POLİTİKA - 31 Mayıs 2022 Salı 16:55

Sözcü Kalın: 'Suriye’ye operasyon yapma konusunda kimseden izin alacak değiliz'

A
A
A
Sözcü Kalın: 'Suriye’ye operasyon yapma konusunda kimseden izin alacak değiliz'

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, “Kendi sınır güvenliğimizi korumak için ve bugüne kadar nasıl birtakım tedbirler aldık, askeri operasyonlar düzenlediysek, bundan sonra da bu yönde adımlar atmak Türkiye’nin en meşru hakkıdır, en meşru talebidir. Bu yönde biz kimseden izin alacak da değiliz” dedi.

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Ankara’nın kültürel, mimari ve tarihi miraslarına dikkat çekerken farklı kültürel deneyimleri yaygınlaştırmayı amaçlayan Başkent Kültür Yolu Festivali çerçevesinde Kurtuluş Savaşı Müzesi’nde gençlerin katılımıyla “Kültür ve Sanat Tasavvurumuz” başlıklı söyleşiye katıldı. Kalın burada yaptığı konuşmasında, sanatın ve kültürün lüks, pahalı, insanların hayalinin ulaşamadığı ve sınıfsal bir yapısı olmadığına vurgu yaparak, sanatçıların ürettikleri eserlerin hobi olmadığını, onların bir oluşturma kapasitesi olmasına karşın sıradan insanlar gibi olduğunu söyledi.
Kalın, söyleşinin ardından kameraların karşısına geçerek basın mensuplarının gündeme dair yönelttiği soruları yanıtladı.

“Teröre açıkça destek veren ülkelerin NATO’ya girmesini hayal etmek mümkün değil”

İsveç ve Finlandiya ile yaptığı görüşmeleri değerlendirmesi istenen Kalın, şunları kaydetti:
“Geçen hafta çarşamba günü Cumhurbaşkanımızın talimatıyla Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde Dışişleri Bakan Yardımcısı Sedat Önal ile aynı zamanda Milli Savunma Bakan Yardımcımız ve ilgili kurumlarımızdan arkadaşlarımızla İsveç ve Finlandiya heyetlerini ağırladık. Orada biz konularımızı kendilerine açık, seçik ve detaylı bir şekilde anlattık. Beklentilerimizi içeren bilgi ve belgeleri kendilerine sunduk. O toplantıda birtakım iyi niyet beyanları yapılmış olmakla birlikte somut, ne yapılacağına dair bize bir geri dönüş olmadı. Bu süre zarfında özellikle bizim o görüşmeyi yaptığımız günün akşamı İsveç devlet televizyonunda PKK/PYD/YPG terör örgütünün eş başkanlarından birisi olan Salih Müslim'in mülakatının yayınlanmış olması, bu süreçle ilgili bakış açısını ortaya koyan sıkıntılı durumlardan biri. Burada terör nedir, terörizmle mücadele nasıl yapılır, terörün tanımı ilgili İsveç ve Finlandiya ne tür adımlar atacak, ne tür yasal mevzuat düzenlemeleri yapacakları ile ilgili bizim somut beklentilerimiz var. Cumhurbaşkanımızın da ifade ettiği gibi, bir terör örgütüne farklı isimler altında açıkça destek veren, kapılarını açan, onlara; yasal, toplumsal, finansal imkanlar kazandıran ve ülkelerin bir güvenlik ittifakı olan NATO’ya bu konularda adım atmadan girmesini hayal etmek, tahayyül etmek elbette mümkün değil. Türkiye’nin bu konudaki tutumu son derece net. Türkiye’nin terörle ilgili endişelerini giderecek adımlar atılmadan bu sürecin ilerlemesi mümkün değil. Şimdi bu çerçevede bizim hem İsveç’e hem de Finlandiya tarafından beklentimiz bizim kendilerine sunduğumuz bilgiler ve belgeler ışığında, taleplerimiz doğrultusunda nasıl bir yol haritası izleyeceklerine, ne tür somut adımlar atacaklarına dair bir geri dönüş almak. Ancak bunu gördükten sonra sürecin bundan sonraki safahatıyla ilgili ne zaman, ne şekilde, hangi düzeyde bir toplantının yapılıp yapılmayacağını o zaman karar vereceğiz. Dolayısıyla sürecin bundan sonraki seyri Finlandiya’nın ve İsveç’in bizim sunduğumuz bilgiler belgeler ışığında ortaya koyacağı tavra bağlı.”

