ASAYİŞ - 24 Mayıs 2016 Salı 09:40

Şoföre yumruk atan polise 10 yıl hapis istemi

A
A
A
Şoföre yumruk atan polise 10 yıl hapis istemi

Mecidiyeköy’deki otobüs durağında ücretsiz paso yüzünden tartıştığı şoförü yumruklayan ve beylik silahıyla tehdit eden polis memuru hakkında 10 yıl hapis istemiyle iddianame hazırlandı.

İstanbul’da 97M Güneşli- Mecidiyeköy hattı şoförü Ziya Korkmaz, 9 Temmuz 2015 tarihinde aracına binen sivil polis memuru A.A. ile yaşadığı kavganın ardından darp edilmişti. Otobüste polis memuru A.A.’nın beylik silahı patlarken, şoför Ziya Korkmaz “polise mukavemet” suçundan gözaltına alınmıştı. Otobüs içindeki güvenlik kamerası görüntülerinin ortaya çıkmasıyla birlikte şoför serbest bırakılmıştı.

İstanbul Cumhuriyet Savcılarından Kenan Doğan tarafından olaya ilişkin yürütülen soruşturma tamamlandı. Savcı Doğan'ın hazırladığı iddianamede, polis memuru A.A. "şüpheli", otobüs şoförü Ziya Korkmaz ve ağabeyi Zeki Korkmaz ise "müşteki" olarak yer aldı.

İddianamede, şüpheli polis memuru A.A.’nın olay tarihi 9 Temmuz 2015’den yaklaşık 1 hafta önce şikayetçi Ziya Korkmaz’ın kullandığı özel halk otobüsüne polis kimlik kartını göstererek binmek istediği hatırlatıldı. İddianamede, şoförün, A.A.’ya ücretsiz paso ile binebileceğini söylemesi üzerine aralarında tartışma yaşandığı ve A.A.’nın araçtan indiği anlatıldı.

Polis memuru A.A.’nın olayın etkisiyle 9 Temmuz 2015 tarihinde, yine Ziya Korkmaz’ın kullandığı otobüse bindiği anlatılan iddianamede, A.A’.nın Mecidiyeköy’de sırasını bekleyen boş otobüse binerek ücretsiz akbilini bastığı ifade edildi.

ÖNCE AKBİLİ OKUTTU SONRA ŞOFÖRE YUMRUK ATTI
Şüpheli A.A.’nın akbilini makineye okuttuktan sonra şoför mahallinde oturan Ziya Korkmaz’a yumrukla saldırdığı, bir kişinin A.A.’yı arkasından tutarak çektiği belirtilen iddianamede, “Ziya Korkmaz’ın araçtaki tornavidayı eline aldığı, bu sırada A.A.’nın beylik silahını çektiği, Ziya Korkmaz’ın silahı almaya çalıştığı ve bu sırada boğuşma yaşandığı belirlenmiştir. Boğuşma sırasında tarafların birlikte koltuk arasına düştükleri, silahın iki tarafın elleri arasında bir kez patladığı tespit edilmiştir” denildi.

SİLAH İKİSİNİN ELİNDEYKEN PATLADI
İddianamede, silahtan çıkan merminin aracın camına isabet ettiği belirtilirken, şoför Zeki Korkmaz’ın ağabeyi Ziya Korkmaz’ın şüphelinin elindeki silahı almaya çalıştığı ancak şüphelinin onun da tekme ile uzaklaştırmaya çalıştığı ifade edildi. İddianamede, boğuşma sorasında Ziya Korkmaz’ın,şüpheli A.A.’nın elindeki silahı alarak araçtan indiği ve silahı İETT amirliği bürosuna koyduğu belirtildi.

ŞOFÖRÜN AĞABEYİNİN ELİ KIRILDI
Olay nedeniyle şoför Ziya Korkmaz’ın hafif düzeyde yaralandığı, ağabeyi Zeki Korkmaz’ın ise sol el bileğinde kırılma meydana geldiği hatırlatılan iddianamede, olayın gerçekleştiği otobüs görüntülerinde boğuşmanın büyük bir kısmının görüldüğü aktarıldı.

10 YILA KADAR HAPSİ İSTENİYOR
İddianamede, şüpheli polis memuru A.A.’nın Ziya Korkmaz’a yönelik “kasten yaralama” ve “silahla tehdit” suçlarından 2 yıl 4 aydan 6 yıla kadar hapsi istendi. Şüpheli A.A.’nın Zeki Korkmaz’a karşı ise “Kasten yaralama”ve “neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama” suçlarından 1 yıl 6 dan 4 yıl 6 aya kadar olmak üzere toplamda 3 yıl 10 aydan 10 yıl 6 aya kadar hapisle cezalandırılması talep edildi.

