GÜNDEM - 22 Ağustos 2017 Salı 12:50

Sosyal sorumluluk projeleri 7 farklı ülke tarafından örnek alındı

A
A
A
Sosyal sorumluluk projeleri 7 farklı ülke tarafından örnek alındı

Nişantaşı Üniversitesi SosyalBen Akademi ile hayata geçirdikleri ve öğrencilerle birlikte yaptıkları sosyal sorumluluk projelerini 7 farklı ülkeden gelen 47 Sivil Toplum Kuruluşu (STK) ile paylaştı.

Türkiye’deki sosyal sorumluluk projelerinin başarılarını görmeye ve incelemeye gelen 47 STK, aynı zamanda Nişantaşı Üniversitesi’nin de yapmış olduğu çalışmaları merak ederek üniversiteyi ziyaret etti. Nişantaşı Üniversitesi de SosyalBen Akademi ile birlikte öğrencilerin yaşadıkları dünyadan sorumlu bireyler olarak yetişmeleri adına sosyal sorumluluk ve gönüllülük projeleri için açmış oldukları Topluma Hizmet Uygulamaları Departmanı’nda hayata geçirdikleri çalışmaları gelen misafirlerine aktardı.

“Türkiye’deki sosyal sorumluluk projeleri ileri düzeyde başarılı”

Etkinliğin organizatörü Mahmoud Ayman Alsaleh asıl amaçlarının Türkiye’deki başarılı sosyal sorumluluk projelerini örnek alıp kendi ülkelerinde hayata geçirmek olduğunu dile getirerek üniversite olarak da Nişantaşı Üniversitesi’ni tercih ettiklerini söyledi. Mahmoud Ayman Alsaleh, “Yapmış olduğumuz organizasyonla birlikte 3 gün boyunca farklı kurumları ziyaret ederek birçok sosyal sorumluluk proje çalışmalarını dinledik. Türkiye’de yapılan projelerin ileri seviyede başarı yakaladığını görüyoruz. Bu sosyal sorumluluk projeleri kendi ülkelerimizde başarabilir miyiz onlara bakacağız. Nişantaşı Üniversitesi’ni seçmememizin sebebi de buranın eğitim kalitesinin çok iyi olduğunu duymamız. Bunun üzerine onların da tecrübesini dinlemek istedik. Her iki taraf içinde deneyimleri paylaşılarak ilerleyeceğiz. Bu anlamda bizleri ağırladıkları ve tecrübelerini paylaştıkları için teşekkür ederiz” dedi.

“Ağaç yaşken eğilir”

Üniversitede açmış oldukları departmanla birlikte bu zamana kadar çok güzel çalışmalar ve projeler geliştirdiklerini dile getiren SosyalBen Akademi Pazarlama ve Satış Sorumlusu İpek Gürsel de, “Öğrencileri sosyal sorumluluk projeleriyle tanıştırarak, ‘sosyal sorumluluk bilincinin’ hayat boyu uygulanması gereken bir felsefe olduğunu öğretmeyi hedefliyoruz. Tabi ki de bu sorumlulukların çok daha küçük yaşta başlaması gerekiyor. Bu yüzden eğitim kurumlarına çok önem veriyoruz. Sonuçta ağaç yaş iken eğilir. Geçtiğimiz yıl itibari ile Nişantaşı Üniversitesi ile birlikte çalışmaya başladık. Üniversite içerisinde topluma hizmet uygulamaları departmanını kurduk. Bu departmanla birlikte sosyal sorumluluk projelerini geliştirip uyumaları hayata geçirdik. Bu projelerin sayısını artırarak daha etkin bir şekilde çalışmalarımıza devam edeceğiz” şeklinde konuştu.

“Hem kendilerine hem dünyaya sorumlu gençler yetiştiriyoruz”

