POLİTİKA - 03 Şubat 2023 Cuma 13:20

Soylu: 'Amerikan Büyükelçisi, pis ellerini Türkiye'nin üzerinden çek'

A
A
A
Soylu: 'Amerikan Büyükelçisi, pis ellerini Türkiye'nin üzerinden çek'

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, "Amerikan Büyükelçisine buradan söylüyorum, hangi gazetecilere yazı yazdırdığını biliyorum, pis ellerini Türkiye'nin üzerinden çek, çok net söylüyorum, pis ellerini Türkiye'nin üzerinden çek. Neleri yaptırdığınızı, hangi adımları attırdığınızı, Türkiye'yi nasıl karıştırmak istediğinizi net bir şekilde biliyorum. O pis ellerinizi, o maskeli, sırıtan yüzlerinizi Türkiye'nin üzerinden çekiniz. Bu kadar açık" dedi.

Bakan Soylu, Antalya’nın Lara Turizm Merkezi’ndeki bir otelde düzenlenen İl Göç İdaresi Genel Müdürleri Değerlendirme Toplantısı’na katıldı. Burada konuşan Bakan Soylu, 21. Yüzyılın basit bir soru sorduğunu ifade ederek, “Bizim bir atasözümüz bunun cevabını çok iyi verir. ‘Biri yer biri bakar, kıyamet ondan kopar”. Tamda dünyanın hali belki de bunu ifade etmektedir. Batı sömürerek, Doğu’yu fakirleştirerek, istikrarsızlaştırarak zenginleşti. Sonunda kıyamet koptu. Mesele tek başına Suriye değildir, Suriye göç meselesinde sadece bir kompartmandır. Suriye olmasaydı dünyanın başka bir istikrarsız noktasında patlak verecekti. Afganistan, Pakistan, Afrika bir kaynak. 1970 yılındaki dünyada uluslararası göçmen sayısı 84 milyon, o günkü dünya nüfusunun yüzde 2.3’üydü. 2020 yılında bu sayı 280 milyonu aştı dünya nüfusunun yüzde 3.6’sı oldu. 2021 yılı sonunda zorla yerinden edilmiş insan sayısı 89. 3 milyondu. 2022 yılının başında Ukrayna-Rusya savaşı başladı yıl ortasın da bu sayı 103 milyona çıktı. Afganistan’ı karıştırdılar, Afrika’yı istikrarsızlaştırdılar oradan bir göç dalgası oluştu. Aslında yeni bir şey yaşamıyoruz” diye konuştu. Göçün hiş değişmediğini aktaran Bakan Soylu, Batı’nın bunu yeni normal gibi tarif etmesi ve şaşırması,paniklemesi olarak nitelendirdi.

"En yüksek sınır dışı oranlarını yakaladık"

Batının göç meselesinde dünyaya vizyonsuzluğu, gaddarlığı, beceriksiz ile rezil olduğunu ifade eden Bakan Süleyman Soylu, “ Biz insanlığa mahcup olmadık. Tarihimize kendimize mahcup olmadık. Neye rağmen devlet otoritesinin tamamen yok olduğu iki ülke Irak ve Suriye’ye rağmen. Aynı bölge kaynaklı büyük bir terör mücadelesi verirken, sınırımızda bir terör devleti kurulması için ABD ve Avrupa büyük uğraş verirken insanları mağdur etmeden biz bu süreci yönettik. İlk andan itibaren ayakları yere basan kuralları ve hedefi belirli göç politikası uyguladık. Açık kapı politikasında düzenli göçü yönetmek, kaçak göçle de mücadele etmek bu politikanın iki temel ayağıdır. Ülke içinde etkili bir yakalama stratejisi ve etkili bir sınır dışı mekanizmasını kaçak göçün argümanı olarak gördük ve bunu ciddiyetle takip ettik. En yüksek sınır dışı oranlarını yakaladık. Bu politikayı işin en başından itibaren hukuki ve kurumsal alt yapı üzerinden takip ettik. Biz devlet geleneği olan bir milletiz, bu kabiliyeti hiçbir zaman baskı ve oyunla kaybetmeyen bu konudan bayrağımızı sürekli olarak dalgalandıran büyük bir milletiz” diye konuştu.

