MAGAZİN - 05 Ocak 2021 Salı 10:03

Survivor 2021 Barış Özbek Kimdir? Kaç Yaşında? Mesleği Nedir?

A
A
A
Survivor 2021 Barış Özbek Kimdir? Kaç Yaşında? Mesleği Nedir?

Survivor 2021 ünlüler takımında yer alan Barış Özbek kimdir? İşte Barış Özbek'e dair tüm bilgiler...

SURVİVOR BARIŞ ÖZBEK KİMDİR?

Survivor'da yarışacak olan Barış Özbek, 14 Eylül 1986 yılında Almanya'da dünyaya gelmiştir. Barış Özbek futbola BG Schwerin altyapısıdna başlamıştır. 2003-04 yılında Tus Hordel'de forma giydikten sonra 2005 yılında Rot-Weiss Essen'e gitti. A takım düzeyinde iki yıl oynayıp dikkatleri üzerine çeken gurbetçi futbolcu 2007-08 sezonunda Serkan Çalık ile birlikte Galatasaray'a imza attı.Orta sahanın ortasında, sağ kanatta ve nadiren de olsa sağ bekte oynayabilen Barış oyunun her iki yönünü oynamasıyla dikkat çekmiştir.

Sarı kırmızılılarda uzun süre değişmez isimlerden olan Barış Özbek Almanya 21 yaş altı milli takımında da 16 kez oynadı. Daha sonra 2011-12'de Trabzonspor'a transfer olan futbolcu daha forma giyemeden Almanya'da kendi kendine yaptığı antrenmanda sağ diz iç çapraz bağları kopmuş ve 6 ay sahalardan uzak kalmıştır. Sakatlığı sonrası bordo mavililerde aradığı şansı bulamayınca Union Berlin'e imza attı. 2015 yılında ise Kayserispor'a imza atsa da 1 yıl sonra yeniden Almanya'ya dönerek Duisburg'la sözleşme imzaladı.

Son olarak 2019 yılında Karagümrük'e imza atıp 2020 yılında da ayrılarak futbola son noktayı koymuştur.

Kariyeri boyunca 353 maça çıkan Barış Özbek 20 gol 28 asist yapmıştır.

Barış Özbek Profesyonel kariyeri

2005-2007 Rot-Weiss Essen 25 (1)

2007-2011 Galatasaray 135 (12)

2011-2013 Trabzonspor 9 (0)

2013-2015 Union Berlin 40 (2)

2015-2016 Kayserispor 11 (0)

2016-2017 MSV Duisburg 22 (0)

2018-2020 Fatih Karagümrük 29 (1)

Toplam 27

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bitlis Prof. Dr. Palabıyık akademisyenlere seslendi: “Gazze için konforunuzu bozun ve cübbenizi giyin” Bitlis Eren Üniversitesi’nde (BEÜ) görevli Akademisyen Prof. Dr. Adem Palabıyık, ABD ve Avrupa’daki üniversitelerde akademisyenlerin desteği ile devam eden İsrail protestolarına karşı Türkiye’deki akademisyenlerin seslerinin kısık kaldığını belirterek, “Gazze için konforunuzu bozun ve cübbenizi giyin” dedi. ABD ve Avrupa’daki üniversitelerde süren Gazze eylemlerine ilişkin açıklama yapan Prof. Dr. Palabıyık, “Ülkemizdeki akademisyenlerden hala güçlü bir ses duyamadık. Tüm dünya akademisyenleri ayaktayken ülkemizdeki akademisyenlerin ayağa kalkmaması beni üzüyor. Sessiz kalmak ahlaki ve insani vefasızlıktır akademik utançtır” dedi. “PKK’ya terör demeyenler İsrail’e sustu” “7 Ekim’den itibaren başlayan kıyıma karşı sesimizi hep yüksek tuttuk ve bunu ekranda da dile getirdik” diyen Palabıyık, “Cübbemi ve kefiyemi giyerek erkândan çağrı da yaptım. Elbette akademisyenlerin bütünü için ifadelerim geçerli değil, lakin Boğaziçi’nde dikilen akademisyenlerin, sadece dikilişi kadar bir gündem oluşturmak neden mümkün olamıyor anlamış değilim. Barış Beyannamesi denilen ve devletimizi neredeyse katliam yapmakla suçlayan akademisyenler, İsrail’e karşı neden sessiz? Bu nasıl ikiyüzlülüktür? Binlerce bebeği kundakta katleden PKK terör örgütü için sözde Barış Beyannamesi imzalayanlar, İsrail karşısında neden sus pus oldu?” “Akademisyenler artık konforlarını bozsunlar” Akademisyenlerin en büyük korkusunun konfor alanlarının bozulması olduğunu belirten Palabıyık, sözlerine şöyle devam etti: “Çünkü akademisyenler, sahip olduğu şartların aleyhlerine dönme ihtimalinden çok korkarlar. Bu sadece maddi güç değil, aynı zamanda Bourdieu’nün bahsettiği ’fildişi kulelerini’ de kaybetme korkusudur. Çünkü akademisyen ancak üniversitedeki ofisi ile ontolojisini koruyabilir, dışarıda asosyal olduğu için bir hiçtir. Kulesinden bakan akademisyen, olayları da ancak yukarıdan gördüğü gibi yorumlar, sahanın bir parçası olamaz. Daha doğrusu toplumu bir parya modeli olarak görür. Odası, yani kulesi, onu yalıtan en büyük etkendir. Artık bu konfor Gazze için bozulmalıdır.” “28 Şubat’tan hala korkuyorlar” Palabıyık, “Akademisyenler hala 28 Şubat’ın hayaletinden korkuyorlar ve bu hayaletin hala ortalıkta dolaştığını iddia ediyorlar. Bir yandan fişlenme, öte yandan değişebilecek iktidar gibi olgular onlara inanılmaz bir korku aşılıyor. Akademik cübbe üzerine Filistin kefiyesi giymek ve bu halde çekilebilecek bir fotoğraf karesinin gelecekte önlerine çıkma ihtimali hala onlar için çok güçlü bir hayali varsayımdır. Bu kâbus üzerinden inşa ettikleri gündelik hayata dair korku, onların sonraki yıllarda yaşayabileceği olumsuzlukların önüne geçmek için kullanılan bir araçsal cihazlara dönüşmüş durumdadır. Maalesef, bu korku kendini muhafazakâr ve Müslüman olarak tanımlayan akademisyenlerde daha fazla görülüyor. Buna ahlaki ihanet veya muhafazakâr vefasızlık demek yanlış olmayacaktır” diye konuştu. “Feminist akademisyenler çürük kokuyor“ Gazze için hiçbir öğrenciye söz hakkının tanınmadığını ifade eden Palabıyık, “Lümpen burjuva denilecek bu kesimin özellikle Gezi ve feminist söylemlerle hareket ettiğini de unutmadık. Feminizmi LGBT’ye sürükleyen aklı evvellerin kendi derslerini Gezi Parkı’nda devam ettirmek için öğrencilerini üniversiteden çıkardıkları ve Gezi eylemlerine katılmalarını tavsiye ettikleri de gün gibi biliniyor. Lakin konu Gazze olunca tek bir öğrenciye söz hakkı tanınmıyor. Çünkü Gazze, Müslümanların yüzakı olduğu için, onların direnişinin ahlaki yönü engellenmek isteniyor. Bu nasıl bir akademik buhrandır? Bunlar insanlıklarını kaybetmiş” dedi.