“İsveç ve Finlandiya’nın terör örgütlerinin finansmanı konusunda daha somut adımlar atmasını bekliyoruz”

Ambargoların kaldırılmasının iyi bir işaret olduğunu dile getiren Kalın, “Biz bunu olumlu bir gelişme olarak not ettik. Memnuniyet duyduğumuzu da ifade etmeliyim ama bunun yeterli olmadığını da söylemeliyim. Çünkü ambargoların kaldırılması meselesi bizim gündeme getirdiğimiz konulardan sadece bir tanesiydi. Tabii ki bu yönde olumlu adım atmalarını memnuniyetle karşılıyoruz ama daha özellikle terörün siyasal alanları kullanması, finansmanı, propaganda faaliyetlerine devam etmesi örgütsel yapısını bu ülkelerde devam ettirmesi konularında daha somut daha net bizim beklentilerinizi karşılayacak adımların atılmasını bekliyoruz” diye konuştu.

“Suriye’ye operasyon yapma konusunda kimseden izin alacak değiliz”

Sullivan ile görüşmesinde Suriye’deki durumun ele alındığı hatırlatılıp Rusya ile Suriye konusunda bir temas olup olmayacağı ve muhtemel bir operasyonun yaptığı görüşmede gündeme gelip gelmediği sorusu yöneltilen Kalın, “Suriye’nin kuzeyinde Türkiye'ye yönelik tehditleri bertaraf etmek amacıyla biz Suriye’ye üç tane büyük askeri harekat yaptık geçtiğimiz 5-6 yıl içerisinde. Bunlar da tamamen Türkiye’nin meşru güvenlik kaygıları çerçevesinde yapılan operasyonlardı. Bu süre zarfında 2019 yılında hem Amerikalıları hem Rusya tarafıyla Fırat’ın doğusunu ve batısını kapsayacak şekilde iki anlaşma yapmış olmamıza rağmen bu bölgelerden Türkiye’ye yönelik terör tehditleri tamamen ortadan kalkmış değil. Dahası bu süre zarfında hayatını kaybeden pek çok Suriyeli var. PYD ve YPG’nin orada kontrolü altında olan bölgelerde özellikle Fırat’ın doğusunda savaş suçu işlediğine dair başka suçlar işlediği ve diğer kurumları, kişileri, muhalifleri kendilerinden olmayan diğer Kürt örgütleri de dahil olmak üzere şahsiyetleri de dahil olmak üzere suikastlerde öldürdüğünü, baskı yaptığını hepimiz biliyoruz. Ama özellikle kendi sınır güvenliğimizi korumak için ve bugüne kadar nasıl birtakım tedbirler aldık, askeri operasyonlar düzenlediysek, bundan sonra da bu yönde adımlar atmak Türkiye’nin en meşru hakkıdır, en meşru talebidir. Bu yönde biz kimseden izin alacak da değiliz. Çünkü Türkiye’nin sınırlarını Türkiye korur. Biz müttefiklerimiz ve diğer ülkelerle elbette istişareler yaparız. Uygun olan zaman ve zeminlerde iş birliği de yaparız ama bizim güvenliğimiz söz konusu olduğunda burada kimseden izin almadan net bir şekilde kendi önceliklerimizi esas alarak hareket hattımızı belirler ve buna göre de hareket ederiz. Burada hem Rus tarafının hem Amerika tarafının özellikle PYD ve YPG’nin bulunduğu bölgelerle ilgili 2019 yılında yaptığımız anlaşmaya sadık kalması büyük önem arz ediyor. Ama bunun da ötesinde sınır güvenliğimizi büyük ölçüde sağlamış durumdayız ama Suriye’nin geleceği, toprak bütünlüğü, siyasi birliği ve toplumsal insicamı açısından da PYD ve YPG’nin oradaki illegal faaliyetlerine göz yumulması, Suriye’nin toprak bütünlüğüne tehdit teşkil eden bir hareket tarzı içerisinde bulunmasını da kabul edilemez olduğunu muhataplarımıza ifade ediyoruz. Ben bunu da dün telefon görüşmem de Sullavin’a ifade ettim. Diğer Avrupalı İngiliz, Fransız, Alman mevkidaşlarımıza da bunları her düzeyde anlatmaya devam ediyoruz. Bundan sonra da aktarmaya devam edeceğiz.”

