GÜNDEM - 16 Ocak 2017 Pazartesi 11:40

Sur’daki yıkım kardeşlerin şampiyonluğuna engel olamadı

A
A
A
Sur’daki yıkım kardeşlerin şampiyonluğuna engel olamadı

Diyarbakır’ın Sur ilçesinde sokağa çıkma yasaklarının devam ettiği dönemde, babalarına ait spor salonu patlamada hasar gören ve talan edilen Zilan kardeşler, yarışmalarda aldıkları başarılarla hem Diyarbakır’ın hem ailelerinin gururu oldu.

Merkez Sur ilçesinde sokağa çıkma yasakları ve operasyonların devam ettiği dönemde ilçede bulunan spor salonları yaşanan patlamada hasar gören ve daha sonra talan edilen Zilan ailesinin çocukları girdikleri yarışmalarda kazandıkları başarılarla dikkat çekiyor. 4 kardeş bütün bu zorluklara rağmen girdikleri yarışmalarda dünya ve Türkiye şampiyonlukları ile Avrupa ikinciliği elde ederek Diyarbakır’ın gururu oldu. Sur ilçesinde ikamet eden kardeşler, milli takım antrenörü babaları kontrolünde Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü’nün Seyrantepe’deki tesislerinde çalışıyor. Haftada sadece iki gün antrenman yapabilen kardeşlerin tek sıkıntısı rahat çalışabilecekleri bir salonun olmaması.

Milli takım antrenörü baba Abdullatif Zilan, “Muay Thai ve Kick Boks’la uğraşıyorum. Önceden Sur içinde salonum vardı. Türkiye şampiyonasına katıldığımız zaman Sur içinde bayağı sıkıntılar vardı. Türkiye şampiyonasındayken salonumuzun olduğu sokakta patlama olmuştu. Şampiyonadan döndüğümüzde hiçbir şeyin kalmadığını, eşyaların talan edildiğini, salonun da kullanılamaz duruma geldiğini gördük. Türkiye şampiyonasına giderken doğru dürüst hazırlanamamıştık. Çatışmalardan dolayı salonumuz kapalıydı. Antrenman yapamadık. Ona rağmen Muay Thai Türkiye Şampiyonası’nda Sultan Türkiye 1’ncisi, Esmer de Türkiye 3’ncüsü oldu. Yine 2016’da Rusya’da düzenlenen Muay Thai dünya şampiyonasında Sultan dünya 1’ncisi oldu. 15 Temmuz’da Sakarya’da düzenlenen Kick Boks Türkiye şampiyonasında Esmer ve Sultan farklı branşlarda Türkiye 1’ncisi oldu, Hasan’ın 2012’de Türkiye 3’ncülüğü, Zeynep’in 2014’te Türkiye 1’nciliği var. Çocukları bu şekilde yetiştiriyoruz. Salonumuz olmadığı için Gençlik ve Spor İl Müdürlüğünün salonunda çalışıyoruz. Gençlik Spor İl Müdürlüğü’ne teşekkür ediyorum. Bize bu salonda çalışma imkanı sundu. Uzak olduğu için biraz sıkıntı çekiyoruz. Çocuklar okula da gittikleri için uzaklık sıkıntı oluyor. Çocuklarım internet köşelerinde, sokaklarda olacağına bu sporu tercih ediyorum” dedi.

“BİZE YAKIN SPOR SALONU YOK”

Dicle Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Bölümü 2. sınıf öğrencisi Esmer Zilan (22), Muay Thai ve Kick Boks’da Türkiye Şampiyonu olduğunu vurgulayarak, “Ayrıca Muay Thai’da da Avrupa ikincisi oldum. Olaylardan önce çalışmak için biraz imkanımız vardı. Kendi imkanlarımızla açtığımız bir salonumuz vardı. Yan tarafında bomba patladığı için iş yerimiz de zarar gördü. Bu yüzden orada antrenman yapamadık. Bu olaylara rağmen kız kardeşimle beraber Türkiye şampiyon olduk. Ayrı bir şampiyonada da ben 3’ncü o da birinci oldu. Hedefim dünya ve Avrupa şampiyonu olmak. Bunun için de çok çalışmam gerekiyor. Fakat tesislerimiz yeterli değil. Haftada iki gün çalışabiliyoruz. Bize yakın spor salonu yok” diye konuştu.

“KİMSE YAN BAKAMIYOR BİZE”

Dünya şampiyonu 16 yaşındaki Sultan Zilan, kardeşler olarak kendi aralarında çok iyi anlaştıklarını ve kavga etmediklerini belirterek, “Dışarıdan kimseyle de kavga etmiyoruz. Bu sporu başkalarının üzerinde kullanmamız doğru bir şey değil. Zaten kimse de yan bakamıyor bize” ifadelerinde bulundu.

