DÜNYA - 06 Şubat 2016 Cumartesi 15:51

Suriye’de yaşanan gerilimler hepimize ders olmalıdır

A
A
A
Suriye’de yaşanan gerilimler hepimize ders olmalıdır

Başbakan Ahmet Davutoğlu, Türk Akademisi Konferansı'nda gerçekleştirdiği konuşmasında, “Türkiye’nin etrafında birçok ülkede başta kardeşimiz, dostumuz Suriye’de yaşanan gerilimler hepimize ders olmalıdır. Ülkeler birliklerini, beraberliklerini korudukları zaman, komşuları ile iyi ilişkiler geçirdikleri zaman kalkınabilirler” dedi.

Kazakistan'da resmi ziyaret düzenleyen Başbakan Ahmet Davutoğlu, başkent Astana'da bulunan Hoşgörü ve Barış Sarayı'nda bulunan Beşik Salonu'nda düzenlenen Türk Akademisi Konferansı'nda konuştu.

Başbakan olduktan sonra Kazakistan’a ilk ziyaretini gerçekleştirdiği kaydeden Davutoğlu, akademik ortamda istişare ve sohbetin her zaman çok verimli neticelere vesile olduğunu kaydederek, “Hasretle, asırlarca ata yurdumuza kavuşacağımız günleri bekledik. Ben bugün ata yurduma başbakan olarak geliyorum. Asırlarca süren yolculuklardan sonra kimimiz Asya’nın batısında, kimimiz Asya’nın merkezinde, kimimiz Asya’nın doğusunda aynı dili, aynı örfü, aynı kültürü muhafaza ettik. Birçok zor günler yaşadık, zor asırlar yaşadık ama dilimizi unutmadık, örfümüzü unutmadık, kültürümüzü ve kardeşlerimizi unutmadık” dedi.

Dışişleri Bakanı olarak Ahmed Yesevi’nin huzuruna vardığında kendini dün oradan ayrılmış gibi hissettiğini kaydederek, dedesinin adını Ahmet İhsani diye koyduğunu dile getirdi. “Bedenim Anadolu’da da olsa ruhum Hoca Ahmed Yesevi’nin yanındadır. Türkiye Cumhuriyeti başbakanı olsam da gönlüm ve zihnim her an bu coğrafyada, hocam Ahmed Yesevi’nin ve atamın coğrafyasındadır” diyen Davutoğlu, konuşmasını şu şekilde sürdürdü:

”Burada bir kardeşimin ayağına diken batsa biz bu dikeni bir hançer gibi hisseder, yüreğimize saplanmış gibi hissederiz. Burada herhangi birinin toyu olsa, şöleni olsa biz herkesten daha çok o toyu şöleni hisseder, onlardan daha mutlu oluruz. Böyle bir mutluluğu biz 1991’de bundan 25 sene önce yaşadık. Kazakistan’ın ve diğer komşu, kardeş, dost ata yurdu bağımsız olduğunda hepimiz yüreğimizden bu bağımsızlığı tanıdık sonra da mühürle bu bağımsızlığı tanıdık. Şimdi gururla 25 yıl sonra Kazakistan Cumhuriyetini ilk tanıyan ülkenin Türkiye Cumhuriyeti olmasının onurunu taşıyan bir başbakan olarak huzurunuzdayım”.

”TARİHİN SONUNA KADAR KAZAKİSTAN BAĞIMSIZ KALACAK”

Başbakan Davutoğlu, Türk ve Kazakların birbirinin diyarını aynı görme, aynı vatan duygusu hissetmenin ebediyete kadar baki kalacağını kaydederek, “Dünyada tek bir toprak parçası kalana kadar Türkiye’nin yüreği Kazakistan’da, Kazakların yüreği Türkiye’de olacak. Bu anlamda sayı değişecek ama. Zamanda bu 80 milyon 100 milyon olacak. kazakların nüfusu burada arttıkça Türkiye’de de artacak” ifadelerini kullandı. Davutoğlu, nerede Kazakistan bayrağı görülse Türk bayrağı gibi hürmetin gösterilmesi talimatını verdiğini sözlerine ekledi. Kazakistan’ın 25. bağımsızlık yılını kutlamaktan büyük onur duyduğunu kaydederek, “Tarihin sonuna kadar Kazakistan bağımsız kalacak. Nice 25 yıllara, 25 asırlara kadar Kazakistan Asya toprakların özgür bir ülke olarak yaşayacak. Türkiye de her zaman Kazakistan’ın yanında olacak” açıklamasını yaptı.