“Görüntülerin, yapıların örgütlenmelerin tolere edilmesi asla kabul edilemez”

Fransa ve Almanya büyükelçilerinin bakanlığa çağrılarak nota verildiği hatırlatılarak, bu konuda farklı bir adım atılıp atılmayacağı sorusu üzerine Kalın, “Şimdi bu görüntüler, bu faaliyetler asla ve asla kabul edilemez. İkili ilişkiler bağlamında NATO ittifakı bağlamında, terörle mücadele bağlamında; bu görüntülerin, yapıların örgütlenmelerin tolere edilmesi müsamaha gösterilmesi asla kabul edilemez. Bunlarla mücadelemiz her zaman ve zeminde devam edecek. Aslında bu görüntüler bile Dışişleri Bakanımızın da ifade ettiği gibi terörle mücadele konusunda Türkiye’nin tezlerinin ne kadar haklı olduğunu bir kez daha ortaya koyuyor. Yani Avrupalı dostlarımız farklı terör örgütleri tanımlarından hareketle PYD’nin, YPG’nin, benzeri yapıların terör örgütü olmadığı, yahut bunların bir takım sivil toplum kuruluşları örgütleri olduğuna dair iddialarının, tezlerinin hiçbir geçerliliğinin olmadığını, bizim açımızdan hiçbir hükmünün olmadığını tekraren ifade ediyorum. Bunu her düzeyde ve Avrupalı mevkidaşlarımızla muhataplarımızla gündeme getirmeye devam edeceğiz. Bu yapılanmalara karşı kararlı mücadelemiz de bundan sonra devam edecek. Özellikle NATO’nun genişlemesi meselesinin konuşulduğu şu günlerde şu anda NATO içerisinde olup bu örgütlerin faaliyet göstermesine müsaade eden ülkelerin de artık kendilerine bir çekidüzen vermesi Türkiye’yi terörle mücadele konusunda hiçbir ayrım yapmadan samimi dürüst bir şekilde desteklemeleri gerekiyor. Farklı örgüt tanımları yaparak, 'bazı örgütler iyidir bazıları kötüdür', 'bana saldıran kötüdür, bana saldırmayan iyidir, kötü değildir' tarzı yaklaşımların hiçbir geçerli olmadığını tekraren ifade ediyoruz. Bundan sonra da bunu muhataplarımıza her zemin ve platformda ifade etmeye devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.

“Ukrayna ve Rusya’dan gelen tahıl ürünlerini, dünya piyasalarına Türkiye üzerinden çıkarmak için hazırız”