OLAY YERİNDE TUTANAK TUTAN POLİSLERE YÖNELİK SORUŞTURMA DEVAM EDİYOR
Savcılık, Zeki ve Ziya Korkmaz hakkında ise takipsizlik kararı verirken, olay günü görevli bulunan ve ilk olay yeri ifade tutanağında imzası bulunan 4 polis memuru hakkında yürütülen soruşturmanın devam ettiği öğrenildi. Polis memurlarının eksik ve yanlı bilgi vermekle suçlandıkları ifade edildi.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından onaylanan iddianamede, gönderildiği İstanbul Asliye Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi. Polis memuru A.A., Ekim ayında ilk kez hakim karşısına çıkacak.
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bartın Adalet Bakanı Tunç, çocuklarla birlikte tezahürat yaptı Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Bartın’da AK Partili belediye başkanlarını ziyaretti. Bakan Tunç, kendisini karşılayan sporcu çocuklarla birlikte "Şampiyon Kozcağızspor" tezahüratı yaptı. Bakan Tunç’a futbolcu olmak istediklerini söyleyen çocuklardan bazıları Kerem Aktürkoğlu, bazısı da irfan Can gibi futbolcu olmak istediklerini söyledi. Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Ulus ilçesini ziyaretinin ardından önce Abdipaşa beldesine ardından Kumluca beldesine geçti. Tunç, Abdipaşa Belediye Başkanı Belediye Başkanı Yaşar Dönmez ve Kumluca Belediye Başkanı Mustafa Bozkurt’u makamında ziyaret etti. Belediye başkanları ve belediye meclis üyelerini tebrik eden Bakan Tunç, kendisini karşılamaya gelen vatandaşlarla da tek tek tokalaşarak, destekleri nedeniyle teşekkür etti. Daha sonra ise Kozcağız beldesine geçen Yılmaz Tunç, burada meşalelerle karşılandı. Tunç, kendisini karşılamaya gelen Kozcağız Belediyespor Futbol Okulu oyuncuları ile de bir süre sohbet etti. Çocuklarla sohbet eden Tunç, sporculara taleplerini sordu. Bakan Tunç’un, "Neye ihtiyacınız var" sorusuna ise bir çocuk ise "Her şeye" cevabını verdi. Bu cevap Bakan Tunç’u, beraberindekileri güldürdü. Bakan Tunç, çocuklara yapmak istedikleri meslekleri de sordu. Bakan’ın, "Futbolcu olmak isteyen var mı" sorusuna ise tüm çocuklar el kaldırdı. Bir çocuk, "Kerem Aktürkoğlu gibi olacağım", başka bir çocuk da ’’Ben de İrfan Can" dedi. Zonguldakspor’un lisanslı futbolcusu olan bir çocuğu örnek gösteren Bakan Tunç, "Olmaz, öncelikle okulunuzu bitirmelisiniz. Okulu bitirip meslek sahibi olmak lazım, ayrıca sporcu da olursunuz" şeklinde konuştu. Tunç, çocuklarla birlikte "Şampiyon Kozcağızspor" tezahüratı yaparak, onlara hem derslerini çalışmaları hem de spor yapmaları konusunda tavsiyelerde bulundu. Bakan Tunç, kendisini karşılamaya gelen vatandaşlara yönelik yaptığı konuşmada destekler için teşekkür ederek, Kozcağız Beldesi’ne ilçe belediyelerinden daha fazla hizmet gelmesi için çalışacaklarını ifade etti. Bakan Tunç, seçilen tüm belediye başkanları, meclis üyeleri ve muhtarlara görevinde başarılar dileyerek, "Zorlu bir seçim süreci, büyük bir rekabet içerisinde Kozcağız’da bu Ak Partili belediyecilik anlayışı devam etsin dediniz. Buradaki ışık hiç sönmesin dediniz. Biz de sizin o güven layık olabilmek için gece gündüz çalışacağız inşallah" diye konuştu
Ankara TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu: "Türkiye’de üretilen diziler, 500 milyona yakın bir nüfus tarafından izleniyor" Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Mehmet Rifat Hisarcıklıoğlu, "Türkiye’de üretilen diziler, 500 milyona yakın bir nüfus tarafından izleniyor" dedi. Türkiye Kreatif Ekonomi Zirvesi, Ankara’da gerçekleştirildi. TOBB İkiz Kuleler’de düzenlenen zirveye Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Zekeriya Coştu, Ticaret Bakanı Yardımcısı Ö. Volkan Ağar, Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Serdar Çam, TOBB Başkanı Mehmet Rifat Hisarcıklıoğlu, TOBB Türkiye Kreatif Endüstriler Başkanı Ali Ata Kavame ve Meclis Başkan Yardımcısı Berat Kuzu katıldı. Zirvede konuşan