KÜLTÜR SANAT - 14 Ocak 2016 Perşembe 01:32

Sümeyye Erdoğan: 'Banksy’nin eserlerini bir arada görmek beni çok etkiledi'

A
A
A
Sümeyye Erdoğan: 'Banksy’nin eserlerini bir arada görmek beni çok etkiledi'

Banksy’nin dünyaca ünlü eserlerini bir araya getiren en büyük koleksiyon 'The Art of Banksy' dünya prömiyeri İstanbul’da gerçekleştirildi. Prömiyere katılan Sümeyye Erdoğan; 'Banksy’nin bu kadar çok eserini bir arada görmek beni çok etkiledi. Özellikle mülteciler konusundaki yaklaşımını gösterdiği eserler çok güzel. Bu sergiyi herkese tavsiye ediyorum' dedi.

Global Yatırım Holding’in kültür sanat hayatına kazandırdığı Global Karaköy binası da kapılarını ilk kez bu sıra dışı sergiyle sanatseverlere açtı. The Art of Banksy’nin dünya prömiyeri Global Karaköy’de protokolü ağırladı. İş, sanat ve cemiyet dünyasının önde gelenlerinin yoğun ilgi gösterdiği prömiyere katılan Sümeyye Erdoğan, basına yaptığı açıklamada, “Banksy’nin bu kadar çok eserini bir arada görmek beni çok etkiledi. Özellikle mülteciler konusundaki yaklaşımını gösterdiği eserler çok güzel. Bu sergiyi herkese tavsiye ediyorum” dedi.

Serginin doğuştan görme engelliler yararına hizmet veren Parıltı Derneği’ne katkılarını da çok önemsediğini ifade eden Erdoğan, sergiyi gezdikten sonra Parıltı Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Hale Bacakoğlu, Yönetim Kurulu üyesi Ebru Özer ve KADEM Yönetim Kurulu Başkanı Sare Aydın Yılmaz ile de görüştü.
Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın katkılarıyla, Beyoğlu Belediyesi’nin destekleriyle Global Yatırım Holding ana sponsorluğu ve İstanbul Entertainment Group, Piu Entertainment işbirliğiyle gerçekleşen sergi, 1 yıllık ön hazırlık, 30 günlük yoğun bir çalışma ile hayata geçti.

Banksy’nin son 15 yıllık çalışmasının ürünü olan ve 85 orijinal eserin ilk kez bir araya geldiği sergi açılışında konuşan IEG CEO’su Kemal Gürkaynak, “Bugüne kadarki en büyük Banksy koleksiyonu olan "The Art of Banksy”nin dünya prömiyerini Global Karaköy’ün açılışı ile gerçekleştirmekten büyük mutluluk duyuyoruz. Ziyaretçiler, bir sergiden çok ötesini, Banksy’nin Londrası’na bir yolculuk serüveni yaşayacaklar. Steve Lazarides tarafından kürate edilen The Art of Banksy ziyaretçilere gerçekten unutulmayacak bir duygu yaşatacak ve ziyaretçiler Banksy’nin zihnindeki algı ve eserleri gerçekleştirirken yaşadığı ruhu hissedebilecek. Bu sergi ile artık İstanbul’un kalbi, şehrin merkezi Global Karaköy’de atacak. Bu vesile ile Global Karaköy’ün kültür sanat hayatına katılması için vizyonu, emeği ve desteği ile yanımızda olan, iş ortağımız Global Yatırım Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Kutman’a, katkılarından dolayı Kültür ve Turizm Bakanlığımıza ve desteklerinden dolayı Beyoğlu Belediyesi’ne teşekkür ediyorum” dedi.
Global Yatırım Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Kutman ise, “Global Yatırım Holding olarak ülkemiz ve dünya için değer yaratmak üzere, 10 yıl önce çıktığımız yolculuğun en önemli kilometre taşlarından biri olan Global Karaköy’ü, kültür ve sanat dünyamıza kazandırmanın mutluluğunu ve onurunu yaşıyoruz. Kurulduğumuz günden bu yana, faaliyet alanımız her ne olursa olsun, toplumsal gelişimimize katkıda bulunacak kültür sanat projelerinin destekçisi olmayı, bu ülke ve güzel insanlarına sorumluluğumuz olarak gördük. Bu konudaki çalışmalarımızın ölçeğini büyütmek, erişebildiğimiz kişi sayısını artırabilmek ve gelecek nesillere değerli bir kültür mirası bırakabilmek üzere hayata geçen Global Karaköy’ün açılışını “The Art of Banksy” nin dünya prömiyeri ile yapıyor olmak da ayrı bir gurur vesilesi. Banksy ile çıktığımız bu yeni yolda, Global Karaköy’de ulusal ve uluslararası bir çok farklı projeyi sanatseverlerle buluşturacak olmanın heyecanı içerisindeyiz. Global ailesi ve tüm sanatseverler adına, projede birlikte çalıştığımız değerli iş ortağımız IEG’ye, CEO’su Kemal Gürkaynak’a; katkılarından dolayı Kültür ve Turizm Bakanlığı’na ve desteklerinden dolayı Beyoğlu Belediyesi’ne en içten teşekkürlerimizi iletiyorum” dedi.

