SAĞLIK - 02 Ağustos 2015 Pazar 10:20

Siyasilerin ve ünlülerin gizli doktoru şifa dağıtıyor

A
A
A
Siyasilerin ve ünlülerin gizli doktoru şifa dağıtıyor

Siyasi liderlerin ve ünlülerin sıkça ziyaret ettiği Dr. Mustafa Yaşar, 24 farklı doğal tıp metodunu içinde barındıran RTM sistemiyle kanser, çölyak gibi tedavisi olmayan birçok hastalık dahil ‘1 hafta ömrü kaldı’ denilerek kaderine terk edilen hastalara umut oldu.

Dr. Mustafa Yaşar, 19 Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesinde henüz 20’li yaşlarında bir tıbbiyeli iken modern tıbbın sunduğu çözüm yollarını irdelemeye başladı. Okuldaki tıp hocalarından cevap almaya çalışan Yaşar’ı, aldığı cevaplar tatmin etmedi. Doğal tıptaki arayışları ona 22 ülke gezdirdi. Amerika, Rusya, Çin, Kanada, Kore, Hindistan, İngiltere, Almanya dahil birçok ülkede, doğal tedavilerin neredeyse tamamını öğrenmeye çalıştı. Akademik eğitim verecek düzeyde “Fitoterapi Uzmanı” olmasına karşın akupunktur, kinesiyoloji, auriculotherapy, bioenerji, reiki, çakra terapi, osteopati, craniosacral terapi, laser terapi, magneto terapi, iridology, refleksoloji başta olmak üzere, doğal tıbbın hemen her alanında üst seviyede eğitimler aldı. 24 farklı doğal tıp metodunu içinde barındıran ve modern tıbbın temel yaklaşımlarına farklı bir bakış açısı getiren RTM metodunu (Remember, Renegeration Therapy Method- Hatırlatma ve Onarma Tedavi Metodu) geliştirdi. 20 yıl boyunca emek verdiği fitoterapi alanında hizmet sunmak için İzmir’in 40 km güneyindeki Çamönü köyünde bir ormanın eteğinde ‘Naturline Sağlıklı Yaşam’ merkezini kurdu. Mustafa Yaşar, bugün kanser ve çölyak gibi tedavisi olmayan bir çok hastalık dahil ‘1 hafta ömrü kaldı’ denilerek kaderine terk edilen hastaları da ayağa kaldırdı.

“100 BİNİN ÜZERİNDE TEDAVİ ETTİĞİMİZ HASTA VAR”
Tıp öğrencisiyken merak saldığı doğal tıbba giriş öyküsünü anlatan Yaşar, sözlerini şöyle sürdürdü: “Tedavilere baktığımızda aslında tedavilerin hastalıkların baskılanmasından ibaret bir süreci idare ettiğini gördüm ve bunun üzerine doğal terapilerle, tamamlayıcı tıpla aslında gerçek tıpla alakalı serüvenim bir nevi başlamış oldu. Üniversitede okurken hocalarıma sordum okurken, ne yazık ki aynı algı orada da vardı. ‘Bu bizim işimiz değil, bunlar kocakarı tedavileri, günümüz tıbbı her şeyi zaten çözüyor, böyle bir şeye gerek yok’ dediler. Beni bu tatmin etmedi ve o yıllarda başlayan o süreç, üniversite bittikten sonra da bütün dünyayı dolaşarak, bütün tamamlayıcı tıp yöntemlerini öğrenmek ve uygulamakla geçti. Bu süreç 20 senemi aldı. Dönüp baktığımızda geriye 100 binin üzerinde tedavisine vesile olduğumuz hastalarımız ve ortaya koyduğumuz bir tedavi sistemi vardı.”