Hisarcıklıoğlu, Türkiye’deki dizi sektörü potansiyelinin ekonomiye katkısı için harekete geçilmesi gerektiğini kaydetti. Konuşmasında, "Kreatif endüstriler sadece dizi ve film sektöründen ibaret değil. Diğer 15 alt sektörü de aynı önemle dikkate almalı ve desteklemeliyiz" diyen Hisarcıklıoğlu, küratörler, sanatçılar ve içerik üreticiler gibi alanlarda da Türkiye’nin önemli bir potansiyele sahip olduğunu ifade etti. Pandemiyle birlikte hızlanan dijitalleşmenin iş yapma şekillerini tamamen değiştirdiğini aktaran Hisarcıklıoğlu, yenilikçi endüstrilerin bu dönüşümün merkezinde yer aldığını söyledi. Yenilikçi endüstrilerin ihracatının 30 milyar dolar seviyesine taşınması gerektiğini söyleyen Hisarcıklıoğlu, hedefin oyun ve yazılım sektörüyle birlikte kreatif endüstrilerin ihracatını 30 milyar dolar seviyesine taşımak olmasını gerektiğini vurguladı. "Eğitim ve destek programları ön planda" Yenilikçi endüstrilerin gelişmesi için eğitim ve destek programlarının ön plana çıkarılması gerektiğini belirten Hisarcıklıoğlu, şunları söyledi: "Bu potansiyeli daha da yukarı taşımak için eğitim ve destek programlarını ön plana çıkarmalıyız. Özellikle dijital iletişim kanallarıyla, dünya geneline yayılan içerik ekonomisinin lideri olmak için, eğitim ve destek programlarına odaklanmalıyız." "Türkiye’de üretilen diziler, 500 milyona yakın bir nüfus tarafından izleniyor" Devletin öncülük ettiği ve desteklediği dizi ve sinema sektörlerindeki projelerin başarılı olduğunu ifade eden Hisarcıklıoğlu, "Türkiye’de üretilen diziler, Yeni Zelanda’dan Brezilya’ya kadar 150 ülkede, 500 milyona yakın bir nüfus tarafından izleniyor" diye konuştu. Dizi ve filmlerin, dünyanın en büyük platformlarında rahatlıkla kendine yer bulduğunu söyleyen Hisarcıklıoğlu, "Hızla gelişen teknoloji ve yapay zeka, kreatif endüstrilerin değer zincirini önemli ölçüde farklılaştırdı. Diğer bir ifadeyle, yeni ürün ve iş modeli geliştirme, yeni dağıtım kanalı, pazar fırsatları keşfetme ve daha düşük maliyetle üretim için kullanılan dijital teknolojiler, kreatif endüstriler sektörümüze çok önemli fırsatlar sunmaya başladı. Dünyanın her yerinde Türk küratörler, sanatçılar, içerik üreticiler görüyoruz. Kreatif endüstrilerin alt sektörlerin tamamına devlet desteklerini yönlendirerek, sektörün ürettiği katma değeri artırmalıyız. Zira bu sektörler, soyut varlıklardan elde edilen katkıyla ekonomimizi çeşitlendiriyor" dedi. Küresel ekonomide çevreyi kirletmeyen ve katma değerli ürünler üretmeyi sağlayan, fikri mülkiyet, telif, patent gibi unsurların öneminin her geçen gün arttığını vurgulayan Hisarcıklıoğlu, "Bakın dünya genelinde sektörün toplam büyüklüğü 2 trilyon doları geçiyor. Türkiye kreatif endüstriler sektörü ise büyüklük olarak gelişmekte olan ülkeler arasında 8. Sırada yer alıyor. Yani bizim dünya pazarından aldığımız pay, okyanusta bir damla. Bir diğer önemli husus da şu. Pandemiyle birlikte hızlanan dijitalleşme, iş yapma şekillerimizi tamamen değiştirdi. Ne yapıyorsak yapalım, işimizi mutlaka dijitale taşımak zorundayız. Bütün şirketler artık dijitalde var olmak zorunda" ifadelerini kullandı. Bu zirvenin her girişim gibi bir hayalle başladığını söyleyen TOBB Türkiye Kreatif Endüstriler Meclisi Başkanı Ali Ata Kavame, "Biz inandığımız bir hikaye anlatmaya karar verdik. Hikaye anlatıcılığı ne kadar güzel şey. ’Hikaye anlatma bana’ diye başlayan cümleler duyarsınız hayatınızda. Bu kürsü bugün hikayeni anlat diyenlerin. Bu salon bu hayatta bir hikayesi olanların. En ön sıradan son koltukta oturana kadar sorsak neler anlatır. Bizim hikayemiz bu ülkenin geleceği ile ilgili. Bu kadar kreatif zekanın buraya toplanmasının sebebi bu. Türkiye’nin iş dünyasının kalbinde bize burayı açmalarının sebebi bu, devletin en önemli kurumlarının zamanlarını ayırıp bize kıymet vermelerinin sebebi bu. Tek bir hikayeyi beraber örmek için birlikteyiz" dedi.