Nişantaşı Üniversitesi Rehberlik ve Kariyer Daire Başkanı Nazik Kösegil de toplumsal bilincin tüm gençlere yayılarak arttırılması gerektiğinin önemine dikkat çekerek, “Sivil toplum kuruluşları aynı anda hem dünyaya hem de ülkeye sahip çıkma anlamına geliyor. Dünyada bulunan her türlü sıkıntı ve problem ile birlikte sivil toplum kuruluşlarının önemi ve değeri her geçen gün artıyor. Dolayısıyla bizim için sivil toplum kuruluşlarıyla ve farklı ülkelerin kuruluşlarıyla bir araya gelmek çok değerli. Nişantaşı Üniversitesi olarak sivil toplum kuruluşlarıyla birlikte hareket ediyoruz ve özellikle öğrencilerimizin hatta lise öğrencilerinin kendilerine, ülkelerine ve dünyaya karşı sorumlu olmaları noktasında destek olmaya çalışıyoruz. Burada yapmaya çalıştığımız şey gençlerin özellikle üniversite hayatı içerisinde toplumsal bilincini kuvvetlendirmek ve kendileriyle birlikte dünyaya faydalı olmalarını sağlamak. Çünkü üniversite hayatı sadece dört duvar arasında yaşanan bir akademik düzen değildir. Aynı zamanda vizyon geliştirmek, bilinç kazanmak ve değer katmaktır. Özellikle büyük çaplı, dünya genelinde yapılan çalışmalarla birlikte biz, dünyanın sorunlarına çözüm üretmek, dünyanın geleceğini kurgulamak üzerine bir planlama yapıyoruz. Önemli olan bilinç sahibi olarak, toplumsal sorumluluğa sahip olmak ve bunu da dışarıya doğru aktarabilmek. Çalışmalarımız devam edecek ve her çalışmamızda öğrencilerimiz dünyaya bir iyilik daha sunacaklar. Umarım toplumsal bilinç tüm gençlere yayılır” diyerek sözlerini tamamladı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Bakan Fidan: “Irak’ın bölge ülkeleri ile entegre bir ülke olmasını arzu ediyoruz” Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Yeni Zelanda Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Winston Peters ile bir araya geldi. Dışişleri Bakanlığı İstanbul Temsilciliğinde yapılan görüşme sonrası gündeme dair değerlendirmelerde bulunan Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, “Irak’ın yıllardır çatışmalarla, istikrarsızlıkla anılan bir ülke değil, kalkınma hamleleriyle, elindeki potansiyeli kullanan siyasal istikrar ve bölge ülkeleri ile entegre bir şekilde barışçıl Komşuluk ilişkileri içerisinde olan bir ülke olmasını bir her zaman için arzu ediyoruz” ifadelerini kullandı.Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ile Dışişleri Bakanlığı İstanbul Temsilciliğinde Yeni Zelanda Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Winston Peters ile görüşme gerçekleştirdi. Görüşme sonrası ikili düzenlenen toplantıda gündeme ilişkin basın mensuplarının sorularını yanıtladı.“Terörle mücadele gibi tehditlerin olduğu alanlarda işbirliğimizi ilerletecek”Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Irak ziyareti ile ilgili sorulan soruya cevap veren Fidan, “Cumhurbaşkanımızın 22 Nisan’da yaptığı Bağdat ve Erbil ziyaretleri gerçekten Türkiye Cumhuriyeti Irak İlişkileri açısından tarihi öneme haiz olmuştur. Bu ziyaret öncesinde çok sistemli ve yoğun bir çalışma gerçekleştirmiştir. Bizim, özellikle Cumhurbaşkanımızın Irak vizyonunda belli parametreler var. Bunların başında Irak’ın yıllardır çatışmalarla, istikrarsızlıkla anılan bir ülke değil, kalkınma hamleleriyle, elindeki potansiyeli kullanan siyasal istikrar ve bölge ülkeleri ile entegre bir şekilde barışçıl Komşuluk ilişkileri içerisinde olan ir ülke olmasını bir her zaman için arzu ediyoruz. Bu vizyon doğrultusunda, bizler neler yapabiliriz, hep bunun arayışı içerisinde olduk. Bu ziyarette ve öncesinde yapılan çalışmalar, hem tehditleri hem fırsatları aynı anda masaya yatıran her ikisine de sistemli, kurumsal, kalıcı çözümler getirme amacı taşıyan bir ziyaretti. Öncesinde yapılan çalışmalarda başta terörle mücadele olmak üzere su konusu, enerji konusu ve kalkınma yolu konusunda temel anlaşma metinlerinin prensipte karara bağlanması konusu fevkalade önemliydi. Cumhurbaşkanımızın