Akademiye katkı sağlayan herkese teşekkür ettiğini ifade eden Davutoğlu, akademinin geliştirilmesi konusunda Türkiye’nin destek olmaya devam edeceğini söyledi. Davutoğlu, her şeyin değiştirilebileceğini ancak coğrafya ve tarihin değiştirilemeyeceğini söyledi. Davutoğlu, ”İki şeyin içine doğarız biz, tarihimizin ve coğrafyamızın. Onları değiştiremeyiz. Onları hakkıyla değerlendirebilirsek siyasetimiziz, ekonomimiz, kültürümüz başarılı olur. Tarih ve coğrafya hem büyük değerlerdir aynı zamanda da hem risk unsurlarıdır. Önemli olan onları sizin nasıl değerlendirdiğinizdir” açıklamasını yaptı.

“SOĞUK SAVAŞ BU TARİHİ AKIŞ İÇİNDE BİR PARANTEZDİ

Türkiye ve coğrafyasında tamamlayıcılık ve birliktelik olduğunu tarihin ortak kültür, ortak dil tarafından temeli kurulduğunu ifade etti. Başbakan Davutoğlu, insanlık tarihini geleneksel, modern ve küresel dönem olarak üç aşamalı olarak görülmesi halinde, “Geleneksel dönemin bütün Asya’nın karakteristiğini şekillendiren bağlardan birisi ekonomisi ve kültürü İpek Yolu’ydu. Yani Asya’nın doğusundan batısına kadar giden çizgide yolda giden kervanlar ve ipek yolunu takip ederek bizim gibi ata yurdundan Anadolu’ya giden kavimler Asya’nın ve Avrupa’nın ve insanlığın tarihini şekillendirdi“ ifadelerini kullandı.

Şehirlerin aktarım kitabı üzerine yeni bir kitabın çalışmasını üzerine olduğunu kaydeden Davutoğlu, İpek Yolu’nun tarihine değindi. Büyük devletlerin İpek yolu üzerinde kurulduğuna dikkat çeken Davutoğlu, ekonomik düzenlerin sağlam kaldığı süre boyunca siyasal düzenlerin iyi bir şekilde seyrettiğini kaydetti. Davutoğlu, modern dönemde ise devletler arası rekabetin bu dönemde şekillendiğini kaydetti. “Soğuk Savaş bu tarihi akış içinde bir parantezdi” diyen Davutoğlu, “Coğrafyanın doğallığının kaybolduğu bir parantez. Soğuk Savaşta ve modern jeopolitik içinde yaşanan çatışmalı dönemlerde Avrasya’nın kültürel ve ekonomik etkileşimi zayıfladı. Soğuk Savaşın ortaya çıkardığı sınırlar aramızda bariyerler oluşturdu. İpek yolu üzerinde 9.10.11. yüzyıllardaki etkileşim düzeyinde bile etkileşim mümkün olamadı. Ekonomiler birbirinden koptu, birbirinden ayrıldı. Soğuk Savaş’ın bitişiyle birlikte moderniteden küreselleşmeye geçerken yeni imkanlarla buluştuk, yeni dönem başladı. Kazakistan’ın bağımsızlığına kavuşması hem Kazakistan tarihi bakımından önemlidir hem jeopolitik deprem diye ifade ettiğim Sovyet sonrası döneme geçişle birlikte yeni dezavantajlar yeni imkanlarla birlikte gündeme geldi“ açıklamasını yaptı.