19 yaşındaki Hasan Zilan, “2012 ve 2015’te Türkiye 3’ncülüklerim var. Bize destek çıkılırsa daha iyi yerlere geleceğimize inanıyoruz. Bize yakın spor salonu olmadığı ve zamanımız da kısıtlı olduğu için doğru dürüst çalışamıyoruz” ifadelerini kullandı.

2017 yılının kendi yılları olmasını isteyen 17 yaşındaki Zeynep Zilan ise şunları kaydetti: “2014’te Türkiye şampiyonu oldum. Hedefim daha iyi şampiyonluklar elde etmek. Kardeşlerimle birlikte milli takıma gitmek istiyorum”.

Emrah Kızıl

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Manisa Özgür Özel’e 9 yaşındaki adaşından sürpriz Manisa’nın Alaşehir ilçesinde vatandaşlarla bir araya gelen CHP Genel Başkanı Özgür Özel’e kalabalığın içinde ulaşan 9 yaşındaki adaşı Özgür Sarı hayatının en mutlu gününü yaşadı. Doğum öncesi kan uyuşmazlığı tespit edilen ve Özgür Özel’in girişimleriyle kan değişimi sağlanan minik bebeği 9 yıl sonra karşısında adaşı olarak gören Özel, çocukla yakından ilgilendi. Manisa’nın Alaşehir ilçesi Şahyar Mahallesi’nde oturan 9 yaşındaki adaşı Özgür Sarı, kalabalığa rağmen, Özgür Özel’e ulaşıp ’hoş geldin’ demeyi başardı. Özgür Özel’in milletvekili olduğu dönem olan 31 Aralık 2015 yılında doğan Özgür Sarı, Manisa Celal Bayar Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde dünyaya geldi. Kan uyuşmazlığı nedeniyle, doğar doğmaz kanının değişmesi gereken ve 31 Aralık Yılbaşı tatili nedeniyle doktorların tatilde olabileceğini düşünen anne Raziye ve baba Serkan Sarı’nın, Özgür Özel’e ulaşıp yardım istemesiyle sağlıklı bir şekilde dünyaya gelen ve Özgür adını verdikleri evlatları 9 yıl sonra kendisinin hayata bağlanmasına vesile olan adaşıyla buluşmanın mutluluğunu yaşadı. CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in Alaşehir’e geleceğini duyan anne Raziye ve dede Osman Sarı, tüm kalabalığı delerek, Özgür Özel’e ulaşmayı başardı. Özgür Özel de adaşıyla yakından ilgilenerek sevdi. Anne Raziye Sarı, "Oğlum karnımdayken kan uyuşmazlığı tespit edildi. Çocuk doğar doğmaz kanının değişmesi gerekiyordu. Doğum 31 Aralı gününe denk geldi. 31 Aralık yılbaşı olduğu için doktor bulamayacağız diye korktuğumuz için eşim Serkan ve dedemiz Osman Sarı, Özgür Özel’e telefon ederek yardım istedi. Özgür Özel bize hemen hastaneye gitmemizi ve danışmanının yardımcı olacağını söylemiş. Bizde hemen yola çıktık. Doktorlar bizi kapıda karşıladı. Hemen hastaneye yatırdılar ve öğlen üzeri doğum oldu. Çocuğumun kanı değişti. Eğer kanı değişmeseydi, bu gün belki hayatta olmayacaktı. Biz telefonla konuştuktan sonra yolda giderken, çocuğumuzun adını ’eli bol, ikram’ anlamına gelen Kerem adını verecektik. Özgür Özel’in ilgisi ve yardımlarından dolayı, çocuğumun sağlıklı bir şekilde doğması üzerine adını Özgür koymaya karar verdik. Çocuğumuz sağlıklı doğdu, kanı değişti, hayata tutundu, bizde adını Özgür koyduk. Bu günde Özgür Özel’le buluşturduk." dedi. Özgür Sarı da adını aldığı CHP Genel Başkanı Özgür Özel’e kavuştuğu ve konuştuğu için çok mutlu olduğunu söyledi.
Tekirdağ Teleferikte ailesiyle mahsur kalan makine teknisyeni: "Kazadan 10 dakika önce arayıp uyarmıştım" Antalya’da yaşanan teleferik kazasında ailesiyle birlikte mahsur kalan ve Çorlu ilçesinde yaşayan Makine Teknisyeni Cezmi Türkyılmaz, “Henüz olay yaşanmamıştı, ben arayıp uyardım ama maalesef 10 dakika sonra kaza meydana geldi. Çok üzücü bir olay fakat önüne geçilebilirdi” dedi. 12 Nisan tarihinde Antalya’nın Konyaaltı ilçesindeki Sarısu-Tünektepe teleferik hattında bulunan bir teleferik direği devrilip seyir halindeki bir kabine çarptı. Kabinin parçalanması sonucu Avukat Memiş Gümüş hayatını kaybederken, 17 kişi de yaralanmıştı. Kaza sonrası tamamen duran teleferik kabinlerinde mahsur kalan 174 kişi, yaklaşık 1 gün süren çalışmalardan sonra tahliye