“HİPOKRATLAR VE İBN-İ SİNALAR YOK SAYILIYOR”
Alternatif tıbba karşı önyargılı bakıldığını belirten Yaşar, şunları söyledi: “Tıpta undan 150 yıl öncesi yokmuş gibi, o döneme kadar insanlar tedavi olmuyormuş gibi Hipokrat’ları, İbni Sina’ların ve bir çok eski hekimlerin varlığı yokmuş gibi algılanarak 150 senelik yanlış bir tarih algısı tıpta oluşturuldu. Aslında alternatif tıp olgusu günümüz tıp olgusu kendisidir. Çünkü bizim uyguladığımız tedavi sistemi zaten insanlık var olduğunda beri vardı. Alternatif olarak günümüz tıbbı uygulamaları ortaya çıktı.”

İLAÇ YAZMAYAN HEKİM EKSİK HEKİM DEĞİLDİR
Eskiden Anadolu’da vitamin tabletlerinin bile meyve suyu diye insanlara ikram edildiğini belirten ve ‘ilaç yazmayan hekimin eksik hekim’ olduğu algısının olduğu ülkemizde, oluşturulan yanlış algının eğitimlerle yıkılabileceğini söyledi.

AVRUPA VE AMERİKA’DA YAYGINLAŞIYOR
Dünyada bitkisel tedavinin kabul gördüğünü ve günümüz tıbbının yetersiz kaldığı yerlerde çözüm sunduğunu belirten Dr. Yaşar, sözlerini şöyle sürdürdü: “Avrupa ve Amerika’da fitoterapi (bitkisel tedavi) artık yerini bulmaya başladı. Günümüz tıbbını çıkış yapamadığı, çözüme gidemediği noktalarda aslında çözüm olduğunu bir nevi göstermeye başladı. Bir bedenden bahsediyoruz ve beden çok girift bir yapıya sahip. Bu girift yapıyı ‘illa akupunkturla, enerji tıbbıyla, fitoterapiyle, illa günümüz tıbbıyla çözeceğim’ demek yanlıştır. Böyle bir algı olduğunda insana ve tedavilere bütüncül bakıyorsunuz.”

“HASTALIĞA SEBEP OLAN ETKENLER ORTADAN KALDIRILIYOR”
RTM tedavi sistemi hakkında bilgi veren Dr. Mustafa Yaşar, şunları söyledi: “Tedavi sisteminde aslında bedenin kendi mekanizması devreye konuyor. Bedende iki mekanizma vardır. Birincisi tedavi mekanizması ikincisi tedavi edemeyince üzerini kapatma mekanizmasıdır. Mesela alerjiniz vardır. Alerjinin üzeri kapanır sonra akciğerle alakalı problemler devreye girer sonra karaciğer toksisitesi devreye girer. Sonra başka problemler çıkar. Aslında vücut soğan katmanları gibi hastalıkları unutarak yeni hastalıklara zemin hazırlar. Demek ki vücut çözer, çözemezse unutur. RTM sisteminde, remember- (hatırlatma) olgusunda vücudun unuttuğu bölüm yani beden nasıl çalışması gerektiyse o katmanlar teker teker açılarak orijinal mekanizmasına dönüş yaptırılır. Ve rejenerasyon kısmında da hastalıklara sebep olan etkenler ortadan kaldırıldığı gibi hasar gören organlarımız ve sistemlerimiz de tedaviye dahil edilir. Kliniğimizde bunları RTM çatısı altında toplayarak hastanın ihtiyacı ne ise ihtiyaca yönelik tedaviyi ortaya koyuyoruz.”

