EĞİTİM - 20 Kasım 2015 Cuma 12:23

Sınırları kaldıran tarih dersi

A
A
A
Sınırları kaldıran tarih dersi

Avrupa Konseyi tarafından Avrupa’nın pek çok ülkesinde düzenlenen ‘’Ayıran Sınırlar Olmadan Avrupa İçin Paylaşılan Tarihler Semineri’’nin Türkiye ayağı İstanbul Kemerburgaz Üniversitesi’nde gerçekleşti.

Amacı, Avrupa ülkelerinin ortak tarihi mirasına dair farkındalığın arttırılması, tarihsel etkileşimler ve yaklaşımlar hakkında bilgi vererek çatışma ortamını önleme ve uzlaşma sürecine katkı sağlamak olan seminerin ev sahipliğini İstanbul Kemerburgaz Üniversitesi (İKBU) yaptı. İKBU Mahmutbey Yerleşkesinde düzenlenen etkinliğe, İKBU Rektörü Prof. Dr. Çağrı Erhan, Avrupa Konseyi Tarih Eğitimi Bölümü Başkanı Tatiana Minkina Milko, Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) Yüksek Öğretim ve Yurtdışı Eğitimi Genel Müdürü Doç. Dr. Semih Aktekin, Avrupa Konseyi Tarih Eğitimi Uzman Danışmanı John Hamer ve Brian Carvell ile MEB ve özel okullardan gelen öğretmenler katıldı.

47 ÜLKENİN TARİHİ İNCELENEREK OLUŞTURULAN BİR PROJE
Projenin ortaya çıkış aşaması ile ilgili bilgi veren Avrupa Konseyi Tarih Eğitimi Bölüm Başkanı Tatiana Minkina Milko, ‘’Bu proje 4 sene sonunda ortaya çıktı. Şu anda Avrupa’nın çeşitli ülkelerine giderek projeyi yaygınlaştırma aşamasındayız. Avrupa Konseyi’nin 47 ülkesini bir araya getiren bu proje ile 4 sene boyunca bu ülkelerin tarihlerini ve onları birleştiren noktaları inceledik. Tarih ve tarih öğretimi, barışın inşası ve çatışmaların sonlandırılmasında, ayıran değil birleştiren bir unsur olabileceği için Avrupa Konseyi açısından çok önemli’’ dedi. 

‘SOSYAL VE EKONOMİK TARİH DE SİYASİ TARİH KADAR ÖNEMLİ’
Öğretmenlere ve öğrencilere, tarihe farklı perspektiflerden bakmayı göstereceklerini ifade eden Avrupa Konseyi Tarih Eğitimi Uzman Danışmanı John Hamer, ‘’Sadece siyasi tarih değil sosyal ve ekonomik tarih de çok önemli. Öğrencilere tarihi anlatırken kitapların yanı sıra farklı pek çok kanıt, materyal ve metot kullanmalarını da öneriyoruz’’ diye konuştu. 