Kalın, Rusya ve Ukrayna ile yapılan görüşmelerde gıda maddelerinin taşınabilmesi için bir koridorun oluşturulması konusunda fikir alışverişi bulunulup bulunulmadığına ilişkin şunları söyledi:
“Dün Cumhurbaşkanımızın önce Putin ile ardından Zelenskiy ile yaptığı görüşmesinde bu konu etraflı bir şekilde ele alındı. Biz zaten bir süredir Dışişleri Bakanlığımız ve diğer kurumlarımızla birlikte Ukrayna, Rusya ve Birleşmiş Milletler ile bu konuda bir müzakere süreci yürütüyoruz. Bildiğiniz gibi özellikle Ukrayna ve Rusya’dan gelecek tahıl ürünleri, ayçiçeği, ayçiçek yağı ve gübrenin uluslararası piyasalara ulaştırılması konusu büyük önem arz ediyor. Aksi halde dünya gıda krizi ile karşı karşıya kalacak. Su anda dün Cumhurbaşkanımızın yaptığı görüşmede iki lidere de bu konuda Türkiye’nin kolaylaştırıcı bir rol oynamaya hazır olduğunu ifade etti. İki lider de hem Ukrayna ve hem Rusya tarafı olumlu cevap vererek, bu süreci Türkiye üzerinden yürütmek istediklerini ifade ettiler. Putin 8 Haziran‘da ülkemizi ziyaret edecek olan Rus Dışişleri Bakanı Lavrov’a bu konudaki gerekli talimatları vereceğini, heyetinde bu konuyla ilgili kişiler olacağını ve müzakerelerin burada Dışişleri Bakanımız Mevlüt Bey’in ev sahipliğinde yapılacağını ifade ettik. Dolayısıyla önümüzdeki hafta bu ziyaret sırasında bu konunun detayları daha netleşmiş olacak. Biz bu çalışmayı bir an önce başlatmak için hazırız Türkiye olarak. Zaten en doğal yol bunun deniz limanları üzerinden deniz yoluyla yapılması. Elbette Karadeniz, oradan boğazlar ve oradan da dünya piyasalarına çıkması. Burada teknik olarak müzakere edilmesi ve karara bağlanması gereken bazı konular var. İşte gemilerin gitmesi, denetlenmesi, güvenlik koridorun oluşturulması, Ukrayna tarafının özellikle Odesa limanlarındaki mayınları temizlemesi, buna mukabil olarak da orada bir güvenlik ortamının oluşması ve bunun başka amaçlar için kullanılmaması, aynı şekilde Rus gemilerin Rus limanlarından çıktıktan sonra herhangi bir engellemeye, yaptırıma tabi olmaması, bunları karşılaşmaması gibi bütün bu konular önümüzdeki 1-2 hafta içerisinde Türkiye’de yapılacak toplantılarda karara bağlanacak. Ondan sonra da dünya gıda krizinin önlenmesi noktasında Türkiye çok önemli bir görev üstlenmiş olacak.”

8 Haziran’da Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov’un Türkiye’ye geleceği bilgisini veren Kalın, “O gün bu konu Rus tarafıyla detaylı bir şekilde ele alınacak. Dışişleri Bakanımızla birlikte BM Genel Sekreter Yardımcısı bugün ve yarın Moskova ziyaret ediyor. Orada o da Ruslarla bu konuyu görüşecek. Biz zaten Ukrayna tarafıyla da görüşmelerimiz devam ettiriyoruz. Yani önümüzdeki 1-2 hafta içerisinde bu görüşmeler ve müzakereler neticesinde bu operasyonun başlaması kuvvetle muhtemel görünüyor” dedi.

