SAĞLIK - 02 Ağustos 2015 Pazar 10:20

Siyasilerin ve ünlülerin gizli doktoru şifa dağıtıyor

A
A
A
Siyasilerin ve ünlülerin gizli doktoru şifa dağıtıyor

Siyasi liderlerin ve ünlülerin sıkça ziyaret ettiği Dr. Mustafa Yaşar, 24 farklı doğal tıp metodunu içinde barındıran RTM sistemiyle kanser, çölyak gibi tedavisi olmayan birçok hastalık dahil ‘1 hafta ömrü kaldı’ denilerek kaderine terk edilen hastalara umut oldu.

Dr. Mustafa Yaşar, 19 Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesinde henüz 20’li yaşlarında bir tıbbiyeli iken modern tıbbın sunduğu çözüm yollarını irdelemeye başladı. Okuldaki tıp hocalarından cevap almaya çalışan Yaşar’ı, aldığı cevaplar tatmin etmedi. Doğal tıptaki arayışları ona 22 ülke gezdirdi. Amerika, Rusya, Çin, Kanada, Kore, Hindistan, İngiltere, Almanya dahil birçok ülkede, doğal tedavilerin neredeyse tamamını öğrenmeye çalıştı. Akademik eğitim verecek düzeyde “Fitoterapi Uzmanı” olmasına karşın akupunktur, kinesiyoloji, auriculotherapy, bioenerji, reiki, çakra terapi, osteopati, craniosacral terapi, laser terapi, magneto terapi, iridology, refleksoloji başta olmak üzere, doğal tıbbın hemen her alanında üst seviyede eğitimler aldı. 24 farklı doğal tıp metodunu içinde barındıran ve modern tıbbın temel yaklaşımlarına farklı bir bakış açısı getiren RTM metodunu (Remember, Renegeration Therapy Method- Hatırlatma ve Onarma Tedavi Metodu) geliştirdi. 20 yıl boyunca emek verdiği fitoterapi alanında hizmet sunmak için İzmir’in 40 km güneyindeki Çamönü köyünde bir ormanın eteğinde ‘Naturline Sağlıklı Yaşam’ merkezini kurdu. Mustafa Yaşar, bugün kanser ve çölyak gibi tedavisi olmayan bir çok hastalık dahil ‘1 hafta ömrü kaldı’ denilerek kaderine terk edilen hastaları da ayağa kaldırdı.

“100 BİNİN ÜZERİNDE TEDAVİ ETTİĞİMİZ HASTA VAR”
Tıp öğrencisiyken merak saldığı doğal tıbba giriş öyküsünü anlatan Yaşar, sözlerini şöyle sürdürdü: “Tedavilere baktığımızda aslında tedavilerin hastalıkların baskılanmasından ibaret bir süreci idare ettiğini gördüm ve bunun üzerine doğal terapilerle, tamamlayıcı tıpla aslında gerçek tıpla alakalı serüvenim bir nevi başlamış oldu. Üniversitede okurken hocalarıma sordum okurken, ne yazık ki aynı algı orada da vardı. ‘Bu bizim işimiz değil, bunlar kocakarı tedavileri, günümüz tıbbı her şeyi zaten çözüyor, böyle bir şeye gerek yok’ dediler. Beni bu tatmin etmedi ve o yıllarda başlayan o süreç, üniversite bittikten sonra da bütün dünyayı dolaşarak, bütün tamamlayıcı tıp yöntemlerini öğrenmek ve uygulamakla geçti. Bu süreç 20 senemi aldı. Dönüp baktığımızda geriye 100 binin üzerinde tedavisine vesile olduğumuz hastalarımız ve ortaya koyduğumuz bir tedavi sistemi vardı.”

“HİPOKRATLAR VE İBN-İ SİNALAR YOK SAYILIYOR”
Alternatif tıbba karşı önyargılı bakıldığını belirten Yaşar, şunları söyledi: “Tıpta undan 150 yıl öncesi yokmuş gibi, o döneme kadar insanlar tedavi olmuyormuş gibi Hipokrat’ları, İbni Sina’ların ve bir çok eski hekimlerin varlığı yokmuş gibi algılanarak 150 senelik yanlış bir tarih algısı tıpta oluşturuldu. Aslında alternatif tıp olgusu günümüz tıp olgusu kendisidir. Çünkü bizim uyguladığımız tedavi sistemi zaten insanlık var olduğunda beri vardı. Alternatif olarak günümüz tıbbı uygulamaları ortaya çıktı.”