"Avrupa'dan çözüm beklenmez"

Kimsenin Avrupa’dan çözüm beklememesi gerektiğinin altını çizen Bakan Soylu, “Çok uzun yıllardan beri Avrupa’da yükselen İslam düşmanlığı aynı zamanda Türkiye üzerinden şekillenen İslam düşmanlığı,malasef gerçekleri bilenlerinde doğru sözleri söyleyebilme kabiliyetini engellemektedir. Sizle masanın etrafında kısık sesle konuşmaktadırlar. Ama toplumun önüne çıktıkları zaman o toplumu Türk ve İslam düşmanlığına yönlendirdikleri için gerçekleri konuşamamaktadırlar. Eylemleri kendi milletlerini oluşturdukları bu sonuçla örtüşmeye devam etmektedir. Oradan bir ümit söz konusu değildir. İnsanlığa ait bir iyi bir şey yapabilme çıkarımının Avrupa’dan çıkması mümkün değildir. Vizyonunu kaybetmişlerdir. Pandemi, göç enerji ve gıda konusundaki başarısızlıkları tüm problemler arkasındaki acizlikleri Avrupa’ya özgüven kaybı ortaya koymuştur. Siz dünyada ilk kez Recep Tayyip Erdoğan’ın iradesiyle kurulan genç bir teşkilat olarak her birinizi genç bir göç mühendisi olarak gördüğüm, dünyanın içindeki bu çıkmazı yaşayacağınız yıllar var. İstikametiniz insanlık açısından çözümünüz Avrupa olmasın. Onların istikameti doğru değildir. Sadece saf bir göç meselesiyle uğraşmıyorsunuz, Batı’nın istihbarat oyunlarıyla da uğraşıyorsunuz. Para yolladıkları STÖ’lerin Türkiye ve tarafındaki coğrafyanın hangi kaynakları ayırdıklarını biliyoruz. STÖ’lerin bir bölümümü yasakladık. Burada ajanlık faaliyeti gerçekleştiriyorsunuz. Sadece Afganistan’dan Pakistan’dan, Bangladeş’ten,Yemen’den yola çıkan kendine ait bir gelecek oluşturabilir miyim diye bir çok tehlikeden geçen insanlarla yüzleşmiyoruz. Tam tersi canavar bir batı ile yüzleşiyoruz. Onların bu insanlık meselesi gerçeği ile yüzleşiyoruz” dedi.
Bakan Soylu, Türkiye’nin 3.5 milyon Suriyeli sığınmacısı olduğunu belirterek, Türkiye’nin kendilerine sahip çıkmasını beklediklerini söyledi.

"Son 12 ayda 130 bin kişiyi ülkesine gönderdik"

311 bin Türkiye’de tüm ülkelerden uluslararası korumada sığınmacı olduğunu kaydeden Soylu, “3 mil yon 800 binin üzerinde, yaklaşık 4 milyona yakın yabacıya Türkiye ev sahipliği yapıyor. Türkiye’de 1 milyon 350 binin üzerinde ikametli yabancısı var. Bu kadar yabancıyı Türkiye’de toplumsal olayla tahrik etmek isteyenler olmasına rağmen bir düzen içinde karmaşıklıklar olmadan bir anlayış içinde yönetebilmek Türkiye’nin maharetidir. Ellerine her yakaladıkları olayın videosunu çekip Türkiye’deki Suriyeli kardeşlerimizin sabahtan akşama kadar suç işlediği anlayışını ülkeye nakşetmeye çalışan kötücü ruhlar elbette olacaktır çünkü Batı onlara para veriyor. Biz Türkiye’yi aile üzerinden yıkmak için gayret ediyoruz ama yapamıyoruz, bari hiç olmazsa yabancı düşmanlığı gibi bir fitneyi bu milletin içine koymaya çalışalım diye kötücül ruhlarla bu milletin üzerine oyun oynuyorlar. Kaçak göçe müsaade edilmedi, kim suç işlemişse gereği yerine getirildi. İngiltere bir kişiyi bile ülkesine gönderemedi. Son 12 ayda 130 bin kişiyi kendi ülkelerine geri gönderdik. Uluslararası kurallar çerçevesinde bunu yaptık, kimseye eziyet yapmadık. Bunların hepsi büyük operasyonlardır. Kendi siyasi partisinin kongresini yapamayan, belediye otobüslerini çalıştıramayanlar, cenaze arabasını millete ittirtmek zorunda kalanlar dünyanın en kompleks ve karmaşık meselelerinde iflas etmeleri kaçınılmazdır. Türkiye’nin dünyada en becerikli şekilde göç meselesini yönetmektedir” dedi.