“BU KORİDOR ÜZERİNDE ŞİMDİ NE ŞEKİLLENECEĞİ BİZİM ELİMİZDE“

Davutoğlu konuşmasını şu şekilde sürdürdü: “Bu koridor üzerinde şimdi ne şekilleneceği bizim elimizde. Ya bu hattı barış için kullanacağız, daha çok ticaret, daha etkin ulaştırma daha yoğun bir kültürel bir etkileşim için kullanacağız, enerji hatları için kullanacağız., halkları birbirine bağlayan projeler için kullanacağız ya da bu hat üzerinde rekabet edip bu rekabetlerin çatışmacı ortamında herkes kaybedecek. Bizim perspektifimiz bütün Avrasya coğrafyasını barış coğrafyası haline getirmek. Avrasya coğrafyasında rekabetin değil tamamlayıcılığın, karşılıklı gerginliğin çatışmanın değil barış ve istikrar ortamının egemen olmasını istiyoruz“.
Davutoğlu, bu coğrafyada 90’lı yıllarda çatışmanın olduğunu, jeopolitik deprem yaşandığını ve bu deprem içinden yepyeni ümitlerle yeni devletlerin doğduğunu kaydederek, “Bu coğrafyayı barış kuşağı haline getirmek için birlikte çalışmamız gerekir. Coğrafyayı değiştiremeyeceğimize göre coğrafyanın risklerini minimize eden, coğrafyanın avantajlarını maksimize eden ir yol takip etmeliyiz“ dedi.

“BAKÜ- TİFLİS- KARS DEMİRYOLU PROJESİNİ BU SENE BİTİRİYORUZ“

Davutoğlu, “Çin’den başlayıp Orta Asya’dan ve tabii ki Kazakistan üzerinden geçip Hazar üzerinden Azerbaycan’a oradan Gürcistan’a ve Türkiye’ye gelerek, Türkiye üzerinden Avrupa’ya kadar uzanacak olan orta koridor ulaşım hattına büyük önem veriyoruz. Bu aynı zamanda geleneksel İpek Yolu’nun daha hızlı araçlarla takviye edilmesidir. Çin ile G20 toplantısı esnasında Çin’in İpek Yolu kuşağı üzerindeki stratejik perspektifi ile bağlantılı olarak bir anlaşma imzaladık. Diğer taraftan Bakü- Tiflis- Kars Demiryolu projesini bu sene bitiriyoruz. Hizmete açacağız inşallah. Türkiye üzerinde ise Kars’tan itibaren İstanbul’a kadar demiryolu rehabilitasyonu yapıyoruz. Bunu Marmaray ile birleştiriyoruz ve bu hat Londra’ya kadar uzanıyor. Bu tren yolunun bundan sonraki doğu tarafı Bakü- Hazar geçişi Kazakistan üzerinden Çin’e ulaşmasını istiyoruz. Bu iddialı ama barış projesidir. Farklı kültürlerin İpek Yolu üzerinde tanışmış olmaları barış getirmişse biz Bütün Avrasya’yı geçecek olan bu kuşağın barış yolu olacağına inanıyoruz” açıklamasını yaptı.

Davutoğlu, Türkiye’nin Karadeniz Ekonomik İş Birliği çerçevesinde Karadeniz’in etrafında bir otoyol inşa ederek Karadeniz-Hazar-Akdeniz bağlantılarını birbirleriyle irtibatlandırmaya kararlı olunduğunu bildirerek, “Bu bizim için değerli kılacak bir projedir. Bütün ülkeleri de dost ve ortak çıkarla geleceğe bakan komşu ülkeler kılacak olan bir projedir. Bu hat üzerinde enerji boru hattının geçmesine de önem veriyoruz. Bakü-Tiflis- Ceyhan petrol hattı Hazar’ı Akdeniz’e bağlamıştır. Bakü-Tiflis- Ceyhan’a Kazakistan üzerinden bağlanacak bir hat aslında Orta Asya’dan Akdeniz’e inecek en kısa yol olmaktadır. Bu da enerji bağlamında denizlerin birbirine irtibatlandığı ve Kazakistan coğrafyasıyla Türkiye coğrafyasının bir enerji coğrafyası haline geldiği bir sonuç doğuracaktır” dedi.

“TÜRKİYE’NİN LİMANLARI KAZAKİSTAN’IN LİMANLARIDIR”

Davutoğlu gerek ulaştırma, gerek ticaret gerek enerji alanında yeni dönemde barış inşa etmenin yolunun ülkeleri, bölgeleri ve denizleri birbirine bağlamak olduğunu kaydederek, “Kazakistan, Asya’nın merkezinde bir ülkedir. Türkiye ise Asya’nın batısında ve üç denizi denizlerle çevrili olmak itibariyle aynı zamanda bir deniz ülkesidir. Türkiye’nin limanları Kazakistan’ın limanlarıdır” ifadelerine yer verdi.