İLAÇ YAZMAYAN HEKİM EKSİK HEKİM DEĞİLDİR
Eskiden Anadolu’da vitamin tabletlerinin bile meyve suyu diye insanlara ikram edildiğini belirten ve ‘ilaç yazmayan hekimin eksik hekim’ olduğu algısının olduğu ülkemizde, oluşturulan yanlış algının eğitimlerle yıkılabileceğini söyledi.

AVRUPA VE AMERİKA’DA YAYGINLAŞIYOR
Dünyada bitkisel tedavinin kabul gördüğünü ve günümüz tıbbının yetersiz kaldığı yerlerde çözüm sunduğunu belirten Dr. Yaşar, sözlerini şöyle sürdürdü: “Avrupa ve Amerika’da fitoterapi (bitkisel tedavi) artık yerini bulmaya başladı. Günümüz tıbbını çıkış yapamadığı, çözüme gidemediği noktalarda aslında çözüm olduğunu bir nevi göstermeye başladı. Bir bedenden bahsediyoruz ve beden çok girift bir yapıya sahip. Bu girift yapıyı ‘illa akupunkturla, enerji tıbbıyla, fitoterapiyle, illa günümüz tıbbıyla çözeceğim’ demek yanlıştır. Böyle bir algı olduğunda insana ve tedavilere bütüncül bakıyorsunuz.”

“HASTALIĞA SEBEP OLAN ETKENLER ORTADAN KALDIRILIYOR”
RTM tedavi sistemi hakkında bilgi veren Dr. Mustafa Yaşar, şunları söyledi: “Tedavi sisteminde aslında bedenin kendi mekanizması devreye konuyor. Bedende iki mekanizma vardır. Birincisi tedavi mekanizması ikincisi tedavi edemeyince üzerini kapatma mekanizmasıdır. Mesela alerjiniz vardır. Alerjinin üzeri kapanır sonra akciğerle alakalı problemler devreye girer sonra karaciğer toksisitesi devreye girer. Sonra başka problemler çıkar. Aslında vücut soğan katmanları gibi hastalıkları unutarak yeni hastalıklara zemin hazırlar. Demek ki vücut çözer, çözemezse unutur. RTM sisteminde, remember- (hatırlatma) olgusunda vücudun unuttuğu bölüm yani beden nasıl çalışması gerektiyse o katmanlar teker teker açılarak orijinal mekanizmasına dönüş yaptırılır. Ve rejenerasyon kısmında da hastalıklara sebep olan etkenler ortadan kaldırıldığı gibi hasar gören organlarımız ve sistemlerimiz de tedaviye dahil edilir. Kliniğimizde bunları RTM çatısı altında toplayarak hastanın ihtiyacı ne ise ihtiyaca yönelik tedaviyi ortaya koyuyoruz.”

HASTALIĞIN KAYNAĞINA İNİLİYOR
Hastaya bütüncül yaklaşarak ve hastalığın kaynağına inerek tedavi ettiklerini belirten Yaşar, sözlerine şöyle devam etti: “Alerjide vücutta bir tepki oluşmuş ve bazı maddelere karşı gereksiz yere reaksiyon veriyor. Siz vücudun bu tepkiyi niye oluşturduğunu çözemiyorsanız, çözmüyorsanız o zaman bunun üzerini baskılayıcı yöntemlerle kapatmanız, hastalığın bitmesi manasına gelmez. Biz bu noktada hastaya yaklaşırken bütüncül yaklaşımımızın alt yapısında aslında kaynağa inmek vardır. Bize hemoroit için gelmişsinizdir ama onun altyapısında safra düzensizliğiniz, karaciğerle ya da dolaşımla alakalı bir probleminiz vardır. Bunların hepsinin teker teker tedavi programına alınması gerekir zaten alınmazsa bugün çözdüğünüz olayı hastanız tekrar hastalık olarak yaşar.”