HASTALIĞIN KAYNAĞINA İNİLİYOR
Hastaya bütüncül yaklaşarak ve hastalığın kaynağına inerek tedavi ettiklerini belirten Yaşar, sözlerine şöyle devam etti: “Alerjide vücutta bir tepki oluşmuş ve bazı maddelere karşı gereksiz yere reaksiyon veriyor. Siz vücudun bu tepkiyi niye oluşturduğunu çözemiyorsanız, çözmüyorsanız o zaman bunun üzerini baskılayıcı yöntemlerle kapatmanız, hastalığın bitmesi manasına gelmez. Biz bu noktada hastaya yaklaşırken bütüncül yaklaşımımızın alt yapısında aslında kaynağa inmek vardır. Bize hemoroit için gelmişsinizdir ama onun altyapısında safra düzensizliğiniz, karaciğerle ya da dolaşımla alakalı bir probleminiz vardır. Bunların hepsinin teker teker tedavi programına alınması gerekir zaten alınmazsa bugün çözdüğünüz olayı hastanız tekrar hastalık olarak yaşar.”

ULUSLARARASI DERGİLERDEN İLGİ
Tedavisi olmayan hastalıkta başarılı sonuçlar alan Yaşar, “Alerjilerde, çölyak rahatsızlığında, egzamada, sedef hastalığında ve bazı ciddi kanser türlerinde çok ciddi sonuçlar ortaya koymuşuzdur. Ortaya koyduğumuz bu sonuçları sadece hastalarımızda elde ettiğimiz veriler değil aynı zamanda üniversitelerde yaptığımız çalışmalarda teyit ederek bir noktaya getirmişizdir. Bazı yaptığımız çalışmalar uluslararası dergilerde makale olarak yayınlanmıştır. Ağırlıklı olarak artiyem çatısı altında hastaya yaklaşırken bitkisel tedaviler ön plana geçmektedir. Arkasından destekleyici olarak ozon, hacenat, sülük tedaviler, manipülasyonlar ve ek tedaviler ile devreye girerek hastanın eksiği ne ise onlar tamamlanır. Ve hastalık ne olursa olsun sonuç elde etmek için hastaya ne gerekiyorsa onları yaparız ve ciddi sonuçlar da elde etmişizdir.”

“BİTKİSEL ÜRÜN KULLANIMINDA 21 GÜNÜ AŞMAYIN”
Bir doktor kontrolünde olmadan bitkisel ürünlerin kullanımının kişiye zarar verebileceğine dile getiren Yaşar, faydalı olarak bilinen bitkisel ürünlerin kullanımında 21 günü aşılmaması gerektiğine dikkat çekti.
Faydalı olarak bilinen bitkilerin üst seviyede zehir içermediği durumlarda kullanılması tavsiyesinde bulunan Yaşar, “21 gün içinde bitkiler kan seviyesine ulaşır. Bitki, kan seviyesindeki dolgunluk sürecine ulaştığı için bir hekim nezdinde kontrolü gerekir. Eğer bu yoksa siz bazı sistemlerinizi zorluyor olabilirsiniz. Eğer ben bunu keyif için kullanacağım ya da içeceğim diyorsanız 21 günü geçmemesi gerekir. Bu noktada 1 hafta ara verilebilir tekrar başlanabilir. Veya gün aşırı, üç günde bir aralıklı alınabilir” diye konuştu.

‘BİR HAFTA ÖMRÜ KALDI’ DENİLENLER ŞİFA BULDU
Siyasilerden ünlülere kadar pek çok kişinin sıklıkla uğradığı ancak hasta mahremiyeti gerekçesiyle isim vermekten sakınan Dr. Yaşar, “Herhangi bir medya aracılığıyla reklamımızı yapmıyoruz. Bir hasta kendisi iyileştiği için başka bir hastaya önererek bizim tedavi programımıza dahil oluyorlar. Böylelikle 100 binin üzerinde hasta portföyüne ulaşmış olduk. Bu hasta portföyü, biz bir şeyler ortaya koyabilmişiz, bir şeylere vesile olabilmişiz. Bu vesile olma noktasında öyle hastalarımız denk gelmiş ki ‘1 hafta, 1 ay ömrü kaldı’ denilen hastaların şifalarına vesile olmuşuz” dedi.