Limanların Avrupa’nın ve Akdeniz’in en büyük limanları olduğunu dile getiren Başbakan Davutoğlu, “Yeni geliştirdiğimiz ulaştırma projeleriyle Akdeniz’in en büyük limanı Çandarlı limanı olarak İzmir yakınlarına inşa ediyoruz” dedi. Kazak iş adamlarının denize açılmak istemesi halinde Akdeniz için Mersin, Ege üzerinden açılmaları için Çandarlı, Karadeniz ve oradan da Tuna üzerinden Avrupa içlerine gitmek için Kilyos’un Kazakistan’ın emrinde olacağını söyledi. Kazakistan’ın Avrasya Ekonomik Birliği’ne üye olmasının Kazakistan’ı Türkiye için Avrasya ekonomisine giriş kapısı yaptığını belirten Davutoğlu, “Ulaştırma ile ekonomimizi bir araya getirdiğimizde büyük potansiyel ortaya çıkacak. Bunun bütün Orta Asya’ya yaygınlaşması halinde 20. yüzyıl boyunca önce büyük oyunun imparatorluklar arasındaki büyük rekabetin kurbanı olan, sonra Soğuk Savaş’ın kurbanı olan bu Orta Asya coğrafyası bu sefer barışın, huzur, refahın, kalkınmanın merkezi olacak” ifadelerini kullandı.

“ÜLKELER BİRLİKLERİNİ, BERABERLİKLERİNİ KORUDUKLARI ZAMAN ZAMAN KALKINABİLİRLER”

Büyük imkanların var olduğuna dikkat çeken Davutoğlu, “Gereksiz, rekabetler çatışmalar yerine artık bu Avrasya coğrafyasını barış coğrafyası yapmak durumundayız. Yapamazsak bu coğrafya çatışmaların, etnik mezhebi ve dini çatışmaların, terörün, Afganistan’da oluşturduğu gibi terörün tehdit oluşturmasına yol açarız. Bugün Türkiye’nin etrafında birçok ülkede başta kardeşimiz, dostumuz Suriye’de yaşanan gerilimler hepimizi ders olmalıdır. Ülkeler birliklerini, beraberliklerini korudukları zaman, komşuları ile iyi ilişkiler geçirdikleri zaman kalkınabilirler. Bu anlamda Türkiye ve Kazakistan iki istikrar adasıdır. Vizyonu, hedefi olan, gelecek perspektifi olan iki büyük istikrar adasından bahsediyoruz. Türkiye’nin istikrarı etrafa istikrar getirir, Kazakistan’ın istikrarı da yine çevresine istikrar getirir” açıklamasını yaptı. 