Serginin küratörü Steve Lazarides ise sergide, Banksy’nin bugüne kadar gün yüzüne çıkmamış eserlerinin ilk kez sergilendiğini ve bundan büyük heyecan duyduğunu söyledi.

HİÇ DENEYİMLENMEMİŞ BİR SERÜVEN

The Art of Banksy’de sanatçının farklı dönemlerine ait özel koleksiyonlar ve enstalasyonlar, modern teknoloji eşliğinde sergileniyor. Sergide, Lazarides’in özel koleksiyonunun yanı sıra, dünyanın farklı noktalarındaki koleksiyonerlerden toplanan eserler de yer alıyor. Bugüne kadarki en büyük Banksy koleksiyonu olma özelliği taşıyan sergide, aralarında Banksy’nin “Kırmızı Balonlu Kız”, “Gül Şimdi”, “Hizmetçi” gibi en bilindik eserlerinin de bulunduğu toplam 85 eser ziyaretçiyle buluşuyor.

BANKSY’NİN ZİHNİNDEN İNGİLTERE’YE YOLCULUK

Ziyaretçiyi alışılageldik formatların dışına çıkaracak olan sergi, bugüne kadar hiç deneyimlenmemiş bir serüvene yolculuk olanağı sunuyor. Her bir bölümde farklı bir mekanın canlandırıldığı sergide, ziyaretçiler bir İngiliz evinin oturma odasından İngiltere sokaklarına uzanan farklı bir atmosfer yaşayacak.

THE ART OF BANKSY’NİN MÜZİKLERİ FAHİR ATAKOĞLU İMZASINI TAŞIYOR

The Art of Banksy, ziyaretçinin bir serginin ötesinde aynı anda görme, duyma ve dokunma duygularını harekete geçirecek bambaşka bir deneyim vadediyor. Fahir Atakoğlu tarafından özel bestelenen müzikleriyle The Art of Banksy’de ziyaretçiler, sergiyi gezerken aynı zamanda müzikal bir dünyadaki etkileşimine de tanık olacaklar.