ULUSLARARASI DERGİLERDEN İLGİ
Tedavisi olmayan hastalıkta başarılı sonuçlar alan Yaşar, “Alerjilerde, çölyak rahatsızlığında, egzamada, sedef hastalığında ve bazı ciddi kanser türlerinde çok ciddi sonuçlar ortaya koymuşuzdur. Ortaya koyduğumuz bu sonuçları sadece hastalarımızda elde ettiğimiz veriler değil aynı zamanda üniversitelerde yaptığımız çalışmalarda teyit ederek bir noktaya getirmişizdir. Bazı yaptığımız çalışmalar uluslararası dergilerde makale olarak yayınlanmıştır. Ağırlıklı olarak artiyem çatısı altında hastaya yaklaşırken bitkisel tedaviler ön plana geçmektedir. Arkasından destekleyici olarak ozon, hacenat, sülük tedaviler, manipülasyonlar ve ek tedaviler ile devreye girerek hastanın eksiği ne ise onlar tamamlanır. Ve hastalık ne olursa olsun sonuç elde etmek için hastaya ne gerekiyorsa onları yaparız ve ciddi sonuçlar da elde etmişizdir.”

“BİTKİSEL ÜRÜN KULLANIMINDA 21 GÜNÜ AŞMAYIN”
Bir doktor kontrolünde olmadan bitkisel ürünlerin kullanımının kişiye zarar verebileceğine dile getiren Yaşar, faydalı olarak bilinen bitkisel ürünlerin kullanımında 21 günü aşılmaması gerektiğine dikkat çekti.
Faydalı olarak bilinen bitkilerin üst seviyede zehir içermediği durumlarda kullanılması tavsiyesinde bulunan Yaşar, “21 gün içinde bitkiler kan seviyesine ulaşır. Bitki, kan seviyesindeki dolgunluk sürecine ulaştığı için bir hekim nezdinde kontrolü gerekir. Eğer bu yoksa siz bazı sistemlerinizi zorluyor olabilirsiniz. Eğer ben bunu keyif için kullanacağım ya da içeceğim diyorsanız 21 günü geçmemesi gerekir. Bu noktada 1 hafta ara verilebilir tekrar başlanabilir. Veya gün aşırı, üç günde bir aralıklı alınabilir” diye konuştu.

‘BİR HAFTA ÖMRÜ KALDI’ DENİLENLER ŞİFA BULDU
Siyasilerden ünlülere kadar pek çok kişinin sıklıkla uğradığı ancak hasta mahremiyeti gerekçesiyle isim vermekten sakınan Dr. Yaşar, “Herhangi bir medya aracılığıyla reklamımızı yapmıyoruz. Bir hasta kendisi iyileştiği için başka bir hastaya önererek bizim tedavi programımıza dahil oluyorlar. Böylelikle 100 binin üzerinde hasta portföyüne ulaşmış olduk. Bu hasta portföyü, biz bir şeyler ortaya koyabilmişiz, bir şeylere vesile olabilmişiz. Bu vesile olma noktasında öyle hastalarımız denk gelmiş ki ‘1 hafta, 1 ay ömrü kaldı’ denilen hastaların şifalarına vesile olmuşuz” dedi.

BAŞARILARINI HAYVAN DENEYLERİYLE KANITLADI
Bugüne kadar ciddi kanser türlerinde başarıya ulaşan ve hayvan deneyleriyle başarılarını teyit ettiklerini söyleyen Dr. Yaşar, sözlerini şöyle sürdürdü: “Yapılan hayvan çalışmalarında sonuçlar olarak ortaya koyduğumuz halde biz ‘Kanseri iyileştiriyoruz’ algısıyla ortaya çıkmadık, çıkmamız yanlış olur. Ama bir kanser hastası gelip ‘1 ay ömrü kaldı’ denilip şifa bulduysa burada vesile olma noktasında ifade olarak dillendirmemizin herhalde bir mahsuru olmayacaktır. Çünkü bir iddia değil yaptığımız bir işin göstergesidir bu.”

SADECE KAFASI HAREKET EDİYORDU, ŞİMDİ YÜRÜYOR
Felçli hastaların yürüdüğünü anlatan, kanserli birçok hastanın kanseri yendiğini belirten Yaşar, sözlerine şöyle devam etti: “Beyin tümörlü bir çocuğumuz vardı. Onu evine göndermişlerdi, yapacak bir şey yok demişlerdi. Bize ilk geldiğinde sadece kafası hareket ediyordu, sıkıntılıydı. Üç aylık tedavi programı sonunda ne kadar değiştiğini gördük. Daha sonra bir üç ay sonra daha da iyi olduğunu gördük. Şu an lise talebesi ve hayatına devam eden, hastalıkla hiçbir bağlantısı kalmamış durumda. Bu bizim için aynı zamanda bir gurur ve övünç kaynağı oluyor.”