"Dünyanın en çok göçmen gönderen ülkesi Türkiyedir"

Bakan Soylu, her 100 Suriyeliden ancak 1.9’unun asayiş meseleleriyle karşı karşıya kaldığını belirterek, yüzde 98.1’inin bu ülkenin kurallarına uyduğunu ve uymaya devam edeceğini bildirdi.
Yüzde 98.1’i görmeden, yüzde 1.9’luk bir parça üzerinden o insanların karşılaştığı sorunları görmeden yapılan açıklamaları eleştiren Soylu, “12 ayda 130 bin kişiyi kafamıza göre gönderdik. Dünyaya en çok kaçak göçmeni geri gönderen ülke Türkiye’dir. Yanımızın yanımızın yanımızın yanı başına yaklaşan bir ülke yoktur. Kaçak göç mücadelesini dünyada en güçlü şekilde yapan Türkiye’dir. Hem de bunu insani koşullarda yapabilen tek ülkedir. Göçü sınır meselesi olarak görüyorlar. Bizim kitapçıklardan almışlar elektro optik kulelerin ne olduğunu biliyorlarsa adımı değiştiririm, neye faydası olduğunu biliyorlarsa adımı değiştiririm. Sığınmacıların biyometrik kayıtları parmak izleri hepsi alınarak gelmiştir ve defalarca güncellenmiştir. Sıkı bir takip vardır. Türkiye’de yılda 8 bin insan kaçakçısı yakalanıyor bilmiyorlar. Türkiye’deki sayı Avrupa’nın tamamının sayısı kadardır. İstanbul’da iki tane daha geri gönderme merkezi yaptırıyoruz”diye konuştu.

"Fatih ve Esenyurt'taki rakamlar"

Bakan Soylu, İstanbul’un tamamı 2019’dan itibaren yeni geçici koruma yerleşimine Fatih ve Esenyurt ilçelerinin ikamet izinlerine kapatıldığını bildirdi. İkamet iznine kapattıktan sonra Fatih’te 74 binden, 50 bine, Esenyurt’ta sayı 145 binden,136 bine düştüğünü kaydeden Bakan Soylu, yurt genelinde yerleşim oranı sorununu yüzde 25’den yüzde 20’ye çektiklerini kaydetti.

"Fıs fıs fıs akıl vermeye çalışır"

Ülke içindeki yabancı teröristlerin tespitiyle ilgili Türkiye'nin önemli bir performans ortaya koyduğunu vurgulayan Bakan Soylu, “ Türkiye'nin bir de şöyle bir talihsizliği var, Türkiye'ye gelen her Amerikan Büyükelçisi, 'ben Türkiye'de nasıl darbe yaparım, yaptırırım' telaşı içerisindedir. Bu Türkiye'nin temel bir talihsizliğidir. Her Amerikan Büyükelçisinin 'Türkiye'de acaba ben ne yaparım, ne yaptırırım ve Türkiye'ye nasıl zarar veririm, babalarıma nasıl yaranırım' dertleri budur. Türkiye'nin yıllardan beri en önemli talihsizliklerinden bir tanesi budur, hep de bu olmuştur. Diğer büyükelçilerini toplar, fıs fıs fıs, onlara akıl vermeye çalışır. Avrupa'da da aynısını da yapıyorlar ya, onlar idare ediyorlar Avrupa'yı Amerikan büyükelçiliği. Avrupalılar üzülmez bu söze merak etmeyin. Onlar gerçeklerin ne olduğunu biliyorlar. Hakikaten biliyorlar, otururlar dizayn ederler, Türkiye'yi de dizayn edebileceklerini zannediyorlardı ama bir adam oyunlarını bozdu, Recep Tayyip Erdoğan. Onlar Türkiye'yi de böyle zannediyorlardı, oturacaklardı, fıs fıs fıs oyun, tezgah kuracaklar. Amerikan Büyükelçisine buradan söylüyorum, hangi gazetecilere yazı yazdırdığını biliyorum, pis ellerini Türkiye'nin üzerinden çek, çok net söylüyorum, pis ellerini Türkiye'nin üzerinden çek. Neleri yaptırdığınızı, hangi adımları attırdığınızı, Türkiye'yi nasıl karıştırmak istediğinizi net bir şekilde biliyorum. O pis ellerinizi, o maskeli, sırıtan yüzlerinizi Türkiye'nin üzerinden çekiniz. Bu kadar açık"açıklamasını yaptı.