BAŞARILARINI HAYVAN DENEYLERİYLE KANITLADI
Bugüne kadar ciddi kanser türlerinde başarıya ulaşan ve hayvan deneyleriyle başarılarını teyit ettiklerini söyleyen Dr. Yaşar, sözlerini şöyle sürdürdü: “Yapılan hayvan çalışmalarında sonuçlar olarak ortaya koyduğumuz halde biz ‘Kanseri iyileştiriyoruz’ algısıyla ortaya çıkmadık, çıkmamız yanlış olur. Ama bir kanser hastası gelip ‘1 ay ömrü kaldı’ denilip şifa bulduysa burada vesile olma noktasında ifade olarak dillendirmemizin herhalde bir mahsuru olmayacaktır. Çünkü bir iddia değil yaptığımız bir işin göstergesidir bu.”

SADECE KAFASI HAREKET EDİYORDU, ŞİMDİ YÜRÜYOR
Felçli hastaların yürüdüğünü anlatan, kanserli birçok hastanın kanseri yendiğini belirten Yaşar, sözlerine şöyle devam etti: “Beyin tümörlü bir çocuğumuz vardı. Onu evine göndermişlerdi, yapacak bir şey yok demişlerdi. Bize ilk geldiğinde sadece kafası hareket ediyordu, sıkıntılıydı. Üç aylık tedavi programı sonunda ne kadar değiştiğini gördük. Daha sonra bir üç ay sonra daha da iyi olduğunu gördük. Şu an lise talebesi ve hayatına devam eden, hastalıkla hiçbir bağlantısı kalmamış durumda. Bu bizim için aynı zamanda bir gurur ve övünç kaynağı oluyor.”

HASTALARI İÇİN TÜRKİYE’NİN İLK BİTKİSEL TESİSİNİ KURDU
Yaptığı çalışmaların daha geniş kitlelere ulaşması için bir de üretim tesisi kuran Mustafa Yaşar, yurt dışına da ürünleriyle ihracat yapmaya hazırlanıyor. Kendi hastalarına sağlıklı ve kaliteli ürünlerle hizmet vermek için Türkiye’de ilk defa ilaç fabrikası normunda bitkisel tesis kuran Yaşar, Menderes’te 3 bin metrekarelik bir alanda bitkisel ürün üretiyor. Yaşar, Hollanda, Azerbaycan gibi ülkelere ihracat yapmaya hazırlanıyor. 