HASTALARI İÇİN TÜRKİYE’NİN İLK BİTKİSEL TESİSİNİ KURDU
Yaptığı çalışmaların daha geniş kitlelere ulaşması için bir de üretim tesisi kuran Mustafa Yaşar, yurt dışına da ürünleriyle ihracat yapmaya hazırlanıyor. Kendi hastalarına sağlıklı ve kaliteli ürünlerle hizmet vermek için Türkiye’de ilk defa ilaç fabrikası normunda bitkisel tesis kuran Yaşar, Menderes’te 3 bin metrekarelik bir alanda bitkisel ürün üretiyor. Yaşar, Hollanda, Azerbaycan gibi ülkelere ihracat yapmaya hazırlanıyor. 

FERRUH SERÇE - MİHRAP DÜZÖZ

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bursa Meclis üyesini sıkıştırıp, aracı yumrukladı… O anlar kamerada Bursa’da Osmangazi Belediyesi Meclis Üyesi Özlem Bodur, trafikte yol verme tartışması sonrası saldırıya uğradı. İddiaya göre yol vermediği gerekçesiyle öfkelenen şüpheli sürücü, Bodur’u takip ederek aracına saldırdı. O anlar kameraya yansırken, şüpheli çıkarıldığı mahkemece tutuklandı. Edinilen bilgiye göre, Hamitler Mahallesi Recep Tayyip Erdoğan Bulvarı üzerinde seyir halinde olan Özlem Bodur, yol verme meselesi nedeniyle tanımadığı bir sürücünün tepkisiyle karşılaştı. İddiaya göre şüpheli sürücü, bu nedenle trafikte Bodur’u sıkıştırarak sinkaflı el hareketlerinde bulundu. Sıkıştırma nedeniyle durmak zorunda kalan Bodur, bu sırada araçtan inen şahıs A.G.’nin saldırısına uğradı. Şüpheli önce aracın aynasını kırdı, ardından araca yumruk atıp olay yerinden uzaklaştı. O anlar kameraya yansırken, şüphelinin "Seninle görüşeceğiz, seni öldürürüm" şeklinde tehditlerde bulunduğu iddia edildi. Olay sonrası polis merkezine başvuran Osmangazi Belediyesi Meclis Üyesi Özlem Bodur, maddi zarar oluşmadığını ancak hakaret ve tehditlere maruz kaldığını belirterek şikâyetçi oldu. Yapılan araştırmada söz konusu aracın sahibinin A.G. olduğu tespit edildi. Şüpheli A.G.’nin ifadesinde suçlamaların bir kısmını kabul ettiği öğrenildi. Cumhuriyet savcısının talimatı doğrultusunda adliyeye sevk edilen şüpheli A.G., çıkarıldığı mahkemece tutuklanarak cezaevine gönderildi. Öte yandan, olayın ardından AK Parti ve MHP’li milletvekillerinden ve Meclis üyelerinden Özlem Bodur’a destek mesajları geldi. Milletvekilleri, trafikte şiddetin kabul edilemez olduğunu vurgulayarak sürecin yakından takip edileceğini ifade etti.
Aydın Bir kişinin öldüğü kaçak define olayında 1 tutuklama Aydın’ın Efeler ilçesinde iddiaya göre define aramak için kaçak kazı yaparken girdiği tünelde mahsur kalan şahıs ekiplerin saatler süren arama çalışmasının ardından ölü olarak bulunurken, tünelin dışında bekleyen diğer şahıs ise jandarmadaki işlemlerinin ardından sevk edildiği adli makamlarca tutuklanarak cezaevine gönderildi. Olay, sabaha karşı Kalfaköy Mahallesi’nde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, define aramak için kaçak kazı yaptıkları iddia edilen şahıslardan biri açtıkları tünele girdi. Dışarıda kalan T.Y. (44) içerideki Sezer Ayhan (32) isimli arkadaşından uzun süre haber alamayınca durumu 112 Acil Çağrı Merkezi’ne bildirdi. İhbar üzerine bölgeye jandarma, AFAD, UMKE, Jandarma Arama Kurtarma Ekibi (JAK) yönlendirildi. Kısa sürede bölgeye gelen ekipler tünel içerisindeki Ayhan’a ulaşmak