırmaları amaçlandı. Ders sonunda yapılan yemekler öğretim görevlileri ve öğrenciler tarafından tadıldı. “Türk kültürünü öğretmeyi amaçlıyoruz” Türkçe Öğretimi Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Dr. Öğr. Üyesi Murat Sami Türker, etkinliğin amacı hakkında, “TÖMER bir dil öğretim merkezi, biz dünyanın farklı coğrafyalarında öğrencilerimize Türkçe öğretiyoruz. Tabii dil öğretmek kültürden ayrı olarak ele almak mümkün olmayan bir süreç. Dil ve kültür birbirinin taşıyıcısı konumunda. Burası da bunun için öğrenciler için tanıdığımız bir imkân aslında. Onları Türk mutfağına sokarak Türk kültürünü öğretmeyi amaçlıyoruz. Tabii mutfak sadece yemek yapılan ve yenilen bir yer değildir. Çünkü kültürümüzdeki her yemeğin toplumla, toplumun hayatıyla, kültürümüzle özdeşleşmiş bir hikâyesi vardır. Öğrencilerimiz bunları da öğreniyorlar aynı zamanda. Türk mutfağından yemekler yapmaya çalışıyorlar. Ürünler ortaya koymaya çalışıyorlar. 6 TÖMER öğrencimiz var. Her istasyonda bir öğrencimiz var. Önceden belirlenmiş malzemeler kullanarak Türk öğrencilerle iletişim kurarak bu öğrenciler bir ürün ortaya koymaya çalışıyorlar. Az önce de bahsettiğimiz gibi bu kültür ve iletişim etkileşim dil öğretimi sürecinin en önemli bileşenlerinden bir tanesi. Burada da öğrencilerimiz derslerde sınıf içinde öğrenmiş oldukları, edinmiş oldukları Türkçe dil becerilerini kullanarak bir iletişim ortamında Türklerle kaynaşma, Türk dilini kullanma fırsatı buluyorlar. Bu alanda çok kıymetli bir etkinlikte. Kazakistan, Kırgızistan, Tacikistan, İran, Endonezya gibi ülkelerde öğrencilerimiz var burada” dedi. “Güzel eserler ortaya çıkıyor” Anadolu Üniversitesi Eskişehir Meslek Yüksek Okul Aşçılık Bölümü’nde öğretim görevlisi Dilek Ünlü ise ders ile ilgili şöyle konuştu; “Öğrencilerimizin dahil olduğu yaratıcı mutfak dersinde bu etkinliği gerçekleştirmekteyiz i. TÖMER’de biliyorsunuz yabancı uyruklu öğrenciler oluşan ekiple bizim öğrencilerimiz ortak yaratıcı ortaya çıkaracakları yemekler yapıyorlar. Planlanmış bir durum söz konusu değil yapılan yemekte. Verilen malzemeler eşliğinde öğrencilerimiz önceki birikimlerini kullanarak ortaya yeni bir ürün çıkartacaklar. Bakalım hep Birlikte neler olacak göreceğiz. İlk defa görüşüyorlar, etkinliğimiz peyderpey devam ediyor. Bir Pazartesi günü Türk mutfağı dersi etkinliğimiz vardı. Farklı grupla TÖMER’de farklı grupla şimdi ikinci grupla devam ediyoruz. Çocuklar için etkili olduğu söyleniyor. Bakalım Türkçe konuşarak işlemler yapılıyor. Hem el becerileri gelişmesi açısından hem de Türkçe konuşmak arkadaşlıklarıyla kaynaşma açısından ve kültür etkileşimi açısından da önemli olduğunu düşünüyorum. El becerileri bizimkilerine benziyor oldukça benziyor zaten çok yakın kültürden gelen öğrencilerimiz. Orta Asya’dan ve Türki devletlerinden gelen öğrencilerimiz çoğunlukla gördüğüm kadarıyla. Onlar da tabii kültür olarak bize yakın olduklarından dolayı ayrıca bir de el yatkınlığı olan, mutfağı ilgisi olan öğrenciler seçilip geldiği için bu güzel eserler ortaya çıkıyor.” “Yani Türkçe öğreniyoruz. Bizim için Türklerle konuşmak daha ilginç” Rusya’nın