Fahir Atakoğlu konuyla ilgili olarak, "Musical Reflections of "The Art of Banksy", Banksy'nin eserlerinin, bende müzik olarak yansımasıdır. Bendeki etkisinin müziğimle anlatımıdır. 5 bölümden oluşan 25 dakika uzunluğunda bir müzik oldu. Banksy’nin sözlerini, Rumi’nin söz ve şiirlerini, rap stili, ritmik kelime ve cümleler ve şarkı formlarında kullandım. Tümünde World, Jazz, Funk, Deephouse, ve Electronic müzik türlerinin tınıları ile bir fuzyon oluşturdum. Türkve Amerikan müzisyenler, şarkıcılar, aktör ve aktrislerden oluşan bir grupla kaydettik” diye konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Trabzon Acil serviste hayat kurtarıyor, dağlarda pedal çeviriyor Giresun’un Eynesil ilçe Devlet Hastanesi acil servisinde görev yapan 28 yaşındaki doktor Semih Gürel, yoğun geçen 24 saatlik nöbetlerin ardından dağ bisikletine atlayarak Karadeniz’in zorlu coğrafyasında kilometrelerce pedal çeviriyor. Kar, yağmur ve sis demeden yüksek rakımlı yaylalara uzanan yolculuklarıyla dikkat çeken Gürel, hem mesleği hem de doğa tutkusuyla sosyal medyada ilgi odağı oluyor. Giresun’un Eynesil ilçesinde Devlet Hastanesi acil servisinde görev yapan 28 yaşındaki doktor Semih Gürel, insanların en zor anlarına tanıklık ettiği 24 saatlik nöbetlerin ardından, yorgunluğunu Karadeniz’in sisli dağ yollarında pedal çevirerek atıyor. Beyaz önlüğünü çıkarıp kaskını takan Gürel, kar, yağmur ve soğuğa aldırmadan yaylalara uzanan yolculuklarıyla hem kendini hem de izleyenleri derinden etkiliyor. Ankara’dan yaklaşık 1,5 yıl önce Giresun’a atanan Dr. Semih Gürel, şehir hayatında scooter kullandığını, Karadeniz’e gelince ise bu coğrafyanın ruhuna uygun bir dağ bisikleti aldığını söylüyor. Acil serviste geçen yoğun ve stresli saatlerin ardından bisikletine binmenin kendisi için sadece bir spor değil, bir nefes alma anı olduğunu dile getiren Gürel, dağ tepe demeden yollara düşüyor. Bazen 5-6 saati bulan sürüşlerinde yüksek rakımlı yaylalara çıkan Gürel, karla kaplı patikalarda, yağmur altında ve sisin içinde pedal çeviriyor. Doğayla baş başa kaldığı bu yolculukları kask kamerasıyla kayda alan genç doktor, görüntüleri sosyal medya hesabında paylaşıyor. İnsan hayatına dokunduğu saatlerin ardından doğanın kalbine sığınan Semih Gürel, bisikletin kendisi için bir terapi olduğunu vurguluyor. Zorlu görev temposunun ağırlığını her pedalda biraz daha geride bırakan Gürel’in Karadeniz’in zorlu ama bir o kadar da etkileyici doğasında yaptığı yolculuklar, takipçilerine hem ilham veriyor hem de bölgenin doğal güzelliklerini gözler önüne seriyor. Ankara’dan 1,5 yıl önce Giresun’un Eynesil ilçesine atandığını belirten Semih Gürel, "Orada scoter sürücüsüydüm. Buraya gelince coğrafyaya uygun dağ bisikleti aldım. 