Mustafa Cenik - Sadettin Aliusta
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul TAV Technologies Güney Amerika pazarında büyüyor Türkiye’nin önde gelen teknoloji şirketlerinden TAV Technologies, Şili Santiago ve Panama’da beş havalimanında hizmet vermeye başladı. Havacılık bilişim çözümleri alanında uzmanlaşan şirketin küresel operasyon ağı 20 ülkeyi aşarak 50’den fazla havalimanına ulaştı. TAV Havalimanları’nın havalimanı bilişim çözümleri konusunda uzmanlaşan iştiraki TAV Technologies, Güney Amerika pazarında portföyünü genişletiyor. TAV Technologies Şili’nin başkent havalimanı Santiago ve Panama’da Tocumen, Pacifico, Enrique Adolfo Jimenez, Scarlett Martinez ve Enrique Malek havalimanlarında hizmet vermeye başladı. Şili’de düzenlenen imza törenine Santiago Havalimanı işletmecisi Nuevo Pudahuel İcra Kurulu Başkanı Nicolas Claude ve TAV Havalimanları Murahhas Azası ve Üst Yönetim Komitesi Başkanı Franck Mereyde katıldı. TAV Technologies İcra Kurulu Başkanı Kerem Öztürk, “Tamamen kendi kaynaklarımızla geliştirdiğimiz ürün ve hizmetler dünyanın dört bir yanındaki havalimanı işletmecileri tarafından tercih ediliyor. Sahip olduğumuz deneyimle havalimanlarının dijitalleşme yolculuğuna destek veriyoruz. Geliştirdiğimiz çözümler operasyonel verimlilik ve yolcu memnuniyetine odaklanıyor. Şili ve Panama’daki havalimanlarını da portföyümüze eklemekten mutluluk duyuyoruz” diye konuştu. Santiago Nuevo Pudahuel İcra Kurulu Başkanı Nicolas Claude, “Bu anlaşmayla operasyonlarımızı geliştirmek, havayolları ve yolcularımıza daha iyi hizmet vermek için yeni teknolojileri devreye almış oluyoruz” dedi. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı sertifikalı Ar-Ge merkezi olan TAV Technologies’in kendi kaynaklarıyla geliştirdiği 40’tan fazla yazılımı bulunuyor. Şirket Şili Santigao Havalimanı’nda kaynak yönetimi, anlık veri paylaşımı, havalimanı operasyon veri tabanı, trafik yönetimini sağlayan slot koordinasyon yazılımı ve entegre muhasebe uygulamasını devreye alacak. Panama’daki havalimanlarında da operasyon bilgi sistemleri, ortak karar alma uygulaması, yolcu veri işleme sistemleri kullanılacak. Şili’nin başkenti Santiago’nun giriş kapısı Arturo Benitez Havalimanı geçtiğimiz yıl 23 milyon yolcuya hizmet verdi. Başkent Panama City’ye hizmet veren Tocumen Havalimanı, Orta Amerika’nın en yoğun merkezi konumunda ve geçen yıl 18 milyon yolcu ağırladı.
Samsun Havza’da festival mehterli festival yürüyüşü ile başladı Atatürk ve silah arkadaşlarının Havza’ya gelişlerinin 105. yıldönümü kutlamaları kapsamında bu yıl 29’uncusu düzenlenen 25 Mayıs Atatürk’ü Anma ve Termal Turizm Festivali, mehter takımı eşliğinde yapılan yürüyüşle başladı. Her yıl geleneksel olarak düzenlenen 25 Mayıs Atatürk’ü Anma ve Termal Turizm Kutlama Festivali kutlamaları kapsamında mehter takımı eşliğinde İlk Kıvılcım Şehitlik Anıtı’ndan Mehmetçik Meydanı’na kadar yürüyüş yapıldı. Mehmetçik Meydanı’nda mehter takımı tarafından gösterileri yapıldı. Yürüyüşe ve gösterilere Havza Kaymakamı Mustafa Ayvat, Havza Belediye Başkanı Murat İkiz, festival komitesi, protokol üyeleri ve çok sayıda vatandaş katıldı. Havza Kaymakamı Mustafa Ayvat, Havza’nın Milli Mücadele’nin başlangıç noktası olduğunu belirterek, “Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün 19 Mayıs 1919’da Samsun’a çıkarak başlattığı bağımsızlık yürüyüşü 25 Mayıs’ta Havza’ya gelmesi ve Havzalılarda aldığı cesaret ile yakmış olduğu bağımsızlık meşalesi ile ülkemizin temelleri atılmıştır. İnşallah bu yıl uzun bir süreden sonra tekrar festivalimiz ile 25 Mayıs gereğince kutlayacağız” dedi. Havza Belediye Başkanı Murat İkiz ise Havza’nın ve Havzalıların her daim vatanına bağlı ve vatanı için gözünü kırpmadan göreve hazır olduğunu vurguladı. 29. 25 Mayıs Atatürk’ü Anma ve Termal Turizm Festivali programı kapsamında yarın Karadeniz Kırkpınarı Havza Yağlı Pehlivan Güreşleri gerçekleştirilecek.