MUSTAFA VERGİVEREN

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Şile Belediyesi’nin güncel borcu 925 milyon TL olarak açıklandı Şile’nin yeni Belediye Başkanı Özgür Kabadayı, kamuoyu ile belediyenin mevcut mali durumunu paylaştı. 31 Mart Yerel Seçimleri’nde AK Parti’den CHP’ye geçen Şile Belediyesi’nin yapılan incelemelerden sonra güncel borcu 925 milyon 244 bin 128 TL olarak tespit edildi. Şile Belediye Başkanlığı’na asılan pankart ile kamuoyuna ilan edilen güncel borç durumunda yer alan bilgilere göre, belediye kasasında 39 milyon 964 bin 499 TL bulunurken, toplam borç ise 925 milyon TL’yi aşıyor. Başkanlık binasına borç listesi asıldı Belediye binasına asılan pankartta, işçi SSK primleri, personel maaş ve SSK prim ve vergi borçları, SSK borçları, esnafa ödenmeyen borçlar, aylık elektrik borcu, vergi borçları gibi borçlar sıralandı. Şile Belediyesi tarafından paylaşılan tabloda göze batan rakamlar dikkat çekiyor. 442 milyon TL’lik rakam ile dış piyasa şirketlerine olan borçlar listenin en başında yer alırken, 31 Mart öncesi ihalesi gerçekleşmiş ileri tarihli sözleşme bedelleri ise 199 milyon TL, genel sokak aydınlatmaları için 18 milyon TL’lik tutarlar tablonun en dikkat çekici detayları olarak kayıtlara geçti. Başkan Özgür Kabadayı: “İncelemelerimiz devam ediyor” Belediyenin mevcut mali durumu hakkında bilgi veren Şile Belediye Başkanı Özgür Kabadayı, “Şeffaf, adil ve sürdürülebilir belediyecilik anlayışımızın bir yansıması olarak 31 Mart 2024 tarihi itibarıyla Şile Belediyesi’nin borç ve mevcut mali durumu hakkında kamuoyunu bilgilendirmek istedik. 2024 yılı içerisinde son üç aylık dönem (ocak-şubat-mart) incelendiğinde özellikle mart ayı içerisinde Şile Belediyesi bünyesinde birçok usulsüzlük yönetimimiz tarafından tespit edildi. Gerçeklikle uyuşmayan son dakika faturalarına yasal itiraz süreçleri içerisinde gerekli itirazlar yapıldı. İncelemelerimizi belediyemize ait SİPAŞ ve Mercanköşk AŞ şirketlerimiz özelinde sürdürüyoruz. Belediye şirketlerimizin güncel mali durumlarını da kısa bir süre sonra ayrıca paylaşacağız” ifadelerini kullandı.
Adana Dolmuşun açık bırakılın kapısından düşen kadın yaşam mücadelesi veriyor Adana’da dolmuşta ücret ödemek için ayağa kalktığı sırada açık bırakılan kapıdan aşağı düşerek ağır yaralanan yaşlı kadın hayatta kalma mücadelesi verirken, sürücü adli kontrol şartıyla tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. Edinilen bilgiye göre kaza, 24 Nisan günü saat 14.30 sıralarında Sarıçam ilçesi Balcalı Mahallesi Güney Kampüs yolunda meydana geldi. Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Balcalı Hastanesi’ne kontrole giden Hatice Sabahi (75), evine dönmek için Vedat K.’nin kullandığı 01 J 0364 plakalı özel halk otobüsüne bindi. Sürücü direksiyon başında sigara içtiği sırada otobüs kapısı açık bir şekilde ilerlerken, Sabahi ulaşım kartını göstermek için ayağa kalktı. Manevra sırasında dengesini kaybeden Sabahi, açık olan kapıdan aşağı düşerek başını asfalta çarptı. İhbar üzerine kaza yerine gelen sağlık ekipleri, Sabahi’yi ilk müdahalenin ardından ambulansla hastaneye götürdü. Sürücü ise gözaltına alınarak polis merkezine götürüldü. Hastanede ameliyata alınan 6 çocuk annesi Sabahi’nin beyin kanaması geçirdiği, köprücük ve kürek kemiği ile göğüs kafesinde kırıklar olduğu belirlendi. Kafatasında biriken kan boşaltılan Sabahi, yoğun bakım ünitesinde entübe edildi. Sabahi’nin emekli öğretmen eşi Cemil Sabahi (74) ile çocukları hastaneye giderek, gelecek iyi haberi beklemeye başladı. Polis merkezindeki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen sürücü Vedat K. ise çıkarıldığı mahkemece adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Eşinin hayati tehlikeyi atlatamadığını anlatan Cemil Sabahi, “Bu apaçık cinayete teşebbüstür. Kapıyı neden açık bırakmış, bilemiyorum. Bir litre az mazot yakmak için mi böyle yapıyorlar? Ayrıca sigara içiyor. İnsan hayatı bu kadar ucuz mu? Adli kontrol verilerek serbest bırakılmış. Eşimin beyin kanaması ameliyatla durduruldu. Uzun süredir de uyutuluyor. Üstelik vücudunda çok sayıda kırık var. Hayati tehlikeyi atlatabilirse kırıklarına bakılacak. Son derece berbat durumdayım” diyerek gözyaşı döktü. Oğlu Selahattin Sabahi (51) ise kapısı açık giden otobüsler konusunda tedbir alınması gerektiğini belirterek, “3 gündür hastanedeyiz, otobüsleri takip ediyorum ve hala kapıları açık geziyorlar. Buna bir son verilmesini istiyorum. Adana’nın bu ciddi sorununun çözülmesi lazım. Bizim canımız yandı, başkasının canı yanmasın. Annemin hayati tehlikesi sürüyor. Kırıkları tedavi edilemiyor. Sürücüden şikayetçiyiz. Salıverilmesine anlam veremedim” dedi.