1,5 yıldır boş günümde dağ bayır geziyorum. Acil serviste 24 saatlik nöbetlerden sonra kafa dağıtma amaçlı spontane geziler düzenliyorum" dedi. "Bir tarafım yeşil bir tarafım mavi" Yol boyunca bir tarafın mavi diğer tarafın yeşil olmasının güzel hissettirdiğini kaydeden Gürel, "Burası bir sahil ilçesi ama 2 kilometre ötesi hep yükselti başlıyor. Dağlık bir alan. Sahil boyu gezdikten sonra içeri girsek yüksel engebe, çukur, tepe başlıyor. Ona uygun bir bisiklet almak istedim. Hava koşulları zorlu oluyor ancak bisiklet sürmemize engel olmuyor. Bisikletin jantı kara uygun. Karda zorlanmıyorum. Mekanik bir alet tamiri kolay. Bazen yolculuklarım 4-5 saat sürebiliyor. Zirveye çıktığım zaman sahile iniş gerçekleştiriyorum. İnişler 1-2 saat sürüyor. Yolda çok fazla yaban hayvanı ölülüleri ile karşılaşıyorum. Yoldayken trafikte renkli görüntüler görüyorum. Yol boyunca bir tarafın mavi bir tarafın yeşil olması çok güzel hissettiriyor. Bu bölge çok sulak bir alan. Yol boyunca şelaleler, deniz manzarası ve dereler güzel manzaralar oluşturuyor" şeklinde konuştu. "Hayalim dünya turu" Bisikletin kendisine enerji verdiğini kaydeden Gürel, "Bisiklet beni yormuyor açıkçası enerji veriyor. Çok kez mesai sonrası nöbetten çıkıp uyumadan bisikletle uzun turlar attığım olmuştur. Bisiklet çok sağlıklı bir spor. Vücuttaki birçok kası çalıştırıyor. Başta bacak kası dahil olmak üzere üst vücudu da çalıştırıyor. Bu 14 kilogramlık bir bisiklet. Sadece bunu taşımak bile yük taşıtmış oluyor yani kol, göğüs, sırt kasları çalışıyor. Bel anatomisine çok iyi geliyor. Dizlere, menüsküse yani her şeye çok iyi geliyor. En önemlisi de psikolojiye çok iyi geliyor. Trabzon, Gümüşhane ve Giresun arası gezdim. Bundan sonra hayalim bir Türkiye turu ondan sonraki hayalim ise dünya turu" ifadelerini kullandı.
Aydın Aydın Devlet Hastanesi’nin özel güvenlikçileri şaşırttı Aydın Devlet Hastanesi Acil Servis binasının bahçesinde bir grup şahıs, hastaneye sağlık raporu için getirilen husumetlilerine saldırı girişiminde bulundu. Polis ekipleri kalabalıkla mücadele ederken hastane bahçesindeki olayda polise destek vermesi beklenen özel güvenlik görevlileri olaya müdahale etmek yerine, gazeteciye müdahale etti. Özel güvenlikçilerin saldırıyı gerçekleştirenlerin talimatı doğrultusunda gazeteciye ve kamerasına müdahale ettiği öğrenilirken olayla ilgili soruşturma başlatıldı. Edinilen bilgiye göre; Aydın’da, parkta tartıştıkları iki kişiyi bıçaklayan A.K. çıkarıldığı Aydın Adliyesi’nde tutuklandı. Polis, A.K.’yi cezaevine teslim etmeden önce sağlık raporu almak için Aydın Devlet Hastanesi’ne götürdü. Hastanede tedavi altına alınan yaralının yakınları A.K.’yi görünce saldırıya geçti ve ortalık bir anda karıştı. Gerginliği fark eden polis, A.K.’yi hızlıca hastaneden uzaklaştırmak için harekete geçti. Ancak, hastane önünde bekleyen kalabalık koşarak polis otosunun önünü kesti ve hastane önünde arbede yaşandı. Acil servisin önündeki polis otosuna saldırıyı görmezden gelen hastanenin özel güvenlik görevlileri ise olaya değil bu sırada görevini yapmakta olan gazeteciye hedef aldı. Olayı takip eden gazetecinin kamerasına müdahale edip görüntü almasını engelleyen özel güvenlik görevlilerinin saldırganların talimatı doğrultusunda bu eylemi gerçekleştirdiği öğrenildi. Gazeteci Mert Cona uğradığı fiziki müdahale, telefonunun özel güvenlikçiler tarafından el konulması ve görevinin engellenmesinden dolayı şikayetçi oldu. Özel güvenlikçilerin olaylar karşısındaki tutumu ve saldırganların talimatı ile gazetecilerin görüntü almasını engelleme girişimi şaşkınlığa neden olurken olayla ilgili soruşturma başlatıldığı öğrenildi.