Adıyaman 2 bin 100 yılık steller ziyarete açıldı Kımıl Dağı’ndan askeri helikopter ile taşınan ve üzerindeki yazıtlar nedeniyle tarihe ışık tutan 2 bin 100 yıllık steller, Müzeler Haftası kutlamasında ziyarete açıldı. Adıyaman’da 18-24 Mayıs Müzeler Haftası, 2 bin 100 yüzyıllık stellerin açılışı ve özel çocukların Perre Antik Kentte kazı çalışmalarına katılmasıyla kutlandı. Adıyaman’ın Gerger ilçesindeki 1650 rakımlı Kımıl Dağı’nda Kommagene uygarlığına ait Nemrut Dağı’ndakine benzer bir kült (kutsal) alan ve eteklerinde biri ikiye bölünmüş 2 stel bulunmuştu. İkiyi bölünen Apollon Mitras ile Kral Antiochos’un tokalaşma sahnesinin bulunduğu stel ile iki tarafında kitabelerin bulunduğu stel restore edildi. Gaziantep Restorasyon, Konservasyon Bölge Laboratuvarı tarafından steller restöre edilerek Perre Antik Kent nekropol alanının kuzeydoğusunda kaidelere yerleştirildi. Steller protokol üyelerinin katılımı ile Müzeler Haftası’nda açılarak yerli ve yabancı ziyaretçilerin beğenisine sunuldu. Müzeler Haftası nedeniyle Adıyaman’da eğitim gören özel çocuklar da devam eden kazılara katıldı. Adıyaman Müze Müdürü Mehmet Alkan, Adıyaman Üniversitesi Arkeoloji Bölümünden Doç. Dr. Kahraman Yağız düzenlenen törende steller ile ilgili sunum yaptı. Adıyaman Kültür ve Turizm Müdürü Abuzer Gelse konuşmasında, “Gecen sezon içerisinde, burada gördüğünüz alan içerisinde İl Özel İdare’mizin de destekleriyle 5 bin metreküp toprak bu alanın dışına çıkartıldı. Neredeyse son 20 yılda yapılanın toplamına denk bir çalışma Perre Antik Kentinde Müze Müdürlüğümüz öncülüğünde gerçekleştirildi” dedi. Adıyaman Vali Yardımcısı Uğur Kapar, müze çalışanlarının Müze Haftası’nı kutladı. Müze Müdürü Mehmet Alkan gazetecileri yaptığı açıklamada, tüm yerli ve yabancı ziyaretçileri Perre Antik Kent ziyaretinde stelleri görmeye davet etti.
Bolu Bu da ’arıcılık okulu’ Bolu’da onlarca arıcılık yapan üreticiye, Arıcılık Okulu tarafından seminer verildi. Giderek popülasyonunu artıran Arıcılık, Bolu’da vatandaşların yeni gözdesi haline geldi. Bolu’da Arıcılık Okulu tarafından her yıl gerçekleştirilen arı yetiştiriciliği eğitimleri devam ediyor. Bolu ve çevresindeki illerden de katılımın sağlandığı seminerde, 50’yi aşkın arı üreticisine eğitim verildi. Bolu İl Tarım ve Orman Müdürlüğü’nün ev sahipliği yaptığı kursta teorik eğitimler üreticilerin gelişimine katkı sağladı. Arı üreticilerine, verimli bal, arıların muayenesi gibi önemli konularda seminer verildi. Bolu ve ilçelerinde arıcılık mesleğinin geliştirilmesi için eğitimlerin devam edeceği öğrenildi. Yetkililer tarafından kursiyerlere, “Kelebeklerle beraber Bal Arıları varoluşumuzun devamlılığı, dünya çapında tarımın ve biyolojik çeşitliliğin sürdürülmesi için gereklidir. Ancak tozlaşmayı gerçekleştiren bu canlılar bilinçsiz pestisit kullanımı ve iklim değişikliği gibi antropojenik etkilerden kaynaklanan birçok zorluklarla karşı karşıyadırlar. Dünya Gıda ve Tarım Örgütü’nün bu yılki tema, arıların ve diğer tozlaştırıcıların tarım, ekolojik denge ve biyolojik