"Üzülüveriyorlar"

Türkiye'de tespit edilen yabancı teröristleri de ülkelerine gönderdiklerini aktaran Soylu, "Adamı yakalıyoruz, bu senin adamın diyoruz, utanmazlığın bir boyutu da şu, bunu bütün Türkiye bilsin. Adamı kendi ülkesine almamak için vatandaşlıktan çıkartıyorlar. 'Bu benim vatandaşım değil' diyorlar. Bir yüzlü değil, iki yüzlü değil, her türlü numarayı ortaya koyuyorlar. Çıplak gerçekleri ortaya koyunca onların Türkiye'deki mümessilleri çok üzülüveriyorlar" diye konuştu.

"111 bin kişiye ülkeye giriş yasağı koyduk"

2016'da bir yabancı savaşçıyı sınır dışı ederken Hollanda ve Belçika'da ilgili makamları uyardıklarını hatırlatan Soylu,” 2011'den bu yana 150 ülkeden 111 bin kişiye ülkeye giriş yasağı koyduk. Çatışma bölgeleriyle irtibatlı olduğu tespit edilen 102 uyruktan 9 bin 319 yabancı terörist savaşçıyı sınır dışı ettik. Biz bu gayreti gösterirken onların tavrı bu kişileri vatandaşlıktan alelacele çıkarıp, meseleyi baştan savmak şeklinde hallederiz anlayışıyla olmuştur. Bugün bize konsolosluk kapatarak akıl vermeye çalışan ülkelerin aslında bu meseledeki yönetim becerisizliklerine bir örnek olması için paylaşmak istedim. Avrupa Birliği ülkelerine bin 126 yabancı terörist gönderdik. Türkiye olarak onlara soruyoruz, 'Ne yaptınız? Tekrar bunlar yarın Türkiye'ye gelmeye çalışırlar mı ve ya çatışma bölgelerine giderler mi veya Avrupa'da bir şey yaparlar mı? diye. Ödleri patlıyor, kamuoylarına böyle bir şey söyleyecekler diye" dedi. Göçün dinamik bir süreç olduğunu kaydeden Bakan Soylu, sahayı sürekli takip ettikleri yakın gelecekte göçün küresel düzeyde bitmeyeceğinin ortada olduğunu belirtti.