ziyareti esnasında 26 anlaşma imzalandı. Bunlar; ekonomi, enerji, terörle mücadele, su, gümrük ticareti gibi çok çeşitli alanlarda imzalanan anlaşmalardı. Biz bundan sonra hem terörle mücadele gibi tehditlerin olduğu alanlarda işbirliğimizi ilerletecek, hem de kalkınma yolu gibi çok somut projelerle 2 ülke arasındaki ilişkileri daha iyi bir noktaya taşıyacağız. Erbil ziyaretinde Cumhurbaşkanımız bölgesel yönetime destek mesajını yenilemiştir. Orayla olan komşuluk ve dostluk ilişkimiz fevkalade önemlidir. Aynı zamanda Cumhurbaşkanımız Erbil ve Bağdat arasındaki iyi istikamette seyretmesi konusunda önem vermektedir. Bu iki şehir arasındaki ilişkinin iyi olması federal başkentte bölgesel yönetimin ilişkilerinin iyi olması hem ülke istikrarı için hem de bölge güvenliği için önemli” dedi.Filistin’in devlet olarak tanınması konusunda Türkiye ve ortakları arasında yoğun bir işbirliği olduğunu belirten Bakan Fidan, “Diğer taraftan Gazze ile ilgili soruya cevaben şunları söyleyebilirim bu konudaki çalışmalarımız kesintisiz devam ediyor. Hem Türkiye olarak hem de uluslararası toplum da bölgesel ortaklarımızla yaptığımız çalışmalar her geçen gün diplomatik mevzi insani mevzi kazanarak savaşımıza, mücadelemize devam ediyoruz. Bunların bir kısmı kamuoyunda görünüyor bir kısmı görülmüyor. Özellikle devlet aktörleriyle yaptığımız çalışmalar gerçekten önemli bir yer tutuyor. Filistin’in devlet olarak tanınması konusunda Türkiye ve ortakları arasında yoğun bir iş birliği var. Hafta sonu Riyad’a yapacağımız ziyarette de işbirliği teşkilatı Arap ligi tarafından oluşturulan temas grubunun diğer üyeleriyle bir araya geleceğiz. Başka ülkelerle de bir araya gelip özellikle Filistin devletinin tanınması konusunda başka neler yapılabilir onunla ilgili çalışmalarımıza devam edeceğiz. Daha önce de söyledim eğer biz Filistin devleti başta olmak üzere önemli siyasal adımlar atmada uluslararası toplumu harekete geçirmekte başarısız olursak bu yaşadığımız 3. Gazze savaşı, ki en vahşi olanı, ne son olacak? Dolayısıyla bizim kalıcı çözüm getirmek için var gücümüzle çalışmamız gerekiyor. Diğer taraftan mevcut vahşetin durması insani yardımların sağlanması için de mevcut dostlarımızla, müttefiklerimizle, uluslararası toplumla çok alanda çalışıyoruz. Birleşmiş milletlerde arkadaşlarımız gece gündüz çalışıyorlar, siyasi açıdan inanılmaz insanı bir çaba var. Sizin de gördüğünüz gibi dünya başkentleri ayağa kalkmış durumda. Bir önceki basın toplantısı vesilesiyle söylediğim gibi artık İsrail’in Gazze’ye işgali ve oradaki insanları öldürmesi, şehit etmesi, 35 bin insanın kanına girmesi meselesi ve işgale olan direniş artık İsrail ve Filistin arasındaki savaş olmaktan çıkmış dünyada ezenle ezilenlerin mücadelesi haline dönmüştür. Uluslararası sistemin kurucularıyla uluslararası sistem tarafından ezilen ve dışlanan aktörler arasındaki mücadeleye everilmiştir” şeklinde konuştu.“iki devletli bir çözümü desteklemeye devam ediyoruz”Filistin konusunda 2 devletli bir çözümü desteklediklerini ifade eden Winston Peters ise,“Çanakkale ve bu 100 yıldan daha uzun bir süre önce gerçekleşen olaylar genç bir ülke için felaketti. Bu felaket, şu anda bir ulus devlete dönüştü. Çok güçlü bir siyasi politika, dış politikayı da takip etti. Bu bize tek bir mesaj veriyor. Bu bölgedeki cömertlik, Mustafa Kemal Atatürk’ün bize göstermiş olduğu cömertlik çok takdir ediliyor Yeni Zelanda halkı tarafında. Filistin Devleti ile ilgili olarak biz çok uzun zamandır iki devletli bir çözümü desteklemeye devam ediyoruz. Ancak bunu savaşın bugün sona ermesi çağrısını da tekrar ediyoruz. Bunu kalıcı bir barış için gerçekleştirmek istiyoruz. Geçici bir şey değil, 5-6 ay sonra tekrar gerçekleşecek bir çatışma değil, kalıcı bir çözüm olması gerektiğini düşünüyoruz. Filistin Devleti ile ilgili olarak ülkelerin büyük bir kısmından farklı düşünmüyoruz” ifadelerini kullandı.