Sibirya bölgesinden gelen ve TÖmer’de hazırlık sınıfında eğitim gören Antonina Kramchanina, “Ben şimdi TÖMER’de eğitim görüyorum, hazırlık senem bu yıl. Gelecek yıl ben Özel Eğitim Fakültesinde okuyacağım. Yani biz şimdi kek yapıyoruz, kek pişiriyoruz. Yani genellikle benim için tatlı pişirmek daha iyi. Yani genellikle tatlılar, şekerli şeyleri pişirmeyi daha çok seviyorum. Bu yüzden benim için çok iyi. Yani kek pişirmek benim için çok ilginç. Çünkü biz çok karışık yaptık. Yani çok malzeme ekledik. Yani havuç var, fındıklar var, nane var, Bu yüzden biraz ilginç. Kızlar çok ilginç ve tabii ki biz şimdi hazırız senesindeyiz. Yani Türkçe öğreniyoruz. Bizim için Türklerle konuşmak daha ilginç. Yani günlük hayatta nasıl konuşuyorlar merak ediyoruz. Yani mesela biz şimdi yemek pişiriyoruz. Ama farklı kelimler kullanıyoruz, yemek hakkında. Eskişehir’i çok seviyorum, çok sakin bir şehir. Ben Porsuk Çayı yakınında yaşıyorum. Bu yüzden her zaman çıkabilirim ve bakabilirim. Çok güzel bayıldım” ifadelerini kullandı.
İstanbul İstanbul’da düzenlenecek yarı maraton için pazar günü bazı yollar trafiğe kapatılacak İstanbul Valiliği’nden yapılan açıklamada 28 Nisan Pazar günü düzenlenecek 19. İstanbul Yarı Maratonu için bazı yolların trafiğe kapatılacağı belirtildi. İstanbul Valiliği’nden yapılan açıklamada 28 Nisan Pazar günü düzenlenecek 19. İstanbul Yarı Maratonu için bazı yolların trafiğe kapatılacağı ve alternatif güzergahların oluşturulduğu belirtildi. Saat 02.00’dan etkinlik sonuna kadar kapatılacak yollar Sahil Kenndy Caddesi Güney Yol Samatya varyant ile Yenikapı etkinlik alanı arası Sahil Kenndy Caddesi Kuzey Yol Namık Kemal Varyant dönüşleri Saat 04.30’dan etkinlik sonuna kadar kapatılacak yollar Ayvansaray Caddesi Mürselpaşa Caddesi Abdulezelpaşa Caddesi Ragıpgümüşpala Caddesi Galata Köprüsü Reşadiye Caddesi Ankara Caddesi (Hamidiye Caddesi Kavşağı ile Reşadiye Caddesi Kavşağı arası ) Ankara Caddesi Ebu Suud Caddesi Kavşaktan Sirkeci istikameti Sahil Kennedy Caddesi (Samatya Varyant ile Sirkeci ışıklar arası ) Namık Kemal Caddesi Sahil Kenndy Caddesi’ne katılım Gazi Mustafa Kemal Paşa Caddesi Sahil Kennedy Caddesi katılım Sahil Kenndy Caddesi Kuzey Yol Avrasya Tüneli Aksaray ayrımları ile Namık kemal varyant arası Avrasya Tüneli acil çıkışları Ulaşım araçlarıyla ilgili yapılan açıklamada, Sirkeci arabalı vapur seferleri 06.00-13.30 arası durdurulacak. Beyazıt ve Kabataş tramvay seferlerinin geliş-gidiş olarak 07.00-13.30 arası seferler durdurulacak. Parkur üzerinde bulunan otobüs durakları için İETT Genel Müdürlüğü saat 07.00 itibariyle sefer düzenlemeyecek. Alternatif Güzargahlar Atatürk Bulvarı Avrasya Tünel Atatürk Köprüsü Haliç Köprüsü Vatan Caddesi Millet Caddesi Fevzipaşa Caddesi D 100 Kuzey Güney Yol Türkeli Caddesi Aksaray Caddesi Namık Kemal Caddesi (İDO’ya gidiş geliş yapan araçlar) Orgeneral Nafız Gürman Caddesi Kızılelma Caddesi Onuncu Yıl Caddesi Sahil Kennedy Caddesi Samatya Güney Yenikapı etkinlik alanı dönüşleri Sahil Kuzey Kennedy Caddesi Samatya çıkışlarından gidişli gelişli havuzlu kavşağa kadar Küçük Langa Aralığı Caddesi