İsa Akar-Ahmet Serdar Eser

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Aydın Aydın’da ilk kez denendi, kestane üreticisine umut oldu Geçtiğimiz yıl 24 bin tona yaklaşan kestane üretimi ile Türkiye’de birinci sırada yer alan Aydın’da, kestane gal arısı ile mücadele çerçevesinde ilk kez dağıtılan ve salınımı yapılan avcı böcekler, üreticilere umut olacak. Kestane üretiminin önemli kısmının karşılandığı Aydın’da kestane ağaçlarındaki dal kanseri ve gal arısı hastalıkları üreticilerin korkulu rüyası olmaya devam ediyor. Hastalıkların önüne geçmek için ilgili kurumların işbirliği ile ciddi çalışmalar yapılırken, Aydın İl Tarım ve Orman Müdürlüğü koordinesinde de Aydın’da ilk kez olan uygulamayı gerçekleştirdi. Pilot bölge olarak belirlenen Efeler ilçesi Eğrikavak Mahallesi’nde kestane gal arısı ile biyolojik mücadele çerçevesinde 528 adet predatör böceklerin salınımı gerçekleştirildi. Avcı böcekler olarak da bilinen predatörlerin salınımıyla birlikte biyolojik mücadelenin üreticilere umut olması bekleniyor. Konu ile ilgili Aydın İl Tarım ve Orman Müdürlüğü’nden yapılan açıklamada “Aydın ilimiz 2022 TÜİK rakamlarına göre 7 bin 824 hektar ekili alanı ve 23 bin 439 ton kestane üretim miktarı ile ülke sıralamasında 1. sırada yer almaktadır. Üretim miktarımızın ülke üretim miktarının yüzde 29’una tekabül etmekte olup, 2022 yılında 4 bin 57 ton 2023 yılında ise 2 bin 240 ton kestane yurtdışına ihraç edilmiş ve 7,8 milyon dolar gelir elde edilmiştir. Aynı zamanda Aydın Kestanesi Avrupa Birliği tescilli Coğrafi İşaret almış ürünümüzdür. Kestane ilimizin belli bölgelerinde özellikle Efeler, Köşk, Sultanhisar ve Nazilli ilçelerimizde üreticilerimiz için önemli bir geçim kaynağını oluşturmaktadır. Kestanenin en önemli zararlısı olan Kestane Gal Arısı Çin orjinli olup, günümüzde Japonya, ABD, Kore ve Avrupa’ da üretim alanlarını tehdit etmektedir. Halihazırda Kestane Gal Arısının kimyasal mücadelesi mümkün bulunmamaktadır. 2005 yılında ülkemize girdiği tahmin edilen bu zararlıya karşı yapılabilecek en önemli mücadele biyolojik mücadele olarak öne çıkmaktadır. Bugün bu amaçla Muğla Orman Bölge Müdürlüğümüz ile ortaklaşa olarak İlimizde ilk defa Efeler İlçemiz Eğrikavak Mahallesinde Kestane Gal Arısı biyolojik mücadelesinde paratizoit organizma olan 528 adet Torymus Sinensis salınımı gerçekleştirilmiştir. Predatör böcek salınımı sonrasında yapılan bu biyolojik mücadelenin nasıl gerçekleşeceği, üreticilerimizin nelere dikkat etmeleri ve biyolojik mücadele yanında kültürel mücadele olarak üreticilerimizin nasıl davranmaları konularında İl Müdürümüz İbrahim Altıntaş, Aydın Orman İşletme Müdürümüz Engin Evcin, Muğla Orman Bölge Müdürlüğü Orman Zararlılarıyla Mücadele Şube Müdürümüz Mehmet Hayri İlhan ile Köşk ilçesi Orman İşletme Şefi Ali Üreden tarafından gerekli bilgilendirmeler üreticilerimize yapılmıştır. Aydın ilimizde ilk defa yapılan bu biyolojik mücadelenin Kestane Gal Arısı ile mücadele konusunda İlimize önemli bir katkı sağlayacaktır” ifadeleri yer aldı.