Antalya Antalya’da motorcudan hayat kurtaran hamle Antalya’da yoğun akşam trafiğinde ilerlemekte zorlanan bir ambulansın yolunu açmak için harekete geçen motorcu Eyüp Polat, önce fermuar düzeniyle trafiği açmaya çalıştı. Başarılı olamayınca motosikletinden inerek trafik polisi gibi araçları yönlendiren Polat, ambulansın geçişini sağladı. O anlar kask kamerasına yansırken, görüntüler kısa sürede sosyal medyada yayıldı. Antalya’da geçtiğimiz günlerde akşam saatlerinde Meydan Kavşağı istikametinde seyir halinde olan motorcu Eyüp Polat, arkasından gelen ambulansı fark edince yol açmak için harekete geçti. Yoğun trafik nedeniyle araçların ilerleyemediğini gören Polat, ilk olarak fermuar düzeniyle trafiği açmaya çalıştı. Trafik akışının rahatlamaması üzerine motosikletini yol kenarına çeken Polat, araç sürücülerini sözlü olarak yönlendirerek ambulansın önünü açmaya çalıştı. "Devam et, ambulans geliyor" diyerek sürücülere seslenen Polat, kırmızı ışığa rağmen araçların kontrollü şekilde ilerlemesini sağladı. "Seyirci kalamazdım" Yaşananları kask kamerasıyla kaydeden Eyüp Polat, ambulansı ilk fark ettiği anı ve neden müdahale ettiğini anlattı. Polat, "Antalya istikametinde, Aspendos tarafından evime doğru giderken arkamda bir ambulans gördüm. Kimse kıpırdayamıyordu. Ya sireni duymuyorlardı ya da fark edemiyorlardı. Buna seyirci kalamazdım. O an tek düşündüğüm ambulansın hastayı bir an önce yetiştirmesiydi. Ceza yer miyim, kendi canım tehlikede mi hiç düşünmedim. Kendi canımı dahi orada hiçe saydım belki de" dedi. Trafiğin özellikle akşam saat 18.30 sıralarında yoğunlaştığını belirten Polat, yolun iki şeritli olması nedeniyle ambulansın ilerleyemediğini söyledi. İlk olarak fermuar düzeniyle trafiği açmaya çalıştığını ifade eden Polat, yoğunluk nedeniyle bunun yeterli olmadığını belirterek, motorunu yol kenarına çekip motosikletten indiğini ve araçları sözlü olarak yönlendirmeye başladığını dile getirdi. Trafiği açabilmek için zaman zaman araçların arasından motosikletle geçmek zorunda kaldığını aktaran Polat, kendi yol güzergâhı olmamasına rağmen ambulansın ilerlediği yoldan devam ettiğini belirterek, "Geçemeyeceği belliydi. Oradaki trafiğin akışını sağlayarak gelen ambulansçı arkadaşın oradan geçmesini sağladım" şeklinde konuştu. Kask kamerası kaydetti, video viral oldu Ambulansın geçişinin ardından sürücülerin de siren sesini fark ederek yol verdiğini belirten Polat, ambulans ekibinin kornayla teşekkür ettiğini söyledi. Kask kamerasına yansıyan görüntüleri sosyal medyada paylaştığını aktaran Polat, videonun kısa sürede yayıldığını belirterek, şöyle devam etti: "Birçok kişi teşekkür mesajı attı. Bunu bir görev olarak gördüm. Belki birçok motorcu arkadaşım da aynı şeyi yapıyordur ama benimkisi kask kamerasına denk geldi. İnşallah hasta kurtulmuştur, sağlık durumu iyidir. Mutlu oldum, yapmam gerektiğini düşündüm ve yaptım."