TARİH DERSİ İÇERİĞİNDE YENİ DÜZENLEMELER
Tarih derslerinin yüzyıllar boyunca ulus devletlerin başka milletlere karşı düşmanlığını ve savaşlarını haklı göstermek için kullanılan bir araç olduğunu belirten MEB Yüksek Öğretim ve Yurtdışı Eğitimi Genel Müdürü Doç. Dr. Semih Aktekin, ‘’Günümüzde ise entelektüel camiada, Avrupa Konseyi’nde, diğer uluslararası organizasyonlarda tarih dersleri ve tarih daha barışçıl bir dünya, insan haklarına saygılı, başka kültürler ile empati kurabilen, saygı gösterebilen, demokratik, duyarlı nesiller yetiştirmenin bir aracı olarak düşünülüyor ve bu kapsamda birçok çalışma yapılıyor’’ diye konuştu. MEB olarak, tarih derslerinin demokrasiye saygılı, barışı arzulayan nesiller yetiştirmek için iyi bir araç olduğunu dile getiren Aktekin, ‘’Bu bağlamda müfredatlar ve kitaplarda değişiklikler yapıldı ve güncellemeler devam ediyor. Öğretmenlerimizin bu tür uluslararası çalışmalara katılması hem onların dünyada neler olup bittiğinden haberdar olmaları açısından hem de daha yaşanılır bir dünyaya tarih dersleri aracılığıyla katkıda bulunması açısından önemli’’ dedi.
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Muğla Marmaris Kordon Caddesi taksicilerinden belediyeye tepki Muğla’nın Marmaris ilçesi Tepe Mahallesi’nde bulunan Kordon Caddesi’nde Marmaris Belediyesi tarafından hayata geçirilmesi planlanan yürüyüş yolu ve meydan düzenlemesi projesine, cadde üzerinde hizmet veren üç taksi durağı basın açıklamasıyla tepki gösterdi. Taksi duraklarında görev yapan taksiciler, Marmaris Atatürk Meydanı’nda bulunan Atatürk Anıtı önünde bir araya gelerek kamuoyuna çağrıda bulundu. Yaklaşık 50 yıldır Kordon Caddesi’nde kesintisiz hizmet verdiklerini belirten taksi esnafı, söz konusu projenin ulaşım bilimine, şehir planlama esaslarına ve kamu yararı ilkesine aykırı olduğunu savundu. Açıklamada, "Bugün tartışılan mesele bir meydan meselesi değil; akıl mı rant mı, bilim mi keyfilik mi meselesidir" ifadelerine yer verildi. Taksiciler, Kordon Caddesi’nin kaymakamlık, emniyet birimleri, bankalar, liman, tur tekneleri, eczaneler ve taksi duraklarıyla Marmaris’in en kritik kamusal ulaşım akslarından biri olduğuna dikkat çekerek, bu hattın araç trafiğine kapatılmasının şehir içi ulaşımı olumsuz etkileyeceğini dile getirdi. Yapılan açıklamada, tek giriş-çıkışlı bölgelerde yayalaştırmanın alternatif ulaşım koridorları oluşturulmadan uygulanmasının trafik kilitlenmesine ve acil hizmetlere erişimde aksamalara yol açacağı vurgulandı. Marmaris’in bir metropol olmadığına işaret edilen açıklamada, ilçenin mevsimsel turizm ekonomisiyle ayakta durduğu, bu nedenle taksi duraklarının bilinçli bir planlamayla üç ayrı noktada konumlandırıldığı ifade edildi. Kordon Caddesi’nde Es Taksi’nin 38, Çınar Taksi’nin 23, Özlem Taksi’nin ise 26 araçla hizmet verdiği belirtilerek, bu dağılımın yıllara dayanan saha tecrübesinin sonucu olduğu kaydedildi. Durak sayısının bire düşürülmesinin yaklaşık bin kişinin geçimini doğrudan ya da dolaylı olarak etkileyeceğini savunan taksiciler, böyle bir durumda Marmaris ulaşım sisteminin ciddi zarar göreceğini öne sürdü. Açıklamada, projenin hayata geçirilmesi halinde yalnızca taksicilerin değil, vatandaşların, esnafın, turistlerin, yaşlı ve engellilerin de mağdur olacağı belirtildi. "Henüz yazılı bir açıklama almadık" Basın açıklamasının ardından meydanda konuşan Marmaris Şoförler Odası