Yozgat Hafızlık öğrencileri sanatla motive oluyor Yozgat’ın Sorgun ilçesinde Hz. Aişe Kız Kur’an Kursu’nda hafızlık ve Kur’an-ı Kerim eğitimlerini sürdüren öğrencilerin sanatsal faaliyetlerle de zihinlerini dinlendirerek motive olmaları sağlanıyor. Sorgun Halk Eğitim Merkezi Müdürlüğünce Hz. Aişe Kız Kur’an Kursu’na açılan resim kursunda yaşları 12 ila 15 arasında değişen hafızlık öğrencileri, boş zamanlarını sanatla uğraşarak geçiriyorlar. Günün büyük kısmını Kur’an-ı Kerim ve hafızlık eğitimi alarak geçiren öğrenciler, Sorgun Halk Eğitim Merkezi’nde görevli resim öğretmeni Selver Şimşek öncülüğünde resim, ahşap yakma ve taş boyama kurslarına da katılıyorlar. Öğrencilerin kursta hem motivasyon düzeyleri yüksek tutuluyor hem de yeteneklerini keşfederek geliştirmeleri sağlanıyor. Hafızlık öğrencileri yeteneklerini tablo ve taşlara yansıtırken, kurs binasının boş duvarlarına da resimler çizerek duvarları güzelleştiriyorlar. "Motive olup stres atıyorlar" Sorgun Halk Eğitim Merkezi’nde görevli Resim Öğretmeni Selver Şimşek, resim kursunun 2 yıldır devam ettiğini söyleyerek, “Biz burada öncelikle çocuklarımızın yeteneklerini geliştirmek için uğraşıyoruz. Öğrencilerimiz burada aynı zamanda hem hafızlık eğitimlerini sürdürüyorlar hem de motive olup stres atıyorlar. Onlar için güzel etkinlikler yapıyoruz. Karakalem, tuval çalışmaları, taş boyama gibi etkinlikler yaparak faydalı olmaya çalışıyoruz. Etkinliğimiz 2 yıldır devam ediyor” dedi. "Biz gitarla ilahi besteleyip ilahi de çalıyoruz" Öğrencilerin sanatla motive olduklarını belirten Şimşek, “Dersimizi eğlenceli hale getirmek ve onların streslerini azaltmanın yolu sanatla oluyor. Biz de bunu gerek resim, gerekse de müzikle birleştirerek daha eğlenceli hale getirmeye çalışıyoruz. Müzik ruhun gıdasıdır, insana rahatlık veriyor. Biz gitarla ilahi besteleyip, ilahi de çalıyoruz. Bu da öğrencilerimize farklı bir motivasyon kaynağı oluyor. Öğrencilerimizin daha önce belli bir yetenekleri vardı ancak kursumuzla beraber potansiyellerini daha da üst seviyeye taşıdılar. Gerçekten çok güzel çalışmalar ortaya çıkardılar” şeklinde konuştu. Hafızlık öğrencileri ise Halk Eğitim Merkezi’nce açılan kursların kendilerini motive ederek, zihinlerini dinlendirdiğini söylediler.
Manisa Turgutlu’nun Dumanlı Papaz Eriğinde hasat başladı Türkiye’nin en önemli erik üretim merkezlerinden biri olan Manisa’nın Turgutlu ilçesinde yetişen, bol sulu olması, iriliği, sertliği ve üzerindeki buğusuyla diğer erik türlerinden ayrılan Dumanlı Papaz Eriğinde hasat başladı. Geçen yıla göre rekoltenin daha yüksek olduğu Dumanlı Papaz Eriği Turgutlu’dan Türkiye’nin her yerine, Avrupa’ya, Dubai’ye ve Katar’a gönderiliyor. Sadece Manisa’nın Turgutlu ilçesinde yetişen, tadı ve üzerindeki buğusuyla hem Türkiye’de hem de dünyada adından söz ettiren Dumanlı Papaz Eriğinde bu sene hasat erken başladı. Gediz Nehri’nin bereketlendirdiği Turgutlu Ovası’nda, yaklaşık 10 bin dekar arazide yıllık ortalama 40 bin ton civarında üretilen Dumanlı Papaz Eriğinde 2 gün önce başlayan hasat çalışmalarının mayıs ayı boyunca devam edeceği öğrenildi. Rekoltenin fazla olduğu bazı erik bahçelerinde dallar ahşap desteklerle kırılmasın diye desteklenirken erik bahçelerinde sabah 06.00’da başlayan işçilerin mesaisi saat 14.00’a kadar devam ediyor. Büyük bir titizlikle dallarından toplanan Dumanlı Papaz Erikleri aynı özenle iriliğine göre ayrılarak halin yolunu