FERRUH SERÇE - MİHRAP DÜZÖZ

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Diyarbakır Zerzevan Kalesi’nde yer altı kilisesi, Mithras kutsal alanı, Arsenal ve surlarda restorasyon çalışmalarına başlanacak Diyarbakır’da bulunan Roma İmparatorluğu’nun doğudaki son garnizonu Zerzevan Kalesi’nde güney kule ve büyük kilisede restorasyon çalışmaları devam ederken, gelecek yıl yer altı kilisesi, Mithras kutsal alanı, Arsenal ve surlarda da restorasyon çalışmalarına başlanacak. Çınar ilçesine 13 kilometre uzaklıktaki Demirölçek Mahallesi yakınlarında, 124 metre yükseklikte kayalık tepede bulunan ve askeri yerleşimde dünyada bulunan son Mithras tapınağının ortaya çıkarıldığı kale, 12 ay boyunca devam eden bilimsel kazılarla tarihe ışık tutuyor. 2020 yılında UNESCO Dünya Miras Geçici Listesi’ne dahil edilen ve kentin önemli turizm değerlerinden olan kale, yerli ve yabancı turistlerden de yoğun ilgi görüyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı, Valilik, Çınar Kaymakamlığı ve Diyarbakır Müzesi Müdürlüğünün katkılarıyla 2014 yılında başlatılan kazılarda bugüne kadar bin dönüm alanda 15 metre yüksekliğinde ve 1200 metre uzunluğunda sur kalıntısı, 21 metre yüksekliğinde gözetleme ve savunma kulesi, kilise, yönetim binası, konutlar, tahıl ve silah depoları, kaya mezarları, su kanalları ile 63 su sarnıcı, yer altı kilisesi, 400 kişinin sığacağı yer altı sığınağı, konutlar ve gizli geçitler, milattan sonra 4. yüzyılda Hristiyanlığın benimsenmesiyle önemini kaybeden, dönemin Mithras dinine ait yer altı tapınağı ve Mithras Tapınağı’na gizli dini tören ve ayinler için gelen davetlilerin konakladığı alan ile birçok eser gün ışığına çıkarıldı. Asırlık kalede bir yandan arkeolojik kazı sürerken diğer yandan kapsamlı restorasyon çalışması devam ediyor. Tarihi kaledeki büyük kilise ve güney kulede 35 kişilik ekiple yürütülen çalışmada, yapıların korunması için capping (üst örtüsünü yitirmiş yapı duvarlarının üzerine uygulanan koruma katmanı), güçlendirme ve enjeksiyon (tarihi yapının orijinal dokusunu bozmadan güçlendirme ve çatlak onarımı sağlayan hassas çözümlerden) uygulaması gerçekleştiriliyor. Kazı Heyeti Başkanı Prof. Dr. Aytaç Coşkun, İhlas Haber Ajansı (İHA) muhabirine, bu yıl itibarıyla hem kazı hem de restorasyon çalışmalarının birlikte devam ettiğini açıkladı. İlk etapta güney kule ve büyük kilisede restorasyon çalışmalarının başladığını belirten Coşkun, bu çalışmaların tamamen mevcut yapıları korumaya ve mevcut yapıları ortaya çıkartmaya yönelik olduğunu ifade etti. Coşkun, en üst, en yüksek teknolojik metotların Zerzevan Kalesi’nde uygulandığını kaydederek, "Bunu, Kültür ve Turizm Bakanlığımız ’Geleceğe Miras Projesi’ kapsamında yapıyor. Şu an bu başlangıç restorasyonu. Buradaki çalışmalar devam ederken, önümüzdeki yıldan itibaren baktığımız zaman yer altı kilisesi, Mithras kutsal alanı, Arsenal ve surlarda da restorasyon çalışmaları başlayacak. Biz, projelerimizi tamamladık. Bu restorasyon çalışmalarının yapılması hem alanı korumaya yönelik hem mevcut yapıları korumaya yönelik hem de gelen ziyaretçilere görsel bir alan oluşturuyoruz. Şu an 35 kişilik bir ekiple restorasyon çalışmalarını yürütüyoruz" dedi.