için çalışma başlattı. Yaklaşık 20 metre uzunluğundaki tünelin uzun ve dar olması ekiplerin çalışmalarını güçleştirirken, saatler süren kurtarma çalışmalarının ardından Ayhan ölü olarak bulundu. İzmir İl Afet Müdürlüğü’nden getirilen temiz hava besleme sistemi ile mahsur kaldığı tünelden ölü olarak çıkarılan Ayhan’ın cansız bedeni hastane morguna kaldırılırken, kesin ölüm nedeni yapılacak olan otopsinin ardından belli olacak. Tutuklandı Tünel dışında kalan T.Y. isimli şahıs jandarma ekipleri tarafından gözaltına alındı. Jandarmadaki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen T.Y. çıkartıldığı adli makamlarca tutuklanarak cezaevine gönderildi.
İstanbul Emre Belözoğlu: "Minimum 7-8 oyuncuyla beraber değişmesi gereken bir takımımız var" Kasımpaşa Teknik Direktörü Emre Belözoğlu, minimum 7-8 transfer yapılması gerektiğini söyledi. Trendyol Süper Lig’in 17. haftasında Kasımpaşa deplasmanda oynadığı Galatasaray’a 3-0’lık skorla yenildi. Mücadelenin ardından düzenlenen basın toplantısında konuşan Kasımpaşa Teknik Direktörü Emre Belözoğlu, "Galatasaray’a karşı yapabileceğimiz net bir şekilde detaylandırdığımız yerler vardı. Oyunu tutmak adına bence elinden geldiğince uygulamaya çalışan bir oyuncu grubum var. Oyunu 1-0 tuttuk. Galatasaray geçiş yaparken, topu kaptırdığınızda geçişe geçişte güçlü bir takım. Set hücumunda güçlü bir takım. İki tarafı da çok iyi oynayabilen bir takım. Bunun hazırlığını yapmıştık. 1-0 giderken 65-70’te hamle yaptık. Hamlenin karşılığında da biraz daha cüretkar oynamaya çalıştık. Böyle olunca da biraz daha onların daha rahat alan bulmasını vesile oldu. Hücum anlamında isteklerimizi yapamadık. Defans anlamında belli alanlarda Galatasaray’ı sıkıştırdık. Oyuncularımın isteğini, arzusunu görebiliyorum. Devreyle beraber değişmemiz gerekiyor. Kasımpaşa ilk defa sahasında maç kazanmadan devreyi bitirdi. O yüzden takımımızda değişim kaçınılmaz gibi duruyor. Hemen yarından itibaren 3 gün antrenman yapacağız. 2 Ocak’ta kampa gideceğiz. Minimum 7-8 oyuncuyla beraber değişmesi gereken bir takımımız var. İnşallah bunu yaparız" diye konuştu. Gelmeden önce kadroyla ilgili ekibiyle değerlendirme yaptığını ifade eden Belözoğlu, "Buna rağmen en iyisini yapmak için buradayız. Kadroyu güçlendireceğimizi düşündüğümüz bir devre arası var. Bence Kasımpaşa’nın bunu yapması gerekiyor. Kerem (Demirbay) iyi bir oyuncu. İsmi geçen oyunculardan biri de o. Topu tutmada, yönlendirmede o benim istediğim oyunu ortaya çıkabilecek bu tarz oyunculara ihtiyaç var gibi görünüyor. Ceyhun Bey’le görüştük, başkanlarımızla görüştük. Takımın güçlenmesi adına bir şeyler yapabileceğimizi düşünüyorum. 17 maçın minimum 8-9 galibiyet çıkarabilecek bir takım inşa edeceğiz. Şikayet edecek durumda değilim. Şikayet etmemeliyim bu kadroya geldiysem. Bugün planlarımızın bazıları tuttu, bazıları tutmadı. Karşımıza güçlü bir takım vardı" şeklinde konuştu. "Elimde peynir, domates varken, kimse benden sucuklu ya da sosisli pizza beklememeli" Elindeki kadroyla iyi işler çıkarmaya çalıştığını vurgulayan Emre Belözoğlu, "Elindeki malzemeyle en iyi lezzeti çıkarabilecek oyunu yapmak durumundayım. Elimde