tutuyor. Turgutlu halinden Türkiye’nin dört bir yanına ve dünyanın önemli merkezlerine gönderilen Dumanlı Papaz Eriği bahçede 30-40 lira arasında fiyatı değişirken kalitesine göre hal çıkışı 60 ila 100 TL arasında değişiyor. “Sadece Turgutlu’da yetişiyor” Turgutlu’nun İzmir girişindeki yaklaşık 15 dönümlük Dumanlı Papaz Eriği bahçesinde 2 gün önce hasada başladıklarını kaydeden tüccar Orhan Özdemir, “Bu sene rekolte çok güzel. Bu fazlalık fiyatlara da yansırsa daha da güzel olur. Şu an fiyatlar güzel ama ilerleyen zamanlarda ne olur belli değil. Dumanlı Papaz Türkiye’de sadece burada Manisa’nın Turgutlu ilçesinde yetişiyor. Türkiye’nin her yerine gönderiyoruz ve Avrupa’ya ihraç ediyoruz. Yakın zamanlarda uçak kargolarla Dubai’ye, Katar’a ve İngiltere’ye gönderiyoruz. Dumanlı Papaz sadece Turgutlu’ya has bir erik başka yerlerde de papaz erikleri var ama Dumanlı Papaz Eriğinin yerini tutmaz. Öbürlerinin üzerinde duman yok. Mersin’de, Aydın’da İznik’te yetişiyor ama onların üzerinde dumanı yok. Dumanlı Papaz’ın kilogramı 100 lira. Bu ürün pazara gittiği zaman fiyat daha da yükseliyor. Halci var, halcinin aldığı komisyon var oradan pazarcı var pazarcının eklediği fiyat var. Bu halkımıza yüksek gelir ama maliyetler çok yüksek. Bir işçinin günlük maliyeti bin lira. Bu bahçeye günlük 30 işçi geliyor. Maliyetleri yükseltiyor, ilaç gübre, mazot ve işçi servisi giderleri çok yüksek. Tarlaya her gün 3 araba gelip gidiyor” dedi. “En kalitelisi Dumanlı Turgutlu Papaz Eriği” Erik tüccarı Kamuran Toprak ise, “Mersin Mut eriği var. Mut eriği başladığı zaman fiyatlar çok aşırı yüksek, ihracata gidiyor. 600 lira, 700 lira bin liradan başlayan bir fiyat. Mersin Mut eriği önceden başladığı için bu fiyatları alabiliyor. Oysa ki bizim Turgutlu Dumanlı Papaz Eriği hem badem aşılı hem sulu hem ince kabuklu. Mut eriğinden bin kat daha kaliteli bir erik. Parayı alan Mersin, zorluğu çeken biziz. Şu anda Dumanlı Papaz Eriğin zaten çok tercih ediliyor. Üzerindeki ambalajlarda yazar Turgutlu Dumanlı Papaz Eriği diye. En çok Turgutlu’da yetişir. Turgutlu Sebze ve Meyve Haline aittir. İzmir Menemen’de vardır. Bir de Aydın’da vardır ama onlar da bizim buradaki eriğin yerini tutmaz. Bizim toprağımız, aşılarımız, badem aşısı yaptığımızdan ince kabuk ve sulu olur. Faydalı bir erik. Evine alan insanlar sağlıklı bir şekilde güvenle yiyebilir. Zehir atmayız, hiçbir şekilde hormon kullanmayız. Dumanlı Papaz Eriğinin bir günü vardır. Turgutlu’da 10- 15 Mayıs arasında toplamaya başlanır. Bu sene 10 gün önceden başladık. 5 gün sonra eriğimiz daha da güzelleşecek. İnşallah fiyatları da istediğimiz gibi alırız. Bugün 100-80 liranın altına düşerse para kazanamayız. Amele fiyatları da yüksek. Allah’ın izniyle her şey güzel olur. Biz bu malı buradan alırken, tüketiciyi de düşünmek lazım herkes alıp yiyebilirsin ama her şey pahalı.” diye konuştu. Emekli olduktan sonra aldığı bahçede Dumanlı Papaz Eriği üretmeye başladığını anlatan üretici 72 yaşındaki İsa Zengin, “Bu sene rekolte çok güzel ama rekolte çok olunca da erik tanelerini fazla büyütmüyor. Eriklerimiz 10 gün sonra daha da irileşir.” diyerek ilerlemiş yaşına rağmen üretime devam ettiğini ve herkesin de üretime yönelmesi gerektiğini söyledi.