Adana Ceyhan Belediye Başkanı Aydar, verdiği sözleri bir bir yerine getiriyor Ceyhan Belediye Başkanı Kadir Aydar, henüz göreve başlayalı bir ay bile dolmadan seçim döneminde verdiği vaatlerden 6’ncısının temelini atarak Namık Kemal Mahallesi’ne en büyük parkını yapmak için kolları sıvadı. 23 Nisan’da altyapı ve yol çalışmaları tamamlanan, içerisinde koşu, spor ve büyük bir oyun alanının bulunacağı park, 19 Mayıs’ta tamamlanarak çocuklara armağan edilecek. Kısa bir süre önce Ceyhan’ın iki yakasını birleştirmek için İbrahim Mete Bulvarı’ndan Namık Kemal Mahallesi’ni birbirine bağlayacak köprünün temelini atan Başkan Kadir Aydar, Kent Meydanı projesinin ilk kazmasını da kendisi vurmuştu. Büyük Ceyhan Oteli ve Namık Kemal Mahallesi’ne çift şeritli yol çalışmalarına da başlayan Aydar, Ceyhan’ı büyük bir köyden, büyük bir kent hedefine ilerleme yolunda ilçe halkının en büyük umudu oldu. Ceyhan Belediye Başkanı Kadir Aydar ayrıca ihtiyaç sahibi emeklileride unutmayarak söz verdiği bayram ikramiyesi için çalışmalarını tamamladı. İhtiyaç sahibi emeklilerin belediyeye başvuru yapmalarının ardından 5 bin liralık destek vereceğini açıkladı. Başkan Aydar’ın emekli ikramiye vaadi, 7 den 70e herkesin başkanı olduğunu kanıtlar nitelikte oldu. Ceyhan’da yarım kalan hikayesini tamamlayıp, kaybolan yıllarını telafi etmek adına belediyenin her bir emekçisiyle 7 gün 24 saat esasına dayalı çalışan Başkan Kadir Aydar, seçim döneminde verdiği vaatler arasında yer alan Namık Kemal Parkı Çocuk Parkı için kolları sıvadı. Mazbatasını alalı henüz bir ay bile dolmayan Başkan Aydar, vaatlerinden 6’ıncısını gerçekleştirmek için parkın temelini 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nda attı. Altyapı ve yol çalışmalarını tamamlayan Aydar, parkın 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı’nda hizmete açılacağını duyurdu. Başkan Aydar, “Bugün çocuklar bir müjde vermek istiyoruz. Bu alan, Namık Kemal Mahallesi’ndeki en büyük park olacak. Çocuklar için koşu, spor ve büyük bir oyun alanı olacak. Yolumuz bitti. Parkımızı 19 Mayıs’a kadar siz değerli Ceyhanlılar için hizmete açmaya çalışacağız. Çocuklara bugün müjdemiz olsun. Ne yapıyorsak, Ceyhan için. En büyük gücü Ceyhanlımın gözlerindeki umuttan alıyorum” dedi.
Hatay Konteyner kent alevlere teslim oldu, vatandaşlar korku dolu anlar yaşadı Hatay’ın Antakya ilçesinde depremzede vatandaşların yaşadığı 4 konteyner kullanılmaz hale gelirken afetzede vatandaşlar, asrın felaketinin ardından yeninden korku dolu anlar yaşadılar. Geçtiğimiz gün Hatay’ın Antakya ilçesinde depremzede vatandaşların kaldığı konteyner kentte çıkan yangında 4 konteyner kullanılamaz hale gelmişti. Konteynerlerin alevlere telsim olduğu yangında 7 konteyner ise hasar gördü. Depremin ardından yeniden korku dolu anlar yaşayan vatandaşlar, adeta ikinci kez felaketi yaşadılar. Konteyner kent sakinleri Mine Yapar ve Emel Yılmaz yaşadıkları korkuyu anlattılar. Yangının saniyeler içerisinde büyüdüğünü söyleyen Mine Yapar, "Dün bir anda ne olduğunu anlamadan yangın çıktı. Yangın saniyeler içinde büyüdü. Her yere sıçradı. Havaların ısınmasıyla bu felaketler daha çok artacak. Bir an önce ekipler devletimiz bir şeyler yapsın. Çok zor durumdayız. Bu yangın burada ilk oldu ama son olmayacak. 3 konteyner yandı, yaklaşık 7 konteyner de hasar aldı" dedi. Yangınlardan korktuklarını dile getiren Emel Yılmaz, "Yangın bir anda çıktı, evde oturuyorduk ve fark etmedik. Kokuyu da almamıştık. Yangın bir anda büyüdü, 3 konteyner yandı yaklaşık 7 konteyner’da hasar aldı. Buranın çözüme kavuşturulması lazım çünkü korku içinde yaşıyoruz. Yangınlardan korkuyoruz" şeklinde konuştu.