çeşitliliğin korunmasındaki önemli rolü konusunda özellikle gençler arasında farkındalık oluşturmayı hedefliyor. Gençleri arıcılık faaliyetlerine, eğitim girişimlerine ve savunuculuk çabalarına dahil etmeyi planlamaktadır. Uzun zamandır devam eden kurslarımızın çoğuna gençler ve bayanlar katılım sağlamaktadırlar. İklim ve arı dostu tarım sistemlerini teşvik etmek ve tarım ilaçlarına olan bağımlılığı azaltmak tozlaşmanın sürdürülebilirliğine vesile olacaktır” denildi. Kursa katılan arıcı üreticiliği yapan bir vatandaş, “Bu kurs birçok alanda bize katkı sağladı. Faydalı olduğunu düşünüyorum. Her arıcının katılması gereken bir kurs. Kendi açımdan çok faydalı oldu” dedi.
Sakarya 15 Temmuz şehitlerinin toprakları bu tabloda yüz yıllarca yaşayacak Yapmış olduğu Ayet-el Kürsi ile Kültür Ürünleri Oscar Yarışmasında Oscar ödülü kazanan ve 15 Temmuz hain darbe girişiminde şehit düşenlerin mezarlarından alınan toprakları, Türk bayrağı tablosuna çeviren bakır rölyef sanatçısı Necmeddin Sadıkoğlu, eserleriyle kendine hayran bırakıyor. Sakarya’nın Adapazarı ilçesinde yaşayan 48 yaşındaki Necmettin Sadıkoğlu, kabartma sanatı olarak da bilinen bakır rölyef ile yaptığı eserleriyle görenleri hayran bırakıyor. 2018 yılında Sivas’ta bakıra işlemiş olduğu Ayet-el Kürsi ile Kültür Ürünleri Oscar Yarışmasında ’Kültür Oscarı’ ödülü kazanan Sadıkoğlu, yaklaşık 12 yıldır bakıra can veriyor. Bakır üzerine çekiç, ağaç ve demir kalem gibi malzemeler kullanarak rölyef eserler ortaya çıkaran Sadıkoğlu, usta-çırak ilişkisiyle gelecek nesillere bu sanatı aktarmak için eğitimler veriyor. Son olarak Isparta’da güllerden yapılan Türk bayrağından esinlenen bakır rölyef sanatçısı, Ömer Halisdemir’in kabrini ziyaret ettiği esnada elinde kalan mezar toprağını kurutarak sakladı. 13 şehit yakınıyla da irtibata geçen ve hayalini anlatan Sadıkoğlu, toprakların kendisine gönderilmesiyle projesini hayata geçirdi. Sadıkoğlu, 100 yıl orijinalliğini koruyacak boya tasarımı sonrasında darbe girişimi gecesi şehit düşen 13 vatandaşın mezarından alınan toprakları bir araya getirdi. Necmeddin Sadıkoğlu, el emeğiyle yaptığı eserlerle bu önemli eserleri, Sapanca ilçesinde bulunan bir otelde sergiledi. Sergi, ziyaretçiler tarafından büyük ilgi gördü. “Toprakları birleştirerek Türk bayrağını yaptık” Eseri hakkında bilgi veren bakır rölyef sanatçısı Necmeddin Sadıkoğlu, “Bu sergimiz Türkiye’nin 13 farklı bölgesinden 13 şehidimizin kabir toprakları, şehit aileleri tarafından tarafıma gönderildi ve bu toprakları birleştirerek Türk bayrağını yaptık. Bu 13 şehidimizin 4’ü 15 Temmuz şehidi, 9’u polis ve asker şehidimizin topraklarından oluşuyor. Diğer ailelerimizi de burada misafir ettik, Sapanca Kaymakamı bir gün boyunca burada onları ağırladı” dedi. “Buradaki gayemiz, şehit ve bayrak kavramını unutturmamak” Sergi hakkında bilgi veren Sadıkoğlu, “’Toprak ve Bayrak’ isimli programın tanıtımı sonrasında rölyef sergimiz gezildi. Rölyef sanatı, kabartama sanatıdır ve bunu Türkiye’de ilk defa 15 yıl önce ben başlattım. Bu tarzda ülkede tam anlamıyla yetiştirdiği bir veya iki tane usta ve çırak vardır. Burada en önemli teknik zırnık dediğimiz sistemdir. Ayrıca bu sergide Oscar ödülü Ayet-el Kürsi’mizi sergiledik, birkaç tanede hat tablomuzu sergiledik. Toplamda 40 eser 3 gün boyunca vatandaşımızın görseline açıldı. Buraya gelen insanlara anlatıyoruz buradaki gayemiz, şehit ve bayrak kavramını unutturmamak ve unutmamak olduğunu her seferinde yineliyoruz” diye konuştu.