Başkanı Bülent Kalaycı Marmaris Belediye Başkanı Acar Ünlü ile görüşme gerçekleştirdiklerini ve taleplerini ilettiklerini ancak şu ana kadar kendilerine yazılı bir açıklama ulaşmadığını söyledi. Kalaycı, "Biz Marmaris’in yararına yapılan tüm projelerin yanındayız, önce bunu belirtelim. Konu ile ilgili Belediye başkanımızla görüştük, tüm taleplerimizi kendisine ilettik. Ancak elimizde henüz yazılı bir belge yok. Burada 90 taksinin tek durakta toplanması yüzlerce taksi şoförünü ve taksici esnafını doğrudan etkiler" ifadelerini kullandı. Taksi esnafı, belediyenin projeye ilişkin işlemlerinin denetlenmesi, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın sürece müdahil olması ve kamu zararına yol açtığı iddia edilen uygulamalar için müfettiş görevlendirilmesi talep ederek, tazminatlarının verilmesini istediler. Açıklamanın sonunda, taleplerin karşılanmaması halinde konunun yargıya taşınacağı belirtilerek, "Marmaris masa başında değil, yaşayanlarıyla yönetilmelidir" ifadeleriyle kamuoyuna çağrıda bulunuldu.
İzmir Hükümlülerin el emeği göz nuru ürünleri görücüye çıktı Ödemiş T ve M Tipi Ceza İnfaz Kurumlarındaki hükümlülerin el emeği göz nuru eserleri, tarihi Çakırağa Konağı’nda düzenlenen anlamlı bir sergiyle ziyarete açıldı. Satıştan elde edilen gelirlerin doğrudan hükümlülerin hesaplarına yatırılacağı bu özel sergi, 21 Aralık tarihine kadar ziyaretçilerini bekliyor. Ödemiş Cumhuriyet Başsavcılığı koordinesinde, Ödemiş T Tipi ve M Tipi Ceza İnfaz Kurumlarında barındırılan hükümlü ve tutukluların topluma kazandırılması çalışmaları kapsamında anlamlı bir etkinlik gerçekleştirildi. Sosyal ve kültürel faaliyetler çerçevesinde üretilen yağlı boya resimler ve el sanatı ürünleri, Birgi Çakırağa Konağı önünde düzenlenen törenle sergilenmeye başlandı. Protokolden yoğun katılım Cumhuriyet Savcısı Fatih İbiş’in koordinesinde titizlikle hazırlanan serginin açılışına; Ödemiş Kaymakamı Hakan Yavuz Erdoğan, Ödemiş Cumhuriyet Başsavcısı Mehmet Karabulut, Ödemiş Belediye Başkanı Mustafa Turan, hakim ve savcılar, cezaevi müdürleri, denetimli serbestlik personeli ve çok sayıda vatandaş katıldı. Protokol üyeleri açılış kurdelesini kestikten sonra sergiyi gezerek ürünleri inceledi. Geliri hükümlülere umut olacak Serginin açılış konuşmasını yapan Ödemiş Cumhuriyet Başsavcısı Mehmet Karabulut, ceza infaz sisteminin sadece bir yaptırım değil, aynı zamanda bireyi topluma kazandırma süreci olduğunu vurguladı. Karabulut, "Burada sergilenen her bir ürün sabır, emek ve umutla üretilmiştir. Ürünlerin satış fiyatları bizzat hükümlüler tarafından belirlenmiş olup, elde edilen gelirler doğrudan kendilerinin veya ailelerinin hesaplarına yatırılacaktır. Bu sayede maddi durumu iyi olmayan bireylerin hayata tutunmalarına destek olunmaktadır" dedi. Tarihi mekanda sanat köprüsü Başsavcı Karabulut, serginin toplum ile ceza infaz kurumları arasında bir gönül köprüsü kurduğuna dikkat çekerek emeği geçen personele ve tüm kurumlara teşekkür etti. Tarihi Çakırağa Konağı’nın atmosferinde sergilenen özgün yağlı boya tablolar ve el sanatları ürünleri, katılımcılardan tam not aldı. Ziyaretçilerini bekliyor 18 Aralık’ta protokolün katılımıyla kapılarını açan sergi; 19, 20 ve 21 Aralık 2025 tarihlerinde de halkın ziyaretine açık kalacak. Vatandaşlar, hem sanata destek olup hem de hükümlülerin topluma yeniden kazandırılması sürecine katkı sağlayabilecek.