İstanbul TAG davası ertelendi Taksiciler ve Tag arasında devam eden dava, bilirkişi raporunun eksik olması nedeniyle 24 Haziran 2026 tarihine ertelendi. TAG hizmetine karşı açılan davanın 6’ncı duruşması, 19 Aralık 2025 tarihinde Çağlayan Adliyesi’nde görüldü. İstanbul Otomobilciler Esnaf Odası, Birleşik Taksi Şoförleri Derneği, İstanbul Havalimanı Turizm Taksiciler Karayolu Yolcu Taşıma Kooperatifi, Sabiha Gökçen Havaalanı Taşıma ve İşletme Kooperatifi, İstanbul Taksi Sahipleri Sosyal Yardımlaşma ve Day. Derneği, Türkiye Şoförler ve Otomobilciler Federasyonu, İzmir Şoförler ve Otomobilciler Esnaf Odası, Antalya Şoförler ve Otomobilciler Odası, Gaziantep Şoförler ve Otomobilciler Odası ve Kayseri Otomobilciler Kamyon.Otobüs.Kam. ve Şof.Od.Bşk tarafından açılan davanın duruşması, İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde gerçekleşti. Mahkeme, uyuşmazlığın çözülebilmesi için gerekli ve zorunlu olan bilirkişi raporunun eksik olduğu, bu hali ile karar verilmesinin mümkün olmadığı dolayısıyla ek rapor alınması gerektiğini belirterek, duruşmayı 24 Haziran 2026 tarihine erteledi. ‘‘Kazanacağımızdan eminiz’’ Duruşma sonrası açıklama yapan TAG Kurucusu Oğuz Alper Öktem, taksi lobisinin temel amacının halka hizmetin, yeniliğin ve gelişimin önünü kesmek olduğunu söyledi. Öktem, ‘‘Karşı taraf kendi oda seçimleri olduğu için mahkeme üzerinde baskı kurmaya çalıştı. Vekilleri yerinden kalkıp el kol hareketleri yaparak hakime hanıma tepki gösterdi. Bunu yapmalarının nedeni vatandaşı düşünmek değil. Tek dertleri bir sonraki oda seçimlerini kazanmak. Bizim adalete güvenimiz yüzde 100. Davamızdan yüzde 100 eminiz. Mahkememiz 24 Haziran 2026 tarihine ertelendi. O tarihte adliye önünde buluşacağız. dedi. Taksiciler yol kapatma eyleminde polis müdahalesi ile karşılaştı 2023 yılında başlayan davanın 6’ncı duruşması nedeniyle taraflar Çağlayan Adliyesi önünde toplandı. Duruşma sonrası grupların dağıldığı görülürken bir grup taksicinin e-5 karayolunu kapattığı ve TAG sürücülerine saldırdığı görüldü. Polis ekiplerinin müdahalesi sonrası yol açılarak trafik akışı sağlandı.
Ankara 6 ilde dolandırıcılık ve tefecilik yapan 9 ayrı Organize Suç Örgütü çökertildi:61 gözaltı İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, 6 ilde dolandırıcılık ve tefecilik yapan 9 ayrı Organize Suç Örgütü çökertildiğini belirterek operasyonlarda 61 şüphelinin gözaltına alındığını açıkladı. Bakan Yerlikaya sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, 6 ilde dolandırıcılık ve tefecilik yapan 9 ayrı Organize Suç Örgütüne yönelik son 2 haftadır Jandarma tarafından düzenlenen operasyonlarla; hesaplarında son 2 yılda 2 Milyar 408 Milyon TL işlem hacmi bulunan 61 şüpheliyi yakaladıklarını kaydederek şunları dedi: "Bu organize suç örgütü üyelerinin işleyebileceği tefecilik, dolandırıcılık ve hırsızlık gibi suçlardan vatandaşlarımızın zarar görmesini engelledik. 46’sı tutuklandı. 15’i hakkında adli kontrol hükümleri uygulandı. Cumhuriyet Başsavcılıklarımız ile Jandarma KOM ve Siber Suçlarla Mücadele Daire Daire Başkanlıklarımız koordinesinde; İl Jandarma Komutanlıklarınca düzenlenen operasyonlarda yakalanan şüphelilerin; Gaziantep’te; "sahte yatırım danışmanlığı" ilanı aracılığıyla para talep ederek vatandaşlarımızı dolandırdıkları, Muğla’da; sosyal medya hesapları üzerinden irtibata geçerek, sahte yatırım sitelerine yönlendirip 244 vatandaşımızı dolandırdıkları, Balıkesir’de; uyuşturucu ticaretini organize şekilde yürüttükleri ve tefecilik yaptıkları, Diyarbakır’da; baskı, darp, cebir ve tehditle arazilerin tapularını kendi üzerlerine almaya çalıştıkları, Zonguldak’ta; sosyal medya hesapları aracılığıyla, sahte "sınavsız ehliyet" ilanı ile dolandırıcılık yaptıkları ve Sivas’ta: tefecilik yaptıkları tespit edildi. Bu şahıslar hakkında Savcılıklarımızca soruşturma başlatıldı. Emeği geçenleri tebrik ediyorum."