peynir, domates varken, ben sadece peynirli domatesli en güzel pizzayı yapmalıyım. Kimse benden sucuklu ya da sosisli pizza beklememeli. Bu işin gerçeği budur. Teknik adamlar bir şeyleri konuşurken biraz daha gerçekçi yaklaşmalılar. Ben burada elimdeki mevcutla bile en iyi neyi yapabilirim, bunun derdindeyim. Ofansif anlamda kesinlikle değişmemiz gereken, gelişmemiz gereken yerler var" ifadelerini kullandı. Her çalıştırdığı takımın kendisine tecrübe olduğunu aktaran Belözoğlu, "Elimizdeki güce göre en lezzetlisini yapmak zorundasınız. Ankaragücü’yle yaşadığımız süreç tamamen bence hakemlerin organize ettiği bir süreçti. Antalyaspor, geçen sene bence yine ligin en sıkıntılı kadrolarından bir tanesiydi ama bence iyi iş çıkardık. Lige çok iyi başladık. 4 maçta 9 puan aldık. Camia mutsuz, 4 maçın 4’ünü de kazanmamız gerekiyor diyorlardı. Ben o yüzden bıraktım. Çünkü bazen ülkede gerçeklerle karşılaşmak istemeyen bir grupla karşı karşıya kalabiliyorsunuz. Gerçekçi bakacağız. Bunları tecrübe olarak görüyoruz. Teknik adamlık kariyerimde iyi de gitse kötü de gitse hedeflerimden vazgeçmeden yoluma devam edeceğim. Bu bir tecrübe. Hep böyle bakarım" diyerek sözlerini tamamladı.
Eskişehir Aynı anda aynı caddede 4 kaza: Başka kaza olmasın diye çaba gösterdiler Eskişehir’de yağmurun etkisiyle aynı yolda aynı anda toplam 4 ayrı kaza meydana gelirken, çekici bekleyen sürücüler diğer araçların kaza yapmaması için yoğun çaba gösterdi. Bir otomobilin duvara çarptığı kazada 1 kişi yaralanırken, aracını pert eden oğluna kızan baba, "Gece vakti burada ne işin var?" diyerek tepki gösterdi. Odunpazarı ilçesi Yenikent Mahallesi Zümrüt Caddesi üzerinde aynı anda 4 ayrı kaza meydana geldi. Edinilen bilgilere göre ilk kazada, Mustafa S.K. (19) idaresindeki 06 BM 8846 plakalı otomobil, yağmurdan dolayı kayganlaşan yolda kontrolden çıktı. Virajı alamayan otomobil, yol kenarındaki duvara çarptı. Kullanılamaz hale gelen araçta bulunan 4 arkadaştan B.E. isimli şahıs kazada yaralanırken, sürücü haricindeki 2 kişi kaza mahallinden uzaklaştı. İhbar üzerine olay yerine polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. B.E. isimli yaralı, ilk müdahalesinin ardından Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’ne kaldırıldı. Aracı pert eden oğluna kızdı Kazanın ardından şoka giren araç sürücüsü Mustafa S.K. (19) kullanılamaz hale gelen aracı üzülürken, olay yerine gelen yakınları arkadaşını, "Cana geleceğine mala gelsin" diyerek sakinleştirmeye çalıştırdı. Mustafa S.K.’nın olay yerine gelen babası Mustafa K. ise, "Gece vakti burada ne işin var?" diyerek oğluna tepki gösterirken, diğer aile ferleri bu kez de babayı sakinleştirmeye çalıştı. Aynı yolda kaza yapan sürücülerden diğer araçlara örnek hareket Öte yandan, aynı cadde üzerinde bahse konu kazaya sadece 300 metre uzaklıkta 3 ayrı kaza meydana geldi. 2 araç ve 1 motosiklet daha kontrolden çıkarak şarampole devrildi. Bahse konu 3 kazada da yaralanan olmadı. Motosiklet sürücüsü kalkıp yoluna devam ederken, şarampole saplanan 39 FB 525 plakalı otomobil ve 65 HC 935 plakalı kamyonet sürücüleri çekici beklerken, diğer sürücüleri kaza yapmamaları için uyardı.