İstanbul Kars-Ardahan-Iğdır Memleket Günleri Arnavutköy’de kardeşlik köprüsüne dönüştü Arnavutköy Şehir Parkı’nda, Kars, Ardahan ve Iğdır’ın köklü kültürü, yöresel lezzetleri ve sahne programlarıyla üç gün sürecek Memleket Günleri yoğun katılımla başladı. Arnavutköy Belediyesi’nce düzenlenen Kars, Ardahan, Iğdır Memleket Günleri’nin açılış programı Arnavutköy Şehir Parkı’nda gerçekleştirildi. Programa Arnavutköy Kaymakamı Mahmut Hersanlıoğlu, Arnavutköy Belediye Başkanı Mustafa Candaroğlu, sivil toplum kuruluşları ve dernek başkanları ile çok sayıda vatandaş katıldı. Kars, Ardahan ve Iğdır’ın kadim kültürünü Arnavutköy’e taşıyan etkinlik alanında yöresel ürün stantları, el sanatları sergileri ve kültürel sunumlarla renkli bir atmosfer oluşturuldu. Kars’ın yöresel mutfağı, Ardahan’ın doğal ürünleri ve Iğdır’ın bereketli topraklarından çıkan lezzetler ziyaretçilerle buluştu. Vatandaşlar, üç gün boyunca Doğu Anadolu’nun zengin mutfak kültürünü ve geleneklerini yakından tanıma imkanı buldu. Kaymakam Ersanlıoğlu: "Bu coğrafya Türkiye’nin birlik fotoğrafıdır" Programda konuşan Arnavutköy Kaymakamı Mahmut Ersanlıoğlu, Kars, Ardahan ve Iğdır’ın serhat illeri olarak güçlü bir tarihsel hafızaya ve birlik kültürüne sahip olduğunu vurguladı. Bölgenin farklı etnik ve inanç gruplarını yüzyıllardır aynı potada buluşturduğunu belirten Ersanlıoğlu, Memleket Günleri’nin bu kardeşlik ruhunu güçlendiren önemli organizasyonlardan biri olduğunu ifade etti. Başkan Candaroğlu: "12 haftadır Anadolu’nun renklerini Arnavutköy’de yaşadık" Arnavutköy Belediye Başkanı Mustafa Candaroğlu ise konuşmasında Memleket Günleri’nin 12 hafta boyunca Arnavutköy’ü Türkiye’nin dört bir yanından gelen kültürlerin buluşma noktası haline getirdiğini söyledi. Bu hafta Kars, Ardahan ve Iğdır’ı ağırlamaktan büyük mutluluk duyduklarını belirten Başkan Candaroğlu, "Bu üç kadim şehir, vatan sevgisinin, fedakârlığın ve güçlü kültürel mirasın sembolüdür. Bugün bu değerleri Arnavutköy’de hep birlikte yaşıyoruz" dedi. Memleket Günleri ile amaçlarının unutulmaya yüz tutan komşuluk ve hemşehrilik bağlarını yeniden canlandırmak olduğunu vurgulayan Candaroğlu, her hafta alanı dolduran vatandaşların memleket sevgisinin ne kadar güçlü olduğunu gösterdiğini ifade etti. Programların fiziken sona ermesine rağmen kurulan gönül köprülerinin kalıcı olacağını belirten Belediye Başkanı Mustafa Candaroğlu, organizasyona katkı sunan dernek başkanlarına, hemşerilere ve emeği geçen herkese teşekkür etti. Etkinlikler pazar gününe kadar sürecek Kars-Ardahan-Iğdır Memleket Günleri, pazar akşamına kadar Arnavutköy Şehir Parkı’nda yöresel lezzetler, kültürel etkinlikler ve sahne programlarıyla devam edecek. Organizasyon, İstanbul’un dört bir yanından gelen ziyaretçileri kardeşlik ve dayanışma atmosferinde bir araya getirmeyi sürdürecek.