edildi. Çorlu ilçesinde yaşayan Cezmi Türkyılmaz, üniversitede okuyan kızını ziyaret için gittiği Antalya’da yolculuk için bindiği teleferikte, kabinlerde mahsur kalan 174 kişi arasında yer aldı. Türkyılmaz ve ailesiyle yaklaşık 7 saat sonra helikopter vasıtasıyla mahsur kaldığı kabinden kurtarıldı. Olayla ilgili konuşan Makine Teknisyeni Cezmi Türkyılmaz, “Gezi amaçlı teleferiğe bindik ve geziyi tamamladıktan sonra dönüş için teleferiğe bindik. Bu sırada direklerden bizim kabinin üzerine kıvılcım sıçradı. Bunu kızım fark etti ve bana da söyledi. Ben de bu konulara karşı bilgisi olan bir makine teknisyeniyim. Kafamı kaldırıp baktığımda direğin üzerinde makaralar kilitlenmiş dönmüyordu. Hemen kabinde yazan irtibat numarasını arayarak, görevlilere ulaştım ve kazaya sebebiyet verilmesin diye teleferiği durdurmalarını ifade ettim. Arayıp, ‘direğin üzerindeki makaralar dönmüyor. Bu yüzden çelik halat kıvılcım çıkarıyor, teleferiği hemen durdurun’ dedim. Telefonu kapattılar 5 dakika sürdü, herhangi bir durdurma olmadı. 5 dakika sonra tekrar aradım ve ‘sakın yolcu almayın, teleferiği hemen durdurun, kıvılcım ve duman çıkıyor’ dedim. 3-4 dakika sonra teleferik tekrar start alınca bir baktım arkaya etrafı toz bulutu kapladı. Telefon kayıtlarına bakılabilir muhtemelen ilk ben arayıp uyardım. Benim aradığımda stop edilip bırakılsaydı bu olay yaşanmazdı” diye konuştu.
Antalya Deniz kaplumbağaları ilk yuvayı yaptı Antalya’nın Manavgat ilçesi Sorgun-Side sahilinde ilk yetişkin deniz kaplumbağası yuvası tespit edildi. Manavgat’ta nesli tükenme tehlikesi altındaki deniz kaplumbağalarının yuvalama alanlarından Sorgun- Side sahilinde, yeni sezonun ilk kaplumbağa yuvası tespit edildi. Tarım ve Orman Bakanlığı’ndan aldığı araştırma izinleriyle izleme faaliyetlerini yürüten DEKAFOK Kıyı Koruma Derneği tarafından belirlenen kaplumbağa yuvası, korumaya alındı. Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmeler ve genelgelerle nesli koruma altına alınan deniz kaplumbağalarının yuvalama alanları, her yıl olduğu gibi bu yıl da çeşitli uyarı ve tedbirlerle korunacak. Bunların başında yuvalama alanlarından motorlu araçların geçmesi, sahilde ateş yakılması, yavruların deniz yönüne gitmesini engelleyebilecek yapay ışıklar, havai fişekler ve çöpler gibi faktörlerin yasaklanması geliyor. İlk yuva, geçtiğimiz yıldan 18 gün önce tespit edildi DEKAFOK Kurucu Başkanı Seher Akyol, bu yıl beşinci koruma ve izleme sezonuna hazırlandıklarını belirterek, "2020 yılında bu işe başladığımızda bize ’Burada caretta mı olur?’ demişlerdi. İlk yıl burada carettaların olduğunu, ikinci yıl ise deniz analarının en büyük avcısı carettaların aslında buradaki en büyük çalışma alanı olan turizm için ne kadar önemli olduğunu gösterdik. Üçüncü yıldan itibaren ise çevreye duyarlı halkımızın muhteşem çabalarıyla daha da güçlendik. Bu yıl beşinci sezonumuza hazırlanırken çok daha müsterihiz çünkü vicdani duyguları son derece gelişmiş olan halkımız artık ne yapması ve yapmaması gerektiğini çok iyi biliyor. Geçmiş dönemlere bakarak duyarlılığıyla beni çok etkileyen off-road sürücülerimiz ekim ayının ortalarına kadar sahillerimizde araçla geçmemesi gerektiğini, kampçılarımız ateşin deniz kaplumbağalarına ne gibi zararlar verdiğini çok iyi biliyor. Bölgedeki otellerimiz bu konuda tam destekçimiz ve bu dönemde onlarla ve duyarlı personelleriyle muhteşem bir uyum yakalıyoruz" dedi. DEKAFOK tarafından yapılan açıklamada; ilk yuvanın geçtiğimiz yıldan 18 gün önce tespit edildiği belirtilirken, yetişkin deniz kaplumbağalarının ağustos ortalarına kadar yuvalamaya devam etmesinin beklendiği, yavruların ise ilk yuvadan yaklaşık 50 gün sonra çıkmaya başlayacağı ve geçen yıl olduğu gibi ekim ayının ortalarına kadar çıkışlarını sürdüreceği kaydedildi.